Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Kasım 2020 19 dk.

Depremler, yeryüzündeki en güçlü, potansiyel olarak en ölümcül doğa olaylarından birisidir. Ayaklarımızın altındaki yer sarsılır, içinde yaşadığımız binalar (veya atalarımız için konuşuyorsak, mağaralar) sallanır ve çöker, depremlerle tetiklenen tsunami ve heyelan gibi olaylar dolayısıyla ek yıkımlar yaşanır. Bu ürkütücü ve olası bir felakete en iyi şekilde hazırlık yapmak haricinde üzerinde hiçbir kontrolümüz olmayan doğa olayını izah etme güdüsü, en temel merak dürtümüzden kaynaklanmaktadır. Depremler gibi devasa güçte olayların, hiç beklenmedik anlarda yaşanıp, bir ömür boyu canla başla inşa ettiklerimizi yok edivermesini anlamlandırmak isteriz. Bunu yapamadıkça veya bilimsel yöntemlerle yapılan izahları belki rasyonel olarak değil ama, duygusal olarak tatmin edici bulmadığımızda, bilim dışına yöneliriz.

Bu yönelmenin bir boyutu ruhanidir/dinidir: Depremler, tarih boyunca bir çeşit "cezalandırma" ve "tanrıların öfkesi" olarak görülmüştür. Belirli ahlaki normlara uymayanların cezalandırılmasının veya belirli buyrukların dışına çıkılması sonucu inanılan bir tanrının öfkelenmesinin, yerin sallanması ile bize bildirildiğine inanılmıştır. Bu yorum günümüzde her ne kadar oldukça azalmışsa da, halen felaketler sonrasında "karşı taraftan", "öteki gruptan" veya "dış gruptan" olan bireylerin sırf farklı oldukları için cezalandırıldığını ve "Tanrı'nın gazabına uğradığını" iddia eden insanlar bulmak mümkündür. Bu tür bir yorum, modern bilimin sınırları dışında kaldığı için, burada detaylandırılmayacaktır.

122
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.7K UP
1 gün önce
Varsa bir mantık bize ait değil. 
Öngörü kurallarını (buna kimisi sağ duyu dese de temeli tutarlılığa dayanan mantıksal beklenti ve kurallar) evreni deneyimleyerek ediniyoruz.
Mantığımızın temelini ve temel aksiyomlarını evrenin (gerçekliğin) kendisi inşa ediyor.  
O halde sahip olup her defasında sığındığımız mantık bize ait demek ne kadar doğru. 
Mantık ve tutarlılık bizim değl


0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Can Karanfil
Ege Can Karanfil
133.8K UP
Çeviren 12 Mart 2021
Gökyüzündeki en parlak galaksilerden biri, boyut olarak Samanyolu galaksimize benzeyen güzel Messier 81’dir. NGC 3031 olarak veya 18. yüzyıldaki kaşifinin adıyla (Bode’ın galaksisi) da bilinen bu büyük sarmal, Büyük Ayı takımyıldızı yönüne bakılarak görülebilir. Paylaşılan bu keskin ve ayrıntılı teleskop görüntüsü, M81 galaksisinin parlak sarı çekirdeğini, mavi sarmal kollarını, pembemsi yıldız oluşum bölgelerini ve geniş kozmik toz şeritlerini göstermektedir. Bazı toz şeritleri, diğer belirgin sarmal özelliklerden farklı olarak, galaktik diskten (merkezin solundan) geçmektedir. Bu toz şeritleri, M81 ile bu çerçevenin dışında gizlenen yakındaki M82 galaksisinin yakın karşılaşmasının kalıcı bir sonucu olabilir. M81’in sönük, cüce düzensiz uydu galaksisi Holmberg IX, büyük sarmalın hemen altında görülebilir. M81’deki değişen yıldızların incelenmesi, bir dış galaksi için 11.8 milyon ışıkyılı gibi iyi belirlenmiş bir mesafeyi ortaya koydu.
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeki Doruk Erden
Zeki Doruk Erden
91.4K UP
Yazar 2 Kasım 2016 18 dk.

