Et Tüketiminin Çevreye Etkisi: Et Tüketmek, Dünya'yı Nasıl Etkiliyor?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Et yemek, modern insanın diyetinin (beslenme prensiplerinin) son derece sıradan ve yaygın bir parçası. Lezzetli olması, çeşitli sunum seçenekleri ve günümüzdeki kolay ulaşımından kaynaklı olarak artık et olmayan bir yemek sanki yemek değilmiş gibi davranıyoruz.
Atalarımız et yemeye on milyonlarca yıl önce başladılar. Primatların büyük bir kısmının diyetinde et var; ancak fazlasıyla düşük seviyede. Yakın kuzenlerimizin büyük bir çoğunluğu sadece arada sırada et tüketiyorlar; her ne kadar şempanzeler arasında et avlamaya ve tüketmeye yönelik son derece karmaşık stratejiler tespit edilmiş olsa da...
İnsanlarda bu kadar yoğun et tüketimi ise 4-4.5 milyon yıl kadar önce başladı. Atalarımızın et ağırlıklı bir hepçil diyete geçmesinin ve bizlerin bugün halen hepçil hayvanlar olmamızın nedeni, hayvan etinin lezzetli olması değil, değişen çevre şartlarının getirdiği bir zorunluluk olmasıydı. Et tüketimi, birçok diğer faktörle bir araya gelerek bugünkü iri beynimizin evrimleşmesinin önünü açtı.
Ancak milyarlarca insan için sistematik bir biçimde et üretme zorunluluğu, çok ciddi bir maliyetle birlikte geliyor. Her ne kadar iri beynimizi bir noktaya kadar ete borçlu olsak da, bu iri beynimiz sayesinde anladığımız evreni şekillendirebilme gücü, etin diyetimizdeki önemini ve yerini de sorgulamamıza neden oluyor.
İşin etik tarafında hayvan hakları bulunuyor. Milyarlarca insanı et ile beslemenin yolu, on milyarlarca hayvanın öldürülmesini gerektiriyor. Fakat sadece bu da değil: Yüksek et tüketiminin çevreye de büyük bir etkisi var. İstikrarlı bir şekilde artan dünya nüfusu ile birlikte et tüketimi gezegenin kaynakları için zararlı bir hale gelmeye başladı.
Örneğin büyük baş hayvanların saldığı metan ve karbondioksit gazları, küresel ısınmaya olumsuz yönde katkı sağlıyor. Kümes hayvanlarının küresel et üretimi ve tüketimi son günlerde %5'ten fazla bir oranda artıyor. Bilim insanları, et tüketiminin, şu anda içinde bulunduğumuz düşünülen 6. kitlesel yok oluş olarak bilinen Holosen Kitlesel Yok Oluş evresini hızlandırdığını söylüyor.
Gelin bu yazımızda, insanın kitlesel ve endüstriyel et tüketiminin çevreye verdiği zararlara bir bakış atalım.
Et Tüketiminin Çevreye Etkisi
Arazi Kullanımı
Dünya'nın belli bir bölümünü sadece et üretmek için kullanıyoruz. Örneğin; 100 gram protein üretmek için yetiştirilen kuzu ve koyunları yetiştirmek için yılda 185m2 alan kullanıyoruz. Bütün et üretimi için kullanılan araziyi hesaplarsak, Dünya üzerinde kullanılabilir arazilerin %20'sinden fazlasını kullandığımız görülür. Aynı zamanda tarım alanlarının %80'den fazlası, et üretimi için hayvanlara gidiyor. Yine bu tarım arazilerindeki mahsullerin ihtiyacı olan su tüketimine bakarsak, tatlı su kaynaklarımızın %20'den fazlasını kullandığımız ortaya çıkar.
Yani hayvan yetiştirmek için Dünya kaynaklarını geri dönülmez bir şekilde harcıyoruz. Bunu yapmak yerine direkt olarak yetiştirdiğimiz mahsulleri yeseydik, yediğimiz etten daha fazla verim alırdık. Çünkü tarım alanlarında yetişen bitkilerin, harcanandan çok daha az bir kısmı et olarak önümüze gelir. Eğer hayvan yemi ve hayvan yetiştirmek için ormanlar ve kırsal alanlar böyle kullanılmaya devam ederse et tüketimi biyolojik çeşitliliği azaltabilir.
