Kuantum Yorumları: Kuantum Dünyasının Garipliklerini Nasıl Anlamlandırabiliriz?
Bir Evren düşünün. Bu Evren'de bu elmayı bıraktığımızda, elma doğrudan aşağıya düşmesin. Düşebileceği yerlerin bir olasılık dağılımı olsun. Buraya, şuraya veya oraya düşebilme ihtimali olsun; ancak en yüksek olasılıkla, hemen bıraktığınız yerin altına düşecek olsun. Bunu hayal etmekte pek bir sorun yok.
Peki ya bu olasılık dağılımının nedeni, ilk etapta sanmış olabileceğiniz gibi rüzgar ya da diğer dış faktörler değilse? Yani ya elma, yapısı gereği kesinlikle aşağı doğru düşmek zorunda değilse? Elmanın kendi içsel davranışı bu şekilde olasılıkçı olsa? Böyle bir Evren hayal edebilir miydik? Eğer hayal edebileceğimiz evrenlerdeki ihtimaller sınırsızsa, bu da çok zor olmayabilir. Bir evrende pek ala bir kuvvet cisimleri yerden yukarı ya da yana doğru da fırlatabilirdi.
Şimdi, öyle bir Evren hayal edin ki, bir elmayı bıraktığımızda, eğer siz bu elmaya bakıyorsanız elma doğrudan yere düşsün. Az önce bahsettiğimiz olasılık dağılımları hiç olmasın. Bıraktığınız elma, tam da beklediğiniz gibi, %100 ihtimalle hemen aşağı düşsün. Ama ne zaman ki kafanızı çevirip başka yere baksanız, elma yine olasılık dağılımı sergilemeye başlasın. Yani buraya da düşebilsin, şuraya da, oraya da... Böyle bir Evren hayal edebilir misiniz?
Belki, ama az öncekine nazaran çok daha zor... Her ne kadar yanlış bir yorum olsa da insanlar, mesela bir basketbol topunu fırlattıklarında şuraya da buraya da düşebileceğini sezgisel olarak bilirler. Topun hareketine bir olasılık dağılımı verirler. Bu nedenle elmanın da bu tür bir davranışı olabileceğini hayal edebiliriz. Ama işte bu, sözünü ettiğimiz evren açısından "yanlış" bir yorum olurdu. Çünkü hayal ettiğimiz evrende basketbol topunun düşebileceği yerin olasılık dağılımı, sizin kusursuz bir atış yapamayacak olmanız, ortamda hava sürtünmesi veya rüzgar gibi öngörülmez faktörler olması değildir. Bahsettiğimiz evrende, top veya elma dediğimiz şey, yapısı gereği bir küre veya küremsi şekilde değil de bir olasılık dağılımı şeklinde var olmaktadır. Böylesi bir evreni hayal etmek oldukça zordur.
Ama dahası da var: Şimdi öyle bir evren hayal edin ki, elmayı bıraktığımız anda elma sadece burada veya sadece şurada olmasın. Zaman içinde hareket ederken, hem burada hem şurada hem orada olsun. Ama aynı zamanda ne burada, ne şurada, ne orada olsun. Böyle bir evreni hayal edebiliyor musunuz?
İşin bu yazımızın "çılgın" tarafı tam da bu: Siz, şu anda böyle bir Evren'de yaşıyorsunuz. Bizim Evren'imiz tam da bu şekilde çalışıyor. Bu yazıda, Evren'e dair bu absürtlükleri anlamlandırmaya çalışan bilim insanlarının, bugüne kadar geliştirdikleri perspektifleri öğreneceğiz.
