Endüstri alanına muhteşem yararları olan Tellür’ün keşfedilme sürecine bir bakalım: Franz Joseph Müller von Reichenstein; 1783 yılında, Zalatna yakınlarındaki bir madende, metalik bir parıltıya sahip olan ve doğal antimon ya da bizmut olduğundan şüphelenilen bir cevher gördü. Gördüğü şey, aslında altın tellürit idi. (AuTe2 ) Ön araştırma yaptıktan sonra, bu bileşiğin ne antimon ne de bizmut ile alakalı olmadığını anladı. Üç yıl boyunca cevheri araştırdı ve yeni bir element içerdiğini kanıtladı.... Daha fazla göster
Endüstri alanına muhteşem yararları olan Tellür’ün keşfedilme sürecine bir bakalım:
Franz Joseph Müller von Reichenstein; 1783 yılında, Zalatna yakınlarındaki bir madende, metalik bir parıltıya sahip olan ve doğal antimon ya da bizmut olduğundan şüphelenilen bir cevher gördü. Gördüğü şey, aslında altın tellürit idi. (AuTe2 )
Ön araştırma yaptıktan sonra, bu bileşiğin ne antimon ne de bizmut ile alakalı olmadığını anladı. Üç yıl boyunca cevheri araştırdı ve yeni bir element içerdiğini kanıtladı. Bulgularını çok popüler olmayan bir dergide yayınladı ve neredeyse hiçbir otorite tarafından fark edilmedi.
1796'da, Berlin'de bulunan Alman Kimyager Martin Klaproth'a bulgularını doğrulayan bir örnek gönderdi. Klaproth, saf bir numune üretmeyi başardı; Muller'in keşfini doğruladı ve buna tellür ismini verdi.
Garip bir şekilde, bu elinden geçen ilk tellür örneği değildi. Macar bilim insanı Paul Kitaibel, elementi 1789 yılında bağımsız olarak keşfetmiş ve kendisine göndermişti.
Elementi keşfeden kişi, Baron Franz Joseph Müller von Reichenstein olarak kayıtlara geçmiştir.