Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Albert Einstein Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü...

7 dakika
83,240
Albert Einstein Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü... Excellence Reporter
Albert Einstein
Podcast
Murat Ercanlı
Murat Ercanlı Seslendiren 1 Mayıs 2019 10:59
44
Tüm Reklamları Kapat

Ben Albert Einstein, 14 Mart 1879’da Almanya’nın Ulm kasabasında doğdum. Babam küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibiydi ancak pek başarılı bir iş adamı sayılmazdı. Annem Paulin’in dünyası müzikti, yetenekli bir piyanistti. Özellikle Beethoven'in piyano parçalarını nefis çalardı ve annemi dinlemek çocukken en büyük zevkimdi. Ailem Musevî kökenliydi ama dinsel bağnazlıktan uzak, açık görüşlü, kültürel etkinliklerle dolu zengin bir yaşam içindeydik. Ne var ki, iyi bir aileye sahip şanslı bir çocuk olmama rağmen benim için çok telaşlanıyorlardı.

Neden dersiniz? Pek arkadaşlarımla oynamazdım, sessiz, içe kapanık bir yapım vardı ve 5 yaşına gelmeme rağmen henüz doğru düzgün konuşamıyordum. Annem ve babam kaygılanarak beni doktora götürmüşlerdi. Ancak sonradan dilim açıldı ve normal konuşmaya başladım. 

Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşımda iken amcamın armağanı olan manyetik pusulada bulduğum gizem! Bende büyük bir merak uyandırmıştı. Diğeri de; on iki yaşımda iken tanıştığım Öklit geometrisi! 

Tüm Reklamları Kapat

İlkokula başladıktan sonra, okuldaki sıkı disiplinden ve ezberci anlayıştan rahatsız olmaya başlamıştım. Okul ile aram iyi olmamasına rağmen özellikle amcam Jacop’un desteği ile derslerimde oldukça iyiydim ve yüksek notlar alıyordum. Birinci sınıfı atladım ve çoğu dönem hep sınıf birincisi oldum.

Annem beni keman derslerine başlattığında 6 yaşındaydım. Kız kardeşim Maja’yı ise piyano derslerine göndermişti. 14 yaşına kadar derslere devam ettim. Mozart’ın sonatlarını çok beğeniyordum ve sırf onları çalabilmek için günlerce çalışarak tekniğimi geliştirdim.

Okulda Latince ve matematik derslerinden en yüksek notları alıyordum. Lise ilkokuldan çok daha sıkı bir disipline sahipti. Otoriter öğretmenler ile sürekli çatışıyordum. Öğretmek yerine ezberleten öğretmenlerin dediklerinin tam tersini yapıyordum. Bağımsız ve isyankar bir kişiliğim vardı ve benden pek hoşlanmıyorlardı. 

Ailemizin çok eskiye dayanan bir geleneği vardı. Yoksul bir öğrenciyi evimize yemeğe davet ediyorduk. Max Talmud adında yoksul bir üniversite öğrencisi her hafta bir akşam yemeğine katılıyordu. Kendimden büyük bir üniversite öğrencisi ile sohbet etmekten çok hoşlanıyordum. Talmud da bana sınıf arkadaşı gibi davranıyordu. Bilim, matematik ve felsefe konuşuyorduk. 

Tüm Reklamları Kapat

Talmud, bana çeşitli popüler bilim kitapları getiriyordu ve hepsini büyük bir heves ile inceliyordum. Bir keresinde Talmud, Öklid’in Elemanlar kitabını getirdi. Kitaptaki problemler üzerinde çalışmaya başladım. Yaz bitmeden önce sadece bütün problemleri çözmek ile kalmadım, ayrıca teoremlere alternatif ispatlar da bulmuştum. İşte 5 yaşımdaki pusuladan sonraki en etkileyici ve hayatıma yön veren hediyem bu kitaptır.

Evet, yanlış görmüyorsunuz! O kişi Dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein ve o ayaklarındakiler de "pofuduk terlikleri"... Princeton Üniversitesi Tarih Cemiyeti tarafından sergilenen bu fotoğrafta Einstein, Bainbridge Evi olarak bilinen, Princeton'da yer alan evinin önünde, merdivenlerde oturarak poz veriyor. Fotoğrafla ilgili ne yazık ki çok fazla detay yok. Ancak tek bir kare, adeta "bizden biri"ni anlatıyor.
Evet, yanlış görmüyorsunuz! O kişi Dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein ve o ayaklarındakiler de "pofuduk terlikleri"... Princeton Üniversitesi Tarih Cemiyeti tarafından sergilenen bu fotoğrafta Einstein, Bainbridge Evi olarak bilinen, Princeton'da yer alan evinin önünde, merdivenlerde oturarak poz veriyor. Fotoğrafla ilgili ne yazık ki çok fazla detay yok. Ancak tek bir kare, adeta "bizden biri"ni anlatıyor.

