Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Öne Çıkan İlanPsikolojik Yardım ve Terapi
Ayşenur Uzun
Ayşenur Uzun
1,205 UP
İlanı Ekleyen 16 saat önce İstanbul₺700,0015 Mayıs
Uygun Ücretli Oyun Terapisi - Psikolog Ayşenur Uzun
15 Mayıs 2025 19:04 tarihinden 20 Temmuz 2025 19:05 tarihine kadar.

Merhabalar, 2-10 yaş arası çocuklara süpervizyon kapsamında çocuk merkezli oyun terapisi ekolü ile çalışacağım. Eğitimimi Mehmet Teber'den aldım. İhtiyacı olan çocuklar için yönlendirme yapabilirsiniz. Uygun ücretli olacaktır. İletişim için [email protected] mail adresim üzerinden ya da psikologaysenuruzun instagram sayfamdan ulaşabilirsiniz.

İstanbul 

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Elif Karakoç
Yazar 5 Temmuz 2022 8 dk.

Vervet maymunları (Chlorocebus pygerythrus), uzun kuyruklara sahip bir primat türüdür. Dişilerde kuyruk uzunluğu 50-65 cm iken erkeklerde ise 60-75 cm'dir. Yetişkin bir erkek vervet maymunu, 100-130 cm uzunluğunda ve 4-8 kg ağırlığındayken yetişkin dişi, 95-110 cm uzunluğunda ve 3,5-5 kg aralığındadır. Genellikle ağaçlarda uyurlar fakat beslenmek ve sosyal amaçlar için yerde de zaman geçirirler. İki ayak üzerinde durabilirler. Özellikle bir şeye dikkat kesildiklerinde veya tımarlanırken iki ayak üzerinde durdukları görülebilir. Yetişkin vervet erkekleri, oldukça dikkat çekici, turkuaz renkte genitallere sahiptirler. Ortalama 15-20 yıl yaşarlar.

Vervet maymunları (Chlorocebus pygerythrus), "yeşil maymun" anlamına gelen Chlorocebus cinsinin altında yer alan bir eski dünya maymun türüdür. Bununla birlikte altı türe ayrılan Chlorocebus cinsinin tamamı da (Chlorocebus aethiops, Chlorocebus cynosuros, Chlorocebus djamdjamensis, Chlorocebus sabaeus ve Chlorocebus pygerythrus), genel olarak "vervet" olarak da adlandırılmaktadır. Türün konumu tartışmalı olduğundan bazı yerlerde, Cercopithecus pygerythrus olarak sınıflandırıldığı da görülmektedir.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Erdal Kozan
Erdal Kozan
144K UP
Yazar 9 Mayıs 2022 7 dk.

Çocuk sahibi olmak hayatımız boyunca karşılaşabileceğimiz en büyük sorumluluklardan birisi. Çocuk büyütmek, hayatta tutmak ve belki de en önemlisi, o çocuğu hayata hazırlamak… Elbette mükemmel olmamız mümkün değil ama elimizden gelenin en iyisini yaptığımızdan da emin olmalıyız.

Bu süreçte kimi konuları çocuğumuzla konuşmak çok kolay ve eğlenceliyken, kimi konuları konuşmak ise bizler için daha zor ve kaygı verici olabilir. Daha önceden çocuklara cinselliği nasıl anlatmanız gerektiğinden söz etmiştik; bu yazıda, bu zor ve kaygılı konulardan birisi olan ölümden söz edeceğiz.

104
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 28 Mayıs 2021
26 Mayıs’ta Sidney, Avustralya yakınlarında çekilen bu teleskop görüntüsünde Dünya gezegeninin kırmızı gölgesi, Ay diski boyunca görülüyor. Berrak ve açık bir sonbahar gecesinde, yerberi dolunayı gölgenin karanlık merkezinin kuzey kenarı boyunca kaydı. Ay tutulması için kısa olan bir süre olarak, toplam evre sadece 14 dakika sürdü. Dünya’nın gölgesi tamamen karanlık değildi. Bunun yerine soluk kırmızı bir ışıkla kaplıydı. Bu ışık, Dünya atmosferi tarafından saçılan ve gezegenin tamamındaki bütün gün doğumu ve gün batımından kaynaklanan kırmızı Güneş ışığıydı. Arka planda soluk yıldızların olduğu 6 pozdan oluşan bu HDR görüntü, Dünya’nın gölgesi içerisinde bulunan Ay’ın geniş parlaklık aralığını gösteriyor.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Uğur Avcı
Yazar 4 gün önce 9 dk.

