Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Mayıs 2011 24 dk.

Miller-Urey Deneyi, canlılığın başladığı Erken Dünya koşullarına yönelik olarak, deneyin yapıldığı 1952 yılına kadar olan biyokimya bilgileri ışığında tasarlanmış, canlılığın temeli olan moleküllerin doğal kimyasal süreçlerin bir sonucu olarak oluşup oluşamayacağını araştırmak üzere geliştirilmiş bir deneydir. Miller-Urey Deneyi'nin amacı, yaşamın kimyasal kökenlerini aydınlatmak ve Abiyogenez Teorisi'ne yönelik bazı yeni deneysel yaklaşımlar geliştirebilmekti.

Miller-Urey Deneyi, evrim karşıtları tarafından sıklıkla tartışılan ve sanki bu sahada yapılan tek çalışma ve tek sonuçmuş gibi üzerine bolca gidilen bir deney olarak halk arasında da popülerlik kazanmıştır. Aradan geçen yarım asırdan uzun bir süreden ötürü, Miller-Urey Deneyi'nin sonuçları, bugün bildiklerimizin yanında oldukça kısıtlıdır; buna rağmen, 1950'li yıllarda bilimin olduğu konum açısından değerlendirilecek olduğunda, bilim tarihinde önemli yankılar yaratmayı başarmış, bilim tarihi ve canlılığın kökenine yönelik araştırmalar açısından büyük öneme sahip bir deneydir. Gelin bu deneyi, hedeflediklerini, başarılarını, başarısızlıklarını ve hakkındaki tartışmaları biraz daha yakından tanıyalım.

183
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Kemal Yüksel
Kemal Yüksel
132.6K UP
Yazar 5 gün önce 4 dk.

Osmanlı İmparatorluğu söz konusu olduğunda sıkça duyduğumuz bir ifade vardır: “Gerileme Dönemi.” Bu kavram hem akademik çevrelerde hem de okul kitaplarında kuşaktan kuşağa aktarılmış bir anlatının temelini oluşturur. Ancak bugün, tarihçiler arasında bu anlatı giderek daha fazla sorgulanıyor. Gerçekten bir “gerileme” mi yaşandı yoksa Osmanlı sadece değişen dünya düzenine farklı biçimde mi uyum sağladı?

17. yüzyıl, bu tartışmanın merkezinde yer alıyor. Askerî teknolojideki yenilikler, Avrupa’daki “askerî devrim” iddiaları ve Osmanlı’daki ekonomik dönüşüm… Tüm bunlar “makasın” nerede açıldığını anlamak için ipuçları sunuyor.

22
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Nisan 2023 33 dk.

HAARP, Yüksek-Frekans Aktif Auroral Araştırma Programı (High-Frequency Active Auroral Research Program) isimli bir araştırma projesidir. Gakona (Alaska) yakınlarında bulunur ve inşası 1993 senesinde başlamıştır. 2014 yılında askeri faaliyetlerini sonlandıran araştırma programı, Ağustos 2015'te Fairbanks'teki Alaska Üniversitesi'ne devredilmiştir ve bilim insanlarının kullanımına açık, sivil tesis olarak kullanılmaktadır.

Programın amacı, atmosferimizin iyonosfer tabakasının sınırlı bir bölgesini geçici bir süreliğine uyarmak ve değişimleri incelemektir. Bu nedenle HAARP projesi dahilinde İyonosferik Araştırma Aleti (Ionospheric Research Instrument ya da kısaca "IRI") adı verilen güçlü ve yüksek frekanslı bir verici üretilmiştir. Bu verici, 180 adet 22 metrelik antenlerden oluşmaktadır, 133,546 m2 bir alana yayılmaktadır ve vericinin toplam gücü 3,6 megawatt (MW) civarındadır.

120
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
571.1K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Sibel Özgür
Sibel Özgür
153.1K UP
Yazar 13 saat önce 6 dk.

