Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Pedram Türkoğlu
Yazar 29 Mart 2018 1 dk.

Bu ''keşifler'', daha önce bilinmeyen bir dokunun kesim esnasında ilk defa görülmesi, asırlardır hekimlerin gözünden kaçan yapıların günümüzde fark edilmesi gibi keşifler değildir. Varlığı halihazırda bilinen yapıların terminolojik tanımlarının değişimidir. Yani bunlar, fiziksel bir bulgudan ziyade, terminolojik tespitlerdir.

İnterstisyumun bir "organ" olarak ilan edilmesi, geçtiğimiz senelerde yine halihazırda bilinen mezenter isimli bağırsak askısının organ olarak sınıflandırılmasına benzerdir. Mezenter, bağırsakların bir bölümünü karın arka duvarına bağlayan bir periton (karın zarı) uzantısıdır. Da Vinci zamanından bile çizimleri yapılan ve varlığı bilinen bu doku, 2017 yılından itibaren organ olarak sınıflandırılması gerektiği belirtilmiştir. Görüleceği üzere, ortada yeni bir keşif bulunmamaktadır.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Sude Akman
Sude Akman
213.3K UP
Aktaran 15 Mart 2022 3 dk.

Ghent Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Belçika'nın Ghent kenti yakınlarındaki doğal rezervlere, köpek dışkısı ve idrarı nedeniyle her yıl hektar başına ortalama 11 kg azot ve 5 kg fosfor karıştığını tahmin ediyor. Araştırmacılar, köpek sahipleri tarafından toplanmayan dışkılar yoluyla eklenen bu maddelerin oldukça önemli olduğunu, ayrıca biyolojik çeşitliliğe ve ekosistem işleyişine zarar verebileceğini söylüyorlar.

Daha önceden fark edilmeyen bu azot kaynağına ilişkin tahminler, fosil yakıt emisyonları ve tarım yoluyla Avrupa'nın çoğunda toprağa karışan, hektar başına 5 ila 25 kg arasında değişen azot seviyeleri ile karşılaştırıldığında önemlidir. Araştırmanın baş yazarı olan ve Ghent Üniversitesi'nden Profesör Pieter De Frenne şöyle diyor:

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 16 Aralık 2021 11 dk.

Bonobo (Pan paniscus), şempanzelerle birlikte Pan cinsini oluşturan iki türden biridir. Günümüzde şempanzelerden farklı bir tür olarak kategorize edilseler de, ilk keşfedildiklerinde fiziksel benzerliklerinden ötürü şempanzelerin (Pan troglodytes) bir alttürü olduklarına inanılmıştır.

Bonoboların vücutları ve suratları siyah kıllarla kaplıdır ancak yüzlerinde, kulaklarında, parmaklarında, ellerinin içleri ve ayaklarının altlarında kıl bulunmaz. İnce bir üst gövdeye, dar omuzlara, ince boyuna, uzun kollara, bacaklara ve büyük, uzun parmaklı ellere sahiptirler. Kolları bacaklarından daha uzun, esnek ve güçlüdür. Koyu renkli yüzleri, büyük pembe dudakları, geniş burun delikleri ve ortadan ayrılmış saçları, en önemli ayırt edici fiziksel özellikleridir. Erkekleri 34 ila 60 kg, dişileri ise ortalama 30 kg civarında olurlar.

101
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Damla Şahin Uçar
İnceleyen 1 ay önce
Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Suç ve Ceza, Dostoyevski'nin psikolojik çözümleme konusundaki başarısını ortaya koyuyor. Kitapta Raskolnikov üzerinden suç ve ceza kavramlarına, bu kavramların birbiri ile ilişkisine ve suçun bağlamdan ayrı düşünülüp düşünülmeyeceğine derinlikli bir şekilde bakılıyor. Raskolnikov'un işlediği suçun altında ezilmesi ve bu suçun cezasını ilk olarak kendisinin kesmesi, suç ve cezanın insandan ayrı düşünülemeyeceğini ortaya koyuyor. İşlediği suç, Raskolnikov'u zamanla esir alıyor ve onun sağlıklı bir şekilde düşünememesine neden oluyor. Bir süre sonra kendisini psikolojik anlamda iyi hissetmeyen Raskolnikov, adeta "suçu işleyen kişinin kendisi" olduğunu haykırıyor. Fakat kitabı okuduktan sonra insanın aklına şu soru geliyor: "Biz tam olarak hangi tür eylemlere suç gözüyle bakmalıyız?" "Bu konuda evrensel bir tanım var mıdır?"
Kitap
9.2/10
(29 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
10
2 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
577.7K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Ekim 2021 14 dk.