1891 yazında matematiğe ilgimi bilen mühendis amcam Jakob bana bir cebir kitabı getirmişti. O yaz cebir çalışmaya karar verdim. Zor ve karmaşık problemleri bile çözebiliyordum. 16 yaşımda kendi başıma integral hesaplamaları ile analitik geometriyi öğrenmiştim.

1895 Ekim’inde Zürih’e gittim ve Politeknik Üniversitesi'ne kabul sınavına girdim. Sınava girmek için on sekiz yaş üstü olmak gerekiyordu; ama benim on altı yaşında girebilmem için özel bir izin alınmıştı. Babamın önerisine uyarak mühendislik bölümüne başvurdum. Sınavda matematik ve fizikte çok üstün dereceler aldım; ama diğer derslerde başarısız olmuştum. Bir İsviçre lisesinde diploma alıp tekrar başvurmamı tavsiye ettiler ve Aarau bölgesinde bir liseye kaydoldum.

Bu yıllar, gençliğimin en güzel yıllarıydı. Zürih’ten 30 km uzaklıktaki bir köyde bulunan lise benim için idealdi. Saygı duyduğum, açık fikirli bir öğretmen olan Jost Winteler okulda rahat bir ortam yaratmıştı. Öğrencilerin bağımsız düşünmesini teşvik ediyordu ve bu yaklaşım benim kişiliğime çok uyuyordu. 

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Serdar Çeliktaş

4 yıllık eğitimimden sonra Politeknik Üniversitesi'nden fizik diploması ile mezun oldum. Üniversitede bir asistanlık kadrosu bulmak istiyordum; çünkü araştırma yapabilecektim. Fakat üniversite yıllarında pek çok profesör ile isyankar ve bilmiş tavırlarım nedeniyle tartışmıştım. Bazı profesörler derslere girmememden ve kendi istediğim konuları çalışmamdan hoşlanmamıştı. 

Üniversitede asistanlığı bir yana bıraktım, ortaokul öğretmenliği yapmak için bile iş bulamadım. Sonunda bir okul arkadaşımın yardımıyla Bern Patent Ofisi'nde sıradan bir işe yerleştim; ama asıl hayalim olan bilimden kopamazdım.

1905'te Annalen der Physik dergisinde yayımlanan üç çalışmamın her biri, fizik tarihinde bir dönüm noktası sayılabilecek nitelikteydi. 1909'da patent ofisindeki işimden ayrıldım ve Zürih Üniversitesi'nde kuramsal fizik doçenti oldum.

1911 yılında Prag’da Karl-Ferdinand Üniversitesi'nde profesörlük unvanı alarak 1914 yılında Almanya’ya döndüm. Kaiser Willhelm Fizik Enstitüsü'nde yönetici, Berlin Humboldt Üniversitesi'nde profesör oldum. 2 yıl süreyle Alman Fizik Derneği'nin başkanlığını yaptım.

Yeni geliştirdiğim Genel Görelilik Kuramı'na göre, başka bir yıldızın ışığının güneş tarafından kırılacağını hesapladım. Bu hesaplarımın birkaç yıl sonra Arthur Eddington’un 1919’daki güneş tutulması gözleminde doğrulanmasıyla şan ve şöhretle sahibi oldum. Olayın uluslararası basında haber olması beni dünyaca ünlü bir bilim insanı yapmıştı.

1921 yılında Einstein Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldüm. O dönemde Görelilik Teori'm hala tartışmalı görüldüğü için, ödülü fotoelektrik etkisini açıkladığım çalışmalarım nedeniyle almıştım. 

Tüm Reklamları Kapat

Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Tüm hakları saklıdır. İzinsiz kopyalanamaz.
Dr. Feza Köylüoğlu

Amerikan üniversitelerini ziyaret ederken, Alman hükümetinin Yahudiler'i üniversitelerde öğretmenlik dahil, bütün resmi kurumlarda çalışmaktan men ettiğini öğrendiğimde, yıl 1933’tü. Bir ay sonra Naziler kitap yakma kampanyalarına başladı ve maalesef benim eserlerim de yakılanlar arasındaydı. Almanya'ya bir daha geri dönmemeye karar verdim.

