Yaklaşan Devrim: Yapay Genel Zeka (Süperzeka) Nedir?
Yabancı bir zekâ, Dünya'da belirmek için gün sayıyor. Birçok uzmana göre bu yabancı zekânın ortaya çıkması 20-30 yılı bulacak. Bazı uzmanlara göre ise biraz daha uzun sürecek. Her iki durumda da en az biz insanlar kadar akıllı ve bir o kadar da bize yabancı bir zekâyla bu yüzyıl sona ermeden önce karşılaşma ihtimalimiz oldukça yüksek gözükmektedir. Muhtemelen bu yazıyı okuyan birçok kişi, gelişen tıp ve bilimle o karşılaşma anına tanıklık edecek kadar uzun bir yaşam sürme şansına sahip olacak.
Öte yandan bize yabancı bir zekânın insanlığa karşı dostça davranmasını düşünmemiz için henüz elimizde güçlü bir neden bulunmamaktadır. Bu tür bir zekânın tam olarak neye benzeyeceğini kestiremiyor olsak da; bilinç ve öz farkındalık gibi bazı temel ortak özellikler dışında, fizyolojisinden morfolojisine, psikolojisinden sosyolojisine kadar biz insanlardan hemen her bakımdan farklı olacaktır. İlk etapta bunu anlamayacağız; ancak bu yabancı zekâ, potansiyel olarak, insanlık tarihindeki gelmiş geçmiş en zeki insanların toplamından bile çok daha zeki olacaktır.
Bahsettiğimiz bu yabancı zekâ, hayali bir gezegenden hayali bir uzay gemisine binerek onca mesafeyi kat edip gezegenimize gelmeyecektir; bunun aksine, prestijli bir üniversitede veya çok uluslu bir kurumda iyi finanse edilen bir araştırma laboratuvarında tam burada, Dünya'da doğacaktır. Bu yazımızda Dünya dışı akıllı yaşamdan değil, biz insanları aşan nitelikte bilişsel kabiliyetlere sahip olabilecek bir yapay zekâ türünden yani "yapay genel/süper zekâ"dan bahsedeceğiz.
Yapay Genel/Süper Zekâ Nedir?
İnsanlık, muazzam bir teknolojinin eşiğinde olabilir. Bu teknoloji o kadar devrimsel bir nitelikte olacaktır ki, yalnızca sihirden değil, belki de bir tanrıdan bile ayırt edilemeyecektir. Bu teknoloji, yapay genel zekâ olarak bilinir. Yapay genel/süper zekâ ya da güçlü yapay zekâ (yazının ilerleyen kısımlarında çoğunlukla "yapay genel zekâ"yı kullanacağız), bir insanın gerçekleştirebileceği herhangi bir entelektüel görevi anlayabilen ve öğrenebilen bir yapay zekâ türüdür. Bu tür bir yapay zekânın, teknolojik bir tekilliğe sebep olacağı düşünülmektedir (kimi zaman "yapay genel zekâ" ve "teknolojik tekillik" kavramları eş anlamlı olarak da kullanılmaktadır). Bu tür bir teknolojik atılımı yalnızca Arthur C. Clarke'ın şu meşhur sözüyle anlatmak mümkündür:
Yeterince gelişmiş herhangi bir teknoloji, sihirden ayırt edilemez.
Hayal etmesi zor olsa da son yıllarda teknolojide ve bilgi işlemede kaydedilen ciddi ilerleme, birçok yapay zekâ uzmanının; yapay genel zekânın gittikçe yaklaştığını düşünmesine neden olmuştur: Birkaç on yıl içinde yapay zekâ, şu anda anladığımız bir makine zekâsından, aramızdaki en zeki olanların bile kavrayamayacağı, hiçbir şeye benzemeyen sınırsız bir zekâya ulaşabilir. Kusursuz bir bellek ve sınırsız analitik güçle bu "hesaplama canavarı", programa "gir" tuşuna bastığınız ilk milisaniyede Kongre Kütüphanesi'ndeki tüm kitapları okuyabilir ve ardından tüm bu bilgileri insanlığın 4.000 yıllık entelektüel yolculuğunun kapsamlı bir analizine entegre edebilir.
Yapay zekânın tarihi, zekâdaki üstel büyümeye benzer bir hikâyeye sahiptir: 1936'da Alan Turing, modern bir bilgisayar için teorik çerçeveyi ortaya koyan Turing Makinaları üzerine dönüm noktası niteliğindeki makalesini yayımladı. Turing, basit anahtarlardan ("açık" ve "kapalı", 0'lar ve 1'ler) oluşan bir makinenin bir insan gibi düşünebileceği ve belki de insandan üstün olabileceği fikrini ortaya attı. Yalnızca 75 yıl sonra, 2011'de IBM'nin yapay zekâ botu "Watson", Jeopardy isimli bilgi yarışmasında iki insan rakibini yenerek insanları şaşırttı.
