Gezegenimizdeki canlıların yarıdan fazlasını böcekler oluşturmaktadır. Çiçeklerden meyve ağaçlarına kadar bitkilerin çok büyük bir kısmı, doğal döngü ve tarımsal üretim için vazgeçilmez olan bu "minik" canlılara muhtaçtır. Özellikle de bal arıları, tozlaşmaya (polinasyona) katkılarıyla tüm kara ekosistemlerinin temel direklerinden biridir. Fakat bilim insanları, gezegenimizin "altıncı kitlesel yok oluş" olarak adlandırılan ve böcek türlerinin de dâhil olduğu tarihi bir biyoçeşitlilik krizinin tam ortasında olduğunu düşünüyorlar. Kuraklık, zirai ilaçlar, iklim değişimi, habitat parçalanması, tarımsal monokültürler ve parazit istilaları, bal arılarına ve sayısız diğer böceğe adeta kök söktürüyor. Son yıllarda adını daha sık duyuyor olabileceğiniz "arı kolonisi çöküş sendromu", tek başına bile ciddi bir sorun.
Hal böyleyken, bilim dünyası da çareyi yüksek teknolojide arıyor: ODTÜ Robotik ve Yapay Zeka Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi, ROMER'deki araştırmacılar (Doç.Dr. Erol Şahin, Doç.Dr. Ali Emre Turgut ve Doç. Dr. Hande Alemdar), RoboRoyale isimli AB projesi kapsamında, İngiltere, Çek Cumhuriyeti ve Avusturya'daki uluslararası ortaklarla birlikte, bal arılarının davranışlarının robotik ve yapay zeka teknolojileri kullanılarak gözlemlenip incelenmesini sağlayan, "AROBA" adını verdikleri otonom bir "robotik gözlem ve davranış analizi sistemini" geliştirdiler (projenin genel adıysa RoboRoyale olarak belirlendi). Bu sistem, bal arısı kovanının içine (daha doğrusu, kovanın dış kapaklarının yerine) yerleştirilen, bir ray mekanizması üzerinde hareket eden ve kameralarla donatılmış iki robot modülünden oluşuyor. En temel özelliği, koloninin kraliçe arısını 7/24 takip edip gözlemleyebilmesi. Dahası, kraliçe arının uzun süre istirahate çekildiği vakitlerde robot, kovandaki diğer arıların (örneğin işçi arılar) yerleşimi, sayısı ve peteklerdeki yumurtalar veya larvalar gibi kritik unsurlar hakkında veri toplayacak şekilde kendini "tarama moduna" geçirebiliyor.