Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Bilimdeki Son Gelişmeler
Akış
İçerikler
Gündem
Entropi
Test
Böcek
Görelilik
Amerika Birleşik Devletleri
Zooloji
Ara Tür
Karar
Hayatta Kalma
Ecza
Boyut
Galaksi
Yayılım
Su Ayısı
Primatoloji
Çeşitlilik
Sıcak
Elektrokimya
Oyun Teorisi
Ornitoloji
Koaservat
Köpekbalığı
Tehlike
Cinsellik Araştırmaları
Öne Çıkan
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
Ece Müker
Ece Müker
573.7K UP
12 saat önce
SpaceX, 18 Kasım 2025’te Florida’daki Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu’ndan 29 Starlink uydusunu taşıyan Falcon 9 roketini başarıyla fırlattı. Görev, şirketin 2025 yılındaki 148. Falcon 9 uçuşu oldu ve bu görevlerin 107’si Starlink takımyıldızını büyütmeye ayrıldı.

Fırlatmadan 8,5 dakika sonra ilk kademe, “A Shortfall of Gravitas” adlı insansız gemiye iniş yaptı. Bu, B1085 kodlu güçlendiricinin 12. uçuşu ve 12. inişiydi. Roketin üst kademesi, 29 Starlink uydusunu yaklaşık 65 dakika sonra alçak Dünya yörüngesine planlandığı şekilde bıraktı.

Yeni uyduların devreye alınmasıyla aktif Starlink uydu sayısı 9.000’i aşacak. Mevcut sayı 8.979 olarak Jonathan McDowell tarafından takip ediliyor. SpaceX, yıl boyunca ayrıca beş Starship test uçuşu da gerçekleştirdi. Bu testler, tamamen ve hızlı yeniden kullanılabilir bir ağır yörünge aracı geliştirme hedefinin parçası.

Görev, SpaceX’in Starlink ağını genişletme stratejisinin bir parçası olarak devam eden seri fırlatmaların bir yenisini oluşturuyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
573.7K UP
12 saat önce
NASA, Güneş Sistemi’ni ziyaret eden yıldızlararası kuyruklu yıldız 3I/ATLAS’a ait şimdiye dek elde edilmiş en yakın görüntüleri yayımladı. Kuyruklu yıldız, 1 Temmuz 2025’te ATLAS teleskopu tarafından keşfedilmiş ve sıradışı özellikleri nedeniyle bilim dünyasında yoğun ilgi toplamıştı. Dünya, cisim Güneş’e en çok yaklaştığı 29 Ekim tarihinde yanlış konumda olduğu için gözlemler yapamamıştı; ancak Mars bu açıdan avantajlıydı.

Mars Reconnaissance Orbiter (MRO), 2 Ekim’de 3I/ATLAS’ı yalnızca 30 milyon kilometreden görüntüleyerek en detaylı veri setini sağladı. NASA’nın MAVEN aracı kuyruklu yıldızı ultraviyole dalga boylarında gözlemledi; Perseverance ise Mars yüzeyinden izledi. Bunun yanı sıra PUNCH, STEREO, SOHO, Lucy ve Psyche gibi farklı görevlerdeki araçlar da kuyruklu yıldızı kaydetti.

NASA, 3I/ATLAS’ın davranışının tamamen doğal bir kuyruklu yıldızla uyumlu olduğunu vurguladı. Cisim, Güneş Sistemi dışından geliyor olması nedeniyle bilimsel açıdan büyük önem taşıyor. Amatör gözlemciler tarafından çekilen yeni görüntüler de kuyruklu yıldızın yeşilimsi koması ve uzun kuyruklarıyla tipik bir kuyruklu yıldız olduğunu doğruluyor.

3I/ATLAS, Dünya’ya en yakın konumuna 19 Aralık’ta ulaşacak. Bu tarih, yer tabanlı teleskoplarla yapılacak gözlemler açısından en uygun zaman olacak.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
573.7K UP
1 gün önce
Altamura Mağarası’nda bulunan ve olağanüstü derecede iyi korunmuş bir Neandertal kafatasının burun boşluğu, uzun süredir devam eden bir paleontoloji tartışmasına yeni bir yanıt sunuyor. Perugia Üniversitesi’nden Costantino Buzi ve ekibi, fosilin kayaya gömülü olduğu için çıkartılamamasına rağmen endoskopik kameralarla burun boşluğunu görüntüledi ve bu görüntülerden 3D modeller oluşturdu.

Analiz, Neandertallerin soğuk ve kuru iklime uyum sağlamak için özel iç burun yapıları geliştirdiği hipotezini desteklemedi. Altamura insanının burun içi, modern insanınkiyle büyük benzerlik taşıyor ve önceki varsayımlarda öne sürüldüğü gibi Neandertallere özgü “soğuğa uyum sağlayan” anatomik özelliklere sahip değil.

