Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 20 Mart 2015 10 dk.

İhtiyaç, icadın anasıdır derler. Ancak icadın tek anası ihtiyaç değildir. Emekçi, bilime gönül ve ömür vermiş çok sayıda adı sanı bilinmeyen kadın, bugüne kadar Dünyayı bir nebze olsun daha güzel, daha yaşanır bir yer haline getirmek için çalışmış, icatlarda ve keşiflerde bulunmuştur.

Toplumun her seviyedeki ataerkil yapılanmasına rağmen (örneğin Marie Curie, sırf kadın olduğu için üniversiteye alınmamıştır, sonrasında 2 adet Nobel Ödülü alan ilk ve tek kadın olarak tarihe geçmiştir) bu kadınların bazıları doğrudan en ön saflarda, bazılarıysa destekleyici rollerde bulunarak bilime ve teknolojiye katkı sağlamışlardır. Burada, onlardan 19 tanesine ve görev aldıkları projelere, icat ettikleri ve keşfettikleri ürünlere değineceğiz.

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Kasım 2013 16 dk.

Tüm Dünya'daki Anglikan Hıristiyanlar'ın "ana kilisesi" ve İngiltere'nin resmi kilisesi olarak kabul edilen "İngiltere Kilisesi" (The Church of England), Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yayımlayarak Evrim Teorisi'ni ilk defa sistematik olarak ortaya koymasından ve evrimsel biyolojinin temellerini atmasından 149 yıl sonra, 15 Eylül 2008'de, başlangıçta bu bilimsel teoriyi şahsi inançlara dayalı olarak reddettikleri için özür dileyen bir makale yayınladı. Bu makalenin yalnızca kilisenin görüşünü yansıttığı; ancak resmî bir özür yerine geçmediği vurgulandı.

Kilise, Darwin evrim yasasını net olarak izah edip, bu yasayı açıklamak üzere Doğal Seçilim'e dayalı olarak geliştirdiği Evrim Teorisi'ni ortaya koyduğunda, sert bir şekilde bu fikre karşı çıkmış ve Darwin'in dine saldırmayı hedeflediğini ileri sürmüştü. Dönemin bazı diğer kiliseleri ise Darwin'in keşfini, "Tanrı'nın Yaratış Biçimi" olarak değerlendirmiş ve bilimsel bir gerçeğe sırt çevirmek yerine onu inançlarına dahil etmişlerdi. Ancak din cemaatinin neredeyse tamamı, hem doğadaki evrim yasasına, hem de bunu açıklayan teorilere net bir şekilde sırt çevirmiş, görmezden gelmiş ve gerçekleri savunanlara karşı kampanyalar başlatmıştı. Bu da, bilimin ilerleyişi açısından ciddi engellerin doğmasına neden olmuştu.

167
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Aktaran 4 gün önce 2 dk.

Büyük Patlama’dan bir saniyeden kısa bir süre sonra, henüz atomik elementler bir araya gelmeden önce, eğer parçacıklar madde haloları hâline yoğunlaşmışsa bu haloların çökmeleri sonucunda ilk kara deliklerin, bozon yıldızlarının ve “yamyam yıldızlar” olarak adlandırılan yıldızların ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor. Bu sonuca, Scuola Internazionale Superiore di Studi Avanzati (SISSA) araştırmacıları tarafından; INFN, IFPU ve Varşova Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen ve Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma ile ulaşıldı.

Araştırmacılar, bazı kozmolojik modellerin öne sürdüğü gibi Evren’in en erken dönemlerinde kısa süreli bir “Erken Madde Egemenliği Dönemi" (İng: "early matter-dominated era")nin yaşanmış olabileceği varsayımından yola çıkarak parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileşebileceğini incelediler. Bu etkileşimlerin, şaşırtıcı çeşitlilikte kozmik cisimlerin oluşumuna yol açabileceğini ortaya koydular. Böylece çalışma, Büyük Patlama’dan sonraki ilk anlarda bile Evren’in karmaşık ve zengin bir fiziksel fenomenolojiye sahne olabileceğini gösteriyor.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Pedram Türkoğlu
Yazar 19 Mart 2018 1 dk.

Evrim Ağacı olarak fotoğrafladığımız depresif manzaralı bir Corvus cornix türü karga karesi.

