Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Damla Şahin Uçar
Aktaran 4 gün önce 2 dk.

Büyük Patlama’dan bir saniyeden kısa bir süre sonra, henüz atomik elementler bir araya gelmeden önce, eğer parçacıklar madde haloları hâline yoğunlaşmışsa bu haloların çökmeleri sonucunda ilk kara deliklerin, bozon yıldızlarının ve “yamyam yıldızlar” olarak adlandırılan yıldızların ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor. Bu sonuca, Scuola Internazionale Superiore di Studi Avanzati (SISSA) araştırmacıları tarafından; INFN, IFPU ve Varşova Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen ve Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma ile ulaşıldı.

Araştırmacılar, bazı kozmolojik modellerin öne sürdüğü gibi Evren’in en erken dönemlerinde kısa süreli bir “Erken Madde Egemenliği Dönemi" (İng: "early matter-dominated era")nin yaşanmış olabileceği varsayımından yola çıkarak parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileşebileceğini incelediler. Bu etkileşimlerin, şaşırtıcı çeşitlilikte kozmik cisimlerin oluşumuna yol açabileceğini ortaya koydular. Böylece çalışma, Büyük Patlama’dan sonraki ilk anlarda bile Evren’in karmaşık ve zengin bir fiziksel fenomenolojiye sahne olabileceğini gösteriyor.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat
Eser
Ece Müker
Ece Müker
571.0K UP
Eseri Ekleyen 2 gün önce Film
Damla Şahin Uçar
Yazar 5 gün önce 6 dk.

Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu, kısaca Roman ya da RST, adını galaksilerin nasıl büyüdüğüyle ilgili anlayışımızı temellendiren ve “Hubble’ın Annesi” olarak bilinen Nancy Grace Roman’dan alan NASA’nın astrofizik gözlemevidir. Başta Wide Field InfraRed Survey Telescope (WFIRST) olarak geliştirilmekle birlikte 2020 yılında isim değişikliğine gidilmiştir. NASA’nın ilk kadın yöneticisi olan Nancy Grace’in onurlandırılması için WFIRST, Nancy Grace Roman Space Telescobe olarak değiştirilmiştir.

En geç 2027’de fırlatılmayı bekleyen ve fırlatıldıktan sonra Güneş-Dünya L2 yörüngesinde konumlanacak olan Roman’ın Hubble ile kıyaslandığında minimum 100 kat daha geniş görüş alanına sahip olması, gökyüzünü Hubble’dan 1000 kat daha hızlı taramasını sağlayacak. Özellikle Evren’in genişlemesinin hızlanması olgusunun altında yatan nedenleri de araştırması bekleniyor. Ayrıca Evren’i çok daha iyi anlamamızın anahtarları olan karanlık enerji ve karanlık maddeye de ışık tutacağı düşünülüyor.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
103.1K UP
Yazar 5 gün önce 11 dk.

Türkçenin zengin deyim dağarcığında, gündelik hayatın ritmini ve insanlık hallerini birkaç kelimeyle özetleyen sayısız ifade bulunur. Bunlardan belki de en bilineni ve en sık deneyimleneni "yumurta kapıya gelince" deyimidir. Ertelenmiş bir sınav için son gece sabahlamak, teslim tarihine saatler kala hummalı bir şekilde projeyi tamamlamaya çalışmak veya son anda fark edilen bir sorumluluğun yarattığı o keskin panik hissi... Bu durumun yarattığı stres, telaş ve ardından gelen olağanüstü çaba anı, hemen herkes için tanıdık bir senaryodur. Peki, bu son derece insani ve kültürel görünen telaş halinin, sadece bir karakter özelliği veya modern yaşamın bir dayatması olmaktan öte, milyarlarca yıllık yaşam mücadelesinin derinliklerinden gelen bir yankı olabileceğini hiç düşündünüz mü? Acaba bu "son dakika" telaşı, doğanın en temel ve en acımasız yasalarından birinin, yani evrimsel baskının bir yansıması olabilir mi?

