Evrim Ağacı Bilim Terimleri Sözlüğü, bilim dünyasında sıkça kullanılan terimlerin anlamlarını ve açıklamalarını içerir.
Hem büyüklüğü (genliği) hem de faz açısını içeren karmaşık sayı. Bu kavram genellikle elektrik mühendisliğinde alternatif akım (AC) devrelerinde kullanılır. Bu sayede, AC sinyallerin zamana bağlı dalga formları yerine, daha basit bir şekilde temsil edilmeleri mümkün olur.
Bir AC sinyali genellikle şu şekilde ifade edilir:
Burada "" sinyalin maksimum genliğini, "" açısal frekansı, "" zamanı, "" ise faz açısını temsil eder.
Fazör, bu sinyali zamandan bağımsız olarak temsil etmek için kullanılır ve genellikle karmaşık düzlemde bir vektör olarak gösterilir:
Bu gösterim, zamana bağlı olmayan bir ifade olduğu için AC devre analizlerinde büyük kolaylık sağlar.
Birim zamanda bir noktadan geçen dalga boyu. Birimi hertzdir (Hz). Titreşim hızı ne kadar artarsa, frekans o kadar artar. En düşük frekansa sahip dalgalar radyo dalgaları, en yüksek frekansa sahip dalgalar ise gama ışınlarıdır.
İnsan anatomisinde eklem hareketini tanımlamak için kullanılan terim. Eklemin öne veya arkaya doğru hareket açıklığının azalması durumu.[1]
Bir kümenin her elemanının başka bir kümenin en az bir defa ve yalnız bir elemanıyla ilişkilendiren bağıntı. Tanım kümesindeki tüm elemanlar, değer kümesindeki en az bir elemanla ilişkilendirilir. Tanım kümesinde eşleştirilen bir eleman ikinci defa eşleştirilemez. Değer kümesinde ilişkilendirilen elemanların oluşturduğu kümeye "görüntü kümesi" adı verilir. Fonksiyonlar genellikle f, g veya h gibi küçük harflerle gösterilirler. Örneğin A ve B isimli iki küme oluşturulursa A'nın her elemanının B'nin en az bir ve yalnız bir elemanıyla ilişkilendiren bağlantıya "A'dan B'ye fonksiyon" denir ve şu şekilde gösterilir:
Âşık olma fobisi olarak bilinen, Yunanca'da "sevmek" anlamlarına gelen φιλέω ("phileo") ve "korku" anlamına gelen φόβος ("phobos") kelimelerinden oluşan bir terim.
Seçilen bir pozitif tam sayıdan 1'e kadar olan tüm pozitif tam sayıların çarpımıdır. Matematikte "!" işareti ile gösterilir. Gösterimi şöyledir:
Örneğin 6 faktöriyel, şu biçimde gösterilir:
Genellikle 6 ay ila 6 yaş arası çocuklarda görülen, ateşin 38 derece ve üstüne çıkması ile meydana gelen nöbetlere verilen isimdir. Halk arasında "ateşli havale" olarak da bilinir.
Hücre zarının yapısında bulunan lipit çeşididir. Fosfolipitler, trigliseritlerden farklı olarak 2 yağ asidi, 1 fosforik asit, 1 gliserol molekülü ve kolin bazından oluşur. Bu moleküller suya bırakıldığı zaman çift katlı bir tabaka oluşturur. Fosfolipitler hücre zarının yapısına katılarak hücre zarının iki tabakalı bir yapıya sahip olmasını sağlar. Fosfolipit moleküllerinin dış ortama ve hücrenin içine bakan baş kısımları hidrofilik, hücre zarının iç kısmındaki kuyruk bölgeleri ise hidrofobik yapıdadır.
İlaçları veya diğer farmakolojik maddeleri, özellikle bunların kullanımını, hazırlanmasını ve düzenlenmesini açıklayan resmî kitap.
Uluslararası Birimler Sistemi'nde (SI) kapasitansın birimidir ve 1 Coulomb/Volt'a tekabül eder.[1] Adını İngiliz fizikçi Michael Faraday'dan almıştır. Farad, elektronik devreler için oldukça büyük bir birimdir, bu yüzden elektronik devrelerde kullanılan sığaçların kapasitansı mikrofarad (μF), nanofarad (nF) ve pikofarad (pF) gibi alt birimlerle ifade edilir.
