Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
105
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Pedram Türkoğlu
Analist 25 Mart 2020 1 dk.

Siğil, İnsan Papillomavirüsü (HPV) kaynaklı bir deri lezyonudur. Bugüne kadar insanlara siğil bulaştırabilen hiçbir amfibi türü (dolayısıyla da hiçbir kurbağa türü) tespit edilememiştir.

Kurbağaların üzerinde siğil benzeri deri kabarcıklarını gören insanlar, onların "siğil" gibi bulaşıcı olduğunu düşünmüşlerdir. Halbuki kurbağalardaki o "çıkıntılar" siğil değil, kurbağanın kendi fonksiyonlarını sürdürebilmesi için evrimleşmiş salgı bezleridir. Amfibilerin vücutlarından salgıl

41
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasemin Akın
Yasemin Akın
207.0K UP
Uyarlayan 30 Kasım 2020 7 dk.

Aşılar hastalığa neden olan organizmanın küçük parçalarını veya küçük parçaların benzer kopyalarını içerir. Aşıyı güvenli ve etkili tutmak için, başka bileşenler de aşılara dahil edilir. Bu bileşenler, çoğu aşıda bulunur ve onlarca yıldır, milyarlarca doz aşının yapımında kullanılmaktadır. Her aşı bileşeni, belirli bir amaca hizmet eder ve bu bileşenlerin her biri üretim sürecinde test edilir; bu sayede tüm bileşenler, güvenlik açısından test edilmiş bir şekilde halka sunulur.

Aşıların içerisinde şunlar bulunur:

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kemal Yüksel
Kemal Yüksel
132.5K UP
Yazar 2 gün önce 4 dk.

Osmanlı İmparatorluğu söz konusu olduğunda sıkça duyduğumuz bir ifade vardır: “Gerileme Dönemi.” Bu kavram hem akademik çevrelerde hem de okul kitaplarında kuşaktan kuşağa aktarılmış bir anlatının temelini oluşturur. Ancak bugün, tarihçiler arasında bu anlatı giderek daha fazla sorgulanıyor. Gerçekten bir “gerileme” mi yaşandı yoksa Osmanlı sadece değişen dünya düzenine farklı biçimde mi uyum sağladı?

17. yüzyıl, bu tartışmanın merkezinde yer alıyor. Askerî teknolojideki yenilikler, Avrupa’daki “askerî devrim” iddiaları ve Osmanlı’daki ekonomik dönüşüm… Tüm bunlar “makasın” nerede açıldığını anlamak için ipuçları sunuyor.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Furkan Arduç
Eseri Ekleyen 25 Mart 2022 Dizi
9.3/10
(4 Kişi)
Puan Ver
Yönetmen: Dan Riba
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Tunç Kayıkçıoğlu
Yazar 28 Mart 2018 9 dk.

Kol ve bacak kaslarınızda benzer proteinlerin olduğunu söylemem pek şaşırtıcı bir bilgi olmasa gerek. Komşunuzda da benzerlerinden var. Herhangi bir hayvanat bahçesindeki filde ve su aygırında da benzerlerinden vardı, belki bağırsağınızdaki bakterilerde de var!

Peki konu evrim olduğunda sıkça duyduğumuz -ama okul kitaplarında ya da Wikipedia’da pek okuyamadığımız- bu proteinlerin benzerliği mefhumu neyin nesi? Bu amaçla önce yeni bir proteinin şeklini deneysel olarak çözmeyi özetleyecek, sonra da proteinler arası benzerlikleri arama problemine bakacağız. Bunları kullanarak da protein veri tabanındaki türler arası protein benzerliklerine bakarak kendi evrim ağacımızı kendimiz çizeceğiz.

56
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 25 Eylül 2016 3 dk.

Fotoğrafta gördüğünüz bu yeleli "aslan kral", aslında bir "aslan kraliçe". Yani bir dişi! Ancak bu özelliğe sahip tek dişi o değil. Botswana'daki 5 dişi aslanda yeleler çıktı ve erkek-benzeri davranışlar sergilemeye başladılar. Hatta bunlardan bir tanesi, dişilerde hiç görülmeyen bir şekilde, kükremeye benzer sesler çıkarıp, diğer dişileri döllemeye çalışıyor!

