Aşma Hipotezi, Fermi Paradoksu'na İlginç Bir Çözüm Sunuyor: Sanal Gerçeklik!
Günlük yaşamlarımıza devam ederken, evrenin devasa büyüklüğünü unutmak çok kolaydır. Dünya büyük bir yer gibi görünebilir ancak gerçekte ise gezegenimiz, 200 milyardan fazla galaksi içerdiği tahmin edilen bir evrende bir kum tanesi içindeki bir tanecik kadar küçüktür. Yıldızlı bir gecede gökyüzüne baktığımızda, hayrete düşmek ve meraktan bunalmış olmak için her türlü nedenimiz vardır.
Evrenin büyüklüğü ve içindeki galaksilerin, yıldızların ve gezegenlerin inanılmaz çokluğuyla, kesinlikle orada bir yerde bizden başka bilinçli varlıklar da olmalıdır diye düşünürüz. Akıllara durgunluk veren sayıları bir düşünün: En tutucu NASA tahminleri bile, evrenimizin, yıldızımız Güneş gibi 500 milyar yıldıza ev sahipliği yaptığını ve bu yıldızların yörüngesinde dolaşan 100 milyar Dünya benzeri gezegen olduğunu söylüyor. Bu, Dünya üzerindeki her kum tanesi için 100 yaşanabilir gezegen ve başka bir gezegende yaşamın ortaya çıkması için trilyonlarca fırsat demektir!
Yaşamı destekleyen bu gezegenlerin sadece %0,1'i bile bunun bir versiyonunu barındırsa, o zaman sadece Samanyolu Galaksisi'nde yaşam olan 1 milyon gezegen olacaktır. Frank Drake, John C. Llly, Carl Sagan ve Otto Struve gibi bilim insanları tarafından evrende akıllı yaşamın istatistiksel olasılığını ölçmek için geliştirilmiş olan Drake Denklemi'ne göre, yalnızca galaksimiz Samanyolu'nda binlerce akıllı uygarlık var olmalıdır. Birkaçı bizim gibi uygarlık geliştirmiş olabilir ve kozmik olarak düşünürsek, sadece bir avuç uzaylı uygarlık bizim şu anki teknolojik ilerleme seviyemizin ötesine geçmiş ise, insanlık Star Trek dünyası gibi bir evrene uyanıyor olmalıydı.
Ancak şimdiye kadar hiçbir Ferengi, Klingon, Vulkan, Romulan izine ulaşamadık. Radyo sinyalleri bir yana, bizden önce gelen bazı gelişmiş uygarlıklar, galaksimizi uzay araçları ve diğer yanıp sönen ışık biçimleriyle doldurmak için yeterli zamana sahip olmalıdır. Bu nedenle, başka kimseyi görmemiş olmamız şaşırtıcı derecede garip görünmelidir.
Öyleyse, neden onlara dair hiçbir iz bulamadık? Fizikçi Enrico Fermi de bu sorunun bir benzerini sormuştu: "Herkes Nerede?". Bu soru, Fermi Paradoksu olarak bilinir hale gelmiştir. Fermi Paradoksu, evrendeki akıllı yaşam potansiyeliyle, henüz herhangi birini tespit edemediğimiz gerçeği arasındaki görünen çelişkiyi ifade eder. Fermi Paradoksu'nun ne olduğunu ve olası çözümlerini şu yazımızda detaylıca ele aldık: "Uzaylılar Nerede? Fermi Paradoksu Nedir?". Bu yazımızda ise, daha önce değinmediğimiz bir olasılığı inceliyoruz.
Fermi Paradoksu için Şaşırtıcı Çözüm, Aşma Hipotezi Olabilir!
Şimdiye kadar tartışılan fikirlerin en önemli varsayımlarından biri, tüm gelişmiş uygarlıkların, gözlemlenebilir evreni keşfetmeye ve kolonileştirmeye motive olacağıdır. Bununla birlikte, görünüşte soğuk, düşmanca ve karanlık bir evrene açılan akıllı türler, başarısızlığa mahkum olanlar olabilir. Hem karmaşık zekaya hem de yüksek bilince erişen gerçekten gelişmiş uygarlıkların dışarıya değil, içe doğru girişimde bulunmayı seçeceği kısım burasıdır.