Kimyasal sistemlerin özellik ve davranışlarını inceleyen, bu özellik ve davranışların sonucunda ortaya çıkan yasaları belirleyen bilim dalıdır.[1] Fizikokimya; sıcaklık, basınç, hacim, derişim gibi fiziksel faktörlerin kimyasal tepkimelere etkilerini inceler. Sistemlerdeki ısı ve iş dönüşümlerini, tepkime hızlarını ve tepkime mekanizmalarını matematiksel ifadelerle teorilere dönüştürür. Elektrokimya, termodinamik, kimyasal kinetik alanlarını da kapsar.
Işığı belirli bir dalga boyunda emme ve daha sonra daha uzun bir dalga boyunda ışık yayma yeteneğine sahip moleküllerdir. Bu süreç "floresan" olarak adlandırılır. Proteinler, nükleik asitler ve küçük organik moleküller dahil olmak üzere çok çeşitli molekül florofor olabilir. Floresin, rodamin, siyanin, GFP çeşitli florofor örnekleridir.[1][2]
Floroforlar görünür, ultraviyole veya kızılötesi aralıktaki ışıkla uyarılabilirler ve uyarıldıkları dalga boyundan daha uzun veya daha kısa dalga boylarında ışık yayabilirler. Uyarma ve emisyon dalga boyları da dahil olmak üzere bir floroforun özellikleri, içinde bulunduğu molekülü tanımlamak ve ölçmek için kullanılabilir.[3]
Esas olarak bir elektromanyetik radyasyon paketi olan bir ışık parçacığıdır. Fotonun enerjisi, frekansına bağlıdır. Foton ayrıca elektromanyetik kuvvetin, kuvvet taşıyıcısıdır. Frekans ne kadar yüksekse, fotonun sahip olduğu enerji o kadar fazladır.[1]
Madde, hareket, kuvvet ve enerjiyi inceleyen bilim dalıdır. Aynı zamanda doğal dünyayı ve herhangi bir ortamdaki nesneler ve enerji arasındaki etkileşimleri incelemeyi de içerir.
Fruktoz veya meyve şekeri, birçok besinde bulunan altı karbonlu bir monosakkarittir.[1] Beyaz, katı bir görünüme sahip olan fruktoz suda kolaylıkla çözünür. Fruktoz ayrıca başka bir monosakkarit olan glukozla birleşerek sükrozu oluşturur.[1] Fruktozun aksine sükroz, 12 karbonlu bir disakkarittir. Kimyasal formülü C6H12O6 olan fruktozun moleküler kütlesi ise 180.16 g*mol-1dir.[2] Fruktoz glukozla birlikte meyvelerde, şuruplarda ve bazı sebzelerde bulunur. Ayrıca fruktozun fosfat türevleri (örneğin; fruktoz-1-fosfat, fruktoz 1,6-difosfat) karbonhidratların metabolizmasında son derece önemlidir.[1]
Latince’de “bant” anlamına gelen fasya; vücut içerisinde kasların üzerini örten, kasları ve iç organları birbirinden ayıran, bağlayan ve sabitleyen kolajen zar yapılı bir bağ doku katmanıdır. Katmanlarına ve fonksiyonlarına göre birbirinden çeşit olarak ayrılır.
Farmakolojinin bir alt dalı. Vücudun maruz kaldığı ilaçlarla etkileşimini inceler. 4 başlıktan oluşur: Emilim (absorbsiyon), Dağılım (distribüsyon), Metabolizma ve Atılım (eliminasyon):
Filoloji, bir dilin tarihsel süreç içerisindeki hâlini ve geçmişini, yapısını, öbür dillerle olan benzerliklerini ve farklılıklarını inceleyen bilim dalıdır. Kelime, köken olarak Yunancada kelime sevgisi anlamına gelen "Philos" ve "Logos" kelimelerinden oluşmuştur.[1]
İnce ve aktin bakımından zengin hücre zarı uzatısı. Hücre göçünde, yaraların iyileşmesinde ve nörit büyümesinde önemli bir role sahiptir. Nöronlarda dendritik dallar için precursor (öncü madde) görevi görür.
