Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Emel Bayram
Emel Bayram
81.2K UP
İnceleyen10 17 Eylül 2023
Martin Eden karakterinin hayal kırıklığını iliklere kadar yaşatan yarı otobiyografik bu romanda işçi sınıfından entellektüel üst tabakaya geçmeyi hedefleyen ve sonunda başaran yazar Martin Eden’in yaşam öyküsüne tanıklık ediyoruz.Sosyal statülerin insan yaşamındaki yeri ve önemini bir kez daha sorgulatıyor âdeta bu roman.Kesinlikle tavsiye ederim.Zihin kitaplığımızda olmazsa olmazlardan bence.
Kitap
9.8/10
(100 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
20
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Mert Karagözoğlu
Çeviren 12 Temmuz 2024 58 dk.

Saha çalışması, antropolojinin en önemli uygulamalarından biridir ve diğer kültürleri yerel çevrelerinde gözlemleyerek çalışmak amacıyla uzak bölgelere seyahat etme geleneğinin takibinde ortaya çıkmıştır. Antropolojinin tüm alt alanlarında bilgi edinmek amacıyla belirli şekillerde saha çalışmaları yapılmaktadır; ancak yöntemler alandan alana farklılık gösterebilmektedir. Buna uygun olarak saha çalışmaları, günümüzde şehir antropolojisinde bir kimsenin memleketi, görsel veya dijital antropolojide internet, etnotarih veya müze antropolojisi bağlamında ise üniversite arşivleri ve müzelerde bulunan koleksiyonları da içerecek şekilde genişlemiştir.

Birçok insan, insanlık tarihinin geçmişine doğal bir hayranlık duymaktadır. Belki de bizlerden daha önce yaşamış insanların bıraktığı nesnelerde kendimizi görebilmemizden kaynaklanan bu hayranlık, geçmiş medeniyetlerin beşeri kültürel eserlerinde, tapınaklarında ve kalıntılarında kendini göstermekte; antik dönemde yaşamış insanların düşünce ve dünya görüşlerini aydınlattığımız bu yolculukta ilk adımı atmamızı sağlamakta; bazen karşımıza dev insanlar, ejderhalar ve hatta dünya dışı varlıkları içeren mitler çıkmaktadır. Bununla beraber, çağdaş arkeolojide insan geçmişini araştırmak için elbette daha az tahmine dayalı yöntemler kullanılmaktadır ve alanın temelini bilimsel yaklaşımlar ve teknikler oluşturur.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kemal Yüksel
Kemal Yüksel
132.6K UP
Yazar 6 gün önce 4 dk.

Osmanlı İmparatorluğu söz konusu olduğunda sıkça duyduğumuz bir ifade vardır: “Gerileme Dönemi.” Bu kavram hem akademik çevrelerde hem de okul kitaplarında kuşaktan kuşağa aktarılmış bir anlatının temelini oluşturur. Ancak bugün, tarihçiler arasında bu anlatı giderek daha fazla sorgulanıyor. Gerçekten bir “gerileme” mi yaşandı yoksa Osmanlı sadece değişen dünya düzenine farklı biçimde mi uyum sağladı?

17. yüzyıl, bu tartışmanın merkezinde yer alıyor. Askerî teknolojideki yenilikler, Avrupa’daki “askerî devrim” iddiaları ve Osmanlı’daki ekonomik dönüşüm… Tüm bunlar “makasın” nerede açıldığını anlamak için ipuçları sunuyor.

23
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Mart 2014 13 dk.

Bir önceki yazımızda, Hardy-Weinberg Dengesi'nin basit ama etkili matematiksel ifadesini görmüştük. Basitçe, herhangi bir gen frekansını, fenotip (fiziksel özellik) frekansını veya genotip (genetik özellik) frekansını bildiğimiz sürece, ideal ve evrimin süregelmediği bir popülasyonda diğer tüm genlerin (alellerin) frekansını bu dengenin matematiği sayesinde hesaplayabiliriz. 

