Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Şubat 2012 2 dk.

Walpole, bu kısa ve öz sözünde gerçekten çok önemli bir noktaya vurgu yapıyor. Bilim, bir açıdan bakıldığında, hata yapma sanatıdır. Bir mühendisin şunu dediğini sıklıkla duyarsınız: "Hiçbir zaman bir ürün, ilk denendiği anda çalışmaz." Mutlaka hatalar olacaktır. Benzer şekilde, doğa bilimlerinde de ileri sürülen hipotezler pek nadiren ilk atışta %100 isabetlidir. Çoğu zaman onlarca, hatta yüzlerce defa açıklamak istediğimiz soruna yönelik geçici cevaplarımız olan hipotezlerimizi değiştirmek, güncellemek, geliştirmek zorunda kalırız. Bunu yapmamızı sağlayan, hatalarımızdır. Hatalar, her ne kadar toplum içerisinde negatif anlamlı bir sözcük haline getirildiyse de, bilim için sıradan bir gerçekliktir. Şöyle ifade edelim: Hatalar olmasaydı, bilim olmazdı.

Ancak hata demişken, yanlış anlaşılmasın... Hatanın binbir türlü çeşidi vardır ve bilimdekiler, bizim "dürüst hata" veya "faydalı hata" dediğimiz hatalardır. Bu hatalar, insan aklının ve bilimsel metodolojinin sınırlılığından kaynaklanırlar. Yapacak bir şey yoktur, istemsiz olarak oluşurlar. Yapan kişi bunu fark etmez, dürüsttür. Ancak bunu yapması müthiş avantajlıdır, zira hata sayesinde, gerçeğe bir adım daha yaklaşırız.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Haluk Ertan
Haluk Ertan
75K UP
Yazar 5 Eylül 2020 55 dk.

“Abiyogenez” üzerine yazmaya karar veren kişi oldukça zor bir işe kalkıştığını bilir. Çünkü, cansız maddelerden canlının oluşum sürecini tanımlayan kavram, bilimin en önemli ama aynı zamanda en karmaşık araştırma alanı olan “Yaşamın (canlılığın) Kökeni” konusunun merkezinde yer alır. Bundan dolayı, sözlü olsun yazılı olsun bütün kültür tarihi boyunca insanlık, bu sorunla ilgili sayısız çeşitlilikte bilgi ve düşünce ortaya koymuştur ve bu uğraş günümüzde de devam etmektedir.

Deneysel bilimin güçsüz olduğu antik dönemlerde, “Nereden geliyoruz?” sorusuna yanıt bulma ihtiyacını, kadim inançlar ve folklorik efsaneler karşılamıştı. Daha sonra tek tanrılı göksel dinlerin dogmaları ve felsefe devreye girdi. Binlerce yıllık bu entelektüel çabanın ortaya koyduğu devasa külliyat, insan bilincini derinden etkiledi ve bu etkinin hâlâ sürdüğü herkesin bildiği bir gerçek. Başka bir anlatımla, ele alınan konu, efsanelerin, mitolojinin, dogmaların, safsataların, önyargıların gerçek sanıldığı ve çağdaş bilimin henüz yeni araştırdığı bir alanda kalem oynatmaktır. Fakat öte yandan, bilimin açıklayamadığını hiçbir şeyin açıklayamayacağı gerçeği bizlere, yaşamın yani canlının kökeniyle ilgili bilimsel bulguları toplumla paylaşma yükümlülüğü veriyor.

284
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce İstanbulÜcretsiz23 Mayıs
Öğrenci Matematik Çalıştayı XI
23 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 23 Mayıs 2025 16:00 tarihine kadar.

İstanbul Üniversitesi Matematik Kulübü olarak bu yıl Matematik Çalıştayımızın 11. 'sini düzenliyoruz.

Etkinliğimiz; matematik bölümünden mezun olmuş, farklı alanlarda kendini geliştirmiş, kariyer hedeflerimize ilham verecek isimleri bir araya getirecek.

Konuşmacılarımızın bilgi ve deneyimlerinden yararlanmak istersen aşağıdaki formu doldur, etkinlik gününde aramızda yerini al.

Katılım formu;

https://forms.gle/b4dLBBKKKeLodRQ18

Daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.https://www.instagram.com/iumatematik/

Devamını Göster
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Prof. Dr. Kerem Cankoçak
Yazar 17 Kasım 2014 25 dk.