Gerçeklik Algımızı Sarsan Kuantum Mekaniği
Daha önceki bir yazımızda, kuantum mekaniğinin gerçeklik algımızı nasıl sarstığını anlatmıştık. O yazımızda (ve aşağıdan izeyebileceğimiz videomuzda), klasik fizikle inşa ettiğimiz Evren algımızın kalbinde yer alan 4 temel kavramı öğrenmiştik: Determinizm, nedensellik, yerellik ve realizm. Bunların ne olduğunu bilmiyorsanız ve bu yazıyı daha iyi anlamak isterseniz, öncelikle bu yazımızı okumanızı tavsiye ederiz. O yazımızda, aynı zamanda, kuantum dünyasında gözlediğimiz ve bütün fizikçiler tarafından kabul edilen gerçeklerin, bu 4 temel yapıtaşını nasıl tehdit ettiğini görmüştük.
Daha fazla ilerlemeden, yazı başındaki analojiyi netleştirelim: Elbette bizim Evren'imizde bir "elma", biz ona bakınca bir şekilde, bakmayınca başka bir şekilde davranmaz. Güneş, siz ona baksanız da bakmasanız da doğar. İnsanlar veya canlılık yokken de doğuyordu. Dolayısıyla "elma" veya "Güneş" değil ama, elektronlar, fotonlar ve diğer atom altı parçacıklar, tam da yazı başında anlattığımız gibi davranırlar.
Örneğin "elektron", bir bilye gibi bir nesne değildir. "Elektron" dediğimiz şey, bir olasılık bulutu olarak atomun etrafında bulunur. Siz, bir ölçüm yapana kadar elektron burada da bulunabilir, şurada da, burada da, ama ne orada bulunur, ne burada, ne şurada... Ölçüm yaptığınız anda, elektron %100 ihtimalle buradadır diyebilirsiniz. Gerçi konumunu tam olarak bildiğinizde, bu defa da hızını kesin olarak bilemiyorsunuz - ki bu da Heisenberg'in Belirsizlik İlkesi olarak tarif ettiğimiz olgu.
Ama ne olursa olsun bu farklı davranış örüntüleri, fizik için başlı başına bir sorun teşkil eder: Neden kuantum ölçekte böyle bir davranış var da, mezo ya da makro ölçekte bunu görmüyoruz? Ya da görüyoruz da fark etmiyor muyuz? Kuantum etkiler tam olarak hangi seviyede başlıyor? 1 pikometrede mi? 1 milimetrede mi?
İşte Erwin Schrödinger, bu probleme dikkat çekmek için Schrödinger'in Kedisi deneyini ileri sürdü. Bu düşünce deneyinin detayları hakkında bilgi almak için buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Kuantum Yorumları
Özetle, Schrödinger'in parmak bastığı kuantum absürtlük (düşünce deneyindeki kedinin hem ölü hem diri olması), genel olarak bu düşünce deneyinin gerçek dünyadaki karşılığı ve ölçüm problemi gibi problemler, fizikçilerin çok uzun bir süredir kafasını karıştırmaktadır. Açıkça söylemek gerekirse, bu deneyin anlatmak istediği kuantum absürtlüğünün kesin bir cevabı da henüz bulunmamaktadır. Ancak farklı fizikçiler, farklı yaklaşımlar geliştirdiler ve bu absürtlüğü anlamlandırmaya çalışmaktalar. İşte bu yorumlara, Kuantum Mekaniğinin Yorumları veya Kuantumun Felsefi Yorumları adı verilmektedir. Bunların her biri, birbirinden ilginç olasılıklara kapı aralamaktadır.
Kopenhag Yorumu
Öncelikle, en meşhur yorumla başlayalım: Kopenhag Yorumu. Bunu duymuş olabilirsiniz. Bu yoruma göre örneğin bir elektron, atom etrafında bir olasılık bulutu olarak bulunur ve bir ölçüm yapıldığı anda olasılık dağılımı tek bir ihtimale çöker. Bu çoklu olasılığın kaybolup, tek olasılığın belirmesi olayına, dalga fonksiyonunun çökmesi denir. Buradaki yazımızda da anlattığımız gibi dalga fonksiyonu, Newton'un F=maF=ma'sının kuantumdaki karşılığıdır. Schrödinger Denklemi'ni kullanarak, değişen bir kuantum sistemin olasılık dağılımının, yani dalga fonksiyonunun zamanla nasıl evrimleşeceğini kusursuz bir şekilde hesaplayabiliriz.
