Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Funda Başak
Seslendiren 27 Mayıs 2020 10:37
2005 Ağustos’unda ABD tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri olan Katrina Kasırgası yaşandı. 1800’den fazla kişinin ölümü ve tahmini olarak 372 bin...
23
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zişan Işık
Zişan Işık
104.0K UP
Yazar 1 gün önce 4 dk.

Zihnimizde beliren her duygu ve düşünce milyarlarca nöronun ürettiği elektriksel sinyallerin sonucudur. Düzen bakımından son derece sert, uyum sağlayabilirlik bakımından son derece esnek olan beyinde tüm bu sinyaller doğal yollarla oluşur ve nörobilimin başta gelen gözlem alanlarındandır. Geleneksel nörobilim, beynin işleyiş mekanizmalarını anlamak için bu doğal yollarla oluşmuş kodları okumaya odaklanır. Bu, beyin tarafından yazılan elektriksel bir sinyal dilinin çözümlenmesi ve deşifre edilmesine çabalayan bir çeşit kriptanaliz sanatıdır fakat modern bilim ve mühendislik ışığında bu doğal sinyaller artık yalnızca gözlem alanı olmanın ötesine geçmiş ve belirli sinir hücresi tipleri doğrudan davranışsal kontrole alınmaya hatta bazı durum ve araştırmalarda programlanmaya başlanmıştır. Bu devrimsel çalışma sahası, genellikle nöromodülasyon, optogenetik gibi "nöron kodlama" olarak adlandırılmaktadır. Bu makale, nöron kodlamanın temel prensiplerini açıklayacaktır.

Nöron kodlama, bir sinir hücresinin temel davranış ve işleyişini; ışık, kimyasal maddeler, elektrik ve genetik araçlar gibi kasıtlı bir dış müdahale ile değiştirme faaliyetlerinin tümüne verilen isimdir. Burada nörona bizzat ve doğrudan bir program yüklenerek kendi halinde doğal uyaranlara verdiği reaksiyonlar baskılanıp yeni bir komut seti ile belirli bir anda spesifik bir kimyasalı üretmeye, ateşlenmeye veya susmaya zorlanır. "Program yükleme" ifadesi ile gerçekte nöronun çeşitli girdilere verebileceği tepki ihtimali ve zamanlamasını değiştiren biyolojik müdahaleler kast edilir.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
400.0K UP
Yazar 30 Ağustos 2020 1 sa.

Ülkemizdeki felsefeci ve epistemologların büyük bir kısmı epistemoloji tarihi ile ilgilenmeye eğilimli gibi duruyor. Bu durumun doğal bir sonucu olarak çağdaş epistemolojiye dair temel metinlerin büyük bir kısmı hala dilimize çevrilmemiş durumdadır. Bu nedenle çağdaş epistemolojiye dair Türkçe literatür taraması yaptığımızda birçok kavramın Türkçeleştirilmesinin hala bir hayli zor olduğunu fark edeceksinizdir. Lütfen bu çalışmamızı okurken bu hususu aklınızda bulundurunuz.

Bu yazı sürekli güncellenecek olup çağdaş epistemolojiye ilgi duyan okuyucular ve genç felsefecilere bir izlek sunmak amacıyla Öncül Analitik Felsefe Dergisi yazarlarından Taner Beyter, Zeynep Vuslat Yekdaneh ile Asım Dilmaçünal tarafından hazırlanmıştır. İçeriğimizde hem çağdaş epistemoloji ile temas etmek adına bazı temel kavramlar ile yaklaşımları tanıtmak hem de uygun Türkçe karşılıklarını tespit etmek istedik. Bazı kavramların ve kelimelerin Türkçe karşılığının hatalı olduğunu düşünüyorsanız lütfen bize ulaşarak görüş bildirin.

67
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Çeviren 3 gün önce 3 dk.

Bir organizasyonda çalışan herkes bilir: Toplantılar çılgın bir hızla birbirini takip eder. Yöneticiler haftada ortalama 23 saatini toplantılarda geçirir. Bu toplantılarda olup bitenlerin büyük bir kısmı düşük değerli, hatta tamamen ters etki yaratan faaliyetler olarak görülür. İşin paradoksu şu: Kötü toplantılar, önceki toplantıların yarattığı hasarı gidermek için daha fazla toplantıya yol açar.

