Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Bilincin Zor Problemi ve Felsefi Zombi Argümanı: Bir Zombi Olmadığınızı Nereden Biliyorsunuz?

Bilincin Zor Problemi ve Felsefi Zombi Argümanı: Bir Zombi Olmadığınızı Nereden Biliyorsunuz?
10 dakika
8,554
Tüm Reklamları Kapat

Felsefi zombi (p-zombi), zihin felsefesi alanındaki bir düşünce deneyidir. Bu düşünce deneyinde, normal bir insandan fiziksel, sinirbilimsel ve fizyolojik olarak ayırt edilemeyecek bir "zombi" hayal edilir; ancak normal bir insandan farklı olarak bu zombinin kualia (özgün bilişsel deneyimleri) yoktur. Örneğin bir felsefi zombi de bir çiviye basacak olursa tıpkı bir insan gibi can yanması, acıyla bağırma ve çiviye basılan ayağı refleksif olarak geri çekme gibi davranışlar sergileyecektir. Ancak gerçek insanda olanın aksine, felsefi zombinin zihninde bu acıyla ilgili herhangi bir bilinçli deneyim yaşanmayacaktır. Felsefi zombiler, bir nevi, bilinci olmaksızın bilinçliymiş gibi davranan makinalar olarak tahayyül edilebilir. Felsefi zombi argümanları; materyalizm, davranışçılık ve fonksiyonelizm gibi fizikalist argümanlara karşı zihin-beden dualizmini savunmak için kullanılır.

Felsefi zombilerin ne işe yaradığını daha iyi anlayabilmek için, bilinçle ilgili temel bir sorunu daha yakından incelememiz gerekmektedir.

Bilincin Zor Problemi Nedir?

Etrafınıza bir bakın. Gördüğünüz her şey, size oldukça gerçek gelir. Cisimlerin yüzeyinden yansıyan ışık gözünüze ulaşır, retinanızda biyoelektrik sinyallere dönüşür, optik sinir tarafından beyninize taşınır ve beyniniz, gelen veriye bağlı olarak bilincinizde bir görüntü oluşur. Bu sürecin tüm basamaklarını oldukça iyi bir şekilde bilmekteyiz: Görüntü nasıl sinyale dönüşür, bu süreçte hangi hücreler rol alır, hangi tür görüntüler ne tür sinyallere dönüşür; beyinde ne, nerede işlenir ve daha nicesi...

Tüm Reklamları Kapat

Elbette beynin çalışma biçimiyle ilgili halen bilmediğimiz yığınla şey mevcuttur. Ancak bunlar, er ya da geç çözülebilecek problemlerdir. İşte bunlara bilincin kolay problemleri adı verilir. Yine de bu sizi yanıltmasın; "kolay problemler", masa başında ayaküstü çözebileceğiniz konular değildir. Bu problemler, sinirbilim gibi koskoca bir bilim sahasını on yıllardır, hatta asırlardır meşgul eden problemlerdir. Bu terim içerisinde "kolay" sözcüğünden kasıt, yeterli kaynak ve zaman verilirse çözülebilecek problemlerdir. David Chalmers gibi bazı filozoflara göre, bir de "zor" problemler vardır. Bunlar, yeterli kaynak ve zaman ayrılsa bile çözülemeyebilecek problemlerdir.[1][2]

Burada dikkat çekilen temel sorun şudur: Beynimizdeki biyoelektrik sinyaller her nasıl çalışıyor olurlarsa olsunlar (yani fiziksel/fizyolojik detayları ne olursa olsun), nasıl olup da bu nöral faaliyetinin, bilincimizde böylesi gerçekçi bir görüntüye dönüşebildiği çözülebilmiş değildir. Yani nöronlarda olan biten şeylerin nasıl bir süreçten geçerek bilince/algıya dönüştüğü net olarak bilinmemektedir - ve daha fenası, bunun nasıl olabileceğine dair hipotezler de oldukça kısıtlıdır. Yani ortada bir "açıklama boşluğu" bulunmaktadır: Nörofizyoloji müthiş bir şekilde açıklanabilir; ancak o nörofizyolojinin bilince dönüşümü konusunda neredeyse hiçbir bilgimiz bulunmamaktadır. İşte bazı filozoflara göre bu soru, ya çözümü bariz olmayan, çok çok zor bir soru ya da belki de hiçbir şekilde çözülemez bir sorudur - ve bu nedenle buna bilincin zor problemi denir.