Bu yazının amacı, bu sorunun peşine düşmektir. İlk olarak "yumurta kapıya gelince" deyiminin popüler anlamının ötesine geçerek kökeninde yatan hayatta kalma mücadelesini ortaya çıkaracağız. Ardından, evrimsel biyolojinin motoru olarak kabul edilen "seçilim baskısı" kavramını ve bu baskı altında yok olmanın eşiğine gelen popülasyonların nasıl kurtulabildiğini açıklayan "evrimsel kurtuluş" (İng: "evolutionary rescue") mekanizmasını detaylandıracağız. Son olarak gündelik dilimizdeki bu basit ifade ile yaşamın en dramatik anları arasında şaşırtıcı derecede güçlü ve aydınlatıcı bir analoji kurarak deyimlerimizin ardında yatan derin biyolojik prensipleri keşfe çıkacağız. Bu yolculuk, bize sadece evrim hakkında değil, aynı zamanda kendi kültürümüz ve dilimiz hakkında da yeni bir bakış açısı sunmayı vaat ediyor.

11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Rüzgâr Özkarakaş
İnceleyen8 6 gün önce
Her şeyden önce film başlarken, onca marş, müzik, orkestra veya benzeri kullanabilecekken, İleri Marşı'nı kullanarak başlayarak tüylerimi diken diken etti. İlk filmin üstüne katlarca konulmuş. Akılda kalıcı ikonik sahnelere sahip ve çok hoş müzikler kullanılmış. İlk filmden tanıdığımız Bekir ve Oğuz karakterlerinde ileri yönlü çok yerinde bir karakter gelişimi yaşanmış ve fark ediliyor. Film yine çok kaliteli bir alt mesaja da sahip ve yeri geldiğinde çok güzel anlatıyor. Osmanlının kaybettiği topraklarda yüz yıldır süren savaş haline ve tek meşru savaşın vatan savunması olduğu fikrine bolca değinir. Uzun metraj çok kaliteli ve çok duygusal bir final çatışma sahnesi var. İlk filmi az veya çok fark etmez beğendiyseniz kesinlikle bunu da izleyin.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İlyas Efe Güler
Aktaran 11 Nisan 2024 4 dk.

Yapay nöral ağlar, finanstan insan kaynaklarına ve sağlık hizmetlerine kadar oldukça geniş bir uygulama skalasında kullanılan geniş dil modelleri de dahil olmak üzere, yapay zekâ alanındaki atılımlara güç veriyor. Ancak bu ağlar aynı zamanda, mühendislerin ve bilim insanlarının iç işleyişini anlamakta zorlandıkları birer kara kutu olmaya da devam ediyor. Fakat işler değişiyor, Kaliforniya San Diego Üniversitesi'nden veri ve bilgisayar bilimcileri önderliğinde bir ekip, yapay nöral ağların aslında nasıl öğrendiğini adeta gözler önüne serdi.

Araştırmacılar, istatiksel analizde kullanılan bir formülün, ChatGPT'nin öncüsü olan GPT-2 gibi yapay nöral ağların verilerdeki ilişkili kalıpları nasıl öğrendiği hakkında basitleştirilmiş bir matematiksel açıklama sağladığını keşfettiler. Bu formül aynı zamanda yapay nöral ağların tahminde bulunmak için söz konusu ilişkili kalıpları nasıl kullandığını da açıklıyor. UC San Diego Bilgisayar Bilimleri ve Mühendisliği bölümünde doktora öğrencisi olan ve çalışmanın eş-başyazarı olan Daniel Beaglehole, durumu şöyle açıklıyor:

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ela Kursak
Seslendiren 12 Haziran 2023 10:25
Eddie, Bu Bölümde Size Kitap Önerisinde Bulunuyor! Ünver Alibey'in Kitap Seti'nin Ardından, Set'in İçinde Bulunan "Kafası Karışmış Darwin Amca"...
65
Ece Müker
Ece Müker
571.0K UP
1 gün önce
Cornell ve Stanford üniversitelerinden araştırmacılar, atom kalınlığındaki moiré malzemelerin ışığa verdiği ultra hızlı yapısal tepkiyi ilk kez doğrudan gözlemledi. Nature’da yayımlanan çalışma, femtosaniye ölçeğindeki lazer darbelerinin malzemede geçici bir “bükülme–geri açılma” hareketi başlattığını gösteriyor.

