Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Sölekantlara "Yaşayan Fosil" Demeyi Bırakma Vakti Geldi: Antik Balığın Genomunda Onlarca Yeni Gen Evrimleşti!

Sölekantlara "Yaşayan Fosil" Demeyi Bırakma Vakti Geldi: Antik Balığın Genomunda Onlarca Yeni Gen Evrimleşti!
4 dakika
1,463
Tarihi Geçmiş Haber

Bu haber 2 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.

Güçlü bir okyanus yırtıcısı olan ve soyu onlarca milyon yıl önce tükendiği sanılan sölekantların, 1938’de Güney Afrika kıyılarında canlı olarak yakalanması, bilim camiasında büyük bir heyecan yaratmıştı. Keşfedilen balığın anatomisi, fosil kayıtlarındaki sölekantlarla neredeyse aynı gözüktüğü için bu tür, sonradan "yaşayan fosil" olarak bilinir oldu. Sölekantların yapısındaki değişimler ufak gibi gözükse de, Toronto Üniversitesi'nden araştırmacıların yaptığı bir çalışma, sölekant genomunun bambaşka bir hikâye anlattığını söylüyor.

Araştırmacılar, Afrika sölekantı olarak da bilinen Latimeria chalumnae türünün, 10 milyon yıl kadar önce, başka balık türleriyle karşılaşarak, 62 yeni gen kazandığını ortaya çıkardılar. Gen dizilimleri, bu yeni genlerin "bencil genler" olarak da bilinen transpozonlar (zıplayan genler) sayesinde kazanıldığını gösteriyor. Transpozonlar, tek amacı kendilerinin daha fazla kopyasını oluşturmak olan ve bazen bunu, bir türden diğer türe geçerek başaran "parazitik DNA elementleri" olarak tanımlanabilirler.

Molecular Biology and Evolution dergisinde yayınlanan bulgular, gezici transpozon DNA'sının genlerin oluşumunda sahip olabileceği dramatik etkiyi gösteriyor ve aynı zamanda, en gizemli ve antik organizmalardan birinin genomunu şekillendiren kuvvetlerin bazılarına bir bakış sağlıyor.[1] Donnelly Hücresel ve Biyomoleküler Araştırmalar Merkezi'nde ve Temerty Tıp Fakültesi'nde moleküler genetik profesörü olan, aynı zamanda Kod Çözücü Gen Düzenlemesi'nde Kanada Araştırma Başkanı olan makale yazarı Tim Hughes, şöyle belirtiyor:

Tüm Reklamları Kapat

Bulgularımız, konakçı genomuna katkıda bulunan bu transpozon olgusu için oldukça çarpıcı bir örnek sunuyor. Bu 62 genin ne yaptığını tam olarak bilmiyoruz; fakat bu genlerin çoğu, DNA bağlayıcı proteinleri kodluyor. Bu nedenle, evrimin, en üstü örtülü değişikliklerin bile önemli olduğu parçası olan gen düzenlemesi sahasında muhtemelen bir rolleri vardır.

Transpozonlar, bazen "zıplayan genler" veya "sıçrayan gen elemanları" olarak da adlandırılırlar; çünkü "kes-yapıştır mekanizması" denen bir yöntem kullanarak kendilerini kopyalayabilirler. Bu sıra dışı genler, kendi DNA kodlarını tanıyan, taşıyan ve kendi kendini kodlayan bir enzim kullanırlar ve bu sayede genom içerisinde yer değiştirebilirler! Hücre bölünmesi sırasında genomun tamamı kopyalanırken yaşanan şans eseri sıçramalarla yeni transpozon kopyaları da ortaya çıkabilir.

Ancak bu birbirini tekrar eden sıçramalar dolayısıyla, zamanla, enzimin kodu tamir edilemez hale gelir ve sıçramalar durur; ancak değiştirilmiş dizi, konakçıya en ufağından bile seçici bir avantaj sağlayacak olursa, bu transpozonlar hakiki bir "konakçı gen"e dönüşerek, konakçı genomunda yeni bir hayata başlayabilir.

İnsanlar da dahil olmak üzere, türler arasında transpozon türevi genlerin çok sayıda örneği vardır; fakat sölekant, bu alanda sayıca öne çıkmaktadır. Çalışmaya öncülük eden yüksek lisans öğrencisi Isaac Yellan, şöyle diyor:

Sölekantların omurgalılar arasında gerçekten çok sayıda transpozon türevi gene sahip olduğunu görmek şaşırtıcıydı. Çünkü tamamen haksız bir tanımlama olsa da sölekantlar, "yaşayan bir fosil" olarak biliniyorlar. Sölekantlar, diğer türlere nazaran biraz daha yavaş evrimleşmiş bir tür olabilir; ama kesinlikle bir "fosil" değiller.

Yellan, bu keşfi, üzerinde çalıştığı bir insan geninin diğer türlerindeki benzerlerini ararken yaptı. CGGBP1 geninin; memelilerin, kuşların ve sürüngenlerin ortak atasındaki spesifik bir transpozon tipinden ortaya çıktığını biliyordu. Bu gen, CGG içeren ve DNA dizilerini bağlayan proteinleri kodladığı için bu şekilde isimlendirilmiştir. Ancak meyve sineği gibi, araştırmalarda yaygın olarak kullanılan türlerde bir karşılığı olmadığı için, bu gen üzerinde çalışma yapmak kısmen zordu.