Yalnızca bitkilerle beslenen canlılara verilen isimdir. Fitofag böceklerin 500.000'den fazla olduğu düşünülmektedir. Bu sayı bilinen çok hücreli canlıların yaklaşık olarak %25'ine denk gelmektedir. Orthoptera, lepidoptera, coleoptera, heteroptera, hymenoptera ve diptera fitofag böcek takımları arasındadır.
Genellikle camdan yapılan, içine sıvı tıbbi malzemeler (aşılar ve ilaçlar gibi) konulan, küçük kaplara verilen isim, viyal.
Bir olgunun, semboller ve sayılar ile özgün bir şekilde ifade edilmesine formül denir.
Fisyon yani nükleer parçalanma, atom ağırlığı (Kütle numarası) büyük olan atomların parçalanarak kütle numarası küçük olan atomlara dönüşmesi olayıdır. Fisyon reaksiyonları kontrollü gerçekleşmelidir çünkü nötronlarla birlikte çok büyük bir enerji açığa çıkar. Eğer fisyon reaksiyonunun gerçekleştiği ortamdan nötronlar alınmazsa zincirleme reaksiyon meydana gelir. Atom bombasının çalışma prensibi fisyon olayına dayanır.
Çekirdek tepkimesi olarak da bilinen Füzyon, bir ya da birden fazla hafif elementin (atom numarası küçük olan elementler) uygun ısı düzeyinde birleşerek ağır bir elementin oluşması olayına verilen isimdir. Füzyon gerçekleşirken çok büyük bir enerji açığa çıkar. Bu işlemle oluşturulabilecek en ağır element Demir (Fe) elementidir.
Şüpheciliğin çağdaş bir versiyonudur. Bu argüman, epistemik gerekçelendirmenin zihne içkin süreç ve unsurlar ile mümkün olduğunu iddia eden İçselcilere ve Temelci/Kartezyen epistemologlara yönelik çağdaş bir eleştiri niteliğindedir. Birçok İçselci için doğru inançların gerekçelendirilmesi, kişinin bu gerekçelendirme sürecinin farkında olması ve inançların kişiye erişilebilir olması ile mümkündür. BIV Argümanı tam bu noktada bir soru sorar; peki ama kişi sahip olduğu inançlardan bizzat kendisinden nasıl emin olabilir? Ya bir Matrix karakteriysek? Veya bir bilgisayar oyunundaysak? BIV argümanı, Fatih S. M. Öztürk’ün ifadesiyle Descartes’ın rüya ve kötü yaratık argümanının günümüzdeki bir uzantısı olup özellikle “olgu durumları hakkındaki önermeleri bilemeyiz” sonucunu temellendirmeye çalışan radikal bir şüpheci dedüksiyondur. Sizin beyniniz, oldukça güçlü ve gelişmiş bir nöron teknolojisi ve bilgisayar sistemi sayesinden kafatasınızdan alınarak özel bir kavanoz içerisine yerleştirilmiştir. Böylece artık deneyimleri bir bilgisayar sistemine bağlı ve gerçek dünyayla veri-duyum-algı ilişkisine giremeyen kavanozdaki bir beyinden ibaretsiniz. Artık “Ayaklarımın üzerinde yürüyorum.” gibi bir ifade kurmanız anlamsız olacaktır çünkü artık bir BIV’siniz (kavanozdaki beyinsiniz) ve gerçek dünyaya dair önermesel bilgileriniz bilgisayar sistemi sayesinde sizde yaratılan “şeyler”dir. Aynı anda hem gerçek dünyaya dair önermesel bilgi sahibi olmak hem de BIV olmak mümkün değilmiş gibi görünüyor. Eğer dış dünya gerçekse kavanozdaki beyin değilizdir, eğer kavanozdaki beyin isek dış dünya gerçek değildir. O halde bir İçselci veya Temelci kavanozdaki bir beyin olmadığımızı yalnızca zihne (beyne?) içkin süreçlerle açıklamaya cesaret edebilir mi? Belki de kavanozdaki bir beyinsek gerçekten de şu an olduğu gibi sorular sormamız yönünde bir bilgisayar komutu almışızdır ve bunun farkında değilizdir. BIV Argümanı’nı kullanın kimi Dışsalcılar bu noktada devreye girer ve dışsal ile çevresel olan şeylere de başvurmadan demin sorduğumuz soruları cevaplayamayacağımızı iddia ederler. Daha ayrıntılı bilgi için şu yazımızı okuyabilirsiniz.
