Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Fazilet Toros
3 gün önce
Kendimi özledim.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Mert Avşar
Mert Avşar
26K UP
Çeviren 29 Ekim
Yıldızlar, kozmik sütunları birer birer yok ediyor. Görselin merkezinde yer alan yeni oluşmuş bazı yıldızlar öyle yüksek enerjili ışık saçıyorlar ki bu durum, çevredeki gaz ve tozun buharlaşmasına ve nihayetinde sütunların yok olmasına sebep oluyor. Sütunlarsa bu esnada kesintisiz bir şekilde yeni yıldızlar oluşturmaya çalışıyorlar. NGC 602 yıldız kümesini çerçeveleyen bu fotoğraf, Webb Uzay Teleskobu tarafından çeşitli kızılötesi renklerde çekildi ve karşılaştırma yapılabilmesi için üzerine aynı yıldız kümesinin daha önce Hubble Uzay Teleskobu'ndan alınan görünür ışık fotoğrafı eklendi. NGC 602, içerisinde yer aldığımız Samanyolu Galaksisi’nin küçük uydu galaksilerinden biri olan Küçük Macellan Bulutu'na (SMC) yakın bir konumda yer alıyor. SMC'nin tahminî uzaklığından yola çıkılarak bu görüntünün yaklaşık 200 ışık yılını kapsadığını söylemek mümkün. Görselin kenarlarında görülebilen ve yüz milyonlarca ışık yılı ötede bulunan arka plan galaksilerinin cezbedici çeşitliliğiyse bu manzaraya daha da renk katıyor.
2
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Batuhan Gülyiyen
Alıntıyı Ekleyen 5 gün önce
Sadece deliler mutluluk duydukları şeyleri diğer insanlarla paylaşırlar.
Kaynak: Deliliğe Övgü
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sezai Berat Ünal
Etkinliği Ekleyen 3 gün önce İstanbulÜcretsiz25 Mayıs
Yürüyenler Okulu: Demokrasi
25 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 25 Mayıs 2025 12:30 tarihine kadar.

25 Mayıs Pazar günü saat 10.00'da Gülhane Parkı'nda Yürüyenler Okulu etkinliğinde buluşuyor, Rıdvan Akın ile demokrasi üzerine konuşuyoruz. Etkinliğimiz açık havada yürüyüş ve açık ders formatında gerçekleşecektir.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ekim 2020 21 dk.

Eskiden yaşamış varlıkların korunmuş kalıntıları, işaretlerine (İng: "impression)" ve izlerine (İng: "trace") fosil denir. Örneğin ölmüş bir canlıdan arta kalan kemikler, iskeletler, ayak izleri, sürünme izleri, reçine içinde korunmuş parçaları ve daha nice kalıntı fosil olarak değerlendirilebilir. Fosiller, evrim tarihini anlamamızı sağlayan veri hatlarından önemli bir tanesi olduğu için, evrimsel biyolojide, genel olarak bilim tarihinde ve evrene bakış açımızda büyük değişimler yaratmıştır.

Dünya'daki canlılık tarihi boyunca biriken fosillerin tamamına fosil kaydı adını vermekteyiz; çünkü fosil kaydı, gezegenimizdeki yaşamın adeta bir anı defteri gibidir. Bu defterin farklı sayfaları, yaşam tarihinin farklı noktalarına denk gelir. Daha eski sayfaları açarak, daha eski fosillerden gelen verilerle Dünya'mızın daha eski tarihini keşfedebiliriz. Yakın zamanlara gelerek, bu katmanlardan çıkarılan fosillerin modern türlerin yakın akrabalarına dair bıraktığı izleri öğrenebiliriz.

208
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sudaki Tutulma

Tutulmalar çiftler halinde meydana gelme eğilimindedir. Yılda iki kere, yaklaşık 34 gün süren tutulma mevsiminde Güneş, Dünya ve Ay hizalanabilir. Ardından, 14 günden biraz daha fazla bir süre ile birbirinden ayrılan Ay’ın dolunay ve yeni ay evreleri, Ay ve Güneş tutulması meydana getirir. Parçalı tutulmalar, herhangi bir tutulma mevsiminde sıklıkla oluşurlar. Ancak kimi zaman tek bir tutulma mevsimi süresince hem yeni ay hem de dolunay evreleri sırasında gerçekleşen hizalanma, tam ya da halkalı Ay ve Güneş tutulması çifti oluşturacak kadar yakındır. Bu seferki tutulma mevsiminde, 26 Mayıs’taki tam Ay tutulmasını takip eden yeni ay, kuzeydeki gölge yolu boyunca izlenebilen halkalı bir Güneş tutulması meydana getirdi. 10 Haziran’da kaydedilmiş bu tutulma görseli, parçalı bir gün doğumu göstermekte. Tutulma, kuzeydoğu ABD’de, Connecticut, Stratford’taki bir balıkçı iskelesinden fotoğraflandı.