Domino taşı; oyun objesi olarak kullanılan küçük, yassı, eşit iki kareden oluşan bir dikdörtgen bloktur. Domino Çin'de ortaya çıkmış, iki zarla tüm olası atışları temsil edecek şekilde tasarlanmıştır. Çin dominosundan farklı olan Batı dominoları, 18. yüzyılda İtalya ve Fransa'da kayıt altına alınmıştır. Dolayısıyla dominolar söz konusu olduğunda birçok oyun çeşidinden bahsedilebilir.[2]

Birçoğumuzun aklına "domino taşları" dediğimizde belirli bir mesafeyle arka arkaya büyük bir emek ve dikkatle dizilen taşların, ilk taşın yıkılmasına bağlı olarak gelişen etkileyici görselleri gelir. Bu bir "domino etkisi" yaratır. Domino etkisi, bir olayın benzer olaylar zincirini başlatmasıyla oluşan kümülatif etki olarak günlük hayatta karşılık bulmaktadır.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Erkmen
Yasin Erkmen
75.7K UP
Çeviren 10 dakika önce 10 dk.

Bir akademisyenin hayatına yön veren ve onu biçimlendiren sayısız kitap arasından yalnızca beşini nasıl seçmeli? Bu işe giriştiğimde, seçtiğim kitapların iki ortak özelliğe sahip olduğunu fark ettim. İlk olarak bunlar farklı nedenlerle yeniden ve yeniden başvurduğum metinlerdi. Başlangıçta belirli bir biçimde okuyup anlamıştım ancak daha sonra, yeni bir araştırma bağlamında, yarı hatırladığım bir fikri yeniden keşfetmek için bu kitaplara geri döndüm. İkinci olarak bu kitaplar kendi türlerinin örnek niteliğindeki temsilcileriydi, benzerleri arasından kaçınılmaz biçimde öne çıkmışlardı.

Collingwood'un An Autobiography (1939) ve ayrıca The Idea of History (1946) adlı eserlerini okumam üzerimde çok güçlü bir etki bıraktı çünkü bundan çok daha önce, etkilenmeye fazlasıyal açık bir yaşta A. J. Ayer'in Language, Truth and Logic (1936) adlı kitabını okumuş ve kariyerime Peter Haggett'in (1965) etkisiyle, coğrafya ve arkeolojideki niceliksel ve istatiksel devrimlerden -özellikle de David Clarke'ın Analytical Archaeologhy (1968) adlı eserinden- etkilenerek başlamıştım.

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 30 Ocak 2016 12 dk.

Size bir soru: Zamanı geriye sarıp, tekrar başlatsaydık ve evrim, aynı atalardan yeniden başlatılmış olsaydı... Aradan aynı miktarda zaman geçtikten sonra ortaya çıkan sonuç, şu anki bildiğimiz Dünya yaşamına benzer miydi?

Bu soru ilk defa açık bir şekilde, 1989 yılında büyük evrimsel biyolog Stephen Jay Gould tarafından soruldu. O gün bugündür de teorik bir tartışma konusu olarak farklı görüşlere ev sahipliği yapmakta. 

145
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Şubat 2014 11 dk.

Görselde, birbirinden oldukça uzak 4 memeli hayvan türünün uzuvları görülmektedir: bir insan, bir kedi, bir balina ve bir yarasa. Bu canlılar, dışarıdan bakıldıklarında birbirinden tamamen farklı gözükseler de, içlerine baktığınız zaman aynı atadan geldiklerini haykıran yüz binlerce veri bulmak mümkündür. Bunların en net olanlarından biri de, kemiklerinde yapacağınız bir analizden gelecektir.

Bu apayrı 4 memelinin (ve diğer memelilerin de) bütün uzuv kemikleri birbiriyle eştir. Bilimde biz aynı atadan gelen ve farklı torun türlere dağılan bu yapı ve organlara homolog (eş) organlar adını veriyoruz. Bu kadar farklı yapılarda olmalarının tek sebebiyse, evrimsel süreç içerisinde aynı kemiklerin farklı ortamlara adapte olan uzuvlarla birlikte evrim geçirmiş olmalarıdır. Görselde, sırasıyla humerus, radius, ulna, karpallar, metakarpallar ve falanjlar görülmektedir. Tüm memeli türlerinde bu kemikler birbirinin aynı yapıdadır; sadece şekilsel farklılıklar bulunmaktadır. Dolayısıyla, birbirinden tamamen farklı görünen canlıların evrimsel süreçte ortak bir atadan geldiği anlaşılabilir. Bunu bir diğer şekilde sınama yöntemi, memeli olmayan canlılara bakmaktır.

