Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Konformal Döngüsel Kozmoloji: Evrenin Nihai Sonu, Yeni Bir Büyük Patlama Yaratabilir mi?

Evren'in Entropik Ölümü, Büyük Patlama'nın Yaşandığı Şartlarla Birebir Aynı Olabilir mi?

13 dakika
6,736
Konformal Döngüsel Kozmoloji: Evrenin Nihai Sonu, Yeni Bir Büyük Patlama Yaratabilir mi? YouTube
Evrim Ağacı Akademi: Büyük Patlama ve Kozmik Enflasyon Yazı Dizisi

Bu yazı, Büyük Patlama ve Kozmik Enflasyon yazı dizisinin 18 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Büyük Patlama Nedir? Büyük Patlama Teorisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Konformal Döngüsel Kozmoloji (İng: "Conformal Cyclic Cosmology" veya kısaca "CCC"), Nobel Ödüllü fizikçi Roger Penrose tarafından Genel Görelilik Teorisi kapsamında geliştirilen, Evren'in kendini sonsuz döngüler halinde tekrar ettiğini ileri süren bir kozmolojik modeldir.[1] Konformal Döngüsel Kozmoloji modelinde "gelecek" dediğimiz olgu, bir önceki evrenin zaman-benzeri sonsuzudur; yani uzay-zaman dokusundaki herhangi bir noktanın, var olabilecek herhangi bir zaman ölçeğinde varabileceği en uzak noktadır.[2]

Bu yazımızda böyle bir modele neden ihtiyaç olduğunu anlatacağız ve modelin ne dediğini biraz daha iyi anlamanızı sağlamaya çalışacağız.

Hiçbir Şey Yoktan Var Olamazsa, Evren Nereden Geldi?

Bu, herkesin mutlaka sorduğu bir sorudur: Hiçbir şey yoktan var olamazsa, bir şeyin var olabilmesi için ortada bir madde veya bileşen olması ve bunların olabilmesi için de başka bir şeyin var olması gerekiyorsa, Büyük Patlamayı yaratan materyal nereden geldi ve bu materyali yaratan neydi?

Tüm Reklamları Kapat

Bu soruya yönelik potansiyel cevapları buradaki yazımızda anlatmıştık. Ancak burada, sıklıkla göz ardı edilen bir açıdan bakmak istiyoruz: Evren'in başlangıcını daha iyi anlayabilmek için, belki de Evren'in sonunu daha iyi anlamamız gerekmektedir? Fizikçi Brian Cox, BBC'nin Evren adlı belgesel dizisinde şöyle söylüyor:[3]

Son yıldız da yavaş yavaş soğuyup sönecek. Onun yok olmasıyla Evren, bir kez daha ışıksız, yaşamsız ve anlamsız bir boşluk haline gelecek.

Bu son yıldızın yok oluşu, sonsuz, karanlık bir dönemin sadece başlangıcı olacak. Tüm madde sonunda devasa kara delikler tarafından tüketilecek, bunlar da en soluk ışık parıltılarında dağılıp yok olacak. Evren, o soluk ışık da etkileşime giremeyeceği kadar yayılana dek genişleyecek, hareket duracak.

Peki gerçekten böyle mi olacak? Veya tüm bunlar olduktan sonra ne olacak? Gariptir ki bazı kozmologlar, bizim evrenimizin uzak geleceğindeki gibi soğuk, karanlık bir evrenin bizim Büyük Patlamamızın kaynağı olduğuna inanıyorlar.

İlk Madde Nereden Geldi?

Bu konuya girmeden önce, "malzeme", yani fizikî maddenin ilk olarak nasıl ortaya çıktığına adım adım bakalım.

Tüm Reklamları Kapat

İlk Atomların Ortaya Çıkışı

Atom ve moleküllerden oluşan dengeli maddenin kaynağını açıklamaya çalışıyorsak, şunu anlamamız lazım: Ne Büyük Patlama zamanında ne de ondan yüz binlerce yıl sonrasında bu maddelerin hiçbiri yoktu.

Ama ortamın karmaşık maddenin kararlı hale gelmesini sağlayacak kadar soğumasıyla ilk atomların nasıl daha küçük parçacıklardan oluştuğunu ve bu atomların daha sonra yıldızlarda kaynaşarak nasıl daha ağır elementler meydana getirdiği konusunda ayrıntılı bilgiye sahibiz. Ne yazık ki bilgilerimiz, bir şeyin yoktan var olup olmadığı konusunu açıklayamıyor.