Çalışma PNAS’ta yayımlandı ve yüzün öne doğru çıkık görünümünün (midfasiyal prognatizm) burun boşluğuna bağlı olmadığı, bunun yerine soy içi miras kalan özellikler, büyüme dinamikleri ve büyük vücut yapısını destekleme gereksinimi gibi faktörlerden kaynaklanmış olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar yine de Neandertal burnunun nefes verirken ısı ve su geri kazanımında oldukça verimli olduğunu belirtiyor.

Bu bulgu, Neandertal yüz anatomisinin evrimsel nedenlerine ilişkin tartışmayı önemli ölçüde netleştiriyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
573.7K UP
1 gün önce
Oxford Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir analiz, öpüşmenin insanların ve diğer büyük insansı maymunların ortak atasında 21,5–16,9 milyon yıl önce evrimleşmiş eski bir davranış olduğunu gösteriyor. Araştırma ekibi, primat soy ağacını kullanarak modern türlerde gözlenen davranışları karşılaştırdı ve bu davranışın şempanzeler, bonobolar ve orangutanlar gibi büyük maymunlarda korunarak günümüze kadar ulaştığını hesapladı.

Çalışmanın bir diğer sonucu, Neandertallerin de büyük olasılıkla öpüştüğünü göstermesi. İnsanlarla Neandertaller arasında tükürük yoluyla mikrop paylaşımının ve gen akışının belgelenmiş olması, bu davranışın tarihsel olarak iki tür arasında da gerçekleştiğini destekliyor.

Araştırma, öpüşmeyi “agresif olmayan, ağız–ağız teması ve yiyecek aktarımı içermeyen davranış” olarak tanımlayarak primat literatürünü taradı ve bu bilgiyi Bayesyen modellemeyle evrimsel şemaya uyguladı. Öpüşme fosilleşmeyen bir davranış olduğu için bu yaklaşım, sosyal davranışların evrimini dolaylı yöntemlerle anlamayı mümkün kılıyor.

Çalışma, öpüşmenin sanıldığı kadar evrensel olmadığını da vurguluyor; mevcut antropolojik verilere göre öpüşme insan kültürlerinin yalnızca %46’sında belgelenmiş durumda. Bulgular, öpüşmenin kökeninin biyolojik mi yoksa kültürel mi olduğu sorusuna yönelik gelecekte yapılacak çalışmalar için temel oluşturuyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
573.7K UP
3 gün önce
Hawaii çevresindeki sularda yaşayan kısa yüzgeçli pilot balinaların enerji ihtiyaçları ilk kez ayrıntılı şekilde hesaplandı. Araştırma ekibi, sekiz balinayı hareket, derinlik, ses ve avlanma davranışını kaydeden özel etiketlerle takip etti; ayrıca drone görüntüleriyle hayvanların boyutlarını belirledi. Bu veriler birleştirilerek balinaların günlük enerji harcaması ve bunu karşılamak için kaç kalamara ihtiyaç duydukları ortaya çıkarıldı.

Sonuçlara göre bir yetişkin pilot balinanın günde 82–202 kalamar yemesi gerekiyor. Hawaii popülasyonunun yaklaşık 8.000 bireyden oluştuğu düşünüldüğünde, bu balinaların yılda 241–591 milyon kalamar tükettiği hesaplanıyor. Derin denizlerde 1.000 metreye kadar dalan bu popülasyon, genetik olarak diğer pilot balinalardan ayrılmış durumda ve yıl boyunca aynı bölgede yaşıyor.

Derin dalışın yüksek enerji maliyeti nedeniyle balinaların besin dengesi hassas. Araştırmacılara göre gemi kaynaklı gürültü ya da okyanus sıcaklıklarındaki değişimler, av arayışını aksatarak bu enerji dengesini bozabilir. Bu tür veriler, derin dalıcı türlerin korunması için kritik kabul ediliyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Aktaran 1 hafta önce 2 dk.

Büyük Patlama’dan bir saniyeden kısa bir süre sonra, henüz atomik elementler bir araya gelmeden önce, eğer parçacıklar madde haloları hâline yoğunlaşmışsa bu haloların çökmeleri sonucunda ilk kara deliklerin, bozon yıldızlarının ve “yamyam yıldızlar” olarak adlandırılan yıldızların ortaya çıkmış olabileceği düşünülüyor. Bu sonuca, Scuola Internazionale Superiore di Studi Avanzati (SISSA) araştırmacıları tarafından; INFN, IFPU ve Varşova Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen ve Physical Review D dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma ile ulaşıldı.