İngiliz tıp dergisi Lancet'te yayınlanan bir raporda, dünyadaki et ve şeker tüketiminin %50 oranında düşmesi gerektiği yazıyor. Bütün bunların yanında aşırı et tüketimi ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Birleşik Krallık'taki kanser araştırmasına göre, İngiltere'de kimse işlenmiş veya kırmızı et yememiş olsaydı 8.800 daha az kanser vakası olurdu. Ancak bu konuda çok fazla bilgi kirliliği, yanlış anlama ve birbiriyle çelişen akademik çalışma söz konusu; dolayısıyla et tüketiminin küresel ölçekte sağlık etkisi çok iyi anlaşılmış değildir.
Okyanuslar
Bir başka et türü olan balıklar için de durum iyi sayılmaz. Bazı balıkçılık yöntemleri, sırf daha fazla balık yakalayabilmek için okyanuslardaki mercan resiflerini yok ederler. Yine bazı balıkçılık yöntemleri balık yumurtalarına zarar verir ve nesli tehlikedeki balıkları da avlar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Burada kaçak avcılıktan bahsetmiyoruz. Daha fazla avlayabilmek için tol avcılık dediğimiz yöntemle avlanırlar. Bu yöntemle ağ denizin altından bir torbaymış gibi sürüklenir ve hedefte olmayan balıklar da bu ağa takılır.
Sera Gazları Emisyonları
Araştırmalar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az %15'inin kaynağının hayvan yetiştiriciliği olduğunu söylüyor. Bu yüzde bütün hayvan ürünlerinin toplamıdır. PNAS dergisinde yayımlanan bir çalışmada ortaya konan bir model, hayvanlar ABD tarımından tamamen çıkarılırsa, ABD sera gazı emisyonlarının %2,6 azalacağını gösterdi. Aynı zamanda PNAS modelindeki söylenene göre de hayvanlar tamamen ABD tarımından çıkarıldığı halde sadece %2,6 azaldığını ve çok az olduğunu söylüyorlar. Bununla birlikte hayvancılık sektöründeki sera gazı emisyonları bazı uygulamalarla düşürülebilir.
Ancak bu görüşü reddeden karşı görüşler de var. Karşı görüşlü insanlar, küresel sera gazı emisyonlarının %51'inin hayvancılıktan kaynaklı olduğu iddiasına, ABD Çevre Koruma Dairesi'ndeki istatistiklerle cevap verdi. Bu istatistiklere göre sera gazı emisyonlarının %28'i elektrik üretimi, %28'i ulaşım ve %22'si sanayiden kaynaklıydı. Tarım %9'luk, hayvancılıksa sadece %3.9'luk bir paya sahipti. Yani diğerlerinin yarısı kadar bile değil.
Antibiotiğe Karşı Direnç
Bunun dışında tükettiğimiz etlerin büyük çoğunluğu fabrikalarda üretiliyor. Bu üretimin daha verimli olması için hayvanlar birçok uygulamadan geçiyorlar. Aslında Dünya kaynaklarınının hızlı bir şekilde tüketilmesi büyük oranda bu yüzden. Hayvanlar zayıflamaması için hareketsiz tutuluyorlar. Bu hareketsizlik sonucunda hayvanlarda rahatsızlıklar görülüyor.
Bu hastalıkları gidermek için hayvan yemlerine antibiyotikler karıştırılıyor. Hatta Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplam antimikrobiyal kullanımının yaklaşık %90'ı, tarımda kullanılıyor. İlaçlar bir süre fayda etse de zamanla antibiyotiğe karşı direnç kazanan bakteriler oluşuyor. Bu da hem yediğimiz etin kalitesini düşürüyor hem de hayvanlara yapılanlar bir işkenceden farksız.
Yani dünyayı kurtarmak için organik çiftliklerde yetiştirilen hayvan etlerini tüketebiliriz belki. Ama bu da çok yüksek oranda bir şey değiştirmezdi. Zaten sadece organik çiftliklerin ürettiği et dünya nüfusuna yeterli gelmez.