260
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sertaç Oral
6 gün önce
Belki de sözü yazan, sözün değerini belirler.

Çünkü kimi sözler, aktaran kişinin farkında olmadığı anlamlarla yüklüdür ve söz ile kastı arasında uçurum vardır.

3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bedirhan Karan
6 gün önce
Uygulama hakkında bir isteğim olacak;
Android kullanıcısıyım yeni üye oldum beni rahatsız eden bir durum var, 
Uygulama yatay moda kendisi geçiyor telefonumda dikey mod kilitli olsada ve yatay moda geçince uygulama yeniden açılmış gibi oluyor az önce baktığım yer kayboluyor bunu düzeltirseniz çok güzel olur

3
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Doğan Macin
Doğan Macin
23.0K UP
Üye 1 gün önce Henüz cevap yok.
Telefonu tamamen bırakmak mı daha iyi yoksa azaltarak bırakmak mı?
103 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Yuşan
Emre Yuşan
118.3K UP
Moleküler Biyoloji ve Genetik öğrencisiyim. 2 Mart 2023 Sen de Cevap Ver
Orijinal Soru: Güneş tutulmaları depremlerin habercisi midir?

Ay ve Güneş tutulmaları veya evrelerinin depremi tetiklediğine veya yarattığına dair hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Bazı Astrologlar tutulmaların depremleri tetiklediğini savunur ancak böyle bir şey bilimsel olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte hiçbir bilimsel dayanağı da yoktur. Bunu iddia eden Astrologlar sahte bilgi tüccarlarıdır.

130 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
108.7K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
Dünyada 400 ile 500 arası, Türkiye'de ise tespit edilmiş yaklaşık 30 doğal türü ve alttürü bulunmaktadır. 20 cm boylanabilen, çok yıllık, otsu bir cinstir. Gövde yeşil, nadiren kahverengi, tabandan itibaren dallanmış; dallar üç köseli ve içi boştur. Yapraklar yumurtamsı, böbreksi veya kalpsi, kenarlar dişli, saplı; stipül mızraksı-yumurtamsı, tam kenarlı, dişli veya saçaklıdır. Çiçeklenme Mart-Eylül arasında; çiçek durumu terminal veya başak; çanak yapraklar 5; taç yapraklar 5, alttaki yanal ve üst çiftten daha genişçe; ercikler 5; sapçıklar kısa; başçıklar bitişik; ovaryum üstdurumlu, 3'lü birleşik karpellidir. Meyve olgunlaştığında patlayarak açılır ve tohumlar saçılır; tohumlar yumurtamsı, pürüzsüz ve parlaktır. 
0
🔢 Georg Cantor (1845-1918), kümeler ve sonsuzlukla ilgili klasik anlayışı tamamen değiştirmişti.

📐 “Sayılabilir sonsuz” ile
“sayılmayan sonsuz” arasında matematiksel bir ayrım kurdu, örneğin doğal sayılarla gerçek sayılar arasında büyüklük farkı olduğunu gösterdi.

🧠 Bu çalışma, matematik biliminin sınırlarını zorlayıp “sonsuz” kavramının tek bir boyuttan ibaret olmadığını kanıtladı.

🔍 Günümüzde bile bu fikirler, “kaç tane sonsuzluk var?”, “sonsuzluklar arasında hiyerarşi olabilir mi?” gibi temel soruları tetikliyor.

🎓 Kısacası Cantor’un katkısı yalnızca yeni sayılar tanımlamak değil, matematiğin doğasına dair algımızı değiştirmekti.

Yazar: Sibel Özgür
Editör: Damla Şahin Uçar

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz
Anonim
Anonim Üye 15 Kasım 2021 1 Cevap
Çok kafa karıştırıcı bir soru yalnız çok fazla düşünürek  söylersek biz dünyanın içinde yaşıyoruz veya üstünde yaşıyoruz çok kafa karıştırıcı her ikisi içinde bellirli açıklamalar olur Ama sonuna varmayı düşünüyorum artık.
10,900 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close