Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Eşey
Genler
Evrim Ağacı Duyurusu
Yeşil
Asteroid
Beslenme Bilimi
Kalıtım
Sendrom
Kanser
Dağılım
Ağrı
Nöronlar
Deniz
Sars
Ara Tür
Renk
Embriyo
Tür
Periyodik Tablo
Hukuk
Ortak Ata
Carl Sagan
Evrimsel Tarih
Hayatta Kalma
Kanser Tedavisi
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler

Bitkiler Alemi, sanılanın aksine oldukça heyecan verici bir alemdir. Bitkiler ve özellikleri üzerine araştırmalar yapmaya başlayan birinin, gezegenimizin bu sessiz sakin nöbetçilerine hayran kalmaması mümkün değildir. Bitkiler, özellikle de ağaçlar, her ne kadar etliye sütlüye karışmayan, sabit ve hareketsiz "direkler" gibi gözükseler de, evrimsel süreçte özellikle yer değiştirme konusundaki kısıtlarından ötürü son derece dahiyane adaptasyonlar geçirmek zorunda kalmışlardır. Evrimin gücünü görmek için insan zekasına bakabileceğiniz gibi, bitkilerin hayatta kalma stratejilerine de rahatlıkla bakabilirsiniz. Örneğin fındık üreten bazı ağaçlar, her sene fındık üreterek üremek yerine bunu 2 senede bir yaparlar. 1 sene hiçbir tohum üretmezler, ertesi sene inanılmaz fazla sayıda üretirler; öyle ki ağacın altı yürünmez hale gelir. Bunun sebeplerini inceleyen bilim insanları, şaşırtıcı bir gerçekle karşılaşmışlardır: tohumların bol üretildiği senelerde, bu tohumlardan beslenen hayvan sayısında hızlı bir artış yaşanırken, üretilmeyen senelerde söz konusu kemirgenler ve onlarla beslenen diğer canlıların sayısında ve üreme becerisinde kritik bir düşüş yaşanmaktadır. Bir diğer deyişle bitkiler, çevrelerindeki ekosistemin dengelerini tohum üretim yıllarını belirleyerek kontrol altında tutmaktadır! 

Anlayacağınız bitkilerde, hayvanlar kadar aktif olmasalar da, sabit bulundukları noktadan en etkili şekilde işlev görebilmek için akıl almaz yöntemler evrimleşmiştir. Lisede umursamazca gördüğümüz iletim demetlerini incelemek bile insanı şaşkına çevirebilir. Çünkü örneğin yaklaşık 120 metre uzunluğunda olan Kaliforniya sekoyası (Sequoia sempervirens), kökten en yüksekteki bölgelere bile su ve mineral taşıyabilmektedir. Bizler, en fazla 2 metre olsak bile ayakta 10 dakika tamamen hareketsiz dursak kanın iletiminde zorlanırız ve ayaklarımız karıncalanmaya başlar. Bahsettiğimiz sekoya ise 1200 ile 1800 yıl boyunca yaşayabilir ve bu sürede sürekli olarak iletim yapabilir. 

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat

Diyelim ki hayatınızla ilgili veriler toplamayı seven birisiniz ve içtiğiniz kahve miktarını gün gün takip ediyor, notlar alıyorsunuz. Ayrıca, işe gitmek için harcadığınız süreyi de her gün ölçüyor ve not alıyorsunuz (veya akıllı telefonunuz bunu sizin için yapıyor). Aradan 3 ay geçtikten sonra, hayatınızla ilgili topladığınız verilere dönüp baktığınızda, ilginç bir gerçekle karşılaşıyorsunuz: Kahve içme miktarınız arttıkça, trafikte geçirdiğiniz süre de artıyor! Hmm, demek ki kahve içmenizi azaltarak, trafikte kaldığınız süreyi azaltmanız mümkün!

