Küresel Isınma ve Dünya'nın Geleceği (Artık Çok Daha Önemli)
Sayın Okuyucular, hep ders kitaplarına koyulan ve ya hiç değinilmeyen ya da ucundan değinilen bu konu artık çok daha önemli bir hal almıştır. Öyle ki artık etkilerini bizzat hayatımızda "Ciddi" biçimde görmeye başlamış bulunuyoruz. Bu sebeple herkesin bu konu hakkında bilgi edinmesi artık bir zorunluluk olmuştur. Bundan böyle halkın bunu yöneticilere seçilmek için "Şart" koşmaları gerekmektedir. Zira, çok yakın bir gelecekte milyarlarca insan kuraklık, ülkesinin su altında kalması ve kıtlık gibi sebeplerle göç edecektir (Örneğin İndus ve Ganj nehirlerinin kuruması ile 1 milyara yakın insanın göç edeceği beklenmektedir). Bunun yanında su için büyük savaşlar çıkacaktır. Tüm bu konular üzerine önlem almak politikacıların görevidir ve bu görevi yapmadıkları taktirde onları iktidardan indirmek de halkın görevidir.
Küresel Isınmaya Bir Bakış
Küresel ısınmaya karşı aklımızda bazı fikirlerin cereyan etmesi için öncelikle "Sera etkisi” nedir ona bakalım. Hemen hemen herkes seranın ne olduğunu bilir. Sebzelerin yetişemeyeceği kadar soğuk mevsimlerde ve/veya iklimlerde bir cam yahut tente ile kapatılır mekan. İçeriye giren güneş ışınlarını toprak emecek ve sıcak, kısa dalgalı güneş ışınları artık tente ya da camdan geçemeyen uzun dalgalar haline dönüşecektir. Bunlar da cam ya da tenteden geçemediği için güneş ışınları sürekli içeride kalacak ve içerinin sıcaklığını arttıracaktır. Bunu güneşte kalmış olan bir arabaya da benzetebiliriz.
Dünyamızdaki durum da buna çokça benzemektedir. Güneş’ten gelen ışınların tümü Dünyamızın atmosferinden geçemez (çünkü atmosfrdeki gazlar bunlara geçirgen değildir) ya da geçerek buzul gibi yüzeylere çarparak geri yansır. Bu yerden, bulutlardan ve atmosferden yansıyan ışınlara “albedo” denilir ve Dünyamızın albedosu %30’dur (Yani başka deyişle Güneş’ten gelen ışınların %30’u geri yansır).[1] Bununla birlikte %50’lik bir kısmı atmosferdengeçer ve yeryüzünde soğurulur. Kalan %20’lik kısım ise bulutlar ve atmosferdeki gazlar tarafından soğurulur.[2]
Değinmiş olduğumuz yeryüzüne ulaşan %50’lik kısım yer tarafından emilir ve sıcak havanın yükselmesine bağlı olarak buharlaşma, kondüksiyon, konveksiyon vb. Şekillerde yeniden atmosfere ulaşıp yağış olarak bizlere gelir. Bu bir dengedir. İnsanlar ve insanların etkisiyle, az sonra değineceğimiz üzere, atmosfere pek çok miktarda gaz salınmaktadır (C02, CH4 vb). Salınan bu gazlar tutuculardır ve az önce bahsettiğimiz, yukarıdaki resimde de görülen, %20’lik kısma eklenmektedirler. Dolayısıyla bu gazlar Güneş’ten gelen ışınların geri dönmelerine bir nebze engel teşkil etmekte ve sera örneğindeki cam ya da tente görevini görmektedirler.
En Önemli Sebep: Nüfus Artışı
Küresel ısınma ve dünyadaki küresel sorunların heme hemen hepsinin temel sebebi nüfus artışıdır. Nüfus artış hızı sanayi devrimine (18. yüzyılın ortaları) dek hep 1 milyarın altında gitmiştir. Sanayi devrimi ile birlikte inanılmaz bir artışa uğramış ve bugün 8 milyara ulaşmıştır.
