Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Eserler
İncelemeler
Kişiler
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
İnceleme
Emir Mert Polat
Emir Mert Polat
100.5K UP
İnceleyen9 10 saat önce
National Geographic’teki uzay programlarından , StarTalk ve Kozmos, tanıdığımız ve astronomi denilince akla gelen Neil deGrasse Tyson‘ın merak uyandıran aynı zamanda da oldukça düşündüren kitabı. Başından sonuna kadar oldukça sürükleyici olan bu kitap, evren ve evrendeki yerimizle ilgili hem bilimsel hem de düşünsel konular içeriyor. Özellikle bazı bölümleri kafa karıştırıcı ve sorgulatıcı olsa da genel olarak mükemmel bir ahenk içinde işlenmiştir.
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Cosmic Queries: StarTalk's Guide to Who We Are, How We Got Here, and Where We're Going
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Rüzgâr Özkarakaş
İnceleyen9 1 gün önce
Müthiş bir Normandiya Çıkarması anlatımı ile başlıyor. Çıkarmadaki kaosu ve o dönemde görece amatör Amerikan ordusunun yaşadığı karmaşayı direkt olarak veriyor. Film boyunca daha birçok kez amatör askerlerin veya kötü niyetli askerlerin her iki tarafta da olduğunu ve yaptıklarını görüyoruz. Bir Amerikan yapımı filme göre kesinlikle propagandadan uzak, dürüst bir anlatıma sahip. Ufak detaylar sürekli olarak karşımıza çıkıyor. Alman ordusunda zorla savaştırılan Çek askerler, teslim olmaları, Amerikan ordusunun teslim olan askerleri öldürmeleri, küçük hatalar yüzünden karışan bölükleri ve kazaları filmin her yerinde küçük olaylar şeklinde görüyoruz. Filmin ana konusu ve izlediğimiz bölüğün de ana görevi Ryan adındaki bir eri kurtarmak. Gerçekte de savaş tarihinde olan bir yasa işleniyor burada: Tüm kardeşleri ölmüş ailenin tek oğlan çocuğu eve gönderilir. Buna ''Sole Survivor Policy'' yani ''Tek Kalanı Kurtarma Politikası'' denir. Gerçek hayattaki karşılığı Niland kardeşlerdir. Dört kardeşten üçünün (ikisi Normandiya'da) öldüğü sanılmış ve dördüncü kardeş (Fritz Niland) bulunup eve gönderilmiştir. Burada da bu olay yaşanıyor ancak son hayatta kalan bu asker, savaş başlangıcındaki kaosta tamamen kaybolmuş durumda; üstüne üstlük yüksek ihtimalle Almanların egemen olduğu bir yerde kalmış. Devasa büyüklükte olan cephe hattındaki gidiş gelişleri, haberleşme zorluklarını çok güzel vermiş. Güzel biraz da abartılı bir köprü savunması yaşandıktan sonra dramatik bir son ile film bitiyor.
9.1/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Saving Private Ryan
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 2 gün önce
Şu an incelediğimde yönetmenler Eric Bress ve J. Mackye Gruber bu filmin yanında Ghosts of War ve birkaç Final Destination dışında başka filmlerle pek alakası olmayan yönetmenlermiş. 2004 yapımı kısa uzunlukta bir film. Hayatım boyunca kaç kere izlediğimi hatırlamıyorum. Belli bir yaşıma kadar en çok etkilendiğimi söylediğim filmdir. Lisede falan ismini aldığı Kelebek Etkisi'nin sunumlarını yaptığını hatırlıyorum. Konu, hafıza problemleri olan birisinin ilgili anılarına dönerek müdahalelerde bulunabilmesi yeteneğini etrafında dönüyor. Yani zaman yolculuğunu bilim-kurguya yakın fantastik bir eksende işliyor. Tekrar izleyince gizem ve, gerilimden ziyade korku türüne daha yakın gördüm. Çocukluk deneyimlerinin insan yaşantısına olan korkunç etkisi ve tanrıcılık oynayabilecek canlılar olmadığımız gibi muazzam temaları da arka planda işliyor. You can't play god, son en efsanevi repliği olabilir. Benim gibi tanrı kompleksi olan bir nörofarklı için muazzam konular. Hani öyle çok derin, çok kompleks işlemişler de diyemiyorum ama 2004 yılını da göz önünde tutarak şu an bile okullarda okutulması gerektiğini söylediğim kalitede bir anlatım. Ödülleri olmamasına rağmen puanına bakarak da belli bir kalitede olduğu görülebilir. Buna rağmen ilk filmin kalitesine sonraki filmlerde asla yaklaşılamaması ciddi bir hayal kırıklığıydı. İnsanların belki de ara ara dönüp bu filmi izlemesi önemli bir ritüel olur. Tanrıları öldürmüş olan ve alternatif tesellilere muhtaç modern insanlara güzel tamponlardan. Birkaç alternatif bitişi olduğunu da belirtelim. Oasis-Stop Crying Your Heart Out şarkısı da bu filmin bana kattığı güzel şeylerdendir. You'll never change what's been and gone. Yani olanla ölene çare yok... Bunlar haricinde oyuncuları da çok güzeldir. Ashton Kutcher belli ki bir nörofarklıyı güzel canlandırmış. Küçük Tommy hala belalı bir figür hayal ettiğimde aklıma gelir, özellikle de sinema sahnesindeki kavgası. Evan'ın küçüklük ve ergenlik halleri de güzeldi. Logan Lerman oynamış küçüklüğünü. Kayleigh'e can veren Amy Smart ve ergenliğindeki hali olan Sovyetli ablamız Irina Gorovaia eminim ki benim gibi pek çok ergen erkeğin aşklarından olmuştur. Evan ile Lenny'nin pencerelerindeki pozları buna hasret romantik gençliğimin zihninde ve kapak fotoğraflarında yerini almıştı.
