Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar’ı, insanın kendi zihniyle, toplumuyla ve varoluşuyla hesaplaşmasının çarpıcı bir portresi. Kitap, isimsiz bir anlatıcının, yani “yeraltı adamı”nın, iç dünyasında gezinen bir monolog gibi. Bu adam, hem kendi benliğini didik didik ediyor hem de dönemin Rus toplumunun ikiyüzlülüğüne, ahlak anlayışına ve modern insanın çelişkilerine keskin bir eleştiri getiriyor.
Kısa ama yoğun bir eser; her satırında Dostoyevski’nin o derin psikolojik gözlem yeteneğini hissediyorsunuz. Anlatıcı, bir yandan kendi acizliklerini, kıskançlıklarını ve öfkesini açıkça ortaya koyarken, diğer yandan özgür irade, akıl ve toplumsal normlar üzerine kafa yoruyor. Kitap, sizi rahatsız eden, sorgulatan ve içine çeken bir metin. Sanki bir arkadaşınız karşınıza oturmuş, en karanlık düşüncelerini anlatıyor gibi hissettiriyor okurken.
Eğer insan ruhunun karanlık köşelerine meraklıysanız ve biraz da kendinizle yüzleşmekten çekinmiyorsanız, bu kitap sizi sarsacak. Kısa, ama etkisi uzun süren bir başyapıt.
Sabahattin Eyuboğlu ve Nuri Yıldırım çevirilerini tavsiye ederim.