Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mart 2013 4 dk.

Darwin'in ortaya koyduğu Evrim Teorisi sayesinde, yer altından çıkarılan fosillerin, günümüzde yaşayan canlıların ataları olduğunu artık biliyoruz. Ancak bu açıklamaya göre, atasal formlar ile günümüzde yaşayan formlar arasında geçişleri gözleyebileceğimiz fosiller de bulunmalıdır. En azından, ana gruplar arasındaki evrimsel geçişleri gözleyebileceğimiz fosil kayıtları bulmayı bekleriz. Bu fosillerde, hem atasal türlere ait, hem de torun (günümüzde yaşayan) türlere ait özellikler görmemiz gerekir.

Darwin'in Türlerin Kökeni'ni yazdığı zamanlarda bu şekilde çok az fosil bulunmaktaydı ve bu yüzden Darwin, açık yüreklilik ve tam bir dürüstlük ile kaleme aldığı "Teorinin Güçlükleri" başlıklı bölümünde bu geçiş fosillerinin sayısının azlığını teorisi için zorluk oluşturduğunu; ancak bu seyrekliği, fosilleşmenin çok zor olması ve çok az sayıda fosil çıkarabiliyor olmamıza bağladı.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Zişan Işık
Zişan Işık
104.0K UP
Yazar 1 gün önce 4 dk.

Zihnimizde beliren her duygu ve düşünce milyarlarca nöronun ürettiği elektriksel sinyallerin sonucudur. Düzen bakımından son derece sert, uyum sağlayabilirlik bakımından son derece esnek olan beyinde tüm bu sinyaller doğal yollarla oluşur ve nörobilimin başta gelen gözlem alanlarındandır. Geleneksel nörobilim, beynin işleyiş mekanizmalarını anlamak için bu doğal yollarla oluşmuş kodları okumaya odaklanır. Bu, beyin tarafından yazılan elektriksel bir sinyal dilinin çözümlenmesi ve deşifre edilmesine çabalayan bir çeşit kriptanaliz sanatıdır fakat modern bilim ve mühendislik ışığında bu doğal sinyaller artık yalnızca gözlem alanı olmanın ötesine geçmiş ve belirli sinir hücresi tipleri doğrudan davranışsal kontrole alınmaya hatta bazı durum ve araştırmalarda programlanmaya başlanmıştır. Bu devrimsel çalışma sahası, genellikle nöromodülasyon, optogenetik gibi "nöron kodlama" olarak adlandırılmaktadır. Bu makale, nöron kodlamanın temel prensiplerini açıklayacaktır.

Nöron kodlama, bir sinir hücresinin temel davranış ve işleyişini; ışık, kimyasal maddeler, elektrik ve genetik araçlar gibi kasıtlı bir dış müdahale ile değiştirme faaliyetlerinin tümüne verilen isimdir. Burada nörona bizzat ve doğrudan bir program yüklenerek kendi halinde doğal uyaranlara verdiği reaksiyonlar baskılanıp yeni bir komut seti ile belirli bir anda spesifik bir kimyasalı üretmeye, ateşlenmeye veya susmaya zorlanır. "Program yükleme" ifadesi ile gerçekte nöronun çeşitli girdilere verebileceği tepki ihtimali ve zamanlamasını değiştiren biyolojik müdahaleler kast edilir.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Cesaret her zaman kükremez. Kimi zaman cesaret, günün sonunda sessizce 'Yarın tekrar deneyeceğim.' diye fısıldayan sestir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
31
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Aydoğdu
Tarih ve Araştıma Mezunu 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Öncelikle merhabalar iyi formlar,

Tarih; mitlerde ve eski antik kil tabletlerinde geçen, destansı öyküler ve hikaye tarzı bir anlatım dili ile anlatılabilir. Lakin dinleyicinin ve öğrencinin, bu zor anlatım dili ile gerçekleşen anlatımla tarihi kaynakları gerçekle ayırt edemeyebilir. Bir başka sorun ise anlatıcının yani öğreticinin bu dili kullanmakta zorlanabileceğidir. Zira anlatırken pek çok süslemeler yaparak kısacık bir özeti uzun uzuna anlatması beklenmektedir.