Ülkemizde en yaygın bulunan türüdür. Bir karga gördüğünüzde, genelde Corvus cornix türüdür. Her ne kadar İngilizce "hooded crow" diye bilinse de, dilimize leş kargası olarak geçmiştir. Kargalar, bildiğiniz gibi zekaları ve "gaarg" şeklinde yüksek sesleri ile tanınan siyah kuşlardır. Ayrıca, ekinlere verdikleri zarar ile de bilinirler. Yaklaşık 40 karga türü vardır, bu nedenle birçok farklı büyüklükte kargalar mevcuttur. Amerikan kargaları yaklaşık 45 cm boyutunda iken bazı kuzgunlar çok daha büyüktür ve 69 cm civarındadır. Kargalar dünyanın her yerinde çeşitli yaşam alanlarında bulunabilir. Baş, boyun ve göğsün üst kısmı ile kanatlar ve kuyruk metalik siyah renktedir. Ense, sırt, göğüs ve karın ise gridir. İngilizce "hooded" ismini buradan almıştır.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

94
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Eylül 2021 16 dk.

Seyirci Etkisi, görgü tanıklarının suça müdahale etme sorumluluğunu bir başkasına atmaya meyilli olmasına verilen psikolojik bir isimdir. Yani Seyirci Etkisi Teorisi'ne göre bir tanık, bir olaya tek başına şahit olursa, o tanığın kurbana yardım etme ihtimali, birden fazla tanığın olaya tanık olduğu duruma göre daha yüksek olacaktır. Yani paradoksal bir şekilde, ortada ne kadar çok tanık varsa, kurbanın yardım görme ihtimali artmamakta, tam tersine tanıkların birbirine güvenerek kurbana yardım eli uzatmama ihtimali o kadar artmaktadır.

Örneğin otoyolda ölü bir hayvan ya da tehlike arz edebilecek bir çöp gördüğünüzde, durup sorunu çözmek yerine "Nasılsa bir başkası halleder." diyor olabilirsiniz. İşte bu, Seyirci Etkisi'nden kaynaklanmaktadır: Belki daha ıssız bir yolda karşılaşsanız, aynı unsur aslında daha az risk teşkil etmesine rağmen (çünkü daha az trafik vardır), durup da o riski ortadan kaldırma ihtimaliniz daha yüksek olabilir. Elbette insanlar "Aman canım benim sorumluluğum mu?" gibi yollarla bu davranışlarını rasyonalize etmeye çalışmaktadırlar - ki yazının ilerleyen kısımlarında buna da döneceğiz.

108
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Yazar 5 gün önce 6 dk.

Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu, kısaca Roman ya da RST, adını galaksilerin nasıl büyüdüğüyle ilgili anlayışımızı temellendiren ve “Hubble’ın Annesi” olarak bilinen Nancy Grace Roman’dan alan NASA’nın astrofizik gözlemevidir. Başta Wide Field InfraRed Survey Telescope (WFIRST) olarak geliştirilmekle birlikte 2020 yılında isim değişikliğine gidilmiştir. NASA’nın ilk kadın yöneticisi olan Nancy Grace’in onurlandırılması için WFIRST, Nancy Grace Roman Space Telescobe olarak değiştirilmiştir.

En geç 2027’de fırlatılmayı bekleyen ve fırlatıldıktan sonra Güneş-Dünya L2 yörüngesinde konumlanacak olan Roman’ın Hubble ile kıyaslandığında minimum 100 kat daha geniş görüş alanına sahip olması, gökyüzünü Hubble’dan 1000 kat daha hızlı taramasını sağlayacak. Özellikle Evren’in genişlemesinin hızlanması olgusunun altında yatan nedenleri de araştırması bekleniyor. Ayrıca Evren’i çok daha iyi anlamamızın anahtarları olan karanlık enerji ve karanlık maddeye de ışık tutacağı düşünülüyor.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
103.1K UP
Yazar 5 gün önce 11 dk.

Türkçenin zengin deyim dağarcığında, gündelik hayatın ritmini ve insanlık hallerini birkaç kelimeyle özetleyen sayısız ifade bulunur. Bunlardan belki de en bilineni ve en sık deneyimleneni "yumurta kapıya gelince" deyimidir. Ertelenmiş bir sınav için son gece sabahlamak, teslim tarihine saatler kala hummalı bir şekilde projeyi tamamlamaya çalışmak veya son anda fark edilen bir sorumluluğun yarattığı o keskin panik hissi... Bu durumun yarattığı stres, telaş ve ardından gelen olağanüstü çaba anı, hemen herkes için tanıdık bir senaryodur. Peki, bu son derece insani ve kültürel görünen telaş halinin, sadece bir karakter özelliği veya modern yaşamın bir dayatması olmaktan öte, milyarlarca yıllık yaşam mücadelesinin derinliklerinden gelen bir yankı olabileceğini hiç düşündünüz mü? Acaba bu "son dakika" telaşı, doğanın en temel ve en acımasız yasalarından birinin, yani evrimsel baskının bir yansıması olabilir mi?