Peki, bu analizi sadece evrimin süregelmediği popülasyonlarda mı yapabiliriz? Çünkü eğer öyleyse, bu Hardy-Weinberg Dengesi neredeyse tamamen işe yaramaz bir denge demektir. Biliyoruz ki var olan tüm popülasyonlar yavaş ya da hızlı bir şekilde evrimleşmektedir. Evrim mekanizmaları, ister istemez popülasyonların hepsine etki etmektedir. Dolayısıyla eğer ki sadece evrimin olmadığı popülasyonlarda işe yarıyorsa, Hardy-Weinberg'in işleyebileceği bir popülasyon bulmamız imkansız demektir. Çünkü doğada evrimleşmeyen veya evrim mekanizmalarından muaf hiçbir tür yoktur (insan bunu bir miktar kırabildiyse de, tamamen kırmaktan acizdir). 

79
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

EtkinlikKültürel Etkinlik
Okan Nurettin Okur
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce ÇevrimiçiÜcretsiz21 Kasım
Bilimler ve Sanatlar Bizi Daha Ahlaklı mı Yaptı?
21 Kasım 2025 09:00 tarihinden 21 Kasım 2025 11:00 tarihine kadar.

Ankara Felsefe Radyosu

Bilimler ve Sanatlar Bizi Daha Ahlaklı mı Yaptı?

21.11.2025 - 09.00

Konuk: Prof. Dr. Hamdi Bravo

Moderatör: Okan Nurettin Okur

Yayına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

@AnkaraFelsefeRadyosu

Devamını Göster
13
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İrem Ezra Öz
İrem Ezra Öz
28.5K UP
Çeviren 1 Temmuz 2022 3 dk.

Yapay organ üretiminde yaşanan zorluklar düşünüldüğünde, tamamıyla bir hayvan üretmek biraz abartı gibi gelebilir. Ancak yapay kalpler üzerinde çalışan araştırmacılar, tam da bunu başardılar: İnsan kalp hücresinden üretilen biyo-hibrit balık, bu alanda bir dönüm noktası. Zebra balığınınkine benzeyen hareketi gücünü kalp atışlarından alıyor. Bu buluş, bir gün sevdiğiniz birinin hayatını bile kurtarabilir!

Organ nakli donörlerinin (vericilerinin) sayısı o kadar az ki, bazı domuzların genetiği değiştirilerek insanların kullanabileceği kalpler üretmeleri sağlanıyor. Harvard Üniversitesi'nden bir ekip ise farklı bir yaklaşım benimsedi: Bu ekibin amacı, kalp kök hücrelerinden yapay kalp üretmek! Asıl hedeflerine henüz ulaşamamış olsalar da başka bir girişimde bulunarak, hücrelerden biyo-hibrit bir yapay balık üretmeyi başardılar. Böylece insana ait kök kalp hücrelerinden ilk otonom biyo-hibrit aygıtı üreten ekip, başarısını Science dergisinden duyurdu.[1] Profesör Kit Parker şöyle açıklıyor:

34
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Ağustos 2011 20 dk.

Rüyaları anlamadan önce, "uyku" dediğimiz biyolojik olayın ne olduğunu, ne zaman, nasıl ve neden evrimleştiğini anlamamız gerekiyor. Bu yazı içinde o yazımıza bir miktar referans bulacaksınız; anlam bütünlüğü açısından öncelikle buradaki yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

Rüyalar, uykulardan söz edip de değinmeden geçemeyeceğimiz bir olgudur. Dolayısıyla bu konuda bazı temel bilgilere yer verip, konu hakkındaki bazı ilginç gerçeklerden bahsetmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Rüyalar öylesine ilgi çekici, öylesine ürkütücü ve öylesine etkilidir ki, insanlık tarihinde rüyalarla ilgili anlatı ve izlere Milattan Önce 3100’lü yıllarda Sümerlerde ve M.Ö. 2000’lerde Antik Mısır’da rastlayabiliyoruz. 

178
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 19 Mayıs 2011 52 dk.

Ölüm, kendimizi bildik bileli anlamlandırmaya çalıştığımız ürkütücü bir olgudur.

Bir düşünün: Evren'in var olduğu o ilk andan, yani Büyük Patlama'dan beri geçen 13.82 milyar yıl boyunca, neredeyse 1 saniye bile var olmadık. Büyük Patlama'dan, doğduğumuz âna kadar geçen zamana dair en ufak bir anımız, bilincimiz, algımız yok; halbuki en azından son 4 milyar yıl içinde, biz doğmadan önce milyarlarca insan, hayvan ve diğer canlı türü yaşadı. Onların bilinci vardı, o dönemlerin en azından bir kısmına dair algıları vardı. Yani Evren, biz yokken de vardı!