Peki bu sıkıcılıktan nasıl kurtulunabilinir; anlatılan herhangi bir tarihi konu ile alâkalı o güne ait gerçeğe veya rivayetlere dayalı hikâyeler anlatarak dinleyicinin ve öğrencinin merakını giderebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Maksat öğrenmeye ve bilgiye aç olanı bilgiyle doyurmaktır, fıtratında olmayan bir insana zorla ve baskıyla bir şeyi ezberletmek veya alıştırmaya çalışmak pek çok filozofa göre çağ dışı bir yaklaşımdır. Saygı ve sevgiyle...

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Veli Sarıgül
Veli Sarıgül
154.3K UP
Yazar 7 Aralık 2024 50 dk.

İnsanlık tarihi savaşların, doğal afetlerin ve kitlesel ölümlerin gölgesinde şekillenerek sayısız trajik olaya sahne olmuştur. Bu olaylar yalnızca bireylerin hayatlarını değil, aynı zamanda toplumların sosyal dokusunu, kültürel yapısını ve tarihsel süreçlerini de geri dönüşü olmayan bir biçimde pek çok açıdan değiştirmiştir. Tüm bu trajedilerden geriye kalan tek tanıklar, geçmişin izlerini bugüne taşıyan ve bize döneminin ruhunu hissettiren sessiz tanıklar olan iskeletlerdir. İskeletler, bir zamanlar var olmuş hayatların, yaşanmışlıkların ve bir halkın tarihinin biyolojik bir arşivini taşır; başka bir deyişle geçmişin sesi, insanlık tarihine dair saklı kalmış pek çok gerçeği ortaya koyan birer belge niteliğindedir.

Adlî antropoloji, işte bu biyolojik arşivlerin sırlarını çözme görevini üstlenen bir bilim dalıdır. İnsan iskeletleri üzerinden, bireyin biyolojik kimliğini, yaşadığı dönemin izlerini ve yaşamına dair detayları gün yüzüne çıkarmak adlî antropolojinin en temel amacıdır. Her bir iskelet kalıntısı, geçmişin kesitlerini sunan bir nevi bulmaca parçasıdır; bu parça doğru şekilde çözülerse bir kişinin cinsiyetinden yaşına, boy uzunluğundan karşılaştığı hastalıklara, hatta yaşamı boyunca geçirdiği travmalar ve ölüm şekline kadar pek çok bilgiyi gün ışığına çıkarabilme potansiyelindedir.

29
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Çakar
İrem Çakar
3,930 UP
Çeviren 26 Ocak 2019 42 dk.

Bu makale, oy verme eyleminin mantığı ve ahlaki boyutu hakkındaki 6 temel soruya odaklanmaktadır:

6. soru, demokratik hükümet seçimine dayalı yönetim biçimlerinin, diğer yönetim biçimlerine göre tercih edilir olup olmadığına dair daha geniş bir soruyu ele almaktadır; konunun uzun bir tartışması için ve demokrasinin temellendirilmesi konusunda Thomas Christiano tarafından yazılan "Demokrasi" makalesine bakılabilir. Hangi oylama yönteminin "grup iradesini" yansıtmakta daha uygun olduğuna dair bir tartışma için Eric Pacuit'in 2011 tarihli "Oy Verme Metotları" makalesi okunabilir. Gizli oylama lehine ve aleyhine görüşler ve tartışmalar içinse Axel Gosseries tarafından 2005 yılında yazılan "Alenilik" makalesi okunabilir.

186
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Aralık 2012 22 dk.

Bu makalemizde, 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nün başrol oyuncusu ve Dünya çapında 30 milyon insanın katili, 34 milyon insanınsa tehdit unsuru olan AIDS (Acquired Immunodeficiency Syndrome: Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) hastalığının kaynağı HIV (Human Immunodeficiency Virüs: İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) isimli virüsü tanıyacağız ve bu virüsün evrim açısından önemini göreceğiz. Umuyoruz ki hepinize faydalı olacaktır. 