Beynin duygusal ifade, problem çözme, hafıza, dil, yargı ve cinsel davranışlar gibi önemli bilişsel becerileri kontrol eden kısmıdır. Beynin en büyük kortikal bölgesidir ve serebral korteksin yaklaşık %40'ını oluşturur. Ön lob veya alın lobu da denir.
Özünde, kişiliğimizin ve iletişim yeteneğimizin "kontrol paneli"dir. Lobdaki her alan motor, konuşma, yürütme işlevi gibi belirli bir işlevden ve davranıştan sorumludur. Frontal lob ile beynin diğer kısımları arasındaki kapsamlı bağlantı ağı, frontal lob işlevlerini ve işlev bozukluklarını anlamayı zorlaştırır.
Bir organik molekülü bir fosforik asit ya da fosfor içerikli bir grupla birleştirmek veya bu birleşime sebep olmak.
Fungus: maya, küf ve mantarları içeren krallık Mantarlarının yaklaşık 99.000 bilinen organizma türü herhangi biridir. Funguslar, dünyadaki en yaygın organizmalar arasındadır ve büyük çevresel ve tıbbi önem taşımaktadır. Birçok mantar toprakta veya suda yaşamaktadır; diğerleri bitkiler veya hayvanlarla parazitik veya simbiyotik ilişkiler oluştururlar. Funguslar ökaryotiktir. Önceleri funguslar bitki krallığına dahildi fakat funguslar, klorofil içermedikleri ve benzersiz yapısal ve fizyolojik özellikleri ile (yani, hücre duvarının ve hücre zarının bileşenleri) ayırt edildiğikleri için bitkilerden ayrılırdılar.
Mantarlar ve toadstoollar (zehirli mantarlar), ekonomik açıdan önemli fungi olmamalarına karşılık , en kolay tanınanlardır. Mantar kelimesinin Latincesi fungus bütün grup için kullanılmaktadır.
Follikül stimüle edici hormon, gonadotropik hormonlardan biridir (diğeri LH'dır). Her ikisi de hipofiz bezi tarafından kan dolaşımına salınır. Folikül stimüle edici hormon, pubertal gelişim ve kadınlarda yumurtalıklarının, erkeklerde testislerinin gelişmi ve işlevi için gerekli hormonlardan biridir.
Kadınlarda bu hormon, yumurtlamadan önce, yumurtalıktaki foliküllerden birisini uyararak bir yumurtanın büyümesini sağlar. Ayrıca östradiol üretimini de arttırır. Erkeklerde follikül stimüle edici hormon, testislerin Sertoli hücrelerinde sperm üretimini (spermatogenezi) tetikler.
Fikobilinler fotosentetik pigmentlerdir. Suda çözünebilirler ve bu nedenle sitoplazmada veya kloroplastın stromasında bulunurlar. Sadece Siyanobakteri ve Rhodophyta'da bulunur.
Diğer fotosentetik pigmetler, klorofil ve karotenoidlerdir.
Pigmentler, görünür ışığın sadece belirli dalga boylarını yansıtan kimyasal bileşiklerdir. Bu da onları "renkli" görünmlerine sebep olur. Çiçekler, mercanlar ve hatta hayvan derisi onlara renk veren pigmentler içerir. Işığı yansıtma özelliklerinden daha önemli olanı, bazı dalga boylarını emme kabiliyetleridir.
