Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Ömer Can Mutlu
Ömer Can Mutlu
63.9K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Gezegenimiz, yarattığımız değişikliklerin fırtınasıyla şimdiye kadar oldukça iyi bir şekilde başa çıktı ama bunu yapmaya devam edeceğini varsaymak aptallık olur.
Kaynak: Sayfa 243
Puan Ver
Böcek Kıyametini Önlemek
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Yeni geliştirilen bir tedavi yöntemi, tip-1 diyabet hastalarının insülin enjeksiyonlarına olan ihtiyacını ortadan kaldırabilir.

Bilim insanları, 20 Haziran tarihli New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bir rapor ile laboratuvarda yetiştirilen pankreas hücrelerinin tek bir infüzyonu ile hastaların vücutlarının ihtiyaç duydukları tüm insülini üretebildiğini bildirdi. Tedaviden bir yıl sonra, 12 katılımcıdan 10'unun ek insüline ihtiyacı kalmadı.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ecem Kaya
Ecem Kaya
206.7K UP
Yazar 4 gün önce 7 dk.

Koku alma (olfaksiyon), uzun zamandır incelenen biyolojik bir süreçtir. Bu sürece dair düşünsel kökenler, Antik Yunan filozofları Demokritos ve Epikuros'a kadar dayanır; bu düşünürler, evrendeki her şeyin atomlardan oluştuğu anlayışı çerçevesinde koku algısını da atomik parçacıkların duyusal organlara temas etmesiyle açıklar.[1] Demokritos’un atomik teorisinin savunucuları, tatlı kokulu maddelerin atomlarının yumuşak yapılı; kötü kokulu maddelerin de burnu rahatsız edecek şekilde sert ve çıkıntılı yapıda olduğunu öne sürmüşlerdir.[2]

Romalı filozof Lucretius (MÖ 50) ise ünlü eseri De Rerum Natura'da kokunun parçacıklar halinde yayıldığını, farklı hayvanların koku algılama yeteneklerinin birbirinden farklı olduğunu ve nesneler bozulduğunda, yandığında veya kırıldığında koku yaymaya daha eğilimli olduğunu öne sürmüştür. Ayrıca her koku parçacığının kendine özgü bir şekli olduğunu, kokuyu algılayan alıcılar (reseptörler) ve sinir yollarının bu şekillerle uyumlu olduğunu ve böylece kokunun algılandığını belirtir. Tabi moleküler reseptörleri modern anlamda tanımlamamıştır. Bu noktada Lucretius'un felsefi bir benzetme yaptığını belirtmek olanaklıdır. Aynı molekülün farklı alıcılarda farklı biçimlerde algılanmasının, o molekülün bu yolaklara girişinin niteliğiyle açıklanabileceğini; dolayısıyla bir kişi tarafından acı olarak algılanan bir koku parçacığının başkası tarafından tatlı olarak algılanabileceğini vurgular.[3]

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Kasım 2019 19 dk.

Bize en çok sorulan sorular, "Şu evrime örnek midir?", "Şu yapılırsa evrim olur mu?", "Şunun olması evrim sayılır mı?" şeklindeki hipotetik veya evrimin doğadan (ve özellikle de insan yaşantısından) örneklendirilmesine dayanan sorular.

Tüm bu soruların yanıtı ortak olduğu için ve okurlarımıza "ne düşünmeleri gerektiğini" değil, "nasıl düşünmeleri gerektiğini" öğretmenin değerini bildiğimiz için, doğada gördüğümüz bir olayın veya sürecin evrimsel bir değişim olup olmadığını anlamak için kendimize sormamız gereken soruları derlemek istedik.

270
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Halime Samsa
Halime Samsa
34.1K UP
Yazar 18 Ekim 2020 15 dk.

Dünyaya gözlerimizi iki temel dürtünün ışığında açarız, tüm insanlık olarak içimizde yaşamın ve ölümün varlığını taşırız. Freud’a göre, yaşam dürtüsü; libidodan kuvvet alarak üretmeye, insanlarla duygusal bağ kurmaya, çoğalmaya ve canlılığı sürdürmeye çalışırken madalyonun diğer yüzünde bulunan ölüm dürtüsü ise saldırganlıktan kuvvet alarak parçalamaya, kurulan bağları koparmaya ve kendini yok ederek inorganik bir hale dönmeye çalışır.[1] Yani, aşkın tanrısı Eros ile ölümün tanrısı Thanatos sırt sırta eşlik ederler insana hayat boyunca. Hangisinin öne geçeceği ise, biraz genetik yatkınlıklarımıza ve mizacımıza biraz da benliğimizin oluştuğu erken dönem ilişkilerimize bağlıdır.

