Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Vaka
Güve
Evrenin Genişlemesi
Covıd-19
Örümcek
Aminoasit
Habercilik
Kurbağa
Entropi
Sürüngen
Nöron Hücresi
Kimyasal Bağ
Ufo
Küresel
Astronot
Kuyruksuz Maymun
Kaygı
Tür
Nötron
Astrofotoğrafçılık
Ağız Sağlığı
Farmakoloji
Sanat
Kuantum Mekaniği
Yaşanabilir Gezegen
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Emin Arslan
Emin Arslan
102K UP
Aktaran 6 gün önce 4 dk.

Milyonlarca insan yeni yıla zayıflamak için kararlılıkla girerken, yüzleşmeleri gereken sinir bozucu bir fizyolojik gerçek var: Ne kadar kilo verirsek verelim, vücudumuzdaki yağ hücrelerinin sayısı muhtemelen hiçbir zaman azalmayacaktır.

Bunun yerine, yağ hücrelerimiz sadece küçülür ve fazla enerji aldığımızda tekrar şişmeye hazır bir şekilde dokularda kalır. Kilo verdiğimiz zaman, birçoğumuz muhtemelen yağ hücrelerimizin "yağ yakıcı" egzersizler ya da "göbek eritmeye yönelik" diyetler sayesinde yok olduğunu sanarız. Fakat, Mayo Clinic'te obezite araştırmacısı olan Michael Jensen, kilo vermeyi uman herkesin bu hücrelerin aslında kilo kaybına nasıl tepki verdiğinin farkında olması gerektiğini söylüyor.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Alıntı & Aforizma
Batuhan Piren
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Bugünkü adalet, büyük sineklerin delip geçtiği, küçüklerin de takılıp kaldığı bir örümcek ağı gibidir.
Kaynak: https://www.goodreads.com/quotes/18902-laws-are-spider-webs-through-which-the-big-flies-pass (Goodreads)
12
4 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Mayıs 2018 46 dk.

Evrim Ağacı olarak bize üniversite öğrencileri ve adaylarından en sık gelen sorulardan birisi, üniversite bittikten sonra yurtdışına eğitim amaçlı nasıl gidilebileceği, bu çalışmalar için paranın nereden bulunacağı, nasıl burs alınabileceği, not ortalamasının ne olması gerektiği, TOEFL ve GRE gibi sınavlara ne zaman girilmesi gerektiği, ne zaman ve nasıl çalışılması gerektiği, vb. sorular. Bu kılavuzda, bu konularla ilgili en temel bilgileri, çok basit ve kısa notlar halinde sizlere sunacağız. Umuyoruz birçok soru işaretinin temizlenmesine yardımcı olacaktır.

Hazırsanız, başlayalım:

184
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Alkan Özkaraslanoğlu
İnceleyen10 3 gün önce
Bir Stanley Kubrick klasiği.Size aşırı ojinal bir senaryo sunmuyor fakat Kubrick tarzı sayesinde kendinizi tamamen farklı bir dünyada buluyorsunuz.Her kelimesi özenle yerleştirilmiş diyaloglar, geniş açı sahneler ve size asla ne olacağını söylemeyen bir atmosfer, bir duygu karmaşası filme hakim diyebiliriz.Tüm bunların sonunda finalde sizi duvara döndürüp "aslında hepimiz özünde insanız, o halde neden savaşıyoruz?" diye saatlerce düşündürebiliyor.Usta yönetmenin temellerini attığı bu filmi kesinlikle izlemenizi tavsiye ediyorum.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Paths of Glory
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gün Doğumu Öncesinde ATLAS Kuyrukluyıldızı

Şu anda bir hayli parlak olan ATLAS kuyrukluyıldızı, aynı zamanda Güneş'e de oldukça yakın bir konumda bulunuyor. C/2024 G3 (ATLAS) kuyrukluyıldızı, Güneş'in ışığında kalmamış olsaydı neredeyse Tsuchinshan-ATLAS kuyrukluyıldızının ekimde Dünya'ya yansıttığı kadar, hatta Venüs ile rekabet edebilecek miktarda güneş ışığı yansıtarak son yılların en dikkat çekici kuyrukluyıldız manzaralarından birini sunuyor olabilirdi. Ancak bu dev kar topu şu anda Güneş'e o kadar yakın ki ancak sabahın erken saatlerinde ya da akşam alaca karanlığında görülebiliyor. ATLAS kuyrukluyıldızı bugün, yani 13 Ocak 2025 itibarıyla günberi noktasında, yani Güneş'e en yakın konumunda yer alıyor. Kuyrukluyıldızların gelecekteki parlaklığını tahmin etmek oldukça zor olsa da ATLAS kuyrukluyıldızının Güneş'e son derece yakın seyrettiği bu yolculuktan sağ çıkması, önümüzdeki birkaç gün boyunca çıplak gözle görülebilecek parlaklıkta olması ve hatta bu parlaklığını birkaç hafta boyunca kameralarla gözlemlenmesine yetecek bir seviyede sürdürmesi bekleniyor. ATLAS kuyrukluyıldızını etkileyici bir manzara eşliğinde sergileyen bu fotoğraf, 12 Ocak 2025'te Slovakya'nın Tornaľa kenti yakınlarında çekildi.