Araştırmacılar, bazı kozmolojik modellerin öne sürdüğü gibi Evren’in en erken dönemlerinde kısa süreli bir “Erken Madde Egemenliği Dönemi" (İng: "early matter-dominated era")nin yaşanmış olabileceği varsayımından yola çıkarak parçacıkların birbirleriyle nasıl etkileşebileceğini incelediler. Bu etkileşimlerin, şaşırtıcı çeşitlilikte kozmik cisimlerin oluşumuna yol açabileceğini ortaya koydular. Böylece çalışma, Büyük Patlama’dan sonraki ilk anlarda bile Evren’in karmaşık ve zengin bir fiziksel fenomenolojiye sahne olabileceğini gösteriyor.

18
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 2 hafta önce 3 dk.

Yeni geliştirilen bir tedavi yöntemi, tip-1 diyabet hastalarının insülin enjeksiyonlarına olan ihtiyacını ortadan kaldırabilir.

Bilim insanları, 20 Haziran tarihli New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bir rapor ile laboratuvarda yetiştirilen pankreas hücrelerinin tek bir infüzyonu ile hastaların vücutlarının ihtiyaç duydukları tüm insülini üretebildiğini bildirdi. Tedaviden bir yıl sonra, 12 katılımcıdan 10'unun ek insüline ihtiyacı kalmadı.

32
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Damla Şahin Uçar
Aktaran 3 hafta önce 3 dk.

Mısır’ın Batı Çölü’nde, Kharga Vahası’nın kurak düzlüklerinin üzerinde yükselen kırmızı kumtaşları ve yeşil şeyller arasında, paleontologlar tarafından timsah evrimini kökten değiştiren bir fosil ortaya çıkarıldı.

The Zoological Journal of the Linnean Society dergisinde yayımlanan bu keşif, tamamı Mısırlı paleontologlardan oluşan bir ekip tarafından yönetildi. Yeni tanımlanan tür Wadisuchus kassabi, yaklaşık 80 milyon yıl önce yaşamış ve günümüzde modern akrabalarından belirgin bir şekilde farklı olan antik timsahlardan oluşan bir grup olan Dyrosauridae'nin bilinen en eski üyesi olarak kabul ediliyor.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hakan Orhan
Hakan Orhan
76.6K UP
Aktaran 1 ay önce 5 dk.

Çoğu insan için diş temizliği, günlük rutininin normal bir parçası olabilir. Peki ya bugün dişlerinizi temizleme şekliniz, yıllar sonra Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimalinizi etkileyebilecek olsa?

Gingivitis (Tür: "diş eti iltihabı") ve Periodontisis (Tür: "diş eti çekilmesi") gibi diş eti sorunlarının Alzheimer hastalığı için olası bir risk faktörü olabileceğini gösteren kanıtlar giderek artıyor. Bazı çalışmalar, Gingivitis ve Periodontisis'in on yıl veya daha uzun süre devam ederse riskinizin iki katına çıktığını bile öne sürüyor. Gerçekten de Science Advances dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, diş eti enfeksiyonuyla ilişkili Porphyromonas gingivalis (P. gingivalis) adlı bir bakteri türünün Alzheimer hastası kişilerin beyinlerinde bulunduğunu detaylandırıyor. Fareler üzerinde yapılan testler ise bu bakterinin ağızdan beyne yayıldığını ve sinir hücrelerini yok ettiğini gösterdi.[2]

38
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Berat İlgin
Aktaran 1 ay önce 5 dk.

Güneşimiz gibi başka bir yıldızın etrafındaki ilk gezegenin keşfedilmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Her yeni keşif ile bilim insanları bildiğimiz anlamda yaşama ev sahipliği yapabilecek Dünya benzeri başka gezegenler olup olmadığı sorusunu yanıtlamaya bir adım daha yaklaşıyor.

Bu dönüm noktası, ilk ötegezegenlerin bulunmasından bu yana geçen otuz yılı aşkın süredeki keşiflerin hızlanan oranını vurgulamaktadır. NASA tarafından takip edilen ötegezegenlerin (Güneş sistemimiz dışındaki gezegenler) resmi sayısı 6.000'e ulaştı. Onaylanmış gezegenler, dünyanın dört bir yanından bilim insanları tarafından sürekli olarak bu sayıya eklenmektedir, bu nedenle tek bir gezegen 6.000'inci giriş olarak kabul edilmemektedir. Bu sayı, Pasadena, Kaliforniya'daki Caltech'in IPAC'ında bulunan NASA'nın Ötegezegen Bilimi Enstitüsü tarafından izlenmektedir. Onaylanmayı bekleyen 8.000'den fazla ek aday gezegen bulunmaktadır ve NASA, evrendeki yaşam arayışında dünyaya liderlik etmektedir.

41
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close