Bu inanılmaz nüfus artışına sebep olan sanayi devriminin sonucunda atmosfere inanılmaz miktarda CO2 (Karbondioksit), CH4 (Metan) vb. “Tutucu” Gazlar salgılanmıştır. Ve gelecekte savaşların çıkmasınına sebebiyet verecek su kullanımı hiç olmadığı kadar artış göstermiştir.
Karbondioksit ve Metan Artışı Neden Bu Kadar Tehlikeli?
Güneş dalgalarının yeryüzüne gelirken sıcak olduğu için kısa dalga boylarında olduğunu söylemiştik. Yeryüzü tarafından emilen bu ışınlar daha soğuk, yani uzun dalga boyları halinde atmosfere geri yansırlar. Karbondioksit (CO2) ve Metan (CH4) ise bu yansıyan dalga boylarını tutma eğiliminde olan gazlardır. Örneğin C02 (Karbondioksit), 2.000-15.000 nanometre arasındaki dalga boyları ile etkileşir. Bu dalga boyları da daha çok yerden saçılan uzun dalga boylarına denk gelir (https://evrimagaci.org/karbondioksit-ve-metan-gibi-sera-gazlari-kuresel-isinmaya-tam-olarak-nasil-sebep-oluyor-11071).
Peki Neden Artıyorlar?
18. Yüzyılın ortalarında başlayan sanayi devrimi ile birlikte nüfüsun inanılmaz şekilde arttığından bahsetmiştim.
Nüfus artışı ile birlikte seri üretime geçildi, fabrikalar açıldı. Bu fabrikalardan atmosfere ciddi miktarlarda CO2 saçıldı (Bugün 415 ppm civarında). Sorumsuz belediyeler çöpleri bir yere yığdılar, metan (CH4) patlamaları gerçekleşti ve atmosfere metan saçıldı. Tarımsal gübre kullanımı konusunda insanlar bilinçdirilmedi, azot (N) içeren gübreler fazlasıyla toprağa sepildi ve toprak ememeyince yağmurlarla dereleri doldurdular, ötrofikasyona sebep oldular. Bunun neticesinde aneorobik ortamda balıklar ölmeye, karaya vurmaya başladı.
Dünya Koruma Birliği (IUCN) tarafından düzenlenen ve 240 bin bitki örneği üzerinde yapılan analize göre, her 8 bitkiden birinin neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Üstelik bunların %90’ı endemik bitkilerden oluşmakta.[3]
Unutmamak gerekir ki doğa bir bütündür ve başka canlılar olmadan yaşayamımızı sürdürebilmemiz mümkün değildir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Netice ve Yapılan Hamleler
Bilim insanları önümüzdeki on yıllar içerisinde küresel ısınma düzeyinin 1,5°C'yi aşableceğini söylüyorlar. Ve eğer sera gazlarının salınımında bir azalma olmadığı takdirde -ki hiç olacağa benzemiyor- bunu 1,5°C, hatta 2°C ile sınırlamanın imkansız olacağını belirtiyorlar. Bunun olması ise yakın gelecekte Belçika, Hollanda gibi ülkelerin büyük oranda sular altında kalması anlamına geliyor.
Bu sorunu çözmek, birlik olmadan mümkün görünmemektedir. Bu da ancak halkların bunu yöneticilere şart koşmaları ile olacaktır. Bilinen bir gerçek vardır ki yakın gelecekte bizi çok kötü şeyler bekliyor.
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ Oğuz Erol. (1964). Genel Klimatoloji. Yayınevi: Ankara Üniversitesi Matbaası. sf: 29.
- ^ Frederick K. Lutgens. (2021). Genel Jeoloji Temel Kavramlar. ISBN: 978-605-133-433-2. Yayınevi: Nobel Akademik Yayıncılık. sf: 503-506.
- Prof. Dr. Necmettin Çepel. (2008). Ekolojik Sorunlar Ve Çözümleri. Yayınevi: TÜBİTAK. sf: 79-80.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 14:13:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18819
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.