Neden Herhangi Bir Şeyi Bilinçli Olarak Hissediyoruz?

Bilincin bu zor problemi, aslında sadece bilinç ile ilgili değildir. Burada karşımıza, evrimle ilgili çok ilginç bir soru işareti çıkmaktadır: Neden herhangi bir şeyi bilinçli olarak hissedecek biçimde evrimleştik?

Acı gibi çok basit bir hissi ele alalım. Elinize bir şey batıyor veya ateşe değiyorsunuz ve acıyla elinizi çekiyorsunuz. Ne kadar rahatsız edici bir his değil mi? Ama bunun evrimsel avantajını görmek hiç zor değildir: Bazı insanların genomundaki bazı mutasyonlar, onların acı duygusunu deneyimleyememesine neden olur; çünkü acıyı, dokunmayı veya sıcaklığı algılamalarını sağlayan sinir hücreleri düzgün gelişemez. Bu kişiler acıyı deneyimleyemedikleri için, tabanlarını delip geçen bir çiviye bastıklarında ayaklarını çekemezler veya parmakları alev alsa bile acı deneyimleyemezler, dolayısıyla ateşi görene kadar alevi söndürme yönünde bir çaba sarf etmezler. Bu, ilk etapta "havalı" bir özellik gibi gelse de çok tehlikeli bir durumdur; çünkü vücut hasarını fark etmezseniz, hasar aldığınız yerler iltihaplanabilir ve septik şoka girerek ölmenize neden olabilir. Gerçekten de bu tür hastalıkları olan kişilerin sürekli denetim altında tutulmaları ve vücutlarının sık sık baştan sona kontrol edilmesi gerekir.

Tüm Reklamları Kapat

Dolayısıyla acı hissinin evrimsel bir avantajı olduğuna şüphe yoktur. Zaten bu nedenle yüz milyonlarca yıl önce evrimleşmiş ve tüm torunlara miras kalmış bir deneyimdir. Ama bu yazımızla ilgili can alıcı soru şudur: Acıdan kaçınmak için, acıyı bilinçli olarak algılamamıza gerek var mıydı?

Şöyle düşünün: Vücudumuzda birçok biyokimyasal tepkime süregelir ve bunların birçoğunu bilinçli olarak deneyimlemeyiz. Örneğin vücudunuza hastalık yapıcı bir patojen girdiğinde, savunma sisteminiz onu ortadan kaldırır. Bu olurken bilincinizde antikorlar ile antijenler arasında bir savaş deneyimlemezsiniz. Her şey olup biter ve eğer ağır bir hastalık değilse, ruhunuz bile duymaz. Ama en ufak bir ateşe bile dokunsanız, bu acı bilincinize derhal iletilir ve siz, onu bütün gerçekliğiyle deneyimlersiniz.

Şimdi soru şudur: Bu deneyimi zihninizde yaşamadan da o acıdan kaçınamaz mıydınız? Yani evet, acıdan kaçınma refleksinin evrimsel avantajı çok barizdir, ancak acıyı bilinçli olarak deneyimlemenin evrimsel avantajı nedir?

Felsefi Zombi Nedir?

İşte burada, "felsefi zombi" kavramı karşımıza çıkmaktadır: Felsefi zombiler, bizimle birebir aynı fizyolojiye, birebir aynı sinir sistemine, birebir aynı beyne sahip olan, ancak hiçbir öznel zihinsel deneyimi olmayan hipotetik varlıklardır. Yani onlar da ateşe dokunduklarında acıyla ellerini çekerler; ancak sizden farklı olarak ateşin acısını zihinlerinde deneyimlemezler. Enfes bir Dali tablosuna siz de baktığınızda "Vay be!" dersiniz, felsefi zombi ikiziniz de baktığında "Vay be!" der; ama sizin zihninizde o tabloya bakarken deneyimlediklerinize yönelik bir zihinsel imge vardır, felsefi zombininse böyle bir deneyimi yoktur. Sadece aynı görsel uyaranlar ona geldiğinde "Vay be!" demesi gerektiğini bilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Kualia Nedir?

Aslında bu konu, daha önceden detaylıca ele aldığımız "kualia" kavramıyla ilişkilidir. Mutlaka kendinize sormuşsunuzdur: "Benim gördüğüm kırmızı ile arkadaşımın gördüğü kırmızı aynı mı?".