Zayıf Kopenhag Yorumu
Kopenhag Yorumu'nun 2 versiyonundan söz etmek mümkündür: Zayıf Kopenhag Yorumu olarak bilinen ilki, oldukça "etkileyici" bir mottoya sahiptir (genelde Richard Feynman'a atfedilse de ilk söyleyen kişi tartışmalıdır):[1], [2], [3] "Çeneni kapat ve hesapla!"
Böyle demelerinin nedeni, Schrödinger Dalga Denklemi'nin zaten kuantum sistemlerin evrimini başarılı bir şekilde tanımlayabilmesi ve kuantum deneyleri ve teorik araştırmaları yapabilmemize izin vermesidir. Yani bu yorumu savunanların oldukça pragmatist oldukları söylenebilir. Bu yorumu savunanlar özetle şöyle derler:[4]
Kuantum nesnelerin davranışlarının neden o şekilde olduğunu izah etmeye çalışma, sadece denklemleri takip et. Gerçeği elbet bir gün zaten çözeceğiz. Elimizde güzel bir model var ve gözlemleri öngörmemizi sağlıyor, yorumlamakla zaman kaybetme, hesapla geç, kafan rahat olsun.
Ama elbette birçok fizikçi bu tutumdan tatmin olmamaktadır ve kuantum fiziği deneylerinin absürtlüğü düşünülecek olursa, bunları izah etmeye çalışmamak, üzerine kafa yormamak gerçekten çok zordur. Dolayısıyla bunu bir kenara koyalım.
Güçlü Kopenhag Yorumu
Güçlü Kopenhag Yorumu ise, yorumlamakta sakınca olmadığını düşünen Kopenhag yorumcularıdır. Onlara göre dalga fonksiyonunun çökme nedeni, yapılan gözlemin ta kendisidir. Ayrıca bu yoruma göre bir kuantum sistemi tanımlayan dalga fonksiyonu, ölçüm anında ve ölçüm nedeniyle, 0 saniye içinde, yani anlık olarak çöker.
Bu durum, klasik fizikle çelişmektedir: Klasik fizik ile inşa edilen gerçeklik algımızda, 0 saniyede olan hiçbir şey yoktur. Kütleçekimden ışığın hareketine kadar, cisimler arası elektromanyetik etkileşimlerden atomaltı kuvvetlere kadar her şeyin etki etmesi için, attosaniyeler düzeyinde de olsa bir miktar zaman geçmesi gerekir.
- Dolayısıyla bu yorum, ışık hızından hızlı bilgi aktarımı varsayarak, hem Görelilik Teorisi ile hem de onun bir uzantısı olan lokaliteyle çelişmektedir.[5], [6], [7]
- Ayrıca nedenin sonuçtan önce gelmekten ziyade, neden ile sonucun aynı anda yaşandığını söyleyerek nedensellik ilkesini de tehdit ettiği söylenebilir (ki Gecikmeli Tercih Kuantum Silgi Deneyi'nde sonuç, nedenden önce getirilerek bu ilkeye tamamen meydan okunmuştur).[8], [9], [10]
- Ayrıca bu yoruma göre, bir kuantum sistemi ölçene kadar, o sistemin konum veya momentum gibi klasik özellikleri bulunmamaktadır. Bu da klasik fizikteki realizm fikrini çöpe atmaktadır.[11], [12]
- Ayrıca gerçek fiziksel nesnelerin doğasının kesin değil, olasılıkçı olduğunu söylemektedir. Bu da determinizmi çöpe atmaktadır.[13], [14]
İşte bu nedenle bu yazımızda kuantumun, klasik fizikle inşa ettiğimiz gerçeklik algısına genel olarak meydan okuduğunu söylemiştik. Tabii ki bu çelişkilerin hiçbiri, klasik fiziğin "doğru", kuantumunsa "yanlış" olduğu anlamına gelmek zorunda değildir. Ancak bu çelişkilerin bir şekilde izah edilmesi gerekir - ki alternatif kuantum yorumları da buradan doğmaktadır.
