Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
EtkinlikEğitim
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 2 gün önce İstanbul₺200,0013 Aralık
İngilizce Konuşma Kulübü – English Speaking Club
13 Aralık 2025 15:00 tarihinden 13 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

İngilizce konuşma kulübümüz sizi bekliyor!

Sağlık, psikoloji, turizm, kültür ve etik gibi birçok konuda yapay zekanın geleceğimizi nasıl etkileyeceğini tartışacak ve BM simülasyonunda belirleyeceğiz.

Komitelerimize katılmak ve delege olmak için kayıt olmayı unutmayın. Kayıt olduğunuzda size etkinlikten önce mail yoluyla temsil edeceğiniz ülkeyi ve dahil olduğumuz komiteyi göndereceğiz.

Siyasi konulara girmeden size verilen ülkenin temsiliyetini yapmak adına, komitenizdeki konuyla ilgili önceden biraz düşünerek hazırlık yaparak gelmenizi rica edeceğiz.

Etkinlik günü komitelerinizde yapay zekanın farklı alanlarda geleceğimizi nasıl yönlendireceğini tartışacak ve argümanlarda bulunacağız.

Etkinliğimiz Evrim Ağacı İstanbul topluluğu ekibimizden, 8 yıldır İngilizce öğretmenliği yapmakta olan Yaren Filiz Koşaner moderatörlüğünde gerçekleşecektir.
——————–
Our English Speaking Club is waiting for you!

We will explore how artificial intelligence may shape our future in areas such as health, psychology, tourism, culture, and ethics and more. We’ll simulate it through a United Nations–style committee experience.

Don’t forget to register if you’d like to join our committees and become a delegate!

Once you register, you will receive an email before the event with the country you will represent and the committee you will join.

To ensure a smooth experience, we kindly ask you to prepare in advance: without diving into political issues, please think about how your assigned country would approach the committee’s topic and come ready with ideas.

On the event day, you will discuss how AI may influence our future in different fields and present your arguments within your committees.

The event will be moderated by Yaren Filiz Koşaner from our Evrim Ağacı Istanbul Organisation who has been an English teacher for 8 years.

Konum: Vogs Coffee Bahariye

Devamını Göster
2
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı
Yazar 21 Temmuz 2020 51 dk.

Avrupa Konseyi üye devletleri ve sözleşmeye imza koyan diğerleri,

İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (ETS No. 5, 1950) ve ek Protokolleri, Avrupa Sosyal Bildirgesi (Şartı) (ETS No. 35, 1961, 1996’da gözden geçirildi, ETS No. 163), İnsan Ticaretine Karşı Avrupa Konseyi Sözleşmesi (CETS No. 197, 2005) ve Çocukların Cinsel Suistimale ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini (CETS No. 201, 2007) hatırda tutarak;

79
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 4 gün önce 9:38
Elementlerin birbirleri ile nasıl etkileştiği; elektronlarının nasıl sıralandığına ve atomlarda elektronların yerleştiği en dış bölgede kaç elektron için...
6
Sabri Küsüroğlu
Ekleyen 1 Aralık 2024 9 dk.

Yıkıcı Duygudurum Düzensizliği Bozukluğu (İng: "Disruptive Mood Dysregulation Disorder"), çocukluk ve ergenlik döneminde görülen, yoğun öfke patlamaları ve sürekli sinirlilik hali ile karakterize edilen bir duygudurum bozukluğudur. Bu öfke patlamaları, genellikle çocuğun yaşına uygun olmayan, aşırı tepkilerle kendini gösterir. Çocuk ya da ergen, öfke patlamalarının dışında da çoğu zaman sinirli veya asabi bir ruh hali sergileyebilir.

DMDD'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, bu öfke patlamalarının sıklığı ve şiddetidir. Haftada en az üç kez meydana gelen bu patlamalar çocuğun sosyal ilişkilerini, okul başarısını ve aile içindeki ilişkilerini ciddi şekilde zedeleyebilir. Sürekli sinirlilik hali, çocuğun duygusal dengesi üzerinde derin bir etki yaratarak günlük yaşamda karşılaşılan sıradan zorluklarla başa çıkmasını zorlaştırır. Bu durum sadece çocuğun değil, aile bireylerinin de yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökhan Büyükbaki
5 gün önce
1983 Tarzı felsefi altyapısı olan bir kitap önerebilirmisiniz
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Hakan Topaloğlu
Hakan Topaloğlu
24.9K UP
Yazar 2 Mart 2013 22 dk.

