Son 10 Yılın En Önemli 10 Bilimsel Keşfi!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
2010'lu yıllar, bilimin her zamanki gibi bir önceki yılların üzerine harika eklemeler yaptığı, evrene yönelik ufkumuzu genişlettiği ve var oluşu anlamaya yönelik alet çantamıza yepyeni araçlar eklediği, enfes bir 10 yıl oldu!
Şimdi, 2020'li yılların şerefine, geride bıraktığımız 10 yılın bize göre en büyük 10 bilimsel keşfini sizlerle paylaşmak istiyoruz. Böylece, "bilimin asırlar öncesine göre çok daha yavaş ilerlediğine" ve "bir şeyler keşfetmenin artık mümkün olmadığına" yönelik hatalı bir izlenime kapılıyorsanız, bundan kurtulabilir ve modern bilime katılarak katkı sağlamak konusunda heyecan duyabilirsiniz.
1. Yeni İnsan Türleri Keşfedildi! (2010)
Paleoantropolog Lee Berger ve ekibi, 2010 yılında Güney Afrika'da Homo naledi isimli yeni bir insan türü keşfettiler. Ekip, 5 yıl kadar önce de Australopithecus sediba türünü keşfetmişlerdi. Homo naledi, harika bir ara form olarak dikkat çekiyor: Hem biz modern insanlara ait özelliklere sahip, hem de antik atalarımızın özelliklerini vücudunda bir damga gibi taşıyor. Yapılan araştırmalar, H. naledi'nin günümüzden 335.000 ila 236.000 yıl önce yaşadığını gösteriyor.
Ayrıca 2010 yılında Denisovalılar ("Denisovans") olarak bilinen bir diğer insan türü daha keşfedildi. Dahası, anne tarafı Neandertal, baba tarafı Denisovalı olan bir çocuğun fosilleri bile keşfedildi!
İnsan evrimi sahasındayapılan son 10 yılın en büyük 10 keşfine ait yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
2. Maddenin Nasıl Kütle Kazandığı Keşfedildi! (2012)
Maddeyle etkileşerek ona kütle kazandıran Higgs Alanı ve bu alanın en temel parçacığı olan Higgs Bozonu onlarca yıl önce teorik olarak ortaya konmuş olsa da, Higgs Bozonu olarak bilinen parçacığın keşfi ancak 2012 yılında yapılabildi. Üstelik başta CERN araştırmacıları olmak üzere Dünya'nın dört bir yanından binlerce bilim insanının 4 yıl boyunca veri analizi ve deneyler yapması sonucunda keşfedilebildi. 2013 yılında yapılan ek analizler, keşfi doğruladı.
3. CRISPR Gen Düzenleme Devrimi Başladı! (2012)
İnsan genomuyla birlikte diğer on binlerce türün genomunun baştan sona dizilenmesi, 2000'li yılların en büyük başarısıydı. 2010'lu yıllar ise, bu dizilenen genomları neredeyse istediğimiz gibi değiştirmemizi mümkün kılan, son derece isabetli ve başarılı bir gen düzenleme yöntemini doğurdu: CRISPR!
Tabii bu teknoloji eleştirilerden ve tehlikelerden muaf değil. Özellikle de etik endişeler çok ciddi bir şekilde baş gösteriyor. Bu endişeler, 2018 yılında, CRISPR teknolojisi sayesinde HIV direncine sahip ilk insan bebekleri Çin'de üretilmesi sonrası daha da netlik kazandı.
4. Kütleçekim Dalgaları Keşfedildi! (2016)
Kütleçekim dalgaları, uzay-zaman dokusundaki bir dalgalanmadır. İlk olarak Albert Einstein tarafından 1916 yılında teorik olarak ileri sürülen kütleçekim dalgalarının varlığı, 2016 yılında, yani Einstein'dan tam 1 asır sonra ispatlandı. Aynı radyo dalgaları gibi, kütleçekimi dalgaları da aslında bilginin bir formu. Yani bu bilgi formlarını, evrenin gözlemlememizin mümkün olmadığı uzaklıklarında milyonlarca yıl önce olmuş olan, olaylar hakkında bilgi sahibi olmak için kullanabiliriz.