Watson gibi yapay dar zekâ örnekleri, satranç oynamak veya denklem çözmek gibi belirli görevi ne olursa olsun insanlardan daha iyi performans gösterebilirken; insan seviyesindeki yapay genel zekâ, neredeyse her bilişsel görevde insanlardan daha iyi performans gösterecektir.
Yapay genel zekâ, zamanla duyarsızlaşacağımız herhangi bir yapay zekâ kilometre taşı değildir. Yapay zekâ başarıları arasında, toplum için kritik öneme sahip olacak, benzersiz bir dönüm noktasını ifade etmektedir. Çünkü, entelektüel olan her şeyde insanlardan daha iyi performans gösteren bir makine zekâsına sahip olduğumuzda, icat etme ve keşif görevini makinelere devredebiliriz. İngiliz matematikçi I. J. Good'un da dediği gibi,
(...) İlk süperzeki makine, insanın yapması gereken son icattır.
Yapay Genel Zekâya Giden İki Ana Yöntem
Yapay genel zekâya giden iki ana yöntem bulunmaktadır. Genel bir yapay zekâ elde etmenin ilk yöntemi, karmaşık makine öğrenimi algoritmalarına dayanır. Genellikle insan beynindeki sinir ağlarından esinlenen bu makine öğrenimi algoritmaları, bir programın veri girdilerini nasıl alabileceğine ve analiz etmeyi öğrenip istenen çıktıyı nasıl verebileceğine odaklanır. Buradaki önerme, bir bebeğin bir elmayı tanımayı öğrenmesine çok benzer bir şekilde, farklı bağlamlarda binlerce elma resmini göstererek bir elmayı tanımlama programını bilgisayara uygulayabilmektir.
İkinci yöntem ise, insan beynini bilgisayar ortamında oluşturmaya dayanır. Tüm Beyin Öykünmesi (İng: "Whole Brain Emulation" veya kısaca "WBE") denen bu yöntemin amacı, beynimizin evrimini örnek alarak sinir ağlarını kopyalama veya simüle etme yoluyla insan seviyesinde makine zekâsına ulaşmaktır. Bir beyindeki her nöronu görüntüleyebilir ve sonra bu verileri alıp bir bilgisayar arayüzünde simüle edebilirsek, insan düzeyinde genel bir yapay zekâya sahip oluruz. Ardından, kapasiteyi en üst düzeye çıkarmak için daha fazla nöron ekleyebilir veya tasarımı değiştirebiliriz.
Bu, hem Beyaz Saray'ın Beyin (İng: "Brain") girişiminin hem de Avrupa Birliği'nin İnsan Beyni Projesi'nin (İng: "Human Brain Project") arkasındaki fikirdir. Gerçekte, insan seviyesinde makine zekâsına giden bu iki yol (algoritmik ve öykünme), siyah ve beyaz değildir. Yapay genel zekâya hangi teknoloji biçimi ulaşırsa ulaşsın, bu genel makine zekâsı, muhtemelen ikisinin bir kombinasyonu olacaktır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Zekâ Patlaması
Bir zekâ patlaması, yapay genel zekânın kendi zekâsını oluşturan süreçleri analiz ettiği, onları geliştirdiği ve aynı şeyi yapan ancak kendisinden daha zeki bir halef yapay zekâ sistemi yarattığı teorik senaryodur. Bu süreç, pozitif bir geri bildirim döngüsü içinde tekrar eder: birbirini izleyen her yapay zekâ sistemi bir öncekinden daha zekidir ve dolayısıyla halefinin zekâsını yükseltebilir. Ta ki bir sınıra ulaşılana kadar... Bu olası sınırın insan zekâsından çok ama çok daha yüksek olduğu düşünülmektedir.
Bu, "sert kalkış" olarak bilinir. Bu senaryoda, teknolojik ilerleme, insan nöronları yerine transistörlerin tipik zaman ölçeğine düşer. Yükselme, hızla yukarı doğru fırlar ve fiziksel sınırlara ulaşmadan önce süperzekâ ortaya çıkar. Bu fikrin güçlü bir versiyonu, pozitif geri bildirim bir kez rol almaya başladığında, çok hızlı bir şekilde yapay zekânın zekâ seviyesinde muazzam bir sıçramaya yol açacağını ileri sürer.