Erkek aslanlar yeleleriyle ayırt edilirler. Bu yelelerle dişileri üzerlerine çekerler ve kükreyerek alanlarını korurlar. Kükreme davranışı, sürüdeki diğer bireyleri çağırmak için de kullanılır. Dişilerde ise yele bulunmaz ve sesleri neredeyse hiç çıkmaz.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Samet Demir
Samet Demir
100.9K UP
lise mezunuyum 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Sosyal medya bağımlılığını azaltmak için önce ne kadar ve neden kullandığını fark etmek önemli. Günlük kullanım süresine sınır koymak, bildirimleri kapatmak ve boş zamanlarda sosyal medyaya yönelmek yerine yürüyüş yapmak, kitap okumak ya da arkadaşlarla yüz yüze vakit geçirmek faydalı olur. Zamanla bu alışkanlıklar yerini daha dengeli bir dijital kullanıma bırakır.[1][1]

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Samet Demir
Samet Demir
100.9K UP
İnceleyen9 2 gün önce
Kitap gerçekten çok değerli okunmasını tavsiye ederim
9.9/10
(7 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Rüzgâr Özkarakaş
İnceleyen7 6 gün önce
Kompakt bir hikayeye sahip başarılı bir yapım. Ancak bana göre filmi değerli kılan çatışma sahneleri değil, verdiği güçlü mesaj oldu. Ülkemiz, diğer pek çok ülkeye kıyasla aktif ve kesintisiz bir varoluş mücadelesi içinde. Başka toplumların belki tarihlerinde aralıklı olarak yaşadığı travmatik savaşlar ve acı olaylar, bizim coğrafyamızın ne yazık ki günlük gerçeği. Biz her gün bu gerçekle yaşamak ve mücadele etmek zorundayız. Film, gerek anlattığı hikaye gerekse özellikle o vurucu final jeneriğiyle bu durumu mükemmel bir şekilde özetliyor. Bu bitmek bilmeyen "zorunlu savunma" hali, Türk halkında anlaşılabilir bir bıkkınlık ve korku yaratmış durumda. Maalesef toplumun bir kısmı askerliğe artık bu pencereden bakıyor. Filmde sıkça gördüğümüz "kısa dönem" ve "uzun dönem" asker kavgaları, ailelerin evlatlarını askere gönderirken yaşadığı derin endişe ve karşıtlık, aslında bu toplumsal travmanın ve yorgunluğun en samimi yansımaları. Doğal oyunculuklar ve samimi replikler çok hoş ve realist olmuş. Filmi izler ve beğenirseniz, yönetmen Alper Çağlar'ı da mutlaka takip etmenizi öneririm.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Aktaran 4 gün önce 2 dk.

Büyük Patlama’dan bir saniyeden kısa bir süre sonra, henüz atomik elementler bir araya gelmeden önce, eğer parçacıklar madde haloları hâline yoğunlaşmışsa bu haloların çökmeleri sonucunda ilk kara deliklerin, bozon yıldızlarının ve “yamyam yıldızlar” olarak adlandırılan yıldızların ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor. Bu sonuca, Scuola Internazionale Superiore di Studi Avanzati (SISSA) araştırmacıları tarafından; INFN, IFPU ve Varşova Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen ve Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma ile ulaşıldı.

Araştırmacılar, bazı kozmolojik modellerin öne sürdüğü gibi Evren’in en erken dönemlerinde kısa süreli bir “Erken Madde Egemenliği Dönemi" (İng: "early matter-dominated era")nin yaşanmış olabileceği varsayımından yola çıkarak parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileşebileceğini incelediler. Bu etkileşimlerin, şaşırtıcı çeşitlilikte kozmik cisimlerin oluşumuna yol açabileceğini ortaya koydular. Böylece çalışma, Büyük Patlama’dan sonraki ilk anlarda bile Evren’in karmaşık ve zengin bir fiziksel fenomenolojiye sahne olabileceğini gösteriyor.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2012 32 dk.