Aile içi sorunlar, ekonomik zorluklar, salgın hastalıklar, doğal afetler, toplumsal travmalar, okul ya da iş hayatındaki baskılar… Stres kaynakları hayatımızın her döneminde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu zihinsel yük göz ardı edilmemeli; çünkü stres ister akut (hızlı ilerleyen veya kısa süreli), ister kronik (uzun süreli veya süreğen) olsun kalbimiz üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Söz konusu baskı, özellikle risk altındaki kişiler için, kalp krizini (akut miyokard enfarktüsü) bile tetikleyebilecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir!

Stres birçok farklı yoldan kalp-damar (kardiyovasküler) sistemi sağlığını etkiler. Uzun vadede, halk arasında "damar sertliği" olarak bilinen, damarların daralıp tıkanmasına yol açan ateroskleroz gelişiminde rol oynar. Bu da zamanla koroner arter hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların temelini oluşturur. Akut dönemde ise daha dramatik etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle hali hazırda koroner arter hastalığı bulunan kişilerde, strese bağlı gelişen ani bir elektrofizyolojik sapma, ani kalp durmasına kadar varabilecek trajik sonuçlara neden olabilir. Bilimsel çalışmalar depremler, terör olayları ve hatta futbol maçlarının bile ani kardiyak olayları tetikleyebileceğini göstermektedir.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala
Begüm Sönmez, Emre Akman Ve Hüseyin Atala Seslendiren 6 gün önce 21:10
Plastiklerin Kalbe Zararı - İyonlaşmada Yeni Bulgular - Aşı Kolunun Antikora Etkisi... Hepsi ve daha fazlası bu bölümde!
10
Timuçin Kurtcu
Teorik fizik ile ilgileniyorum 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Erik Verlinde "On the Origin of Gravity and the Laws of Newton" makalesinde basınç ve ısı gibi kütleçekiminin de termodinamik bir kökene sahip olduğunu savunur. Kütleçekiminin bir temel kuvvet değil de, evrendeki entropi ve bilgi değişimlerinden ortaya çıkan (emergent) bir kuvvettir diyerek klasik görüşlere meydan okuyor. Makale holografik ilkeye dayalı olup yerçekiminin etkilerinin de hacmin yüzeyine kodlanmış fiziksel bilgiler ile açıklanabileceği olduğunu öne sürüyor. Spekülatif bir yaklaşım olsa dahi karanlık maddeye alternatif bir yaklaşım sunuyor[1]

Kaynaklar

  1. Erik Verlinde. (2010). On The Origin Of Gravity And The Laws Of Newton. arxiv.org, sf: 29. doi: 10.48550/arXiv.1001.0785. | Arşiv Bağlantısı
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan İnceleme
İrem Kaplan
İrem Kaplan
132K UP
İnceleyen7 2 Nisan 2024
Bu kitap bence lise düzeyi ve üzerindeki araştırma yapmayı seven ve araştırmalarını yazıya dökmek isteyen herkese hitap eden bir kitap. Içerisinde genel kültür anlamında taşıyabileceğiniz birçok bilgi de var. Tamamen bir el kitabı aslında. Size hem rehberlik ediyor. Hem sohbet havasında bir şeyler anlatıyor. Ve çok ince bir kitap keyifli okuyabilirsiniz. Sanırım lisans eğitimim boyunca başucu kitabım olacak bir eser.
8.7/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Bu inceleme Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 7 Temmuz 2013 4 dk.

Yaşamın uzun soluklu geçidinde, biz insanlar genetik olarak şişirilmişizdir. İnsan genomu 20.000 protein kodlayan gene sahiptir. Diğer birçok türde bu sayı çok daha azdır. Bağırsak mikrobu olan Escherichia coli türünde örneğin, sadece 4.100 gen bulunur.

Bilim insanları uzun süredir yaşamın en az kaç gene kadar indirilebileceğini ve hala "yaşamı sürdürebileceğini" merak etmiştirler. Yaşamın genetik bir özü var mıdır? Araştırmalardan anlaşılan o ki, yaşamın özü birkaç işe yarar gene değil, birlikte var olabilmeye dayanıyor.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Seda Demirel
Üye 4 Ağustos 2019 1 Cevap
Bebek saçlarının gür ve sık çıkmasını sağlayacak çevresel bir faktör var mıdır?
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 12 Ekim 2016 2 dk.

Kugelblitz (Almanca: Yıldırım Topu), teorik fizikte ışığın son derece yoğun bir hal alarak olay ufku oluşturmasına ve kendi içinde hapsolmasına denir.

