Evrim Ağacı Bilim Terimleri Sözlüğü, bilim dünyasında sıkça kullanılan terimlerin anlamlarını ve açıklamalarını içerir.
Bir litre çözeltide çözünmüş maddenin mol sayısı. "M" ile gösterilir. SI birim sisteminde birimi mol/L veya mol/dm3tür. 1 mol/L "molar" olarak tanımlanır. Matematiksel olarak şöyle gösterilir:
Bu formüldeki "M" molariteyi, "n" çözünen madde miktarını (mol sayısı), "V" ise çözelti hacmini ifade eder. Bu formülü daha da genişletebiliriz. Mol sayısı aynı zamanda şu şekilde ifade edilebilir:
Burada "m" maddenin kütlesini, "Ma" ise mol ağırlığını ifade eder.
Yoğunluk (d) kütle/hacim olduğundan dolayı en üstteki formül şuna dönüşür:
Yani molarite aynı zamanda çözeltinin özkütlesine de bağlıdır.
Embriyonik dönemde gelişen bir yapı olup balıklar ve amfibilerin işlevsel böbreği. Embriyonun 24. gününde gelişmeye başlar ve 4. haftada tamamen oluşur. Yaklaşık 40 küçük böbrek biriminden (nefron) oluşur. İlk başta oluşan nefronlar zamanla kaybolurken, yenileri oluşur ve her zaman 7 ila 15 tanesi aktif çalışır.
Her bir nefron, kanı süzen glomerulus ve idrarı toplamak için tübüllerden oluşur. Glomerulus, kan damarlarından beslenir ve atıkları süzer. Tübüller, idrarı yoğunlaştırıp seyreltir ve mezonefrik kanala bağlanır. Bu kanal, embriyonun arka kısmına (kloaka) açılır.
İnsan embriyosunda mezonefroz, gelişimin 4. ayına kadar işlevini sürdürür ve daha sonra yerini metanefroz adı verilen kalıcı böbrek yapılarına bırakır. Yani, insan embriyosunda mezonefroz geçici bir böbrek olarak çalışır ve embriyonun erken döneminde idrar üretimi gibi işlevleri yerine getirir.[2]
Tohumlarında tek çeneğe sahip olan bitki grubu. Kapalı tohumlu bitkileri oluşturan 2 gruptan ilki. Embriyonik gelişim esnasında tohumlarında 1 tane çenek oluşumu gözlenir.[1]
Görünüşte normal bilinç düzeyi ile birlikte konuşmama durumu. Bireyin herhangi bir nörolojik veya fiziksel katkıda bulunan faktör olmaksızın bir anda konuşmayı bıraktığı dissosiyatif (histerik); veya bireyin bazı durumlarda hiç konuşmadığı ancak diğer durumlarda gayet iyi konuştuğu elektif (seçici) olabilir.
Mikoloji (mantar bilimi) üzerinde uzmanlaşmış kişi.
Bir genetik özelliğin farklı alel çiftlerini taşıyan bireylerin kendi arasında çaprazlanması. Örneğin heterozigot sarı ve yeşil tohum rengi aleline sahip iki bezelye bitkisi çaprazlandığında oluşacak yavruların 3/4'ü sarı, 1/4'ü ise yeşil tohum rengine sahip olacaktır.
Ökaryot hücrelerde, hücre iskeletinin yapısına katılan, kamçılı ve sillilerde ise sillerin yapısına katılan içi boş protein yapılı tüpçükler. Hücre iskeletinin ana bileşenlerinde birisi olan mikrotübüller yaklaşık 25 nanometre yarıçapındadır. Aktin filamentleri gibi mikrotübüller de hücre içinde sürekli bir araya gelip parçalanan dinamik yapılardır. Hem hücre şeklini belirlemede hem de hücre hareketlerinin bazı biçimleri, organellerin hücre içi taşınması ve mitoz sırasında kromozomların ayrılması dahil olmak üzere çeşitli hücre hareketlerinde işlev görürler.
Kanser hücrelerinin kan ve lenf yoluyla diğer doku ve organlara yayılması.
Yalnız kalma korkusu olarak bilinen, Yunancada "bir" anlamına gelen μονόφωνος ("mŏnŏ") ve "korku" anlamına gelen φόβος ("phobos") kelimelerinden oluşan bir terim.
Mikrop korkusu olarak bilinen, Yunancada "kirlilik" anlamına gelen μύσος ("musos") ve "korku" anlamına gelen φόβος ("phobos") kelimelerinden oluşan bir terim.
Hareket eden kütlenin ölçümüdür. Bir nesnenin momentumu, kütlesinin ve hızının çarpımına eşittir. Vektörel bir büyüklüktür ve Uluslararası Birim Sistemi'nde (SI) birimi 'dir. Kalın "p" harfi ile gösterilir. İsmi, Latincede "hareket etmek, ettirmek" anlamına gelen "movere" fiilinden gelmektedir.
Formülde; "p" momentum, "m" kütle ve "v" hız olmak üzere:
Fizyolojik fonksiyonları sürdürebilmek açısından fazla miktarda ihtiyaç duyulan besinlerdir. Üç temel makrobesin sınıfı bulunmaktadır. Bunlar; proteinler, karbonhidratlar ve yağlardır. "Makro" öneki, Yunancada büyük ve geniş anlamına gelmektedir.
