Korku Katliamı Meşrulaştırmaz: Sokak Hayvanlarını Öldürmek Çözüm Olamaz
Sokak hayvanları bir ‘yük’ değil; bozuk sistemlerin sessiz mağdurudur.
Korku Katliamı Meşrulaştırmaz: Sokak Hayvanlarını Öldürmek Çözüm Olamaz
- Blog Yazısı
Sizler de sokak hayvanları için yazılanları ya da yapılan açıklamaları okuyor musunuz?
Sizce de sokaklarda yaşayan canların kaderi hakkında konuşan bireylerin meseleyi sadece “insan canının tehdit altında oluşu” “hijyenik sayılmayan besleme alışkanlıkları” ve / veya “dinimizce mekruh” gibi konulara indirgeyerek kibir ve bencillikle ötekileştirilmesi, vicdan için ağır bir kırılma anı olmamalı mıdır?
Ve fakat görünen o ki, kimsenin kendisi dışında başka kimseyi önemseyecek cümlesi dahi kalmamış.
Açıkçası başıboş sokak köpeklerinden ben de çok korkuyorum, üstelik Zeus ve Şiva’nın ebeveyni olarak…
Ancak asli kamu görevlerinden sayılan; “sokak hayvanlarının ve barınaklarının bakım, onarım, sağlık, hijyen ve benzeri tüm gereksinimlerini temin etmek ve bu konudaki eksikliklerin giderilmesi görevini gereğince yerine getirmeyenleri cezalandırmak” yerine, dilsiz canları nedense uyutmak! Uyutmayı düşünüp bunu yasa tasarısı olarak kağıda dökmek!
“Tü kaka” deyip hedef göstermek!
Bildiğim hiçbir kelime ile tarif edilemeyecek kadar büyük vicdansızlık…
46 yıldır bu hayattayım… Bugüne kadar hiçbir köpek beni ısırmadı! Hiçbir kediden hastalık kapmadım…
Hiç kuduz aşısı olmadım mı?
Oldum; severken elimi tırmaladı diye tedbiren birkaç kere, evet… Canım acımasa da kanadı diye korkumdan… Evdeki canlara belki hastalık bulaştırırım diye tedbiren hatta… Bu; sevgimi, onların özgürlüğüne olan saygımı kaybettirmedi bana…
Siz hiç bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtiniz mi?
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Devam ettiniz su içmeye!
Ya insanlar? Hatta dost bildiğim eş, dost, akrabalarım için aynı cümleyi asla kuramam, beni kimse ısırmadı “asla” diyemem! En sevdiklerim içimi kanatmadı, en güvendiklerim sırtımdan bıçaklamadı asla diyemem!
Evet, sokak köpeklerinden çok korkuyorum… Ama daha çok korktuğum bir şey varsa o da sokak köpeklerinin seri bir şekilde uyutularak öldürülmesi! Sokak kedilerinin tekmelenerek öldürülmesi! Koskoca ve köklü bir toplumun, bunca canın kıyımına televizyonlardan öylece bakıp, az sonra da hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden hayatlarına devam etmesi!
Sizin de zorunuza gitmiyor mu bu toplu cinayet, dilsiz şeytan rolüne bürünüp sessizce seyretmek?
Aklınıza gelmiyor mu bir gün sıra bize de gelir demek?
Korkmak, ötekileştirmeyi onları yok etme gayretinizi haklı çıkarmaz…
Sırf korkuyor olmak, bir canlıyı “uyutma” adı altında sistemli biçimde yok ettiğimizde “vicdanlarımızı” da korumaz!
Hele ki; şehri betonlaştıran, ekosistemi çökerten, barınakları mezbahaya çeviren, yasayı uygulamayan, görevini ihmal eden tüm ilgililerin “doğanın bozulmuş dengesinin günahını” sokak hayvanlarına yüklenmesi, üstün bilinçli olduğunu iddia eden insanoğlu için “kendisi ile çelişen” bir açıklama değil mi sizce de?
Doğanın dengesi bozulduysa, bunun sebebi mamayla beslenen kediler, köpekler değil; dilsiz canlıların hatta topyekûn ekosistemin temel haklarının bile korunmadığı bir sistemi bizlere kuran, öğreten, devam ettiren zihniyetlerdir.
Herhangi bir canlı ve hiçbir vicdan “canım istedi mama verdim” düşüncesiyle değil, “bu canların güvenliği, sağlığı ve yaşam hakkı devlet güvencesi altında olmadığı için” mama veriyor zaten…
Gerçek yaşam koşullarına uygun, denetlenebilir ve hijyenik hayvan barınaklarını her ilçede açıp tüm Dünya’ya rol model olsak, çok mu zor?
Konuşulması gereken esas konu da bu; “devlet güvencesinde olmayan canlar!”
İnsanların gözüne “denge” diye makulleştirilmeye çalışılan kıyımlar!
Eğer bir toplum kendi sokak hayvanlarını “yük” olarak görüp çözümü ölümde arıyorsa, asıl bozulmuş olan denge doğa değil, insanlığın kendisidir!
Doğayı katlederek doğada denge sağlanacağını düşünebilecek kadar aciz bir izan olamaz!
Vicdan ölür.
Toplum ölür.
İnsaniyet ölür.
“Bunlar kimin umurunda?” derseniz, siz bilirsiniz…
Ama bu şekilde de doğanın kendisi karmasıyla herkesi öldürür.
Ve unutmayalım:
Bir toplumun medeniyeti, sokaklarına bıraktığı izlerle ölçülür; acımasızlığıyla değil, merhametiyle hatırlanır.
Eğer ki bizler, bize sığınmış, dilsiz, savunmasız canların yaşam hakkını dahi koruyamayacaksak, hangi hukuktan, hangi dinden, hangi vicdandan söz edeceğiz?
Ölümü “çözüm” diye pazarlayan bir düzen ne güvenlik sağlar ne huzur… Sadece içimizdeki insanı öldürür.
Ve insan ölünce, geriye sadece betonun soğukluğu, ekranların sessizliği ve vicdanın sonsuz utancı kalır.
Bugün sokak hayvanlarının sesini duymazdan gelenler, yarın kendi sessizliklerinin ağırlığı altında nasıl kalacak, algılamakta zorlanıyorum.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/12/2025 14:07:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21821
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.