Yukarıdaki paragrafta sondan ikinci cümlede ("Kahve içme miktarınız arttıkça, trafikte geçirdiğiniz süre de artıyor!"), bir korelasyon (ilişki) ifadesi mevcut. Eğer ki veri toplama yönteminizde bir hata yoksa, yani yanlış ölçümler yapıp, yanlış notlar almadıysanız, tartışmasız bir gerçekten söz ediyorsunuz demektir: Kahve miktarınız ile trafikte geçirdiğiniz süre koreledir (ilişkilidir). Bu ölçüm, başlı başına bir gerçektir ve ek bir kanıtı gerektirmez (tabii daha fazla veri toplayarak, bu ilişkinin ne kadar güçlü olduğunu daha iyi tespit edebilirsiniz).

98
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
3 dk.
Halim Yusuf Pilavcı
Blog Yazarı

İnançsızlığımın Yapı Taşları Neden inanmıyorum? İnancımı kaybetmemde ya da gerçeği görmemde büyük rol oynayan şey, Kur’an’ı araştırmak ve kafama takılan konuların üzerine gitmek oldu. Mesela ilk takıldığım, yani mantığımın reddettiği konu, bir ayette "balçıktan yaratıldığımız" ifadesinin geçmesiydi; başka bir ayette ise Tanrı’nın "yoktan var ettiği" söyleniyordu. Kendi kendime düşündüm: Ben bir tanrı olsam ve bir varlık yaratacak olsam, "yoktan var ettim" dedikten sonra "bir maddeden oluştunuz" demezdim. Çünkü mantıksal bakarsanız bu, gerçekten mantık dışı bir şey olur.

Daha açık anlatacak olursam, bir şeyi yoktan var etmek düşünsel bir ütopyadır; hiçbir şey yokluktan var olmamıştır ve bir evresi vardır. Bu evreyi balçık, yani çamur olarak kabul edelim, ama ardından "yoktan var ettik" diyen bir ayet geliyor. Mantığım bunu reddetti, çünkü dünyanın en dürüst kitabı olarak adlandırılan Kur’an’ın, kendi içinde çeliştiğini görüyorum. Bu yüzden Kur’an’a inancımı, doğruluğuna olan inancımı kaybettim. O günden sonra Kur’an, benim gözümde İncil, Zebur ve Tevrat’tan farksız oldu; bir topluluğun kurgusal, destansı içerikler sunduğu bir kitap olduğunu düşündüm. Bir dönem Kur’an’ın değiştirilmiş olduğunu düşündüm.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
  • Dış Sitelerde Paylaş
Emre Ertürk
Emre Ertürk
29K UP
Çeviren

~Georgiev ve ark.

İnsanlar arasındaki ölümcül şiddet örüntülerinin anlaşılması, erkek ve dişi arasındaki bazı önemli cinsiyet farklılıklarını anlamayı gerektiriyor. Dünya üzerinde cinayet suçlularının %95'ini; kurbanların ise %79'unu erkekler oluşturmaktadır. Ölümcül şiddetle ilgili cinsiyet farklılıkları her kıtada, her tipteki toplumda, avcı-toplayıcılardan büyük ulus devletlere kadar, dikkat çekici bir tutarlılık gösteriyor.

102
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster

The Information, OpenAI'nin kod adı "Orion" olan bir sonraki büyük dil modelinin beklenenden çok daha küçük performans artışları sağladığını bildirdi.[1] GPT-4 ve Orion arasındaki kalite iyileştirmesi, GPT-3 ve GPT-4 arasında gördüğümüzden çok daha az olacak gibi...

Dahası, The Information'ın kaynaklarına göre Orion, programlama gibi alanlarda selefi GPT-4'ü istikrarlı olarak da geçemiyor ve yalnızca dil yeteneklerinde gelişme gösteriyor. Modelin veri merkezlerinde çalıştırılması da önceki sürümlere göre daha maliyetli olacağa benziyor.

32
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Nilüfer Tek
Nilüfer Tek
82K UP
Çeviren

Laboratuvar koşullarında gerçekleştirilen bir deneyde, bir karınca türünün ilk kez olağanüstü bir şekilde alet kullanımına adapte olabildiği gözlendi.[1] Önlerine, içinde şekerli su bulunan küçük kaplar konan karıncalar, su yüzeyinde durarak beslenebiliyordu; ama araştırmacılar yüzey gerilimini azalttığında, kum tanelerini kullanarak kurtulmayı başardılar. Wuhan'daki Huazhong Tarım Üniversitesi'nden ve araştırmanın baş yazarlarından Dr. Aiming Zhou şöyle diyor:

Kum yapıları o kadar verimliydi ki, karıncaların beş dakikada kaptaki şekerli suyun yarısını çekebildiği gözlendi.