HIV isimli virüs ("HIV virüsü" kullanımı edebi olarak yanlıştır), Lentivirus isimli bir cinsin altında bulunan bir virüs türüdür. Esasında virüsler, zorunlu hücre içi parazitleridir. Nükleik asitleri ya (tek/çift iplik) DNA ya da (tek/çift iplik) RNA'dan oluşur. DNA ve RNA beraber bulunmaz. En içerde nükleik asit ve onu saran, koruyan, morfolojisini veren kapsid (kılıf) bulunur. Bütün virüsler kendi kapsid proteinlerini kodlarlar. Birçok kaynak tarafından "cansızlıktan canlılığa geçiş" veya "canlılık özelliği gösteren ama canlı olmayan biyokimyasal moleküller" şeklinde tanımlanır. Aynı zamanda birçok mikrobiyoloji/viroloji kaynağında da "hücresel olmayan yaşam" veya "psödo (yalancı) canlı" gibi ifadeler kullanılabilir. Ancak genetik materyallerinin bulunuyor olması, onların taksonomik olarak sınıflandırılabilmesini sağlamaktadır. Bu yüzden, onların da kendi evrimsel geçmişleri analiz edilebilmekte ve sınıflandırmaları yapılabilmektedir.

107
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 5 gün önce 9:26
Aşılama en basit tanımı ile, üretmek istediğimiz ağaçtan kesilen dal (aşı kalemi) ya da filizin, aşı yapılacak ağaca (anaç) yerleştirilerek oraya tutunmasını...
2
Yaşam Ağacı Türü
Emir Şakir
Emir Şakir
118.4K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Lüfer Balığı 10-35 cm ve üzeri boylara ulaşabilen Familyasının tek türüdür. Gümüş renkli gövdesi sarımsı alt yüzgeçlere sahip, uzun ve üstten basık sağlam bir görüntüsü vardır. Agresif bir balık olup keskin dişlere sahiptir.
6
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Eylül 2014 23 dk.

Belki şu meşhur soruyu duymuşsunuzdur: Diyelim ki bir yarışma programındasınız ve karşınızda 3 tane kapı var (üzerlerinde de 1, 2 ve 3 diye numaralar bulunuyor). Bu kapılardan bir tanesinin arkasında son model bir Bugatti Veyron, diğer ikisinin arkasında ise birer tane keçi var. Tek bir kapı seçme şansınız var ve içinizden geçen kapıyı, örneğin 2 numaralı kapıyı seçtiniz. Bu, tıpkı Türkiye'deki Var Mısın, Yok Musun? yarışmasında kendi kutunuzu seçmek gibi. O kutuda (veya kapıda) gerçekten büyük ödül olabilir; ama olmayabilir de...

Diyelim ki siz, 3 kapıdan 1 numaralı olanı seçtiniz. Sinsi sunucu, heyecanı arttırmak için sizin seçmediğiniz kapılardan bir tanesini, diyelim ki 3 numaralı kapıyı açtı. Ve tabii ki arkasında büyük ödül değil, keçi vardı. Dolayısıyla şu anda büyük ödül ya sizin kapınızda ya da sunucunun açmamış olduğu diğer kapıda... İşi daha da kızıştırmak için sunucu size şunu soruyor:

77
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Zişan Işık
Zişan Işık
104.0K UP
İnceleyen9 4 gün önce
Henry Sugar’ın İnanılmaz Hikayesi… Alışılmış kamera açıları, anlatım tarzı ve dekorlardan son derece uzak; seyirciyi şaşırtarak dikkati kendisinde toparlayan bu filmin ana karakteri, Benedict Cumberbatch’in canlandırdığı Henry Sugar. Hayatının akışını değiştirecek bir kitaba rastlayan, ardından da bu kitabı obsesif bir disiplinle takip ederek kendine neredeyse insanüstü bir yetenek kazandıran bir adam… Anderson’ın pastel renkli, teatral kadrajlarla kurduğu evrende Henry Sugar’ın bu dönüşümü, gerçeküstü bir hikâye gibi değil de sanki hepimizin ulaşabileceği, yalnızca gizli bir teknikle mümkün olan bir çabanın belgeseli gibi aktarılıyor.