Genel göreliliğe göre eğer yeterli yoğunlukta radyasyon bir bölgede toplanırsa, uzay/zamanı bükebilecek düzeydeki bir objeye dönüşür. Çünkü genel göreliliğe göre enerji ve madde bazen aynı şekilde davranır. Bu yüzden enerji de madde gibi bir bölgede yoğunlaşabilir. Fakat buradaki anahtar cümle ”yeterli yoğunluk”tur. Çünkü ne kadarlık bir radyasyonun bu forma dönüşebileceği bilinmiyor. Hatta dönüşünce tam olarak neler olacağı da bilinmiyor. Sadece madde ve enerjinin doğası üzerinden hesaplamalar yapılıyor. Belki de henüz bilinmeyen bir fizik kuralı sebebi ile yakın gelecekte mümkün olmadığı anlaşılacak.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Talha Çakırca
Seslendiren 14 Haziran 10:20
Hepimiz Güneş Sistemi'ndeki 8 gezegenin ismini Güneş'e olan sırasıyla sayabiliriz. En azından öyle umuyoruz; eğer emin değilseniz, sırası şöyle: Merkür,...
31
Ece Müker
Ece Müker
502K UP
1 gün önce
Kanada’nın Nova Scotia bölgesinde keşfedilen 310 milyon yıllık bir fosil, sürüngenlerin evrimsel tarihini 40 milyon yıl geriye çekti. Bu keşif, karasal omurgalıların evriminde önemli bir boşluğu doldurarak, erken sürüngenlerin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığına dair bilimsel anlayışı kökten değiştiriyor.

Araştırmacılar, bulunan fosilin Carbonodraco lundi adlı, kertenkele benzeri küçük bir canlıya ait olduğunu belirtti. Bu canlı, hem karada yaşamaya hem de yumurtlamaya adapte olmuş özellikler taşıyor. Bu da onun, modern sürüngenlerin atalarından biri olabileceğini gösteriyor.

Bu bulgu, sürüngenlerin karasal ortamlara çok daha erken adapte olduğunu ve omurgalıların karadaki yaşam evriminde önemli bir dönüm noktası yaşandığını ortaya koyuyor.
Ayrıca bu keşif, fosil kayıtlarındaki büyük bir boşluğu doldurarak, omurgalı evriminde yeni bir zaman çizelgesi oluşturulmasına katkı sağlıyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 22 Kasım 2022 36 dk.

Kuduz; çoğunlukla enfekte bir hayvanın ısırması yoluyla bulaşan, insanlarda ve diğer memelilerde ensefalite (beyin iltihabına) neden olan, aşı yoluyla kolaylıkla önlenebilen ancak önlenmediği takdirde çok ölümcül olan, viral bir hastalıktır. Kuduz virüsü (Rabies lyssavirus), memelilerin merkezi sinir sistemini enfekte eder ve nihayetinde beyinde hastalık oluşmasına ve ölüme neden olur. Virüs, genellikle ısırıkları, sıyrıkları ve yaraları kontamine eden tükürük veya mukozal maruziyet yoluyla bulaşır. Ayrıca nakledilen nörolojik dokular (örneğin kornea) ve katı organlar yoluyla kuduz geçişi de belgelenmiştir.

Kuduzun ilk belirtileri; halsizlik veya rahatsızlık, ateş veya baş ağrısı dahil olmak üzere gribe benzer olabilir. Ayrıca ısırık bölgesinde rahatsızlık, karıncalanma veya kaşıntı hissi olabilir. Bu belirtiler günlerce sürebilir. Semptomlar daha sonra serebral disfonksiyon, anksiyete, konfüzyon ve ajitasyon şeklinde ilerler. Hastalığa yakalanma ile semptomların başlaması arasındaki süre genellikle 1-3 aydır ancak bu süre 1 haftadan az veya 1 yıldan fazla olacak şekilde değişebilir. Aradaki süre, virüsün merkezi sinir sistemine ulaşmak için periferik sinirler boyunca kat etmesi gereken mesafeye (dolayısıyla ısırığın vücuttaki konumuna) bağlıdır.

108
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Karip
Umut Karip
184K UP
Öğrenci - Okur 6 Mayıs 2021 Sen de Cevap Ver

Merhaba Hilal,

Bilgim dahilinde sorunuzu cevaplamaya çalışacağım.