37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Altuntaş
OKUR-YAZAR

Erkeklerin saçlarını kadınlara oranla kaybetme olasılıkları daha yüksektir, ancak saç incelmesi, saç dökülmesi aslında her iki cinsiyeti de etkileyen ve her ikisi için de az ya da çok moral bozucu olan bir durumdur. Saç dökülmesinin arkasında tek bir neden yoktur. Nedenler basit ye geçici (örneğin vitamin eksikliği) olabileceği gibi, altta yatan başka bir sağlık sorunu gibi daha karmaşık bir durumda olabilir.

Neyse ki, hem kadınlarda hem de erkeklerde saç dökülmesini tedavi etmenin birçok yolu vardır. Bazı yaygın ve çok yaygın olmayan nedenleri ve bu konuda neler yapabileceklerini bu yazımızda bulabilirsiniz.

1- Aşırı Stres veya Hastalık Sebebiyle:

Tüm Reklamları Kapat

Stres veya bazı hastalıklar (şu anda COVID-19 dahil) saç dökülmesine neden olabilir.

Stresin neden olduğu aşırı saç dökülmesinde telojen effluvium adı verilen bir dökülme meydana gelir. Telojen effluviumun başka birçok sebebi olsa da en önemli sebeplerinden bin strestir. Vücudumuz zihinsel stresi fiziksel stresi algıladığı gibi algılar ve vücuttaki herhangi bir dramatik stres saç büyümesinin durmasına neden olabilir. Saç büyümesi durduğunda bir süre sonra dökülür. Özellikle, vücut stresli olduğunda, kortizol hormonunu serbest bırakır, bu da saç folikülünü etkileyebilir ve saç dökülmesine neden olabilir. Bu dökülme tipik olarak stresli bir olaydan en az 3 ay sonra gerçekleşir.

Tabii ki, stresin önlenmesi, strese bağlı saç dökülmesini önlemenin en kolay yoludur. Ancak bu her zaman kolay bir şey değildir. Herhangi bir saç dökülmesi yaşarsanız, dermatologunuza danışmak akıllıca olacaktır. Saç dökülmenizin stresle ilişkili olduğunu belirlerse, dermatoloğunuz saçın tabanındaki saç folikülü etrafındaki kan dolaşımını iyileştiren bir vazodilatatör olan minoksidil adlı bir tedavi önerebilir. Bu ilaç, kaybettiğiniz saçların geri büyümesine yardımcı olmak için kullanır. Ayrıca sabırlı olmak önemlidir.[1]

Kaynaklar

  1. Uzm.Dr.Gülay Oğuz. Aşırı Stres Veya Hastalık Sebebiyle Saç Dökülmesi. (20 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 26 Ocak 2023. Alındığı Yer: Ersoy Hastanesi | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Seray Soysal
Seray Soysal
25K UP
Yazar

Bugün anladığımız anlamıyla bilim yapma ve düşünme biçiminin sistematik en eski örneğini Aristoteles'te buluruz. Eleacı aşkınlığın ve Miletçi mekanizmin karşısında durmuş ve onları, asıl işlediği alanlarda kullanarak, kendi dönemi için benzersiz bir kavrayış sunmuştur.

"Biyoloji" terimi Aristoteles için belki bir anlamda anakronik bir kullanım olabilecekse de, "anatomi" bizzat kendisinin de kullandığı bir kelimedir. Şaşırtıcı olmayan bir biçimde bu sözcüğün kullanımı, bugünkü anlamından daha farklı bir bağlamdadır: “Anatomi”, Grekçe anatomē (ἀνατομή/dissection) kökünden gelir ve bugünkü karşıladığı anlamdan farklı olarak, canlılığın genel olarak yalnızca değişmez sabitlerini incelemeye değil, araştırmacının uygulamalı bir biçimde incelediği beden üzerinde etkin bir işlemde bulunması anlamına da gelir.[1] Yine de bizim bugünkü kullanımıyla biyolojinin alanı öylesine geniştir ki Aristoteles'in hayvanlar hakkında yazdıklarını da kolayca niteleyebilir.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Şule Ölez
Uyarlayan