Yine de toplantılar uzun süre yönetim araştırmalarının konusu olmadı. 2015 tarihli bir el kitabı, yeni ortaya çıkan “Toplantı Bilimi” alanının temellerini attı. Bu araştırmalar, asıl sorunun toplantıların sayısı değil; tasarlanma biçimleri, amaçlarının belirsizliği ve çoğu zaman fark edilmeyen eşitsizlikleri pekiştirme biçimleri olduğunu ortaya koydu.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikEğitim
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce İstanbul₺200,0013 Aralık
İngilizce Konuşma Kulübü – English Speaking Club
Bu Etkinlik sona ermiştir
Lütfen başvuruda bulunmaya çalışmayınız.
13 Aralık 2025 15:00 tarihinden 13 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

İngilizce konuşma kulübümüz sizi bekliyor!

Sağlık, psikoloji, turizm, kültür ve etik gibi birçok konuda yapay zekanın geleceğimizi nasıl etkileyeceğini tartışacak ve BM simülasyonunda belirleyeceğiz.

Komitelerimize katılmak ve delege olmak için kayıt olmayı unutmayın. Kayıt olduğunuzda size etkinlikten önce mail yoluyla temsil edeceğiniz ülkeyi ve dahil olduğumuz komiteyi göndereceğiz.

Siyasi konulara girmeden size verilen ülkenin temsiliyetini yapmak adına, komitenizdeki konuyla ilgili önceden biraz düşünerek hazırlık yaparak gelmenizi rica edeceğiz.

Etkinlik günü komitelerinizde yapay zekanın farklı alanlarda geleceğimizi nasıl yönlendireceğini tartışacak ve argümanlarda bulunacağız.

Etkinliğimiz Evrim Ağacı İstanbul topluluğu ekibimizden, 8 yıldır İngilizce öğretmenliği yapmakta olan Yaren Filiz Koşaner moderatörlüğünde gerçekleşecektir.
——————–
Our English Speaking Club is waiting for you!

We will explore how artificial intelligence may shape our future in areas such as health, psychology, tourism, culture, and ethics and more. We’ll simulate it through a United Nations–style committee experience.

Don’t forget to register if you’d like to join our committees and become a delegate!

Once you register, you will receive an email before the event with the country you will represent and the committee you will join.

To ensure a smooth experience, we kindly ask you to prepare in advance: without diving into political issues, please think about how your assigned country would approach the committee’s topic and come ready with ideas.

On the event day, you will discuss how AI may influence our future in different fields and present your arguments within your committees.

The event will be moderated by Yaren Filiz Koşaner from our Evrim Ağacı Istanbul Organisation who has been an English teacher for 8 years.

Konum: Vogs Coffee Bahariye

Devamını Göster
8
2 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
57.8K UP
İnceleyen 6 gün önce
Richard Bach’ın Martı (Jonathan Livingston Seagull) adlı eseri, sade dili ve alegorik yapısına rağmen insanın varoluşsal arayışına dair derin bir anlatı sunar. Eserde bir martının hikâyesi üzerinden bireyin özgürlük, anlam, kendini aşma ve toplumsal normlarla çatışma süreci sembolik biçimde ele alınır. Jonathan Livingston, sürüsü için yaşamın tek amacının beslenmek olduğu bir dünyada, uçmayı yalnızca hayatta kalmanın aracı olarak değil, başlı başına bir anlam ve mükemmelleştirme alanı olarak görür. Bu bakış açısı, onu diğer martılardan ayırdığı gibi, aynı zamanda dışlanmasına da neden olur.

Kitabın merkezinde yer alan temel tema, bireyin kendi potansiyelini keşfetme çabasıdır. Jonathan’ın uçuş denemeleri, insanın kendi sınırlarını sorgulamasını temsil eder. Başarısızlıklar ve düşüşler, burada birer yenilgi değil, öğrenme ve dönüşüm aşamalarıdır. Bach, hatalardan kaçınmayı değil, onları anlamlandırmayı ve aşmayı insan olmanın doğal bir parçası olarak sunar. Bu yönüyle eser, başarıya giden yolun konfor alanını terk etmekten geçtiğini vurgular.

Toplumsal açıdan bakıldığında Martı, normlara sorgusuz uyum ile bireysel tutku arasındaki gerilimi görünür kılar. Sürü, düzeni, alışkanlığı ve çoğunluğun güven verdiği sıradanlığı temsil ederken; Jonathan farklılığı, risk almayı ve bedel ödemeyi seçer. Onun sürüden kovulması, birçok toplumda alışılmışın dışına çıkan bireylerin maruz kaldığı sosyal dışlamanın sembolik bir karşılığıdır. Bu bağlamda eser, bireysel özgürlüğün çoğu zaman yalnızlıkla birlikte geldiğini gösterir.