Bunu kelimelerle ifade etmesi biraz zor; dolayısıyla yapay zekâ hakkındaki bir diğer yazımızda verilen örneği alıntılayacak olursak:
Bir yapay zekâ sisteminin düşük seviye genel zekâya ulaşması onlarca yıl alır; ancak sonunda gerçekleşir. Bir bilgisayar, etrafındaki dünyayı dört yaşındaki bir insan gibi algılayabilmektedir. Aniden, bu aşamaya ulaştıktan sonraki yalnızca bir saat içinde, sistem genel görelilik ve kuantum mekaniklerini birleştiren büyük fizik teorisini keşfeder, hiçbir insanın yapamadığı bir şey... Bundan bir 90 dakika sonra düşük seviye yapay genel zekâ, bir süperzekâ olmuş durumdadır. Bir insandan 170 bin kat daha zeki yani... Bir yabanarısının Keynesçi Ekonomi'yi anlaması ne kadar mümkünse, bizim de bu derecede bir süperzekâyı kavrayabilmemiz o kadar mümkün. Bizim dünyamızda, zeki 130 IQ, aptal ise 85 IQ demek. 12,952 IQ için bir kelimemiz yok...
Daha iyi anlayabilmeniz için, kısa öykülerden oluşan Melekler ve Uzay Gemileri isimli derlemeden basit ve kısa bir insan-yapay zekâ diyaloğunu da verebiliriz:
2045 yılı. Güneşli, parlak bir günde, garajlarında çalışan Silikon Vadisi bilgisayar korsanlarının özel teknoloji grubu, bir bilgisayar arayüzünde devasa bir sinir ağını simüle eden bir program tasarımını tamamlar. Yeni bir makine öğrenimi algoritması bulurlar ve denemek isterler. Bu yeni doğmuş ağa, yeni kodla öğrenme ve kendini yeniden tasarlama kabiliyetini verirler ve analiz edilecek metni arayabilmesi için internet erişimi sağlarlar. Üniversiteli gençler, programı başlatır ve ardından kutlamak için Chipotle'ye giderler.
Eve döndüklerinde, kaldırımdan garaja yürürken, caddelerine yaklaşan FBI araçlarını görünce şaşırırlar. İçeriye koşup programı kontrol ederler. Bilgisayar çoktan "Program Tamamlandı" çıktısını vermiştir. Programcılardan biri "Ne okudun?" sorusunu tuşlar ve yapay zekâ yanıt verir, "İnternetin tamamını. Bana istediğinizi sorun."
Tüm Reklamları KapatBirkaç saniye düşündükten sonra, programcılardan biri, korku ile elleri titreyerek sorar: "Bir tanrının var olduğunu düşünüyor musun?"
Yapay zekâ anında yanıt verir: "Artık bir tanrı var."
Makine Bilinci
Anlaşılabilir bir şüphe, sınırsız bilimsel ve entelektüel araştırma yapsa bile, 0 ve 1'lerin bilinç, öz farkındalık veya duyusal algıya sahip olabileceğine, bilgisayarların insanlar gibi düşünebileceklerine inanmanın zor olması olabilir. Şu anda bilim tarafından tamamen açıklanamaz olmasa da, benliğin bu boyutlarının açıklanmasının zor olduğu kesinlikle doğrudur. Bu nedenle, buna "bilincin zor problemi" denir! Yani, henüz bilincin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz.
Ancak bilincin "ortaya çıkabilir" (İng: "emergent") bir özellik olduğunu, yani cansız maddenin moleküler hareketleri ve evrimi sonucu oluşan, kendilerini kopyalayan ilk moleküllerden başlayarak milyarlarca yıllık bir evrim sürecinin sonucu olduğunu varsayarsak, bilgisayar bilinci o kadar da çılgınca görünmeyecektir. Cansız atomlardan oluşan bir çorbadan çıkan bizler, cansız 0'ların ve 1'lerin ne kadar karmaşık bir düzen olursa olsun bilince yol açabileceğine inanamıyorsak, bunu atomlara anlatmaya çalışmalıyız. Kendinize şunu sorun:
Bilincin bir ortamda ortaya çıkan bir özellik olduğunu varsayarsak, neden başka bir ortamda ortaya çıkamasın?
İnsanlık, tarihinde kritik bir noktaya doğru ilerliyor. Önce atomlar, sonra organik moleküller, sonra tek hücreli organizmalar, sonra çok hücreli organizmalar, sonra hayvan sinir ağları, sonra sadece biyolojimizle sınırlı insan seviyesinde zekâ ve kısa süre sonra sınırsız makine zekâsı... Birçok bilim insanı, artık kozmos tarihinde yeni bir çağın eşiğinde yaşadığımızı düşünüyor.