Örneğin iki karadeliği göz önüne alalım. İkisinin çapı da 150 kilometreden küçük! Şimdi kütlelerini göz önünde bulundurarak yoğunluklarını tekrar hayal etmeye çalışın! Ve iki karadelik de bizden 1.3 milyar ışık yılı uzakta. Işık dalgalarını kullanarak bu iki cismi görmeyi bi kenara bırakalım, bize bu uzaklıkta olan milyonlarca kilometre çapındaki koca bir galaksiyi bile görmemiz zor. Ama yerçekimi dalgaları işe bize bu hayal edilemez uzaklıkta olan olaylar hakkında bilgi veriyorlar.
En ilginci ise, bu tarz karadelik birleşmelerinden daha fazlasını gözlemlememiz, bize evrenin tarihi hakkında, muhtemelen Big Bang’in gerçekleştiği o ana en yakın zamanlar hakkında dahi bilgi verecek.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
5. Binlerce Öte Gezegen Keşfedildi! (2009-2018)
Güneş Sistemi dışındaki gezegenler ("öte gezegenler") konusundaki araştırmalarda, sadece 9 sene içinde, sadece Kepler Uzay Teleskobu sayesinde 2700'den fazla öte gezegen keşfedildi. Günümüzde bu sayı, neredeyse 2'ye katlanmış halde. 2018 yılında devreye giren ve Kepler'den bir sonraki nesil öte gezegen teleskoplarını temsil eden TESS, daha şimdiden 34 öte gezegen keşfetmeyi başardı.
6. Bir Kara Deliğe Doğrudan İlk Defa Baktık! (2019)
Bilim insanları, ilk defa bir kara deliğin doğrudan fotoğrafını çekmeyi başardı. Aşağıda gördüğünüz fotoğraf, bizden 53-55 milyon ışık yılı uzakta bulunan Messier 87 (ya da kısaca M87) galaksisinin merkezindeki kara deliğin fotoğrafı!
Kara delikler, belli büyüklükte kütleye sahip yıldızları sürdüren kimyasal yakıtın tükenmesi sonrasında, kendi kütleçekimleri altında, kendi üstlerine çökmeleri sonucu oluşan yapılardır. Ufacık bir hacme, muazzam miktarda malzemenin sığması nedeniyle aşırı yoğundurlar. Buna bağlı olarak da müthiş bir kütleçekim kuvvetine sahiptirler.
Konuyla ilgili çok daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
7. Gezegenimiz "Yanmaya" Devam Ediyor!
Bu, belki de "müthiş bir keşif" değil; ancak varlığımızı devam ettirebilme ihtimalimiz, küresel ısınma ile mücadelemizle doğru orantılı olduğu için, iklimbilim alanından gelen iklim değişikliği verilerinin her biri altın değerinde öneme sahip. Galaksiler keşfedebiliriz, genlere hükmedebiliriz; ancak eğer ki gezegenimizde var olmayı sürdüremezsek (ve yeni keşiflerimiz de bizi kurtaramazsa), iklim değişikliği nedeniyle yok olduktan sonra bunların hiçbiri anlamlı olmayacaktır.
Yukarıdaki videoda, 1880-2018 yılları arasında yaşanan küresel sıcaklık anomalileri gösteriliyor. Daha kırmızı renkler, daha sıcak bölgelere denk geliyor; daha soğuk kısımlar ise maviyle gösterilmiştir.
Küresel ısınmanın ne olduğu ve Türkiye için ne anlama geldiğini buradan okuyabilirsiniz.
8. Sentetik Genoma Sahip İlk Yaşam! (2010-2016)
90’lı yılların başında başlayıp 26 Haziran 2000’de ilk ayağının tamamlandığı gün, dünyaya “tüm çağların en önemli günü” olarak duyurulan, insan DNA’sının dizilim haritasının yapıldığı İnsan Genom Projesi’nin en önemli isimlerinden biri James Craig Venter idi. Şimdilerde ise 2006 yılında kurduğu Enstitü’deki ve eş-kurucusu olduğu Synthetic Genomics şirketindeki araştırmacılar uzun yıllardır ”sentetik biyoloji”, yani insan-yapımı DNA ve canlılık üzerine çalışıyorlar.