Romanın manevi boyutu da dikkat çekicidir. Jonathan’ın “daha iyi uçma” arzusu, zamanla maddi dünyanın ötesine geçen bir bilinç düzeyine ulaşır. Burada uçmak, yalnızca fiziksel bir eylem değil, zihinsel ve ruhsal bir olgunlaşmanın simgesidir. Bach, özgürlüğü mekândan ya da dış koşullardan bağımsız olarak, insanın kendine koyduğu sınırları aşabilme kapasitesine bağlar.

Eserin son bölümünde Jonathan’ın öğrendiklerini başkalarına aktarma isteği, bireysel aydınlanmanın toplumsal sorumluluğa dönüşmesini temsil eder. Ancak bu öğretme süreci zorlayıcı değildir; yalnızca aramaya hazır olanlara yöneliktir. Bu yaklaşım, bilgeliğin ve değişimin ancak gönüllü bir arayışla mümkün olabileceğini savunan bir anlayışı yansıtır.

Sonuç olarak Martı (Jonathan Livingston Seagull), bireyin sürüden koparak kendini gerçekleştirme yolculuğunu anlatan, özgürlük ve anlam arayışını merkeze alan sembolik bir eserdir. Kısa hacmine rağmen okura derin bir soru yöneltir: İnsan, hazır kalıplar içinde güvenli bir yaşamı mı tercih etmelidir, yoksa bedeli ne olursa olsun kendi potansiyelinin peşinden mi gitmelidir? Bach’ın yanıtı açıktır; gerçek özgürlük, insanın kendisi olma cesaretini gösterebildiği noktada başlar.
9.9/10
(82 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Jonathan Livingston Seagull
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Bingül Kemiksiz Uzel
Blog Yazarı 1 dk.

Yas tutmanın zaman çizelgesi yoktur.

Danışanlarımız bize sık sık "yaşadığım keder bitecek mi?" “Bu yas bir gün sona erecek mi?” gibi sorular sorar. Bu sorulara kesin cevaplar vermemiz mümkün değildir. Ancak bildiğimiz yas tutma yolculuğunun bizi değiştirdiği ve hayatın yeni limanlarına taşıdığıdır.

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Analist 7 Aralık 2011 15 dk.

Bu yazı 21 Aralık 2020'de güncellenmiştir. 21 Aralık 2012'de Dünya'nın sonu gelmemiştir ya da yeni bir çağıya olağanüstü bir geçiş yaşanmamıştır.

Dünya'nın sonu herhangi bir anda, herhangi bir öngörülemez ya da öngörülebilir kaynaktan ötürü gelebilir. Ancak göktaşı çarpması gibi bir sebebin hele ki 2012 yılı içerisinde gerçekleşmeyeceğini ve Dünya'nın sonunun şu anda bilinmediğini söyleyebiliriz. Ancak bu mit öylesine kuyruklu bir mit ve bir yalan ki, sadece bu gerçeği vermekle bitmiyor. Daha birçok gerçeğe değinmemiz gerekiyor. Bu gerçeklere bir bir değineceğiz.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sıla Uçar
Sıla Uçar
44.4K UP
Yazar 8 Aralık 2021 6 dk.

Kiralite (İng: "chirality"), Yunancada "el" anlamına gelen chiro kelimesinden gelmektedir. Eğer iki elinizi yan yana getirecek olursanız, bunların birbirinin ayna görüntüsü olduğunu görebilirsiniz. Yani baş parmaklarınız değecek şekilde iki elinizi yan yana getirmenizle, sadece sağ elinizi baş parmağınız aynaya değecek şekilde ayna önüne koymak aynı görüntüyü yaratmaktadır. İşte bu tür görüntülere, "ayna görüntüsü" deriz. Tıpkı ellerimizde bu özelliğin olması gibi, organik bileşikler de doğada birbirinin yansıması olarak var olabilir.

Birbirlerinin yansıması olan bu moleküller, vücutta oldukça farklı etkilere sahip olabilir. Örneğin limonen molekülünün bir versiyonu limon gibi kokarken, yansıma molekülü portakal gibi kokar. Kiralite, Talidomid skandalında oynadığı rol nedeniyle kötü bir nam salmış olsa da, bu temel kimya olgusu günümüzde ilaç, gıda ve kozmetik sektörlerinde ve bilimin birçok dalında yaygın olarak kullanılmaktadır.[1]

32
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yiğit Ertan
Yiğit Ertan
62.2K UP
Yazar 24 Ocak 2019 6 dk.