1939 yazında, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı başlamadan birkaç ay önce, bir yolunu bularak ABD Başkanı Roosevelt’e, Nazi Almanya’sının atom bombası yaptığına dair bir uyarı mektubu gönderdim. Aynı mektupta Amerikan hükümetine uranyum araştırmaları ve zincir reaksiyonları ile ilgili araştırma yapmasını tavsiye ettim. Diğer sığınmacı arkadaşlarımı Hitler'in bu silahı kullanmak için oldukça istekli olacağı konusunda defalarca uyardım. Benim mektuplarım sonucu Amerika bombayı geliştirme yarışına girdi ve ABD, savaş sırasında bombayı geliştirebilen tek ülke oldu… Keşke… Keşke olmasaydı. Savaş bittikten yıllar sonra yakın dostum Linus Pauling’e şunları söyledim:

Hayatımda tek bir büyük hatam oldu, Başkan Roosevelt’e atom bombası yapmaları için tavsiyede bulunmak!

18 Nisan 1955’te ciddi bir iç kanama geçirdim ve 76 yaşındayken yaşamımı yitirdim.

Tüm Reklamları Kapat

Evet… Ben Albert Einstein; Özel Görelilik ve Genel Görelilik Kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay anlayışında bir devrim yarattım. 

E=mc2E=mc^2 denklemi ile formüle ettiğim kütle-enerji eşdeğerliği, yıldızların nasıl enerji oluşturduğuna açıklama getirmiş ve nükleer teknolojinin önünü açmıştır. Modern fiziğe birçok katkıda bulundum. 

Ömrümün büyük bir kısmını bütün bu kuramları birleştiren bir birleşik alan kuramı yaratmak için geçirdim… Artık bu çalışmaları daha ileriye taşımak için sıra sizde…

Albert Einstein'ın insanlığa kattıklarını ve ömrü boyunca yaptığı araştırmaları anlatmak için ayrı bir site kurmamız bile gerekebilirdi. Sadece geliştirdiği Görelilik Teorisi'nin bizlere gösterdikleri bile, cilt cilt kitap olabilecek kadar kapsamlıdır. Ancak Jovan Roscom tarafından hazırlanan bu hoş görselde, Einstein'ın keşfettikleri, araştırmaları ve bulguları, onun meşhur bir fotoğrafını oluşturacak şekilde yerleştirilmiştir. Hayatı boyunca yaptıklarının, Einstein ile ilişkilendirilen bazı konu başlıklarının ve fotoğrafta yazanların en azından bir kısmını listeleyecek olursak:

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

Ağaçlar
“Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler. Bırak konuşsun içindeki Tanrı, o zaman susacaklar. Yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. Ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.

Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgârda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.

Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. […] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”

Resimli Başyapıtlar: Aurélia

Gérard de Nerval

Resimleyen: Ali Çetinkaya

“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”

Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.

Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.

Resimli Başyapıtlar: Beyaz Geceler

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Resimleyen: Nicolai Troshinsky

“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”

Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.

Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka’yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”

Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler’in zarif ve yalın üslubuna bu kez Nicolai Troshinsky’nin büyüleyici çizimleri eşlik ediyor.

Resimli Başyapıtlar: Dönüşüm

Franz Kafka

“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”

Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm’e.

Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka’nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati’nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.

“Kafka’nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları –ya da olmayan sonları– açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor.”

Albert Camus

“[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü… bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor.”

Milan Kundera

Gizemli Bir Maske

Fernando Pessoa

Geç git, kuş, geç git, bana da geçip gitmeyi öğret!

Bir bilinmezlik olmayı seçen, yazma eylemini kendine özgü bir sahne yorumuyla icra eden, Modernizmin geç keşfedilen öncülerinden Fernando Pessoa başyapıtı sayılan Huzursuzluğun Kitabı’nda şöyle yazar: “Yaratmak uğruna kendimi yok ettim; kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben.” Bu benzersiz günlük, Bernardo Soares imzalıdır. Şiirle yaşamış, yarattığı onlarca kimlik, karakter aracılığıyla modern şiire ve yazına mührünü, hayattayken yayımladığı tek Portekizce şiir kitabı ve üç İngilizce kitabın yanında koca bir bavul elyazmasıyla bırakmıştır Pessoa.

Martín López-Vega’nın hazırladığı bu seçki, Pessoa’nın baş aktörleri olarak nitelenen, kendisinin de öyle kurguladığı Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Álvaro de Campos’un şiirlerinden bir seçmeyi Adolfo Serra’nın illüstrasyonlarıyla bir araya getiriyor.

Bugün, yapıtıyla ördüğü bulmaca hâlâ bütünüyle gün ışığına çıkmamışken, dünyanın başka coğrafyalarında başka “yaşayan karakter”lere kendine özgü bir bilgelikle dokunarak sözünü sürdürüyor Pessoa.

Dünyada ileri gitmek için ne kadar çok şey ödünç aldım!