Bir cismin ya da sistemin kinetik ve potansiyel enerjilerinin toplamıdır.[1] Yani bir cismin hem hareketinden hem de konumundan dolayı sahip olduğu enerjilerin bütününe mekanik enerji denir.
18. yüzyılda yaşamış olan Fransız astronom Charles Messier tarafından oluşturulmuş bir derin uzay cisimleri listesidir. İçerisinde çeşitli galaksilerden yıldız kümelerine, bulutsulardan süpernova kalıntılarına kadar 110 adet gök cismi yer almaktadır.
Birçok meyvede ve sebzede doğal olarak bulunan organik bir bileşiktir.[1] Örneğin elmada yüksek miktarda malik asit bulunmaktadır. IUPAC adı 2-hidroksibütandioik asittir. Kimyasal formülü C4H6O5 olan malik asidin moleküler kütlesi 134,09 g.mol-1dir. Malik asidin su içinde çözünürlüğü 25°C'de 592 mg/dL, yoğunluğu ise 1.601 g/cm3tür.
Omurgalılarda yalnızca kalpte bulunan üç ana kas türünden biridir. Kalp kası olarak da bilinir. Miyokard yani kalp kası, sarkomer olarak bilinen kontraktil birimlere sahip olması bakımından başka bir ana kas türü olan iskelet kasına benzer; ancak kalp kasının bu özelliği onu üçüncü kas tipi olan düz kastan ayırır. Kalp kasının ritmik bir şekilde kasılması, kalbin kalp pili görevi gören sinoatriyal düğümü tarafından düzenlenir.
Bir metil ve alkol grubu içeren en basit yapılı alkol. Metil alkolün kimyasal formülü CH3OH, molar kütlesi 32.042 g/mol'dür. Metanol veya metil alkol insanlar için son derece toksiktir. Metanolün erime noktası -97,6 °C, kaynama noktası 64.7 °C'dir. Yoğunluğu ise 0.792 g/cm3tür. Metanol, eskiden odunun damıtılmasıyla elde edildiğinden odun alkolü olarak da bilinir. Günümüzde ise metanol, karbonmonoksit ile hidrojenin reaksiyonundan elde edilir.
Sayılar, formüller, şekiller ve hesaplamalar gibi konuları içeren geniş kapsamlı formal bir disiplin. Yunanca máthēma "bilgi, çalışma, öğrenme" anlamlarına gelen kelimeden türetilmiştir. Matematik; doğa bilimleri, tıp ve mühendislik gibi alanlar için büyük bir öneme sahiptir. Geometri, cebir, mantık ve analiz gibi alt ana dalları bulunmaktadır.
İnsan vücudunda doğal olarak bulunan ve uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen bir hormon. Bu hormon beynin hemen altında bulunan pineal bez veya diğer adıyla epifiz bezi tarafından salgılanır. Kimyasal formülü C13H16N2O2 olan melatoninin moleküler kütlesi ise 232.278 g/mol'dür.
Bir hastalığa veya hastalık semptomuna sahip olmayı veya bir popülasyondaki hastalık miktarını ifade eder. Morbidite oranı, bir hastalık veya hastalığın bir popülasyonda ortaya çıkma oranını ifade eder ve bir popülasyonun sağlığını ve sağlık ihtiyaçlarını belirlemek için kullanılabilir. Hastalıklar akuttan kronik, uzun süreli durumlara kadar değişebilir.
Çeşitli sebeplerden ötürü miyokardın iltihaplanmasıdır. Miyokard veya kalp kası, kalbin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Kalp kası da diğer kaslar gibi iltihaplanabilir. Kalp kası iltihabı belirtileri hemen görülmeyebilir. İlk başlarda belirtiler diğer hastalıklara benzeyebilir. Genelde belirtiler grip ve zatürre gibi hastalıklara benzer. Kalp kası iltihabının belirtilerinden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
Virüsler, bakteriler, parazitler veya mantarların neden olduğu bazı enfeksiyonlar ve otoimmün hastalıklar da kalp kası iltihabına neden olabilmektedir. Kalp kası iltihabı oluşumunda etken çoğunlukla viral enfeksiyonlardır. Ancak difteri ve lyme hastalığına yol açan bakteriler ve lupus gibi sistemik hastalıklar da kalp kası iltihabına neden olmaktadır. Bunların yanı sıra toksik reaksiyonlara yol açan ilaçlar, antibiyotik ve uyuşturucu madde kullanımı da kalp kası iltihabına yol açabilir.
Kadınlarda düşük hormon seviyeleri nedeniyle menstrüasyonun (adet kanamalarının) durduğu zamandır. Genellikle 45 ila 55 yaş arasında gerçekleşir.
Kalp rahatsızlıkları, depresyon, otizm, madde bağımlılığı ve Alzheimer hastalığı gibi çeşitli rahatsızlıklara yardımcı olan kanıta dayalı bir tedavi yöntemidir. Hafızaya yardımcı olabilir, kan basıncını düşürebilir, başa çıkmayı iyileştirebilir, stresi azaltabilir ve benlik saygısını artırabilir.
Miyokard infarktüsü veya yaygın adıyla kalp krizi, kalbe kan akışının azalması veya engellenmesi sonucunda gelişen, ölümle sonuçlanabilecek patolojik durumdur.[1] Tüm organlar gibi kalbin de düzgün çalışabilmesi için oksijen ve besin kaynağına ihtiyacı vardır. Koroner arterler olarak bilinen kan damarları kalp kasının (miyokardın) yüzeyinde bulunur, ve kalbe oksijenli kan sağlar.[2] İşte bu koroner arterlerden biri tıkandığında ve kalbe kan akışı sağlanamadığında kalp krizi meydana gelir.