Proton ve Nötronların Ortaya Çıkışı

Öyleyse biraz daha geçmişe gidelim. İlk uzun ömürlü madde parçacıklar, atom çekirdeğini de oluşturan protonlar ve nötronlardır. Bunlar, Büyük Patlama'dan saniyenin on binde biri kadar bir zaman sonra ortaya çıktılar. Bundan önce bildiğimiz anlamda hiçbir malzeme yoktu. Ancak fizik, zaman akışını geriye doğru izlemeye devam etmemize olanak sağlar. Herhangi bir kararlı maddeden önce gelen fiziksel süreçlere kadar!

Kuarkların Ortaya Çıkışı

Bu bizi, "Büyük Birleşik Çağ" (İng: "Grand Unified Epoch") denilen döneme götürür.[4] Bununla, aslında spekülatif fizik alanına girmiş oluyoruz; çünkü şu anda Dünya'da sürdürdüğümüz deneylerimizde, o zamanda ne tür süreçlerin gerçekleşmekte olduğunu inceleyebilmek için yeterli enerji üretemiyoruz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Akla yakın bir hipotez, fiziksel evrenin, protonların ve nötronların yapı taşları olan kuarkları da içeren kısa ömürlü temel parçacıklardan oluşan bir karışımdan oluştuğudur. Bu dönemde madde ve antimadde, kabaca aynı miktardadır; kuark gibi her madde parçacığının, kendisiyle neredeyse aynı olan ve yalnızca bir açıdan farklılık gösteren bir yansıması olan antimadde eşi bulunur. Ne var ki madde ve antimadde bir araya geldiğinde, bir enerji patlamasıyla yok olurlar; yani bu parçacıklar sürekli olarak ortaya çıkıp ortadan kaybolurlar.

Peki bu parçacıklar nasıl var oldular? Kuantum alan teorisine göre, boş uzay-zamana karşılık gelmesi gereken bir vakum bile, aslında enerji dalgalanmaları şeklindeki fiziksel hareketlilikle doludur. Bu dalgalanmalar, aniden beliriveren ve hemen sonra yok olan parçacıkların oluşmasına neden olabilir. Bu, gerçek fizikten çok matematiksel bir gariplik gibi görünse de bu gibi parçacıklar sayısız deneyde gözlenmiştir.

Kuantum dalgalanması görselleştirmesi

Uzay-zaman boşluğu, sanki sürekli olarak "hiç yoktan" yaratılıp yok edilen parçacıklarla kaynamaktadır. Ancak belki de bunun gerçekte bize anlattığı, buradaki yazımızda da izah ettiğimiz gibi, kuantum vakumunun hiçlikten başka bir şey olduğudur. Düşünür David Albert, bu yolla hiçlikten bir şey çıkarma yolundaki Büyük Patlama açıklamalarını etkili bir şekilde eleştirmiştir.[5], [6]

Uzay-Zaman Dokusunun Ortaya Çıkışı

Peki, "Uzay-zaman nasıl var oldu?" sorusunu soracak olursak, daha da gerilere, çok daha eski olan "Planck Dönemi"ne gitmeliyiz. Bu, Evren'in tarihinde öylesine erken bir dönemdir ki Genel Görelilik Teorisi gibi en sağlam fizik teorilerimiz bile artık işlemez duruma gelir.

Planck dönemi, Büyük Patlama'dan sadece saniyenin trilyonda birinin trilyonda birinin trilyonda birinin on milyonda biri sonrasında gerçekleşti. Bu noktada uzay ve zaman kuantum dalgalanmalarına maruz kaldı. Fizikçiler genel olarak parçacıkların mikro dünyasında geçerli olan kuantum mekaniği ve büyük, kozmik ölçeklerde geçerli olan genel görelilik ile ayrı ayrı çalışırlar; ancak Planck dönemini gerçekten anlayabilmek için ikisini birleştiren eksiksiz bir kuantum kütleçekim teorisine gerek vardır.

Hala eksiksiz bir kuantum kütleçekimi teorisine sahip değiliz ancak sicim teorisi (İng: "string theory") ve döngüsel kuantum kütleçekimi (İng: "loop quantum gravity") gibi girişimler var. Bu girişimlerde bildiğimiz uzay ve zaman, genellikle derin bir okyanusun yüzeyindeki dalgaların oluştuğu şekilde oluşuyormuş gibi düşünülür. Bizim uzay ve zaman olarak algıladığımız şey, makroskopik dünyada yer alan yaratıklar olarak bizlere pek anlam ifade etmeyen, daha derin, mikroskobik ölçüde gerçekleşen kuantum süreçlerinin ürünüdür.