Ne kadar ödünç şeyi sanki benimmiş gibi kullandım!

Ben kendim de, yazık ki, bana ödünç verilen şeylerden başka bir şey değilim.

Resimli Başyapıtlar: Kara Kedi

Edgar Allan Poe

“Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek.”

Edgar Allan Poe’nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, düş ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe’nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati’nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşetli ürperişi okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe’nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.

“Edgar Allan Poe’nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım.”

Alfred Hitchcock

“Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikâyeleri neredeydi?”

Arthur Conan Doyle

Palto

Nikolay Gogol

Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”

“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy

Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılan ise otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.

“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”

Dostoyevski

“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”

Vladimir Nabokov

Resimli Başyapıtlar: Satranç

Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle tamahkarlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz…

New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranç oyuncusu bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.

Akif Kaynar’ın karakterlerin iç dünyasını yansıtan, öykünün önemli noktalarını canlandıran resimleri de Zweig’ın bu ölümsüz klasiğini bambaşka bir boyuta taşıyor.

Devamını Göster
₺1,400.00
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

  • Işık hızı
  • Eşlik kuvveti
  • Uzunluk daralması
  • Karadelikler
  • Kozmolojik sabit
  • Astrofiziksel gerçeklik
  • Uzay-Zaman bütünlüğü
  • Özel Görelilik Teorisi
  • Genel Görelilik Teorisi
  • Kozmik ışınlar
  • Atomik saatler
  • Hayalgücü
  • Deha
  • Çekirdek ayrışması (fisyon)
  • Matteucci Madalyası
  • Nobel Ödülü
  • Spinoza'nın Tanrısı
  • Büyük Patlama Teorisi
  • Bohr vs. Einstein tartışmaları
  • Müzik sevgisi ve keman
  • Kütleçekim dalgaları
  • Isaac Newton'un Kütleçekim Teorisinin yanlışlanması/değiştirilmesi
  • Solucan delikleri
  • Manhattan Projesi
  • Sanat
  • Kozmoloji
  • Kuantize olan atomik titreşimler
  • Kuantum teorisi
  • Evren
  • Nötron yıldızları
  • Farklı düşünce yapısı
  • Schrödinger gaz modeli
  • Atom fiziği

...ve daha nicesi...

İnsanlığa kattığın her şey için teşekkürler güzel insan! 

Teşekkür: Bu proje, Aklın Yolu Düşünce Topluluğu tarafından hayata geçirilmiş ve Evrim Ağacı'na hediye edilmiştir. Projedeki biyografileri seslendiren Murat Ercanlı, Talat Turhan Türkeli, Emre Ozan Yıldız ve Demet Çetin'e; kayıt konusunda katkı sağlayan Bad Production Stüdyoları ve Yamaç Alkan'a teşekkür ederiz.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişi platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin Evrim Ağacı'nda..
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺30/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
159
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 39
  • Tebrikler! 27
  • Bilim Budur! 22
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 21
  • İnanılmaz 13
  • Umut Verici! 9
  • Merak Uyandırıcı! 8
  • Üzücü! 3
  • Güldürdü 2
  • Grrr... *@$# 2
  • Korkutucu! 2
  • İğrenç! 1
Sıkça Sorulan Sorular

Albert Einstein, 14 Mart 1879'da Almanya'nın Ulm kasabasında doğdu.

Albert Einstein, Politeknik Üniversitesi'nden fizik diploması ile mezun oldu.

Einstein, Görelilik Teorisi tartışmalı görüldüğü için, fotoelektrik etkisini açıkladığı çalışmalarıyla 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü.

Albert Einstein, 1933'te Nazi hükümetinin Yahudiler'i resmi kurumlarda çalışmaktan men etmesi üzerine Almanya'yı terk etti ve Amerika'ya göç etti.

Albert Einstein, 18 Nisan 1955’te ciddi bir iç kanama geçirdikten sonra, 76 yaşındayken hayatını kaybetti.

Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/02/2025 21:25:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7778

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
O. Ö. Cinemre, et al. Albert Einstein Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü.... (1 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 21 Şubat 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/7778
Cinemre, O. Ö., Bakırcı, Ç. M. (2019, May 01). Albert Einstein Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü.... Evrim Ağacı. Retrieved February 21, 2025. from https://evrimagaci.org/s/7778
O. Ö. Cinemre, et al. “Albert Einstein Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü....” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 01 May. 2019, https://evrimagaci.org/s/7778.
Cinemre, Okan Ö.. Bakırcı, Çağrı Mert. “Albert Einstein Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü....” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, May 01, 2019. https://evrimagaci.org/s/7778.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close