Bilim, metodolojisi ve tarihi üzerine kafa yormuş herkesin varmak zorunda olduğu bir soru vardır: Bilimin sınırları nedir? Bilim, nerede biter, nerede başlar? "Bilim" olan ile olmayani, bilim ile "sahtebilimi" nasıl ayırt ederiz? Bilim felsefesinde buna, demarkasyon problemi veya sınır belirleme problemi adı verilir.

Eğer bilimin kesin bir reçetesi olduğunu düşünüyorsanız, net bir şekilde söyleyebiliriz ki hayır, bu şekilde evrensel bir reçete bulunmuyor. Dahası, tarihsel olarak bir şeyin bilim mi, sahtebilim mi, hatta felsefe dalı mı olduğu bolca tartışılmış olan, sıklıkla ateşli kavgalara ve hatta kimi zaman bilim dalları içerisinde ayrışmalara neden olan bir sorundur.

137
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kerem Girgin
Kerem Girgin
138.8K UP
Yazar 1 gün önce 11 dk.

Paleontoloji literatüründe "Kambriyen Patlaması" olarak bilinen dönem (yaklaşık 541 milyon yıl önce), Dünya'daki yaşamın aniden ve çarpıcı bir şekilde çeşitlendiği bir aralığı tanımlar. Uzun bir mikrobiyal egemenliğin ardından, günümüzdeki birçok ana hayvan gruplarının ataları, jeolojik zaman ölçeğinde bir göz açıp kapama süresi sayılabilecek bu aralıkta ortaya çıkmıştır.

Literatürde ve çeşitli tartışma bloglarında bu patlama, yaratılışçı argümanları desteklemek için sıklıkla Evrim Teorisi'ne karşı bir argüman olarak sunulsa da bilimsel veriler bunun bir yoktan varoluş olmadığını göstermektedir. Aksine bu olay, değişen ekolojik koşulların tetiklediği hızlı bir evrimsel çeşitlenmedir. Bu nedenle sorulması gereken soru "Neden bu kadar çok tür ortaya çıktı?" değil, "Bu türlerin bu kadar hızlı ve radikal biçimlerde evrimleşmesini tetikleyen çevresel veya ekolojik baskı neydi?" olmalıdır.

6
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tom Cochrane
Tom Cochrane
54.7K UP
Yazar 7 Ağustos 2022 46 dk.

Eğer iki bireyin beyinlerini birbirine bağlayacak olsaydık, bu durum, bireylerin bilinçli deneyimlerini nasıl etkilerdi? Daha spesifik olaraksa, iki kişinin insanın bilinçli deneyimlerinden herhangi birini paylaşması mümkün mü? Peki ya iki insanın farklı özneler olarak kalırken, aynı anda bazı deneyimlerden ortak olarak yararlanmaları mümkün mü? Beyinleri talamustan bağlı olan Hogan ikizleri vakası (kraniyopagus yapışık ikizler), tüm bunların olabileceğini gösteriyor gibi görünüyor. Pratik ampirik yöntemler bize, ikizlerin bilinçli deneyimleri paylaşıp paylaşmadıklarını doğrudan söyleyemese de, beyinde içerik işlemenin yerelliği hakkındaki düşünceleri gözeterek, büyük olasılıkla bunun olması gerektiğini savunuyorum.

