Güneş Sistemi İçin Bir Kılavuz: Güneş Sistemi İçindeki Cisimler Hakkında Neler Biliyoruz?
Güneş sistemi; gezegenler, uydular, asteroitler, kuyruklu yıldızlar, ve meteorlar dahil olmak üzere Güneş ve yörüngesinde dolaşan her şeyden oluşmaktadır. Güneş sistemi; Antik Romalıların Sol adını verdikleri Güneş’ten başlayıp, dört "iç gezegeni" geçip, Asteroit Kuşağı boyunca uzanıp, dört gaz devine gider ve oradan da disk şekilli Kuiper Kuşağı üzerinden, gözyaşına benzeyen "heliopause" alanının çok ötesine kadar uzanır.
Bilim insanları Güneş Sistemi’nin sınırlarının, Güneş’ten yaklaşık olarak 15 milyar kilometre uzaklıkta olduğunu tahmin ediyorlar. Helipause’un ötesinde de Güneş Sistemi’ni çevreleyen dev küresel Oort bulutu vardır.
Güneş Sistemi'nin Keşfi
Bin yıl boyunca, gökbilimciler yıldızlar arasında hareket ediyor gibi görünen ışık noktalarını takip ettiler. Antik Yunanlar onlara "gezici" anlamına gelen gezegenler adını verdiler. Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn Antik Çağ’da biliniyorlardı. Teleskobun icadı Asteroit kuşağı, Uranüs, Neptün, Plüton ve bunların çoğunun uydularını da bilinenlere kattı. Uzay Çağı’nın doğuşu ile uzaya sistemimizi keşfetmek üzere düzinelerce insansız uzay roketi fırlatıldı - ki bu macera hala devam etmekte. Şimdiye kadar ise yalnızca bir uzay aracı, Voyager 1, yıldızlararası uzay eşiğini geçebildi.
Eris’in keşfi, kısa sürede yeni cüce gezegenlerin keşfini başlattı ve en sonunda da Uluslararası Astronomi Birliği’nin "gezegen" kavramını gözden geçirmesine yol açtı. Bu gözden geçirme sonucunda, 2006 yılında Plüton’un statüsü gezegenden cüce gezegene değiştirildi. Bu karar halen tartışmalı durumda... Özellikle de New Horizons görevinin 2015 yılında Plüto’nun yüzeyinde muazzam bir jeolojik çeşitlilik bulmasından sonra...
Gökbilimciler, 20 Ocak 2016 tarihinde varlığının kanıtlanmasından itibaren Güneş Sistemi’nde başka bir gezegeni, hakiki bir 9. Gezegeni araştırıyorlar. Bilim insanlarının deyişiyle 9. Gezegen, Dünya’nın kütlesinin 10 katı, Plüton’nun kütlesinin ise 5.000 katı kadar.
Güneş Sistemi'nin Oluşumu
Birçok bilim insanı Güneş Sistemi’nin Solar Nebula olarak bilinen dev, dönen bir gaz ve toz bulutundan oluştuğunu düşünüyorlar. Nebula yerçekimi yüzünden çökünce daha hızlı döndü ve bir disk şeklinde düzleşti. Materyallerin çoğu Güneş’i oluşturmak için merkeze doğru çekildi. Diskin içindeki diğer parçacıklar çarpıştı ve bazıları planetasimal denilen asteroit boyutlu nesneleri oluşturmak için, bazıları ise asteroitleri, kuyruklu yıldızları, uyduları ve gezegenleri oluşturmak için bir araya geldiler.
Güneş’ten gelen güneş rüzgarı o kadar kuvvetliydi ki hidrojen ve helyum gibi daha hafif elementlerin çoğunu en içteki gezegenlerden süpürdü ve geriye çoğunlukla küçük, kayalık gezegenler bıraktı. Güneş rüzgarı dış bölgelerde çok daha zayıftı, bunun sonucunda gaz devleri çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluştu.
Güneş Sistemi'nin oluşumuyla ilgili daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Güneş Nedir?
Güneş, Güneş Sistemi’nin kütlesinin %99.8’ini içermesiyle sistemdeki açık ara farkla en büyük cisimdir. Dünya’da ve muhtemelen başka yerlerde yaşamı mümkün kılan ısı ve ışığın çoğunu Güneş yayar. Gezegenler, Güneş’in her elipste merkezden hafif kaymış olmasıyla birlikte, Güneş’in etrafında oval yapılı elips adı verilen yörüngelerde dönerler.