Öncelikli olarak yaşamın başlaması hakkında konuşmak istiyorum. Biz veyahut dünyadaki tüm canlılar karbon temelli canlılarız, bizim bildiğimiz bir anlamda yaşam oluşabilmesi için karbona kesinlikle ihtiyaç var. Bildiğimiz kadarıyla diyorum çünkü Dünya'daki yaşamın başlangıcına hiç benzemeyen başka yaşam başlangıçları da olabilir, şimdilik boş bıraktığımız fakat daha sonra tekrar inceleyeceğimiz bir konu bu. Karbonun yanı sıra hidrojene, oksijene ve azot elementlerine, uygun sıcaklığa, suya, patlayan volkanlara, meteorlara, kozmik ışınlara, yıldırımlara... ve biraz da şansa(!) ihtiyaç vardı, canlılığın çok uzun bir tarifi var. :)

Tüm Reklamları Kapat

Bu ihtiyaç listesine baktığımızda aynı şartların yine bir araya gelme ihtimali o kadar düşük ki maalesef... Kaynak kısmında belirtmiş olduğum ilk web sitesini inceleyince görebileceğin gibi: Dünya o zaman bir gününü 24 saatte değil 8-10 saat arasında tamamlıyordu, bugüne kıyasla 3 kat daha hızlıydı. Ayrıca Dünya, 600 milyon yıl boyunca da astroidlere ev sahipliği yaptı, maruz kaldı. Bütün bunları düşündüğümüzde, canlılığın tekrardan yeşermesinin, aynı şartların tekrar bir araya gelme ihtimali kadar düşük olduğu sonucuna varabiliriz.

Son olarak bir şey daha eklemek istiyorum. Bildiğiniz gibi canlılık, oluşmaya başladığı ilk zamanlarda, bugün görebileceğimiz en basit canlı yapısına kıyasla bile çok daha basit bir düzeydeydi, henüz komplike bir hücre bile yoktu. Buradan ve Dünya'nın astroid geçmişinden yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki dünyaya çok büyük bir astroid bile düşse tüm canlılığı tamamen silemeyebilir. Mesela dinozorları yok eden astroid dünyaya çarptığında canlıların üçte ikisini öldürmüştü ama toprak altında yaşayan canlılar hayatta kalmıştı. Daha kötü bir senaryo bile gerçekleşecek olsa en basit canlı formlarının hayatta kalabileceği kanısındayım, özellikle tek hücreli canlılar çok büyük bir avantaja sahip olurlar bu durumda. Böyle bir durum gerçekleşirse de kalan canlılar belki de yeni bilinçli canlıları oluşturabilecek bir evrimsel serüvene merhaba diyebilir.

Umarım verdiğim cevap yeterli olmuştur.

Sağlıcakla kalın.

188 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Popular Science Türkiye. Yaşamın Başlangıcına Yolculuk. (14 Temmuz 2017). Alındığı Tarih: 6 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Popular Science Türkiye | Arşiv Bağlantısı
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ozan Zaloğlu
Ozan Zaloğlu
313K UP
Çeviren 23 Ekim 2016 5 dk.

Uzman tahlili ile kamu görüşü arasında bulunan boşluk, günden güne genişliyor gibi görünüyor.

ABD'de, uzmanların büyük çoğunluğunun en hafif tabiriyle "sorunlu" gözüyle baktığı Donald Trump'ın siyaseti için kayda değer oranda kamu desteği bulunuyor. İngiltere'de, iktisat uzmanlarının Avrupa'dan ayrılma kararının felaket olacağı uyarısına dair geniş bir fikir birliği vardı, fakat pek çok vatandaş yine de ayrılmayı oyladı. Küresel bilim camiası, iklim değişikliğinin felaket getiren tehlikeleri hakkında uyarı yapmaya devam ediyor fakat pek çok vatandaş, insanlar tarafından oluşturulan iklim değişikliğini bir aldatmaca olarak görüyor.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 15 Mayıs 2021 22 dk.

Adaptasyon, Doğal Seçilim yoluyla evrimleşen özelliklerin tamamına verilen isimdir. Dolayısıyla adaptif bir özellik, canlının bulunduğu ortamda hayatta kalma başarısını (uyum başarısını) artırır. Bu özellikler, popülasyon içinde çeşitlilik mekanizmalarıyla rastgele ve sürekli yaratılırlar, ancak yalnızca uygun çevre şartları oluştuğunda seçilirler. Bu özelliklerin evrimleşmesi sonucu, canlının ortamına "adapte olduğunu" söyleriz.

Daha önceden de izah ettiğimiz gibi, adaptasyon olgusu, evrimi harici bir bağlamda anlamsızdır; yani adaptasyonların evrimsel değişim olmadığını iddia etmek, tanım gereği oksimorondur: Adaptasyon, Doğal Seçilim yoluyla evrimleşen özelliklere verilen isimdir. Bir şey adaptasyon olup da evrimleşmemiş olamaz. Ancak evrimleşmiş her özellik adaptasyon değildir: Örneğin Cinsel Seçilim yoluyla evrimleşen özellikler her zaman "adaptasyon" kapsamında görülmez (bu, tartışmalı bir yaklaşım olsa da). Daha yaygın kabul edilen şekilde, Genetik Sürüklenme nedeniyle evrimleşen özellikler adaptasyon değildir.

206
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close