12 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Elliot Severn
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Gencay Kaan Polat
Yazar 8 Ocak 2021 14 dk.

İnsan Papilloma Virüsü ya da kısaca HPV, insan türünün gördüğü cinsel yolla en sık bulaşan hastalıktır. AIDS'e neden olan HIV ile "uçuk" veya "herpes" olarak da bilinen HSV'den farklıdır. Bunu şöyle söyleyebiliriz: HPV öylesine yaygın bir virüstür ki, şu anda Dünya üzerinde cinsel olarak aktif olan her kadın ve her erkek hayatlarının bir evresinde bu virüsü mutlaka kapacaktır!

Ancak tabii ki, HPV'nin birçok farklı türü olmasından ötürü, her birinin tehlike arz etme miktarı farklıdır. Bunlardan bazıları cinsel organlara zarar verirken, kimisi vajinal kansere ve penis kanserine bile neden olabilmektedir. Neyse ki aşı teknolojimiz sayesinde HPV'yi önlemeyi başarabiliyoruz.

64
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Haziran 2011 50 dk.

Elbette evrimsel biyoloji söz konusu olduğunda, soruların ucunun Tanrı inancına ve dinlere gelmemesi oldukça zor. Doğadaki evrim yasasının her ne kadar kütleçekimi yasasından veya kimyasal maddelerin tepkime dinamiklerini belirleyen yasalardan hiçbir farkı olmasa da ve her ne kadar Evrim Ağacı olarak biz, bugüne kadar bütün konuları bilimsel bir çerçeveden ele alıp, şahsi inançlara yönelik yorumlardan kaçınmış olsak da, ister istemez okurlarımız bizim halk arasında yaygın olarak Tanrı inancını bilimsel olarak nasıl izah edebileceğimizi, tanrıların, dinlerin ve bu inançların spesifik argümanlarının gerçeklik payı olup olmadığını ve Tanrı/din kavramını var oluşun neresine yerleştirmemiz gerektiğini soruyorlar.

Ne yazık ki bu soruların hepsinin cevabını veremeyiz; çünkü... Bilmiyoruz. Hatta halk arasında yoğun bir kamplaşma olsa da ve tutkuyla savunulan argümanlar/iddialar aksi yönde bir izlenim verse de, tarafların hiçbirinin yukarıdaki soruların nihai ve gerçek yanıtlarını bilmediğini de rahatlıkla iddia edebiliriz. Dolayısıyla biz, bu konuda bilimsel olarak sonlandırılmamış bir tartışmayı Evrim Ağacı olarak sonlandırma iddiasında olamayız - bugüne kadar hiç olmadık da. Ancak şunu yapabiliriz: İnsanı ve Evren'i tamamen doğal bir varlık olarak gören bilimin, "Eğer Evren bir süperbilinç tarafından var edilmediyse ve insan da dahil her şey doğal süreçlerle var olduysa, insanlar arasında görülen dini inançları ve Tanrı kavramlarını bilimsel ve doğal olarak nasıl izah edebiliriz?" sorusuna verdiği yanıtları size aktarabiliriz. Bu yazıda da yapacağımız bu olacak.

191
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Veli Sarıgül
Yazar 25 Ekim 2023 9 dk.

Tekinsiz Vadi (İng: "Uncanny Valley"), insani özellikler gösteren yapay bir robot, actroid veya insanımsı bir görselin insanda uyandırdığı tiksinti ve korku hislerini ifade eden bir terimdir. Bu terim ilk kez Japon robot bilimci Masahiro Mori tarafından 1970 yılında yayınlanan bir makalede ortaya atılmıştır. Mori, bu fenomeni "ürkütücülük vadisi" anlamına gelen "bukimi no tani genshō" olarak tanımlamıştır. 1978'de yazar Jasia Reichardt, Robotlar: Gerçek, Kurgu ve Tahmin adlı kitabında terimi "Tekinsiz Vadi" olarak tercüme etmiştir. Mori konuyla ilgili ufuk açıcı makalesinde şöyle söylemektedir:

Tekinsiz Vadi, Mori'nin çalışmalarından ortaya çıkmış bir kavram olsa da Mori'nin bu durumun varlığını fark eden ilk kişi olmadığını belirtmek gerekir.