Dünya, insanlığın doğum yeri. Gerek Güneş'e olan mesafesiyle, gerekse barındırdığı sıvı halde olan sularıyla, bildiğimiz kadarıyla üzerinde yaşam bulunan tek yer burası. Akıllı insan yaşamını da üzerinde barındıran bu gezegen, bizim üzerinde yürüyemeye başladığımız evreden itibaren bizi besliyor ve barındırıyor. Vücudumuz için hayati öneme sahip sularını içebiliyoruz, ısınmak için kömür ve gazlarını kullanıyoruz, nefes almak içinse ağaçları... Ama bu güzel ve hayat dolu mavi gezegenimizin jeolojik sicili korkunç ve inanılmaz yok oluşlarla dolu. Dünya tarihinde, canlılığı neredeyse tamamen yok olmanın eşiğine getiren 5 büyük toplu yok oluş yaşandı. Bu yazımız da, bu kitlesel yok oluşlar ile ilgili olacak.

Jeologların elde ettiği "zirkon" kristalleri üzerinde yapılan radyometrik yaş tarihi ölçümlerine göre gezegenimiz 4.5 milyar yıl yaşında. Bu zaman zarfında çok şey yaşandı. Örneğin yaşam dediğimiz biyokimyasal olgu, 4 milyar yıl kadar önce koaservat adını verdiğimiz bakteri-benzeri varlıklarla başlamıştır. Daha sonra bu koaservatlar, bugünküne daha benzer olan tek hücreli organizmalara ve nihayetinde bakterilere evrimleşmiştir. Düşük oksijen düzeyleri, bakterilerin belirli boyutların üzerine çıkabilmesine ve koloniler kurmasına genel olarak engel olmuştur.

171
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 25 Aralık 2016 14 dk.

Uzaylıların Dünya'yı ziyaret ettiğiyle ilgili bol miktarda sahte haberi medyada bulmak mümkün. İnsanlar, hayal güçleri dolayısıyla kendilerinden başka ve üstün bir varlığın bizi ziyaret ettiğine inanmak istiyorlar. Bunun için imkanlarının sınırlarını zorlayarak uydurma kanıtlar bile yaratıyorlar veya tamamen alakasız açıklamaları olan verileri uzaylılar lehine çarpıtıyorlar. Bu konuda kapsamlı bir yazıyı burada yazmıştık; bu nedenle detaylarına tekrar girmeyeceğiz.

Bu yazıda her türlü komplo teorisi ve yalanı bir kenara bırakıp, bizden çok daha gelişmiş bir medeniyetin bize ulaşmak için ne tarz bariz problemlerin üstesinden gelmesi gerektiğine bir bakış atacağız. Böylece medyada dolaşan iddialar bir yana, uzaylılar varsa bile (ki var olmamaları için herhangi bir neden yok), Dünya'yı ziyaret etmelerinin neden pek olası olmadığını göstermeye çalışacağız.

54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Soner Mutlu
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Antalya
Televizyon üzerinde gördük ve eklemek istedik altın renkli çok güzel bir örümcek zıplayan örümcek olarak geçiyor ve tamamen zararsız olduğu söyleniyor
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
138.8K UP
Yazar 2 gün önce 11 dk.

Paleontoloji literatüründe "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen dönem (yaklaşık 541 milyon yıl önce), Dünya'daki yaşamın aniden ve çarpıcı bir şekilde çeşitlendiği bir aralığı tanımlar. Uzun bir mikrobiyal egemenliğin ardından, günümüzdeki birçok ana hayvan gruplarının ataları, jeolojik zaman ölçeğinde bir göz açıp kapama süresi sayılabilecek bu aralıkta ortaya çıkmıştır.