9.9/10
(22 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Butterfly Effect
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen5 2 gün önce
Bu da çıktığı zamanlar izlemem gereken ama yaşamın kaosunda ancak 15 sene sonra izlemiş bulunduğum bir film. 2010 yapımı ve 2 saat uzunluğunda. Yönetmen Joseph Kosinski şu an irdelediğimde pek ödül almış birisi değil ve Top Gun: Maverick filmine kadar pek öne de çıkamamış gibi ama genel olarak yakın hissedeceğim bir figür bence. Tron da ilk filmi. Sinema anlatısının tam da devindiği bir noktada çıkarmış filmi. Hala izlemediğim Oblivion yine kendisinin. En son F1 filmini çıkarmış.

Filme gelecek olursak daha çok teknik yönden öne çıkan bir film bence ama dediğim gibi 2010 yapımı bir filmi 2025 gözünden analiz ediyorum. Dönemine göre anlatısı da gayet iyi duruyor ama ben sevgilimle izlerken sıkıldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Her şeyden önemlisi "Hiçbir metin orijinal olamaz, çeşitli fikirlerin karışımıdır." tutumundaki Roland Barthes'vari postmodernist çizgideki görüşleri bu tür filmlerle daha iyi anlıyorum. Kalıp yakalamada yetenekli bir nörofarklı olmak elimi daha da güçlendiriyor. Böylelikle te mitlerden gelen ve tekrar eden o en basitinden kayıp baba, baba-oğul çatışması, miras, simülasyon, tanrıcılık gibi birçok anlatıyı henüz konuyu okuduğumda bile anlayabiliyorum. Bu yüzden belli bir noktadaki seyircileri etkilemek için bundan daha fazlası gerekiyor. Tron'da ben bunu neredeyse hiç göremedim. Fragmana baktığımda devam filmi Ares daha çok heyecan uyandırdı bende.

Film, bir oyundan ilham alınarak dijital dünyada yaratımına başlanan bir evrende geçiyor. Bunun tanrı ve yaratılış fikriyle paralel ele alınması hoşuma gitti. Bu yönden düşündürdü diyebilirim. Dediğim gibi görüntü ve ses tekniğine daha çok yatırım var. Böyle fütüristik bir filmde olması gereken bir şey. Ses düzenlemesi alanında Oscar adaylığı kazanmış zaten. Cyberpunk ezgilerini, neon ışıklarla bezeli aksiyon sahnelerinde deneyimlemek güzel oluyor tabii ki. Jeff Bridges ve Olivia Wilde olmak üzere oyuncular da fena değil. Ben sıra gelirse izlenebilecek bir film olarak netleştiriyorum.
8.1/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : TRON: Legacy
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen7 3 gün önce
2010 yapımı kısa uzunlukta bir Darren Aronofsky filmi ki bu filmden Oscar adaylığı olan yönetmenin ben özellikle The Whale filmine hayran kalmıştım. Requiem for a Dream filminin de kendisinin olduğunu unutmamak gerekir. Tabii bunların yanında Noah filmi de kendisinin. Bu film de Natalie Portman'a Oscar ödülü getiren bol ödüllü ve meşhur bir film ama benim izleyebilmem 15 sene sonra oldu. Açıkçası filmle ilgili ne hissetmem gerektiği konusunda da emin değilim. Dönemine göre kıymetli bir film olduğu aşikar. Fi serisi gibi bazı yapımlarda esintilerinin olduğunu da biliyoruz. Gelgelelim Perfect Blue gibi çok sevdiğim bir yapımın da esintileri kendisinde var. Ama özellikle Piano Teacher filmini izlemiş olmak beni düşürdü çünkü temel hikaye tamamen aynı diyebilirim. Okb ve kızıyla evli bir annenin projesi olarak mükemmel büyüyen bir kadının karanlık yönleriyle özgürleşme mücadelesi diye özetlenebilir. Mekanların dokusu bile aynı. Bu konuyu ilk defa izleyecek birisi için mükemmel bir film ama bana çift dikiş oldu. Biraz Amerikan sineması farkı var o kadar. Tabii fevkalade oyuncuların olması da diğer bir artı. Bu arada film psikolojik gerilim filmi değil de psikolojik korku filmi diyebilirim. Yer yer The Substance'ı da çok gördüm. Tam da Breaking Bad dönemleri olan 2010'da devrimci bir anlatım olabilir ama şu noktada sadece iyi kategorisine sokarım. Bu arada The Shining gibi gerçek mi hayal mi arada bırakan bir yapım olması en sevdiğim özelliği oldu.
9.0/10
(5 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Black Swan
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close