Zaferin Karanlık Yüzü: Taraftarlığın Saklı Bedeli
Bir Gol, Bin Duygu
Zaferin Karanlık Yüzü: Taraftarlığın Saklı Bedeli
- Blog Yazısı
Hiç unutmuyorum, henüz ilk okul yıllarım… O zamanlar sobalı bir evdeyiz. Günlerden kış ve elbet televizyon karşısında ders çalışıyorum. Sevgili babamsa her zamanki gibi maç izliyor. Futboldan tabii ki de nefret ediyorum. Ancak düğün günü ‘’gelinini bırakıp’’ Ordu Spor — Galatasaray maçına gidebilecek kadar cesur bir babanın kızı olarak, izlememe şansım da yok…
Televizyonda bir çeyrek final maçı; Galatasaray’ın rakibi Monaco. İkinci yarının henüz başları… Cevat Prekazi denilen bir futbolcu 37 metreden unutulmaz bir şutla Monaco’ya gol atıyor.
Hatırladığım; herkesin nefesini tuttuğu bir andan, ışık hızıyla bir zafer kutlamasına geçtiğimiz…
O gece, o an ailece yaşadığımız sevinç, benim hayatıma Galatasaray’ı dahil etmeme vesile oldu.
Yarısı Fenerbahçeli olan ailem için bu topyekûn bir dayanışmaydı. Milli bir duygu ön plana çıktığında ‘’tutulan farklı renklerin’’ esasen bir anlamı olmadığını haykırıyordu. Tıpkı aynı şarkıyı söylemek, aynı sokağın aynı yollundan her gün geçmek gibi… Büyülü bir şey.
Tabi o yıllar henüz hiç futboldan anlamıyorum…
Ancak bıraktım dersimi, hemen ansiklopedilerimi açtım…
Altını çize çize, tekrarını yaza yaza bir dahaki maça kadar tüm oyun anlayışını, kurallarını ezberlemeye çalışıyorum… Her gün tüm gazeteleri alıyorum, futbolcuları, diğer takımları, puan durumunu ve sair araştırıyorum.
Maksadım ne, bilmiyorum…
Babam beni bir tık daha fazla sevsin diye olsa; zaten babam beni çıtı pıtı bir kız olduğum için çok seviyordu…
Kazanmanın Sihirli Ama Zehirli Büyüsü
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Bugünkü aklım ‘’olsa olsa zaferin birleştirici gücü’’ diye tarif ediyor o günkü çabamı. Tek bir şey vardı o gol sesinde beni etkileyen, o da başarının bünyeye verdiği enerji ya da evimize kattığı sinerji…
…
14 senelik şampiyonluk hasretinin son bulduğu yıllardı… Dahası ‘Seni sevmeyen ölsün, ölsün’ dillerde mehterandı…
Beni tanıyanlar bilirler… Yobaz sayılmam ancak sıra dışı bir Galatasaray fanatiğiyim. Herkesin tahmin ettiğinden de çok, kimsenin göremediği kadar fanatik ve duygusal…
Hele ki kızım doğana kadar, ciddi anlamda da koleksiyoneri idim. Değil bulabildiğim tüm ürünlerine, gazetelerde çıkan minicik haberlerine kadar kocaman bir maddi hafızam dahi vardı…
Zaferin de yenilginin de geçici olduğunu, okuyup da bitirdiğim ‘mutlak sonu olan’ kitaplardan öğrendim. Ama o kitapların bana öğrettiği başka bir mutlak daha vardı; birlikte yazılmış kaderin sonsuza kadar yaşadığı gerçeği.
Ben, 12. güç olarak babamın izinde ve bu kaderi birlikte yazanlardan olmayı tercih ettim.
…
“Zafer İçin Her Şey Mubah” Diyenlerin Çıkmazı
Bu metni neden bu anektotlarla kaleme aldım; bilmiyorum…
Esasında kollektif bilinç, dayanışma ve görünmeyen emek bağlamında samimi birkaç satır karalamaktı niyetim.