Kimi zaman iki beyni birbirine bağladığımızda, bu beyinlerle ilişkili bireysel zihinleri de birleştirebileceğimiz varsayılır. Derek Parfit, felsefe camiasında ünlü olan bir şekilde, iki bireyin bedenlerinden beyin yarılarının çıkarıldığı ve daha sonra yeni bir bedende birleştirildiği bir düşünce deneyini anlatır:[1] Parfit, iki beyin yarısı arasında bir rekabet olup olmayacağını, örneğin birleşme öncesi bireyin fikirlerinin diğerine baskın gelip gelmeyeceğini ya da bir tür uzlaşmaya varıp varmayacaklarını merak eder. Yine de Parfit'in düşünce deneyinde, tekil bir zihnin ortaya çıkacağı temel fikri varsayılmaktadır. Benzer varsayımlar, kişisel kimlik literatüründe de bolca bulunmaktadır.[2][3][4][5][6][7]

143
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Poyraz Savaş
Poyraz Savaş
118.0K UP
Çeviren 4 gün önce 9 dk.

Sosyal medya akışı çoğunlukla yapay zeka tarafından oluşturulan görsellerle dolu. Bir videoda, bir Sinek kuşu çifti bir gülün içinde yağmurdan korunurken gösteriliyor; bir diğerinde ise bir kutup ayısı yavrusu buzlu okyanustan “kurtarılıyor” ve kurtarıcılarına şakacı ve minnettar bir şekilde davranıyor. Yapay zeka; büyük, siyah, sevimli gözleri olan semender benzeri “amfiblet” yaratıklar da dahil olmak üzere, tamamen yeni hayvanlar bile üretiyor.

Yapay zeka tarafından üretilen içerikler giderek daha kolay, daha hızlı ve daha ucuz hale geliyor. OpenAI'ın Sora, Google'ın Gemini veya Meta'nın video oluşturucusu gibi araçlarla içerik oluşturucular, kelime komutlarıyla vahşi yaşam görselleri ve videoları hazırlayıp bunları sosyal medyada toplu olarak paylaşabiliyor ve bazı gönderiler milyonlarca beğeni topluyor. Bu görseller genellikle şaşırtıcı düzeyde ayrıntı ve gerçekçilik içeriyor, öyle ki yorum yapan birçok kullanıcı görsellerin sahte olduğunu fark etmiyor gibi görünüyor. Gerçekte, çiçeklerin içinde sinek kuşu yuvaları yok, kutup ayılarının doğal ortamlarından "kurtarılmaya" ihtiyacı yok ve "amfiblet" diye bir şey de mevcut değil.

16
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Halime Samsa
Halime Samsa
34.1K UP
Yazar 19 Ekim 2020 16 dk.

Bir önceki yazımızda, insanların kendi kendilerine zarar verme davranışlarını incelemiş, bunu önlemek için neler yapabileceğimize bakmıştık. Bu yazıda ise intihar kavramına odaklanacağız. Çünkü insanın ruhsallığı yaşam dürtüsüne yaklaştıkça kurucu, uzaklaştıkça ise yıkıcı bir hal alabilir. Hangisine daha yakın olacağımızı ise erken çocukluk döneminde kurduğumuz ilişkiler, mizacımız, genetik yatkınlarımız ve travmatik deneyimlere verdiğimiz ruhsal tepkilerin tümü belirler. Akılda tutulmalıdır ki, yaşam ve ölüm dürtüsü sadece bir ucunda durabileceğimiz, katı ve değişmez ruh halleri değildir. Hayatımız bu iki dürtü arasında salınarak geçer. Ancak, intihar (özkıyım) kişinin benliğine yönelmiş olan ölüm dürtüsünün serbest kalarak, maskelerinden arınarak bütün şiddetiyle karşımızda durduğu zorlu bir ruh halidir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün yapmış olduğu açıklamalara göre, her yıl intihar nedeniyle 800 bin insan hayatını kaybediyor. Dünyada her 40 saniyede bir kişi hayatına son veriyor ve her 20 intihar teşebbüsünden biri ölümle sonuçlanıyor.