Doğumla birlikte, güvenli alanından dünyaya gözlerini açan bir bebek için yaşam ve ölüm arasındaki bu mücadele oldukça yoğun bir kaygı yaratır. Doğumla birlikte anne ile kurduğu güvenli birlik halini kaybederek ilk kaybını yaşayan bebeği, dünyaya uyumlanma gibi zorlu bir yolculuk da beklemektedir. Klein'a göre, bebek bu zorlu yolculukta açlık, libidinal arzular ve bu mücadelenin yarattığı yoğun kaygı ile onu besleyen bir memeye yönelir.[2] Bebek, önce memenin, sonra da annenin kendisindeki yıkıcı ölüm dürtüsünü yatıştırmasını arzulayarak, yaşam dürtüsüne yatırım yapar. Anne ve bebek arasında kurulan bu ilişkide hangi dürtünün baskın olacağı, tabii ki doğum deneyiminin travmatik geçip geçmemesine, annenin bebeğe bakmak isteyip istememesine, bebeğin mizacına ve sütü zevkle kabul etme yeteneğine de bağlıdır.

168
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Arda Y.
Arda Y.
27.6K UP
İnceleyen 5 gün önce
Yaklaşık birkaç yıl önce lisede okuduğum bir kitaptı ve bana kültürel olarak birçok şey kattığını söyleyebilirim. İş Bankası basımında 4 bölüm de bir araya konmuş ve gayet güzel olmuş. Dönemine göre sorduğu felsefi sorular, özellikle Euthypro bölümünde tanrı ve etik ile ilgili problemler çok ilgimi çekti.

Felsefeye ilgisi olmayan kişilerin bile okuması gereken bir kitap bence bu, sırf felsefe için değil de genel kültür için. Bir insanın genel kültürüne oldukça çok şey katacak bir kitap.
9.9/10
(68 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi CLXXXII (182) - Yunanca Aslından Çeviren: Ari Çokona
Yazar: Platon
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
7Firudin A.
7Firudin A.
14.2K UP
Psikoloji öğrencisi 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Hellion Morgan tarafından sorulmuştur.
Dehb li insanların ömür süresi daha mı kısadır?
Dehb li insanların ömür süresi daha mı kısadır?

Bu araştırmada net yaşam ortalamaları (tahmini olarak): Teşhis konulmuş erkekler için tahmini ortalama yaşam süresi 73.26 yıl, kadınlar için ise 75.15 yıl olarak hesaplanmıştır (DEHB olmayanlarda bu değerler sırasıyla 80.03 ve 83.79 yıldır).Bu bulgular, DEHB'li herkesin kısa yaşayacağı anlamına gelmez. Bu, bir nüfusun tamamı için hesaplanmış ortalama bir tahmindir.(O'Nions ve diğerleri, 2024)[1]

DEHB'nin Kendisi Neden Değil. Araştırmacılar, yaşam süresindeki kısalmanın doğrudan DEHB'nin kendisinden değil, genellikle DEHB ile ilişkili olan değiştirilebilir risk faktörlerinden kaynaklandığını belirtiyor. Bu risk faktörleri şunları içerir: Sağlık Sorunları:Depresyon, anksiyete, madde kullanımı gibi ek ruh sağlığı sorunları. Yaşam Tarzı Faktörleri:Dürtüsellik ve dikkat eksikliğinin getirdiği daha yüksek kaza, yaralanma, sigara ve alkol/madde kullanımı riskleri. Yetersiz Destek/Tedavi: Tanı ve tedaviye erişimde zorluklar, kronik sağlık sorunlarının yetersiz yönetimi.

