Evrim Ağacı Bilim Terimleri Sözlüğü, bilim dünyasında sıkça kullanılan terimlerin anlamlarını ve açıklamalarını içerir.
Kan damarlarının duvarındaki düz kasların gevşemesi sonucu damarların genişlemesi durumu. Bu genişleme, kan akışını artırarak belirli bölgelere daha fazla kan gitmesini sağlar ve kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar.
Kan damarlarının iltihaplanmasına neden olan birkaç durumun genel adıdır. Vaskülitin birden fazla nedeni olabilir. Temel semptomları yorgunluk, ateş, iştah kaybı ve deride kızarıklıktır.[1][2]
(Biyolojide) Doğal (tomurcuklanma, rizomlar, koşucular, vb.) ya da yapay (aşılama, katmanlama veya çelik alma) olarak eşeyli üreme haricindeki yollarla elde edilen bitkinin büyümesi ve gelişiminin belirli bir aşaması veya özelliğiyle ilgili.
(Tıpta) Bir kişinin hayatta ama komada (İng: "vegetative state") olması ve görünürde beyin aktivitesi veya tepkisi olmaması; bir bitkininkine benzeyen büyüme, gelişme veya işleyiş durumu.
Genellikle açık bir anlam veya amaç olmaksızın kelimelerin veya cümlelerin tekrarlanması. Yaygın olarak şizofreni, otizm veya demans gibi belirli nörolojik veya psikiyatrik rahatsızlığı olan bireylerde görülür.
Erimiş kayaçlardan oluşan magmanın yerkabuğundaki çatlaklar yoluyla yeryüzüne ulaşması hareketi.
Kan damarlarının duvarlarındaki düz kasların daraldığı veya büzüştüğü fizyolojik süreç.
Araba kullanmaya karşı aşırı korku olarak bilinen, Yunancada "sürmek" anlamına gelen ὄχλος ("vĕho") ve "korku" kelimesinin karşılığı olarak kullanılan φόβος ("phobos") kelimelerinden oluşan bir terim.
Bir sistemde yapılan işin harcanan enerjiye oranıdır. Yüzde olarak gösterilir ve %100'e yakın olduğunda sistemdeki enerji kayıpları en düşük düzeydedir. Ancak pratik olarak herhangi bir sistemde enerji kayıpları kaçınılmazdır. Dolayısıyla %100 verim mümkün değil.
Kan akımının önündeki bir engel veya venlerin fonksiyonel bozuklukları sonucu ortaya çıkan bir toplardamar hastalığıdır. En yaygın görüldüğü yer bacaklardır. İnsanlarda oldukça sık görülmektedir ve ciddi sıkıntılara yol açmamakla beraber kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Varisler mor mavi tonlarında, geniş ve kıvrımlı bir görüntüdedir.
Bir elektrik devresinde herhangi iki nokta arasındaki potansiyel farkı ölçmek için kullanılan ölçüm aleti.[1]
Uluslararası Birimler Sistemi'nde (SI) potansiyel farkın (gerilimin) birimidir.[1] Volt, aynı zamanda elektromotor kuvvetin de birimidir. Gerilimin birimi olan volt, adını İtalyan fizikçi Alessandro Volta'dan almaktadır.
Bir patojenin veya mikroorganizmanın konakta hastalığa neden olabilme yeteneği. Genellikle mikrobun konağa verdiği zararın derecesi olarak ifade edilmektedir.
Bir erkeğin spermini taşıyan tüpleri, hamileliği kalıcı olarak önlemek için kesmek veya kapatmak amacıyla yapılan cerrahi bir işlemdir. Genellikle lokal anestezi altında yapılır. İşlemin gerçekleşmesi yaklaşık olarak 15 dakika sürer.[1]
Vezikül; hücre içinde maddeleri depolayan, madde aktarımı yapan, hücre ürünlerini sindiren ve boşaltan, diğer organellerden daha küçük bir keseciktir. Çift katlı lipit katmanına sahiptir. Çift katmanlı lipit sayısına göre unilamel vezikül (tek lamelli vezikül) veya multilamel vezikül (çok lamelli vezikül) olarak çeşitlendirilir. Hücre içinde doğal olarak oluşan veziküller aynı zamanda suni olarak da oluşturulabilirler. Bu durumda bunlara lipozom adı verilir, lizozomlar ile karıştırılmamalıdır.