Ultrafast electron diffraction (ultra hızlı elektron difraksiyonu) tekniğini kullanan ekip, WSe₂/MoSe₂ gibi 2D katmanların ışıkla tetiklenen ritmik bir bükülme hareketi yaptığını, atomların her moiré hücresi içinde dairesel bir dans sergilediğini ortaya koydu. Cornell’in geliştirdiği yüksek hassasiyetli EMPAD dedektörü, bu atomik hareketleri bulanıklaşmadan kaydedebilen tek sistem oldu.

Sonuçlar, moiré süperörgülerdeki atomik düzenin sabit olmadığını, ışıkla dinamik şekilde değiştirilebildiğini gösteriyor. Araştırmaya göre bu tür kontrol mekanizmaları, gelecekte süperiletkenlik, kuantum manyetizması ve kuantum elektronik uygulamalarında gerçek zamanlı ayarlamalar yapılmasının önünü açabilir.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 23 Kasım 2023 14 dk.

Davranışların incelenmesi, bize organizmaların çevrelerine nasıl yanıt verdiği ve bu yanıtların evrimsel kökenleri hakkında derinlemesine bilgiler sunar. İnsanlar söz konusu olduğunda, psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler davranışın temel bileşenlerini ve bu davranışların bireyler ve toplumlar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Öte yandan etoloji ise, insan harici hayvanlar aleminin davranışsal dinamiklerini ve bu davranışların ekolojik ve evrimsel bağlamlarını inceler. Bu disiplinler, hayvanların ve insanların dünyalarını daha iyi anlamamız ve birbirimizle ve doğal dünya ile olan ilişkilerimizi daha iyi yönetmemiz için önemli araçlar sağlar.

Nesli tükenmiş hayvanlar söz konusu olduğunda, onların davranışları hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır çünkü bu hayvanları doğal ortamlarında doğrudan gözlemleme fırsatımız yoktur. Fakat gözlem şansı olmasa da epey kapsamlı tahminler mevcuttur. Kalıntıları bulunan ve Kik adı verilen yünlü mamut bireyi, Buzul Çağı'ndan kalan ve hikayesi bilinen ender memeli hayvanlardan biridir. Kik, yaklaşık 17.100 yıl önce, Alaska'nın iç kesimlerinde, kuzeyde Brooks Sıradağları ve güneyde Alaska Sıradağları arasında dünyaya gelmiştir. O dönemde, bu bölge, Bering kara köprüsü üzerinden Sibirya'ya ve Batı Avrupa'ya kadar uzanan soğuk ve kuru bir çayırlık olarak karşımıza çıkar. Bu geniş bölgeye, bölgenin en ikonik hayvanlarından dolayı "mamut stepleri" adı verilmiştir.[1]

68
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğçe Barut
Tuğçe Barut
128.3K UP
Yazar 18 Aralık 2021 21 dk.

Canlı yaşamının devamı, canlının kendisini oluşturan bir veya birden çok hücrenin bütünlüğüne doğrudan bağlıdır. Hücre bütünlüğü ise, entropi yasası gereği, zamanla bozulma eğilimi göstermektedir; fakat canlılık, bu bozulmayı çeşitli metabolik aktiviteler ile geciktirmeye, bir diğer tabir ile hayatta kalmaya çalışır. Hayatta kalmaya yönelik gerçekleştirdiği metabolik aktiviteler, yapım ve yıkım tepkimelerinin toplamına karşılık gelir.

Tahmin edebileceğiniz üzere her iki tepkime türünde de yoğun miktarda enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat tek başına enerji yeterli değildir. Tepkimelerin gerçekleşmesi ve canlılığın devamlılığını sağlayabilmesi için, belli başlı diğer maddelere de ihtiyaç duyulur. Bu maddelerin önemli bir kısmını vücudumuzda birçok görevi üstlenen mineraller ve tuzlar oluşturur.

88
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Eğer beyinlerimiz, onu kolaylıkla anlayabileceğimiz kadar basit yapıda olsaydı, bu defa da biz beynimizi anlayamayacak kadar basit olurduk.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
35
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Felsefe konusunda geliştirebilirsin.

Discord
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close