266
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
3,527 UP
İnceleyen 3 saat önce
Richard Bach’ın Martı (Jonathan Livingston Seagull) adlı eseri, sade dili ve alegorik yapısına rağmen insanın varoluşsal arayışına dair derin bir anlatı sunar. Eserde bir martının hikâyesi üzerinden bireyin özgürlük, anlam, kendini aşma ve toplumsal normlarla çatışma süreci sembolik biçimde ele alınır. Jonathan Livingston, sürüsü için yaşamın tek amacının beslenmek olduğu bir dünyada, uçmayı yalnızca hayatta kalmanın aracı olarak değil, başlı başına bir anlam ve mükemmelleştirme alanı olarak görür. Bu bakış açısı, onu diğer martılardan ayırdığı gibi, aynı zamanda dışlanmasına da neden olur.

Kitabın merkezinde yer alan temel tema, bireyin kendi potansiyelini keşfetme çabasıdır. Jonathan’ın uçuş denemeleri, insanın kendi sınırlarını sorgulamasını temsil eder. Başarısızlıklar ve düşüşler, burada birer yenilgi değil, öğrenme ve dönüşüm aşamalarıdır. Bach, hatalardan kaçınmayı değil, onları anlamlandırmayı ve aşmayı insan olmanın doğal bir parçası olarak sunar. Bu yönüyle eser, başarıya giden yolun konfor alanını terk etmekten geçtiğini vurgular.

Toplumsal açıdan bakıldığında Martı, normlara sorgusuz uyum ile bireysel tutku arasındaki gerilimi görünür kılar. Sürü, düzeni, alışkanlığı ve çoğunluğun güven verdiği sıradanlığı temsil ederken; Jonathan farklılığı, risk almayı ve bedel ödemeyi seçer. Onun sürüden kovulması, birçok toplumda alışılmışın dışına çıkan bireylerin maruz kaldığı sosyal dışlamanın sembolik bir karşılığıdır. Bu bağlamda eser, bireysel özgürlüğün çoğu zaman yalnızlıkla birlikte geldiğini gösterir.

Romanın manevi boyutu da dikkat çekicidir. Jonathan’ın “daha iyi uçma” arzusu, zamanla maddi dünyanın ötesine geçen bir bilinç düzeyine ulaşır. Burada uçmak, yalnızca fiziksel bir eylem değil, zihinsel ve ruhsal bir olgunlaşmanın simgesidir. Bach, özgürlüğü mekândan ya da dış koşullardan bağımsız olarak, insanın kendine koyduğu sınırları aşabilme kapasitesine bağlar.

Eserin son bölümünde Jonathan’ın öğrendiklerini başkalarına aktarma isteği, bireysel aydınlanmanın toplumsal sorumluluğa dönüşmesini temsil eder. Ancak bu öğretme süreci zorlayıcı değildir; yalnızca aramaya hazır olanlara yöneliktir. Bu yaklaşım, bilgeliğin ve değişimin ancak gönüllü bir arayışla mümkün olabileceğini savunan bir anlayışı yansıtır.

Sonuç olarak Martı (Jonathan Livingston Seagull), bireyin sürüden koparak kendini gerçekleştirme yolculuğunu anlatan, özgürlük ve anlam arayışını merkeze alan sembolik bir eserdir. Kısa hacmine rağmen okura derin bir soru yöneltir: İnsan, hazır kalıplar içinde güvenli bir yaşamı mı tercih etmelidir, yoksa bedeli ne olursa olsun kendi potansiyelinin peşinden mi gitmelidir? Bach’ın yanıtı açıktır; gerçek özgürlük, insanın kendisi olma cesaretini gösterebildiği noktada başlar.
9.9/10
(82 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Jonathan Livingston Seagull
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Berk Dede
Ali Berk Dede
100.3K UP
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan en geniş penceredir.
Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.
En büyük savaş cahilliğe karşı yapılan savaştır.
Kaynak: İnternet Sitesi
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Muhammet Üzeyir Kaya
İnceleyen10 6 Temmuz
Şair K.A. Kars şehrine kar yağan bir günde iner... Bu cümleden de anlaşılacağı üzere kitabımız Dostoyevski'nin Beyaz Geceleri gibi şairane bir ortamda geçmektedir. Kitabın dokusu bir şiirin roman haline getirilmesi gibi kafiyeli şekilde akar gider. İçinde kaybolacağınız bir Türkiye kesiti. Siyasi olarak sağ sol şeklinde ayrılmış bir toplumu biraz da "o taraftan" incelemek isteyen Pamuk bunu yine kendine has anlatısıyla süslemiştir. Yine her okuyanın kendinde farklı yansımalar bulacağı bu eser yazarımıza edebiyat dalında nobel ödülü kazandırmıştır.