Bu yazı dizimizde, sosyal bilimlerin çatışı olarak nitelendirilebilecek, hayatın ve doğanın her alanında etkilerini görebildiğimiz, muazzam geniş bir disiplin olan Oyun Teorisi’ne bir giriş yapacağız ve okurlarımızın bu konu hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaya çalışacağız. Temel amacımız, okurlarımıza genel bir oyun teorisi perspektifinden düşünme tarzını aşılamak ve bu bağlamda günlük hayattaki olayları bir oyun olarak nasıl yorumlayabileceklerini göstermeye çalışmaktır.

Ancak asla unutulmamalıdır ki, Oyun Teorisi’ni tam olarak anlayabilmek, sağlam matematiksel kanıtlar ve analizler gerektirmektedir. Bu yazı dizisinin temel amacı ve okurlarımızın beklentileri hakkındaki tahminlerimiz göz önüne alınınca, makaleleri matematiğe boğmanın iyi bir tercih olmayacağını düşündük. Bu sebeple, bu yazı dizisi temel kavramlar ve kritik noktalar üzerinde duracak ve rahatça takip edebilmek için temel matematik bilgisinden başka bir şey gerekli olmayacak. Bazı noktalarda oyunları tanımlamak için matematik ve mantık gösterimine başvuracağız ve bu gösterimleri anlamak için bir tık daha ileri matematik bilgisi gerekebilir; ancak bu gösterimler konunun genel işleyişine dahil olmadığı ve sadece sözel olarak bahsedilen kavramların alternatif birer gösterimi olduğu için onlarda anlaşılmayan noktalar olması sıkıntı yaratmayacaktır. Daha ileri düzeyde Oyun Teorisi bilgisine sahip olmak isteyen okurlarımız için de, ek okuma ve kaynak önerilerimizi yazı dizisi içinde belirteceğiz.

192
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emir Akbaş
Emir Akbaş
112.2K UP
Bilime meraklı bir genç. 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Söz konusu insanın kendini geliştirmesi ise bu geliştirmeyi nereye kadar devam ettirebilmesi bence çoğunlukla kişinin motivasyonunun yoğunluğuna ve çevresindeki toplumun dayatmalarına,etkilerine bağlıdır diyebiliriz. Çünkü bir kişi durup dururken ben kendimi geliştirmek istiyorum pek demez. Kendinde bir şeylerin eksik olduğunu hissederse bir noktadan bu sürecin içine girebilir veya sosyal medyada ki çoğunluğu sözde kendini geliştirme videolarından etkilenip yine bir süreç içinde girebilir. Yani bir yerden başlamak için bir motivasyon arar ve bulunca başlar. Bu motivasyon dediğim gibi sosyal medyadan veya kendinden olabilir ve eğer gerçekten kendine sağlam bir şekilde yararı dokunuyorsa bu motivastonun kaynağı pekte önemli değildir. Önemli olan elde ettiği motivasyonu ne kadar verimli kullanabildiğidir. Motivasyon insana bağlı olarak kalıcı ve sürekli bir olgu değildir;azalır,artar veya sabit kalır ve bu kişiyi olumlu ve olumsuz etkileyebilir. Ve insan kendini bu değişken motivasyona bağlı olarak belki uzun yıllar geliştirir veya birkaç gün sonra kendini salabilir. Zirve noktası için ise bence motivasyonu ilk elde ettiği noktadır diyebilirim çünkü o ilk motivasyonu aldığında inanılmaz bir istek duyar kendini geliştirmek için ve bir an önce başlamak ister. Tabii istisnalar kaideyi bozmaz sonuçta insan doğasından bahsediyoruz,değişkenlik göstercektir aynı kapasitesinin değişkenlik göstereceği gibi. Her insan aynı değildir. Her insanın sınırları farklıdır;göreceli olarak zayıfır güçlüdür falan ama kapasite değişkenlik gösterir. Beyin ise bu kapasiteye göre bir noktaya kadar müsaade eder derim ben:)

