Nick Bostrom
“Bi' dakika nasıl olabilir ne okuyorum ben anlamıyorum ya neden herkes bundan bahsetmiyor!” serimizin ikinci bölümüne hoş geldiniz.
Nick Bostrom
“Bi' dakika nasıl olabilir ne okuyorum ben anlamıyorum ya neden herkes bundan bahsetmiyor!” serimizin ikinci bölümüne hoş geldiniz.
Siğil, İnsan Papillomavirüsü (HPV) kaynaklı bir deri lezyonudur. Bugüne kadar insanlara siğil bulaştırabilen hiçbir amfibi türü (dolayısıyla da hiçbir kurbağa türü) tespit edilememiştir.
Kurbağaların üzerinde siğil benzeri deri kabarcıklarını gören insanlar, onların "siğil" gibi bulaşıcı olduğunu düşünmüşlerdir. Halbuki kurbağalardaki o "çıkıntılar" siğil değil, kurbağanın kendi fonksiyonlarını sürdürebilmesi için evrimleşmiş salgı bezleridir. Amfibilerin vücutlarından salgıl
Aşılar hastalığa neden olan organizmanın küçük parçalarını veya küçük parçaların benzer kopyalarını içerir. Aşıyı güvenli ve etkili tutmak için, başka bileşenler de aşılara dahil edilir. Bu bileşenler, çoğu aşıda bulunur ve onlarca yıldır, milyarlarca doz aşının yapımında kullanılmaktadır. Her aşı bileşeni, belirli bir amaca hizmet eder ve bu bileşenlerin her biri üretim sürecinde test edilir; bu sayede tüm bileşenler, güvenlik açısından test edilmiş bir şekilde halka sunulur.
Aşıların içerisinde şunlar bulunur:
Osmanlı İmparatorluğu söz konusu olduğunda sıkça duyduğumuz bir ifade vardır: “Gerileme Dönemi.” Bu kavram hem akademik çevrelerde hem de okul kitaplarında kuşaktan kuşağa aktarılmış bir anlatının temelini oluşturur. Ancak bugün, tarihçiler arasında bu anlatı giderek daha fazla sorgulanıyor. Gerçekten bir “gerileme” mi yaşandı yoksa Osmanlı sadece değişen dünya düzenine farklı biçimde mi uyum sağladı?
17. yüzyıl, bu tartışmanın merkezinde yer alıyor. Askerî teknolojideki yenilikler, Avrupa’daki “askerî devrim” iddiaları ve Osmanlı’daki ekonomik dönüşüm… Tüm bunlar “makasın” nerede açıldığını anlamak için ipuçları sunuyor.
Kol ve bacak kaslarınızda benzer proteinlerin olduğunu söylemem pek şaşırtıcı bir bilgi olmasa gerek. Komşunuzda da benzerlerinden var. Herhangi bir hayvanat bahçesindeki filde ve su aygırında da benzerlerinden vardı, belki bağırsağınızdaki bakterilerde de var!
Peki konu evrim olduğunda sıkça duyduğumuz -ama okul kitaplarında ya da Wikipedia’da pek okuyamadığımız- bu proteinlerin benzerliği mefhumu neyin nesi? Bu amaçla önce yeni bir proteinin şeklini deneysel olarak çözmeyi özetleyecek, sonra da proteinler arası benzerlikleri arama problemine bakacağız. Bunları kullanarak da protein veri tabanındaki türler arası protein benzerliklerine bakarak kendi evrim ağacımızı kendimiz çizeceğiz.
Fotoğrafta gördüğünüz bu yeleli "aslan kral", aslında bir "aslan kraliçe". Yani bir dişi! Ancak bu özelliğe sahip tek dişi o değil. Botswana'daki 5 dişi aslanda yeleler çıktı ve erkek-benzeri davranışlar sergilemeye başladılar. Hatta bunlardan bir tanesi, dişilerde hiç görülmeyen bir şekilde, kükremeye benzer sesler çıkarıp, diğer dişileri döllemeye çalışıyor!