Bu zekânın toplum üzerindeki etkileri geniş kapsamlı ve bazı durumlarda çok yıkıcı olacaktır. Galaktik oranlardaki bir süperzekâ tarafından gölgelenerek gezegendeki en akıllı tür konumumuzu yitirirsek, politik yapılarımız çökebilir. Bir süperzekâ, insanları böcekler gibi görebilir ve hepimiz, sınırlarını aştıklarında böceklere ne yaptığımızı biliyoruz! Yani soru bir anda şuna döner:"Artık en zeki olmayacaksak, kontrolü elimizde tutacağımızdan emin miyiz?" Yapay zekâ araştırmacılarından uzun vadede süperzekânın insanlık üzerindeki genel etkisine olasılıklar atamaları istendiğinde, ortalama değerler şu şekildedir:
- %24 "aşırı derecede iyi",
- %28 "iyi",
- %17 "kararsız",
- %13 "kötü",
- %18 "aşırı derecede kötü" (varoluşsal yok oluş).
%18 oranı, hafife alınacak bir istatistik değildir. Bize yabancı olan bir zekânın bilinmeyenlerine doğru ilerlerken ihtiyatlı olmalıyız.
Yapay Genel Zekâ, Derin Bir Anlayışa Kapı Aralayabilir!
Yapay genel zekâ, kesinlikle korkutucu bir gelecek yaratabilecek varoluşsal tehditlerle birlikte gelse de, ütopik bir gelecek de getirebilir. Süperzekâ, evrenin en derin gizemlerini çözme kabiliyetine sahip olacaktır. Tarih boyunca en parlak beyinlerin, yüzeyini kazımak için milyonlarca yıla ihtiyaç duyacağı keşifleri, dakikalar gibi inanılmaz kısa bir süre içerisinde keşfedebilecektir. Mahkumları, Platon'un mağarasından daha önce bilinmeyen bir dünyanın ışığına çıkaran filozof gibi, yapay genel zekâ, bize farkında olmadığımız daha yüksek bilinç veya düşünce seviyelerini gösterebilir.
Bu evrende, şu anda anladığımızdan çok ama çok daha fazlası olabilir. Olmalı da, çünkü evrenin nereden geldiğini bile bilmiyoruz! Süperzekâ, bu tür derin bir kavrayışa açılan kapımız olabilir. Bir asır içinde, tüm zamanların en büyük sorularına verilen en önemli yanıtlara tanıklık edebiliriz.
Yapay Genel Zekâya Ne Zaman Ulaşılacak?
Yapay zekâ veya makine öğrenimi üzerinde çalışan bilgisayar bilimcilerin çoğunluğu, insan beyninin yeteneklerinin ve dolayısıyla zekâsının kopyalanmasının mümkün olduğunu ve yapay genel zekânın nihayetinde ortaya çıkacağı konusunda hemfikirdir. Her ne kadar iş, yapay genel zekâ zamanlamasına dair bir tahminde bulunmaya geldiğinde bilim insanları arasında doğal olarak daha az görüş birliği olsa da 2009-2022 yılları arasında 1700 kadar bilim insanı ile yapılan 5 farklı anketin sonuçlarını kapsayan bir analize göre birçok bilim insanı, yapay genel zekâya 2059'dan önce ulaşılmasını çok olası görmektedir. Bununla birlikte; yapay genel zekâya bu yüzyıl içerisinde ulaşılmasını zor bir ihtimal olarak gören, bunun yüzlerce yılı bulabileceğini öne süren ve hatta gerçek bir yapay genel zekânın hiç mümkün olup olamayacağını sorgulayan bazı bilim insanları da bulunmaktadır.
Her geçen yıl yapay zekâ alanındaki gelişmelerin hızı, sektör beklentilerini aşmaktadır. Yapay zekâ araştırmaları yürüten bir kurum olan DeepMind, 2022 yılının şubat ayında insan programcıların %54'ünü aşan bir beceri düzeyinde kendi orijinal yazılımını yazabilen AlphaCode isimli yapay zekâ motorunu geliştirmiştir.[1] AlphaCode, bir yapay genel zekâ örneği olmasa da bu yolda böyle önemli bir kilometre taşına bu kadar çabuk ulaşılması genel olarak beklenmediği için, sektörü şaşırtan bir gelişme olarak değerlendirilmiştir.[2] Bu ve benzeri örneklerden yola çıkarak, insanlığın çok da uzak olmayan bir gelecekte Dünya'da yabancı bir "genel zekâ" yaratacağını varsaymak makul görünmektedir.