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Akın Karahasan
Seslendiren 15 Şubat 2022 3:35
Yeni ortaya çıkarılan bir fosil, yunus-benzeri ichtyosaurları, amfibik geçmişlerine bağlıyor. Bu fosil, yunus-benzeri ichtyosaurların kara yaşantısından...
40
Eda Alparslan
Yazar 31 Temmuz 2023 8 dk.

Doğum kontrolü veya kontrasepsiyon; ilaç, alet veya cerrahi işlemlerin yardımıyla gebeliğin önlenmesidir. Birçok yöntemi olduğu gibi, bu yöntemlerin bazıları cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmayı da sağlar.

Her ne kadar bugün yaygın olarak kullanılan doğum kontrol hapları ve hormon düzenleme yöntemleri modern doğum kontrol yöntemleri olsa da insanlar binlerce yıldır doğum kontrolü uygulamaları yapmaktadır. Antik Yunan ve Roma döneminde kullanıldığı kaydedilen doğum kontrol yöntemleri, insanların muhtemelen var oluşlarından beri gebeliği önlemekle ilgilendiğini düşündürmektedir.

46
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 22 Nisan 2020 14 dk.

Değerli okurlarımız bu yazımızda sizlere yakın zamanda sitemizde yayınlamış olduğumuz TARSE projesinin devam niteliğinde olan TARDIKISS (Uzayda Tardigrades) misyonundan bahsedilecektir. Tardigradların uzay streslerine karşı göstermiş olduğu diğer FOTON-M3 misyonları olan TARDİS ve RoTaRad hakkında ileri okuma yapmak isterseniz linklere tıklamanız yeterlidir.

TARDIKISS deneyi, 2011 yılında İtalyan Uzay Ajansı ve İtalyan Hava Kuvvetleri tarafından düzenlenen DAMA (Karanlık Madde) misyonu sırasında gerçekleştirilen bir dizi multidisipliner deney olan Biokon in Space (BIOKIS) projesinin bir parçasıydı. Uzay Mekiği Endeavor (son görevi STS-134) içerisinde yer alan mikro yer çekimi ortamından yararlanarak nispeten kısa sürede (16 gün) deneylerin yapılması adına Uluslararası Uzay İstasyonu'na ulaştı.

74
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Çeviren 1 gün önce 3 dk.

Bir organizasyonda çalışan herkes bilir: Toplantılar çılgın bir hızla birbirini takip eder. Yöneticiler haftada ortalama 23 saatini toplantılarda geçirir. Bu toplantılarda olup bitenlerin büyük bir kısmı düşük değerli, hatta tamamen ters etki yaratan faaliyetler olarak görülür. İşin paradoksu şu: Kötü toplantılar, önceki toplantıların yarattığı hasarı gidermek için daha fazla toplantıya yol açar.

Yine de toplantılar uzun süre yönetim araştırmalarının konusu olmadı. 2015 tarihli bir el kitabı, yeni ortaya çıkan “Toplantı Bilimi” alanının temellerini attı. Bu araştırmalar, asıl sorunun toplantıların sayısı değil; tasarlanma biçimleri, amaçlarının belirsizliği ve çoğu zaman fark edilmeyen eşitsizlikleri pekiştirme biçimleri olduğunu ortaya koydu.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülay Kaya
Gülay Kaya
155.4K UP
Çeviren 21 Mart 2021 6 dk.