Belli dalga boylarını emebildikleri ve ışıkla etkileşime girdikleri için pigmentler, bitki ve diğer ototroflar için son derece yararlıdır. Bitkilerde, yosunlarda ve siyanobakterilerde pigmentler, fotosentez için güneş ışığının enerjisinin yakalandığı araçtır. Her pigment spektrumun sadece dar bir aralığında çalıştığı için, genellikle daha fazla güneş enerjisi elde etmek için farklı renkte çeşitli pigmentler üretme ihtiyacı vardır.
3 ana pigmet çeşidi bulunur;
1. Klorofil
2. Karotenoid
3. Fikobilin
Fotosentez, yeşil bitkiler ve bazı diğer organizmaların ışık enerjisini organik bileşikleri oluşturmada kullandıkları tepkime. Yeşil bitkilerdeki fotosentez sırasında ışık enerjisini kullanarak; su, karbondioksit ve mineralleri oksijene ve enerjiden zengin organik bileşiklere dönüştürmek için kullanılır.
Bitkilerde yapraklarda üretilen besinleri bitkinin diğer tüm bölgelerine yönlendiren dokulardır.
Ksilem ile iligili detaylı bilgiye ulaşabilirisniz.
Genetiği değiştirilerek piyasaya sürülen ilk gıda (GM gıdası). Bu tür domatesler hızlı olgunlaşmayacak şekilde modifiye edilmişti.
Wright'ın F-istatistiği olarak bilinen Sewall Wright (1969, 1978) tarafından geliştirilen genetik yapının ölçüldüğü bir istatistiktir. F-istatistikleri populasyon genetiğinde bir populasyonda beklenen muhtemel heterozigotluğu belirlemek için kullanılan bir istatistiktir. FST, toplam genetik varyansın (T alt simgesi) bir alt popülasyonda (S alt simge) bulunan toplam genetik varyansa oranıdır. Değerler 0'dan 1'e değişebilir. Yüksek FST, popülasyonlar arasında önemli derecede farklılaşma anlamına gelir. FIS (akrabalık katsayısı), bir bireyin buldundurduğu, alt popülasyondaki varyansın kendisindekine oranıdır. Yüksek FIS, yüksek akrabalık olduğunu gösterir.
İlk çaprazlama sonunda çıkan ilk filial (oğul veya kız) melezler. Sonraki nesiller F2, F3 vb. Ile gösterilir. Kantitatif özellik lokusu (QTL) haritalaması ile hayvan çalışmalarında, fenotipin aşırı uçlarına (en düşük ve en yüksek kan basıncı gibi) sahip iki hayvan F1 dölünü oluşturmak üzere çiftleştirilir ve daha sonra F1 x F1 çiftleşmeleri, daha sonra haritalama çalışmaları için kullanılan geniş fenotip yelpazesine sahip F2 neslini oluşturur.
Türlerin yaklaşık sabit hızla başka türlere dönüştüğünü gösteren teorik evrimsel modelleme.
Dini, siyasi, çevresel, kültürel, estetik ve ekonomik gibi nedenlerle hayvansal ürünler ve tahıllar olmadan meyve, sebze, kabuklu yemişler ve tohumlar içeren bir diyet uygulayan kişi. Kuru erik, fındık, hurma, domates, limon, mandalina, armut ve kabak gibi besinleri tüketir.
Canlı organizmaları ve sistemlerinin parçalarının işlevlerini inceleyen bilim dalıdır. Organizmaların, organ sistemlerinin, organların, hücrelerin ve biyomoleküllerin canlı sistemi içerisinde işlevlerini nasıl yerine getirdiklerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini kapsar.
Şube, dal. Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan ve sınıfların bir araya gelmesi ile oluşan birliktir.
Geometrik optiğin bazı esas kanunları, bircins ortamda ışığın doğru yolla yayılması, iki ortamın sınırında ışığın kırılması ve ışığın yüzey sınırından yansıması eskiden beri bilinen bir gerçektir. Fakat ortamın kırılma indisi sabit kalmayıp sürekli değiştiğinde, ortamda ışığın nasıl yayılacağı açıklanamıyordu. Bunun cevabı 17. yüzyılda Fransız fizikçi Fermat tarafından verilmiştir. Fermat, ışık bir noktadan diğerine bu iki nokta arasında mümkün olan en kısa olanı seçerek yayılır prensibini ortaya koymuştur. Bu prensip, en küçük zaman prensibi ya da en kısa yol prensibi olarak da bilinir. Fermat prensibini tüm yüzeyler için genişleterek iki madde halinde verebiliriz:
Herhangi bir genin transkripsiyonu sonucunda yeni ya da işlevsel olarak gelişmiş bir protein üretimine sebep olan mutasyon türüdür.
