Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Aralık 2015 17 dk.

Yer çekimi, Dünya üzerindeki cisimlerin yere, yani Dünya'ya doğru düşme eğilimine verilen isimdir. Kütle çekimi (veya kısaca "kütleçekim") ise, uzay içindeki iki cismin birbirine doğru hareket etmeye meyilli olmasını ifade etmekte kullandığımız bir doğa yasasıdır.

Yer çekimi, kütleçekim yasasının Dünya özelindeki ismidir. "Yer çekimi", "kütle çekimi" ve "kütleçekim" gibi terimler arasında fiziksel olarak hiçbir fark bulunmamaktadır; sadece kütleçekim yasası ilk olarak Dünya'da fark edildiği için, Türkçede bu şekilde bir isim almıştır. Fakat yer çekimi tabiri, "Yer" (yani "Dünya") ile sınırlı olduğu için, kısıtlayıcı olabilir ve bu nedenle daha ziyade kütleçekim sözcüğü kullanılmaktadır.

216
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızda, diğer yazı dizilerimizde daha genel kapsamda ele aldığımız seçilim olgusunun daha akademik detaylarına girmiştik ve farklı sayıdaki lokus sayısıyla ifade edilen özelliklere göre geliştirilen farklı modellerin varlığından söz etmiştik. Ancak daha önemlisi, mutasyonların evrimin ana mekanizması olamayacağı gerçeğini matematiksel olarak ispatladıktan sonra, mutasyonların yarattığı varyasyonlar üzerine etki eden seçilimin ne kadar önemli bir evrimsel kuvvet olduğunu sözel olarak açıklamış, örnekler vermiştik. Şimdi ise bu konunun matematiğine girerek, mutasyonlara kıyasla seçilimin ne kadar hızlı bir şekilde evrimi tetikleyebileceğini göstereceğiz. Böylece matematik alet çantamıza yeni formüller ekleyerek, Hardy-Weinberg Dengesi'nin ikinci kuralı olan "Dengenin var olması için seçilim olmayacak." ilkesini bozsak bile popülasyonların evrimsel analizi nasıl yapabileceğimizi göreceğiz.

Öncelikle, herkesin genel hatlarıyla bildiği seçilim olgusunu sayısal bir düzleme oturtalım: Yine tek lokuslu (2 alelli) bir model kullanacağız, en basitini yani. Alellerimizin adı B1 ve B2 olsun bu defa. Tıpkı A ve a gibi; ancak farklı harflere ve isimlendirmelere de alışın diye böyle yapmayı uygun görüyoruz. Hemen bir başlangıç frekansı tanımlayalım:

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.7K UP
4 gün önce
Hormonlar sadece hormon değiller. Güçlü imgelerin ortaya çıkmasına neden oluyorlar. Empatikliğinizi güçlendiriyorlar. Kendi beden algınız arttıkça başkalarına dair beden algınız da güçleniyor. 
Bu bilgide ihtişam var. 

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 9:26
Aşılama en basit tanımı ile, üretmek istediğimiz ağaçtan kesilen dal (aşı kalemi) ya da filizin, aşı yapılacak ağaca (anaç) yerleştirilerek oraya tutunmasını...
0
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 26 Eylül 2014 1 dk.

Bu videoda, spermlerin bir dişinin vücudundaki baş döndürücü yolculuklarına eşlik edeceğiz. Bu kadar çok sayıda sperm üretiliyor olmasının bir nedeni var: dişiler, yumurtalarını sperm haricindeki işgalcilerden korumak için bir dizi önleme sahip olacak şekilde evrimleşmiştir. Üstelik spermler arası mücadele (ki evrimsel biyolojinin en ilgi çeken alanlarından birisidir), aslında yaşam mücadelesinin ilk adımıdır. Her sperm birbirinin aynı değildir ve yaşanan ortamda yumurtayı döllemeye en uygun olan spermler hayatta kalır, diğerleri elenir. Bu videoda da, spermler üzerine etki eden güçlü seçilim baskısını ve dolayısıyla bir yaşamın başlangıcında evrimin ilk izlerini göreceğiz. 