Uyarı: Bu yazımızda pornografi tüketimi ve bunun sağlık ile ilişkisinden söz etmekteyiz. İçerikte, pornografik herhangi bir detaya yer vermemekteyiz ve işin bilimsel tarafına odaklanmaktayız. Ancak yerleşik kurala uyarak, 18 yaşından küçük okurlarımız için uygun olmayabileceğini belirtmek istiyoruz.

Pornografi (ya da kısa adıyla porno), cinsel organları ve cinsel faaliyeti içeren herhangi bir materyalin, genellikle estetik veya duygusal sebeplerden ziyade, erotik duyguların uyarılması amacıyla açık olarak sergilenmesi ve ifade edilmesi demektir. Pornografi, illâ sanal ortamda olmak zorunda değildir, bir canlının, bir diğer çifti (veya daha çok sayıda bireyi) cinsel ilişki sırasında gözlemesine, daha doğrusu cinsel ilişki içerisinde olan grubun, bu aktiviteyi diğer bireylere açık halde yapmasına pornografi (kelime anlamıyla "cinsel içeriğin teşhiri") denir.

244
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Nikola tesla neden mikroplardan korkuyordu?
EtkinlikSempozyum
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Çevrimiçi₺100,0015 Kasım
EA İstanbul Topluluğu – ADÜ Nörobilim Nöropsikiyatri Sempozyumu
15 Kasım 2025 17:00 tarihinden 15 Kasım 2025 20:00 tarihine kadar.

15 Kasım 2025 Cumartesi günü 17.00’da başlayacaktır.

3 oturumdan oluşacak etkinlik 20.00’da tamamlanacaktır.

Etkinlik Akışı ve Konuları

Açılış Konuşması
1. Oturum: Nörobilime Giriş/ Dr. Öğr. Üyesi Itır Kaşıkçı
2. Oturum: Beyin Nörokimyası ve Nütrisyonu/ Dr. Öğr. Üyesi Ayça Urhan Tuzcu
3. Oturum: Nöroplastisite / Asistan Dr. Mustafa Seyyah

Konuşmacılarımız

• Dr. Itır Kaşıkçı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2008 yılında mezun olmuştur. İstanbul Üniversitesinde hem master hem de doktora eğitimini almıştır. 2018 yılında İleri Nörolojik Bilimler alanında doktora derecesini tamamlayarak, Dr. Ünvanını almaya hak kazanmıştır. Bahçeşehir Üniversitesinde öğretim üyesi, aynı zamanda Psikoloji Bölümü başkanıdır. Uzmanlık alanları; Bilişsel Nörobilim, Bilişsel Psikoloji, Biyolojik Psikoloji’dir.

• Dr. Ayça Urhan Tuzcu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden 2007 yılında mezun olmuştur. 2012 yılında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalında uzmanlığını tamamlayarak Uzm. Dr. ünvanını almaya hak kazanmıştır. 2021 yılında Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde Başhekim Yardımcılığı yapmıştır. Güncel olarak Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde Öğr. Üyesi olarak görev yapmaktadır. KAHEV Yönetim Kurulu üyesidir.

• Dr. Mustafa Seyyah, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinden 2022 yılında mezun olmuştur. 2017 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji bölümünde, 2019 yılında ise Sabancı Üniversitesi Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik Laboratuvarında stajyer araştırmacı olarak görev almıştır. İzmir Biyotıp ve Genom Merkezinde misafir araştırmacı olarak çalışmıştır. Güncel olarak Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalında Asistan Dr. olarak görev yapmaktadır.

Fiyatlandırma Bilgisi
Zoom uygulaması üzerinden yapılacak Online Sempozyum öğrenci katılımına açıktır ve tek bir fiyatlandırmaya tabi olacaktır.

Devamını Göster
6
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Yusuf Sarıgöz
Yusuf Sarıgöz
126.9K UP
Blog Yazarı 59s

Hayatımızın bir koma olduğunu düşünelim çok garip oldurdu değil mi anılarımız yaşadıklarımız peki komadan uyanınca ne olurdu.