Evrim Ağacı olarak Yıldızlararası (Interstellar) isimli filmin bilimsel bir analizini buradaki yazımızda sunmuştuk. Ancak ülkemizin en önde gelen fizikçilerinden olan Doç. Dr. Kerem Cankoçak tarafından daha da teknik bir analiz kaleme alındı ve buradaki blogunda yayınlandı. Kerem hocamızın bu makalesinde, filmde yer alan çok sayıda fizik ve astrofizik kuramına detaylıca yer veriliyor ve tarihi arka planıyla birlikte ele alınıyor. Dolayısıyla bu analiz, sadece bir "film analizi" olmaktan öte, modern bilimin bir kısmının harika bir özeti görevi görüyor! Biz de, Evrim Ağacı olarak sevgili Kerem hocamız böyle bir analiz hazırlamışken, birçok konuyu öğrenip irdeleyebileceğiniz bu harika makaleyi okurlarımızla paylaşmak istedik. 

Umarız faydalı olur, iyi okumalar.

151
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Sevgi bir çiçekse, saygı onu koruyan saksıdır.
Çiçek solmaya başlamışsa dikkat edin.
Saksı mutlaka çatlamıştır...
Kaynak: Sevme Sanatı
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sertac Tuglacı
3 gün önce
Motosiklet kaskı neden önemlidir. Motosiklet kaskı motosiklet kazalarında yaralanma ve ölüm oranını yüzde 50 oranında azaltmaktadır. 
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Aralık 2015 17 dk.

Yer çekimi, Dünya üzerindeki cisimlerin yere, yani Dünya'ya doğru düşme eğilimine verilen isimdir. Kütle çekimi (veya kısaca "kütleçekim") ise, uzay içindeki iki cismin birbirine doğru hareket etmeye meyilli olmasını ifade etmekte kullandığımız bir doğa yasasıdır.

Yer çekimi, kütleçekim yasasının Dünya özelindeki ismidir. "Yer çekimi", "kütle çekimi" ve "kütleçekim" gibi terimler arasında fiziksel olarak hiçbir fark bulunmamaktadır; sadece kütleçekim yasası ilk olarak Dünya'da fark edildiği için, Türkçede bu şekilde bir isim almıştır. Fakat yer çekimi tabiri, "Yer" (yani "Dünya") ile sınırlı olduğu için, kısıtlayıcı olabilir ve bu nedenle daha ziyade kütleçekim sözcüğü kullanılmaktadır.

201
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
D. Arslangilay
Günlük hayattan deneyimim var 5 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Ronahi Yalçin tarafından sorulmuştur.

Merhaba, bu mesajda hiç resmi bir dilde konuşmayacağım. Ben de birebir aynı şeyleri uzun süredir yaşıyorum. Daha doğru yaşıyordum, son bir kaç haftadır iyi olduğunu söyleyebilirim. Yaptığım şeylere gelirsek. İlki ve belki en etkilisi dijital detoks. İnternetteki adamlar ve profesyoneller bana tak diye temelli bırakırsam oluşacak ani dopamin boşluğu yüzünden zaten dopamine kısmi tolerans kazanmış beynimin hiç tatmin olamayacağını ve kısa süreli depresyon benzeri semptomlar göstereceğim bir döneme gireceğimi falan söylediler. Teorik olarak haklılar fakat bir gün böyle olmayacak diyip küçük çaplı bir cinnet ile hem instagram hem youtube kısacası whatsapp hariç tüm sosyal mecraları sildim. İlk 1-2 gün hafif bir can sıkıntısı ve ne yapacağını bilememe oldu ama çok mutluyum ve gerçek anlamda günlerimin uzadığını hissediyorum. Öncesinde günlük 4 saatin altına düşmeyip çok kolay 6-7 bazen 8 saatleri gören ekran saatim 2 saati kolay kolay geçmiyor şu an. Üstüne üstlük ADHD’li birisi olduğumu söylemem lazım ve buna rağmen artık kitaplara daha kolay ve uzun süreli odaklanıp okuyabiliyorum. Bir haftada bile çok şey fark ediyor. Bunun dılında burada bahsetmek istemediğin başka bağımlılıkların veya bağımlılık düzeyinde olmasa bile dopaminerjik sistemine zarar veren her türlü anlık dopamin patlaması yaratan şeyden kaçınman lazım (alkol, sigara, uyuşturucu vs. yanında psikolojik ve madde içermeyen bağımlılıklar da önemli). Bunları yaparsan vw kendini her gün artık ne yapmak istiyorsan, mesela bir saat kitap okumaya, iki saat resim çizmeye, bir saat yürüyüş yapmaya zorlar ve koyduğun gerçekçi hedefi tamamlamadan işi bırakmazsan en fazla iki üç hafta gibi bir sürede tamamen eski zihinsel sağlığına kavuşacağına inanıyorum. Hata ADHD’li bir birey olarak kendimi bir şeyler yapmaya zorlayıp alışkanlık ve beceriler geliştirip sınamanın beni eskisinden bile verimli yaptığını söyleyebilirim. Sağlıcakla, odaklanabildiğin günlere