Erkek aslanlar yeleleriyle ayırt edilirler. Bu yelelerle dişileri üzerlerine çekerler ve kükreyerek alanlarını korurlar. Kükreme davranışı, sürüdeki diğer bireyleri çağırmak için de kullanılır. Dişilerde ise yele bulunmaz ve sesleri neredeyse hiç çıkmaz.
Sosyal medya bağımlılığını azaltmak için önce ne kadar ve neden kullandığını fark etmek önemli. Günlük kullanım süresine sınır koymak, bildirimleri kapatmak ve boş zamanlarda sosyal medyaya yönelmek yerine yürüyüş yapmak, kitap okumak ya da arkadaşlarla yüz yüze vakit geçirmek faydalı olur. Zamanla bu alışkanlıklar yerini daha dengeli bir dijital kullanıma bırakır.[1][1]
Büyük Patlama’dan bir saniyeden kısa bir süre sonra, henüz atomik elementler bir araya gelmeden önce, eğer parçacıklar madde haloları hâline yoğunlaşmışsa bu haloların çökmeleri sonucunda ilk kara deliklerin, bozon yıldızlarının ve “yamyam yıldızlar” olarak adlandırılan yıldızların ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor. Bu sonuca, Scuola Internazionale Superiore di Studi Avanzati (SISSA) araştırmacıları tarafından; INFN, IFPU ve Varşova Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen ve Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma ile ulaşıldı.
Araştırmacılar, bazı kozmolojik modellerin öne sürdüğü gibi Evren’in en erken dönemlerinde kısa süreli bir “Erken Madde Egemenliği Dönemi" (İng: "early matter-dominated era")nin yaşanmış olabileceği varsayımından yola çıkarak parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileşebileceğini incelediler. Bu etkileşimlerin, şaşırtıcı çeşitlilikte kozmik cisimlerin oluşumuna yol açabileceğini ortaya koydular. Böylece çalışma, Büyük Patlama’dan sonraki ilk anlarda bile Evren’in karmaşık ve zengin bir fiziksel fenomenolojiye sahne olabileceğini gösteriyor.
Uyarı: Bu yazımızda pornografi tüketimi ve bunun sağlık ile ilişkisinden söz etmekteyiz. İçerikte, pornografik herhangi bir detaya yer vermemekteyiz ve işin bilimsel tarafına odaklanmaktayız. Ancak yerleşik kurala uyarak, 18 yaşından küçük okurlarımız için uygun olmayabileceğini belirtmek istiyoruz.
Pornografi (ya da kısa adıyla porno), cinsel organları ve cinsel faaliyeti içeren herhangi bir materyalin, genellikle estetik veya duygusal sebeplerden ziyade, erotik duyguların uyarılması amacıyla açık olarak sergilenmesi ve ifade edilmesi demektir. Pornografi, illâ sanal ortamda olmak zorunda değildir, bir canlının, bir diğer çifti (veya daha çok sayıda bireyi) cinsel ilişki sırasında gözlemesine, daha doğrusu cinsel ilişki içerisinde olan grubun, bu aktiviteyi diğer bireylere açık halde yapmasına pornografi (kelime anlamıyla "cinsel içeriğin teşhiri") denir.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Hayatımızın bir koma olduğunu düşünelim çok garip oldurdu değil mi anılarımız yaşadıklarımız peki komadan uyanınca ne olurdu.
Şaşkın bakışlar içerisinde etrafımızı incelerdik sanki bir tür reaksiyon geçirmiş gibi veya bir bilim kurgu filmin de gibi hissedebiliriz. Daha kötü olanı ise komada tanımış olduğumuz insanları ve onlarla birlikte yaşadıklarımızı sanki bir hayal değilmiş gibi algılardık. Bu bizim psikolojimiz üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.
Diğer İskandinav ülkelerini bilmiyorum ama Finlandiya tamamen eğitime yatırım yaptığı için şu anki medeniyet seviyesinde.
Konu ile ilgili bu kitabı okuyabilirsin: " Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov "
Kitap bilimsel verilere dayanmıyor, öznel gözlemlere dayanıyor. Ben de kitaba göre cevap veriyorum.
Atatürk'ün tavsiye ettiği kitaplar arasındadır.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.