Dünya Dışı Yaşamı Nerelerde Arıyoruz?
Güneş Sistemi'nde, Dünya Harici Bir Gezegende veya Bir Uyduda Yaşam Olabilir mi?

Özgün İçerik Nedir?
Bu yazı, Evrim Ağacı'na ait, özgün bir içeriktir. Konu akışı, anlatım ve detaylar, Evrim Ağacı yazarı/yazarları tarafından hazırlanmış ve/veya derlenmiştir. Bu içerik için kullanılan kaynaklar, yazının sonunda gösterilmiştir. Bu içerik, diğer tüm içeriklerimiz gibi, İçerik Kullanım İzinleri'ne tabidir.


Dünya dışı yaşam denildiğinde aklınıza ilk olarak öte gezegenlerdeki canlı formları gelmiş olabilir ancak bu yazımızda Güneş Sistemi içerisinde yaşam ihtimalinin bulunduğu gezegen ve uyduları inceleyeceğiz.
Bildiğiniz üzere uzayda, Dünya dışında bir yaşam belirtisine henüz rastlamış değiliz. Yapılan araştırmalar ve uzaya gönderilmiş çeşitli gözlem araçları ile Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin yaşama ne kadar elverişli olduğunu ve bir yaşam ihtimali olup olmadığını öğrenmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken ilk aradığımız şeyler; suyun varlığı ve atmosfer yapısının canlı yaşamına uygun olup olmadığıdır. Ayrıca gezegenin veya uydunun Güneş'e uzaklığı da sıcaklık değerleri açısından oldukça önemlidir.
Dünya Dışı Yaşama Yönelik İlk Araştırmalar
Dünya dışı yaşamı bulmaya yönelik ilk ciddi adımlar 1976’da atıldı. NASA’nın Viking projesi ile Mars yüzeyine ilk güvenli iniş gerçekleştirildi. Daha sonra 1997’de NASA ve ESA’nın Satürn’e gönderdiği Cassini-Huygens uzay aracı ile önemli keşifler yapıldı. Cassini 2004 yılında Satürn’e ulaştı. Aynı zamanda Jüpiter’i de gözlemleyen araç, Satürn’ün halkalarını ve uydularını inceledikten sonra 2017 yılında gezegenin atmosferine girerek görevini sonlandırdı.
Cassini-Huygens’in en önemli keşiflerinden birisi; Satürn’ün uydusu olan Titan ve Enceladus’ta büyük sıvı su kaynaklarının bulunduğunu bize göstermesidir. O halde incelememize Satürn’ün en büyük altıncı uydusu olan Enceladus’tan başlayabiliriz.
Enceladus
NASA için, gerek Titan gerekse Enceladus sıvı olarak su içeren yerler olarak biliniyor. Yakın zamanda yapılan gözlemler sonucu Enceladus’taki okyanusun yüzeye nispeten daha yakın olduğunu biliyoruz. Hatta Cassini bilim insanları, Enceladus’un güney kutup bölgesinde, uzaya su buharı, buzlu parçacıklar ve basit organik maddeler püskürten bir duman bulutu buldular. Bu bulutlardaki organik maddelerin yoğunluğu bilim insanlarının beklediğinden 20 kat daha fazlaydı. Tabii bu organik moleküller doğrudan organizma ya da yaşam anlamına gelmiyor çünkü bu moleküller biyolojik olmayan süreçler sonucunda da oluşabilir. Yine de Cassini verileri, Enceladus’un küresel bir okyanusa ev sahipliği yaptığını ve güney kutup bölgesindeki iç okyanustan gelen ısının kaçtığı sıcak noktalar olduğunu gösteriyor.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2F924be41f15dd968106b7032a52fafb49.jpg)
Peki bu verileri elde etmek bize ne kazandırdı? Dünya'da okyanus tabanındaki hidrotermal menfezler; organizmaların gelişebileceği, Güneş ışığından tamamen uzak habitatlar üretebilir. Birçok bilim insanı, dünyadaki yaşamın bu denizaltı ortamlarında başlamış olabileceğini düşünüyor. Kanıtlar, Enceladus’un da hidrotermal delikleri olabileceğini ortaya koyuyor. Tüm bunlar (küresel okyanusu, eşsiz kimyası ve iç sıcaklığı) Enceladus’un yaşam için gerekli birçok bileşene sahip olduğunu gösteriyor.
Titan
Titan, Dünya gibi azot bazlı bir atmosfere sahiptir. Hatta Titan’ın atmosferi o kadar yoğundur ki yüzeyinde dolaşmak için bir basınç giysisine ihtiyaç duyulmaz. Bununla birlikte oksijen maskesine ihtiyaç vardır ve ayrıca soğuğa karşı korunmak gerekir çünkü Güneş’ten yaklaşık 1.4 milyar kilometre uzaktadır (Dünya'dan yaklaşık 10 kat daha uzak). Bu nedenle yüzey sıcaklığı yaklaşık -179 °C civarındadır. Bu sıcaklıkta yüzeyde sıvı su bulunma ihtimali çok azdır ancak Cassini uzay aracının Titan’ın soğuk yüzeyinin altında küresel bir sıvı su okyanusu bulduğunu biliyoruz.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2F01a5c78ec35ea47c61075f673c94d897.jpg)
Ayrıca Titan’da bulunan metan gölleri canlı aramak için oldukça elverişli yerler olabilir. Eğer Dünya’daki katran göllerinde mikroorganizmalar yaşamlarını sürdürebiliyorsa, Titan’nın sıvı metan göllerinde de hayat olabilir.