Literatürde ve çeşitli tartışma bloglarında bu patlama, yaratılışçı argümanları desteklemek için sıklıkla Evrim Teorisi'ne karşı bir argüman olarak sunulsa da bilimsel veriler bunun bir yoktan varoluş olmadığını göstermektedir. Aksine bu olay, değişen ekolojik koşulların tetiklediği hızlı bir evrimsel çeşitlenmedir. Bu nedenle sorulması gereken soru "Neden bu kadar çok tür ortaya çıktı?" değil, "Bu türlerin bu kadar hızlı ve radikal biçimlerde evrimleşmesini tetikleyen çevresel veya ekolojik baskı neydi?" olmalıdır.

8
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arzu Durmaz
Üye 5 gün önce 1 Cevap
Normalde böyle şeylere inanmam ama bağdaştırdığım en küçük iyi/kötü olay gerçekleşiyor. Örnek olarak; x rengi ve bir bilekliği bağdaştırdığımda bir kaç güne elde ediyorum arkadaşımı bir şarkı ile bir yerde düşündüğümde aynısı gerçeğe yansıyor, “şu kırılsa” diye aklımın ucundan geçirdiğim şey kırılıyor. Mantıksız ama yaşanıyor. Bilimsel bir neden??
112 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sabri Küsüroğlu
Çeviren 4 Eylül
Muhteşem sarmal galaksi NGC 4565, Dünya gezegeninden bakıldığında tam kenarından görülüyor. Dar profilinden dolayı İğne Galaksisi olarak da bilinen bu parlak galaksi, silik ama düzenli yıldız deseniyle Coma Berenices takımyıldızında yer alır ve kuzey gökyüzünün teleskopla yapılan gezintilerinde sıkça uğranan bir duraktır. Bu keskin ve renkli görüntü, galaksinin kutuya benzer şişkin merkezi çekirdeğini ortaya çıkarıyor. Bu çekirdek, NGC 4565'in ince galaktik düzlemini boydan boya kesen ve ışığı perdeleyen toz şeritleri ile delinmiş durumda. NGC 4565, yaklaşık 40 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunurken, sarmal galaksinin kendisi yaklaşık 100.000 ışık yılı genişliğe sahiptir; bu da kendi Samanyolu'muzun boyutlarına hemen hemen eşittir. Küçük teleskoplarla bile kolayca gözlemlenebilen bu derin uzay cismi, gökyüzü meraklıları tarafından, Messier'in kataloğuna almayı atladığı önemli bir gökbilim şaheseri olarak kabul edilir.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Emre Nur
Emre Nur
1,146 UP
İnceleyen 3 gün önce
Kitabın başlığını okuduğunuzda kitapta hayvanların aslında şaşırtıcı derecede zeki olduğunun anlatıldığını sanmış olabilirsiniz. Evet, bu türden sizi şaşırtacak birkaç örneğin karşınıza çıkacağına eminim. Ama kitap, zekayı bir kıyas nesnesi olarak ele almıyor. Öncelikle zaten kitapta zekâ yerine biliş ya da evrimsel biliş terimleri kullanılıyor. Peki, madem hayvan bilişini başka hayvanlarla ya da insanlarla kıyaslamıyoruz, o halde hayvan bilişini nasıl ele alacağız? Bunu anlamak için Frans de Waal önemli bir kavramdan bahsediyor: Umwelt. Almanca "çevreleyen dünya" gibi bir anlama gelen Umwelt, her canlının kendine has yöntemlerle çevreyi duyumsama biçimidir. Akrebin Umwelt'i başka, leyleğin Umwelt'i başka, arınınki başka, insanınki başkadır. Bu yüzden hayvanların dünyaya yaklaşımının kendimizinkine ya da başka hayvanlarınkine benzer olduğunu düşünmek hatalı bir varsayımdır. Bu hayvanlar ortak bir habitatı paylaşıyor bile olabilir. Yine de her canlının o tekil çevrede ilgilendiği ve ilgilenmediği, ihtiyacı olan veya ihtiyacı olmayan, algılayabileceği ya da algılayamayacağı farklı şeyler vardır. İşte, hayvanların Umwelt'leri bilişlerini şekillendirir. Her hayvan ihtiyaçlarına göre, özelliklerine göre, yani tam da olması gerektiği gibi bir bilişe sahiptir. Sahip olduğu biliş, onun için en iyi biliştir. Yani her hayvan en zeki hayvandır. Başka hayvanların Umwelt'lerini hayal etmeyi deneyebilirsiniz. Şimdi bir kene gibi hissedin (kitapta geçen bir örnek). Memelilerden yayılan bütürik asit kokusunu duyumsuyorsunuz. Canınız sıcak kan çekiyor. Ufacık bir şeysiniz. Amacınız belli ve siz de ona odaklanmışsınız. Yumurtluyorsunuz. Kısa ömrünüzün sonuna geliyorsunuz. Ne kadar kene gibi hissedebildiniz? İyi denemeydi ama yine de başka Umwelt'leri tam anlamıyla tasavvur etmek mümkün değildir. Çünkü Umwelt "o olmak"tır. (Eğer mümkün olsa benim yapacağım ilk iş kızılötesini veya morötesini görebilen bir hayvanın Umwelt'ine girmek olurdu.)