Floresan probların uygulandığı doku ve hücre örneklerinde translokasyon, inversiyon, delesyon ve diğer yapısal ve sayısal kromozom anomalileri gibi spesifik DNA veya RNA dizilerinin belirlenmesi için kullanılan birçok teknikten biridir. Hem bölünen hem de bölünmeyen hücrelere uygulanabilir.
Eşit evrimleşme hızı varsayımı olmaksızın genetik uzaklık bilgisinden evrim ağacı oluşturmak için kullanılan algoritmadır.
Ayrışmamış bir hücrenin (örn; bir kök hücrenin) vücuttaki spesifik bir hücreye dönüşme işlemine verilen addır. Farklılaşma, bir takım genlerin aktive olduğu, bazılarının inaktive olduğu karmaşık bir süreçtir. Bunun sonucunda farklılaşan bir hücre spesifik bir yapıya bürünür ve belli bir fonksiyonu vardır.Olgunlaşmış bir sinir hücresinin diğer sinir hücreleri ile iletişimi sağlamak üzere elektrokimyasal sinyal alıp vermeyi sağlayan ince, fiber dokuya benzeyen çıkıntıları vardır. Laboratuvar şartlarında bir kök hücre diğer hücrelere (örn; sinir, kalp veya pankreas hücresine) dönüştürülebilir ve buna yönlendirilmiş (directed) farklılaşma denir.
Organizmaların coğrafi dağılımlarına dair soruları cevaplandırabilmek adına, evrim ağaçlarının kullanılmasıdır.
Türlerin veya popülasyonların birbirleriyle olan evrimsel ilişkilerini gösteren bir çizimlerdir. Belirli canlıları kapsayabileceği gibi, var olmuş, olan ve olacak olan tüm türleri de kapsamaktadır. Paleontolojik çalışmalarda atalar fosil kayıtlarından bilinebilir, ancak aynı zamanda günümüzdeki genetik, morfolojik, ekolojik, vb. özelliklerden de ortak ata tahminlerinde bulunulabilir. Aynı zaman "evrim ağacı" olarak da bilinir.
Bir türün, popülasyon bazında ve nesiller içerisinde, herhangi bir türleşme veya izolasyon olmaksızın, fiziksel özellikleri (fenotip) bakımından farklılaşması, evrim geçirmesidir. "Anagenez" olarak da bilinir.
Bir popülasyon içerisindeki fenotipik farklılıkların ve çeşitliliğin toplamıdır.
Genotipe bağlı olarak oluşan fenotipin, çevresel etmenlerin etkisiyle çeşitlilik göstermesidir.
Türlerin fiziksel benzerliklerine göre popülasyonları ve türleri gruplandırma şablonudur.
Genlerin fonksiyonlarını bozduğu için işlevsel proteinlerin üretilmesine engel olan mutasyonlardır. "İleri mutasyon", "nakavt mutasyonu" veya "boş mutasyon" olarak da bilinir.
Embriyoyu takiben, bir yavrunun doğumdan önceki son gelişme evresidir.
DNA ve protein sekansları için evrensel yazı formatıdır. ">" işareti ile başlayıp tek satırlık tanımlamadan sonra sekans bilgileri ile devam eder.>gi|129295|sp|P01013|OVAX_CHICK GENE X PROTEIN (OVALBUMIN-RELATED)
QIKDLLVSSSTDLDTTLVLVNAIYFKGMWKTAFNAEDTREMPFHVTKQESKPVQMMCMNNSFNVATLPAE
KMKILELPFASGDLSMLVLLPDEVSDLERIEKTINFEKLTEWTNPNTMEKRRVKVYLPQMKIEEKYNLTS
VLMALGMTDLFIPSANLTGISSAESLKISQAVHGAFMELSEDGIEMAGSTGVIEDIKHSPESEQFRADHP
FLFLIKHNPTNTIVYFGRYWSP
F faktörü içermeyen suştur.Konjugasyon esnasında "alıcı" olan E. coli suşu F faktörü içermez.
