Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Fatma Nur İnakçı
Yazar 15 saat önce 11 dk.

2014 yılında, Birleşik Krallık merkezli Surrey NanoSystems tarafından geliştirilen Vantablack, insanlık tarihindeki en koyu malzemelerden biri olarak tanıtılmıştır. Karbon nanotüp teknolojisine dayanan bu malzeme, ışığın %99,9'unu emerek yüzeye düşen fotonların neredeyse tamamını soğurur. Bu benzersiz özelliği sayesinde, gözlemleyen kişiye yüzeyin üç boyutlu özelliklerini algılamada büyük bir zorluk yaşatır. Nesneler adeta birer boşluk olarak görünür.  

Vantablack'in geliştirilme amacı temel olarak askeri ve bilimsel uygulamalara yöneliktir. Yüksek hassasiyetli teleskoplar, uydu sistemleri ve askeri kamuflaj teknolojileri gibi alanlarda kullanımı planlanan bu malzeme, ışığın yansımasını minimize ederek optik sistemlerde büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bununla birlikte Vantablack'in popülerleşmesi ve sanat dünyasında tartışmalar yaratması onu sadece bir bilimsel yenilik olmaktan çıkarıp kültürel ve ekonomik bir tartışma nesnesi haline getirmiştir. 

10
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Aktaran 16 saat önce 4 dk.

Avustralya’nın güneydoğusundaki nemli okaliptüs ormanlarında yaşayan lir kuşu (Menura novaehollandiae), yalnızca olağanüstü taklit yetenekleri ve göz alıcı kur danslarıyla değil, aynı zamanda ekosistemi şekillendiren becerileriyle de dikkat çekiyor. 2025 tarihli bir araştırmaya göre, bu büyük ötücü kuşlar avlarını (solucanlar, kırkayaklar ve örümcekler) kendi besin kaynaklarını artıracak şekilde adeta "yetiştiriyor"!

La Trobe Üniversitesi’nden Alex Maisey ve ekibi, lir kuşlarının beslenme alışkanlıklarını incelemek için Victoria bölgesindeki üç farklı ormanda saha çalışmaları yürüttü:

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Üzeyir Yazıcı
Çeviren 17 saat önce 16 dk.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Nisan 2023'te yayınlanan bir tahmine göre, infertilite dünya çapında üreme çağındaki her altı yetişkinden birini etkilemektedir. Yüzde oranı ile belirtecek olursak bu oran %17,5'a tekabül etmektedir. İnfertiliteye neden olan faktörler doğumdan önce veya yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişebilir. Ayrıca infertilite o kadar çeşitli ve karmaşık bir fenomendir ki çoğu durumda kesin bir neden tanımlanamaz.

Kısırlığın önde gelen nedenlerinden biri hormon dengesizliğidir. Hormonlar üreme, gelişme ve metabolizma dahil olmak üzere vücuttaki tüm temel biyolojik işlevleri düzenleyen kimyasal habercilerdir. Vücutta çok düşük seviyelerde dolaşmalarına rağmen, hormon konsantrasyonlarındaki küçük değişiklikler vücutta güçlü etkiler yaratır. Bu nedenle hormon sinyalizasyonundaki küçük aksaklıklar bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hüseyin Avcı
Yazar 2 gün önce 9 dk.

Zamanın doğası, kuantum mekaniği ve genel görelilik arasında köklü bir tutarsızlık kaynağı olarak kabul edilir. Standart kuantum mekaniğinde zaman, sistemlerin evrimini yönlendiren Schrödinger denkleminde yer alan dışsal bir parametre olarak modellenir. Ancak genel görelilikte zaman, madde ve enerji ile dinamik olarak etkileşime giren geometrik bir değişkendir. Bu çelişki, kuantum kütleçekimi teorisi oluşturulmaya çalışıldığında daha da belirgin hale gelir. Özellikle Wheeler-DeWitt denklemi gibi kütleçekimsel kuantum teorilerinde, evrenin küresel kuantum durumu statiktir ve klasik anlamda bir zaman değişkeni içermez. Matematiksel olarak, bu denklemin H∣Ψ⟩=0H∣Ψ⟩=0 formunda olması, evrensel kuantum durumunun zaman içinde evrimleşmemesi gerektiğini gösterir. Bununla birlikte, günlük deneyimlerimiz zamanın akışını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, zamanın temel olup olmadığı veya daha derin bir kuantum mekaniği çerçevesinden türeyen bir kavram olup olmadığı sorusu modern fizik için temel bir problem olmaya devam etmektedir.

Bu problem, özellikle kuantum kozmoloji ve kara delik fiziği gibi alanlarda önemli etkiler yaratmaktadır. Evrenin erken dönemlerine dair mevcut modeller, Planck ölçeğinde (10−43 saniye civarında) klasik zaman kavramının geçerliliğini yitirdiğini ve kuantum etkilerin baskın hale geldiğini göstermektedir. Benzer şekilde, kara deliklerin iç bölgelerinde genel göreliliğin öngördüğü tekillikler, zamanın anlamını kaybettiği rejimlere işaret etmektedir. Ancak, gözlemlenebilir fiziksel süreçlerin zaman içinde ilerliyor gibi görünmesi, kuantum mekaniği ile zaman algımız arasında köprü kuran yeni teorik yaklaşımlara olan ihtiyacı doğurmaktadır.

14
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 2 gün önce 4 dk.

Flehmen tepkisi, memeli hayvanların özellikle kokuları daha iyi algılamak için dudaklarını yukarı kaldırarak sergiledikleri özel bir davranıştır.[1] Günlük hayatımızın içinde olan kediler, bir nesneyi kokladığında bazen tuhaf bir yüz ifadesi takınır, sanki kötü bir koku almış gibi şaşkın bir şekilde ağzını hafifçe aralar, dudaklarını gerer ve adeta donakalırlar. Ancak bu ilginç tepkinin tahmin edildiği gibi "rahatsız edici" bir kokuyla ilgisi yoktur. Aksine kedilerin çevrelerindeki kimyasal sinyalleri analiz etme yöntemlerinden biridir.

Kediler ve birçok diğer hayvan, feromon adı verilen kimyasal sinyaller salgılar. Bu sinyaller aynı türden bireyler arasında iletişim kurmaya yarar. İşte bu noktada vomeronazal organ (Jacobson organı) devreye girer. Burun boşluğunun üst kısmında bulunan vomeronazal organ doğrudan ana koku alma sistemiyle (olfaktör sistem) bağlantılı değildir.[2] Yani burun yoluyla algılanan kokular gibi feromonları işlemden geçirmez.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close