Ölçüm Problemi: Kopenhag Yorumunun Sorunları
Her ne kadar "yaygın yorum" olarak görülen kuantum yorumu Kopenhag Yorumu olsa da, bu yorumun çok sayıda sıkıntısı vardır. Onlardan biri, "ölçüm" denen şeyin ne olduğunu açıklamıyor olmasıdır.
Bu konudaki en yaygın yanlış anlaşılma, "ölçüm yapmak" ile "insan bilinci" arasında bir ilişki olması gerektiği sanrısıdır: Bu yazıda göreceğimiz tek bir yorum haricinde ciddiye alınan kuantum yorumlarının hepsi, "ölçüm" dediğimiz şeyin insan bilinciyle veya herhangi bir bilinçle olması gerekmediğinde hemfikirdir.[15] Yani bir elektronu veya radyoaktif atomu "gözlemekten" bahsederken söz ettiğimiz "gözlem", bilinçli bir gözle elektronları veya fotonları incelemek değildir. Örneğin birçok kuantum yorumuna göre, bir elektron ile bir fotonun birbiriyle etkileşmesi de bir "gözlem" veya "ölçüm" sayılır, o etkileşimi hiçbir bilinç, hiçbir zaman görmeyecek olsa bile!
"Ölçüm" kavramını kafanızda sezgisel olarak oturtabilmek adına şöyle düşünebilirsiniz: Ölçüm sonucu elde edilen "bilgi", insanların düşündüğü kadar soyut bir kavram değildir, tıpkı kütle veya enerji gibi maddenin bir parçası gibi gözükmektedir (Hawking ve sonraki fizikçiler bunu bize gösterdiler).[16], [17] Elektron gibi bir kuantum sistemin hızı, konumu, enerjisi gibi bir "bilgi"yi, Evren'in geri kalanına, yani o sistemin dışına ilan eden, yani o kuantum sistemdeki bilgiyi açığa vuran her türlü etkileşime, "gözlem" veya "ölçüm" denir.[18] Örneğin Çift Yarık Deneyi'nde, yarıklardan geçen elektronları gözleyen şey bir insan olmak zorunda değildir. Bir kamera veya detektör de olsa yeterlidir.[19] O detektöre kimse, asla bakmayacak olsa bile... Dolayısıyla bir "ölçüm", bilinçli bir farkındalıkla ilgili değildir![20]
Bazen bunu izah etmek için şöyle bir yol da izlenir: "Ölçüm" dediğimiz şey, süregelen bir sistemin bir davranışını açığa çıkarmak için onunla etkileşmeyi gerektirmektedir.[21] Mesela bir detektör, çift yarık deneyinde elektronun hangi yarıktan geçtiğini tespit etmek için, foton kullanıyor olabilir.[22] Eğer ortamda hiç foton olmasaydı, detektör de hangi yarıktan geçildiğini tespit edemezdi. Ancak bu tespiti yapabilmek için kullanılan foton, yarıktan geçen o elektronla etkileştiği anda onun olasılıkçı kuantum niteliğini bozacaktır, çünkü bir etkileşim zorunludur - ki biz buna "ölçüm" diyoruz. Deneyci ve yöntemleri, deneyin kendisini ve sonucunu etkilemiş olmaktadır.[23] Görebileceğiniz gibi bu durumda, işin bilinçle veya zekayla hiçbir alakası olmadığı sonucuna varmak mümkündür. Elbette bu yorumu reddedenler mevcuttur - ki bir örneğine birazdan geleceğiz. Ama modern kuantum fiziğinde en yaygın kabul gören tavır, bu veya bunun varyantlarıdır.[24], [25], [26], [27], [28], [29], [30]
Bazı yorumlara göre, ölçüm probleminin "ölçümün kendisiyle" hiçbir ilgisi olmadığı bile iddia edilmektedir! Gecikmeli Tercih Kuantum Silgi Deneyi, bunun bir örneğidir. Bu deneyin detayları şu anda önemli değil; ancak o deneyde, gelecekte yapılan bir tercih, geçmişteki ölçümü etkilemektedir. Bazı kuantum fizikçilerine göre belki de "gelecekte olan bir şeyin geçmişteki ölçümü etkiliyor" demek yerine, dalga fonksiyonunu çökerten şeyin zaten ölçümün kendisi olmadığını söyleyebiliriz. Bunu nasıl izah edebiliriz?