Tüm Reklamları Kapat

Planck döneminde bildiğimiz uzay ve zaman anlayışı bozulur; bu nedenle bildiğimiz neden sonuç anlayışına da artık güvenemeyiz. Buna rağmen tüm kuantum kütleçekimi aday teorileri, Planck döneminde gerçekleşmekte olan fiziksel bir şeyi anlatır: bildiğimiz uzay ve zamanın kuantum başlangıcı.

Fakat bu nereden gelmiştir?

Bilinen şekilde nedensellik geçerli olmasa bile, Planck dönemi evreninin bir bileşenini bir diğeriyle açıklamak mümkün olabilir. Ancak ne yazık ki en üst düzey fizik bilgimiz bile şimdiye kadar bir yanıt bulabilmiş değil. "Her şeyin teorisi"ne doğru daha fazla ilerleme kaydetmedikçe, buna kesin bir yanıt veremiyoruz. Bu aşamada güvenle söyleyebileceğimiz şey, fiziğin şimdiye kadar bir şeyin yoktan var olmasının doğrulanmış bir örneğini bulamamış olmasıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Konformal Döngüsel Kozmoloji: Neredeyse Hiçlikten Gelen Sonsuz Sayıda Evren!

Bir şeyin yoktan nasıl var olabileceği sorusunu tam olarak yanıtlayabilmek için, Planck döneminin başlangıcındaki tüm Evren'in kuantum halini açıklamamız gerekir. Bunun için girişilen çabaların tümü büyük ölçüde kurgusaldır. Örneğin bazıları, süpergüçlü bir tasarımcı gibi doğaüstü güçlere başvurur.[7] Ancak diğer aday açıklamalar, sonsuz sayıda paralel evren içeren çoklu evren modeli veya tekrar tekrar yeniden doğan döngüsel evren modeli gibi, fiziğin alanı içinde kalan hipotezlerdir.

2020'de Nobel Ödülü'nü alan fizikçi Roger Penrose, "Konformal Döngüsel Kozmoloji" (İng: "Conformal Cyclic Cosmology") adı verilen, ilgi çekici fakat tartışmalı bir döngüsel evren modeli ortaya atmıştır.[8] Penrose, Evren'in Büyük Patlama sırasında olduğu gibi çok sıcak, yoğun ve küçük hali ile uzak gelecekte olacağı gibi aşırı soğuk, boş, genişlemiş hali arasındaki ilginç bir matematiksel bağlantıdan esinlenmişti. Bu bağlantıyı açıklayan radikal teorisi, Evren'in her iki halinin de sınırları zorlandığında, matematiksel olarak özdeş hale geldikleri üzerine kuruluydu. İlk etapta çelişkili gibi gözükse de gerçekten de maddenin tamamen yok olduğu durum, Evren'imizdeki tüm maddenin oluşmasını sağlamış olabilir.

Bu görüşe göre Büyük Patlama, neredeyse bir hiçlikten ortaya çıkar. Bu hiçliğe yakın hal, bir evrendeki tüm maddenin kara delikler içine çekilerek fotonlara dönüşüp boşlukta kaybolmalarından sonra geriye kalandır. Tüm evren, (başka bir fiziksel bakış açısından bakıldığında) hiçliğe olabilecek en yakın halden oluşmuştur. Ancak bu hiçlik, yine de bir şeydir; yine de fiziksel bir evrendir, sadece bomboştur.

Aynı hal nasıl olur da bir bakış açısıyla soğuk ve boş bir evren, başka bir bakış açısıyla ise sıcak ve yoğun bir evren olabilir? Bunun yanıtı, bir cismin büyüklüğünü değiştirirken şeklini koruyan bir geometrik dönüşüm olan, "uyumlu yeniden ölçeklendirme" (İng: "conformal rescaling") adı verilen karmaşık bir matematiksel prosedürdedir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Doğu'dan Bin Bir Masal

Zamansızdır masallar
Elimizden tutup bizi hayali diyarlarda gezmeye çıkarırlar
Bekler orada gizemli insanlar, efsanevi yaratıklar, sihirli olaylar
Çeşit çeşit renkler, duygular

Bu kitap dizisinde dünyanın dört bir yanından en güzel masallar bir araya geldi. Farklı farklı çizerler de hepsini resimledi.