Bu yazının amacı, bu sorunun peşine düşmektir. İlk olarak "yumurta kapıya gelince" deyiminin popüler anlamının ötesine geçerek kökeninde yatan hayatta kalma mücadelesini ortaya çıkaracağız. Ardından, evrimsel biyolojinin motoru olarak kabul edilen "seçilim baskısı" kavramını ve bu baskı altında yok olmanın eşiğine gelen popülasyonların nasıl kurtulabildiğini açıklayan "evrimsel kurtuluş" (İng: "evolutionary rescue") mekanizmasını detaylandıracağız. Son olarak gündelik dilimizdeki bu basit ifade ile yaşamın en dramatik anları arasında şaşırtıcı derecede güçlü ve aydınlatıcı bir analoji kurarak deyimlerimizin ardında yatan derin biyolojik prensipleri keşfe çıkacağız. Bu yolculuk, bize sadece evrim hakkında değil, aynı zamanda kendi kültürümüz ve dilimiz hakkında da yeni bir bakış açısı sunmayı vaat ediyor.

11
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
İnceleyen 4 gün önce
Ian Hodder’ın Dolanıklık (Entanglement) adlı eseri, insan ile nesne arasındaki ilişkinin sadece araçsal bir bağ olmadığını, karşılıklı bir bağımlılık ve etkileşim ağı şeklinde geliştiğini savunur. Hodder, bu kavramı “dolanıklık” (entanglement) olarak adlandırır. Ona göre insanlar nesneleri üretir, kullanır ve düzenler; ancak zamanla bu nesneler de insanların davranışlarını, toplumsal ilişkilerini ve düşünme biçimlerini yönlendiren bir güce dönüşür.
Olumlu Yönleri ,Hodder’ın “dolanıklık” kavramı, insan-nesne ilişkisini tek yönlü bir üretim-tüketim çerçevesinden çıkarıp karşılıklı bağımlılık temelinde yeniden tanımlar. Bu, arkeolojik yorumlarda yeni bir açıklama zemini sağlar,Disiplinlerarası Yaklaşım,Sosyal teori, felsefe, ekoloji ve materyal kültür analizlerini bir araya getirerek arkeolojinin sınırlarını genişletir. Bruno Latour’un aktör-ağ teorisi ve Tim Ingold’un “dünyada olma” yaklaşımıyla benzer bir entelektüel çizgi izler.
Nesnelerin insani pratiklerdeki rolünü yeniden düşünmemizi sağlar; teknolojinin, tarımın, yerleşikliğin ve mülkiyetin insanı nasıl “bağımlı” hale getirdiğini ikna edici örneklerle açıklar.
Felsefi Derinlik,“Bağımlılık”, “kontrol kaybı” ve “bağlılık” gibi kavramları etik, varoluşsal ve ekolojik düzlemde ele alır. Bu, eseri salt arkeolojik bir incelemeden çıkarıp daha genel bir insan-doğa ilişkisi tartışmasına taşır.Olumsuz yönleri ise ağır ve Karmaşık Dil,somut Arkeolojik Verilerin Azlığı,
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Entangled: An archaeology of the relationships between humans and things
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Yaşam Ağacı Gözlemi
Rehabisfun Rehabisfun
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, Çanakkale
Çanakkale çamlıca şelalesinden pıtırelli köyüne doğru inerken rastladık.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
İnceleyen 5 gün önce
Bu roman, sadece bir öğretmenin hikayesi değil, okumanın özgürleştirici gücüne duyulan inancın da öyküsüdür. Günümüzde bile, bilgiye erişimin önemini hatırlatan evrensel bir mesaj taşır:
Roman, eğitimin yalnızca okulda değil, hayatın her alanında gerçekleşebileceğini vurgular. Mustafa’nın çabası, Anadolu insanının bilgiye ulaşma mücadelesinin simgesidir.
Baykurt’un sade, akıcı ve yer yer mizahi anlatımı, romanı hem düşündürücü hem de keyifli kılar. Halkın dilinden yazılmış diyaloglar, karakterlerin doğallığını pekiştirir. Gerçek olaylardan esinlenilmesi ise romanın belgesel bir gerçeklik hissi vermesini sağlar. Eşekli Kütüphaneci”, bir dönemin eğitim mücadelesine ışık tutan, kitabın ve bilginin gücünü anlatan bir başyapıttır. Mustafa Güzelgöz karakteri, Türkiye’de halk kütüphanelerinin ve seyyar kütüphane uygulamalarının öncülerinden biri olarak bir cumhuriyet aydını tipini simgeler.