Yüksek basınçlı bir bölgeden alçak basınçlı bir bölgeye geçilmesi durumunda vücutta gaz kabarcıklarının oluşması durumudur. Basınç azalması anlamına gelen bir terimdir. Bu durum dalgıçlarda ve pilotlarda daha çok görülmektedir. Dalgıçlar, suda derine doğru inip, normalde olması gerekenden hızlı bir şekilde yükselirse vurgun durumunu yaşayabilir. Bu durum eklem ağrıları, kızarıklık gibi semptomlardan felç hatta ölüme kadar gidebilmektedir fakat kişiden kişiye değişmektedir. Bazı bireyleri çok ciddi etkilerken, bazı bireyleri nerdeyse hiç etkilememektedir.
Damarların damarları olarak tanımlanan Vasa Vasorum daha büyük arterlerin ve venlerin duvarlarını besleyen küçük kan damarlarıdır.[1] Bu damarların işlevi arteriyel ve venöz duvarlara besin ve oksijen sağlarken duvardaki hücreler tarafından üretilen veya endotelyum yolu ile düfüzyonel taşıma vasıtasıyla gelen atıkların uzaklaştırılmasını sağlamaktır.[2]
Kalbin alt kısmında, vücudun anterior bölgesinde bulunan iki adet odacığın adıdır. Karıncık da denir.
Bazı omurgasız hayvanlarda bulunur. Omurgalıların arasında, balıklar ve amfibiler genelde tek bir ventriküle sahipken, sürüngenler, kuşlar ve memelilerin iki tane vardır.
İnsanlarda, karıncıklar kalbin altındaki iki odacıktır. Odacıkların duvarları ve özellikle sol ventrikül duvarları, atriyumun duvarlarından veya atriyumununkinden çok daha kaslıdır, çünkü kanın vücuda ve akciğerlere iletilmesi sırasında uygulanan kuvveti en çok hisseden yerler buralardır.
Kanın vücuttaki sirkülasyou ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Kalp atış mekanizması ile iligili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Atriyum ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Karl Ernst von Baer 1828'de Almanya Königsberg Üniversitesi'nde çalışırken, hayvanların gelişme sürecini anlatan dört maddeden oluşan ve daha sonra von Baer'in embriyoloji kanunları olarak adlandırılan bir çalışma yayınladı. Bu yasalarla birlikte von Baer, hayvan embriyolarının gelişimini (ontogenezi) tarif ederken, o sırada gündemde olan hayvan gelişimi ile ilgili popüler teorileri de eleştirdi. Von Baer'in embriyoloji kanunları, farklı organizma sınıflarının gelişimi ile ontogenez arasındaki kalıplar ve dünyadaki türlerin çeşitlenmesi (filojeni) arasındaki ilişkileri ve kalıpları araştırmak için bir çerçeve sağlamıştır.
Van Baer'in yayınladığı 4 maddeden oluşan kurallar aşağıdaki gibidir;
1. Büyük bir grubun daha genel karakterleri, embriyonun daha önceki özel karakterlerinden daha önce görünür.
2. En genel biçimden daha az genele doğru gelişilir ve en sonunda en özel karakter gelişir.
3. Belli bir hayvanın formundaki her embriyo, diğer formlardan geçmek yerine, onlardan ayrılır.
4. Bu nedenle, temel olarak, daha yüksek formdaki embriyo, başka bir forma benzemez ve sadece kendi embriyosuna benzer.
Protein sentezinde kullanılan amino asitlerden biridir. İsmi valerian isimli bir bitkiye dayanır.
http://www.chem.qmul.ac.uk/iubmb/enzyme/reaction/AminoAcid/IleVal.html
Doğada yaygın olarak bulunan bir alel veya fenotip için kullanılır.
Popülasyonun önceki bulunma menzilinin iki veya daha fazla kısma bölünmesidir.
Bir listedeki sayıların arasındaki çeşitliliğin ölçüsüdür. Hesaplamak için, öncelikle her sayının, tüm sayıların ortalaması ile arasındaki farkın karesi alınır, bu kareler toplanır ve listedekilerin toplam sayısına bölünür. Bazı teknik sebeplerle, son bölme işlemi, listedekilerin toplam sayısının 1 eksiğine göre de yapılabilir.
Doğanın tamamının, var olanlardan ibaret olduğunu savunan felsefi duruştur.
Günümüzden yaklaşık olarak 346.700.000 ile 330.900.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir. Kaynaklarda bir örneği görülebilir.
Günümüzden yaklaşık olarak 268.800.000 ile 265.100.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir. Kaynaklarda bir örneği görülebilir.
Günümüzden yaklaşık olarak 259.900.000 ile 254.200.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir. Kaynaklarda bir örneği görülebilir.