Şaşkın bakışlar içerisinde etrafımızı incelerdik sanki bir tür reaksiyon geçirmiş gibi veya bir bilim kurgu filmin de gibi hissedebiliriz. Daha kötü olanı ise komada tanımış olduğumuz insanları ve onlarla birlikte yaşadıklarımızı sanki bir hayal değilmiş gibi algılardık. Bu bizim psikolojimiz üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabilir.

16
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sinan Arslan
Sinan Arslan
102.5K UP
İnceleyen 23 Temmuz
Metro 2033

Hemen hemen Metro 2033 kitabıyla aynı senaryoyu takip eder. Tabii, kimi sahneler çıkarılmış, değiştirilmiş veya yerine yeni sahneler eklenmiştir. Kitap, doğal olarak daha fazla konuşma metni ve Artyom’un kendi iç sesini içerirken; oyun, buna karşılık daha fazla aksiyon barındırmaktadır.

Oyun ile kitap arasındaki en önemli fark ise, kitapta Karaderilileri yok eden Artyom’a oyunda onları öldürmeme seçeneğinin de sunulmasıdır. Şöyle ki:

Eğer oyun esnasında, çocuğunun hayatını kurtardığımız kadının teklif ettiği parayı (bir şarjör 7.62 mm Kalaşnikof mermilerini) geri çevirirsek, istasyonda dilenen çocuğa para (mermi) verirsek veya öldürebileceğimiz bir kişiyi affedersek, oyunu "iyi son" ile bitiriyor ve Karaderilileri öldürmek için ateşlenen füzelere koordinat veren lazer güdüm kitini silahımızla imha ediyoruz. Böylece "ucubelerin" hayatını kurtarmış oluyoruz.

Aksine, oyun esnasında yukarıda yazılanların tam tersini yaparsak, oyun "kötü son" ile bitiyor. Füzeler Karaderilileri kömür hâline getirirken, biz de Ostankino TV Kulesi'nin tepesinden tüm bu manzaraya bön bön bakıyoruz.

Metro: Last Light

Metro: Last Light, Metro 2033 oyununun bıraktığı yerden devam eder. Yapımcılar, bir önceki oyunda bize sunulan iyi ve kötü sonlardan kötü olanın gerçekleştiğini varsayarak Metro: Last Light'ın senaryosunu yazmış ve olaylar bu sona göre şekillenmiştir.

Metro halkı, Artyom’un balistik füzelerle imha ettiği Botanik Bahçesi’ndeki tüm Karaderililer’in öldüğünü sanır. Yalnız, daha sonra anlaşılır ki yetişkin olmayan bir tanesi hayatta kalmıştır. Artyom’dan, kendisine eşlik eden Anna (kitapta Anya olarak geçen isim, oyunda Anna olarak değiştirilmiştir) ile birlikte o Karaderili’yi bulup öldürmeleri istenir. Ancak yaşanan kovalamaca sonrası Karaderili tam yakalanacakken gördüğümüz bir hayal neticesinde bayılırız ve bir grup Reich askeri tarafından yakalanırız. Karaderili’yi de yanlarına alan Reich, bizi hapseder. Hapisten, Pavel adındaki bir Kızıl Komünist’in yardımıyla kaçarız.

Oyun; Teşkilat, Kızıl Hat ve Reich üçgeni arasındaki çekişmede bizi oradan oraya sürükler. İlerleyen bölümlerde, bir grup yetişkin Karaderili’nin D6 istasyonunun gizli bir yerinde kış uykusuna yattığını ve Botanik Bahçesi’ndeki patlamadan sağ çıktıklarını anlarız. Reich’ın elinden kurtardığımız küçük Karaderili ise oyunun sonuna kadar bize eşlik eder. Son bölümde, Kızıl Hat ile bizim de bir neferi olduğumuz Teşkilat kafa kafaya gelir.

Burada oyun bize yine iyi ve kötü olmak üzere iki farklı son sunar. Tabii bu sonlar, yukarıda Metro 2033 oyununda bahsettiğim gibi, oyun esnasında yaptığımız eylemlere göre belirlenir. Örneğin; silahsız yakaladığımız Reich askerini öldürmezsek, oyuncak ayısını kaybeden çocuk için poligonda bahis yatırıp oyuncağı kurtarırsak, Pavel’i öldürmek yerine affedersek oyun iyi son ile; aksini yaparsak kötü son ile biter.

