Evrim Ağacı Bilim Terimleri Sözlüğü, bilim dünyasında sıkça kullanılan terimlerin anlamlarını ve açıklamalarını içerir.
Diferansiyel denklemlerin sayısal çözümü için kullanılan, adım adım ilerleyerek çözüme ulaşan yöntem. Adını, bu yöntemi geliştiren Alman matematikçiler Carl Runge ve Martin Kutta'dan alır. Bu yöntem, özellikle doğruluk ve hesaplama verimliliği açısından yaygın olarak tercih edilen dördüncü derecedeki versiyonuyla bilinir.
Bir malzemenin ya da yapı elemanının kuvvet altında bükülmeye, gerilmeye veya deformasyona uğramaya karşı koyma direncidir. Kelimenin kendisi sertlik, bükülmezlik ve katılık gibi anlamlarda kullanılsa da inşaat mühendisliğinde binanın stabil ve dengede olması anlamında kullanılır. Rijitlik cismin şekline, hacmine ve elastisite modülüne bağlıdır. Elastisite modülü, bir yapı malzemesinin şekil değiştirmesinin bir ölçüsüdür ve rijitlikle doğru orantılıdır. Binaların depreme dayanıklı olmaları için yüksek rijitliğe sahip olmaları gerekir.
Işığa duyarlı hücrelerin bulunduğu göz sinir dokusu tabakası. Beynin bir uzantısıdır ve embriyonik olarak sinir dokusundan oluşur.
Kişinin, çevresinde duyduğu sözlerin ve/veya olaylardan kendisi ile ilgili olduğunu sanmasına sebep olan sanrı türü. Örneğin kişi, televizyonda veya radyoda duyduğu bir cümlenin kendisine mesaj olarak iletildiğini düşünebilir.
İletkenin direncini değiştirmek için kullanılan elektronik cihazdır. İki uçlu ve değeri ayarlanabilen bir dirençtir. Aydınlatma, ısıtma sistemleri, elektronik cihazlar ve özellikle laboratuvar uygulamaları gibi pek çok alanda elektrik akımının kontrolü için yaygın olarak kullanılır.
A vitamininin bir formu olan Retinol, cilt kremlerine, losyonlara ve serumlara eklenen bir bileşendir. Yaşlanma karşıtı etkileri vardır ve sivilcelerin temizlenmesine yardımcı olabilir.
Jelatinleşmiş nişastanın soğuma ve depolama süresine bağlı olarak, zamanla jel yapısındaki nişastanın çözünürlüğünün azalması ve kısmen kristallenmesi olayı.
GPCR (G proteini bağlı reseptörler) ailesinden yedi-geçişli bir hücre zarı proteini. Omurgalı retinasındaki çubuk fotoreseptör hücrelerinde ışık sensörü görevi görür. Işığa duyarlı bir prostetik grup olan retinol molekülünü içerir.
Hücre içi sinyal iletim yolaklarında moleküler anahtar olarak görev alan, GTP veya GDP'ye bağlanarak hangisine bağlandığına göre aktif ve inaktif haller arasında geçiş yapan bir küçük GTPaz ailesi. Açılımı: Ras homoloji ailesi.
Küçük GTPaz enzimlerinden Rho ailesinin bir üyesi. RhoA'nın açılımı: Ras Homology Family Member A, yani Ras homoloji ailesinin A üyesi.
Kütleçekimi göreceli olarak az olan bir cisim, kütleçekimi yüksek bir cisme belli bir değerden daha fazla yakınlaşırsa cisim kendi bütünlüğünü kütleçekimi ile sağlayamaz olur, tedirginlik kuvveti parçacıklar arası kütleçekimi yener ve cisim parçalanır. Roche Limiti, cismin diğer cisme parçalanmadan yaklaşabileceği en yakın mesafeyi gösterir.
mRNA’nın RNA’ya tepki veren susturma düzeneği (RTVSD) tarafından tanınmasına dayalı olarak enzimlerce kesilmesi. RTVSD içinde bulunan ve hedef mRNA dizisindeki bir kısma karşılık gelen kısa bir RNA kalıbı tanıma işleminde kullanılır. mRNA’nın RTVSD tarafından kesilmesi, protein üretimi için hazırda bulunan mRNA miktarını azaltarak gen ifadesini susturabilir.
