Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Mert Özel
Mert Özel
19.8K UP
Çeviren 6 Şubat 2017 35 dk.

YZ konusunda bilgilenmek isteme sebeplerimden biri de “kötü robotlar” kavramının kafamı her zaman karıştırmış olması. Kötü niyetli robotlar hakkındaki filmlerin hepsi tamamiyle gerçek dışı geliyordu ve gerçek hayatta YZ'nin tehlikeli olacağı bir durum nasıl olur anlamıyordum. Robotları yapan bizleriz, e o zaman neden onları olumsuz bir şey olabilecek şekilde tasarlayalım? Neden bir sürü güvenlik tedbiri eklemeyelim? Bir YZ sisteminin güç kaynağını istediğimizde kesip kapatamaz mıyız? Bir robot neden kötü bir şey yapmak istesin ki? Bir robot neden bir şey “istesin” ki? Son derece şüpheciydim. Ama sonra gerçekten zeki insanların konuştukları şeyleri duydum...

Bu insanlar buralarda bir yerde olma eğilimi gösteriyordu:

78
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Rüveyda Ayvaz
Rüveyda Ayvaz
65.1K UP
2 gün önce
Evrim Ağacı Keşif listesinde "Bir pasta yap" görevini tamamlamayı başardım! Sana bu görev konusunda yardım etmemi istersen veya bir sonraki keşfi benimle yapmak istersen yorumlara yaz!
İş birliği teklif et! Rüveyda Ayvaz'ın Keşif Listesi
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
582.0K UP
4 gün önce
ABD merkezli girişim Max Space, tek bir Falcon 9 roketiyle fırlatılabilecek Thunderbird Station adlı ticari uzay istasyonu projesini duyurdu. Yörüngede şişerek 350 metreküp hacme ulaşması planlanan istasyon, sürekli olarak dört astronotu barındırabilecek ve iki kenetlenme portuna sahip olacak.

NASA’nın Ticari Alçak Dünya Yörüngesi (CLD) programındaki strateji değişikliği sonrası hızlanan proje, yeniden yapılandırılabilir iç mimarisi sayesinde araştırma, yarı iletken ve fiber optik üretimi gibi alanlara odaklanıyor. İlk prototip görev olan Mission Evolution, 2027’de fırlatılarak modülün uzay ortamındaki dayanıklılığını test edecek.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ozan Karakaş
Ozan Karakaş
29.7K UP
Yazar 22 Aralık 2018 10 dk.

An itibariyle farkında bile olmadan olağanüstü bir iş başarıyorsunuz: Bu sayfanın arkaplanıyla renksel karşıtlık içinde bulunan birtakım simgelerin izleri retinanıza düşüyor; sinirler bu görsel veriyi retinadan alıp temporal lobda bulunan ve verinin “ne”liğine karar veren ventral yol üzerinden beynin arka kısmındaki görsel kortekse taşıyor; görsel kortekste tanınan ve tanımlanan veri, bu kez de “nerede” olduğunun tespit edileceği dorsal yoldan geçerek paryetal loba ve oradan da tümüyle (görsellik, farklı katmanlarıyla anlam, sesletim ve hatta belki etimoloji yönünden) kavranacağı, neredeyse eşzamanlı olarak da deneyimlerinizin ve düşüncelerinizin geri kalanıyla ilişkilendirileceği prefrontal kortekse iletiliyor. Neredeyse bir paragrafta açıklamaya çalıştığımız tüm bu süreç çeyrek saniyeden dahi kısa bir sürede meydana geliyor ve ortaya çıkan sonuç hepimiz için çok tanıdık: okuma.

Okumanın Tarihi isimli kitabında Alberto Manguel 1984 yılında Bağdat Arkeoloji Müzesi’nde gördüğü, üzerinde hayvanları ve “on” sayısını simgeleyen çeşitli oyuklar ve izler bulunan, insanın yazıya dair ilk üretimlerinden biri olan ve tarihte önemli bir noktayı imleyen yaklaşık altı bin yıllık iki kil tabletten bahseder ve şöyle der:

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
402.2K UP
Çeviren 4 gün önce 6 dk.

İdam cezası son derece maliyetli, tartışmaya açık ve kamplaşmaya sebep olan bir meseledir. Bu nedenle, eğer gerçekten yaşam kurtardığı gösterilemiyorsa, açıkça yürürlükten kaldırılması gerekir. Avrupa Birliği ve dünyadaki 101 ülkede zaten kaldırılmıştır. Peki idam cezası sahiden de yaşam kurtarır mı? Bu konuya dair önemli noktaları ve eldeki delilleri inceleyelim.