84
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Memin Saka
Memin Saka
51K UP
Üye 5 gün önce 1 Cevap
Göz gibi kompleks yapıların, birçok ara aşamayla nasıl seçilerek oluştuğu hâlâ bazı yönleriyle tartışmalıdır. Her adım seçilimle avantaj sağlıyor mu?
147 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
354K UP
Aktaran 15 Mart 2 dk.

Bilim insanları, Dünya atmosferinin yaklaşık 2,5 milyar yıldır oksijen bakımından zengin olduğuna inanıyor ve bu durumun fotosentez yapabilen mikroorganizmaların nispeten hızlı artışından kaynaklandığını düşünüyor. Tokyo Üniversitesi'nden araştırmacıların da yer aldığı bir ekip, bu sürecin önünü açan öncü oksijenlenme olaylarını veya kısa süreli oksijen artışlarını açıklayan bir mekanizma ortaya koyuyor.

Communications Earth & Environment dergisinde yayımlanan bulgular, volkanik aktivitenin oksijenlenmeyi hızlandıracak şekilde koşulları değiştirdiğini ve bu kısa süreli oksijen artışlarının da bu sürecin gerçekleştiğini gösteriyor.[1]

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anıl Kocabaldır
Yazar 17 Şubat 2020 12 dk.

Bu yazımızda kaotik sistemlere örnek vermeye devam edeceğiz. Önceki yazımızda fiziksel bir örnek olan elektronik sistemlerde kaosu incelemiştik. Şimdi ise başka bir disiplin olan biyolojiden, kaotik davranış sergileyen, bir canlı grubuna ait popülasyondaki büyümede meydana gelen kaotikliği ele alacağız.

Biyolojik sistemlerde kaotikliği ilk defa inceleyen, biyolog R. M. May’dir. Kendisi 1970’lerin ortasında kompleks/ karmaşık davranış sergileyen biyolojik sistemlerin matematiksel bir modelini oluşturmuştur. Popülasyondaki canlıların sayısını zamana göre değişimini incelemiş ve 1976 yılında bunu bir makale olarak Nature dergisinde yayınlamıştır. Bu olay, aslında kaotik sistemlerin ilgiyi çekmeye başladığı bir dönüm noktasıdır. Çünkü basit ve karmaşık denklemlere sahip olmayan sistemlerde de hatta canlı maddelerde de kaotikliğin olabileceği ortaya konulmuştur.

70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Avc1 _
Avc1 _
103K UP
Bilimsel kaynaklara dayanan simülasyon yazılımcısıyım 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Memin Saka tarafından sorulmuştur.
Neden evrimsel süreçte kendimizi sorgulama gibi küçük yaşta bile görülen bir düşünce evrimleşmiş bu yaratılışçılara göre bu zaten insanda olan bir şey, peki bilim buna ne diyor?
Neden evrimsel süreçte kendimizi sorgulama gibi küçük yaşta bile görülen bir düşünce evrimleşmiş bu yaratılışçılara göre bu zaten insanda olan bir şey, peki bilim buna ne diyor?

(Vakti olmayanlar için sonda kısa cevap mevcuttur.)

Düşüncenin karmaşık tarihini anlatarak başlamak isterim:

Canlılık ilk olarak hayatta kalmasını sağlayan içgüdülerle tanıştı. Basitçe bunlar reflekslerdi. Zamanla daha sistematik bir hâl almaya başlayan sinir sistemi duyularına anlam yüklemeye başlamıştır. Sirkadiyen ritmin ışık gibi daha anlamlı olmaya başlamasından bahsediyorum. Bundan dolayı koşulları ne kadar iyi anlamlandıran bir bakıma çözüp hayatta kaldı. Bu canlıların sinir sistemlerine reflekslerden daha öte bir şey gerekti. Bu gereklilik duygular ile karşılandı. Bu sayede duygu dediğimiz kavramlar ile canlılık öfke gibi daha karmaşık refleksler üretebildi. Bu üretilen duyguların kaygı adı verilen stres hali yaratması beyni sempatik ve parasempatik olarak ayrı yönetim biçimlerine ayırdı. Bu sayede beyin kaygıyı hissetmediği vakit hayatta kalma mücadelesine hazır olmaya çalışmayacağı için enerjisi korundu. Hayatta kalmayı arttıran bu özellikler ve mücadele vermenin gerekmediği anlar canlılarda daha esnek sinirleri oluşturdu. Biz buna nöroplastisite diyoruz. Bu sayede evrimden daha hızlı adapte olabilen canlılar meydana geldi. Ancak bu adaptasyon genetik değil tamamen anlamsal olmaktan ibaretti. Kısaca refah durumunun yani parasempatik aktivitenin beyni daha anlamsal arayışa götürdüğünü söyleyebiliriz.(Bolluk dönemlerinin ne kadar felsefe için uygun olduğu söylenebilir.)