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eren Demir
6 gün önce
Bulunduğumuz evren enerjiden oluşuyorsa, herşeyin tekrarlanması mümkün olabilir mi? Bildiğimiz gibi enerji yok olan veya yoktan var olan birşey değil, öyleyse bir de tüm insanlık var olabiliyorken neden herşey tekrardan var olmasın? Enerji dönüp dolaşıp tekrar aynı kareleri oluşturabilir diye düşünüyorum. Bunlar uzun bir zaman ve zor bir olasılık gerektirse de bilincimiz yerinde değilken bunlar hızlı gerçekleşebilir.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Yazar 17 Mayıs 2019 2 dk.

NASA, 2010 yılında bir basın toplantısında ilk defa Ay yüzeyinin yüksek çözünürlüklü bir görüntüsünü yayınladı. Ancak görüntü jeolojik olarak ölü duruma sahip bir gök cismi için garip görünüyordu: Ay'ın yüzeyinde, kilometrelerce uzunlukta ve birkaç metre yüksekliğe sahip, birkaç yerde görülen araziler bulunuyordu. Daha sonra anlaşılacağı üzere, bu araziler aslında deprem hareketleriyle fay hatlarının birbiri üstüne geçmesiyle oluşan yükseltilerdi. Dahası bu şekiller sadece bir kez görüntülenmedi, bugüne kadar yüzlerce kez görüntülendi. 

Ay yüzeyinde muhtemelen depremler meydana geliyor. Yani Ay, uzun zamandır düşünüldüğü gibi jeolojik olarak ölü bir gök cismi değil. Bu sonucun 50 yıl önce elde ettiğimiz verilerden gelmesi ise çok şaşırtıcı ve bu sonuç, yeni analiz yöntemleriyle eski verilerin değerlendirilmesi sonucu gün yüzüne ancak şimdi çıkabildi. 

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ömer Can Mutlu
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye, İzmir
Yetişkin Dişi.
Tarih: 6 Mart 2025
Enlem: 38.4592827561
Boylam: 27.2038617065
Dış bağlantılar: https://www.inaturalist.org/observations/264343027
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Stonhenge’de Gün Doğumu

Güneş bugün, gezegenimiz Dünya‘nın göklerinde en kuzeydeki noktasına ulaşıyor. Birçok kültür gündönümü olarak isimlendirilen bu tarihi, mevsim değişikliği olarak işaretliyor. Bu tarih, Dünya’nın kuzey yarım küresinde ilkbahardan yaza ve güney yarım küresinde sonbahardan kışa kadar olan zamandır. Tam olarak gün dönümü, yeryüzünün bazı bölgeleri için bugün gerçekleşirken diğer yerleri için ise yarın gerçekleşecek. Paylaşılan görsel, Birleşik Krallık’taki Stonehenge‘de 2008 yılında yaz gün dönümü haftasında çekildi. Sis, ağaçlar, bulutlar, yaklaşık 4500 yıl önce yerleştirilmiş taşlar ile beraber 4.5 milyar yaşındaki büyük, parıldayan, yaşlı bir küre tablo gibi bir görüntü sunmakta. Dünya’nın dönme ekseninin bin yıl içerisindeki yalpalaması göz önüne alındığında bile, Güneş astronomik açıdan önemli bir şekilde Stonehenge’den yükselmeye devam ediyor.