NASA; Güneş’in bileşimi hakkında daha çok bilgi edinebilme, Güneş etkinliği ve Dünya üzerindeki etkileri ile ilgili daha iyi tahminler yapabilme amacıyla güneşi gözlemleyen bir uzay aracı filosuna sahiptir.
Güneş hakkında bildiklerimize dair çok daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
İç Güneş Sistemi'nde Neler Var?
İç Güneş Sistemi'ni oluşturan dört iç gezegen (Merkür, Venüs, Dünya, Mars), çoğunlukla demir ve kayalardan oluşmuşlardır. Benzer büyüklükleri ve bileşimleri sebebiyle Dünya benzeri gezegenler olarak bilinirler. Dünya’nın bir tane doğal uydusu (Ay) vardır. Mars’ın ise Deimos ve Phobos isimli iki uydusu vardır.
Mars ve Jüpiter arasında ise Asteroit Kuşağı bulunur. Asteroit, "küçük gezegen" anlamına gelir. Bilim insanları bunların 750.000’den fazla ve 1 milin beşte üçünden daha büyük çapları olduğunu, aynı zamanda da milyonlarca küçük asteroit olduğunu tahmin ediyorlar.
Çapı yaklaşık olarak 590 mil (950 km) olan cüce gezegen Ceres de buradadır. Birkaç asteroitin yörüngesi, onları Güneş Sistemi’ne yaklaştıran biçimdedir ve bu nedenle bazen Dünya'ya veya diğer iç gezegenlere çarpabilirler.
Dünya küçük filolar ve uzay araçları tarafından çevrelenmiştir aynı zamanda Mars da birçok uzay aracı tarafından ziyaret edilmiştir. Önde gelen Mars görevlerinden bazıları şunlardır: Curiosity, Opportunity Spirit, Mars Reconnaissance Orbiter (yörüngeden yüksek çözünürlüklü fotoğraflar alır) ve Viking.
Venüs ise onyıllar boyunca Amerika, Avrupa ve Sovyet uzay araçları tarafından araştırıldı.
Merkür birkaç alçak uçuş ve iki tane uzun süreli göreve ev sahipliği yaptı: MESSENGER (tamamlandı) ve BepiColombo (2018 yılında fırlatıldı ve 2025 yılında yörüngeye ulaşması bekleniyor)
Dış Güneş Sistemi'nde Neler Var?
Dış Güneş Sistemi'ni oluşturan gezegenler olan Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, kalın gaz katmanları olan dev gezegenlerdir. Bu gezegenler arasında kayalıklı, buzlu hatta volkanik (Jüpiter’in İo’su) olmak üzere çeşitli bileşimlere sahip düzinelerce uydular vardır. Neredeyse tüm bu gezegenlerin kütlesi hidrojen ve helyumdan oluşmuştur, bu da onlara güneşe benzeyen bileşimler verir. O kalın katmanlarının altında ise katı bir yüzey yoktur. Atmosferlerinden gelen basınç kayalık çekirdeğe sahip olmalarına rağmen, iç kısımlarını sıvılaştırır. Jüpiter'e bir yolculukta neler deneyimleyebileceğinizi buradaki yazımızdan okuyabilirsiniz.
Tüm bu devleri toz, kaya, ve buz çemberleri çevreler - ki bu, Satürn'ü de meşhur eden özelliğidir.
Kuyruklu yıldızlar çoğunlukla buz ve kaya içeren kirli kar topları olarak bilinirler. Bir kuyruklu yıldızın yörüngesi onu Güneş’e yakınlaştırdığında, merkezi çekirdeğindeki buzun bir kısmı, Güneş tarafından ısıtılarak gaza dönüşür ve Güneş rüzgarı da bu gazı uzun bir kuyruğa dünüştürür. Yörüngelerini 200 yıldan kısa bir sürede tamamlayan kısa periyotlu kuyruklu yıldızların disk şeklindeki Kuiper Kuşağı'ndan köken aldığı, yörüngelerini tamamlamaları 200 yıldan fazla süren uzun periyotlu kuyruklu yıldızların ise küresel şekildeki Oort Bulutu'ndan köken aldıkları düşünülmektedir.
