Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ozan Zaloğlu
Ozan Zaloğlu
313.6K UP
Çeviren 12 Temmuz 2017 1 sa.

Yaşam nasıl başladı? Bundan daha büyük bir soruyu hayal etmek bile güçtür. İnsan tarihinin büyük bir kısmında, insanların büyük bir kısmı "tanrı yaptı" şiarının bir versiyonuna inanmıştır. Bunun haricindeki hiçbir açıklama olası görülmemiştir. Bu, artık doğru değil. Geride bıraktığımız asırda birkaç bilim insanı yaşamın nasıl başladığını aydınlatmaya çalıştılar. Hatta laboratuvarlarında "Yaratılış" anını yeniden canlandırmaya çalıştılar: Amaçları; sıfırdan, yepyeni bir yaşam yaratmaktı. Şu ana kadar bunu başarabilen olmadı; ancak bu denemeler sayesinde çok fazla yol kat ettik. Günümüzde yaşamın başlangıcı üzerinde çalışan birçok bilim insanı doğru iz üzerinde olduklarından eminler - ve hatta bu iddialarını destekleyecek deneysel kanıtlara da sahipler.

Bu makalemizde okuyacağınız, bizlerin nihai kökenini keşfetmeye yönelik hikayemizdir. Takıntının, mücadelenin ve zeka dolu yaratıcılığın bir hikayesidir. Bu hikaye içerisinde, modern bilimin en büyük keşiflerinden bazılarıyla karşılaşacaksınız. Canlılığın başlangıcını anlama çabası, insanları gezegenimizin en uç köşelerine göndermiştir. Bazı bilim insanları bunu yaptıkları için "şeytan" olarak görülmüş, bazı diğerleri ise baskıcı totaliteryen devletlerin gölgesi altında araştırmalarını sürdürmek zorunda kalmıştır.

210
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taner Beyter
Taner Beyter
399.9K UP
Yazar 5 gün önce 13 dk.

Her yıl en az 60 milyar hissedebilen canlıyı (yüz tanıyan, rüya gören, sosyalleşen, bir dereceye kadar akıl yürütebilen, acı kaynağından kaçan ve çığlık atan, iletişim kuran, sosyalleşen, favori oyun ve yemeği olan) yemek için öldürüyoruz. Bunların çok büyük bir kısmının fiziksel ve psikolojik acı çektiği açıkça görünüyor. Yalnızca tabağımızda yemek olarak değil; kıyafet, kozmetik, yarışlar ve sirkler, deneyler vb. birçok alandaki hayvan kullanımı modern toplumların temel mekanizmasının çekirdeğinde yer alıyor gibi duruyor. Bu ahlaken tartışmaya değer bir mesele ki bundan ötürü felsefecilerin uygulamalı etik başlığında en çok tartıştığı konu başlıklarından biri hayvan hakları olmaya devam ediyor.

Hayvan hakları meselesi; ahlak felsefesi, hukuk, bilişsel bilimler, psikoloji, dinler tarihi, antropoloji ve daha birçok entelektüel alanla temas eden ve ilk bakışta görüldüğünden çok daha kapsayıcı, belirleyici ve mühim olan bir konuma sahip. Bu nedenle hayvan hakları ve etiğine yönelik kitapları okuyarak bu konuda daha fazla bilgilenmek son derece önemli.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 33:57
Büyük Patlama, modern kozmolojik teoriler ışığında, maddenin aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan genişlemesi sonucu Evren'imizin oluşmasını mümkün kılan...
7
Pedram Türkoğlu
Yazar 25 Temmuz 2018 7 dk.

Süha Derbent'in Evrim Ağacı'na katkı sağladığı muhteşem dağ gorili (Gorilla beringei beringei) gözlemlerinden birkaç tanesine tanıklık ediyorsunuz! Kendileri, Orta Afrika'nın doğu kesimlerinde fotoğraflandı.