Kitap, böyle bir başlangıcın ardından davranışçıların ve bilişselci etologların çatışmalarıyla devam ediyor. Yazar; hayvanların, davranışları yalnızca etki-tepkiyle açıklanacak kadar basit organizmalar olmadığını savunan ekole mensup biri olarak bilim dünyasında evrimsel biliş kavramının yerleşmesine katkı sağlamış. Diğer bölümlerde hayvanların alet kullanımı, dil becerisi, hayvan-insan zekâsı arasındaki muğlak sınır, hayvan deneylerindeki metodolojik problemler, hayvanların sosyal becerileri, hayvanların gelecek algısı, öz farkındalık hakkında makaleler var.

Çok faydalanmama rağmen benim için yer yer sıkıcı bir kitap haline geldi. Bu, biraz çeviriden ama daha çok yazardan kaynaklanıyor. Notlar, kaynakça ve dizin bölümleri hariç tutulduğunda kitap 289 sayfa. Oysa 150-180 sayfa olsa aynı seviyede ve üstelik sıkılmadan bu kitaptan yararlanabilirdim. Etoloji öğrencisi filan değilseniz fazla sayıda primat deneyi okumaktan sıkılma ihtimalini göz önünde bulundurun.

Bir eleştiri de eserin kapsamına: Kitapta primatlara (makul olarak) geniş yer ayrılmış; öte yandan karga, yunus, fil, ahtapot, köpek gibi hayvanlar da geçiyor ama bunlar "arada" geçiyor.
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Are We Smart Enough to Know How Smart Animals Are?
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 26 Haziran 2016 10 dk.

Evrim süreci boyunca kuşlar farklı tüy renklerine, desenlerine ve yumurta renk örüntülerine sahip oldular. Renklere dayalı bu farklılıklar kuşlara taklitçilik, gizlenme, avlanma, avcıdan kaçınma, kimlik ayırt etme ve partnerine kalitesini belli etme gibi sayısız işlev kazandırdı (Hill & McGraw 2006). Madem bu renk örüntüleri kuşlarda böylesine bir iletişim kabiliyetine neden oluyor, o halde onların bu karmaşık örüntülerini anlayabilmelerini sağlayan algılama sistemlerini de çözmemiz gerekir, öyle değil mi? İşte günümüz teknolojisindeki ilerlemeler ve bu alandaki teorik gelişmeler, "kuş bakışını" anlayabilme yolunda bir devrim yaratmış halde; zira artık opsin genlerinin genetik dizilemesini kontrol ederek ışık reseptörlerinin hassasiyet parametrelerini değiştirebiliyoruz. Bu da kuşların dünyayı nasıl gördüklerine yönelik bir algı modeli kurmamıza olanak veriyor. Bu modeller sayesinde görsel ekolojinin, başta yumurta mimikrisi (taklitçiliği), UV ışık hassasiyeti olmak üzere kuş iletişim ve tanıma sistemlerinin evriminde, ve kuşlar arasında ortaya çıkan davranışsal farklarda oynadığı rolü daha iyi anlıyoruz (Hubbar et al. 2010). 