Mikoplazma; hücre duvarı barındırmayan, hücre duvarının olmamasından ötürü penisilin benzeri yaygın antibiyotiklerden etkilenmeyen, oksijensiz ortamlarda yaşayabilen, ortalama 0,1 mikrometre çapında, parazitik veya saprotrofik bir bakteri cinsidir. Örneğin; M. pneumoniae türü pnömoniye veya diğer solunum yolu hastalıklarına, M. genitalium kadın üreme sistemini etkileyen pelvik inflamatuar hastalıklara sebep olabilmektedir.
Çimlenmiş arpada, patates tohumlarında görülen bir disakkarittir. Moleküler formülü C12H22O11 olarak gösterilmektedir. Suda iyi çözünen bir disakkarittir ve tatlı bir tada sahiptir. Hidroliz yolu ile iki glikoz molekülüne ayrılır. Aynı zamanda alkol üretiminde önemli rol oynamaktadır.
Bir gök cismine çarpan bir göktaşının atmosferde yandıktan sonra geri kalan ve yüzeye ulaşabilen parçalarına verilen isimdir. Göktaşının atmosferde bıraktığı ize meteor denir ve halk arasında hatalı bir şekilde "yıldız kayması" olarak adlandırılır.
Hipotalamusun posteroinferior yüzündeki beyin sapı çekirdeklerine mammiller cisim adı verilir.[1] Beynin alt tarafındaki iki küresel yapı olarak gözlemlenirler, başlangıçta beynin testisleri olarak adlandırılan bu yapılar daha sonra beynin göğüsleri olarak bilinmeye başlandı.[2] Hafıza ile ilgili bilgiler forniks aracılığıyla Mammiller cisimlere iletilir, bu cisimler bellek bilgilerinin iletilmesinin ötesinde tegmentum ile olan bağlantıları yoluyla uygun davranışsal tepkilerin yaratılmasını kolaylaştırmaya yardım eder.[1]
Gözbebeğinin yani pupillanın genişlemesi (dilatasyon) anlamına gelmektedir. Bunun tam tersi ise miyozis, yani pupil daralmasıdır. Gözbebeği (pupilla), anatomik olarak ışığın merceğe ulaşmadan önce içinden geçtiği iris içindeki açıklıktır. Boyutu parlak ışıkta hızla daralırken loş ışıkta genişleyen iris kasları tarafından belirlenir. Pupilla tipik olarak her iki gözde de aynı boyuttadır. Fizyolojik süreçler dışında atropin gibi göz damlaları veya beyinsapı hasarına neden olan travmalar midriyazise neden olabilir.
Miyelinli nöronlarda aksonu çevreleyerek miyelin kılıfı oluşturan Schwann hücre zarlarının karşılaştıkları yerde oluşturdukları yapı. Schwann hücre zarlarının ilk karşılaştıkları yer "iç mezakson", son karşılaştıkları yer "dış mezakson" olarak isimlendirilir.
Miyelin kılıf oluşum aşamaları.Bio-Rad AntibodiesCanlılarda çevresel etkilerle fenotiplerde meydana gelen değişikliklere denir. Epigenetik faktörler haricinde gelecek nesle aktarılamadığı için kalıtsal değildir.
Merkezcil kuvvet, dairesel hareket sırasında cismi yörüngede tutan kuvvettir. Merkezcil kuvvet, hız vektörünün büyüklüğünü değiştirmez ancak yönünü değiştirir. Bu yüzden bir merkezcil ivme oluşur. Merkezcil kuvvetin yönü, merkezcil ivmenin yönüyle aynı yani merkeze doğrudur ve çizgisel hıza diktir.
Merkezcil kuvvet, dönen bir nesnenin üzerindeki bir cismi, cismin sahip olduğu eylemsizlikten dolayı eksenin dışına itiyormuş gibi davranır.
Fm merkezcil kuvvet, m cismin sahip olduğu kütle, V cismin hızı ve r cismin dönme ekseninin oluşturduğu yarıçap olmak üzere:
Aklın bir yetisi olarak muhakeme, dış dünyayı algılayıp çıkarımlarda bulunma ve aklın kendi kendini denetlemesi anlamına gelmektedir. Muhakeme yetisi sayesinde bellekte hali hazırda bulunan bilgiler ile yeni deneyimler doğrultusunda elde edilen bilgiler denetlenir, karşılaştırılır, çıkarımlar yapılır, bilgilerin doğruluğu üzerine düşünülür ve her ikisinin bir bütün oluşturduğu bir bilgi ağı meydana getirilir. Bu işlevleri doğrultusunda muhakeme bir denetleme ve çıkarım mekanizması olarak görülebilir. Epistemik özne, daha önce edindiği bilgilerin doğruluğu ile yeni edinmiş olduğu bilgilerin doğruluğunu muhakeme yetisi ile denetler. Bu denetleme sonucunda epistemik özne, hangi inançların doğru olduğu bilgisini edinir ve inançlarını biliyor olduğunu bilme bilgisine ulaşabilir. Bu anlamda muhakeme, öznenin bilinçli bir etkinliğidir.