Kötü sonda, Reich, Teşkilat’a üstün gelir. Hepimiz yerde can çekişirken, daha önceden istasyona döşediğimiz patlayıcıların fünyesini ateşleriz ve biz dâhil orada bulunan herkesin hayatına son veririz. Karaderililer ise saklandıkları yerden çıkar ve daha sonra tekrar bize dönüp yardım edeceklerine dair söz vererek ufka doğru yürürler. Anna ise çocuğuna, babası Artyom’un nasıl bir kahraman olduğunu anlatmaktadır.

İyi sonda ise, tam fünyeyi ateşleyecekken zaman durur. Küçük Karaderili ve diğer yetişkin Karaderililer ortaya çıkar, Reich’ın adamlarını durdururlar. Ardından yine, ileride bize yardım etmek üzere döneceklerine söz vererek ufka doğru yürürler.

Metro: Exodus

Senaryosu, bir noktaya kadar Metro 2035 kitabıyla paralellik gösterse de oyun, kitaptan farklı olarak Artyom’un Moskova metrosundaki maceraları yerine bunu yeryüzüne ve hatta Moskova dışına çıkarır.

Artyom, haylaz bir çocuk gibi sürekli evinden, VDNKh istasyonundan yalnız başına kaçıp yüksekçe bir bina enkazına tırmanarak, yanında taşıdığı seyyar telsiziyle dış dünyaya ait ufak bir radyo sinyali, bir umut ışığı aramaktadır. Yine soğuk bir kış gününde umutlu bir şekilde yaptığı aramadan eli boş dönerken, dönüş yolunda kullandığı metro tünellerinin birinde mutantlar tarafından saldırıya uğrar. Miller’a bağlı Teşkilat elemanları tarafından son anda kurtarılarak güvenli bölgeye götürülür. Albay Miller — Teşkilat’ın lideri, Anna’nın babası ve tabii ki kayınpederimiz — oldukça kızgındır. Bu işe bir son vermemizi ister.

Yine farklı bir gün, yanına ikna ettiği Anna’yı da alan Artyom, yeni bir denemeden sonuçsuz bir şekilde dönerken yolda buhar gücüyle çalışan eski bir tren lokomotifi görür. Ancak biraz sonra Hansa elemanlarıyla karşılaşır. Anna kaçırılır, kendisi ise ölüme terk edilir.

Hayatta kalma ve Anna’yı kurtarma dürtüsüyle kendisini ölümden kurtaran Artyom, Anna’nın tutsak olarak tutulduğu Hansa’nın karargâhına; yine aynı karargahta zorla çalıştırılan eski makinist Yermak’ın yardımıyla sızar ve hayatının aşkını kurtarır. Bu sırada Hansa’nın elinde tuttuğu bu bölgenin yalnızca beton yığınından ibaret olmadığını, aynı zamanda barındırdığı devasa antenler aracılığıyla bir jammer görevi görerek gelen ve giden radyo yayınlarını bastırdığını ve Moskova’nın dış dünyaya karşı tamamen “ölü” bir şehir gibi gösterildiğini keşfeder. Jammer’ları sabote eden Artyom, Yermak ve Anna’nın yardımıyla daha önce gördükleri ve Hansa’ya ait olduğunu öğrendikleri lokomotifi ele geçirme girişiminde bulunurken, tesadüf eseri aynı ele geçirme operasyonunu yapan Miller ve adamlarıyla karşılaşırlar. Ekip, ardından Hansa’nın elinde bulundurduğu diğer bir zırhlı tren ile girdikleri çatışmadan sağ olarak kurtulup treni imha ederler.