DNA'yı şablon alarak bir RNA molekülünü transkribe eden bir enzim. Substrat olarak ribonükleotid trifosfatlar (rNTP) kullanır. RNA molekülünün 3' ucuna her seferinde bir nükleotid ekleyerek büyütür (bu reaksiyon pirofosfatları serbest bırakır). RNA polimeraz I, sadece bir tür RNA molekülünün (pre-rRNA) sentezine ayrılmıştır. RNA polimeraz II genel transkripsiyon reaksiyonları için gereklidir. RNA polimeraz III, tRNA'lar ve 5S rRNA gibi küçük RNA'lar üretir.
Reklam körlüğü; insanların bilerek ya da bilmeyerek girdikleri internet sitelerindeki reklam, ya da reklam benzeri bilgileri görmezden gelmesi durumudur.
Eş seçiminin bir ya da birden fazla karaktere bağlı olduğu; bu özelliklerinde eş seçilimini iyi ya da kötü yönde etkilemesi durumu. Evrimin bir mekanizmasıdır.
Bir cins nükleik asit. Hücrelerin çekirdeği be sitoplazmasında bulunur. DNA'nın aksine RNA tek zincirlidir.
Bazı belli renkleri normal insanların gördüğü şekilde görememe durumu. Bu görme bozukluğunda en sık rastlanan durum X genine bağlı genetik olarak kalıtılan kırmızı-yeşil renk körlüğüdür.
Homozigot durumda ölümcül olan alel.Farelerde sarı tüye neden olan alel;
Sarı tüy farelerde mutasyon eseri oluşur.
Gri x Gri --> %100 Gri
Sarı x Gri --> 2/3 Sarı, 1/3 Gri
Gri x Sarı --> 1/2 Sarı 1/2 Gri
Bu sonuçlar tek bir alel çifti ile açıklanır. Tüy rengine göre mutant sarı alel (AY) populasyonda en çok görülen gri alele (A) baskındır. Bu durumda heterozigot fare sarı kürklü olacaktır. Aynı zamanda sarı alel homozigot durumda ölümcül olur. Buradaki "çekiniklik" durumu ölümcüllük için geçerlidir. AY homozigot olunca fare doğmadan ölür.
Riboflavin deyimi vitamin yapısında bulunan "riboz" ve flavin" gruplarından gelmektedir. B2 vitamini olarak da bilinir. Bitkiler bu vitamini sentez edebilir. Genç bitkilerde yaşlılara oranla daha çok riboflavin bulunur. Bitkilerin dışında maya ve küflerin birçoğu da riboflavin sentezleyebilir. Hayvanlar tarafından üretilemeyen bu vitamin hayvanların bağırsaklarındaki bakteriler tarafından oluşturulabilir.
Vücutta daha çok oksidasyon-redüksiyon tepkimelerinde görev alır. Yetersizliğinde özellikle dudak, burun ve göz kenarlarında yaralanmalar görülür. Bunun dışında göz damarlarında genişleme ve görme zorluğu da görülebilecek sorunlar arasındadır. Ayrıca riboflavinin demir metabolizmasındaki görevinden ötürü eksikliğinde anemi riskinin arttığı da görülmektedir.
Gereksinimi 0.55mg/1000kkal/gün kabul edilir. En zengin kaynakları ise et, süt ve yumurta gibi hayvansal protein kaynakları kabul edilir.
Flavin adenin dinükleotid(FAD)
Flavin mononükleotid(FMN)
mRNA translasyonunun, yani protein sentezinin, gerçekleştiği küçük bir sitoplazmik organel.
Serbest halde, birbirinden ayrı iki alt birim şeklinde bulunur. Alt birimlerin birleşmesi ve protein sentezinin başlaması mRNA'nın bağlanması ile gerçekleşir. mRNA'nın okunması ve protein sentezi belli bir yönde olur, ribozomun A-bölgesinden P-bölgesine doğru ve RNA'nın 5' ucundan 3' ucuna doğru. Ribozom, zarsız bir organel olduğu için hem ökaryotlarda hem de prokaryotlarda bulunur.
Ökaryotik hücrelerde bulunan 4 RNA çeşidinden biri. Oldukça düşük bir mutasyon hızına sahiptir. Bu nedenle, alem ya da şube düzeyindeki filogenetik analizlerde kullanışlıdır. Ribozom yapısı, proteinlerin yanı sıra, 40S - 60S arasında RNA içerir. S, ribozom büyüklüğünü ifade etmede kullanılan bir birimdir.