Venter ve arkadaşları uzun yıllar küçük bir genomu olduğu bilinen Mycoplasma bakterisi üzerinde çalıştılar ve 2010 yılında çok önemli bir adım attılar. J.C. Venter, Science dergisinde yayınladıkları çalışmalarından “babası bilgisayar olan ilk canlı” olarak bahsetti. Bunun sebebi “Synthia” adını verdikleri Mycoplasma mycoides bakteri suşu DNA’sının, doğadaki atasal formuyla aynı olmasına rağmen, tamamen bilgisayar ortamında dizayn edilip sentezlenmesiydi.
Araştırmacılar M. mycoides bakterisinin 1,08 milyon baz çiftinden oluşan genom haritasını önceden belirlemişti. Daha sonra bu DNA’yı laboratuvar ortamında sentezleyip, kendi genomu devre dışı bırakılan Mycoplasma capricolum bakterisine transfer ettiler. Yaklaşık 40 milyon dolar ve sayısız çalışma saatiyle elde edilen sonuç: Synthia laboratuvar ortamında son derece canlıydı ve çoğalabiliyordu, kayıtlara JVCI Syn1.0 adıyla geçti. Venter ve arkadaşları yayınladıkları bu çalışmada ayrıca yeni bir “sentetik imza” kavramından da bahsetti: “watermarks”, Türkçeleştirirsek “dijital damgalar”.
2016 yılında ise ekip Science dergisinde JVCI Syn3.0’ı tanıttı. Bu çalışmanın bu kadar sansasyon yaratmasının nedeni, doğada var olmayan yeni bir dizayn olması. Konu hakkında çok daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
9. Ay'daki Chang'e 4 Aracında Bitki Yetiştirildi! (2019)
Çin Uzay Ajansı, 3 Ocak 2019 tarihinde Chang'e 4 isimli uzay aracını Ay'ın karanlık yüzünde bulunan 13 km derinlikteki Aitken havzasına indirmeyi başarmıştı. Bu kratere inen Chang'e 4'ün, çeşitli kimyasal ve jeofiziksel araştırmaların yanında biyolojik/ekolojik araştırmalar da yapması planlanıyor. Öyle ki, görevin daha ilk 2 haftası içinde Gossypium cinsi pamuk bitkisinin tohumları filizlenmeye başladı bile!
Önceden Uluslararası Uzay İstasyonu'nda bitki yetiştirilmişti; ancak Ay'da ilk kez yetiştiriliyor. Eğer Ay'dan başarılı şekilde hasat alınabilirse astronotlar Mars görevlerinde yiyecek tedariği için Dünya'ya geri dönmek zorunda kalmayacak. Daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
- Dış Sitelerde Paylaş
10. Patojenlerle Mücadelemiz Güç Kazandı!
2010'lu yıllar, eski patojenlerin yeni felaketlere neden olduğu yıllar oldu. Bunda hem evrimin, hem de halk arasındaki sahtebilimcilerin aşı karşıtlığı vb. safsatalar yoluyla insanları bilinçsizleştirmesi rol oynadı. Zika virüsü, domuz ve kuş gripleri ve ebola salgınıyla ilgili çok büyük başarılara imza atıldı.
AIDS'e neden olan HIV ile mücadelemizde ilk defa bazı hastaları (ve hatta çocukları) virüsten tamamen arındırmayı başardık. Dahası, virüsün farklı soylarına saldırabilen yeni ilaçlar geliştirebildik. Küba, anneden bebeğe HIV ve frengi geçişini durdurmayı başaran ilk ülke oldu.
2020'li yıllar neler getirecek? Bekleyip göreceğiz!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 38
- 17
- 12
- 8
- 8
- 7
- 3
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- S. Pappas. The 10 Biggest Science Stories Of The Decade. (27 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 5 Ocak 2020. Alındığı Yer: Live Science | Arşiv Bağlantısı
- J. Bennett. The Top Ten Scientific Discoveries Of The Decade. (31 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 5 Ocak 2020. Alındığı Yer: Smithsonian Magazine | Arşiv Bağlantısı
- M. Greshko. These Are The Top 20 Scientific Discoveries Of The Decade. (5 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 5 Ocak 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- New Scientist. New Scientist Ranks The Top 10 Discoveries Of The Decade. (18 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 5 Ocak 2020. Alındığı Yer: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/09/2024 18:37:18 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8170
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.