13 Ocak 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Petr Horalek / Institute of Physics in Opava
Çeviren: Osman Akman
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Haziran 2014 7 dk.

Neden yelleniyoruz (evet, tıbbi terminolojide "yellenme" olarak geçer)? Neden kokuyor? Bunlar birçoklarımızın merak ettiği ama pek de fazla cevaplanmayan sorulardır. Ancak kendimizi tanımak, her şeyimizi tanımaktan geçer. Hoşumuza giden şeylerimizi tanıyıp diğerlerini reddedemeyiz. Bu sebeple, sokaktaki Ahmet amcadan sevgilinize, Angelina Jolie'den padişahlara kadar herkesin yaptığı bu konuyu ele alma vakti geldi diye düşünüyoruz. Yellenmeyle ilgili 10 ilginç konuya değinerek bu işin üstesinden geleceğimizi düşünüyoruz, umarız başarılı olabiliriz. Başlayalım:

Yellenme, bağırsaklarımızda biriken her türlü gazın, buldukları her türlü delikten dışarı kaçma çabalarının bir ürünüdür diyebiliriz. Bu delik, genellikle anüsümüz olmaktadır. Ağzımızdan başlayan sindirim kanalımızın her basamağında gazlar birikir; hatta yutkunurken yuttuğumuz hava bile en nihayetinde bir çıkış noktası bulacaktır. Ancak çıkardığımız gazın önemli bir kısmı bağırsaklarımızdaki bakterilerin gerçekleştirdikleri kimyasal faaliyetlerin bir yan ürünü olarak üretilir. Tipik bir yellenme sırasında insanlar %59 azot, %21 hidrojen, %9 karbondioksit, %7 metan ve %4 oksijen dışarı çıkarırlar. Kimi zaman çıkarılan gazın %1 kadar kısmı hidrojen sülfat ve merkaptanlardan oluşur. Bunlar içerisinde sülfür bulunur ki işte bu gaz, o meşhur kokunun nedenidir. Bağırsaklarımızda sıkışan ve dışarı itilen gaz, boğucu kaslarımızın (bağırsakların kasılmasını sağlayan kaslar) kasılma miktarına ve sıkışmış gazın basıncına bağlı olarak çıkış sırasında bağırsak duvarlarını titretebilirler. Bu titreşimler, "pırt" sesinin nedenidir. Yoksa gazın kendisi elbette sese sahip değildir; organlarımızla etkileşimi sese neden olur. Tıpkı hava veren bir borunun ağzına parmağınızı kısmen bastırdığınızda çıkan ses gibi...

129
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Erkan Remzi Ulman
Yazar 20 Eylül 2020 8 dk.

İnsan zihninin işleyişinde kullandığı en önemli kısayol karşılaştırmadır diyebiliriz. Kendimizi, davranışlarımızı, karakterimizi, giyim tarzımızı, kariyerimizi, başarılarımızı ve hatalarımızı aklımıza gelen her şeyi ölçme ve diğer seçeneklere göre karşılaştırma eğilimindeyiz. Bu karşılaştırma, bazen basit bir alışveriş yaparken, mesela bir tişört satın almak istediğimizde, benzer tarzda olan tişörtleri birbiriyle kıyaslayarak, diğerlerine göre "bizim için uygun" (fiyat, renk, kalite vb.) olanı alırken ortaya çıkıyor. Bazense hangi alanda eğitim almamız, hatta kariyerimizin nasıl ilerlemesi gerektiği gibi sonucu çok uzun yıllara etki edebilecek önemli kararlar alırken karşılaştırmayı kullanıyoruz. Çevresindeki insanlara, arkadaşlarına ya da akrabalarına göre eğitim alan ve çalışma alanını bu şekilde seçen insanlarla sık sık karşılaşıyoruz. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki en basit karardan en karmaşık karara kadar her durumda karşılaştırma yapıyoruz.

1954 yılında psikolog Leon Festinger yaptığı araştırmayla bu sosyal karşılaştırma davranışımızı "sosyal karşılaştırma teorisi" (İng: "Social Comparison Theory") adı altında 9 maddeden oluşan hipotezleriyle literatüre kazandırmıştır. Festinger'e göre kişiler; bilişsel yetenekler, beceriler, yeterlilik düzeyleri gibi çeşitli konularda kendisini değerlendirme güdüsüne sahiptir ve bu değerlendirme güdüsünü kendi sahip olduğu özelliklerini başkaların özellikleriyle karşılaştırarak gerçekleştirmektedir. Temel anlamda bu kuram, kişinin sahip olduğu yetenek ve beceri gibi özellikler konusundaki belirsizliğini karşılaştırmayla nasıl giderebildiğini açıklamaktadır. Bu durumu ve teoriyi London Business School'da örgütsel davranış profesörü olan Thomas Mussweiler şu şekilde açıklıyor:

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 22 Ekim 2012 1 dk.