Henry Sugar’ın rastladığı, Dr. Chatterjee’nin yazdığı kitap üzerinden anlatılan ve yıllarını meditasyon ile zihinsel odaklanmaya adamış bir adamın, Imdad Khan’ın, gözlerini kullanmadan görmeyi öğrenme süreci. Bu noktada film fantastik bir iddia ortaya atmıyor aslında. Tam tersine, insan zihninin alışkanlıklarla sınırlanmış kapasitesini düşündürüyor çünkü biz çoğu zaman zihin gücünü bir soyutlama gibi konuşuyoruz, film ise bunun bir kas gibi çalıştırılabilir olduğunu hissettiriyor. Odaklanma dediğimiz şeyin, doğru kullanıldığında duyuların bile sınırlarını aşabileceğini söylüyor. En azından, buna kapı aralayacak bir ihtimal sunuyor.

Imdad Khan’ın hikâyesi, bu nedenle filmin en önemli bölümü. Yıllarca süren tekrar, sessizlik ve kendi zihninin içinde kalmayı öğrenmesi… Bu, günümüzün dağınık zihninin aksine, insanın kendini toparlayabileceği bir düzeni işaret ediyor. Zihnin kendini meşgul eden kalabalık sustuğunda, uyaranlardan arındığında neler yapabileceğini sorgulatıyor.

Henry Sugar’ın bu hikâyeyi okuduktan sonra derin bir disiplinle aynı yöntemi kendine uygulaması, filmin asıl dönüşüm noktası. Henry’nin değişimi dışarıdan değil, içeriden başlıyor. O odaklandıkça, zihnindeki dağınıklığın hızla çözüldüğünü görüyoruz. Sanki zihin gerçek potansiyelini açığa çıkarmak için ciddiye alınmayı bekliyormuş.

Henry’nin bu içe doğru yolculuğu, filmi bir güç kazanma hikâyesi olmaktan çıkarıyor çünkü filmde ulaşılan yetenekten çok, o yeteneğe giden zihinsel disiplinin kendisi önemli. Henry, Imdad Khan’ın yıllarını verdiği bu yöntemi uyguladıkça, kendi hayatındaki amaçsızlığın da çözülmeye başladığını fark ediyor. Yetenek kazanmak için başladığı yolculuk, giderek kendini anlamaya dönüyor. Filmin ilerleyen kısımlarında Henry’nin edindiği bu kapasiteyi nasıl yorumladığını, neye dönüştürdüğünü, ne için kullandığını ve bu gücün ona ne öğrettiğini izliyoruz.

Sonuç olarak Henry Sugar’ın İnanılmaz Hikayesi, görsel estetiğinin çok ötesine geçerek insan zihninin potansiyeli, odaklanmanın gücü ve disiplinin dönüştürücü etkisi üzerine bir anlam inşa ediyor. Film, olağanüstü görünen bir yetenek üzerinden aslında herkesin ortak bir sorusuna dokunuyor: zihnimizi gerçekten kullanmaya kalksak neler mümkün olurdu?
9.7/10
(13 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Wonderful Story Of Henry Sugar
Yönetmen: Wes Anderson
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.7K UP
3 gün önce
Evren genel kodlarla (fizik kuralları ile) işlemeseydi düzen yerine tamamen düzensizlikten (belirsizlik) bahsederdik. Düşünün fırlattığınız bir cisim buradan kaybolup başka bir (belirsiz) yerden çıkıyor. Yada evrenin diğer bir köşesinden. 'Her duruma yada eyleme özel  fizik' tam olarak bizim için kaos demek olurdu. 
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
''Matrix - Red or Blue'' Sweatshirt

Gerçekliği sorgulamaya hazır mısın? Bilim, seçim yapmaktan geçer — kırmızı mı, mavi mi?