Tüm Reklamları Kapat

Peki neden insan daha fazla anlama sahibi?

İnsanların evriminde prefrontal korteks o kadar büyümüş olacak ki canlılık tarihinde farklı bir şey yaşanacak: Gelecek planı. Bütün bu plastisite geçmiş durumları göz önünde bulundurarak gerçekleşti. İnsanda geçmişin yanında birde artan gelecek planlama kabiliyeti onu diğer canlılardan daha fazla çevreye adaptasyon olabilecek hale getirdi. Basitçe alet üretimi...

Bütün canlılar genel anlamda genetik ve belki aile yapısı varsa deneyim bıraktı. Ancak insanın geleceğe yönelik yapısı dilde gelişmeyi tetikledi. Bundan dolayı prefrontal korteksin haricinde beyinde daha gelişmiş dil algısına sahip oldu. En nihayetinde geçmiş-gelecek gibi çoklu zaman yapısı ve dilin gelişmesi gibi artan anlam karmaşası özneleri meydana getirdi.

Varoluşsal düşüncenin kaynağı ne?

Tabii ki de geçmiş-gelecek bilinci ve öz farkındalık. Nedenleri sorgulamak uç beyni olan bir sürü canlıda olan bir durum. Ancak varoluşsal nedeni sorgulamak sadece insana özgüdür. Çünkü öz bilince sahiptir. Nedenleri sorgulama ağına kendini de kattığında bu canlı kendi etmenlerini araştırma yoluna giriyor.

Kısa cevap: Uç beyin sahibi canlılar neden-sonuç ilişkisini yani anlamsal ilişkiyi bir dozda algılayabilmektedir. Koşul ilişkisi gibi. Ancak öz bilinç sahibi insan bu neden sonuç ilişkisine özneleri de dahil edebilmektedir. O ne yapıyor? Onun görevi ne? Ben ne yapıyorum? Neden buradayım?..

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Tuna Toprak
Tuna Toprak
62K UP
İnceleyen10 14 Temmuz 2022
Güzel bir böcek belgeseli
Belgesel
10.0/10
(12 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Yazar 2 gün önce 9 dk.

Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.

Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]

15
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tugay Kara
Tugay Kara
177K UP
Aktaran 26 Ağustos 2 dk.

Kaliforniya San Diego Üniversitesi'nden mühendisler, kanserle savaşan ilaçları doğrudan metastatik tümörlere ulaştırmak için akciğerlerde yüzebilen mikrorobot adı verilen küçük robotlar üretti. Science Advances dergisinde yayınlanan makalenin sonuçları fareler için umut vericiydi. Araştırmacılar farelerin akciğerlerine sıçramış tümörlerin büyümesini ve yayılmasını engellemeyi başardı.[1]

Biyoloji ve nanoteknolojiyi ustalıkla birleştirmek için Kaliforniya San Diego Üniversitesi Jacobs Mühendislik Okulu'ndan Aiiso Yufeng Li ile Kimya ve Nano-mühendislik Bölümü'nde profesör olan Joseph Wang ve Liangfang Zhang'ın laboratuvarları ortak bir şekilde çalıştı.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dr. Handan Acar
Yazar 27 Aralık 2017 12 dk.

Sağlığımız ve her türlü teknolojimiz de dahil olmak üzere sahip olduğumuz hemen hemen her şeyi bilime ve onu icra eden bilim insanlarına borçluyuz. Dünü değiştiren, bugünü şekillendiren ve yarını tasarlayanlar onlar. Onlara verilen değer, bu değerin niteliği ve içeriği gibi konular son derece tartışmalı olsa da, yeryüzünde saygıyı en fazla hak eden çalışma sahalarının başında bilimsel araştırma sahaları geldiği kuşkusuz. Onları daha iyi anlamalı, daha fazla desteklemeli, daha fazla el üzerinde tutmalıyız.

Bunu bireysel seviyede tutarak yapmak mümkün olduğu gibi, bilim insanı popülasyonlarını analiz ederek de tespitlerde bulunmak mümkün. Örneğin, hangi bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (BTMM) alanları revaçta? Neden? Bunların trendleri nelerdir, ne yönlere doğru gitmektedir? Bu gidişatı etkileyen toplumsal faktörler nelerdir? Bu toplumsal faktörler, o alanlarda yapılan tanıtımlardan ne kadar etkilenmektedir? İnsanlar tercihlerini bilinçli ve öz deneyimlerine dayanarak mı, yoksa sağdan soldan duyduklarına dayanarak mı yapmaktadırlar? Ülkelerin ve hükümetlerin farklı bilim dallarına yaklaşımları nelerdir? Bunların her biri büyük sorulardır ve bilimin evrimini anlamamız açısından büyük öneme sahiptir.