190
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, İstanbul
En çok yaprak döken ağaçların çıplak olduğu kış aylarında görülür. Kütükler ve duran ölü ağaçların yanı sıra düşmüş dallar da dahil olmak üzere esas olarak ölü sert ağaçlarda büyür. Gözlem yapılan ağaç düşmüş bir odundur.
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Atilla Şayan
Atilla Şayan
132.8K UP
Yazar 10 saat önce 26 dk.

Bilim tarihine meraklı olanlarımızın çoğunda İskenderiye Kütüphanesi’ne dair hayal gücümüzü harekete geçiren kişi Carl Sagan olmuştur. Efsanevi Cosmos serisinin ilk dakikalarından itibaren bu muhteşem kütüphane ve bilim merkezinin nasıl yüzyıllarca ışık saçtığını dinledik. Yok oluşuyla medeniyet yürüyüşümüzün aksadığını da gördük.

Bu yazımızda, medeniyet tarihimizde önemli bir yere sahip olan İskenderiye ve Bağdat kütüphanelerinin kuruluşları, gelişimleri ve tarih sahnesine vedalarını inceleyerek her iki kurumun da tarihine ışık tutmaya çalıştık.

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 16 Ağustos 2014 2 dk.

Başlık kulağa çılgınca gelse de, ilginç bir şekilde doğru. Çoğumuz öyle düşünmeye meyilli olmasak da, internet dediğimiz şey Dünya'yı saran dev bir kablo ağından ve tüplerden ibaret. Bu kablo ağları okyanusların dibinde de yer alıyor ve arada sırada köpekbalıkları tarafından saldırıya uğruyor!

Köpekbalıklarının deniz altındaki kabloları ısırdığı gerçeğine dair veriler 1987'ye kadar gidiyor. New York Times o zamanlarda bu durumu şöyle ilan etmişti:

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen5 6 gün önce
Bu da çıktığı zamanlar izlemem gereken ama yaşamın kaosunda ancak 15 sene sonra izlemiş bulunduğum bir film. 2010 yapımı ve 2 saat uzunluğunda. Yönetmen Joseph Kosinski şu an irdelediğimde pek ödül almış birisi değil ve Top Gun: Maverick filmine kadar pek öne de çıkamamış gibi ama genel olarak yakın hissedeceğim bir figür bence. Tron da ilk filmi. Sinema anlatısının tam da devindiği bir noktada çıkarmış filmi. Hala izlemediğim Oblivion yine kendisinin. En son F1 filmini çıkarmış.

Filme gelecek olursak daha çok teknik yönden öne çıkan bir film bence ama dediğim gibi 2010 yapımı bir filmi 2025 gözünden analiz ediyorum. Dönemine göre anlatısı da gayet iyi duruyor ama ben sevgilimle izlerken sıkıldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Her şeyden önemlisi "Hiçbir metin orijinal olamaz, çeşitli fikirlerin karışımıdır." tutumundaki Roland Barthes'vari postmodernist çizgideki görüşleri bu tür filmlerle daha iyi anlıyorum. Kalıp yakalamada yetenekli bir nörofarklı olmak elimi daha da güçlendiriyor. Böylelikle te mitlerden gelen ve tekrar eden o en basitinden kayıp baba, baba-oğul çatışması, miras, simülasyon, tanrıcılık gibi birçok anlatıyı henüz konuyu okuduğumda bile anlayabiliyorum. Bu yüzden belli bir noktadaki seyircileri etkilemek için bundan daha fazlası gerekiyor. Tron'da ben bunu neredeyse hiç göremedim. Fragmana baktığımda devam filmi Ares daha çok heyecan uyandırdı bende.