Jüpiter ve Satürn birkaç uzay aracı tarafından ziyaret edildiler. Jüpiter, June ve Galileo; Satürn ise Cassini olmak üzere uzun süreli görevlere de ev sahipliği yaptılar. Ancak Uranüs ve Neptün sadece 1980 yılında Voyager 2 isimli bir uzay aracının alçak uçuşu sırasında görülebildiler. Bazı bilim insanları 2030’larda yollanmak üzere bir Uranüs ya da Neptün mekiği üzerine çalışıyorlar. Bilim insanları aynı zamanda gaz devlerindeki iklim değişikliklerini ve bulut oluşumlarını takip etmek amacıyla yeryüzünde de gözlemler yapıyorlar.
Neptün-Ötesi Bölge
Bilim insanları uzun bir süre boyunca Kuiper Kuşağı olarak bilinen buzlu bir materyal şeridinin Neptün’ün yörüngesinin ilerisinde de var olduğundan ve Dünya ile Güneş arası uzaklığın 30-55 katı kadar genişlediğinden şüpheleniyorlardı. Uzmanlar, 20. yüzyılın son on yılından bugüne kadar bahsedilen bu cisimlerden 1000’den fazla buldular. Araştırmacılar, Kuiper Kuşağı’nın yüzbinlerce yıldır muhtemelen 100 kilometre genişlikteki buzlu cisimlere ve bir trilyondan fazla kuyruklu yıldıza ev sahipliği yaptığını tahmin ediyorlar.
Plüton, şu anda cüce gezegen olarak kabul ediliyor. Bu cüce gezegen, Kuiper Kuşağı’nda yer alıyor; ama orada yalnız değildir. Son araştırmalar Makemake, Haumea ve Eris gibi gök cisimlerini de Kuiper Kuşağı’na dahil etmiştir. Diğer bir Kuiper Kuşağı cismi ise büyük ihtimalle bir cüce gezegen olacak kadar büyük olan fakat henüz bu şekilde sınıflandırılmamış olan Quaoar’dır. Plüton’un 3-4 katı olan Sedna, Oort Bulutu’nda keşfedilen ilk cüce gezegendir. NASA’nın New Horizons görevi 14 Temmuz 2015’te tarihin ilk Plüto alçak uçuşunu gerçekleştirdi ve Kuiper Kuşağı’nı keşfetmeye hala devam etmektedir. New Horizons, 1 Ocak 2019 tarihinde 2014 MU69 cisminin yanından geçmiştir.
9. Gezegen, eğer var ise, Güneş’in etrafında, Neptün’ün yörüngesinin 20 kat daha uzağından dönüyor.(Neptün’ün yörüngesi Güneş’e en yakın noktasında, Güneş’ten 4.3 milyar kilometre uzaklıktadır.) Tuhaf gezegenin yörüngesi Dünya’nın Güneş’ten uzaklığının 600 katı kadar uzaklıktadır. Bilim insanları aslında 9. Gezegeni doğrudan görmediler ve bazı gökbilimciler, Kuiper Kuşağı’ndaki diğer cisimler üzerindeki yerçekimi etkileri ile ortaya çıkan varlığını tartışıyorlar.
Kuiper Kuşağı sonrasında ise Güneş Sistemi’nin en uç noktası olan heliosfer, Güneş tarafından verilen elektrik yüklü parçacıklar içeren geniş gözyaşı şeklindeki uzay alanıdır. Birçok gökbilimci helipause olarak bilinen heliosferin limitinin Güneş’ten 15 milyar kilometre uzakta olduğunu düşünüyorlar.
Oort Bulutu, Kuiper Kuşağı’nın çok ötesindedir ve teorik olarak 5-100.000 astronomik birim (AU) kadar uzanır. 1 AU, Güneş ve Dünya arasındaki mesafeye eşittir; yani yaklaşık olarak 150 milyon kilometredir. Ve NASA’ya göre Oort Bulutu, yaklaşık olarak 2 trilyon adet buzlu cisme ev sahipliği yapar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 49
- 27
- 19
- 17
- 14
- 13
- 5
- 4
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Space | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:47:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8321
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Space. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.