20 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Max Alexander, STFC, SPL
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 17 saat önce
Çok beğendiğim dizilerden birisidir. Kesinlikle izlenmeli , sezon sayısı fazla olabilir ama çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Olumsuz bir tarafı bence dizinin sonradan 3'e bölünmesi olmuş, ayrı ayrı olması izlenme açısından biraz zor oluyor .
8.6/10
(61 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Walking Dead
Yönetmen: Greg Nicotero
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 6 Ocak 2021
Mars yüzeyindeki bu kum tepeleri neden çizgili? Hiç kimse emin değil. Paylaşılan görsel, Mars’taki Kunowsky Krateri’nin üzerinde bulunan çizgili kum tepelerini gösteriyor. Fotoğraf yakın zamanda Mars Reconnaissance Yörünge Aracı’nın üzerindeki HiRISE Kamerası ile çekildi. Pek çok Mars kumulunun, düzensiz bir biçimde karbondioksit buzuyla (kuru buz) kaplı olduğu, aydınlık ve karanlık alan desenleri oluşturduğu biliniyor. Karbon dioksit erimiyor ancak süblimleşerek direkt olarak gaza dönüşüyor. Karbon dioksit aynı zamanda katı bile olsa bir sera gazı maddesidir. Böylece ısıyı buz altında hapsedebilir ve alttan yukarıya doğru süblimleşerek gayzer benzeri patlamalara neden olabilir. Mars baharı esnasında bu patlamalar, koyu olan kumun açığa çıktığı koyu renkli buz çözme noktalarından oluşan bir desene neden olabilir. Paylaşılan görsel, Mars sonbaharında havanın soğuduğu sırada çekildi. Bu durum da çizgileri özellikle ilginç hale getirdi. Bir hipotez, gece-gündüz döngüsünün bir parçası olan zayıf patlamalardan veya termal stres nedeniyle oluşan buz çatlaklarından kaynaklandığını ileri sürüyor, ancak araştırmalar devam etmektedir. Bu kumulları veya diğer Mars mevsimleri boyunca oluşan diğerlerini izlemek, bu gizemi çözmek için bize daha fazla ipucu verebilir.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızda, diğer yazı dizilerimizde daha genel kapsamda ele aldığımız seçilim olgusunun daha akademik detaylarına girmiştik ve farklı sayıdaki lokus sayısıyla ifade edilen özelliklere göre geliştirilen farklı modellerin varlığından söz etmiştik. Ancak daha önemlisi, mutasyonların evrimin ana mekanizması olamayacağı gerçeğini matematiksel olarak ispatladıktan sonra, mutasyonların yarattığı varyasyonlar üzerine etki eden seçilimin ne kadar önemli bir evrimsel kuvvet olduğunu sözel olarak açıklamış, örnekler vermiştik. Şimdi ise bu konunun matematiğine girerek, mutasyonlara kıyasla seçilimin ne kadar hızlı bir şekilde evrimi tetikleyebileceğini göstereceğiz. Böylece matematik alet çantamıza yeni formüller ekleyerek, Hardy-Weinberg Dengesi'nin ikinci kuralı olan "Dengenin var olması için seçilim olmayacak." ilkesini bozsak bile popülasyonların evrimsel analizi nasıl yapabileceğimizi göreceğiz.

Öncelikle, herkesin genel hatlarıyla bildiği seçilim olgusunu sayısal bir düzleme oturtalım: Yine tek lokuslu (2 alelli) bir model kullanacağız, en basitini yani. Alellerimizin adı B1 ve B2 olsun bu defa. Tıpkı A ve a gibi; ancak farklı harflere ve isimlendirmelere de alışın diye böyle yapmayı uygun görüyoruz. Hemen bir başlangıç frekansı tanımlayalım:

85
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Gözlediğimiz Evren değil, Evren'in bizim sorgulama yöntemimiz sonucunda ortaya döktükleridir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
22
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Altay Kenger
Seslendiren 7 Nisan 2020 12:55
"Kendi kendinize mi konuşuyorsun sen? Deli misin?" Bu lafı çok sık duyuyoruz. Sahi, kendi kendine konuşan insanlara neden deli diyoruz, olmadık yakıştırmalar...
48
Söz
Aydan Məşədibəyova
Alıntıyı Ekleyen 9 Haziran 2023
Fiziksel ve genetik yapılarıyla bir bütün olarak organizmalar (canlılar), çevrelerinden bağımsız olarak düşünülemezler! Organizmayı oluşturan genler ile bu genlerin, çevre etkisiyle dışavurumu olan fiziksel görünüm (dış yapı), çevre ile sürekli ilişki içerisindedir ve bu ilişki, evrimi tetik- leyen ana unsurdur.
Kaynak: Sayfa 197
9.8/10
(312 Kişi)
Puan Ver
Evrimin Temelleri ve Nasıl İşlediği Üzerine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close