İnsanlığın beşiği Afrika’da anlatılan masallar çağlar boyunca herkese yol göstermiş. Bu masallardan bazıları bu kitapta toplanmış. Rüzgârın oğlu, tavşanlar, sincaplar, leoparlar, çakallar ve daha nicesi bakalım neler yapmış?

Devamını Göster
₺130.00
Doğu'dan Bin Bir Masal
  • Dış Sitelerde Paylaş

Penrose, soğuk ve boş hal ile sıcak ve yoğun halin uzay-zaman şekillerinin (büyüklüklerinin değil) böyle bir yeniden ölçeklendirme yoluyla eşleştirilerek nasıl ilişkilendirilebileceğini göstermiştir. Kuşkusuz ki farklı büyüklükte oldukları halde iki cismin bu şekilde nasıl özdeş olabildiklerini kavramak zordur; ancak Penrose, büyüklük kavramının böylesi aşırı fiziksel ortamlarda anlamını yitirdiğini savunur. Tıpkı aşağıdaki gibi Escher-benzeri örüntülerin, dairenin kenarlarına gittikçe sonsuza kadar kendilerini aynen tekrar etmeleri ama buradan bakıldığında giderek küçülüyorlarmış gibi gözükmeleri gibi:

Penrose'un teorisini desteklemekte kullandığı, sınırlara doğru yaklaştıkça sonsuz kere kendini tekrarlayan Escher-benzeri çizimler.
Penrose'un teorisini desteklemekte kullandığı, sınırlara doğru yaklaştıkça sonsuz kere kendini tekrarlayan Escher-benzeri çizimler.
MDPI

Konformal Döngüsel Kozmoloji'de ifadenin yönü, eski ve soğuktan yeni ve sıcağa doğrudur; yani sıcak ve yoğun hal, soğuk ve boş hal nedeniyle vardır. Ancak bu neden, zamanla ardından bir sonuç gelen bildiğimiz neden değildir. Bu gibi aşırı durumlarda sadece büyüklük değil zaman da geçerliliğini yitirir. Soğuk ve boş hal ile sıcak ve yoğun hal aslında farklı zaman akışlarında yer almaktadır. Soğuk ve boş hal, kendi zamansal geometrisindeki bir gözlemciye göre sonsuza kadar devam eder; ancak neden olduğu sıcak ve yoğun hal, kendi zaman akışına etkin bir şekilde yerleşir.

Sıcak ve yoğun halin, neden-sonuç ilişkisi olmadan soğuk ve boş halden oluştuğunu düşünmek, daha kolay anlaşılmasına yardımcı olabilir. Belki de sıcak ve yoğun halin soğuk ve boş halden doğduğunu veya kaynaklandığını veya bu soğuk ve boş hal tarafından meydana getirildiğini söylememiz gerekir.

Bu belirgin şekilde metafizik fikirler, bilim felsefecileri tarafından da (özellikle de bilindik neden-sonuç ilişkisinin bozulduğu kuantum kütleçekimi bağlamında) kapsamlı olarak incelenmiştir.[9] Bilgimizin sınırlılığı, fizik ve felsefeyi birbirinden ayırmayı güçleştirir.

Hiçlikten Bir Şey: "Peki O Nereden Geldi?"

Konformal Döngüsel Kozmoloji, Büyük Patlama'nın nereden kaynaklandığı sorusuna (kurgusal da olsa) ayrıntılı bazı yanıtlar sunar. Ancak gelecekte evrenbilimin ilerlemesi ile Penrose'un görüşleri doğrulansa bile daha derin bir felsefi soru, fiziksel gerçekliğin nereden kaynaklandığı sorusu daha yanıtlanmamıştır. Tüm bu döngüsel sistem nasıl ortaya çıkmıştır? En sonunda da metafiziğin en büyük sorularından biri olan "Neden hiçlik yerine bir şeyler var?" şeklindeki kuramsal soruyla karşı karşıya kalıyoruz.