"Spermler neden bu kadar zahmete giriyorlar ki?" diye sorabilirsiniz, çünkü insanlar olarak bundan çok daha iyi sistemler geliştirebilir, en azından aklımızda canlandırabiliriz. Örneğin normalde en iyi yol, tek bir spermin tek bir yumurtaya yetecek olan bir sistemdir, böylece sayısız sperm boşuna üretilmemiş ve doğanın karşıtı olduğu bir numaralı şey, "israf" olmamış olur. Ne var ki evrim bilinçli bir tasarım yapamaz, bilinçli bir süreç bile değildir! Sadece elindeki malzemeyi çok yavaş bir şekilde değiştirebilir. Bu nedenle, aklımıza kolayca gelebilecek "en uygun" sistemleri doğada her zaman göremeyiz (bazı örneklerde doğa bunu bizim hayal edebileceğimizden bile iyi başarmış olsa da; hepsi için geçerli değildir). Doğa kusursuz olmadığı için, çok daha basit olabilecek bu düzenekleri de doğada görmemiz maalesef mümkün olmaz. 

39
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Azra Kocaarslan
Azra Kocaarslan
25.9K UP
Çeviren 12 Ocak 2019 4 dk.

Makalenin kıdemli yazarı ve jeolojik bilimler profesörü Erik Sperling’in değerlendirmesi şöyle:

Başlangıçta bilim insanları, hayvanların en az miktarda oksijenle gelişebilecekleri optimum bir sıcaklık olduğuna dair bir teori geliştirdiler. Bu teoriye göre, oksijen ihtiyacı söz konusu sıcaklıktan daha sıcak ya da daha soğuk ortamlarda daha yüksekti. Boag, teorinin test edilmesi aşamasında, Ediyakaran okyanuslarının derinliklerinde gelişen canlıları anımsatan deniz şakayıklarının oksijen ihtiyaçlarını ölçtü. Deniz şakayıklarının seçilmesinin nedeni biyolojik yapılarının Ediyakaran okyanuslarından toplanan fosillerin yapılarına çok benzer olması, jelatinimsi gövdeli ve cilt yoluyla nefes alma kabiliyetleri olan canlılar olmasıydı.

120
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Buğra Ünal
Seslendiren 23 Eylül 2024 45:44
Micorosft nükleer enerjiye geçiyor - AMD'den Intel'e büyük darbe - Sony'den 30. yıla özel PS donanımları - TikTok donanım işine giriyor
19
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnceleme
Yasin Erkmen
İnceleyen6 2 gün önce
Fazlasıyla abartılan bir eser. Genellemelerle dolu odak noktası yok. Okunmasa da olur diyebiliriz. Sadece göz atmak yeterli. Elbette fikirlerimi temellendirerek yazmam eleştirilerimin daha doğru anlaşılması açısından sağlıklı olur ancak uzun süre önce okudum ve fikirsel düzeyde aklımda kalan bunlar.

Tarihçi Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan'ın bu kitap hakkında bazı değerlendirmeleri var. Herkesin muhakkak bu videoyu izledikten sonra eseri okuyup okumamaya karar vermesini öneriyorum.

https://youtu.be/iGUKiUAD64A?si=3q0w2D-VGDH54P70
9.5/10
(191 Kişi)
Puan Ver
İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zor işleri son dakikaya bırakmak çoğu zaman “disiplin eksikliği” gibi görünür; ama bilim bunun çok daha derin, biyolojik bir nedeni olabileceğini söylüyor. 🧠✨
🔬 Evrimsel biyolojiye göre, atalarımız tehlikeyle karşılaştıklarında beynin tehdit algılayan bölümleri hızla devreye girerdi. Bu ani uyarılma, karar verme hızını artırır, dikkati keskinleştirir ve hayatta kalma şansını yükseltirdi.
⏱️ Modern dünyada ise vahşi bir avcı yok ama beynimiz hâlâ aynı mekanizmayı kullanıyor. Son teslim tarihine yaklaşınca stres artıyor, bu da beynin “acil durum modunu” aktive ederek performansı geçici olarak yükseltiyor.
🔥 Yani “yumurta kapıya gelince” gelen o ani enerji patlaması bir alışkanlık değil, evrimsel bir refleks.
Kötü değil, sadece beynimizin hâlâ milyonlarca yıl önceki hayatta kalma yöntemleriyle çalıştığını hatırlatıyor.
Yazar: Kerem Girgin
Editör: Damla Şahin Uçar
ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Emir Özdemir
6 gün önce
@cagrimertbakirci  abi belki görürsün diye siteye girdim Allah aşkına tarihi bilimsel olarak ele aldığın bir video at antik Yunan dan başlayıp , temellerini esaslarını anlatan 
Senden dinlemek aşırı isterim 
Tarih bilimini ele aldığın temellerini sistemlerini anlattığın 
Çok güzel olurdu