Bu yazıda matematikçileri 358 yıl boyunca uğraştıran bir problemden bahsedeceğiz. Riemann hipotezi, Poincaré sanısı gibi problemleri çözmek bir yana, problemin tanımını anlayabilmek bile çok fazla matematik bilgisi gerektirir. Öte yandan Fermat'ın (aslında "Ferma" diye okunur; dolayısıyla "Fermat'nın" şeklinde yazılması gerekir) son teoremini bir ilkokul çocuğu bile ilk görüşte anlayabilir. Bu kadar basit görünen bir problemin en büyük matematikçileri bile bu kadar zorlayacağı kimin aklına gelirdi?

Fermat'ın son teoremi arkasında çok derin bir matematik barındırmaktadır. Biz burada çok fazla detaya girmeden çözüme nasıl ulaşıldığını açıklamaya çalışacağız. a2+b2=c2 denklemini sağlayan a, b, c üçlülerini bulmanızı isteseydik cevaben ne derdiniz? 3, 4, 5 veya 5, 12, 13 gibi değişik çözümleri saniyesinde söylerdiniz. Peki kuvvetler 2'den büyük tam sayılar olduğunda bu denklemi sağlayan üçlüleri bulun deseydik ne olurdu? Çok basit, bulamazdınız... Şöyle ki:

224
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Onur Aydoğdu
Onur Aydoğdu
113.1K UP
İnceleyen10 7 Temmuz 2023
Hep düşünmüşümdür: Bir kitabın etkileyici sayılabilmesi için o kitabın ne kadar kalın olması gerekir? diye. Ve gün geçtikçe (ve haliyle insan yaşlandıkça görüşleri de değişime uğrayabileceği için) şu kanıya vardım: Bir kitabın ne kadar sağlam olduğu aslında o kitabın inceliğine/kalınlığına bağlı değil; ama genelde birkaç sayfada anlatılabilecek şeylerin "söz sanatlarıyla" dallandırıp budaklandırılarak anlatılması genellikle hoş bulunmayan bir durum.

İşte, "Yeraltından Notlar" kitabı da tam bu sırada sahneye çıkıp "Çok doğru, bu durumun hoşnutsuzluğunun farkına varıp sizin imdadınıza yetiştim!" dercesine olaya el atıyor.

Size bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum; ama sonra (araya zaman koymak kaydıyla) birkaç defa daha okumanızı salık veriyorum. Zira ilk okuyuşta pek bir balyoz etkisi göstermeyecektir. Raskolnikov'un baltasının tadına bakmanız için en az 2 kere daha okumanız gerekecektir. Tabii Raskolnikov'u görürseniz selamımı söylemeyi unutmayın! :)
9.6/10
(131 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Записки из подполья
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 17 Aralık 2021
Çin’in merkezinin kuzeyindeki bu kurak Tengger Çölü manzarasında, yıldızlı gökyüzü ile Dünya gezegeni görülüyor. Bu panoramik geniş alan görseli, 14 Aralık’ta Ay battıktan kısa bir süre sonra ve şafak doğmadan önce kaydedildi. Halen karanlık olan gökyüzünde çekilen kuzeyin kış altıgeni, parlak Samanyolu’nu çevreliyor. Her yıl gerçekleşen Geminid meteor yağmurunun maksimum görüldüğü geceye yakın bir zamanda kaydedilen bu görselde, şaşırtıcı biçimde parlak olan bir ateş topu da yakalandı. Batı ufkunun üzerinde ve parlak yıldız Capella’nın hemen altındaki hançer benzeri iz, Gemini meteor yağmurunun saçılma noktasını işaret ediyor. Elbette Gemini yani İkizler takımyıldızını tespit etmek kolaydır. Bu takımyıldızın ikiz parlak yıldızları, mavimsi Castor ve sarımsı Pollux, görselin yukarısında bulunuyor.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Emir Şakir
Emir Şakir
118.4K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Lüfer Balığı 10-35 cm ve üzeri boylara ulaşabilen Familyasının tek türüdür. Gümüş renkli gövdesi sarımsı alt yüzgeçlere sahip, uzun ve üstten basık sağlam bir görüntüsü vardır. Agresif bir balık olup keskin dişlere sahiptir.
6
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Eser
Furkan Arduç
Eseri Ekleyen 25 Kasım 2022 Dizi
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 9:26
Aşılama en basit tanımı ile, üretmek istediğimiz ağaçtan kesilen dal (aşı kalemi) ya da filizin, aşı yapılacak ağaca (anaç) yerleştirilerek oraya tutunmasını...
2
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close