Fermi Paradoksu'nu ele almak için, fütürist John Smart, evrenimizdeki evrimsel süreçlerin tüm gelişmiş uygarlıkları aynı nihai hedefe götürebileceğini teorileştiren büyüleyici Aşma Hipotezi (İng: "transcension hypothesis") adını verdiği bir hipotezi önerir: Yani mevcut uzay-zaman boyutumuzdan, kendi tasarımlarımız olan sanal dünyalara/gerçekliklere geçiş yapmak... Smart, önerdiği aşma hipotezini şöyle açıklıyor:
Aşma hipotezi, evrensel bir evrimsel gelişim sürecinin, yeterince gelişmiş tüm uygarlıkları, giderek artan yoğun, üretken, minyatürleştirilmiş ve verimli uzay, zaman, enerji ve madde ölçeklerinin hesaplama açısından optimal bir alanı olan "iç uzay" olarak adlandırılabilecek bir alana ve nihayetinde ise kara delik benzeri bir hedefe yönlendirdiğini öne sürer.
Smart'a göre, akıllı bir tür teknolojik olarak gelişmiş ilerleme aşamasına geçerken, bugün kullandığımızdan çok daha küçük olan bilgisayarlarda bulunan sanal ortamlar geliştirecektir. Gelişmiş akıllı türler, dış uzayda kolonileşmeyi arkaik bir fikir olarak görecek ve bunun yerine iç uzayı kolonize edeceklerdir. Smart, Güneş sistemimizi ve ötesini keşfetmeye yönelik mevcut çabalarımızın teknolojik olarak genç bir türün sadece ergenlik aşamaları olduğunu öne sürüyor. Uzay sondalarını, uyduları ve hatta kendi türümüzün cesur üyelerini galaksimizin derinliklerine göndermeye devam edebiliriz ancak nihayetinde bu çabalar, kendi yarattığımız gerçekliklerin içindeki sonsuz olasılıkların cazibesi tarafından bastırılacaktır.
Zihnimizi makinelere yükleme olasılığıyla birleşen artan bilgi işlem gücü, gelişmiş uygarlıkların zihinlerini kuantum parçacıklarına yükleyebileceği ve uzay-zaman dokusunda var olabileceği anlamına gelebilir. Bu tür varlıklar zaten çevremizde olabilir ancak tespit edilmesi imkansız olacaktır. Eğer bu yanlış bir varsayımsa, Samanyolu'nun merkezindeki kara deliklerin yakınında, Smart'ın "galaktik aşma bölgesi" olarak adlandırdığı bir bölgede bulunuyor olabilirler.
Bu, kulağa uçuk bir hipotez gibi gelebilir ancak insanlığın mevcut teknolojik yolu ile uyumludur. Henüz 40 yıl öncesinin bilgisayarları bina boyutundaydı; ancak bugün çok daha güçlülerini cebimizde taşıyoruz. Hesaplamayı çok daha küçük ortamlara sıkıştırma eğilimlerimiz, Smart'ın nihayetinde bugünkünden çok daha güçlü sonsuza yakın küçük bilgisayarlar yaratacağımızı önermesine yol açıyor. Bu sonsuz küçük bilgisayarların nasıl yapılacağı ve çalışacağı halen teorik fizik ve bilgisayar bilimi meselesidir. Smart, atom seviyesinin altında, biyolojik bedenlerimiz içinde yaşadığımız gerçeklik düzleminden çok daha geniş bir "kullanılmamış uçsuz bucaksız ölçek" olduğuna işaret ediyor. Belki de, zamanla sanal dünyalarımızın mevcut gerçekliğimizden ayırt edilemez hale geleceğini varsaymak mantıklıdır. Yakında, bilgisayar ekranlarımızın camından İnternet'i ziyaret etmeyeceğiz, bunun yerine fiziksel bir yer olarak içinde dolaşacağız.
Sanal alanlara dalmaya devam ederken, aşma hipotezinin geçerliliği daha keskin bir odak noktasına gelecektir. Teknoloji, içinde sonsuz karmaşık gerçekliklerin bulunduğu mikroskobik bilgisayarlardan oluşan bir dünyaya doğru yöneliyorsa, bu, neden herhangi bir uzaylı komşu göremediğimizi açıklayabilir. Elbette, evrendeki yerimizle ilgili geniş kapsamlı herhangi bir teoride ortaya konulması gereken boşluklar var ve şimdilik bu spekülasyonların çoğu, sınırlı bir gerçeklik anlayışına dayalı genelleştirilmiş sonuçlar gerektiriyor. Henüz yeterli veriye sahip değiliz ve şimdilik "bilmiyoruz" rahatsızlığına alışmış durumdayız.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yıldızlararası yolculuk konusuna ilgi duyuyorsanız şu yazımızı okuyabilirsiniz: "Işık Hızına Yakın Hızlarda Yıldızlararası Yolculuğa İmkan Verebilecek İtki Sistemi: MEGA sürücü!"
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 16
- 13
- 9
- 8
- 8
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Singularity Hub | Arşiv Bağlantısı
- R. Bidshahri. Where Is Everyone? 4 Possible Explanations For The Fermi Paradox. (16 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 16 Kasım 2020. Alındığı Yer: Singularity Hub | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:40:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9545
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.