Amerika kıtasının batısında, San Francisco'dan (ABD), Baja California'ya (Meksika) kadar olan bir alanda bulunan bu ilginç canlı, görselde görüldüğü gibi oldukça ilginç bir yapıdadır.

Okyanusun 3 ila 61 metre derinliklerinde bulunan bu tür, 2000 yılında yapılmış bir analize göre yaklaşık 38 derecelik sıcaklıkta yaşamaktadır. Işınsal Yüzgeçli Balıklar (Actinopterygii) sınıfına ait olan bu tür, 30 santimetrelik bir boya erişebilir ve bu, saçakyüzlü balıklar (Neoclinus cinsi) içerisindeki en büyük uzunluktur.

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Eymen Baylan
Eymen Baylan
20K UP
3 gün önce
teknolojiye yeni katılan,yürümekten kinetik enerji ile elde edilen enerji neden en çok yürünen koşulan ve kullanılabilecek olan spor dalı yani futbolda ilgilenilmiyor çim üzerinde enerji üretimi sayesinde kulüp kasasınıda doldurabilecek olan bu fikir neden hiç kullanılmıyor
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

292
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Murat Kiri
Murat Kiri
118K UP
Gözlemi Yapan 23 saat önce Türkiye, Kars
Ani 21.07.2024
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mart 2014 13 dk.

Evrimden söz ederken aklımızda bulundurmamız gereken en önemli şey, bireylerin değil popülasyonların evrimleştiği gerçeğidir. Dolayısıyla evrimsel bir analizin ilk adımı, popülasyonları anlamak ve analiz etmekten geçer. İşte bu yazımızda, popülasyonları anlamak adına ufak bazı adımlar atacağız. Umuyoruz ki faydalı olacaktır.

İlk olarak bazı soru işaretlerini giderip, bazı gerçeklerden bahsedelim: hiçbir türün tekil birey evrimleşmez. Yani siz ya da ben asla evrimleşmeyeceğiz. Biz neysek, oyuz. Ömrümüz boyunca değiştik ve değişiyoruz, değişeceğiz de... Ancak bunların hiçbiri evrimsel değişimler değildir. Bunlar, ömrümüz içerisinde geçirdiğimiz gelişimsel değişimlerdir. Bu değişimlerin doğrudan evrimsel bir anlamı yoktur. Elbette dolaylı yoldan evrimsel gidişatı etkileyebilir; örneğin kas yapıyor olmanız, vahşi doğada hayatta kalma şansınızı kısmen arttırabilirdi. Ancak bu kaslı yapınız, evrimsel bir anlam taşımaz; çünkü neredeyse hiç kalıtsal değildir (epigenetik faktörleri şimdilik göz ardı ediyoruz). Dolayısıyla sizin kaslı olmanız, yavrularınızın da kaslı olacağı anlamına gelmez. İşte bireyin ömrü içerisinde geçici olarak edindiği bu değişimlere modifikasyon, bu modifikasyonların toplamında meydana gelen değişime ise gelişim denir. Modifikasyon, genellikle sonradan kazanılan ve geçici olan özellikler için kullanılır: kas yapma bir örnektir, diğer tipik örneği ise ten renginin güneş altında bronzlaşmasıdır. Bunlar, bu değişimlere neden olan faktörler ortadan kalkarsa zaman içerisinde yok olurlar: eğer ki güneş altında durmazsanız, teniniz eski rengine dönecektir. Kas yapmayı bırakırsanız, kaslarınız eski haline dönecektir. Ancak gelişimsel her değişim geri dönmez: ömrünüz boyunca boyunuz uzar, bilgileriniz artar, dişleriniz değişir, vs. Bunların hiçbiri zaman içerisinde geri dönmez. Fakat yine de bu değişimler evrimsel anlam ifade etmez, çünkü bu değişimler kalıtsal değildirler.

70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 3 gün önce 26 dk.

Tarihte birçok hükümdar halkına büyük faydalar sağlamış ve tarihte olumlu bir şekilde hatırlanmıştır. Ancak bazı hükümdarlar daha çok zulüm ve adaletsizlikleriyle tanınmış, ülkelerine faydadan çok zarar vermiştir. Hükümdarların yaşamlarını incelemek bazen karmaşık bir uğraş olsa da aynı zamanda oldukça ilgi çekicidir. Özellikle yazımızın odağı olan Commodus gibi sıra dışı Roma imparatorlarının hayatları bu ilginin önemli bir parçasıdır.