COVID-19 salgını, ABD ilaç endüstrisinde birçok inovasyonu beraberinde getirdi.[1] Yalnızca aşı değil, aynı zamanda insanları tedavi etmek için yeni tedavi uygulamaları da geliştirildi.[2] Ancak hayat kurtaran ilaçların geliştirilmesini teşvik etmek amacıyla geçirilen, artık modası geçmiş bir yasa, COVID-19 ve diğer hastalıklar için geliştirilen yeni tedavileri, birçok insan için maddi açıdan karşılanamaz hale getirme riski taşıyor.[3]

Birçok ilaç şirketi, en yeni tedavileri hızla piyasaya sürmek için, Başkan Ronald Reagan'ın 1983'te imzaladığı "Orphan Drug (Öksüz İlaç)" Yasası'ndan faydalanıyor.[4] Yasa; ilaç şirketlerine vergi indirimleri, pazar koruması ve ABD'de 200.000'den az insanı etkileyen hastalıklar olarak tanımlanan "öksüz hastalıklar" (İng: "orphan diseases") için ilaç geliştirmeleri için başka teşvikler sağlıyor. Bu tür hastalıklar arasında Amiyotrofik Lateral Skleroz ,Tourette Sendromu veya ABD'de nadir görülen ancak dünya çapında büyük bir katil olan sıtma gibi hastalıklar da var. Ancak bu yasa, bugüne kadar birçok akademisyen ve ilaçlara erişim hakkı savunucusunun uyardığı gibi, amacının tam aksi yönde çalışarak, fiyatları daha da yükselterek onları daha erişilmez kılma riskine sahiptir.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 14 Şubat 2019
Karakteriniz, kaderinizdir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
27
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Emir Şakir
Emir Şakir
118.4K UP
Türü Ekleyen 4 gün önce
Lüfer Balığı 10-35 cm ve üzeri boylara ulaşabilen Familyasının tek türüdür. Gümüş renkli gövdesi sarımsı alt yüzgeçlere sahip, uzun ve üstten basık sağlam bir görüntüsü vardır. Agresif bir balık olup keskin dişlere sahiptir.
6
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,286 UP
İnceleyen 6 gün önce
Kitabın başlığını okuduğunuzda kitapta hayvanların aslında şaşırtıcı derecede zeki olduğunun anlatıldığını sanmış olabilirsiniz. Evet, bu türden sizi şaşırtacak birkaç örneğin karşınıza çıkacağına eminim. Ama kitap, zekayı bir kıyas nesnesi olarak ele almıyor. Öncelikle zaten kitapta zekâ yerine biliş ya da evrimsel biliş terimleri kullanılıyor. Peki, madem hayvan bilişini başka hayvanlarla ya da insanlarla kıyaslamıyoruz, o halde hayvan bilişini nasıl ele alacağız? Bunu anlamak için Frans de Waal önemli bir kavramdan bahsediyor: Umwelt. Almanca "çevreleyen dünya" gibi bir anlama gelen Umwelt, her canlının kendine has yöntemlerle çevreyi duyumsama biçimidir. Akrebin Umwelt'i başka, leyleğin Umwelt'i başka, arınınki başka, insanınki başkadır. Bu yüzden hayvanların dünyaya yaklaşımının kendimizinkine ya da başka hayvanlarınkine benzer olduğunu düşünmek hatalı bir varsayımdır. Bu hayvanlar ortak bir habitatı paylaşıyor bile olabilir. Yine de her canlının o tekil çevrede ilgilendiği ve ilgilenmediği, ihtiyacı olan veya ihtiyacı olmayan, algılayabileceği ya da algılayamayacağı farklı şeyler vardır. İşte, hayvanların Umwelt'leri bilişlerini şekillendirir. Her hayvan ihtiyaçlarına göre, özelliklerine göre, yani tam da olması gerektiği gibi bir bilişe sahiptir. Sahip olduğu biliş, onun için en iyi biliştir. Yani her hayvan en zeki hayvandır. Başka hayvanların Umwelt'lerini hayal etmeyi deneyebilirsiniz. Şimdi bir kene gibi hissedin (kitapta geçen bir örnek). Memelilerden yayılan bütürik asit kokusunu duyumsuyorsunuz. Canınız sıcak kan çekiyor. Ufacık bir şeysiniz. Amacınız belli ve siz de ona odaklanmışsınız. Yumurtluyorsunuz. Kısa ömrünüzün sonuna geliyorsunuz. Ne kadar kene gibi hissedebildiniz? İyi denemeydi ama yine de başka Umwelt'leri tam anlamıyla tasavvur etmek mümkün değildir. Çünkü Umwelt "o olmak"tır. (Eğer mümkün olsa benim yapacağım ilk iş kızılötesini veya morötesini görebilen bir hayvanın Umwelt'ine girmek olurdu.)