Bunu ilgili yazımızda ele almıştık; fakat konuyla ilgili bir hatırlatma olması için, sizden başka kimsenin deneyimleyemeyeceği deneyimlere "kualia" dediğimizi hatırlatabiliriz. Biz, sizin ne deneyimlediğinizi asla bilemeyiz. Siz de bizim ne deneyimlediğimizi asla bilemezsiniz. Benzer şekilde, her ikimiz de, ne kadar uğraşırsak uğraşalım, bir yarasanın dünyayı nasıl deneyimlediğini hayal dahi edemeyiz. Buna "nelik hissi" veya "ne olma hissi" de denir. Yani her birimiz, kendi zihinlerimiz içinde hapsolmuş haldeyiz.

Bu durumda, bu deneyimlerimizin kaynağı nedir? Neden "felsefi zombiler" değiliz de bu kadar zengin bir bilişsel deneyime sahibiz?

Dualizm vs. Fizikalizm: Bilinç, Maddeci mi, Madde Ötesi mi?

İşte bu, özünde fizikalizm, yani Evren'deki her şeyin fiziksel olduğunu savunan felsefi akım ile dualizm, yani Evren'de fiziksel şeylerle birlikte fizik-ötesi şeylerin de olduğunu savunan felsefi akım arasındaki çekişmeyi yansıtmaktadır.

Felsefi Zombi Argümanı

Beden ve ruh ikiliğini savunanlar (dualistler), şöyle bir argümantasyon ileri sürerler:[3]

  1. Fizikalizme göre bilinç de dahil Evren'deki her şey fizikseldir.
  2. Eğer fizikalizm doğruysa, fiziksel temeli bizimkiyle birebir aynı olan hipotetik her evrende, kendi evrenimizde var olan her şey, mesela bilinç, var olmalıdır.
  3. Bizim evrenimizden fiziksel olarak ayırt edilemeyecek, felsefi zombilerle dolu bir evren hayal edilebilir. Yani bu evren metafiziksel olarak mümkündür.
  4. Felsefi zombilerin bilinci yoktur.
  5. Sonuç: Zombi evrenlerdeki zombilerin fiziksel her şeyi aynı olmasına rağmen bilinçleri olmadığı için, fizikalizm yanlış olmalıdır.

Bu oldukça ilginç bir argümandır ve bugüne kadar bilincin zor problemini kabul eden birçok filozof tarafından desteklenmiştir.[4][5][6][7][8][9] Ancak argüman, genel geçer kabul görmemiştir ve birçok diğer filozof tarafından eleştirilmiştir; hatta Thomas Metzinger veya Daniel Dennett gibi bazı filozoflara göre artık tamamen çürümüş ve geçersiz bir argümandır.[10][11][12][13][14][15][16]

Tüm Reklamları Kapat

Argümana Yönelik Eleştiriler

Buradaki en temel karşı-argüman, felsefi zombi argümanının kendi kendini çürüten, döngüsel bir doğaya sahip olduğu yönündedir. Yani bu argüman, ispatlamaya çalıştığı şeyi varsayarak başlamaktadır.

Bilinci Olmayan Felsefi Zombi Olamaz

2016 yılında kaybettiğimiz büyük bilgisayar bilimci ve bilişsel bilimci Marvin Minsky'e göre eğer bir şey fiziksel olarak insanla birebir aynıysa, yani bütün parçaları birbirinden ayırt edilemezse, o zaman "her şeyi aynı olup da bilincinin olmadığından" söz edemeyiz.[17]

Bu, "bağımsız özellik" ("objektif özellik") ile "süreç içinde beliren", yani "emergent özellik" farkına işaret etmektedir. Örneğin insan beyni de bir kaya da benzer türde atomlardan oluşur. Bu atomlara sahip olmak, onların bağımsız ve objektif özelliğidir. Ancak insanın bilinci vardır, kayanınsa yoktur. Kimine göre bu, bilincin de böyle bağımsız bir özellik olmasından kaynaklanmaktadır - ki dualizmin söylediği de budur. Dualistlere göre bilinç, daha küçük parçalardan bir araya gelmez, kendi başına var olan bir özelliktir. Diğerleriyse bunu reddeder. Onlara göre, bu atomların belli bir şekilde düzenlenişi, bilinç gibi ürünleri kaçınılmaz olarak verir. Yani o atomlar her o şekilde düzenlendiklerinde bilinç de ortaya çıkmak zorundadır. Bu nedenle de "her şeyi bizimkiyle aynı olsun ama bilinci olmasın" diye bir varsayımda bulunamayız.