Olumsuz bulduğum yönlerine bakacak olursak;
Baykurt’un mesaj verme isteği zaman zaman romanın akıcılığını gölgeleyebilir; hikâye yer yer bir “ders kitabı” havasına bürünebilir. Ana karakter Mustafa çok güçlü biçimde çizilse de, bazı yan karakterler derinlemesine işlenmemiştir. Bu durum duygusal çeşitliliği azaltır. Romanın genel akışı sürprizsizdir; idealist bir öğretmenin çabası ve sonunda kazandığı saygı beklenen bir sonuçtur. Bazı bölümlerde olaylar yavaş ilerler; özellikle köylülerin tepkilerinin uzun uzadıya anlatıldığı kısımlar okurda durgunluk yaratabilir. Halkın cehaletini anlatırken bazen fazla genelleyici davranmıştır. Bu da karakter çeşitliliğini sınırlayabilir

“Bir eşeğe yüklenen birkaç kitap bile, bir köyün kaderini değiştirebilir.”
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Salih Öztürk
Salih Öztürk
100.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.
Kaynak: Gazi Mustafa Kemal Paşa. Fikirler Ölmez.
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Maladaptif hayalperest misiniz?
Yaşam Ağacı Gözlemi
Üzeyir Yazıcı
Gözlemi Yapan 1 Ağustos 2024 Türkiye
2022 yılında İspir ilçesinde bulunan İDOS'da masada kalmış kırıntılar ile beslenen bu alakarganın fotoğrafı sabah erken saatlerde Canon EOS 550D fotoğraf makinesi ile çekildi.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şafak Aki
Şafak Aki
117.0K UP
4 gün önce
Çalışma/iş günden güne kıt ve olağandışı olacak. İncil'in vazettiğinin aksine bir lanet olmaktan da, bir hak olarak talep edilmekten de uzak, günden güne daralan bir seçkinler zümresinin imtiyazına dönüşecek. Çoğumuzu, işsiz/çalışmasız bir varoluş bekliyor.
Soru, artık emeğin ürünlerini nasıl adil dağıtacağımız değil, iş olmamasının sonuçlarının nasıl katlanılır kılınabileceğidir.
/ Günter Anders

3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
İrem Öznur Kılıç
Seslendiren 30 Nisan 2022 6:26
Kelebek etkisi, en basit tanımla, bir sistemin başlangıç verilerinde küçük değişiklikler yapıldığında öngörülemez ve büyük sonuçların doğabilmesidir.Kelebek...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
80
Gencay Kaan Polat
Yazar 8 Ocak 2021 14 dk.

İnsan Papilloma Virüsü ya da kısaca HPV, insan türünün gördüğü cinsel yolla en sık bulaşan hastalıktır. AIDS'e neden olan HIV ile "uçuk" veya "herpes" olarak da bilinen HSV'den farklıdır. Bunu şöyle söyleyebiliriz: HPV öylesine yaygın bir virüstür ki, şu anda Dünya üzerinde cinsel olarak aktif olan her kadın ve her erkek hayatlarının bir evresinde bu virüsü mutlaka kapacaktır!

Ancak tabii ki, HPV'nin birçok farklı türü olmasından ötürü, her birinin tehlike arz etme miktarı farklıdır. Bunlardan bazıları cinsel organlara zarar verirken, kimisi vajinal kansere ve penis kanserine bile neden olabilmektedir. Neyse ki aşı teknolojimiz sayesinde HPV'yi önlemeyi başarabiliyoruz.

68
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

EtkinlikKültürel Etkinlik
Okan Nurettin Okur
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz21 Kasım
Bilimler ve Sanatlar Bizi Daha Ahlaklı mı Yaptı?
21 Kasım 2025 09:00 tarihinden 21 Kasım 2025 11:00 tarihine kadar.

Ankara Felsefe Radyosu

Bilimler ve Sanatlar Bizi Daha Ahlaklı mı Yaptı?

21.11.2025 - 09.00

Konuk: Prof. Dr. Hamdi Bravo

Moderatör: Okan Nurettin Okur

Yayına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

@AnkaraFelsefeRadyosu

Devamını Göster
5
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close