Restriksiyon (kısaltma) görevli belli endonükleaz enzimlerinin (EcoRI, PstI, BglII gibi) DNA parçalarını oluşturması ile belirlenen genetik bir çok çeşitlilik. Homolog DNA dizilerindeki bu farklılık, DNA'nın restriksiyon enzimleriyle parçalanması ve ardından işaretlenerek analizinin yapılması ile tespit edilir. İşaretlemede kullanılan problar konumlara özgüdür.
Kendi kendinin üretilmesi tepkimesini katalize eden bir RNA molekülüdür. Canlılığın başlangıcındaki ilk genetik materyal ya da ona oldukça yakın olduğu düşünülmektedir.
Genomu ters transkripsiyon yoluyla DNA üretebilecek olan RNA virüsleridir.
RNA aracılığıyla yer değiştirebilen ve ters transkriptaz enziminin genetik kodlarına sahip yer değiştirebilir elemanlardır (transpozonlardır). Retrovirüsler ile evrimsel olarak yakın akrabadırlar.
Birbiriyle bağlantılı iki lokus arasında, mayoz sırasında meydana gelen çaprazlanma (crossing-over) sıklığı. "r" ile gösterilir ve 0 ile 0.5 arasında değerler alır.
Radyoaktif elementlerin bozunumuna dayalı olarak kayaların oluştukları tarihlerin kesin olarak belirlenmesinde kullanılan bir tekniktir.
Günümüzden yaklaşık olarak 272.300.000 ile 268.800.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir. Kaynaklarda bir örneği görülebilir.
Günümüzden 208.500.000 ile 201.300.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir.
Günümüzden 33.900.000 ile 28.400.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimidir.
DNA sentezinde tek seferde kopyalanan genetik materyalin birimi olarak tanımlanır. Bakterilerin çoğunda kromozomun tamamı replikondur. Ökaryotlarda kromozom yüzlerce replikondan oluşur. Ökaryotların oldukça uzun bir DNA zinciri olduğu düşünüldüğünde, DNA sentezinin kolaylaşması için birimsel sentez gereklidir. Her bir replikon, DNA polimerazının bağlandığı bir dizi içerir. Kısaca, DNA sentezinin başlayıp son bulduğu tek dizindir.
Mayoz bölünme sırasında kromozomun homolog çifti arasında görülen genetik materyal değişimidir.
Genetik çeşitlenme reaksiyonlarını katalizleyen enzimlerdir.
Canlıların eşlerini herhangi bir tercih gözetmeksizin seçmesidir. Hardy-Weinberg kuralının varsayımlarından biridir.
Bu ilke Gause yasası olarak da bilinir. Diğer ekolojik faktörlerin sabit ve değişmez olması durumunda aynı kaynaklar için rekabet eden iki türün bir arada olamayacağını belirten bir ilkedir. Bu ilke, daha sonra "Birbirine eş değer rakipler bir arada olamazlar." sözüne dönüşmüştür.Eğer bir tür, diğerleri üstünde herhangi bir avantaja veya küçük dahi olsa bir üstünlüğe sahipse bu durumda bu avantaja sahip olan tür, uzun vadede diğer tür üzerinde hakim olup onun yaşadığı ekolojik nişe egemen olacaktır. Bu iki rakipten birisi, ya diğer türün tükenmesine yol açarak ya da farklı bir ekolojik niş doğrultusunda evrimsel veya davranışsal bir değişime yol açarak diğer türü zayıf düşürecek ve böylece onu alt edecektir.
Genellikle sindirilmemiş gıda veya kan varlığı ile karakterize edilen ve ağız, yutak ya da yemek borusu yoluyla gerçekleşen madde atımı.
Bir organizmanın zarar gören ya da kaybolan bir bölümünün yeniden büyümesi, meydana gelmesidir. Bitkilerde çok yaygındır. Tüm hayvanlarda da bir miktar rejenerasyon yeteneği vardır. Süngerlerde geniş kapsamlı olabilmektedir. Yani kopan bir sünger parçasından yepyeni bir sünger meydana gelebilmektedir. Buna karşılık, evrim düzeyinin yukarı basamaklarındaki hayvanlarda yalnızca yara onarımı şeklinde kısıtlı bir rejenerasyon görülmektedir.
Rahimin döllenmiş yumurtaya hazırlanmak için her ay oluşturduğu iç katmanının (endometrium), döllenme olmaması halinde kanama şeklinde dökülmesidir. Kadınların ilk gençlik yıllarından menopoza kadar 50 yaşlarına kadar görülür.