Objektif Çökme Yorumları
"Objektif Çökme Teorileri" olarak da bilinen bir yorum grubunun hedefi tam da budur.[31], [32] Bu yorumlara göre belli bir olasılık dağılımına sahip bir kuantum sistemin herhangi bir anda tekil bir olasılığa çökme ihtimali, zaten o sistemi tanımlayan dalga fonksiyonunun bir parçasıdır. Yani olasılık fonksiyonunun içinde, dalganın tek bir olasılığa çökme ihtimali de vardır. Dolayısıyla dalga fonksiyonunun çökmesinin, ölçüm yapmakla hiçbir ilgisi yoktur. Bu tür birkaç yorum olduğu için, bunlar bir bütün olarak "Objektif Çökme Teorileri" olarak da bilinirler. En yaygın yorumlar arasında şunlar bulunur:
- Ghirardi-Rimini-Weber (GRW) Modeli[33]
- Sürekli Spontane Lokalizasyon (CSL) Modeli[34], [35]
- Diósi-Penrose (DP) Modeli[36], [37]
- Evrensel Pozisyon Lokalizasyonuna Dayalı Kuantum Mekaniği (QMUPL) Modeli[37], [38], [39]
Bu yaklaşım, çok küçük parçacıkların olasılıkçı, ancak aşina olduğumuz dünyamızın determinist veya klasik olması tutarsızlığını da çözmektedir; çünkü bir sistem ne kadar büyükse, birbirine bağımlı, yani dolanık olan o kadar çok parçası var demektir. Bunlardan birinin objektif bir olasılık çerçevesinde çökme ihtimali milyarda veya trilyonda bir bile olsa, bir kez çöktüğünde, kendisiyle dolanık olan diğer parçaların da çökmesini tetikleyecektir. Bu nedenle milyarlarca ve hatta katrilyonlarca kuantum birimden, mesela katrilyonlarca atomdan oluşan iri makro cisimlerde olasılıkçı bir doğaya rastlamayız, çünkü bu kadar çok sayıda alt birimden oluşan bir cisimde, o alt birimlerden en az 1 tanesinin çökme ihtimali çok yüksek hâle gelmektedir ve tekil birimler için küçük olan o olasılık gerçek olduğunda, diğerleri de onunla birlikte çökmektedir. Dolayısıyla dışarıdan baktığımızda Evren'deki tüm büyük cisimler klasik fiziğe uyuyor gibi gözükmektedir. Öte yandan daha az sayıda kuantum parçaya sahip olan daha ufak sistemler, çok daha uzun süreler boyunca çok daha bariz kuantum özellikler sergileyebilirler, çünkü tekil bir parçacığın düşük olasılıklı çökme ihtimali uzun bir süre gerçekleşmez. Gerçekten de daha iri nesnelerde de kuantum dolanıklığın korunabildiğini, ancak nesne irileştikçe bunun süresinin kısaldığını gösteren deneyler mevcuttur.[40], [41], [42], [43], [44], [45]
Bu yorumun Roger Penrose tarafından ileri sürülen bir versiyonuna göre, çökmeyi tetikleyen kuantum parçacıkların iç olasılıkları değildir; kuantum parçacıkların uzay-zaman dokusu ile etkileşimidir.[46], [47] Yani çökerten şey yine bir etkileşimdir; ama bu etkileşim, kuantum ile kozmolojiyi birleştiren bir doğaya sahip olabilir.[48]