Kimileri idam cezasının caydırıcı olup olmamasıyla ilgili sorunun teorik bir mesele olarak tartışmaya açılabileceğini düşünüyor: Onlara göre idam cezası, diğer cezalardan daha ağır olduğuna göre, daha az cinayete yol açmalıdır. Ancak öyle görülüyor ki bu iddia modern idam cezasının kompleks yapısını büyük oranda gözden kaçırmaktadır. Öncelikle, kuramsal yaklaşım bize, devlet eliyle gerçekleştirilen infazların bir gösteri hâline gelmesinin, marjinal bireylerin kendi şikâyet ve öfkelerinin benzer bir misillemeyi hak ettiğini düşünerek aynı türden şiddet eylemlerine yönelip yönelmediğini söylemiyor. Her ne kadar başka suçlular idam cezası uygulandığından ötürü suçtan caydırılmış olsa da bu yolla önüne geçilen suçların, olası vahşileştirme etkisinden (devlet eliyle cinayetin suç işleme eğilimli kişileri vahşice düşünmeye motive etmesi) daha ağır basıp basmayacağı sorusu hâlâ ortada kalıyor.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Semih Can Aktepe
Semih Can Aktepe
3,390 UP
Çeviren 14 Ağustos 2018 14 dk.

Son 30 yılda biyolojiye olan felsefi ilginin artması, biyolojik bilimlerin aynı dönemde artan önemini yansıtmaktadır. Günümüzde birçok farklı biyoloji konusunda geniş bir literatür vardır ve bu literatürdeki çalışmaların bütününü tek bir kalemde özetlemek imkânsızdır. Bu yüzden bu yazı biyoloji felsefesinin ne olduğunu açıklamayı amaçlamaktadır. Biyoloji neden felsefe için önemlidir ya da tam tersi, felsefe neden biyoloji için önemlidir?

Biyoloji felsefesinin genel başlığı altında üç farklı felsefi sorgulama vardır. İlk olarak bilim felsefesindeki genel tezler biyoloji bağlamında ele alınır. İkinci olarak biyolojinin kendisindeki kavramsal bulmacalar felsefi analize tabi tutulur. Son olarak geleneksel felsefi sorular tartışılırken biyolojiye başvurulur. İlk iki felsefi çalışma sıklıkla gerçek biyolojinin ayrıntılı bilgi bağlamında yürütülür. Üçüncüde bu daha azdır.

78
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Discord
Yaşam Ağacı Gözlemi
Mete Han Güçlü
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Muğla
Muğla Fethiye de ofisimizin bahçesinde erkek ve dişilerin bulunduğu 5 bireylik bir aile olarak gördüm.
2
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Derya Çağatay Kayış
Blog Yazarı 13 dk.

Doğal kaynaklarımız, dünya nüfusundaki artış, denetimsiz sanayileşme, tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve dolayısıyla tüketilen malzeme miktarındaki artışla birlikte gün geçtikçe azalmaktadır.

Küresel ısınmanın olduğu çağımızda doğayı korumanın kavranması daha da önem kazanmıştır. Geri dönüşüm, en önemlisi doğal kaynaklarımızın tasarruflu kullanılması olmakla birlikte, ekonomiye olan katkısı, enerji kaynaklarının verimli kullanılmasına da olan olumlu etkisiyle desteklenmektedir. Bazı ülkeler geri dönüşümü zorunlu kılmışlardır.

10
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
115.3K UP
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 17 saat önce Sen de Cevap Ver

İlk primatlar yaklaşık 50–55 milyon yıl önce Afrika ve Avrasya’da ortaya çıkmıştır. Buna karşın Amerika kıtasında bilinen en eski primat fosilleri bu tarihten daha gençtir. Bu durum, kıtalar arasında bilinen bir kara bağlantısı bulunmadığı bir dönemde Yeni Dünya maymunlarının (Platyrrhini) Amerika kıtasına nasıl ulaştıkları sorusunu gündeme getirmiştir. Günümüzde bu soruya verilen en güçlü ve bilimsel olarak en tutarlı yanıt, Afrika kökenli trans-Atlantik dispersal (doğal sal taşınımı) hipotezidir.

Bu hipoteze göre, Afrika kıtasında Oligosen döneminde yaşayan erken antropoid primatlar, büyük nehir taşkınları ve tropikal fırtınalar sonucunda okyanusa sürüklenen doğal bitki kütleleri üzerinde Atlantik Okyanusu’nu aşarak Güney Amerika’ya ulaşmıştır. O dönemde Afrika ile Güney Amerika arasındaki mesafe günümüze kıyasla daha kısaydı ve okyanus akıntıları doğudan batıya doğru ilerliyordu. Bu koşullar, küçük vücutlu memelilerin haftalar sürebilecek bir yolculuğu biyolojik olarak tolere edebilmesini mümkün kılmıştır.

Bu açıklamanın yalnızca primatlara özgü bir varsayım olmadığı, Güney Amerika kemirgenlerinin kökeniyle açık biçimde gösterilmektedir. Kapibara, kobay ve chinchilla gibi kemirgen gruplarının atalarının Afrika kökenli olduğu hem fosil kayıtları hem de moleküler verilerle kanıtlanmıştır. Kemirgenlerin Atlantik’i aşarak Güney Amerika’ya ulaştığı bilimsel olarak kabul edildiği için, benzer ekolojik özelliklere sahip erken Yeni Dünya maymunlarının da aynı dispersal yolunu izlemiş olması makul görülmektedir (Bond et al., 2015).