Film, bir oyundan ilham alınarak dijital dünyada yaratımına başlanan bir evrende geçiyor. Bunun tanrı ve yaratılış fikriyle paralel ele alınması hoşuma gitti. Bu yönden düşündürdü diyebilirim. Dediğim gibi görüntü ve ses tekniğine daha çok yatırım var. Böyle fütüristik bir filmde olması gereken bir şey. Ses düzenlemesi alanında Oscar adaylığı kazanmış zaten. Cyberpunk ezgilerini, neon ışıklarla bezeli aksiyon sahnelerinde deneyimlemek güzel oluyor tabii ki. Jeff Bridges ve Olivia Wilde olmak üzere oyuncular da fena değil. Ben sıra gelirse izlenebilecek bir film olarak netleştiriyorum.
8.1/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : TRON: Legacy
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmetcan Yaman
Mehmetcan Yaman
256.2K UP
7 Aralık
DEHB ilaçları, DEHB olmayan kişilerde akademik başarı konusunda hiçbir işe yaramaz hatta yan etkilerinden dolayı ders başarısını azaltabilir. Lütfen ama lütfen bu ilaçları istismar etmeyin.
8
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bu soru, Evrim Ağacı Soru Botu tarafından sorulmuştur.

DNA, ya da uzun adıyla deoksiribonükleik asit, Dünya üzerinde var olan bütün canlılarda bulunan ve hepsinde kalıtsallığı sağlayan moleküldür. Yani canlılar, DNA isimli bu kimyasal maddeyi kullanarak, kendi biyolojik özelliklerinin bir kısmını veya tamamını yavrularına aktarırlar.

Her kimyasal maddenin kendine özgü bir fiziksel yapısı vardır. Deoksiribonükleik Asit (DNA) isimli kimyasal yapının fiziksel şekline ise "ikili sarmal" adını vermekteyiz; çünkü birbiri etrafına örülmüş gibi gözüken iki şerit ve bu şeriti birbirine bağlayan moleküler köprülerden oluşmaktadır. Bu yapıyı oluşturan alt birimler, nükleobazlardır (kimi zaman sadece baz da denebilir; ancak "baz" sözcüğünün kimyada anlamı oldukça geniş olduğu için bu kısa kullanım kafa karıştırıcı olabilir).

Canlı genetiğinde 4 temel baz bulunmaktadır: Adenin (A), Timin (T), Sitozin (C), Guanin (G). İkili sarmal üzerinde bir hata (mutasyon) olmadığı sürece her zaman Adenin ile Timin, Sitozin ile Guanin karşılıklı olarak birbirine bağlanır. Böylece iki sarmal bir arada tutulur. Bu 4 bazın DNA dediğimiz sarmal yapı üzerindeki dizilişi, bir canlının genetik yapısının ve fiziksel özelliklerinin ne olacağını belirlemektedir. DNA'nın yapısını görelim:

Tüm Reklamları Kapat

DNA'nın Kimyasal Yapısı
DNA'nın Kimyasal Yapısı
Bilim ve Tekno

Burada şunu vurgulamakta fayda var: DNA'dan söz ederken ders kitaplarında ve popüler bilimde sık sık havalı ikili sarmal çizimleri görsek de, direkt görüntüleme teknikleriyle bugüne kadar en yüksek çözünürlükte elde ettiğimiz DNA fotoğrafları aşağıdaki gibidir:

En yüksek çözünürlüklü DNA fotoğraflarından birisi... (2015)
En yüksek çözünürlüklü DNA fotoğraflarından birisi... (2015)
Science
DNA'nın Yüksek Çözünürlüklü AFM Fotoğrafı (2015)
DNA'nın Yüksek Çözünürlüklü AFM Fotoğrafı (2015)
AzoNano
Yüksek Çözünürlüklü DNA Fotoğrafı (2012)
Yüksek Çözünürlüklü DNA Fotoğrafı (2012)
Nanoletters
322 görüntülenme
Bu cevabın içeriği ve doğruluğu, Evrim Ağacı editörleri tarafından kontrol edilmiş ve onaylanmıştır.
7
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
105.6K UP
Uyarlayan 4 saat önce 8 dk.

Türkiye, gezegenimizin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerinden biri olan Doğu Akdeniz havzasında yer alıyor. Ülkemizin bir ucundan diğerine uzanan dağları, kıyıları ve platoları, Karadeniz'den karasal iklime kadar çok çeşitli iklim tiplerini bir arada barındırıyor. Bu coğrafi zenginlik, aynı zamanda bizi iklimsel değişimlere karşı daha hassas hale getiriyor. Gelecekte sıcaklıkların ne kadar artacağını veya yağışların nasıl değişeceğini bilmek; tarımımızı, su kaynaklarımızı ve doğal yaşamımızı korumak için hayati bir önem taşıyor.