Hayvan Atıkları
Hayvan atıkları dolayısıyla yaşanan su kirliliği yaygın bir durumdur. Hayvancılıkla uğraşan birçok ülke bu sebepten çevresel bozulma yaşamaktadır. Gıda ve Tarım Örgütü, hayvancılık sektörünün su kalitesi üzerinde ciddi etkileri olduğuna inanmaktadır.
Hayvancılığın Önemi
Her ne kadar tartışırsak tartışalım hayvancılık yine de önemli bir iş. Eğer hayvancılık mesleğini çok hızlı bir şekilde hayatımızdan çıkarmaya kalkarsak, istenmedik bir şekilde kitlesel işsizlik problemleri baş gösterecektir. Ve yine her ne kadar sadece bitki yiyerek hayatımız devam ettirebileceğimizi düşünsek de hayvancılık ve tarım birbirine bağlı konulardır. Hayvancılık, tarıma besinsel ve ekonomik değer katmanın bir yoludur. Aynı zamanda ne kadar sera gazları konusunda sıkıntı olsalar da, tarım arazilerine büyük faydaları var. Örneğin,koyun ve keçiler meralarda spesifik istilacı türler veya zararlı otları kontrol edebilir.
Dünya nüfusu 2050 yılına kadar 10 milyar civarına ulaşabileceği için etsiz bir diyet planı hazırlamak oldukça zor olacaktır. Yine de uzmanlar, daha dengeli bir beslenmeyi sağlayacak, daha verimli şekilde üretilebilecek ve genel geçer olarak uygulamaya konulabilecek Gezegensel Sağlık Diyeti gibi diyetler üzerinde çalışmaktalar.
Peki, Hem Et Yemeden Hem de Ete İhtiyacımız Varken Ne Yapabiliriz?
Bilim insanları haftada 1 gün bile et yemezseniz bunun azalacağını söylüyor. Ama karşıt görüşlü insanlar bunun hiç işe yaramayacak kadar az bir miktar (%0,5lik) değişiklik yaratacağını söylüyorlar. Bütün bunlarla birlikte dünyada et tüketimi aniden değişirse büyük ekonomik sorunlarla karşılaşılabilir. Yani şu anda ne yapılması gerektiğine dair kusursuz bir plan yok. Her diyetin kendince avantajları ve dezavantajları var ve hayvan tüketiminden tamamen kurtulmak en iyi yöntem gibi gözükmüyor.
Yine de eğer ki et tüketmek çeşitli nedenlerle sizi rahatsız ediyorsa, et tüketiminizi kademeli bir şekilde azaltabilir ve vejetaryen/vegan diyetlere geçiş yapabilirsiniz. Bunu yaparken kendinize ne kadar çok gerekçe ve iyi neden sunarsanız, bu diyetlerde uzun süreler boyunca kalma ihtimaliniz de o kadar yüksek olacaktır. Bugüne kadar yapılan birçok çalışmada tamamen durdurmasanız bile, et tüketiminizi azaltmanın genel olarak daha sağlıklı bir yaşam sürdürmenize katkı sağlayacağının gösterildiğini söyleyebiliriz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 28
- 8
- 7
- 6
- 5
- 4
- 4
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- S. Gibbens. Eating Meat Has ‘Dire’ Consequences For The Planet, Says Report. (16 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 16 Ocak 2019. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia. Environmental Impact Of Meat Production. (26 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2019. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- H. Devlin. Rising Global Meat Consumption 'Will Devastate Environment'. (19 Temmuz 2018). Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2018. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
- Kurzgesagt. Why Meat Is The Best Worst Thing In The World. (30 Eylül 2018). Alındığı Tarih: 30 Eylül 2019. Alındığı Yer: Kurzgesagt | Arşiv Bağlantısı
- Frank M. Mitloehner. Yes, Eating Meat Affects The Environment, But Cows Are Not Killing The Climate. (27 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 27 Aralık 2019. Alındığı Yer: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- W. Willett, et al. (2019). Food In The Anthropocene: The Eat–Lancet Commission On Healthy Diets From Sustainable Food Systems. The Lancet, sf: 447-492. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/11/2024 00:23:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8156
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.