Kuş yumurtaları çok çeşitlidir. Kimisi tamamen beyaz, kimisi parlak renkli, kimisi biraz, kimisiyse fazlaca benekli. Peki neden? Neden kuş yumurtaları bu kadar çeşitli renk ve desenlere sahipler? Farklı kuş familyalarına ait yumurta kabuğu örüntülerini karşılaştıran araştırmacılara göre, bu çeşitliliği ortaya çıkaran başlıca faktörlerden birisi "kuluçka asalaklığı" (Kilner 2006). Kuluçka asalağı olarak adlandırılan türler, yumurtalarını başka türlerin yuvalarına bırakır ve yavrularını konak türe büyütürler. Yani konağı kendisine ait olmayan bir civcivi yetiştirme maliyetiyle karşı karşıya bırakırlar (Davies 2000). Konağın bu maliyeti yüklenip yüklenmeyeceği, yabancı yumurtanın renk veya desenine bağlıdır. Örneğin Avrupa'da yaşayan karabaşlı yalı bülbülü (Syliva atricapilla), asalak guguk kuşunun (Cuculus canorus) konak olarak bellediği bir türdür. Normalde bu kuş, kendi yumurtalarına benzemeyen (mimetik olmayan) tüm yumurtaları yüksek bir kesinlikle reddeder (Honza et al. 2004). Lakin -deneysel bir çalışmadan elde edilen sonuçlara göre-, karabaşlı yalı bülbülü kendi yumurtalarına çok benzeyen (mimetik) yumurtaların tamamını ayırt edemez ve ancak %36'sını reddedebilir (Polacikova et al. 2007). %100’lük başarıyla kıyasla bu oran biraz düşükmüş gibi görünebilir; ancak konağın genetik olarak kendiyle ilgisiz, bambaşka türe ait bir yavruyu yetiştirmek için harcama riskiyle karşı karşıya kaldığı zaman ve enerjinin miktarı düşünülürse, bu başarı bile önemli bir adaptasyon anlamına gelir.

70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gülsevinç Ay
Gülsevinç Ay
25.5K UP
Çeviren 23 Mart 2018 12 dk.

Hayvanlar çevrelerinden aldıkları bilgileri bir yere hareket etmek, aktiviteleri için zamanlarını ayarlamak, miktarı değerlendirmek veya geçmişi hatırlamak için nasıl kullanırlar?

Bir kovanın derinliklerinde, bir bal arısı (Apis mellifera) çılgınca dans eder. O dans ettikçe diğer bal arıları arka ayakları ve antenleri ile onun vücuduna dokunarak çevresine toplanır. Daha sonra bu gözlemciler birer birer dansı bırakır, kovan girişine yönelir ve aynı yöne doğru uçarlar. Çünkü dans eden arı bol yiyecek kaynağına olan mesafeyi ve besin kaynağının yönünü onlara bildirmiştir (Görsel 1). Bir saat içerisinde işçi (yiyecek toplayıcı) arılar dönerler ve kendi dansları ile diğer işçi arılara yiyecek kaynağının yerini göstermeye hazırdırlar.

91
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
577.7K UP
1 gün önce
Atacama Kozmoloji Teleskobu’nun (ACT) 20 yıla yakın gözlemlerinin son verileri, evrenin genişleme hızına dair en büyük kozmolojik sorunlardan biri olan “Hubble gerilimini” daha da belirginleştirdi. Yerel evrenden Tip Ia süpernovalarla ölçülen Hubble sabitiyle, kozmik mikrodalga arka planı (CMB) kullanılarak uzak evrenden elde edilen değerler yine uyuşmadı. ACT’nin yüksek çözünürlüklü CMB polarizasyon haritaları, Planck uydusunun sonuçlarıyla tam uyumlu çıkarken, genişleme hızındaki uyuşmazlığın rastlantı olmadığı bir kez daha doğrulandı. Bu durum, standart kozmoloji modeli ΛCDM’de eksik bir fizik olduğunu işaret ediyor ve birçok alternatif modeli elemiş durumda. Araştırmacılar, evrenin erken dönemine dair bu yeni verilerin gelecekteki çalışmalar için temel bir referans olacağını belirtiyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 14 Şubat 2019
Bu Dünya'ya sırf bir biyolojik tesadüf sonucu gelip de insan kibri nedeniyle yok olmak ironilerin en büyüğü olurdu.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
35
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Zeynep Özen
Zeynep Özen
32.6K UP
Üye 5 Nisan 2021 1 Cevap
Gezegenlerde gün batımı neden farklıdır?
683 görüntülenme
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close