Europa
Jüpiter’in uydusu olan Europa, Dünya’nın yaklaşık dörtte biri büyüklüktedir. Dünya gibi Europa‘nın da kayalık bir manto ve demir çekirdek içerdiği düşünülmektedir. Ayrıca son derece ince bir oksijen atmosferine sahiptir ancak bu yeterli değildir. Bilim insanlarının Europa’yı dünyadaki yaşam formlarına uygun bir ortam görmesinin en büyük sebebi, burada bol miktarda sıvı su bulunmasıdır. Europa’nın yeraltı okyanusu, Dünya’dan iki kat daha fazla su içerebilir. Ek olarak, bu okyanuslar Güneş Sistemi'nin yaşına bakılarak, yaşamın başlaması ve gelişmesi için yeterince uzun süredir oradalar.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2Fbf60dc38daac0c48d8816f6dfb99d766.jpg)
Mars
Dünya dışındaki hiçbir gezegen üzerinde Mars kadar yoğun çalışılmamıştır. Mars araştırmaları, Eski Mısırlılar'ın gezegenin gökyüzündeki hareketlerini gözlemlediği 4000 yıl öncesine kadar dayanıyor. Peki bu gezegende bize bu kadar çekici gelen nedir? Kızıl gezegeni biraz daha yakından tanıyalım.
Mars, Güneş’ten yaklaşık 228 milyon kilometre uzaklıkta olan kayalık bir gezegendir. %95 civarında karbondioksit ve %0,13 oranında oksijen içerdiği düşünülen Mars atmosferi, aynı zamanda azot ve argon da içerir. Yüzey sıcaklığı 20 ile -153 °C arasında değişir. Sıcaklık farkının bu kadar fazla olmasının sebebi çok ince olan atmosferidir. Aslında birçok problemi beraberinde getiren de Mars’ın aşırı ince olan atmosferidir. Mars; meteorlar, asteroitler ve kuyruklu yıldızlar gibi nesnelerin etkilerinden korunamaz.
Bugün Mars’ta su olduğunu biliyoruz ancak Mars’ın atmosferi, sıvı suyun yüzeyde uzun süre var olamayacağı kadar incedir. Bu nedenle bilim insanları şu anda Mars’ta gelişen canlılar bulmayı beklemiyor. Bunun yerine Mars’ın daha sıcak ve suyla kaplı olduğu, atmosferinin daha kalın olduğu zamanlarda var olmuş yaşama dair belirtiler bulmayı umuyorlar.
/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2F66be5652326811fec18d572aed569e8c.jpg)
Yıllardır yapılan robotik araştırmalar, sahiden de Mars’ın milyarlarca yıl önce daha kalın bir atmosfere sahip olduğunu, aynı zamanda daha ıslak ve sıcak olduğunu gösteriyor.
Bilim insanlarına göre atmosferin incelmesinin sebebi, zaman içinde Güneş'ten gelen parçacıkların atmosfere çarpmasıyla, atmosferde bulunan gazların büyük bir kısmının uzaya süpürülmüş olmasıdır.
Bu dinamik gezegen; mevsimleri, kutup buzulları, kanyonları ve volkanları ile aktif bir geçmişe sahipmiş gibi görünüyor. Şu anda Mars yüzeyinin hayatı desteklemediğini biliyoruz; ancak mevcut görevler Mars’ın geçmiş ve gelecekteki yaşam potansiyelini belirliyor. NASA’nın Kızıl Gezegen’e olan son robotik misyonu olan Mars 2020 de bunlardan biridir. Hedefi eski yaşam belirtilerini aramak olsa da aynı zamanda gelecekteki insanlı keşifler için zemin hazırlayacaktır.
Mars'a neden gitmemiz gerektiğine yönelik kapsamlı bir çalışmayı buradan okuyabilirsiniz.
Sonuç
Dünya dışında bir yaşam arayışı bize heyecan ve umut vermeye devam ediyor olsa da şimdiye kadar somut bir kanıt bulamamış olmamız bizi asla durduramadı. Uzaya yaptığımız her yeni yolculukta, eşsiz ve önemli veriler elde etmeye devam ettik. Gelecekte yabancı bir yaşamla karşılaşırsak bu bizim için çok şey değiştirebilir. Tüm bu veriler, bize yaşamın Dünya’da nasıl ortaya çıktığı ve geliştiği ile ilgili de eşsiz bilgiler sağlayabilir. Kenneth Nealson şöyle diyor:
Yaşam, Mars’ta veya diğer dünyalarda mevcutsa, yüzeyin çok altında, kaynakların kısıtlı olduğu ortamlarda sıkışmış olma ihtimali vardır.
Bu nedenle derinlerde araştırmaya devam etmeliyiz.
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İlginizi Çekebilecek Sorular
- Evrim ağacının bir videosunu izlerken söylenilen bu cümle aklıma takıldı. İnsanlar doğuştan kör bir insanin nasıl gördüğünü asla hayal edemezler.?
- Neden yunuslar insanlara sıcak kanlı davranırlar?
- Ölüm sonrası ne olabilir her türlü yorum olabilir?
- 17
- 8
- 7
- 6
- 6
- 5
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- NASA. Enceladus. (20 Ekim 2019). Alındığı Tarih: 20 Ekim 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
- NASA. Titan. (20 Ekim 2019). Alındığı Tarih: 20 Ekim 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
- NASA. Europa. (20 Ekim 2019). Alındığı Tarih: 20 Ekim 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
- NASA. Mars. (20 Ekim 2019). Alındığı Tarih: 20 Ekim 2019. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
- NASA Astrobiology Institute. Life Underground. (02 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 02 Kasım 2019. Alındığı Yer: NASA Astrobiology Institute | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/01/2021 21:28:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8018
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.