F faktörü içeren suştur.Konjugasyon esnasında "verici" olan E. coli suşu F faktörü içerir.
Bakterilerde eşey faktörü olarak rol oynayan transfer edilebilen plazmittir. Çift iplikli ve çembersel yapıda olup yaklaşık olarak 94000 baz uzunluğundadır. Konjugasyon ve kromozomal gen transferleri, F faktörü taşıyan F+ bakteri ile F faktörü taşımayan F- bakterinin yan yana gelip alıcı hücreye F faktörünün aktarılmasıyla gerçekleşir.
Wright'ın F-istatistiği olarak da bilinen populasyon genetiğinde genetik çeşitliliği analiz etmek amacıyla Sewall Wright tarafından geliştirilmiştir. FST, alt popülasyonun toplam genetik varyansın toplam genetik varyansa oranıdır. Değeri 0 ile 1 arasında değişir. Bu değer ne kadar yüksekse populasyonlar arası farklılaşma o kadar fazladır. FIS (soy içi üreme katsayısı), bireyin genetik varyansının alt populasyonun genetik varyansına oranıdır.
F faktörü yalnızca konjugasyonla ilgili genleri içerirken, buna ek olarak bakteri genomuna ait parçalar da içeren plazmit F' (F-prime) faktörü olarak tanımlanır.
Günümüzden yaklaşık olarak 382.700.000 ile 372.200.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir. Kaynaklarda bir örneği görülebilir.
Günümüzden yaklaşık olarak 372.200.000 ile 358.900.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir. Kaynaklarda bir örneği görülebilir.
Bir bireyin uyum başarısını arttıran bir özelliğin, o özelliğin popülasyon içerisindeki frekansına bağlı olduğu durumda görülen seçilim tipidir. Çoğu zaman bu tip seçilimde, frekansı yüksek olan özellikler bireyin başarısını düşürürken, frekansı düşük olan özellikler bireyin başarısını arttırır. Bir nevi "az olanın kıymetli olması" gibi düşünülebilir.
Bir fenotipin, genotipin, gametin veya alelin bir popülasyon içerisinde bulunma yüzdesidir.Her 10 bireyden 6'sı belli bir özelliği gösteriyorsa, o özelliğin frekansı %60 ya da 0.6'dır.
Fosillerin Dünya çapındaki tüm kurum ve kuruluşlardaki örneklerinin resmi kayıtlarının tamamıdır.
Evrim Ağacı üzerindeki dalların her bir parçasıdır. Bu çizgiler, belirli bir popülasyonu ya da taksonomik grubun zaman içerisindeki değişimini temsil eder.
Çeşitli organizma grupları arasındaki evrimsel ilişkinin araştırılmasını konu alan bilim dalıdır. Filogenetik ağaçlar ise (filogeni ağacı, evrim ağacı ya da yaşam ağacı olarak da bilinir), bu tarihi şematik olarak göstermemize yarayan araçlardır.
Filogenetik karşılaştırmalarda korunmuş işlev ögelerini göstermek için kullanılır.
Dışyapı. Genetik ve çevresel etkenlerin yarattığı özelliklerin canlının dış görünüşündeki yansımasıdır. Fenotip çoğunlukla genler tarafından belirlenir; ancak bazı koşullarda diğer etkenler, fenotipin genotipe yüzde yüz uymasını engelleyebilir (bkz: hipomorfizm). Fenotip, zaman içerisinde değişebilir. Birden çok genle kontrol edilen özelliklerin fenotipleri de karmaşıklık gösterir. Genlerin durumuna göre çeşitlilik gösteren fenotip sınıflarına pleiotropik fenotip adı verilir. Biyolojik sınıflandırmanın ilkel aşamasında kullanılan sınıflandırma yöntemi, canlıların görünüşleri; yani fenotipleri üzerine kurulmuştu. Ancak genetik biliminin gelişmesi sonucunda moleküler düzeyde sınıflandırmaya geçilmiştir. Ortak fenotipe sahip canlılar, her zaman evrimsel olarak ortak atadan gelmezler. Yakınsak evrim, fenotiplerin birbirine benzemesini doğurabilir. Modern genetik terminolojisinde, herhangi bir mutasyonun yarattığı değişime de mutant fenotip adı verilir.