Şempanze ve bonobodan sonra insanlara en yakın (%98 DNA benzerliği) olan ve aynı zamanda yaşayan en büyük primatlardır. Geniş vücutları, uzun kolları ve büyük kafaları ile karakterize iri insansı maymun (ape) türüdür. Burunları yassı ve burun delikleri (nostril) geniştir. Yüzler, eller, ayaklar ve göğüsler kılsızdır. İnsanlar gibi kompleks bilişsel yeteneklere sahiptirler. Bu konu hakkındaki kapsamlı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Öyle ki alet kullanma, karar verme, düşünme, kin tutma, gülme ve hatta dini ritüeller içeren davranışlar sergilerler. O kadar ki Koko isimli meşhur batı gorili, işaret dili öğrenerek insanlarla iletişim dahi kurabiliyordu.

65
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sibel Özkan
Sibel Özkan
157.4K UP
Yazar 4 gün önce 8 dk.

Basit şeyler bazen şaşırtıcıdır. Matematik, öyle büyüleyicidir ki son derece basit gibi görünen bazı problemler, onlarca yıl boyunca en azılı matematikçiler tarafından bile çözülemeyebilir. "Collatz Problemi" de basit görünen ancak insanların içinde kaybolup gittiği problemlerden biridir. O kadar kaotik ve öngörülemez nitelikte sayı dizileri üretir ki çözülemez veya karar verilemez bir bilmece olduğu söylenir. Bazı uzmanlar bunu bir siren şarkısı veya bir bataklık olarak görürler ve sadeliğiyle baştan çıkaran bu problem için amatör ve genç matematikçileri, bu problemden uzak durmaları konusunda uyarırlar.

Matematikçi Jeffrey Lagarias'a göre, sayı teorisyeni Shizuo Kakutani, Soğuk Savaş sırasında Yale Üniversitesindeki herkesin yaklaşık bir ay boyunca bu problem üzerinde çalıştığını ancak hiçbir sonuç alınamadığını söylemiştir. Kakutani, benzer durumu Chicago Üniversitesinde de yaşayınca bu sorunun matematik araştırmalarını yavaşlatmak için komplo amaçlı ortaya atıldığı esprisini yapmıştır.[1]

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Karanlıktan korkan bir çocuğu anlayışla karşılarız. Trajedi, aydınlıktan korkan yetişkinlerdir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
33
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499.7K UP
Yazar 30 Eylül 2021 12 dk.

İnanç Önyargısı, insanların bir argümanın sonucuna varırken argümanın içeriği ve yapısını düşünmek yerine önceden var olan bilgi ve inançlarına fazlasıyla güvenmelerine neden olan bir bilişsel önyargıdır. Buna göre insanlar genelde halihazırda var olan inançlarıyla örtüşen yargıları zayıf, değersiz ve hatalı olsalar bile benimserler. Ayrıca inançlarına aykırı olan yargıları güçlü ve mantıklı olsa da reddedebilirler.

Örneğin İnanç Önyargısı, insanların "Her çiçeğin yaprakları vardır, güllerin de yaprakları vardır öyleyse güller çiçektir." cümlesini doğru kabul etmelerine sebep olabilir. Çünkü yargının sebebi sonuçtan bağımsız olduğundan ve bütün çiçeklerin yaprakları olmadığından argüman mantıksız olsa da insanlar güllerin birer çiçek olduğunu bilirler. Buradaki sorunu argümanı benzer yapıda ama daha az inanılır bir cümleyle kıyasladığımızda daha net görürüz. "Kuşların kanatları vardır, uçakların da kanatları vardır. Öyleyse uçaklar kuştur." gibi.

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Berk
Ali Berk
50.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan en geniş penceredir.
Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.
En büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır.
Kaynak: İnternet Sitesi
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺310,00 - ₺450,006 Aralık
Estetiğin Biyolojik Kökenleri
06 Aralık 2025 13:30 tarihinden 06 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

Estetiğin Biyolojik Kökenleri, 6 Aralık 2025 tarihinde saat 13.30’da başlayacaktır.