Tüm Reklamları Kapat

John Searle ve Çin Odası Düşünce Deneyi

Bu konu, John Searle'ın Çin Odası Düşünce Deneyi'ne de benzemektedir (ve konunun yapay zeka açısından önemini vurgulaması bakımından önemlidir):[18] Bir odada, Çince sorulan soruları kusursuz bir şekilde yanıtlayan bir yapay zeka bulunsun. Bu yapay zeka o kadar başarılı olsun ki, Turing Testi'ni kolayca geçebilsin, yani anadili Çince olan insanları bile gerçek bir insan olduğuna ikna edebilsin. Buradaki kritik soru şudur: Bu robotun Çinceyi gerçekten anladığını söyleyebilir miyiz? Yoksa sadece Çince biliyormuş gibi davranan birini simüle mi ediyor?

Aslında Searle, bu soruyu "Yapay Zeka öğrendiklerini gerçekten anlayamaz!" gibi bir iddiayı ileri sürmek için sormamıştır; sadece iki tür bilinci birbirinden ayırt etmemiz gerektiğini söylemiştir.[19] Ama işte Minsky gibi yapay zeka ve bilinç araştırmacılarına göre zaten insan da "Çince biliyormuş gibi davranan birini simüle etmektedir". Biz de minik "doğal zekalar" olarak doğup, kültürümüzde gördüklerimizi kusursuza yakın bir şekilde taklit etmeyi öğreniriz. Bu itirazcı gruba göre "anlamak" gibi yüklemler, sadece birer sözcükten ibarettir. Onlara göre "orijinalinden ayırt etmesi imkansız olan taklit" ile "orijinal olanın" deneyimlediği şeyler farklı değildir.

Hayal Edilebilen, Metafiziksel Olarak Mümkün mü?

Tabii daha felsefi temelde geliştirilen karşı-argümanlar da mevcuttur. Örneğin orijinal argümandaki varsayımlarımızdan biri, felsefi zombilerden oluşan bir evrenin hayal edilebilmesinin, otomatikman böyle bir evrenin metafiziksel olarak mümkün olduğu anlamına geldiğiydi. Ama bazı filozoflar bu temel varsayımın hatalı olduğunu tartışmaktadır.[20] Onlara göre hayal edebilmek, gerçek olma potansiyelini garanti etmez. 

Biz Zaten Felsefi Zombiyiz!

Michael Lynch'in bu konuda ilginç bir tespiti mevcuttur: Ona göre kimse, bizim felsefi zombiler olmadığımızı söylememektedir! Yani bizler de pek tabii felsefi zombiler olabiliriz ve şu anda "gerçeklik algısı" olarak deneyimlediğimiz şey tamamen hatalı bir inanç olabilir. Bu, daha önceden detaylıca ele aldığımız Simülasyon Teorisi'ne benzemektedir. Yani zombi bilinçten yoksun olabilir; ama bilincin kendisi de sahte bir özellikse, yani orijinal argüman sahiplerinin dediği gibi metafiziksel ve özel bir şey değilse, o zaman pek âlâ zombi evreninin de bir parçası olabilir. Bu da orijinal argümanın kendi kendini çürütmesine neden olurdu.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
21. Yüzyılda Konumlandırma

1 Numaralı İş Stratejisi
Şimdi Her Zamankinden Daha Önemli!

Dünyanın en çok satan,
2022 itibarıyla 4 milyondan fazla okuyucuya ulaşan,
Amazon’un en eski “Pazarlama Çok Satanlar” müdavimi Konumlandırma
şimdi temel ve yeni tüm prensipleri içerecek şekilde geliştirilmiş,
dünyadan ve Türkiye’den en güncel vakalar
eklenmiş 21. Yüzyıl versiyonuyla karşınızda…

Konumlandırma bir düşünce felsefesi olarak iş, pazarlama ve marka dünyasında bir devrim yaratmıştır.
“Konumlandırma” kelimesi, ortaya atıldığından bu yana geçen 50 yıl içinde çoğu şirketin strateji dökümanında yerini almıştır.
Ancak en önemli nokta hâlâ gözden kaçırılıyor…
Kendilerini sadece kâğıt üzerinde konumlandırıyorlar.

“Başarı, şirketiniz, markanız ya da ürününüz ile ilgili değildir…
Zihinde bir algıyı sahiplenmek ile ilgilidir.” –Al Ries

Ürününüzün rakipten daha iyi olması veya fiyatının uygun olması satın alınacağı anlamına gelmez…
Aslolan zihinde oluşan algıdır.
Zihne girmenin, bir konumu sahiplenmenin ve on yıllarca hatırlanmanın prensipleri hâlâ büyük çoğunluk için muamma.