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
160.6K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, İzmir
📍 Yer bilgisi: İzmir
📅 Tarih ve saat: 7 Aralık 2025
🌡️ Hava durumu: Parçalı bulutlu / hafif yağışlı
🌡️ Sıcaklık: 12 °C
💧 Nem ve yağış durumu: Orta–yüksek nem
🌿 Habitat tipi: Maki+odunsu bitki örtüsü
🪨 Zemin özellikleri: Humuslu, organik maddece zengin toprak
🧭 Yön / konum: Kuzey
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 4 Ocak 2022 16 dk.

Orangutan (Pongo), Endonezya ve Malezya yağmur ormanlarına özgü bir kuyruksuz maymun cinsidir. Günümüzde sadece Borneo ve Sumatra'da bulunsalar da, Pleistosen Dönem'de, yani günümüzden 2.5 milyon yıl öncesine kadar olan dönemde, Güneydoğu Asya ve Güney Çin boyunca geniş bir alanda yaşamışlardır.

Orangutanlar cinsel olarak dimorfiktir, yani dişileri ve erkekleri arasında ciddi anlamda boyut ve şekil farkı vardır. En belirgin fark yüz morfolojilerinde görülür. Erkeklerin yanak yastıkları daha geniş ve yana doğru uzanırken, dişilerin yüz hatları daha sivridir. Erkek orangutanların bir diğer benzersiz özelliği ise daha da iri görünmelerine sebep olan uzun, kalın tüyleri ve vokalizasyon için kullandıkları boğaz keseleridir. Erkekler olgunlaştıkça boğaz keseleri de çok daha büyük hale gelir.

84
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Emir Taha Sezer
Emir Taha Sezer
124.4K UP
Blog Yazarı 6 dk.

Herkes ömrünün bir kısmında hayatın anlamının ne olduğu üzerine kafa yormuştur. Kimi insanlar sorgulamalarına dini inançları çevresinde cevap getirir, kimileri ise bunu doğanın kendisiyle cevaplamaya çalışır, bazıları ise sorgulamanın kendilerine hiçbir şey katmayacağını düşünür ve sorgulamama kararı alırlar.

Sahiden, hayatın anlamı nedir?

39
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Simay Aladağ
Simay Aladağ
189.1K UP
Çeviren 23 Kasım 2019
Kırmızı-mavi gözlüklerinizi takın ve Ay yüzeyinin batısında bulunan Fırtına Okyanusu'na bakın. Bu üç boyutlu görüntü, Apollo 12 astronotu Pete Conrad'ın 50 yıl önce, yani Kasım 1969’da Surveyor 3 uzay aracına yapmış olduğu ziyaretini gösteriyor. Surveyor 3, bu ziyaretten yaklaşık 2,5 yıl önce yani Nisan 1967’de küçük bir kraterin iç yamacındaki bir alana inişini gerçekleştirmişti. Uzak krater duvarının ötesinde, ufukta görülebilen Apollo 12'nin Ay Modülü Intrepid ise robotik Surveyor uzay aracının 200 metreden daha yakınına, yani kolaylıkla yürünebilecek bir mesafesine inmişti. O anları bize resmeden bu görüntü ise Ay yüzeyinde çekilen ve manzarayı yaklaşık olarak insan gözleri arasındaki açıklığa denk gelecek kadar küçük seviyede farklı açılardan çerçeveleyen iki ayrı fotoğrafın (AS12-48-7133, AS12-48-7134) birleştirilmesiyle oluşturuldu.
6
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eser
Ece Müker
Ece Müker
580.1K UP
Eseri Ekleyen 5 saat önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Sherlock Holmes - Kızıl Dosya

“Renksiz hayat çilesinin içinden kızıl bir cinayet ipliği geçer ve bizim görevimiz onu çözmektir!”