Lokomotif ile Moskova’nın 108 km kadar güneyine hareket eden ekip, burada havanın temiz, radyasyonun ise yok denecek kadar az olduğunu keşfederler. Dış dünyanın anlatıldığı gibi olmadığını, Moskova’nın tam tersi bir manzara çizdiğini gören ekip; yaşayacak yeni bir yuva bulma umuduyla ve ayrıca geri dönerlerse öldürüleceklerinin bilinciyle rotalarını Miller’ın isteği üzerine Ural’a, Yamantau Dağları’na çevirir. Miller, savunma bakanı dâhil tüm devlet erkânının savaş esnasında Yamantau Dağları’ndaki gizli yeraltı sığınağına tahliye edildiğini ve burada kalabalık bir grup olarak güven içinde yaşadıklarına inanmaktadır.

Ekibin yolu, Moskova’dan yaklaşık 750 km sonra, açılır kapanır bir köprüye tahkimat kurarak demiryolunu kapatan bir grup insanla karşılaşmalarıyla kesilir. Bu insanlar, ekibin Moskova dışında karşılaştıkları mutantlar haricindeki ilk canlı insan grubudur. Ancak bu insanlar hiç de bekledikleri gibi değillerdir. Savaşın ve bu yıkımın suçlusunun teknoloji ve elektrik olduğunu savunan ve bir kilise rahibi etrafında toplanarak radyasyona maruz kalmış, aşırı derecede büyümüş mutant bir kedi balığına tapan bu grupla anlaşamazlar ve çatışma başlar. Yobazlar, yeni mutant yaratıklar ve bu insanlar dışında kendilerine haydut denen bir takım insanlarla da bu yarı göl, yarı bataklık kasabada savaşan Artyom, sonunda rahibi alt eder. Ekip, yanlarına kasabada bulunan vagon bakım atölyesi işçisi Tokarev’i, rahibin kilise kulesinde bir yılı aşkın süredir esir tuttuğu genç bir dul olan Katya ve kızı Nastya’yı, ayrıca atölyeden kaçırdıkları bir yolcu vagonu ile bir otorayı alarak kasabayı terk ederler. Rahiple yaptığımız mücadelede, oyun içinde aldığımız kararlara bağlı olarak ekip üyesi Duke ya ölür ya da hayatta kalır.

Artık Katya, Nastya ve Tokarev ile büyüyen ekip; lokomotifin arkasına taktıkları yolcu vagonu ve otorayla genişlettikleri yaşam alanlarıyla Yamantau Dağları’na doğru yola çıkarlar.

Yamantau’ya varan ekip, daha en başından bu işte bir terslik olduğunu anlar. Ortalık çok sessizdir ve kendilerini herhangi bir komite karşılamaz. Ancak savunma bakanı ile tanışacağı için oldukça heyecanlı olan Albay Miller, bunun farkına varamaz. Üsse giren ekip, endişelerinde haklı çıkar. Ortada ne savunma bakanı ne de herhangi bir askerî yetkili vardır. “ARK” ismi verilen üs, zamanla yamyamlaşan bir grup eski asker tarafından ele geçirilmiştir. Kendine “doktor” diyen bir cani tarafından yönetilen bu grup, Anna’yı kaçırarak doktora teslim eder. Miller ve Artyom ise daha sonra bir terslik olduğunu sezerek, yardıma gelen ekibin diğer üyeleri Idiot ve Sam ile birlikte yamyamlarla savaşır ve sonunda Anna’yı kurtararak doktoru öldürürler.

Umduklarını bulamayan ekip, ülkenin hangi bölgelerinin radyasyondan etkilenmediğini öğrenmek için uydu istasyonu olarak kullanılan Kazakistan sınırları içerisinde ve Hazar Denizi kıyısında bulunan bir kasabaya giderler. Hem radyasyon haritalarına ulaşmak hem de susuz ve kömürsüz kalan lokomotif Aurora’yı beslemek için kasabada bulunan ve insanları köleleştirerek kendi krallığını ilan eden, ayrıca denizdeki petrol sondaj istasyonlarını ele geçiren, kendisine “Baron” diyen bir cani ile mücadeleye girerler. Mücadele sonunda, annesi uydu istasyonunda çalışan ve savaşın ardından bölgede bulunan bir deniz fenerini kendisine kale yapan Giul (Gül) isminde Kazakistanlı bir güzelin yardımıyla hem bir yakıt tankı vagonuna hem de radyasyon haritalarına kavuşurlar. Yine oyun içinde aldığımız kararlara bağlı olarak ekibin Kazakistan asıllı üyesi Damir ya bizimle yolculuğuna devam eder ya da kalıp Gül’ün mücadelesine destek verir.