Tüm Reklamları Kapat

Fosil kayıtları bu görüşü güçlü biçimde desteklemektedir. Güney Amerika’da bulunan en eski Yeni Dünya maymunu fosillerinden biri olan Branisella boliviana, yaklaşık 26 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir. Bu türün diş ve çene morfolojisi, Afrika Oligosen antropoidleriyle dikkat çekici benzerlikler göstermektedir. Özellikle premolar sayısı ve çiğneme yüzeyleri, platyrrhinelerin Güney Amerika’da bağımsız olarak evrimleşmediğini, Afrika kökenli bir soyun devamı olduğunu ortaya koymaktadır (Bond et al., 2015).

Genetik çalışmalar da bu tabloyla uyumludur. Moleküler saat analizleri, Yeni Dünya maymunları ile Eski Dünya maymunları ve insansılar (Catarrhini) arasındaki ayrımın yaklaşık 35–40 milyon yıl önce gerçekleştiğini göstermektedir. Bu ayrışma tarihinin, Güney Amerika’nın Afrika’dan çoktan ayrılmış olduğu bir döneme denk gelmesi, platyrrhinelerin Amerika’ya deniz aşırı bir yolculukla ulaşmış olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca genetik veriler, platyrrhine çeşitlenmesinin Amerika’ya ulaşımdan sonra gerçekleştiğini ve tek bir erken kolonizasyonu izleyen adaptif radyasyonla bugünkü çeşitliliğin oluştuğunu göstermektedir (Perelman et al., 2011).

Buna karşılık, geçmişte öne sürülen Kuzey Amerika üzerinden geçiş hipotezi günümüzde büyük ölçüde terk edilmiştir. Bu modele göre primatlar Asya’dan Kuzey Amerika’ya, oradan da Güney Amerika’ya yayılmıştır. Ancak Kuzey Amerika’da Oligosen veya Erken Miyosen dönemine tarihlenen hiçbir antropoid primat fosili bulunmamıştır. Kuzey Amerika fosil kayıtlarında yer alan adapiform ve omomyid gibi erken primat benzeri formlar, gerçek maymunlar değildir ve platyrrhinelerle doğrudan ata–torun ilişkisi içinde değildir. Moleküler veriler de Platyrrhini’nin Asya kökenli primatlarla değil, Afrika antropoidleriyle daha yakın akraba olduğunu göstermektedir (Kay et al., 2008).

Yeni Dünya maymunlarının Amerika kıtası içindeki yayılımı ise görece daha iyi belgelenmiştir. Panama’da bulunan yaklaşık 21 milyon yıllık primat fosilleri, platyrrhinelerin Güney Amerika’dan Orta Amerika’ya, Panama Kıstağı tamamen oluşmadan önce ulaştığını göstermektedir. Bu durum, ada zincirleri veya geçici kara bağlantıları aracılığıyla kademeli bir kuzey yönlü yayılımın mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak Yeni Dünya maymunları, Kuzey Amerika’nın daha serin ve mevsimsel iklimlerine uyum sağlayamamış ve günümüzde doğal yayılımları Meksika’nın güneyi ile sınırlı kalmıştır (Bloch et al., 2016).

Sonuç olarak, paleontolojik, moleküler ve biyocoğrafik veriler birlikte değerlendirildiğinde, Yeni Dünya maymunlarının Afrika kökenli antropoid primatlardan türediği ve Atlantik Okyanusu’nu doğal sal taşınımı yoluyla aşarak Güney Amerika’ya ulaştığı görüşü bilimsel olarak en güçlü açıklama olarak kabul edilmektedir. Bu olay, memeli evriminde nadir görülen ancak derin evrimsel sonuçlar doğuran dispersal örneklerinden biri olarak değerlendirilmekte ve primat evriminin biyocoğrafik karmaşıklığını açık biçimde ortaya koymaktadır.

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Esat Kudret
Esat Kudret
733.7K UP
İnceleyen 2 gün önce
Dinler özelinde, inanma tercihinin değil fakat bu tercihe vesile olan öncüllerin ve ardılların bilme tartısından muaf olmadığının, olamayacağının cisimleşmiş adıdır Turan Dursun.
Din Bu, Kulleteyn gibi kitaplarının yanı sıra “Kutsal Kitapların Kaynakları” da dinlerin geniş tanımlı (toplumsal) evrimden muaf olmadığının belgeleridir. Hem de işin mutfağından ve olaya vakıf bir eski imam ve müftü olarak…
Önyargısız ve gerçekten hakikati anlamak derdi ile okunduğunda, (İnançlı olanlar için) inanma tercihimizin önemsizleşmesinin aksine bu tercihimizin daha bir özümüze ve toplumsal evrimimize yaraşır şekilde yeniden inşa olduğuna kani olacak ve inanç sistemlerinin hemen hemen (pratiklerinden bağımsız olarak) hepsinin ana hedef olarak ortaya koyduğu fakat vitrinde tuttuğu iyi-güzel ve doğrunun o vitrinden çıkıp hayata kök salışına tanık olacaksınız. Sevgiyle…
9.2/10
(33 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 14 Şubat 2019
Yaşayan herkes ölür. Ancak her ölen yaşamamıştır.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
18
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close