Kıvırcık saçlı olmak, düz saçlı olmak, uzun boylu olmak, kısa boylu olmak vs.
Olağandışı çevre koşullarından kaynaklanan ve kendi dışındaki bir genotipin normal dışavurumuna benzeyen fenotipik özellilk. Farklı genetik yapılara sahip olmalarına rağmen, farklı türlerin aynı fenotipi göstermesi.
Fisher'ın bu teoremi çoğu türlerde neden cinsiyet oranının 1:1 olduğunu açıklar. Bu teoreme göre rastgele çiftleşmenin olduğu populasyonlarda 1:1 oranı bozulduğunda otomatik bir seçilim baskısı olur ve bu oran 1:1 'e geri döner.
Bill Hamilton bir örnekle bu teoremi açıklamıştır.
1.Erkek doğum oranının azaldığını varsayalım.
2.Yeni nesil erkeklerin çiftleşme beklentileri daha fazla olacağından daha çok yavruya sahip olabilirler.
3.Bu nedenle erkek sayısını arttırmak için daha fazla torun elde edilecektir.
4.Erkek üretici genler yaygınlaşacak ve erkek doğumları daha yaygın hale gelecektir.
5.1:1 oranına ulaşıldığında avantajlı konumdaki erkekler ölecektir.
6.Aynı sebeperden dolayı kadınlar da sabit oranda kalacaktır.Sonuç olarak 1:1 oranı sabitlenir.
R.A. Fisher tarafından öne sürülen bu teorinin tam ismi Fisher'ın doğal seçilim hakkında temel teoremidir. Matematiksel gösterimler içermesine rağmen bu teorem matematiksel bir teorem değildir. Bu teoremin ana fikri:"Bir organizmanın herhangi bir zamandaki uyum başarısındaki artış yüzdesi,genetik çeşitliliğinin uyum başarısına eşittir." Yani eğer bir populasyonda varyasyon fazlaysa doğal seçilim de fazla olacaktır.
Mendel kalıtımına uymayan kalıtım tipidir. Bir özelliğin ana hücreden yavruya kromozom üstünden değil, sitoplazma aracılığıyla kalıtılmasına denir. Çeşitliliğe önemli katkı sağlar.Retrieved on 24/12/2012 from
Aynı türün bireyleri arasında haberleşmeyi ve tür içi bireylerin birbirlerini tanımalarını sağlayan kimyasal madde.İnsanda, eşey organlarından salınan feromonlar, eşey organlarının kendine has kokularını kazandırırlar. Bu koku, modern toplumda itici bir unsur olarak görülse de, esasında cinsel dürtüleri arttırıcı niteliktedir.
Bir ülke, bölge, özel bir çevre ya da devreye has tüm hayvanlar.
Ayası orak şeklinde kıvrık olan basit yaprak.
Fagositozla alınan maddenin oluşturduğu vakuol.
Biyoloji'de ve Biyokimya'da birçok anlamı bulunur. Temel olarak, ısı alan, organik elektron kabul edicilerini kullanan, oksijensiz bir sindirim tipidir.
Türlerin ve tür içi popülasyonların geçmişlerini ve diğer türler ile tür içi popülasyonlarla olan evrimsel ilişkilerinin tümüne verilen isimdir. Evrim Ağacı veya Yaşam Ağacı ile temsil edilir. Aşağıdaki görselde, geniş canlı grupları arasındaki ilişkiler (filogeni), bir evrim ağacı üzerinde gösterilmektedir:
Çökelti kayaçları ya da taşlar ile kayaların içerisinde rastlanan taşlaşmış, canlı parçaları veya kalıntıları. "Taşıl" olarak da bilinir.