Olumlu yönlerini şu şekilde değerlendirebiliriz; Kars şehri gibi doğuda olan görece gelişmemiş bir şehri edebiyat dünyasına kazandırarak ve daha önce ele alınmamış bir konuyla toplumun muhafazakar kısmını bu denli tanınan bir kalem olarak edebiyat dünyasının önüne çıkarması kitabı bir hayli ilginç kılar. Ancak yine kendisi bu muhafazak kesim içerisinden gelmeyen Pamuk'un bu bakış açısı o kesim tarafından eleştirilmiştir.

Ancak her ne olursa olsun şair KA'nın Karsta yaşadığı bu eşsiz şiirsel deneyime eşlik etmek sizi bambaşka dünyalara götürecektir.
Kar
Kitap
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Cesaret, erdemdir ve cesur olmanın tek yolu cesaret etmektir. Nasıl ki yüzme öğrenmek için yüzmeniz gerekirse, cesur olmak için de cesaret gerekir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
23
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
213.5K UP
4 gün önce
Her an ölüp duruyorsunuz. 
Vücudunuzda sizi yaşatan (elektromanyetik) bağlar her an yeniden kopup kopup kurulmakta. Yani her an ölüp ölüp dirilmekte bedeniniz. 
Kedi örneği gibi her an aslında hem ölü hem de dirisiniz. Ölümünüze dair olasılık potansiyeli her an 'canlı'. Evrende kesiksiz (süreklilik taşıyan) bir gerçeklik yoktur. 

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 2 hafta önce Ankara₺310,00 - ₺450,006 Aralık
Estetiğin Biyolojik Kökenleri
06 Aralık 2025 13:30 tarihinden 06 Aralık 2025 17:00 tarihine kadar.

Estetiğin Biyolojik Kökenleri, 6 Aralık 2025 tarihinde saat 13.30’da başlayacaktır.

Seminer İçeriği:
Estetik algısı; sadece kültürel değil, aynı zamanda biyolojik temellere sahip karmaşık bir kavramdır. Sanatta biyolojik unsurlardan kaynaklanan duygusal etkiler, izleyici üzerinde derin etkiler bırakarak, sanat eserlerinin gücünü artırabilmektedir. Estetik algının yalnızca sanata içkin bir unsur olarak değil, aynı zamanda evrimleşmiş ve işlevsel bir özellik olarak düşünülebileceği bu etkinliğimizde ortaya koyulacaktır.

Konuşmacı: Dr. Babür Erdem, Evrim Ağacı Ortak Kurucusu
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir ve bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde arılar ve davranışları üzerine araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Dersler, 40 kişilik kontenjan ile sınırlıdır. 40 kişiye ulaşılması durumunda kayıtlar kapanacaktır. Kontenjan dolduktan sonra yatırılan ücretler iade edilecektir.

Fiyatlandırma Bilgisi
Dersler, öğrenci ve tam olmak üzere iki fiyatlandırmaya tabi olacaktır. Aktif olarak bir eğitim kurumunda öğrenim gören kişiler “öğrenci” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır. Diğer kişiler ise “tam” sayılacaktır ve bu fiyat üzerinden ödeme yapacaktır.
Ayrıca bankanıza bağlı olarak İYİZİCO üzerinden eğitimlerimize taksit imkanı bulunmaktadır.

Devamını Göster
12
0 Yorum
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
🎨 “İçimizdeki Maymun” tasarımlı t-shirt ile hem stilinize hem düşüncenize dokunun.

👕 %100 pamuk kumaşıyla gün boyu rahatlık ve nefes alabilirlik sunar.

🐵 Nakış detayıyla “evrimin izini taşıyoruz” mesajını giyilmiş bir forma dönüştürün.

🛒 Bilim tutkunlarına özel bu ürünü Agora Bilim Pazarı’ndan hemen satın alarak hem bilimi hem modayı destekleyin.
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close