Kitap, böyle bir başlangıcın ardından davranışçıların ve bilişselci etologların çatışmalarıyla devam ediyor. Yazar; hayvanların, davranışları yalnızca etki-tepkiyle açıklanacak kadar basit organizmalar olmadığını savunan ekole mensup biri olarak bilim dünyasında evrimsel biliş kavramının yerleşmesine katkı sağlamış. Diğer bölümlerde hayvanların alet kullanımı, dil becerisi, hayvan-insan zekâsı arasındaki muğlak sınır, hayvan deneylerindeki metodolojik problemler, hayvanların sosyal becerileri, hayvanların gelecek algısı, öz farkındalık hakkında makaleler var.

Çok faydalanmama rağmen benim için yer yer sıkıcı bir kitap haline geldi. Bu, biraz çeviriden ama daha çok yazardan kaynaklanıyor. Notlar, kaynakça ve dizin bölümleri hariç tutulduğunda kitap 289 sayfa. Oysa 150-180 sayfa olsa aynı seviyede ve üstelik sıkılmadan bu kitaptan yararlanabilirdim. Etoloji öğrencisi filan değilseniz fazla sayıda primat deneyi okumaktan sıkılma ihtimalini göz önünde bulundurun.

Bir eleştiri de eserin kapsamına: Kitapta primatlara (makul olarak) geniş yer ayrılmış; öte yandan karga, yunus, fil, ahtapot, köpek gibi hayvanlar da geçiyor ama bunlar "arada" geçiyor.
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Are We Smart Enough to Know How Smart Animals Are?
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hakan Topaloğlu
Hakan Topaloğlu
24.9K UP
Yazar 2 Mart 2013 22 dk.

Dünya, insanlığın doğum yeri. Gerek Güneş'e olan mesafesiyle, gerekse barındırdığı sıvı halde olan sularıyla, bildiğimiz kadarıyla üzerinde yaşam bulunan tek yer burası. Akıllı insan yaşamını da üzerinde barındıran bu gezegen, bizim üzerinde yürüyemeye başladığımız evreden itibaren bizi besliyor ve barındırıyor. Vücudumuz için hayati öneme sahip sularını içebiliyoruz, ısınmak için kömür ve gazlarını kullanıyoruz, nefes almak içinse ağaçları... Ama bu güzel ve hayat dolu mavi gezegenimizin jeolojik sicili korkunç ve inanılmaz yok oluşlarla dolu. Dünya tarihinde, canlılığı neredeyse tamamen yok olmanın eşiğine getiren 5 büyük toplu yok oluş yaşandı. Bu yazımız da, bu kitlesel yok oluşlar ile ilgili olacak.

Jeologların elde ettiği "zirkon" kristalleri üzerinde yapılan radyometrik yaş tarihi ölçümlerine göre gezegenimiz 4.5 milyar yıl yaşında. Bu zaman zarfında çok şey yaşandı. Örneğin yaşam dediğimiz biyokimyasal olgu, 4 milyar yıl kadar önce koaservat adını verdiğimiz bakteri-benzeri varlıklarla başlamıştır. Daha sonra bu koaservatlar, bugünküne daha benzer olan tek hücreli organizmalara ve nihayetinde bakterilere evrimleşmiştir. Düşük oksijen düzeyleri, bakterilerin belirli boyutların üzerine çıkabilmesine ve koloniler kurmasına genel olarak engel olmuştur.