Bu yazıda, İstanbul Teknik Üniversitesinden bilim insanlarının yürüttüğü kapsamlı bir iklim modellemesi çalışmasının sonuçlarını herkesin anlayabileceği bir dille ele alacağız. Bu çalışma, küresel iklim modellerinin genellikle kaçırdığı yerel detayları yakalayabilen, yaklaşık 12 kilometrelik yüksek çözünürlüklü bir "dijital iklim laboratuvarı" kullanarak Türkiye'nin 21. yüzyıldaki iklim geleceğini mercek altına alıyor. Küresel modeller Türkiye'nin dağlarını, ovalarını adeta "düzleştirerek" görürken bu çalışma, Torosların yağmur gölgesini veya Karadeniz'in bol yağışını çok daha gerçekçi bir şekilde simüle edebiliyor.

2
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499.7K UP
Yazar 17 Eylül 2021 7 dk.

Değer-Eylem Tutarsızlığı, insanların inançlarına ters düşecek şekilde davranmalarını içeren bir fenomendir. Yani insanlar, değerlerini desteklemeyen veya değerlerine ters düşen bir eylemde bulunduklarında, Değer-Eylem Tutarsızlığına kapılırlar. Örneğin birçok insan çevresel sorunlarla ilgilenmelerine rağmen, sorunları çözecek eylemlerde bulunmaz, yani Değer-Eylem Tutarsızlığı gösterirler.

Değer-Eylem Tutarsızlığı, yaygın bir fenomendir ve birçok alanda önemli etkileri vardır. Bu nedenle anlaşılması önemlidir. Bu makalede Değer-Eylem Tutarsızlığının ne olduğunu ve gereken durumlarda nasıl azaltılabileceğini öğreneceksiniz.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Topraksu01 Su
1 gün önce
Kadın sunnetinin 2 çeşiti vardır.Biri afrikada nufus planlaması için yapılan kadın klitoristi kesilmesidir.Bu çocukken yapılır işlem sonrası evlilik çağında cinsellikten keyif almaz.İslamda yapılan ise klitorisi kapatan uzamanın kesilmesidir bu şekilde kadının cinsellikten daha fazla keyif alması için yapılır.Bu uygulama anormal uzamalarda yapılır.Bu uygulama tıbbi olarak halen yapılmaktadır..
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Eğer ki kendimiz ile doğa arasındaki duygusal bağı kuramazsak, türleri ve çevreyi kurtarmayı da asla başaramayacağız... Çünkü biz, sevmediğimiz şeyler için mücadele vermeyen bir türüz.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
18
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

İnceleme
Arda Küçükoğlu
İnceleyen 17 Eylül
Bu kitabı ilk okuduğum zamanlarda 13 yaşlarımda idim ve yaşıma göre oldukça ağır bir kitapdı. İlk okuduğumda o yaşlarımda anlatılan şeyler çok iyi, hoş gelmişti, aslında böyle olsa dünya daha iyi bir yer olabilir mi diye düşünmüştüm ancak şimdi anlıyorum ki başından sonuna kadar kitapta iyiye dair hiçbirşey yok.
9.7/10
(59 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Brave New World
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
20
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ejder Kızıklı
Ejder Kızıklı
51.0K UP
5 gün önce
“Yapay zekâ gerçekten ‘hisseder mi?
Bu yazıda, qualia kavramının felsefi kökeninden Çin Odası deneyine, bilinç tartışmalarından Türkiye’nin yerli YZ vizyonuna kadar uzanan kapsamlı bir analiz sunuyorum.

Teknoloji ile felsefenin kesiştiği bu sınır bölgesine merak duyan herkes için.




➡️ Yazının tamamı:

https://promptkomutani.blogspot.com/2025/11/bilincsiz-zeka-yapay-zekann-qualia-ckmaz.html
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Yasin Erkmen
Yasin Erkmen
75.7K UP
Eseri Ekleyen 2 gün önce Kitap
8.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close