Bu günlerde Fenerbahçe’nin 12 yıllık şampiyonluk hasretine dair sosyal medyada ‘’özellikle kendi taraftarından’’ ağır serzenişler izliyorum. Haklılar. İsyandalar ve fakat hala daha Fenerbahçe Kültürü’nün kişilerden üstün tutulması gerektiğinin farkında ve bilincinde değiller.
Tabi bu başarısızlıktan haz alan Galatasaraylı taraftarların da 14 yıllık hasretle doğan ‘’Seni sevmeyen ölsün’’ marşına dair gururlarına tanıklık ediyorum. ‘’Galatasaraylı olmak bir kültürdür’’ deyişlerine… Galatasaray’ı tüm kişi ve kurumlardan ayrı ve üstün tutmalarına…
Bir noktaya kadar da haklılar…
Gurur verici gibi görünse de fark ettim ki; o hep bir ağızdan haykırdığımız, kulübümüze duyduğumuz koşulsuz sevgiyi anlatan marş, aslında diğer tüm kulüp taraftarlarına ağır bir beddua içeriyor. Küçüklüğümden beri Fenerbahçeli olan anneme ve abime, farkında bile olmadan beddua ettiğimi, ancak büyüdüğümde anlayabildim.
Futbol bu…
Elbette, rakiplerine takılmazsan, tatlı tatlı göndermeler, komik atışmalar yaşamazsan, rekabetin ne önemi var ki? Kalp kırmadığın sürece her şey hoş.
Ama ‘ölsün’ demek nedir?
Arabesk bir toplum olmanın da verdiği ‘başkalarının mutsuzluğuyla mutlu olma’ zevki… Hatta sırf başkaları da başarılı olmasın diye harcanan çaba…
Evet, bu motto; büyük hata!
…
Kimileri afyon benzetmesi yapsa da futbol için, haftanın stresini boşaltmak için birebir geldiğini söyleyebilirim.
Zaferle doyuma ulaşmak isteyen her yürek içinse kolay ulaşılabilinir ilaç.
Etik kurallar dahilindeki her bir zaferin de mutlak bir sakinleştirici ve birleştirici gücü olduğuna yürekten inanıyorum.
Kendi zaferlerimle bünyemi onore ederken başkalarına yaşattığım acılarıysa son birkaç yıldır idrak edebiliyorum. Aslında her bir zaferin başkaları için göz yaşı olduğunu bile bile.
Büyümek budur belki de?
Taraftarlık ve Duygusal Körlük: Kimin İçin Kazanıyoruz?
Oysa ‘birlikten kuvvet doğar’ nidasıyla büyüyen bir kültüre ne kadar da ters bu tutum.
Galatasaray’ın şanlı mazisi, kendi kültürü, misyonu, vizyonu, keza; 12. gücün takımıyla beraber topyekûn konsantrasyonu, zafer göz yaşlarım ve sair; hepsi muhteşem…
Bu topluma yaşattıkları için, ektikleri her bir umut tohumu için elbette minnettarım.
Ancak bazen öyle bir kendimizden geçiyoruz ki, karşı taraf yaptığında kınadığımız her şeyi, ‘zafer uğruna’ biz de aynı tutkuyla, hatta zevkten çıldırarak yapıyoruz.
Sevdiklerimize küfürler savuruyor, beddualar ediyoruz.
Sonra da ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi kaldığımız yerden gülüp, devam ediyoruz…
Bu garip çelişkiyi acı bir şekilde kabulleniyoruz…
Ne kadar tuhaf!
Bir özür bile dilemeden!
Galiba insanoğlunun asıl kaybettiği yer burası…
Tam olmayı, tamamlanmayı başkalarının yıkımıyla özdeşleştirmişiz garip bir şekilde. Çok acı olsa da inkâr edemeyeceğimiz kadar çıplak bir gerçek.
Konu ne olursa olsun ders almamız, kendimize dönmemiz ve yeniden öğrenmemiz gereken çok şey var aslında… Ama en çok da “bir başkasının iyiliğiyle eksilmeyeceğimizi” hatırlamamız gerek.
Ben bile unutmuşum.
…
Bir grubun içindeki ‘zafer kültürü’, başka gruplara karşı tutumlarımızı nasıl şekillendiriyor? Sizce bu olumlu mu, olumsuz mu?
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2025 18:53:48 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21813
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.