Kana bulanmış odada bir ceset bulunur ama üzerinde tek çizik bile yoktur. Sadece duvara kanla yazılmış, yarım kalmış bir isim ve sonradan ortaya çıkan bir nikâh yüzüğü… Sherlock Holmes, Londra’daki bir evden Vahşi Batı’ya uzanan bu çarpıcı öyküde, zamanla imzası haline gelecek “çıkarım bilimi”ni ilk kez sınayacak. Yeni arkadaşı Dr. Watson için ise hâlâ en büyük esrar, Sherlock Holmes’un ta kendisi.

İngiltere’nin çizgi roman dünyasındaki önemli temsilcilerinden Ian Edginton ve I.N.J. Culbard tarafından uyarlanan bu dört Arthur Conan Doyle klasiğinden ilki Kızıl Dosya Kutlukhan Kutlu çevirisiyle karşınızda.

“Culbard tam tadında fırça darbeleriyle karakterlere hayat veriyor. Edginton ise romanı uyarlamak konusunda harika iş çıkarmış.”
–Newsarama

Devamını Göster
₺240.00
Sherlock Holmes - Kızıl Dosya
Yaşam Ağacı Türü
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
160.6K UP
Türü Ekleyen 1 gün önce
Psathyrella microrrhiza, Tiny Psathyrella olarak da bilinen, higrofan şapkalı küçük, narin bir agarik mantardır. Başlangıçta, şapkanın dış kısmında dağınık beyaz fibriller veya fibrilloza pullar bulunur ve bunlar kenarlarda kalıcıdır. Bu mantar, ormanlardaki yol kenarlarında veya ruderal alanlarda, genellikle odun kalıntıları veya yaprak örtüsü üzerinde yetişir.

Şapka başlangıçta küt konik olup, olgunlaştıkça çan şeklinde veya dışbükey-umbonat hale gelir. Şapka başlangıçta dış kısmında dağınık beyaz lifler veya fibrillo pullarla süslenmiştir ve bunlar kenarlarda kalır. Kururken, şapka kenarlarında pembemsi bir renk alabilir ve bazen solungaç kenarları pembemsi ve flokülöz görünebilir. Higrofan, orta kahverengi, soluk bej kahverengiye dönüşür. Lameller ekli, orta genişlikte, sıkışık, soluk kirli bej, yaşlandıkça kahverengimsi griye dönüşür. Sap ince, narin, kırılgan, olgunlaştığında dolgunlaşır, aşağı yukarı eşit uzunluktadır ve sapın alt kısmında peçe kalıntıları bulunabilir. Spor izi koyu kahverengi ila mor kahverenginde olur.

Şapka (cap) çapı: Genellikle 1 – 3 cm arası. Kimi kaynaklar “yaklaşık 1 ila 3 cm” diyor.

Sap (stipe) + dip özelliği: Sap — oldukça ince — ve bazen dipte küçük, kökümsü bir uzantı (rootlet / micro-rhiza) olduğu bilinir.

Görünüş ve hygrophanous özellik: Şapka ıslakken nemli, koyu kahverengi/ kızıl kahverengimsi; kuruyunca açıla-solar (farklı tonlara geçer). Bu “nemle renk değişimi (hygrophany)” bu tür için bildirilmiştir.

Çıkış biçimi: Genelde “tek tek veya çok küçük gruplar (ikili, üçlü vb.)” hâlindedir

Sporları 11-14 x 6-7 μm boyutlarında ve pürüzsüz şekillidir, bir germ gözenekleri vardır.

Türün ilk tanımlandığı ve yaygın olarak gözlemlendiği yer Avrupa'dır.

Psathyrella türlerinin çoğunu yenmez, düşük değerli veya riskli olarak sınıflandırır.
0
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 21 Ocak 2019
Ben "uzmanların" söylediği hiçbir şeye kulak asmam. Hepsini kendim hesaplarım.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
29
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close