Seminer İçeriği:
Estetik algısı; sadece kültürel değil, aynı zamanda biyolojik temellere sahip karmaşık bir kavramdır. Sanatta biyolojik unsurlardan kaynaklanan duygusal etkiler, izleyici üzerinde derin etkiler bırakarak, sanat eserlerinin gücünü artırabilmektedir. Estetik algının yalnızca sanata içkin bir unsur olarak değil, aynı zamanda evrimleşmiş ve işlevsel bir özellik olarak düşünülebileceği bu etkinliğimizde ortaya koyulacaktır.

Konuşmacı: Dr. Babür Erdem, Evrim Ağacı Ortak Kurucusu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir ve bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde arılar ve davranışları üzerine araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Dersler, 40 kişilik kontenjan ile sınırlıdır. 40 kişiye ulaşılması durumunda kayıtlar kapanacaktır. Kontenjan dolduktan sonra yatırılan ücretler iade edilecektir.

Fiyatlandırma Bilgisi
Dersler, öğrenci ve tam olmak üzere iki fiyatlandırmaya tabi olacaktır. Aktif olarak bir eğitim kurumunda öğrenim gören kişiler “öğrenci” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır. Diğer kişiler ise “tam” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır.
Ayrıca bankanıza bağlı olarak İYİZİCO üzerinden eğitimlerimize taksit imkanı bulunmaktadır.

Devamını Göster
12
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Can Demirci
Seslendiren 20 Mayıs 2024 7:23
Örümcekler... Zıplarlar, koşarlar, atlarlar... Örümcek korkusu olan (araknofobik) insanların korkulu rüyasıdırlar. Herhangi bir gece, üzerinizde yürüyor...
29
Şule Ölez
Şule Ölez
1.3M UP
Çeviren 13 Şubat 2014 2 dk.

Ortalama bir yetişkinin vücudunda yaklaşık beş litre kan vardır, tabii büyüklük ve ağırlığa bağlı olarak. Kurşun yaraları bir insanın kan kaybetmesine ve çok kısa bir zamanda ölmesine neden olur, özellikle de yara idare edilmesi zor bir yerdeyse. Yeni bir icat, sadece 15 saniye içinde kurşun yarasını sarmak ve üzerine baskı uygulamakla bunu değiştirebilir. Ürünün ismi XStat ve RevMedx tarafından üretiliyor.

XStat, doğrudan açık bir yaraya düzinelerce 12 milimetrelik sünger uygulayan şeffaf, şırıngaya benzer bir kaptır. Süngerler kanla temas ettiğinde çabucak şişip yaraya yapışır, böylece yerinde kalması sağlanmış olur. Kanamanın durdurulması için doğrudan kesiğin üzerine yeterince basınç uygulanır, böylece kurban ameliyat edilmek üzere taşınabilir.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mehmet Gurer
İnceleyen10 1 gün önce
Dr.Jekyll ve Bay Hyde severek okuduğum bir kitaptır.Hem içeriği hem de içerdiği mesajlar bakımından modern klasiklerde bir demirbaştır diyebiliriz.Ana karakterimiz Dr.Jekyll'ın iki farklı kişiliğe sahip olup ikisinde birbirinden farklı hayatlar yaşaması ve sonuç olarak kendisine çok büyük bir hezimete uğratması kitabın sonundan başına süren kadar içeriğin ana konusudur.Sabahları tanınmış,ününe ün katmış bir doktor;akşamları ise kimsenin tanımadığı Soho'nun sokaklarında dolaşan bir canavar tiplemesi.Yazar Robert L.S. ,burada aslında sıradan bir kişinin kendisi içindeki iki farklı kişiden bahseder.Bu tahminmce her insanda hayli hazırda bulunur ama kitaptaki kadar birbirinden uzaklaşmış yahut soyutlaşmış değildir.Yine insan bu iki farklı( ya da ikiden fazla da diyebiliriz)kişiliği arasında bir denge kurmaya çalışır.Bu dengeyi ise yaşadığı yer ve kendini hissedebildiği yerde bulur.Dr.Jekyll ise bu dengeyi sağlayamamış biri olarak bir doktor olarak değil de kokuşmuş bir serseri tipli Bay Hyde olrak can verir.Son olarak benim bu kitaptan çıkardığım öğüt(yahut hayat felsefesi)insan kendiniyaşadığı yere göre şekillendirip ona göre hayata devam etmelidir.İki farklı kişiliğini de yaşamak isterse kendisine hakim olmalıdır eğer olmazsa sonu Dr.Jekyll dan farksızdır.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Şubat 2022 23 dk.