Genel populasyonda bir hastalığa bağlı ölüm sayısıdır. Genellikle oran olarak hesaplanır. Mortalite oranı ya da ölüm oranı belirli bir sürede bir hastalığa bağlı olarak gerçekleşen ölüm sayısının aynı süredeki mevcut hasta sayısına bölünüp 1000 ile çarpılması sonucunda hesaplanır. Oran genelde yıllıktır.
Mezozoyik (251.9-66 myö) bir jeolojik zaman dilimidir. Dinozorların çağı olarak da bilinir. Çünkü dinozorların evrimleşmeye başladığı 251.902 milyon yıl önce ile non-avian dinozorların soyunun tükendiği 66 milyon yıl öncesine denk gelen zaman dilimini kapsamaktadır. Mezozoyik'ten sonra Senozoyik, önce ise Paleozoyik gelmektedir. Mezozoyik kendi içerisinde Triyas, Jura ve Kretase olmak üzere 3 majör dönemde incelenir.
Miyosen (23.03-5.333 myö) bir jeolojik devre ismidir. Yaklaşık 23.03 milyon yıl önce ile 5.333 milyon yıl önceyi kapsayan zaman dilimine denir. Miyosen ismi, Charles Lyell'ın İngilizce "less recent" kelimesinden türetilmiştir. Miyosen'den önce Oligosen, sonra ise Pliyosen gelmektedir.
Sağkalım için, mutualist bir ilişki içinde bulunduğu avcı karıncalara oldukça veya bütünüyle muhtaç olan bitkiler (Yunanca murmēx- “karınca” ve phuton- “bitki” demektir.).
Küçük coğrafi ölçeklerde (tipik olarak <1 m) değişebilen sıcaklık, nemlilik gibi iklim koşulları.
Hayvanların kas hücrelerinde bulunan bir protein. Çalışan kaslara oksijen sağlayan oksijen depolama birimi olarak işlev görür. Balinalar, fokalar gibi dalış yapan memeliler, kaslarında diğer hayvanlara oranla daha fazla miktarda miyoglobin bulundurduklarından, daha uzun süre su altında kalabilirler.
Merkezi sinir sisteminin öngörülemeyen, sakat bırakıcı etkisi olabilen bir omurilik ve beyin hastalığı. Beyindeki ve beyinle vücut arasındaki bilgi akışını bozar. Multipl skleroz sonunda sinir hücrelerinin kendisinin bozulmasına ya da kalıcı olarak hasar görmesine sebep olur.
Memeliler, gençlerini meme bezleri tarafından üretilen sütle besleyen omurgalı hayvanlardır. Hayatlarının herhangi bir noktasında, yalnızca birkaç tane olsa bile (çoğu balina gibi), saçları var. Genellikle endotermiktirler (sıcakkanlı), vücut ısılarını kendileri üretir. Foklar gibi bazı türler, ürettikleri metabolik ısıya ek olarak düzenli olarak güneşi veya diğer çevresel ısı kaynaklarını kullanır.
Çoğu memeli türü canlı doğum gerçekleşir- önemli istisnalar arasında derimsi kabuklu yumurta bırakan, Avustralya'da ve Güney Pasifik'de yaşayan monotrimler (ornitorenkler ve Dikenli karıncayiyeniller) bulunur. Yaklaşık 5000 tür memelinin boyutları, 30 m uzunluğundaki mavi balinadan, 30-40 mm uzunluğundaki yabanarısı yarasalarına, kadar değişir. Çeşitli memeli türleri yüzebilir, tırmanabilir, koşabilir ve uçabilir.
Memelilerin dünya üzerindeki tüm kıtalara ve çoğu adaya dağılmış bir yayılımı vardır. Memeli bulundurmadığı söylenen adalar bile, yakın sularında balina bulundurur.
Yaşam döngüsü sırasında, haploid (seksüel) ve diploid (aseksüel) evrenin jenerasyonlar içinde değişimi. Bitkilerde ve alglerde görülür. Her evrenin baskınlığı organizmalara göre değişir. Örneğin; yosunlarda baskın evre haploid evre, angiospermlerde ise diploid evre. Yaprak bitlerinin yanı sıra, Daphnia (su piresi), rotiferler ve Hydra, çevre koşullarına bağlı olarak metagenez yapabilir.
Oldukça nadir genetik bir rahatsızlık. Bebekler son derece küçük kafa ve beyinle doğarlar. Bu ölümcül rahatsızlık sadece Pennsylvania'daki 23 Eski Amiş ailesinde görülüyor.
Mutasyon oluşumuna sebep olan faktör. Bazı kimyasallar, virüsler ve radyasyon mutajen.
Diploit organizmanın tek bir kromozom kaybetmesi durumu.
Otozomal dominant mutasyondan kaynaklanan, bağdoku proteini olan fibrilini etkileyen hastalık.
Fizyolojik fonksiyonları sürdürebilmek adına az miktarda ihtiyaç duyulan besin.
Bazı bakteriler kendilerini manyetik alana göre magnetozom sayesinde konumlandırabilir. Magnetotaksi gösteren canlılarda Fe3O4 bulunur.
Gerçek sistemlerin soyut ve basitleştirilmiş hali.
Sadece bir antijenle tepkimeye giren antikor.
Basit ya da bölünmemiş spor.
Yumurtanın sitoplazmasının farklı kısımlarında bulunan tayin edici maddelerle gelişmesinin yönlendirildiği yumurta.