Fosiller, evrim tarihini keşfetmenin en heyecan verici yöntemlerinden birisidir. Bugüne kadar keşfedilen on binlerce fosil, evrim tarihindeki birçok detayı aydınlatmakla birlikte, istisnasız olarak her biri, evrimsel biyolojinin öngörülerini doğrulayacak kanıtlar olarak kayda geçmiştir. Bu açıdan evrimsel biyoloji ile, fosilleri gün yüzüne çıkan paleontoloji ve antropoloji arasında çok yakın bir ilişki olduğu söylenebilir. Evrimsel biyoloji, türlerin tarihini aydınlatma konusunda bakmamız gereken detaylar açısından yön gösterir, paleontoloji ve antropolojinin çıkardığı fosiller, evrimsel öngörüleri sınamak adına bu potansiyel fosilleri arar ve bulur. Tabii ki fosil araştırmalarının tek amacı evrimsel geçmişi aydınlatmak değildir; türlerin biyolojisine, fizyolojisine, anatomisine yönelik birçok detayı keşfetmemizi ve bir yerde "kendimizi daha yakından tanımamızı" da sağlar.

Dünya’nın yüzeyi sabit gibi görünse de geçen 4,6 milyar yıl içerisinde ciddi ölçüde değişmiştir. Dağlar oluşmuş ya da aşınmış, kıtalar ve okyanuslar kaymış ve Dünya kimi zaman çok soğuk ve tamamen buzlarla kaplı kimi zaman da daha sıcak ve buzların yok olduğu dönemler geçirmiştir. Bu değişiklikler o kadar yavaş gerçekleşir ki bir insanın yaşamı boyunca fark edilemezler, ancak şu anda bile Dünya’nın yüzeyi hareket etmekte ve değişmektedir. Bu değişiklikler olurken, organizmalar evrim geçirmiş ve bazılarının kalıntıları fosil olarak korunmuştur.

136
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kara delikler Eskiden Bilenen Evrendeki Bilinen yıldızların kendi içine çökmesi sonucu olan Sonsuza yakın Kütlesi olan yıldızlardı, tabi burda sonsuzluktan kastımız bizim soyut olarak algıladığımız kısımmı yoksa kütlesinin bir sonu varda bizmi kütleye sonsuz diyoruz, gibi gibi ama mesele bu değil. Asıl Olay Modern Fiziğin Kanunları altında yaşayıp Ölmek ve sonuç olarak bilinen evrendeki kurallara aykırı bir fenomen olmak. Sorun bu işte örnek olarak şunu dersem iyi anlarsınız belki; Denklemin Köklerini Biliyorum Ama cevabını bilmiyorum kökleri x1 x2 olsun bunları topladığım vakit bana cevabı vermesi gerekiyor - Ama insan oğlunun Göreceli Rakamları Göreceli Düşünüceleri Ne kadar doğru bilemeyiz- kökleri topladığım vakit bilinen yasalar adı altında bir sonuç çıkması gerekiyor değilmi? Çünkü insan oğlu bu zamana kadar her ney yaptıysa hepsini bu mantık üzerinden yaptı ama tahmin et ne oldu kökleri topladık ve bilinen evrenin yasalarına aykırı bilinmezlikler kapısı çıktı sonuç olarak bu nasıl oluyor? Asıl hata bizdemi bizim göreceli yaklaşımımızdamı? Bizim Denklemi Kurma yaklaşımızıdanmıdır? Çünkü bu zaman kadar bilinen evrendeki birçok olayı açıkladık ama neden bu olayı bu denklemlere açıklayamıyoruz? bunu hiç düşündükmü? Albert Enistenın Şu sözü geliyor; Tanrı gibi düşün...
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Evrim Ağacı
Çeviren

Sadece 72 saat içinde görme yeteneğimi tamamen kaybettim, ellerim ve ayaklarım sanki bir buzla kaplanmış gibiydi. Karanlığın içine hapsolmadan önce, bilinmeyen bir virüsün sebep olduğu ciddi baş ağrıları ve terlemeyle yatağa düştüm. Bağışıklık sistemim virüse karşı koymaya çalışırken, kendi sinirlerime saldırarak görüş ve hareket kaybıma sebep oldu ve kontrolden çıktı - yani biyolojik savunma sistemim tarafından alaşağı edildiğim söylenebilir.