Özel Görelilik Teorisi (veya İzafiyet Teorisi), Evren'i oluşturan uzay-zaman dokusunun doğasına yönelik bir teoridir ve uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklar. Özel Görelilik Teorisi, Albert Einstein tarafından 1905 yılında yayınlanan On the Electrodynamics of Moving Bodies başlıklı makalede ileri sürülmüştür.[1]

Özel Görelilik Teorisi, 2 temel postülat üzerine kuruludur:

322
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
575.4K UP
Eseri Ekleyen 5 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Me K
Üye 23 Eylül 2020 Henüz cevap yok.
Bilimsel bilgi olusturulurken hayal gucunden de yararlanilir Arastirmalarada tek bir bilimsel yontemden yararlanilir Bilimsel bilgilerle kuram ya da kanun olusturulmaya calisilir Cevap b hangi hocaya sorsam b diyor ancak cagri abinin kitabina gore cevap e olmali kanun olusturulmaz aciklanir.
309 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anıl Kocabaldır
Anıl Kocabaldır
112.5K UP
Yazar 5 Mart 2020 13 dk.

Kelebek etkisi, en basit tanımla, bir sistemin başlangıç verilerinde küçük değişiklikler yapıldığında öngörülemez ve büyük sonuçların doğabilmesidir.

Kelebek etkisi denince herkesin aklına matematikçi, meteorolog ve aynı zamanda kaos teorisine çok büyük katkıları olan Amerikalı Edward Norton Lorenz'in (23 Mayıs 1917 - 16 Nisan 2008) verdiği analoji örneği gelir: Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD'de bir fırtınanın kopmasına neden olabilir. Daha sonra bu örneğin başka birçok farklı versiyonu karşımıza çıkmıştır.

96
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
2,359 UP
İnceleyen 1 gün önce
Yuval Noah Harari – Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens, insanlık tarihini kronolojik bir olaylar dizisi olarak değil; biyolojik evrim, kültürel dönüşüm ve anlam üretimi arasındaki ilişkiler üzerinden okuyan sentez bir çalışmadır. Kitabın temel iddiası, Homo sapiens’in dünyadaki baskın tür hâline gelmesini sağlayan unsurun fiziksel üstünlük değil, ortak kurgular etrafında kitlesel işbirliği kurabilme yeteneği olduğudur. Harari bu çerçevede insanlık tarihini üç kırılma üzerinden ele alır: Bilişsel Devrim, Tarım Devrimi ve Bilimsel Devrim.

Kitabın ilk bölümünde ele alınan Bilişsel Devrim, Harari’ye göre yaklaşık 70 bin yıl önce Sapiens’in sembolik düşünme, soyut kavramlar üretme ve kurmaca anlatılar oluşturma kapasitesini kazanmasıyla gerçekleşmiştir. Bu noktada dinler, mitler, kabile kimlikleri ve hatta modern anlamda ulus-devletler aynı kategoride değerlendirilir: biyolojik olarak var olmayan fakat insanlar onlara inandığı sürece davranışı düzenleyen hayali düzenler. Harari’nin özgün katkısı, bu kurgusal sistemleri “yanılsama” olarak küçümsemek yerine, onları insan işbirliğinin evrimsel altyapısı olarak yorumlamasıdır.