Dini, siyasi, çevresel, kültürel, estetik ve ekonomik gibi nedenlerle hayvansal ürünler ve tahıllar olmadan meyve, sebze, kabuklu yemişler ve tohumlar içeren bir diyet uygulayan kişi. Kuru erik, fındık, hurma, domates, limon, mandalina, armut ve kabak gibi besinleri tüketir.
Duyumlarla algıladığımız deney dünyasının dışına taştığı varsayılan varlığın, özüne ve anlamına ilişkin idealist öğreti. Diyalektik düşünce tarzının karşısında yer alan düşünce tarzı olarak da bilinir. Metafizik düşüncenin karakteristik özellikleri, eşyaların ve olguların evrensel bağlamlılıklarını yeterince açıklayamaması ya da dikkate alınmaması, yani niteliklerinin doğuşuna yol açan gelişimin yadsınması ve eşyalarla olguların içinde, onların gelişiminin itici gücü olan çelişkilerin var olduğunun kabul edilmemesi gibi kavramları içerir.
Bütün olayları mekanik nedenlerle açıklama anlayışı. Bilgi, niteliksel farklılıkları saptamakla başlamış ve buna niceliksel farklılıkları eklemekle gelişmiş. Mekanikçilik, tek yanlı bir görüşten doğmuş, niteliksel farklılıklar niceliksel farklılıklara indirgenerek bütün değişmeler bunlarla açıklanmaya çalışılmış.
Dış dünyanın nesnel varlığını tanıyan ve maddeye öncelik veren felsefi akım. Tarihsel süreçte materyalizm çeşitli anlamlar kazandı ve çeşitli adlarla anıldı. Bilimsel materyalizm olarak anılan Marx ve Engels'in kurduğu diyalektik materyalizm öncesi materyalizm, "kaba materyalizm" veya "mekanik materyalizm" adlarıyla anılır. "Özdekçilik" veya "maddecilik" olarak da bilinir.
Epidermis katmanı hücreleri arasında melanin pigmenti içeren ve derinin rengini veren hücreler.
Çok hücreli veya tek hücreli olabilen ökaryotik bir canlı. Klorofil taşımazlar, çoğu parazit ya da saprofit. Eşeyli ve eşeysiz üreyebilirler. Bu organizmaların oluşturduğu topluluğa Mantarlar Alemi denir. 5 kola ayrılır: Zygomycetes, Deuteromycetes, Basidiomycetes, Ascomycetes ve Mycophycophyta.
Döllenmiş yumurtanın segmentasyonu sırasında oluşan ve hücrelerin dut gibi bir arada bir topluluk teşkil ettiği embriyo safhası.
classicalvaluesBir hayvanda bir amaca yönelik bir davranışı kontrol eden iç faktörler.
Motor sinirlerin aksonlarının dallanarak kas telleri üzerinde oluşturduğu bağlantı bölgesi. Uç organ.
Genellikle iki ayrı türden olan, iki ayrı bireyin, birbirleriyle olan etkileşimlerinden ikisinin de faydalanması durumu.
Bir alelin mutasyonlar sebebiyle yeni kopyalarının yaratılmasıyla, seçilim nedeniyle var olan kopyalarının elenmesi arasındaki hızın eşit olması durumu. Alel, bu sayede popülasyon içerisinde dengede kalabilir.
Morfolojik (şekilsel) bilgilerden yola çıkarak türlerin birbirinden farklılıklarının analizi sonucu belirlenmiş türler.
Canlıların fiziksel görünüşlerini inceleyen bilim dalı. Genel olarak, bu görünüşlerin toplamını ifade etmek için de kullanılır. Anatomi ile yakından ilişkilidir; ancak morfoloji daha kapsamlıdır.
Tek bir ortak atadan evrimleşmiş türler veya popülasyonların tümünü anlatmak için kullanılır. Monofiletik gruplardan bahsederken, günümüzde var olan türler ile bunların ortak atalarının tamamı bilinmelidir. Günümüzde sayısız monofiletik grup tanımlanmıştır.
Mendel Genetiği sayesinde öğrenilen genetik bilgilerin, 1930 ve 1940lı yıllarda Evrimsel Biyoloji ile birleştirilmesi ve iki kuramın, bir araya gelerek canlılığın nasıl değiştiğini tam olarak açıklayabilir hale gelmesi. Birçok bilim insanının araştırmaları ve katkıları sayesinde gerçekleştirilebilmiştir. Günümüzde bu sentez, farklı bilim dallarından gelen verilerle daha da güçlendirilmiştir. "Evrimsel Sentez" olarak da bilinir.
Meteorit ve asteroit çarpmaları sonucunda açığa çıkan yüksek ısı altında minerallerin erimesi nedeniyle oluşan ufak cam parçacıkları.
Popülasyon ve tür içerisindeki gen frekanslarının ve özelliklerin dağılımlarının zaman ve nesiller içerisinde değişmesi. Genellikle doğrudan gözlenemez ve genetik analizlere ihtiyaç duyar. Her canlı, yeterince zaman verildiğinde, mikroevrimsel değişimler geçirir.
Bilim insanlarının büyük bir çoğunluğu tarafından kabul edilen, doğal olayların yalnızca doğal nedenlerden kaynaklandığı görüşü.
Mendel'in kalıtım yasalarına tamamen uyan lokuslar için kullanılır. Her lokus, bu yasalara uymaz.
