Michel Foucault , Entelektüelin Siyasi İşlevi: Seçme Yazılar 1, entelektüelin toplum içindeki konumunu, sorumluluğunu ve iktidarla kurduğu ilişkiyi yeniden düşünmeye zorlayan metinlerden oluşur. Foucault bu yazılarda, geleneksel anlamda “hakikati bilen ve topluma yukarıdan seslenen entelektüel” figürünü sorgular ve bu figürün modern iktidar biçimleri karşısında artık geçerliliğini yitirdiğini savunur.
Foucault’ya göre klasik entelektüel, evrensel doğrular adına konuştuğunu iddia eden, halk adına söz alan bir otorite figürüdür. Oysa modern toplumlarda iktidar, yalnızca devlet ya da hukuk aracılığıyla değil; bilim, tıp, eğitim, psikiyatri ve medya gibi bilgi alanları üzerinden işler. Bu nedenle entelektüelin temel görevi, “doğruyu söylemek”ten çok, doğrunun nasıl üretildiğini, kimler tarafından ve hangi çıkarlar doğrultusunda dolaşıma sokulduğunu açığa çıkarmaktır. Entelektüel, hakikatin sözcüsü değil, hakikat rejimlerinin eleştirmenidir.
Bu kitapta Foucault, “özgül entelektüel” kavramını öne çıkarır. Özgül entelektüel, toplum adına konuşan soyut bir figür değil; kendi bilgi alanı içinde, iktidarın somut işleyiş biçimlerini ifşa eden kişidir. Örneğin bir doktor sağlık politikalarını, bir hukukçu ceza sistemini, bir akademisyen bilgi üretim mekanizmalarını sorguladığında siyasal bir işlev üstlenmiş olur. Böylece siyaset, parlamentoyla ya da ideolojilerle sınırlı olmaktan çıkar; gündelik pratiklerin içine yerleşir.
Foucault, entelektüelin iktidarla ilişkisini mutlak bir karşıtlık üzerinden kurmaz. Entelektüel de iktidar ağlarının içindedir; üniversiteler, araştırma fonları ve yayın mekanizmaları bunun örnekleridir. Bu nedenle entelektüelin sorumluluğu, iktidarın dışında durduğunu iddia etmek değil, kendi konumunun da iktidar tarafından nasıl şekillendirildiğini sorgulamaktır. Bu öz-eleştirel tutum, Foucault’ya göre gerçek politik müdahalenin ön koşuludur.
Kitapta sıkça vurgulanan bir diğer nokta, entelektüelin “temsil” iddiasından vazgeçmesi gerektiğidir. Foucault, entelektüelin ezilenler adına konuşmasının, farkında olmadan yeni bir tahakküm ilişkisi üretebileceğini savunur. Bunun yerine entelektüelin görevi, susturulan seslerin konuşabileceği alanlar açmak, bilgi ve iktidar arasındaki bağları görünür kılmaktır. Bu yaklaşım, entelektüeli bir rehberden çok bir kolaylaştırıcı konumuna yerleştirir.
Entelektüelin Siyasi İşlevi: Seçme Yazılar 1, entelektüelliği ayrıcalıklı bir bilinç durumu olarak değil, sürekli sorgulama gerektiren bir pratik olarak ele alır. Foucault, entelektüelin siyasi işlevini büyük idealler ya da devrimci sloganlar üzerinden değil, bilgiyle iktidar arasındaki ilişkileri çözümleme ve bozma çabası üzerinden tanımlar. Bu yönüyle kitap, entelektüel olmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünmek isteyen herkes için güçlü ve sarsıcı bir metindir.