Tarım Devrimi, kitabın en tartışmalı yorumlarını içerir. Geleneksel anlatının aksine Harari, tarımı insanlık için açık bir ilerleme olarak değil, “tarihin en büyük dolandırıcılığı” olarak niteler. Tarım, nüfus artışı ve yerleşik yaşamı mümkün kılmış olsa da bireysel refah, beslenme çeşitliliği ve sağlık açısından avcı-toplayıcı yaşama kıyasla ciddi bedeller doğurmuştur. Bu analiz, ilerleme fikrini sorgulaması açısından önemlidir ve okuyucuyu tarihsel süreçleri teleolojik bir bakıştan uzak değerlendirmeye zorlar.

Kitabın en güçlü bölümlerinden biri Bilimsel Devrim tartışmasıdır. Harari, modern bilimin ortaya çıkışını “bilmediğini kabul etme cesareti” ile ilişkilendirir. Ancak bu epistemolojik dönüşümün kapitalizm ve emperyalizmle simbiyotik bir ilişki içinde geliştiğini vurgulayarak, bilimi nötr bir bilgi üretim alanı olarak değil, iktidar, ekonomi ve keşif ideolojileriyle iç içe geçmiş bir pratik olarak ele alır. Bu yaklaşım, modernliğin ahlaki sorgulamasını kitabın merkezine yerleştirir.

Kitabın son bölümlerinde Harari, insanlığın bugün ulaştığı noktayı etik bir soruyla tartışır: Eğer Tanrılar kadar güçlü hâle geldiysek, ne istediğimizi gerçekten biliyor muyuz? Biyoteknoloji, yapay zekâ ve genetik mühendisliği bağlamında insanın kendi evrimini yönlendirebilecek konuma gelmesi, kitabın başlığındaki “Tanrılar” metaforunu somutlaştırır. Ancak Harari’ye göre bu güç artışı, zorunlu olarak bir mutluluk artışına yol açmamıştır. Bilakis, modern insan tarih boyunca olduğundan daha güçlü ama daha tatminsiz olabilir.

Akademik açıdan Sapiens birincil kaynaklara dayanan özgün bir tarih çalışmasından ziyade, disiplinlerarası bir sentez ve yorum kitabıdır. Yer yer genellemeci olduğu ve bazı tezlerinin tartışmalı olduğu açıktır; ancak kitabın asıl değeri, insanlık tarihini parçalı uzmanlık alanlarından çıkarıp büyük bir düşünsel çerçeve içinde ele alabilmesidir. Harari, okura kesin cevaplar vermekten çok, rahatsız edici ama verimli sorular yöneltir.

Sonuç olarak Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens, insanın biyolojik bir tür olmaktan kültürel bir varlığa dönüşümünü, ilerleme mitini ve modernliğin etik yükünü sorgulayan güçlü bir anlatıdır. Kitap, insanlık tarihini “nereden geldik?” sorusundan çok, “neye dönüştük ve neye dönüşmek üzereyiz?” sorusu etrafında düşünmeye davet eder. Bu yönüyle popüler bir eser olmasına rağmen, akademik düşünceyi tetikleyen nadir çalışmalardan biridir.
9.6/10
(189 Kişi)
Puan Ver
İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye Üye Okur 1 Aralık 2020 Sen de Cevap Ver

Merhaba,

aslında evrimin söylediği şeylerden biride: kullanılmayan organların körelmesi yani kendi amacını karşılayamaması.Ama bu demek değil ki o organ hiç kullanılmıyor.Örnek vermek gerekirse sizin söylediğiniz konu olan kuyruğu ele alalım: kuyruk tam olarak yok olmadı şimdi diyeceksiniz e ama benim kuyruğum yok evet haklısınız yok ama biz daha annemizin karnındayken bir kuyruğumuz var ve bu kuyruğu gelişme aşamasında düşürürüz . Hatta bu kuyrukla dünyaya gelen bazı nadir insanlar var ve bu kuyruğu belli bir yaşa geldiklerinde aldırabilirler .

Tüm Reklamları Kapat

7
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close