Buna birçok metafizik cevap verilebilir; ancak burada üzerinde durduğumuz konu, fizik alanı içinde kalan açıklamalardır. Döngülerin nasıl başladığı konusundaki daha derin soru için üç ana seçenek vardır:

  1. Bunların hiçbir fiziksel açıklaması olmayabilir (bunlar, "katı gerçek" dediğimiz, izahsız gerçekler olabilir);
  2. Her biri kendinden önceki evrenin bir özelliği tarafından belirlenen ilk kuantum haline sahip olan kendine özgü evrenlerin sonsuz döngüleri olabilir;
  3. Kendi sonunun bir özelliği ile belirlenen bir başlangıça sahip tek bir döngü ve tekrarlayan tek bir evren olabilir.

Son iki yaklaşım, somut bir nedeni olmayan herhangi bir olaya duyulan ihtiyacı ortadan kaldırdığından, belirgin bir ilgi uyandırmıştır. Hiçbir şey, fizik tarafından açıklanmamış bir şekilde bırakılamaz.

Konformal Döngüsel Kozmoloji'ye göre, ayrık evrenlerin süregelen döngüleri böyle gözükür.
Konformal Döngüsel Kozmoloji'ye göre, ayrık evrenlerin süregelen döngüleri böyle gözükür.
Roger Penrose

Bu Fikirler Deneysel Olarak Test Edilebilir mi?

Penrose, kuantum teorisinin kendi tercih ettiği yorumuyla kısmen ilişkili nedenlerden dolayı, sonsuz yeni döngüler dizisini öngörmektedir. Kuantum mekaniğinde bir fiziksel sistem, aynı anda birçok değişik halin süperpozisyonunda var olur ve biz onu ölçümlediğimizde, sadece birini, rastgele seçer. Penrose'a göre her döngü, farklı şekillerde sonuçlanan rastgele kuantum olayları içerir; yani her döngü, kendinden önceki ve sonraki döngüden farklı olacaktır. Bu görüş, aslında deneysel fizikçiler için sevindiricidir; çünkü bu, Planck uydusu tarafından gözlenen Büyük Patlamadan arta kalan radyasyondaki belli belirsiz izler veya anomaliler aracılığıyla, bizim Evren'imizin oluşmasına neden olan eski evrene bir an için göz atmamızı sağlayabilir.

Penrose ve çalışma arkadaşları Planck'tan gelen verilerdeki örüntüleri önceki evrendeki süper kütleli kara deliklerden gelen radyasyonla ilişkilendirerek bu izleri saptamış olabileceklerine inanıyorlar.[10] Ancak savundukları bulgulara diğer fizikçiler tarafından itiraz edilmesi, bu konuda bir görüş birliğine varılmasını engelliyor.[11]

Kozmik Mikrodalga Artalan Işımasının haritası.
Kozmik Mikrodalga Artalan Işımasının haritası.
ESA

Sonsuz yeni döngüler, Penrose'un görüşünün kilit noktasıdır. Ancak uyumlu döngüsel kozmolojiyi çok döngülü yapıdan tek döngülü yapıya dönüştürmenin doğal bir yolu vardır. Bu durumda fiziksel gerçeklik, Büyük Patlama'dan uzak gelecekteki maksimum derecede boş hale gelen ve sonra yine aynı Büyük Patlama'nın yine aynı evreni yeni baştan yarattığı tek bir döngüden ibarettir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu son olasılık, kuantum mekaniğinin çoklu dünyalar yorumu (İng: "many-worlds interpretation") olarak adlandırılan başka bir yorumuyla uyumludur. Çoklu dünyalar yorumuna göre üstdüşümdeki bir sistemi her ölçümlediğimizde, bu ölçüm rastgele bir hali seçmez; ölçümün sonucu olasılıklardan bir tanesi yani kendi evrenimizde gerçekleşendir. Diğer ölçüm sonuçlarının tümü, çoklu evrende bizim evrenimizden tam anlamıyla ayrılmış diğer evrenlerde gerçekleşir. Yani bir şeyin gerçekleşmesi için ne kadar küçük bir olasılık olursa olsun, sıfır olasılıklığa sahip olmadığı sürece kuantum paralel dünyaların birinde gerçekleşecektir. Başka dünyalarda piyangoyu kazanan, acayip bir tayfun tarafından bulutlara sürüklenen, kendiliğinden tutuşan veya üçünü aynı anda yapan tıpkı sizin gibi insanlar vardır.