Kör oluş sürecim yıkıcıydı. Sadece duyularımı değil, geçim kaynağımı da kaybetmiştim. Televizyon yapımcısı olarak, görme yetim benim işimdi, bu yüzden yeniden görmeyi umutsuzca istiyordum. Birkaç hafta sonra, bacağımdaki ve ayağımdaki bazı hareket kabiliyetlerini ve normal duyuları yeniden kazanmıştım ama görüşüm hala başlı başına bir problemdi.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Fatma Nur İnakçı
İnceleyen8
Dünyayı gerçekten ardında bırakabilir misin? Ama asıl mesele şu: Bırakmayı hak ediyor musun?
Filmdeki şifreli detaylar öyle zekice yerleştirilmiş ki izlerken her bir sahnede başka bir ipucuyla karşılaşıyorsunuz. Özellikle karakterlerin verdiği kararların altında yatan gizli bağlantılar ve arka planda beliren semboller izleyiciyi sürekli tetikte tutuyor. Bir sahnede gökyüzündeki yıldızlar arasında beliren bir form başka bir sahnede evin içinde çalan bir melodinin çözülmesi gereken bir mesaj taşıması... Bunlar tesadüf değil filmin bize anlatmaya çalıştığı çok daha büyük bir hikayenin parçaları..
Filmde birkaç kez gökyüzüne odaklanılıyor ve bu sahnelerde sıradan yıldızların veya bulutların ötesinde bir şeylerin olduğu ima ediliyor. Bu anlarda gökyüzü bir tür mesaj taşıyor gibi hissettiriyor bize. Filmde aynı zamanda filmin yapımcısı olan Barack Obama’nın sesine de rastlıyoruz. Eğer derin bir film izlemek, biraz sarsılmak ve insanın aslında kim olduğunu sorgulamak istiyorsanız bu film tam size göre. İzledikten sonra kafanızda bir şeylerin değişeceğine eminim. Mutlaka izleyin!
5.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Leave the World Behind
Yönetmen: Sam Esmail
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
10
4 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Las Campanas Gözlemevi Üzerindeki Undulatus Bulutları

Bu bulutlara ne olmuş böyle? Bu uzun ince bulutlar, ilk bakışta dünyaca ünlü bir gözlemevini işaret ediyor gibi görünseler de olay aslında bundan ibaret değil. Bulutların bu denli keskin bir şekilde birbirlerinden ayrılmalarının nedeni, Dünya'nın alt atmosferinde gerçekleşen etkileyici periyodik hava akımlarının tesadüfen üst üste binmesidir. Bir Asperitas bulutu türü olan Undulatus bulutları, genelde havadaki opak su damlacıklarının yoğunlaşmasına neden olacak kadar soğuk zirvelerde oluşur. Bu manzarayı çerçeveleyen panorama ise geniş açılı yapısı nedeniyle bulutların tepe üzerinde birleştiği yanılsamasına yol açıyor. Üstelik bu tepede gerçekten Şili'nin Atacama Çölü'nde yer alan ve Carnegie Bilim Enstitüsü'ne (CIS) ait olan dünyaca ünlü Las Campanas Gözlemevi bulunuyor. Bir hayli uzaktaki gözlemevine daha dikkatli bakıldığında ise çift hâlindeki 6,5 metrelik Macellan Teleskopları görülebiliyor. Eylül ayının sonlarında meydana gelen bu etkileyici manzara her ne kadar tesadüfi bir şekilde gerçekleşmiş olsa da hızlı düşünen bir fotoğrafçı, telefonunu kullanarak bu fırsatı değerlendirip anı ölümsüzleştirmeyi başarmış.

19 Kasım 2024 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Copyright: Yuri Beletsky (Carnegie Las Campanas Observatory, TWAN); h/t: Alice Allen
Çeviren: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close