Filogenetik araştırmalarda, olabilir tüm evrim ağaçları arasından, en muhtemel olanının tercih edilmesi için kullanılan bir yöntem. Bu analizde araştırmacılar, eldeki her bir muhtemel evrim ağacının, eldeki bilimsel verilerle ne kadar örtüştüğünü inceler ve sonuçlara varır.
Genellikle morfolojik olarak değişimlerle eş anlamlı olarak kullanılan, büyük çapta olan, gözlenebilir evrimsel değişimler. Makroevrim sonucunda yeni türler oluşabilir veya var olan türler değişebilir. Genellikle, mikroevrimsel değişimlerin bir toplamı olarak gerçekleşirler.
Akrabalar arasında gerçekleşen veya gerçekleştirilen çiftleşme.
Türleşmiş, farklılaşmış popülasyonların birbirleriyle çiftleştikleri coğrafi bölgeler. Türleşme tamamen gerçekleşmediği için veya farklı tür olmalarına rağmen türlerin modern tür tanımı dahilinde çiftleşebilmeleri sonucunda oluşur. Bu alanda bol miktarda farklı türlerin çiftleşmesi sonucu oluşan melez birey bulunur.
Günümüzden yaklaşık olarak 315.200.000 ile 307.000.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. Bu zaman aralığı, çok önemli değişimler göstermemekle birlikte, farklı kaynaklarda biraz daha farklı olarak verilebilir.
Cinsel organın, cinsel birleşme olmaksızın, el veya başka cisimler aracılığıyla orgazm olma derecesine kadar uyarılması.
Bir bireyin genomundaki belirli bir lokusta bulunan alellerin, atasında da aynı lokusta, aynı şekilde bulunma ihtimali.
Küçük olan bir şeyi büyüterek inceleme imkanı veren ve ışıkla veya elektronla çalışmasına bağlı olarak değişik tipleri bulunan alet.
Değişik Mikroskop ÖrnekleriSaxonÖzelleşmiş, çok küçük habitatlar. Genellikle çok dar bir alanı simgeler. Çürüyen bir akasya ağacının üzeri.
Belli bir küçük habitat ya da alandaki iklim.
Herhangi bir ekolojik sistemde özellikle toprak gibi ortamlardaki bakteriler, tek hücreli algler, mantarlar, protozoonlar gibi mikroskobik organizmalar popülasyonu.
Özel mikropipetlerle tek bir hücrenin içine madde sokulması.
Bazı bitkilerin kökleri ile topraktaki özel mantarların oluşturduğu simbiyotik birlik. Ektomikoriza ve endomikoriza olmak üzere iki tipi bulunur.
Mikroorganizmalarla uğraşan bir bilim dalı.
Günümüzden 72.100.000 ile 66.000.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik bir zaman dilimi.
Günümüzden 7.246.000 ile 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.
Böcek kanatlarındaki birbirleriyle bağlantısı olmayan kıllar.
Milimetrenin binde biri büyüklüğünde mikroskobik ölçü birimi. Mikrometre ile eşanlamlıdır.
Eşit dağılmış vitellüs maddesine sahip olmayan yumurtanın segmentasyonu sırasında üst tarafta kalan küçük blastomerler.
Keskin bir metal bıçağı olan ve dokuyu mikroskopta inceleyebilmek için çok ince kesit almaya yarayan alet.
Ultrasantrifüjle hücre homojenizatından ayrılabilen en küçük parçalar, özellikle ribozomla kaplı endoplazmik retikulum parçaları.
Küçük, hareketli bir spor.
Tohumlu bitkilerde döllenmeden sonra karpellerin gelişip olgunlaşması ile meydana gelen yapı.
Study BlueSentromeri ortada bulunan ve bu nedenle kromozom kolları birbirine eşit olan, V şeklinde gözüken kromozom. Bu kromozom cinsinde p ve q kolları aynı boydadır.
Silici mutasyonların popülasyonda nesiller içerisinde birikmesi durumu. Popülasyonun tamamen yok olmasına sebep olabilir.
Tek bir zigottan gelen, mitoz sırasında genetik materyalin yanlış dağıtılması veya deneysel manüpilasyon nedeniyle farklı genotiplerdeki iki ya da daha fazla hücre populasyonunun bir organizmada bulunması durumu.
Oldukça değişik hayvanlardır ve sadece iki tip monotrem vardır; ekidna ve ornitorenk. Sıcak kanlıdırlar, kılları vardır ve memeliler gibi yavrularını sütle beslerler. Onları değişik kılan yavruları doğurmak yerine yumurtlarlar. Memeliler'in sürüngenlerden evrimleştiğinin en net, yaşayan kanıtlarıdırlar.
DNA'da meydana gelen mutasyonlar sonucu oluşan hastalıklar.
Protozoanlar ve süngerler dışında bütün hayvanları içine alan alem. Bu aleme ait canlıların hepsi çok hücreli ve farklılaşmış dokuya sahiptir.
Eşeyli üreme, gametlerin birleşmesi.
HLA moleküllerinin belirlenmesinde kullanılan bir yöntem.
Anne tarafından aktarılan, sitoplazmada bulunan mitokondri organeli içerisindeki nükleik bir asit. Bitkilerdeki karşılığı kloroplastik DNA. Bakteriyel DNA'ya ökaryotik DNA'dan daha yakındır. Bu da, ökaryotik hücrelerin, prokaryotlardan, Endosimbiyotik Teori dahilinde evrimleştiğini desteklemekte.