Bilişsel yeteneklerimizi bir şekilde makinelerle birleştirmeyi veya güçlendirmeyi başarmadığımız sürece insan zekâsı sabit kalacaktır. Makine zekâsı ise algoritmalara, işlem gücüne ve veri depolamaya bağlıdır. İşlem gücü ve veri depolama her geçen gün sürekli hızlanarak gelişmektedir. Algoritmalara gelince, şimdiye kadar makinelere işlem güçlerini ve hafızalarını etkin bir şekilde kullanmaları için gerekli olan algoritmaları sağlama konusunda oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz.
Zekâmızın sabit olduğunu ve makine zekâsının ise her geçen gün geliştiğini düşünürsek, katı bir fiziksel sınır olmadıkça (henüz böyle bir sınırla karşılaşmadık) makine zekâsının biz insanların zekâsını aşması, sadece bir zaman meselesidir. Ayrıca bu, üstel büyümeyi anlamak için iyi bir analojidir. Makineler şu anda biraz şapşal gibi görünse de çok yakında oldukça zeki hale gelebilirler.
Sonuç
Bugün dünya, küresel ısınma gibi çok sayıda karmaşık zorluklarla karşı karşıya. Bunların hepsi, zamanla gezegendeki herkesi derinden ve geri dönüşü olmayan şekilde etkileyecek sorunlardır. Ancak bu krizlerin her birine karşılık verme biçimimizi etkileyecek olan gerçek sismik değişim, yapay zekâ alanında olacaktır. Schmidhuber şöyle diyor:
Bu, başka bir sanayi devriminden çok daha fazlasıdır. İnsanlığı ve yaşamın kendisini aşan bir şeydir. Tüm bu karmaşıklık, yeni bir sanayi devriminden çok daha fazlası olan, yüzyılımızın gerçekten önemli bu gelişmesine karşı durmaktadır.
Biyolojik yaşam, 3.5 milyar yıl önce kimyasal evrim sayesinde ortaya çıktığında, basit ve cansız elementlerin rastgele bir kombinasyonu, bugün gezegende yaşayan türlerin "patlamasını" başlattı. Benzer büyüklükte bir gelişmenin, bir süperzekânın, eli kulağında olabilir. Schmidhuber şöyle diyor:
Şimdi evren, daha düşük karmaşıklıktan daha yüksek karmaşıklığa doğru bir adım atıyor ve bu, harika olacak.
Biyolojik yaşamda olduğu gibi, güçlü bir makine ile yapay yaşam arasındaki bu önemli sıçramada bir rastlantısallık unsuru olacaktır. Kesin bir şekilde ne zaman olacağını tahmin edemesek de şimdilik neredeyse tüm kanıtlar, yapay genel zekânın er ya da geç ortaya çıkacağına işaret etmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 26
- 16
- 9
- 9
- 7
- 7
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- ^ Deepmind. Competitive Programming With Alphacode. (1 Şubat 2022). Alındığı Yer: Deepmind | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Coldewey. Deepmind’s Alphacode Ai Writes Code At A Competitive Level. (2 Şubat 2022). Alındığı Yer: TechCrunch | Arşiv Bağlantısı
- C. Reedy. Kurzweil Claims That The Singularity Will Happen By 2045. (5 Ekim 2017). Alındığı Yer: Futurism | Arşiv Bağlantısı
- J. Creighton. The "Father Of Artificial Intelligence" Says Singularity Is 30 Years Away. (14 Şubat 2018). Alındığı Yer: Futurism | Arşiv Bağlantısı
- J. Kahn. An Offer You Can’t Refuse: How A.i. Is Poised To Transform Negotiations. Eye On A.i.. (3 Eylül 2019). Alındığı Yer: Fortune | Arşiv Bağlantısı
- L. Rosenberg. The Metaverse Will Be Filled With Elves. (12 Ocak 2022). Alındığı Yer: TechCrunch | Arşiv Bağlantısı
- W. Bryk. Artificial Superintelligence: The Coming Revolution. Alındığı Yer: Harvard Science Review | Arşiv Bağlantısı
- lesswrong. Intelligence Explosion. Alındığı Yer: lesswrong | Arşiv Bağlantısı
- L. Rosenberg. Mind Of Its Own: Will “General Ai” Be Like An Alien Invasion?. (25 Şubat 2022). Alındığı Tarih: 1 Kasım 2023. Alındığı Yer: Big Think | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 15:25:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11534
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.