Bazıları bunun gibi paralel evrenlerin, bizim evrenimizle başka bir evrenin çarpışmasının kalıntıları şeklindeki kozmolojik verilerde gözlemlenebileceğine de inanmaktadır.[12]

Çoklu dünyalar kuantum teorisi, konformal döngüsel kozmoloji alanına (Penrose buna katılmasa da) yeni bir bakış getiriyor. Büyük Patlama, hepsi aynı anda var olan sonsuz sayıda evreni içeren bir tek kuantum çoklu evrenin yeniden doğuşu olabilir. Olası olan her şey olur ve tekrar tekrar olmaya devam eder.

Eski Bir Mit!

Bir bilim felsefecisi olarak benim için Penrose’un görüşü çok etkileyici. Açıklamaları bilinen neden-sonuç ilişkisinin ötesine taşıyarak Büyük Patlamayı açıklayan yeni olasılıklar ortaya koyuyor. Bu nedenle fiziğin dünyamızı açıklamakta kullanabileceği farklı yolları keşfetmek için önemli bir deneme. Filozofların daha fazla ilgisini hak ediyor.

Tüm Reklamları Kapat

Aynı zamanda bir mitoloji meraklısı olan, Birmingham Üniversitesi Felsefe Profesörü Alastair Wilson için de Penrose'un görüşü hayranlık vericidir. Penrose'un savunduğu çoklu döngü yapısı, öncekilerin küllerinden doğan, sonu gelmez dünyaları öngörüyor. Tek döngü yapısı, kadim ouroboros yani dünya yılanı fikrinin modern anlamda çarpıcı bir çağrışımı. İskandinav mitolojisinde yılan Jörmungandr, kurnaz hilekar Loki ile dev Angrboda’nın çocuğudur. Jörmungandr kendi kuyruğunu yer ve yaratılan bu döngü, dünyanın dengesinin sürmesini sağlar. Bununla birlikte, ouroboros efsanesine eski Mısır da dahil olmak üzere tüm dünyada rastlanmıştır.

Tutankhamun'un mezarındaki Ouroboros hiyeroglifi
Tutankhamun'un mezarındaki Ouroboros hiyeroglifi

Tek döngüsel evrenin ouroboros'u, gerçekten de görkemlidir. Karnında bizim evrenimizle birlikte, kuantum fiziğinin izin verdiği olası tüm garip ve olağanüstü alternatif evrenleri de barındırır; kuyruğu ile kafasının buluştuğu noktada tam olarak boştur fakat yine de trilyonlarca santigrat derecelerdeki enerjiyle hareket halindedir.

Şekil değiştiren Loki bile bundan çok etkilenirdi.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Büyük Patlama ve Kozmik Enflasyon Yazı Dizisi

Bu yazı, Büyük Patlama ve Kozmik Enflasyon yazı dizisinin 18 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan " Büyük Patlama Nedir? Büyük Patlama Teorisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
77
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 13
  • İnanılmaz 11
  • Merak Uyandırıcı! 9
  • Muhteşem! 7
  • Tebrikler! 5
  • Umut Verici! 3
  • Bilim Budur! 2
  • Güldürdü 1
  • Korkutucu! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:44:36 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13180

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Eşey
Genler
Evrim Ağacı Duyurusu
Yeşil
Asteroid
Beslenme Bilimi
Kalıtım
Sendrom
Kanser
Dağılım
Ağrı
Nöronlar
Deniz
Sars
Ara Tür
Renk
Embriyo
Tür
Periyodik Tablo
Hukuk
Ortak Ata
Carl Sagan
Evrimsel Tarih
Hayatta Kalma
Kanser Tedavisi
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. Wilson, et al. Konformal Döngüsel Kozmoloji: Evrenin Nihai Sonu, Yeni Bir Büyük Patlama Yaratabilir mi?. (20 Kasım 2022). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/13180
Wilson, A., Öztürk, İ. C., Bakırcı, Ç. M. (2022, November 20). Konformal Döngüsel Kozmoloji: Evrenin Nihai Sonu, Yeni Bir Büyük Patlama Yaratabilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved November 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/13180
A. Wilson, et al. “Konformal Döngüsel Kozmoloji: Evrenin Nihai Sonu, Yeni Bir Büyük Patlama Yaratabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 20 Nov. 2022, https://evrimagaci.org/s/13180.
Wilson, Alastair. Öztürk, İsmet Celal. Bakırcı, Çağrı Mert. “Konformal Döngüsel Kozmoloji: Evrenin Nihai Sonu, Yeni Bir Büyük Patlama Yaratabilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 20, 2022. https://evrimagaci.org/s/13180.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close