Bazı hayvan ve bitki türlerinin başka hayvan, bitki türlerine ve içinde yaşadıkları doğal ortamdaki objelere benzemesi, bir canlı türünün başka bir canlı türünü morfolojik ya da davranışsal olarak taklit etmesi. Sesiidae ailesinden Podosesia syringae türü kül güveleri, sıradan eşekarılarını fiziksel olarak taklit edecek şekilde evrimleşmiştir ancak bir iğnesi bulunmaz. Eşekarısı iğnesinden daha önce başı belaya girmiş bir avcı tür, aynı zamanda kül güvelerinden de uzak durur. Böylece güve, sadece taklit ederek, fazla bir enerji harcamadan avlanmaktan kurtulabilir.
Bağışıklık sistemine yabancı maddeleri tanımasında yardımcı, hücrelerin yüzeyinde bulunan proteinleri kodlayan gen grubu. MHC proteinleri tüm yüksek omurgalılarda bulunur. İnsanlarda komplekse insan lökosit antijeni (HLA) sistemi de denir.
Hem mitoz, hem mayoz bölünmede görülen bir evredir. Bu evrede kromozomlar hücrenin metafaz düzleminde toplanırlar. Profaz evresinde oluşan mikrotübüllerk inetekorlara tutunurlar.
Alellerin ayrışımı ilkesi olarak bilinir. Gregor Mendel'in her canlıda, her özelliğe ait, her bir genin iki adet aleli bulunduğunu ve bu alellerlerin üreme hücrelerine eşit bir şekilde dağıldığını söyleyen yasa.
Gregor Mendel'in genetik karakterlerin ana hücreden sonraki nesillere aktarımına yönelik; bezelyeler üzerinde yaptığı deneyler sonucunda çıkan prensiplerin tümü. Modern genetik biliminin temelleri ve kaynağı. Mendelin bulguları 1860'larda 2 sayfalık bir makalede, Experiments on Plant Hybridization, ismiyle yayınlandı.
Eski taksonomik sınıflandırmada, bakterileri, arkebakterileri ve mavi-yeşil algleri içine alan alem.
Mesajcı ribonükleikasitin kısaltması. Protein sentezinin yapılabilmesi için, proteinin kimyasal yapısını genetik olarak kodlayan RNA'dır.
Belirli bir mutasyonun bir populasyonun görülme sıklığı ya da herhangi bir mutasyonun bir populasyonun tüm genomunda görülme sıklığı. İnsanlarda mutasyon hızı her hücre bölünmesinde 10 baz çifti için 1 baz çiftidir.
Yapay bir kromozom olmakta olup 100 kb (baz çifti) den 3000 kb'ye kadar DNA parçalarını klonlamakta kullanılır. Maya DNA'sı kullanılarak üretildiği için ismi maya yapay kromozomudur.
Türlerin yaşadıkları dönemleri veya jeolojik zamanların günümüzden kaç milyon yıl önce olduğunu anlatmak için kullanılan bir kısaltmadır.
Mayalar ökaryotik mikroorganizmalardır. Mantar alemi altında incelenir. Bilinen 1500 tür maya vardır ki bu bilinen mantarların sadece %1'i eder. Yaptıkları fermantasyon sayesinde bira ve şarap elde edilir.
Bir mayanın yaşam döngüsü:
1.Tomurcuklanma
2.Konjugasyon
3.Sporla üreme
Richard Dawkins tarafından ortaya atılan ve "sosyolojik gen" olarak da adlandırılabilecek, kültürel iletim birimidir. Memler, kültürel ve sosyal mirasın, bilgi birikimlerinin gelecek nesillere aktarılmasını sağlarlar. DNA'dan farklı olarak soyut bir kavramdır. Yani mikroskop altında görülemezler, ispatı canlı popülasyonundaki davranışlarda yatmaktadır.
Bu kavram sadece insan türüne ait değildir. Dawkins, bu olgunun sadece insana ait olmadığını P.F. Jenkins'in Yeni Zelanda'da şarkı söyleyen "Semerli kuşlar" üzerinde yapmış olduğu araştırmayı örnek göstererek belirtir. Bu kavram bilim camiası tarafından da genel kabul görmüş ve "memetik" biliminin kuruluşuna neden olmuştur.
Beyindeki destek hücreleriyle çevresel sinir sistemindeki Schwann hücrelerinin zarlarından özelleşmiş yağımsı yumuşak bir katman. Sinir liflerinin çevresini saran ve elektriksel açıdan onları yalıtan bir kın oluşturur.
Miyelin protein ve yağ açısından zengindir. Miyelin Merkezi Sinir Sisteminde de Çevresel Sinir Sisteminde de bulunur. Fakat Merkezi Sinir Sistemindeki miyelinler oligodendritler tarafından oluşturulurken Çevresel Sinir Sistemindeki miyelin Schwann hücreleri tarafından oluşturulur. Bu iki miyelin kimyasal olarak farklıdır fakat görevleri aynıdır; aksonda iletimi hızlandırmak.
Miyelin yapısını bozan bir hastalık olan MS merkezi sinir sistemindeki miyelin kılıfını hedef alır.