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen10 3 gün önce
Tek kelimeyle inanılmaz bir film. Çıktığından beri 3 kere izledim, kesinlikle en sevdiğim ilk 10 film listesinde yerini aldı.
Öncelikle, bu film özellikle kadınlara dayatılan güzellik algısının ne kadar yıpratıcı olabileceğini çarpıtıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Filmin rahatsız edici yapısı, izleyiciye gerçek hayatta çoğu kadının yaşamını etkileyen bazı yaptırım ve eleştirilerin ciddiliğini tokat atar gibi anlatıyor adeta. Oyunculuklar, efektler, müzikler, kostümler, çekim açıları, renk teorisinin kullanımı... Her şeyiyle mükemmel bir film.
Film
6.0/10
(9 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Substance
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
185K UP
Bilim ve felsefe okuru 18 Nisan 2022 Sen de Cevap Ver

Teknik olarak evrende her gözlemci veya gözlem noktası için merkezde kendisi olmak üzere (veya bulunduğu gezegen) birbirinden (evrenin genişlemesi nedeniyle) ışık hızından daha hızlı uzaklaşan, birbirinden ışık hızından hızlı uzaklaştığı için birbiriyle etkileşimi mümkün olmayan ve birbirinden bu nedenle 'kopuk' evrenler olduğundan bahsedebiliriz. Evrende her gözlem noktasının ayrı bir kozmik ufku vardır ve bu ufuk sürekli genişlediği için kozmik ufkun ötesi ile bağlantı zamanla kesilmektedir. Bu durumda evrende uzun mesafelerde her evren diğerine göre tutarlılığını yitiriyor dahi olabilir. Zira burada 'göreli evren' durumu söz konusu olabilir. Yani sadece gözlemcilerin kendisi için tutarlı evrenlerden bahsedebiliriz. Bu evrenler sadece kendi içinde tutarlılık taşıyor olabilir. Her evren birbirinden kopuk olduğu için ve etkileşim kurulmadığı için evrenlerin kendi lokal tutarlılığı söz konusu olabilir. Bu da evrende gerçekliğin bile lokal ve göreli olması demek anlamına gelir. Zira ışık hızının her bir evrende diğerine göre aşılıyor olması bütün gerçeklik ve zaman tutarlılığının birbirinden kopuk evrenler veya konumlar için yitirilmesine neden olabilir. Yani bu doğruysa biz şuanda tamamen izafi (göreli) bir gerçekliğin içindeyiz demektir. Bütün evrene dair fizik kuralları dahi göreli bizim evrenimiz içinde geçerli ve işliyor demek olacaktır. Bu yüzden de sorunuz açısından ışık hızı lokal olarak bizim evrenimizde tutarlı (tutarlılık yaratan) bir fizik kuralıdır. ışık hızı bu nedenle bizim evrenimizde lokal bir hız sınırıdır. Birbirinden kopmuş her evrenin kendi içinde tutarlılığı olabilir ancak kendisinden kopuk diğer evren için ışık hızı asıldığı için aynı şeyi söyleyemeyiz. Çünkü iki evrenin birbirine göre konumu ve hızı isleri oldukça karıştırıyor olabilir.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 10 Nisan 2022
Harekete geçmemek, şüphe ve korkuyu doğurur. Harekete geçmek, güven ve cesareti doğurur. Korkuya hükmetmek istiyorsanız, evde oturup onu düşünmeyin. Dışarı çıkın ve işe koyulun!
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
93
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İlanPsikolojik Yardım ve Terapi
Ayşenur Uzun
Ayşenur Uzun
1,205 UP
İlanı Ekleyen 1 hafta önce İstanbul₺700,0015 Mayıs
Uygun Ücretli Oyun Terapisi - Psikolog Ayşenur Uzun
15 Mayıs 2025 19:04 tarihinden 20 Temmuz 2025 19:05 tarihine kadar.

Merhabalar, 2-10 yaş arası çocuklara süpervizyon kapsamında çocuk merkezli oyun terapisi ekolü ile çalışacağım. Eğitimimi Mehmet Teber'den aldım. İhtiyacı olan çocuklar için yönlendirme yapabilirsiniz. Uygun ücretli olacaktır. İletişim için [email protected] mail adresim üzerinden ya da psikologaysenuruzun instagram sayfamdan ulaşabilirsiniz.

İstanbul 

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close