171
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Gökçen Demirci
Gökçen Demirci
34.0K UP
Yazar 1 Mayıs 2017 18 dk.

Günlük hayatımızda kendimiz ve çevremizdekilerin ebeveynlerle olan bağını çok sık görürüz. Hepimiz annesinin yemeğinin tarifini veren ya da lezzetini anlatan biriyle ya da Instagram profilinde "#aile" etiketiyle paylaşılan onlarca fotoğrafa tanık olmuşuzdur. Kendi ayakları üzerinde duran bireyler de olsak, bu bağın bir çoğumuz için devam ettiği ve hayatımızın her döneminde kişiliğimiz üzerinde bir rolü olduğu aşikardır.

Peki hiç düşündünüz mü: Sağlıklı ve mutlu bir ilişki yaşamak neden bu denli zordur? Koltuğa uzanıp çocukluğumuzun derinliklerine inmemizi gerektirecek kadar önemli bir konu mudur? Kökenleri sahiden de çocukluğumuza iniyor olabilir mi? Bağlanma dediğimiz olgu, her zaman olumsuz sonuçlar mı doğurur? Gelin bunları Bağlanma Kuramı çerçevesinde inceleyelim.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Fazilet Toros
Fazilet Toros
112.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
TEK FABRİKA VE YENİ DÜNYA

işleyen tek fabrika varsa budur cihanda:
Doldurulur kovanlar... Parlatılır çelikler...
Köylü, işçi bağrına taş basarken o yanda,
Çıkar günü gününe burada gündelikler.
/
Milyonlar işletiyor bu geniş fabrikayı...
Senin milyonların hep böyle ölüm dokuyan,
Ey yabanın elinden alarak okla yayı
Göğsüne kurşun sıkan, toprağına göz koyan!
/
Çıkası gözlerini koyduğun diyarların
Üstü de bir mezardır bugün, altından beter!
Bir karış toprak için saçılan milyarların
Yarısından yepyeni bir cihan kursan... yeter.
/
Bu yepyeni cihanı görmeksizin zamanlar
Kanlı bir sel hızıyla önünden aktı, durdu.
Kırk asırdır dövüşen sayısız kahramanlar
Bu cihanı, istersen, kırk yılda doldururdu!
/
Seçse de cenk toprağın en dinç oğullarını,
Günde yirmi dört saat ölüm dökse fabrikan,
Her ocak senin için kül ederken varını
Yine bulunmasa da temelinden bir yıkan;
/
Bugünkü düşünceler hazırlıyor yarını.
Kaynak: Han Duvarları/ Toplu Şiirler
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikKonferans
İtü İşletme Mühendisliği Kulübü
Etkinliği Ekleyen 6 gün önce İstanbul & ÇevrimiçiÜcretsiz12 Aralık
18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi
12 Aralık 2025 09:00 tarihinden 13 Aralık 2025 21:00 tarihine kadar.

Yılın En Büyük Öğrenci Etkinliklerinden 18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi’ne Geri Sayım Başladı!

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Kulübü’nün bu yıl 12-13 Aralık 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi’nde, Paribu Hub ana sponsorluğunda gerçekleştireceği 18. Bilişim Teknolojileri Zirvesi, teknoloji ve dijital dünyanın nabzını tutmaya hazırlanıyor! Hibrit olarak düzenlenecek bu etkinlik, Algoritmik Yolculuk ana temasıyla, Türkiye’nin dört bir yanından katılımcılarla buluşacak.

Bu iki gün boyunca teknoloji meraklılarını, girişimcileri, akademisyenleri ve sektör profesyonellerini buluşturacak olan zirve; OturumlarBT Alanıİnteraktif Bölüm, olmak üzere 3 ana bölümden oluşuyor.