Bu sonuçlar endişe verici olsa da, makalenin yazarlarından Dr. Liz O'Nions'ın dediği gibi:"DEHB'li birçok kişi uzun ve sağlıklı bir hayat sürer." Erken tanı, sürekli tedavi (ilaçlar ve terapi dahil) ve yaşam tarzı düzenlemeleri (düzenli uyku, sağlıklı beslenme, egzersiz), DEHB ile ilişkili riskleri önemli ölçüde azaltabilir. Bu bulgular, aslında DEHB'li bireylerin daha iyi sağlık hizmeti ve desteğe ihtiyaç duyduğuna dair bir çağrıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Yarım asırdan fazla yaşama olasılığın, genel nüfusun ortalamasına göre yüksektir. Odaklanman gereken şey, DEHB semptomlarını yönetmek ve sağlıklı bir yaşam sürmek için gerekli desteği almak ve uygulamaktır.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Umut Can Baytekin
Üye
Her şeyden önce bilgiyi, bildiklerinizi paylaştığınız için size çok teşekkür ederim. Özellikle bizi cevaplara değil de sorulara ittiğiniz için minnettarım size. Bu platformun/oluşumun sadece ömrüm boyunca devam etmesini değil, bizdeki sonraki nesillerin de deneyimlemesini çok isterim. Hatta Evrim Ağacı' nın arşiv niteliği taşıyacak bir platform haline geldiğini görmek beni ilerleyen yaşlarımda çok daha mutlu edecektir. İyi ki varsınız, bilimle kalın.
Blog Yazısı
16
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Rehabisfun Rehabisfun
Gözlemi Yapan 3 saat önce Türkiye, Çanakkale
Çanakkale çamlıca şelalesinden pıtırelli köyüne doğru inerken rastladık.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Çalışan
Emre Çalışan
50.6K UP
2 gün önce
Resim yükleme konusunda yetersizlikler var. Tamam hd için 7 mb yeterli lakin hd artık çamur gibi görünmeye başladı. mobil cihazların veya bilgisayarların ekran çözünürlükleri çok yükseldi. Bunu 50mb aralığiına çekmemiz gerekiyor ki 4k hadi gerek yok en azından 2k çözünürlükte üretebildiğimiz içeriklerimizi yayınlayalım. Bu isteğim biraz size mali yük bindirecektir lakin, kaliteli içerik paylaşımları için gerekli.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Betül Parlak
Seslendiren 4 gün önce 23:47
Birçok insan, o veya bu şekilde sosyal medyayı kullanmaktadır. Bu kullanım kendi başına zararlı olmamasına ve sosyal medyanın bazen faydalı olmasına karşın,...
10
Damla Şahin Uçar
Yazar 6 saat önce 6 dk.

Nancy Grace Roman Uzay Teleskobu, kısaca Roman ya da RST, adını galaksilerin nasıl büyüdüğüyle ilgili anlayışımızı temellendiren ve “Hubble’ın Annesi” olarak bilinen Nancy Grace Roman’dan alan NASA’nın astrofizik gözlemevidir. Başta Wide Field InfraRed Survey Telescope (WFIRST) olarak geliştirilmekle birlikte 2020 yılında isim değişikliğine gidilmiştir. NASA’nın ilk kadın yöneticisi olan Nancy Grace’in onurlandırılması için WFIRST, Nancy Grace Roman Space Telescobe olarak değiştirilmiştir.

En geç 2027’de fırlatılmayı bekleyen ve fırlatıldıktan sonra Güneş-Dünya L2 yörüngesinde konumlanacak olan Roman’ın Hubble ile kıyaslandığında minimum 100 kat daha geniş görüş alanına sahip olması, gökyüzünü Hubble’dan 1000 kat daha hızlı taramasını sağlayacak. Özellikle Evren’in genişlemesinin hızlanması olgusunun altında yatan nedenleri de araştırması bekleniyor. Ayrıca Evren’i çok daha iyi anlamamızın anahtarları olan karanlık enerji ve karanlık maddeye de ışık tutacağı düşünülüyor.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Simay Aladağ
Simay Aladağ
189.1K UP
Çeviren 7 Ocak 2023
3 Ocak'ta şafak sökmeden önce Dünya'nın alçak yörüngesinde yol alan ve güneş ışığıyla aydınlanan bu iki uzay istasyonu karanlık gökyüzünden böyle geçti. İstiflenmiş zaman atlamalı görüntüde batıdan doğuya doğru (soldan sağa) hareket eden Çin'e ait Tiangong Uzay İstasyonu, gün doğumundan bir saatten fazla bir süre önce görüntüde üstte kalan izi oluşturdu. Yıldızlı bir arka plana sahip Tiangong Büyük Ayı'nın ters çevrilmiş Büyük Kepçe yıldız kümesinin hemen altından, parlak yayının zirvesine yakın bir noktadan ve Kutup Yıldızı'nın üzerinden geçiyor. Tiangong'dan yaklaşık beş dakika önce Uluslararası Uzay İstasyonu, karanlık gökyüzünde kendi izini oluşturmuştu. Uluslararası Uzay İstasyonu'nun izi kuzey ufkunun yakınlarında, Cassiopeia'nın parlak yıldızlarının çizdiği "W" şeklinin hemen üzerinde başlıyor. Ön planı ise Portekiz'in güneydoğusundaki Achada do Gamo'da terk edilmiş bir madenin dramatik görüntüsü oluşturuyor.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Şansa dair hiçbir şey bilmiyorum. Tek bildiğim, daha çok çalıştıkça daha şanslı hale geldiğim.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close