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Renk Bilgileri: Sweatshirt siyah olarak üretilebilmektedir.
  2. Beden Bilgileri: Stokta kalan ürünlerimiz arasından dilediğiniz bedeni seçebilirsiniz. Sweatshirt ilgili beden bilgisi almak ve ölçüleri öğrenmek için buraya tıklayınız.
  3. Cinsiyet Bilgileri: Bu ürünümüz unisex üretilmektedir ve her cinsiyete uygundur.
  4. Kargo Bilgileri: Bu ürün sipariş alındıktan sonraki 2 iş günü içinde postalanacaktır. Kargo yöntemimiz hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
  5. Yıkama/Ütü Bilgileri: Sweatshirt üzerindeki görsellerin korunması için sweatshirtlerin ters yüz edilerek yıkanması ve ütülenmesi tavsiye edilir. Siyah sweatshirtlerin en fazla 30 derecede yıkanması gerekmektedir.
  6. İade/Değişiklik Bilgileri: Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
Devamını Göster
₺1,200.00
''Matrix - Red or Blue'' Sweatshirt
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 19 Ekim 2019 13:55
Muhtemelen zaten bildiğiniz gibi boşanmalar giderek yaygınlaşıyor. Wang ve Schofer, 2018’de yaptıkları çalışmada, 1970’li yıllardan bu yana dünyada boşanma...
27
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Söz
Fazilet Toros
Fazilet Toros
112.6K UP
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
TEK FABRİKA VE YENİ DÜNYA

işleyen tek fabrika varsa budur cihanda:
Doldurulur kovanlar... Parlatılır çelikler...
Köylü, işçi bağrına taş basarken o yanda,
Çıkar günü gününe burada gündelikler.
/
Milyonlar işletiyor bu geniş fabrikayı...
Senin milyonların hep böyle ölüm dokuyan,
Ey yabanın elinden alarak okla yayı
Göğsüne kurşun sıkan, toprağına göz koyan!
/
Çıkası gözlerini koyduğun diyarların
Üstü de bir mezardır bugün, altından beter!
Bir karış toprak için saçılan milyarların
Yarısından yepyeni bir cihan kursan... yeter.
/
Bu yepyeni cihanı görmeksizin zamanlar
Kanlı bir sel hızıyla önünden aktı, durdu.
Kırk asırdır dövüşen sayısız kahramanlar
Bu cihanı, istersen, kırk yılda doldururdu!
/
Seçse de cenk toprağın en dinç oğullarını,
Günde yirmi dört saat ölüm dökse fabrikan,
Her ocak senin için kül ederken varını
Yine bulunmasa da temelinden bir yıkan;
/
Bugünkü düşünceler hazırlıyor yarını.
Kaynak: Han Duvarları/ Toplu Şiirler
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
160.6K UP
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, İzmir
📍 Yer bilgisi: İzmir
📅 Tarih ve saat: 7 Aralık 2025
🌡️ Hava durumu: Parçalı bulutlu / hafif yağışlı
🌡️ Sıcaklık: 12 °C
💧 Nem ve yağış durumu: Orta–yüksek nem
🌿 Habitat tipi: Maki+odunsu bitki örtüsü
🪨 Zemin özellikleri: Humuslu, organik maddece zengin toprak
🧭 Yön / konum: Kuzey
8
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mutlu Çatık
Mutlu Çatık
55.6K UP
1. Nesil Yazar 23 Haziran 2021 Sen de Cevap Ver

Evet, böyle bir uzunluk birimi var. İsmine "parsek" deniyor ve kısaca "pc" olarak gösteriliyor. 1 parsek 3.261630751 ışık yılına eşittir (yaklaşık 3.26 ışık yılı). Parsek, paralaksı (ıraklık açısı) 1 olan bir gök cisminin uzaklığına eşittir.

Bunun dışında "Hubble uzunluğu" denen başka bir terim de vardır. Hubble uzunluğu, bir aralık birimidir ve 13.8 milyar ışık yılına eşittir.

Tüm Reklamları Kapat

106 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Astronomi.net. Astronomide Kullanılan Uzaklık Ve Parlaklık Birimleri. (23 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 23 Haziran 2021. Alındığı Yer: Astronomi.net | Arşiv Bağlantısı
  2. Vikipedi. Hubble Kanunu. (23 Haziran 2021). Alındığı Tarih: 23 Haziran 2021. Alındığı Yer: Vikipedi | Arşiv Bağlantısı
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close