2013 yılına ait uydu görüntülerini inceleyen ekip, bir baraj gölü civarına kurulmuş küçük bir kasabanın ve ormanın yeni yuvaları olabileceğini düşünerek yola çıkarlar. Yolda, ekip üyelerinden Stephan ile Katya arasında gerçekleşen duygusal yakınlaşma yerini evliliğe bırakır. Tokarev’in el yapımı yüzüğü, Miller’ın rahipliği ve ekibin şahitliğiyle nişan gerçekleşirken, Anna’yı bir anda kanlı bir öksürük tutar. Anna’nın söylediğine göre, Yamantau’da onu esir alan doktordan; akciğerlerinin bataklık kasabasında soluduğu zehirli gaz yüzünden tahrip olduğunu ve yakında ölebileceğini öğrenmiştir. Gerekli ilaçları bulabilmek için ekip, rotasını bu sefer Rusya’nın üçüncü büyük şehri Novosibirsk’e çevirir. Ancak önce baraj gölünden geçmeleri gerekmektedir. Ayrıca buranın havasının Anna’ya iyi geleceğini de düşünmektedirler.

Kasabaya varan ekip, çevreyi kolaçan etmek için Artyom ve ekibin diğer bir üyesi Alyosha’yı görevlendirir. Otoray ile bozuk demiryollarında ilerlerken bir toprak kayması meydana gelir ve Artyom ile Alyosha’nın yolları birbirinden ayrılır. Otoray ise nehrin dibini boylar. Artyom’u, kasabada yaşayan ve adının daha sonra Olga olduğunu öğreneceğimiz bir yerli kurtarır. Kasabada, kendilerine “Yerliler” ile “Korsanlar” diyen iki grup çatışma hâlindedir. Ancak bu iki grup da kasabanın ölen eski öğretmenine büyük bir saygı beslemekte ve onun öğretilerinin yolundan gitmektedir.

Devasa bir mutant ayının saldırısı da dâhil olmak üzere yaşadığı bir takım maceraların ardından Alyosha ve Artyom tekrar bir araya gelir. Ancak Alyosha’nın söylediğine ve dürbünle bize gösterdiğine göre baraj suyunun tamamı radyasyonla kirlenmiştir. Ayrıca zayıflayan baraj duvarları yakında yıkılarak beraberindeki zehirli suyla kasabayı yutacaktır. Alyosha, biz ormanda yaşam mücadelesi verirken gönlünü kaptırdığı Olga’ya, kasabadan diğer yaşayanlarla birlikte ayrılmasını ve kendisini bulmasını söyleyerek Artyom ile birlikte lokomotife, Aurora’ya geri döner.

Ekip, uzun bir yolculuğun ardından Novosibirsk şehrine ulaşır. Oyun bize hissettirmese de aslında Moskova’dan yola çıkalı tam bir yıl geçmiştir. Kış ayıdır. Bu şehrin silueti, barındırdığı daha fazla radyasyon dışında Moskova’dan farksızdır. İlacı bulmak için bu yolculuğa çıkmalarının ve Anna’nın hastalanmasının sorumluları olduklarını hisseden Miller ve Artyom gönüllü olurlar. Yüzeydeki aşırı radyasyon nedeniyle tekrar metronun o karanlık tünellerine inmek zorunda kalan ikili, burada gerçekleşen bir savaş sonucu hayatta kalan tek kişi olan Kirill isminde bir çocukla tanışır. Çocuk, ikiliye ilacın bulunduğu hastanenin yerini tarif eder. İlaç bulunur, ancak Artyom yolda hayvanat bahçesinden kaçan mutant bir gorilin saldırısına uğrayarak ağır yaralanır. Miller ve Kirill, Artyom’u alarak Aurora’ya geri dönerler. Miller, aldıkları ilacın bir kısmını vücudundaki radyasyonu atması için Artyom’a verir. Ancak kendisi bu fedakârlığı sonucu yolda hayatını kaybeder. Artyom’a verilen ilaç yetersiz kalınca ekip üyeleri, kan grubu AB+ olan Artyom’a birer birer kan verirler.