Tüm Reklamları Kapat

Yellan, veritabanlarındaki tüm genomları taradıktan sonra, nihayet ilgili genleri bulabildi; ancak bunların türler arasındaki dağılımı düzensizdi ve ortak kökenden beklenildiği şekilde değildi. Tüm memelilerde, kuşlarda ve sürüngenlerde bulunan CGGBP benzeri tek bir gene ek olarak Yellan, taşemen de dahil baktığı balıkların hepsinde olmasa da bazılarında, ilkel bir omurgalı ve bir tür mantar gibi canlılarda bu genin kopyalarını bulmayı başardı. Solucanlar, yumuşakçalar ve böceklerin çoğundaysa bu gen hiç yoktu. Buna karşılık, genom dizisi 2013'te ilan edilen sölekantta bu genlerden 62 tane vardı!

Bu genlerin ortak atadan miras alınmış olma ihtimali bulunmadığı için, bu transpozonların yatay gen transferi olarak bilinen yöntemle türler arasında taşınarak, farklı zamanlarda çeşitli soylara geldiği üzerinde durulmaktadır. Yellan şöyle belirtiyor:

Yatay gen transferi, transpozonların tam olarak nereden geldiğini anlamamızı zorlaştırıyor; fakat bunun parazitlik yoluyla meydana gelebileceğini, diğer türler sayesinde biliyoruz. En muhtemel açıklama, evrim tarihi boyunca bu genlerin birden çok kez genoma dâhil olmuş olmalarıdır.

Genlerin ne yaptığı belirsizliğini koruyor; ancak bazı kanıtlar, gen düzenlemesinde ince ayarlanmış bir role işaret ediyor. Hesaplamalı modelleme ve test tüpü deneyleri, bu genlerin ürettiği proteinlerin, DNA üzerindeki benzersiz dizi imzalarını bağlayan proteinler olduğunu ortaya koydu. Bu da bu genlerin, insanlardakine benzer bir şekilde, gen ifadesinde bir rolleri olduğunu akla getiriyor. Dahası, genler, elimizde verileri olan bir düzine kadar sölekant organında, değişen şekillerde açılıp kapatılabilir ve bu da bu genlerin, dokulara özgü, ince ayarlanmış bir rolleri olabileceğini akla getirir.

Ne yazık ki bu genlerin nereden geldiği ve sölekantta ne yaptıkları bir süre daha sır olarak kalabilir. Türe ait araştırmalarda kullanılabilecek örnekler, çok nadiren balıkçı tekneleri tarafından yakalanabiliyor ve ufak bir kısmı araştırmacılara ulaştırılıyor. Öyle ki bu balığın günümüzde halen canlı bir diğer türü olan Latimeria menadoensis, bundan sadece kısa bir süre önce, 1998 yılında bir Endonezya balık pazarında ilk defa keşfedildi! Yellan, şöyle belirtiyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bu türler, söz konusu genler ortaya çıkmadan önce birbirlerinden ayrıştılar; dolayısıyla bu genler, türleşmeyi tetiklemiş olamaz. Yine de bu genler, kraliyet mavisi renginde pullarından oluşan görkemli zırhıyla, kahverengimsi renkteki akrabasına gölge düşüren bugün bildiğimiz Afrika sölekantını şekillendirmiş olabilirler.

Bu, şu anda sadece bir spekülasyon seviyesinde ve ne yazık ki, doğru olup olmadığını hiçbir zaman öğrenemeyebiliriz de çünkü Yellan'ın da dediği gibi:

Sölekantlar, aşırı nadirdirler ve çok iyi saklanırlar.
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Bilim Budur! 5
  • Tebrikler! 4
  • Muhteşem! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: utoronto | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/04/2024 08:05:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10419

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Kas
Foton
Diş Sorunları
Hormon
Güneş Sistemi
Üreme
Yatay Gen Transferi
Ekonomi
Buz
Haber
Halk Sağlığı
Kalıtım
Yörünge
Önyargı
Cinsel Yönelim
Depresyon
Hekim
Yaşlılık
Hindistan
Fotoğraf
Ufo
Yaşanabilir Gezegen
Egzersiz
Işık Hızı
Obstetrik
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
J. Drinjakovic, et al. Sölekantlara "Yaşayan Fosil" Demeyi Bırakma Vakti Geldi: Antik Balığın Genomunda Onlarca Yeni Gen Evrimleşti!. (4 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 25 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10419
Drinjakovic, J., Emre, F., Bakırcı, Ç. M. (2021, May 04). Sölekantlara "Yaşayan Fosil" Demeyi Bırakma Vakti Geldi: Antik Balığın Genomunda Onlarca Yeni Gen Evrimleşti!. Evrim Ağacı. Retrieved April 25, 2024. from https://evrimagaci.org/s/10419
J. Drinjakovic, et al. “Sölekantlara "Yaşayan Fosil" Demeyi Bırakma Vakti Geldi: Antik Balığın Genomunda Onlarca Yeni Gen Evrimleşti!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Feyza Emre, Evrim Ağacı, 04 May. 2021, https://evrimagaci.org/s/10419.
Drinjakovic, Jovana. Emre, Feyza. Bakırcı, Çağrı Mert. “Sölekantlara "Yaşayan Fosil" Demeyi Bırakma Vakti Geldi: Antik Balığın Genomunda Onlarca Yeni Gen Evrimleşti!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Feyza Emre. Evrim Ağacı, May 04, 2021. https://evrimagaci.org/s/10419.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close