Bilişim teknolojileri alanında önde gelen şirketlerin yöneticileri, farklı sektörlerden uzman isimler ve Türkiye’nin saygın akademisyenleri, dijitalleşmenin etkilerini ve en güncel teknolojik gelişmeleri bu etkinlikte ele alacak. Katılımcılar, hızla değişen teknoloji dünyasında meydana gelen yenilikleri ve bu gelişmelerin iş dünyasına, topluma ve geleceğe nasıl yön verdiğini öğrenme fırsatı bulacak. 

Sektörün önde gelen isimlerinin yer alacağı bu zirvede, sürpriz çekilişler, interaktif oturumlar ve networking fırsatları sizleri bekliyor! Ayrıca, şirket yetkilileriyle birebir görüşme imkanı ve daha birçok sürpriz etkinlikle dolu dolu bir deneyim yaşayacaksınız.

Ücretsiz ve sertifikalı olan bu zirveye kayıt olup konuşmacılar hakkında detaylı bilgi almak için https://btz.org.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zor işleri son dakikaya bırakmak çoğu zaman “disiplin eksikliği” gibi görünür; ama bilim bunun çok daha derin, biyolojik bir nedeni olabileceğini söylüyor. 🧠✨
🔬 Evrimsel biyolojiye göre, atalarımız tehlikeyle karşılaştıklarında beynin tehdit algılayan bölümleri hızla devreye girerdi. Bu ani uyarılma, karar verme hızını artırır, dikkati keskinleştirir ve hayatta kalma şansını yükseltirdi.
⏱️ Modern dünyada ise vahşi bir avcı yok ama beynimiz hâlâ aynı mekanizmayı kullanıyor. Son teslim tarihine yaklaşınca stres artıyor, bu da beynin “acil durum modunu” aktive ederek performansı geçici olarak yükseltiyor.
🔥 Yani “yumurta kapıya gelince” gelen o ani enerji patlaması bir alışkanlık değil, evrimsel bir refleks.
Kötü değil, sadece beynimizin hâlâ milyonlarca yıl önceki hayatta kalma yöntemleriyle çalıştığını hatırlatıyor.
Yazar: Kerem Girgin
Editör: Damla Şahin Uçar
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Nevzat Keskin
Seslendiren 2 gün önce 9:26
Aşılama en basit tanımı ile, üretmek istediğimiz ağaçtan kesilen dal (aşı kalemi) ya da filizin, aşı yapılacak ağaca (anaç) yerleştirilerek oraya tutunmasını...
0
Yaşam Ağacı Gözlemi
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
157.5K UP
Gözlemi Yapan 5 saat önce Türkiye, İzmir
📍 Yer bilgisi: İzmir
📅 Tarih ve saat: 7 Aralık 2025
🌡️ Hava durumu: Parçalı bulutlu / hafif yağışlı
🌡️ Sıcaklık: 12 °C
💧 Nem ve yağış durumu: Orta–yüksek nem
🌿 Habitat tipi: Maki+odunsu bitki örtüsü
🪨 Zemin özellikleri: Humuslu, organik maddece zengin toprak
🧭 Yön / konum: Kuzey
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Zeus Kablosuz Powerbank ile Cepli Powerbank Düzenleyici

Hem kablosuz powerbank olarak hem de 16GB USB Bellek olarak kullanabileceğiniz bir ürün.

  • Ağırlık: 743 g
  • Boyutlar: 240 × 180 × 38 mm
  • Kablosuz Şarj Çıkış Gücü: 5W
  • Input: 5V/2A – 9V/1,67A
  • Output: 5V/1A – 9V/1,1A
  • Menşe Ülke: Çin
  • Teslimat Süresi: Stoktan hemen teslimat
  • Pil Kapasitesi: 8000 mAh
  • Özellikler: Lightning, Micro-USB, Type-C, USB 2.0
Devamını Göster
₺1,324.00
Zeus Kablosuz Powerbank ile Cepli Powerbank Düzenleyici
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close