20. yüzyılda stratejik konumlandırma prensiplerini dikkate almayanlar
bunun bedelini er ya da geç ödediler.
Rekabetin iyice kızıştığı, her türlü krizin global boyutlara ulaştığı 21. yüzyılda ise
bu prensipleri göz ardı etmenin telafisi yok.

Devamını Göster
₺180.00
21. Yüzyılda Konumlandırma
  • Dış Sitelerde Paylaş

"Zoombie" Argümanı: Dualistlerin Silahını Dualistlere Karşı Kullanmak...

Bir diğer argüman ise, zombi argümanını baş aşağı etmeyi hedeflemektedir: Eğer zombiler insan bilincinin madde ötesi olduğunu ispatlamakta kullanılıyorsa, o zaman "zoombie" diye bir yaratık uydurabiliriz.

"Zoombie"ler de bir insanın fiziksel değil de metafiziksel özelliklerine birebir sahip olsun ama bilinçleri olmasın. Yani bunlar, başta tanımladığımız zombilerin tam tersi olsun. Böyle bir şeyi hayal edebilir miyiz? Evet. Öyleyse "zoombie"lerden oluşan bir evren varsa, birebir aynı argüman silsilesini takip ederek, bilincin metafiziksel olmadığını da ispatlayabilirdik:[21]

  1. Zoombileri hayal etmek mümkünse, var olabilirler. 
  2. Zoombilerin evreninde metafiziksel her şey varken bilinç olmadığına göre, bilinç metafiziksel olamaz ve fiziksel temele muhtaçtır. 

Sonuç

Tabii ki bu argümanlar tarafları mutlak olarak ikna etmeye yetmemektedir ve bilincin tamamen maddeci bir doğada mı olduğu yoksa madde üstü bir öze mi sahip olduğu tartışılıp durulmaktadır.

Bunlar, zihin felsefesi alanındaki oldukça keyifli tartışmalardır; ancak bilincin doğasını a priori olarak, yani herhangi bir deneyime veya deneye dayanmaksızın kesin olarak tespit etmemiz mümkün değil gibi gözükmektedir. Bu konuda son sözü, hemen her konuda olduğu gibi, bilimsel araştırmalar ve deneyler söyleyecektir.

Bilim açısından bakıldığında, aslında bilincin veya herhangi bir diğer özelliğin "sadece fiziksel olması" veya "fizikötesi parçalarının da olması" hiç sorun değildir. Önemli olan, bu seçeneklerden hangisinin gerçek olduğunu objektif olarak ortaya koymaktır. Bilim bunu yaptığında, zaten gerçeği bileceğiz ve a priori varsayımlara da gerek kalmayacaktır. 

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
60
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 25
  • Tebrikler! 19
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 18
  • Merak Uyandırıcı! 12
  • Bilim Budur! 9
  • İnanılmaz 8
  • Umut Verici! 5
  • Korkutucu! 2
  • Güldürdü 1
  • Üzücü! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/04/2024 04:30:14 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11242

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Yeni Doğan
Hayvan Davranışları
Işık Yılı
Bağırsak
Virüs
Psikanaliz
Maske Takmak
Yeşil
Saldırı
Zeka
Solunum
Köpekler
Arkeoloji
Bebek Doğumu
Karar Verme
Genel Görelilik
Mistik
Epistemik
Besin
Evrim Ağacı
Ağrı
Mers
Akıl
Algoritma
Güneş
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Bilincin Zor Problemi ve Felsefi Zombi Argümanı: Bir Zombi Olmadığınızı Nereden Biliyorsunuz?. (14 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 26 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11242
Bakırcı, Ç. M. (2021, December 14). Bilincin Zor Problemi ve Felsefi Zombi Argümanı: Bir Zombi Olmadığınızı Nereden Biliyorsunuz?. Evrim Ağacı. Retrieved April 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11242
Ç. M. Bakırcı. “Bilincin Zor Problemi ve Felsefi Zombi Argümanı: Bir Zombi Olmadığınızı Nereden Biliyorsunuz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 14 Dec. 2021, https://evrimagaci.org/s/11242.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Bilincin Zor Problemi ve Felsefi Zombi Argümanı: Bir Zombi Olmadığınızı Nereden Biliyorsunuz?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, December 14, 2021. https://evrimagaci.org/s/11242.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close