Yunanca mitos (iplik) ve khondrion (tane) sözcüklerinden türetilmiştir. En önemli işlevi adenozin trifosfat (ATP) şeklinde enerji üretmektir. Neredeyse tüm ökaryotik hücrelerin (net olarak tanımlanmış çekirdekler olan hücreler) sitoplazmasında bulunan hücre organellerinden birisidir. Büyüklüğü 0.5-1.0 mikron arasındadır. Şekilleri ise ovalden çubuğa kadar değişkenlik göstermektedir. Sayıları hücrenin enerji ihtiyacına göre değişir. Bir mitokondride 5 kısım vardır: Dış zar, iç zar, zarlararası bölge, krista bölgesi (mitokondrideki kıvrımlı iç zardır) ve matriks dir.
MitokondriUMDFBasit şekerler olarak bilinirler. Karbon(C), hidrojen(H) ve oksijen(O) atomlarından oluşan en az üç karbonlu bileşiklerdir. Monosakkaritler, hidroliz tepkimeleriyle daha küçük birimlere ayrılamaz.
Karbon sayılarına göre dört temel gruba ayrılırlar:
Heksozlar(C6H12O6): Glukoz, galaktoz, fruktoz
Pentozlar(C5H10O5): Riboz, riboloz
Tetrozlar(C4H8O4): Eritroz, eritroloz
Triozlar(C3H6O3): Gliserolaldehit, dioksiaseton
Doğada en fazla bulunan monosakkarit altı karbonlu (heksoz) olan glukoz.
Canlı organizmada ya da canlı hücrede meydana gelen yapıcı ve yıkıcı nitelikteki kimyasal olayların tümü; protoplazmada olan asimilasyon ve parçalanma ile ilgili olayların toplamı; anabolizma ve katabolizma olaylarının toplamı.
İki set kromozomlu (diploit) ökaryotik hücrenin, genelde gamet olarak adlandırılan tek set kromozomlu (haploit) hücrelere bölündüğü hücresel bir süreç. Gamet hücresinde kromozom sayısının azalmasıyla sonuçlanan mayoz bölünme eşeyli üreme için gereklidir ve bu yüzden eşeyli üreyen tek hücreli organizmalar da dahil tüm ökaryot hücrelerde görülür. İki aşamadan oluşur. Aşağıda, mayozun basamakları hem gerçek görüntüleriyle hem de şematik görüntüleriyle verilmekte.
Organizmalarda genetik çeşitliliğin üretimi için başlıca yardımcı unsurlar olan, hareketli genetik öğeler bütünü. Ökaryotlarda transpozon adı verilen hareketli parçacıklar mobilomları oluştururken, prokaryotlarda profajlar ve plazmidler önemli mobilomlar. Mobilomlar, bakteriyel genomların evriminde temel roldedirler ve yatay gen aktarımının esas yapısıdırlar. Bu hareketli öğeler, bakteriyofajları, plazmidleri, integronları, genomik adaları, transpozonları ve insersiyon dizilerini içerir.
Örneğin, laktik asit bakterilerinin hareketli genetik öğrelerinin işlevleri arasında karbonhidrat, aminoasit ve sitrat metabolizması, proteinlerin hidrolizi, ekzopolisakkaritlerin ve bakteriyosinlerin üretimi, antibiyotiklere ve ağır metallere direnç, fajlara direnç ve DNA restriksiyon ve modifikasyon sistemleri bulunur.
Bir organizmanın nükleik asit dizisinde meydana gelen, dış etkenlere bağlı ve/veya rastlantısal olarak meydana gelen değişikliklerin tümü. Mutasyonların %70-90 arası nötr etkiye sahip ve canlıda herhangi bir ani değişim yaratmaz. %8-25 arası ani zararlı etkiler doğurur, %2-5 civarı ise ani yararlı etkilere sahip.
Virüsler nükleik asit dizilerinde sıkça mutasyona maruz kalırlar. Bu nedenle hastalık etkeni olan bazı virüslere karşı geliştirilen ilaçlar etkisiz hale gelir. Ya da bu virüslere karşı kazandığımız bağışıklık virüste meydana gelen mutasyonlar sonucu o virüse karşı bizi koruyamaz hale gelir. Çok defa grip olduğumuz halde bağışıklık kazanamayıp yeniden grip olabilmemizin altında yatan mekanizma da virüslerin mutasyon geçirmeleri.
Belirli bir protein ailesi (ribozomal, sitokromal vb.) içinde sabit oranda amino asit meydana getirilir ve iki tür arasındaki ayrışma derecesi akrabalık derecelerini test etmek için kullanılan bir moleküler evrim analizi yöntemi. Evrim saati ya da gen saati olarak da adlandırılır. Proteinleri oluşturan aminoasitlerin genler üzerindeki kodlarında meydana gelen mutasyonların, göreceli olarak sabit bir hızda meydana gelmesine dayanır. Dolayısıyla, aynı protein dizisindeki genetik farklılıklara bakarak, bir türün diğerinden ne zaman ayrıldığı, sabit zaman aralıklarında meydana gelen mutasyonlardan anlaşılabilir.
Görselde, moleküler saat hipotezinin farklı proteinler üzerinde kullanılmasıyla ayrışma zamanları tespit edilen hayvan grupları gösterilmektedir.
Ökaryot hücrelerin tipik çekirdek bölünmesi. Kopyalanarak sayısı iki katına çıkmış olan kromozomlar profaz, metafaz, anafaz ve telofaz safhalarını geçirdikten sonra bölünerek diploit sayıda kromozom kapsayan iki oğul çekirdeğe ayırılır.