Roma İmparatorlarına yüzeysel bir göz attığımızda ilginç bir döngüyle karşılaşabiliriz. Ülkeye refah getiren hükümdarları, genellikle kaotik ve çılgın olarak anılan imparatorlar takip etmiştir. Örneğin Tiberius'tan sonra tahtı kan dondurucu zalimliğiyle tanınan Caligula devralmış, Roma'ya refah getiren hayırsever imparator Claudius'tan sonra ise Roma'yı felakete sürükleyen Nero tahta geçmiştir.[1][2] Benzer bir döngü, filozof ve bilge bir lider olarak anılan Marcus Aurelius'un ardından gelen oğlu Commodus ile de görülür. Gladyatör dövüşlerine olan düşkünlüğü ve sıra dışı davranışlarıyla tanınan Commodus, Roma'nın en ilginç ve tartışmalı imparatorlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Öyleyse gelin, bu çılgın imparatorun hayatına daha yakından bakalım.

13
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ozan Bıçakcı Ve Meriç Öztürk
Ozan Bıçakcı Ve Meriç Öztürk Seslendiren 3 gün önce 41:44
Nöropsikanaliz nedir, serbest çağrışım nasıl çalışır? Bilinçdışı dile nasıl yansır? Neden hep toksik ilişkilerimiz oluyor? Yeni psikoloji serimizle bilinçdışının...
6
Yaşam Ağacı Türü
Erdem Kuruca
Türü Ekleyen 5 gün önce
Gümüş yağmurcun (Pluvialis squatarola), yağmurcungiller familyasına ait orta boyutlarda bir kıyı kuşudur. Tundra bölgelerinde üreyen bu kuş, göç döneminde Afrika, Güney Asya, Avustralya ve Amerika kıtalarına uzanan geniş bir alana yayılır. Yaz mevsiminde sırtı siyah-beyaz gümüş desenli, alt tarafı ise tamamen siyah renklidir. Ancak kış aylarında daha soluk bir görünüm alarak gri tonlara bürünür ve alt kısmı beyaza döner. Ülkemizde kış göçmenidir.
7
Tüm Reklamları Kapat
Blog Yazısı
Salih Atlı
Salih Atlı
119K UP
Blog Yazarı 1 dk.

Canlıların (tek hücreli olandan en gelişmiş olana kademeli olarak yükselen kapasitede) kendi dışındaki dünyadan aldıkları sinyalleri kendileri için işe yarayan bilgiye dönüştürdüklerini biliyoruz. Bu sürecin asıl olarak bilgilenme- bilgi edinme faaliyeti olduğunu, ve edinilen bilgi (ler) nin o canlının temel ihtiyaçlarını dengeli ve sürekli olarak sağladığı durumda bu faaliyetin daha fazla bilgiye erişim için ilerlemediğini, bir anlamda bilişsel gelişimin durduğunu söylememiz mümkün görünüyor. Çevresel koşulların yaşamı ve üremeyi tehdit ettiği durumlarda canlı farklı yollar arayıp yeni bilgiler edinecek ya da soyu tükenecektir; varyasyon, adaptasyon ve kopyalama ile ilerleyen evrimsel süreç.

En gelişmiş olduğuna gezegeni kolonileştirmiş olmasına bakarak karar verdiğimiz insan bu bağlamda en bilgili canlıdır. Ama bu bilgili oluşa herhangi başka bir anlam yüklenebilir mi, bilinçli miyiz? Bu noktada insan bilgisinin iki seviyedeki ilerleyişini mercek altına almak işe yarayabilir. Bireysel seviyedeki tutum ve davranışlarla topluluk seviyesinde olanlar farklı örüntülere sahiptir. Bireysel bilişin kapasitesi tarih boyunca artarken topluluk seviyesi belki de tekerrürden ibaret. Biliş kapasitesini bilinç olarak okuduğumuzda topluluk seviyesinde yerinde sayan bir bilince sahibiz; dışımızdaki dünyaya ait bilgideki artışla topluluk seçimleri eşit biçimde ilerlemiyor sadece araçlar değişiyor. Öyle ki bireysel tutum ve davranışlarımızın değerlendirilmesi adına sürdürülebilir yönergelere (kültürümüz) ve rasyonel kriterlere sahipken topluluk seviyesinde bunun yerine sabit örüntüler, irrasyonel seçimlerle karşılaşıyoruz; sanki bilinç bulanıklaşıyor. Kritik eşikler söz konusu olduğunda (sağkalım ve üreme) toplumsal tercihlerimiz her seferinde evrimin standart mekanizmalarına tabi kalıyor önce can sonra kademeli olarak genetik yakınlarımız; standart memeli ''bilinci''.

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close