Günümüzden 139.800.000 ile 132.900.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir.
Mutasyon ve polimorfizm tanımlarındaki belirsizlik nedeniyle, her genetik değişim bir dizi varyasyon olarak ve alleler ise varyant olarak adlandırılır.
Karl Ernst von Baer'in embriyoloji hakkında öne sürdüğü kuraldır. Bu kurala göre bir hayvanın embriyosunda ilk önce taksonomik sınıflandırma içerisinde ait olduğu daha genel gruba has özellikler, sonrasında ise kademeli olarak canlının kendi cinsine ve türüne ait özellikleri gelişir.Bu kurala örnek olarak insan embriyosunda ilk haftalarda solungaç yarığı gözlenmesi daha sonrasında ise insana ait uzuvların belirli hale gelmesi verilebilir.
Biyoloji: Plazmit, faj ya da kosmidin yabancı DNA ya klonlamak için yerleştirilmesi.
Fizik: Bir büyüklüğü ve yönü olan doğru parçasıdır. Bir vektör, vektör sembolünün üzerine ok çizerek gösterilir. Vektörün şiddeti ile boyu doğru orantılıdır.
Bakteri veya ökaryotik bir hücreye nüfuz ederek enfekte eden varlık. Virüsler otonom replikasyonda acizdir ve başka bir konak hücrenin translasyon sistemini kullanmak zorundadır. Nükleik asit ve protein tabakası oluştururlar. Bir virüsün genetik metaryali DNA veya RNA olabilir. Eğer bu RNA ise, viral nükleik asit tarafından kodlanmış ters transkriptaz enzimiyle önce DNA'ya dönüştürülmek zorundadır. Bunlara retrovirüs denir. Virüsler, cansız varlıklardır; ancak "canlılığın eşiğinde" olarak sayılırlar.
Yaşayan organizmalarda bulunan bir gücün ("yaşam gücü"), cansız organizmalarda olmadığını ileri süren ve kökü Aristo'ya kadar dayanan bir teoridir. Bu görüş, bütün uzvi aksiyonları kapsar. Modern bilim açısından geçersiz bir tutumdur. Paul Joseph Barthez'e göre, hayati olaylar, canlıların dışında, benzerine rastlanmayan bir gücün sonuçlarıdır. Bu fikirler, Bichat, Cuvier, Johannes Müller gibi birçok fizyolojisi tarafından kabul edilmiştir. Hattâ bugün bile, bu fikirleri tutanlar vardır.
Antidiüretik hormon (ADH) ile eş anlamlı olarak kullanılır. Hipotalamus ve arka Hipofiz Bezi tarafından salgılanan, hafif bir damar daraltıcı etkisi olan ancak başlıca işlevi idrarla su kaybını önlemek olan bir hormondur. Homeostaz açısından son derece önemli bir hormondur.
ADH YapısıSadece tek sarmalı olan, kısa (270-380 nükleotid) hastalık etkeni molekül. Virüslerin viroidlerden farkı; virüslerde protein kapsülü bulunmasına karşılık viroidler çıplak RNA molekülü içerirler.
Coğrafi bir bölgedeki bitkilerin oluşumu ve yayılımıdır. Bunu inceleyen bilim dalına da vejetasyon denebilir. Sinekoloji olarak da bilinir. Ekolojik istekleri aynı olan bitkilerin birlikler oluşturarak 1 veya 2 dominant taksonun kontrolünde gösterdiği yayılışı inceler. Bitkiler bulundukları yerde (doğal ortamlar, beşeri araziler değil) tesadüfen bulunmazlar.
Bir bitki örtüsünün vejetasyon olup olmadığını anlamak için 2 kritere bakılır.
a) Doğal bitki örtüsü olması: Bitkilerin insan müdahalesi olmadan bulunduğu ortamda yayılış göstermesi.
b) Süreklilik göstermesi: Örneğin Amanos Dağlarındaki Pinus brutia orman formasyonları dağlarda geniş yayılış gösterir, süreklilikten kasıt budur.
Not: En büyük çevre kirliliği vejetasyonun tahribidir.
Latincede "vāgīna" kelimesinden gelen, Türkçeye "vajina" olarak giren bu sözcüğün kelime anlamı "kılıf" veya "kın"dır. Dişilerin, lifli ve kaslı (fibromasküler) yapıda olan üreme organının bilimsel adıdır. Canlılarda cinsel birleşme ve çocuk doğumu görevlerine sahiptir. "Vajinit, dişilerde görülen bir tür vajina hastalığıdır ve vajinanın iltihabından bahsederken kullanılır."