Oyun burada iki farklı sonla biter. Yine yapmış olduğumuz iyi veya kötü seçimlere bağlı olarak Artyom ya ölerek arkasında gözü yaşlı bir eş bırakır ya da hayatta kalarak ekibin yeni lideri olur.

Ekip, rotasını doğuya çevirir. Yolculuğun ardından Baykal Gölü kenarında, savaş ve radyasyon görmemiş, tertemiz topraklarla karşılaşırlar. Miller’ın cenazesini göle hâkim, yeşillik bir tepede bulunan bir ağacın altına defnederler. Kötü sonda, Miller ve Artyom’un mezarları yan yanadır. Ekip üyelerinden Idiot, ikili için 9 pare atış yaptırır. Anna ağlamaktadır. İyi sonda ise Artyom, Miller’ın mezarının başında Anna’ya sarılmıştır. Idiot, ekibin liderliğini resmî olarak Artyom’a veren kısa bir konuşma yaparken; diğerleri — Katya, Nastya, Kirill, Stephan, Yermak, Tokarev, Duke, Damir ve Sam — onları izlemektedir. Kamera geriye doğru çekilir.
Youtube Kanalı
9.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
@metrovideogame
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ögetay Kayalı
Çeviren 29 Kasım 2021
Soldaki tuhaf spiral yapıyı ne oluşturdu? Kimse emin değil. Fakat muhtemelen, dış atmosferlerini saldığı sırada gezegenimsi bulutsu aşamasına geçen bir çift yıldız sistemi ile ilişkili. Bu büyük spiral yaklaşık bir ışık yılının üçte biri kadar ve eşi benzeri olmayan bir şekilde dört veya beş tam tur dönüyor. Spiral gazın genişleme oranına bakılacak olursa, yeni bir katmanın eklenmesi 800 yıl kadar sürüyor. Bu süre aynı zamanda iki yıldızın birbiri etrafındaki dolanma süresiyle de uyumlu görünüyor. Bu yapıyı oluşturan yıldız sistemi genellikle LL Pegasi adıyla bilinse de AFGL 3068 veya IRAS 23166+1655 olarak da geçer. Hubble Uzay Teleskobu tarafından elde edilen bu görsel, yakın kızılöte dalga boyunda çekilmiş. Spiralin neden parladığı ise başlı başına bir gizem, fakat onun da etrafındaki parlak yıldızların ışığını yansıtması sonucunda böyle olduğu düşünülüyor.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mert Koç
Üye 1 gün önce 1 Cevap
Bildiğim kadarıyla, evrimsel olarak üreme çağına ne kadar erken ulaşmak o kadar avantajlıyken, bakteriler 20 dakikada nesil atlayıp çok sayıda varyasyon üretebiliyorken, neden tek hücrelilerin bu avantajına rağmen karmaşıklaştık ve çok hücreliler ortaya çıktı? Bilgi eksiğim olabilir :(
151 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Salih Öztürk
Salih Öztürk
100.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.
Kaynak: Gazi Mustafa Kemal Paşa. Fikirler Ölmez.
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Salih Tez
Salih Tez
53.4K UP
Öğrenci 2 Şubat 2022 Sen de Cevap Ver

Diğer İskandinav ülkelerini bilmiyorum ama Finlandiya tamamen eğitime yatırım yaptığı için şu anki medeniyet seviyesinde.

Konu ile ilgili bu kitabı okuyabilirsin: " Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov "

Kitap bilimsel verilere dayanmıyor, öznel gözlemlere dayanıyor. Ben de kitaba göre cevap veriyorum.

Tüm Reklamları Kapat

Atatürk'ün tavsiye ettiği kitaplar arasındadır.

156 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Grigory Petrov. (1923). Beyaz Zambaklar Ülkesinde. ISBN: 9789752611498. Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları. sf: 240.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close