Şimdilik yeterli teknolojimiz olmasa da, bunların test edilebilir öngörülerde bulunuyor olması heyecan vericidir. Yine de herkes bu yorumda hemfikir değildir. Bunun nedeni, buraya kadar gördüğümüz Kopenhag Yorumu ve Objektif Çökme Teorileri'nin, "çökme" denen olayın anlık yaşandığını, yani sistemde bilginin ışık hızından hızlı aktarıldığını iddia ediyor olmasıdır. Mesela çok parçacıklı bir sistemde biri çöktüğü anda, diğer parçacıklara bilgi gecikmeli olarak ulaşmamaktadır. Bigli, bir kuantum nesneden diğerine anında ulaşmaktadır. Dolayısıyla bu yorumlar, Görelilik Teorisi'yle çelişerek lokaliteye meydan okumaktadır.
Retro (Ters) Nedensellik Yorumu
Kopenhag yorumunun (özellikle) determinizmi ortadan kaldırmasını kabul etmeyen, Objektif Çöküş'ün lokaliteyi ihlal etmesinden hoşlanmayan ve Kuantum Silgi Deneyi'ndeki geçmişe dönük etkiyi bir arada açıklamak isteyen fizikçiler, Evren'e determinizmi ve lokaliteyi geri getirebilmek adına, nedenselliği çöpe atmayı göze almışlardır.[49], [50]
Bu, şu anlama gelmektedir: Bir sonuca neden olacak bir etki, sadece geleceğe doğru değil, geçmişe doğru da etki edebilir; yani gelecekte olacak şeyler, geçmişte olan şeyleri de etkileyebilir.[51] Bunun bir yorumuna göre kuantum dünyada sonuç, nedenden önce gelebilir (az sonra göreceğimiz gibi, buna karşı çıkanlar vardır). İşte bu tür bir gerçeklik algısını ileri süren kuantum yorumlarına, bir bütün olarak Ters Nedesnellik Yorumları veya Retro Nedensellik Yorumları denir.[52], [53]
İşlemsel Yorum
En popüler Ters Nedensellik Yorumları'ndan biri olan İşlemsel Yorum, bir parçacığı temsil eden 2 olasılık dalgası olduğunu söylemektedir.[54] Bunlardan biri geleceğe doğru hareket etmektedir - ki bizim kuantum fiziğinde genelde bahsettiğimiz dalga budur, diğeriyse bu dalganın matematikte karmaşık eşleniği dediğimiz versiyonudur ve bu ikinci dalga, geçmişe doğru hareket etmektedir.[55] Her parçacık bunu yaptığı için, mesela dolanık parçacıkların geçmiş ve gelecek dalgaları arasındaki etkileşim, sadece geçmişte veya o anda olup bitenin değil, gelecekte olanların da geçmişteki sonuçları belirlemesini sağlamaktadır.[56] Bu sayede elektronlar, gelecekten gelen bilgiden etkilenerek, sanki en başından gelecekte olacakları biliyormuş gibi davranabilmektedirler.
Gelecek, Geçmişi Nasıl Etkileyebilir?
Geçmişe bilgi aktarımı akla hemen zaman yolculuğu veya büyükbaba paradoksu gibi çok daha karmaşık problemleri getirse de, bu yanıltıcıdır: Retro Nedensellik Yorumları, geçmişte olasılığı çoktan belirlenmiş, determinist hale gelmiş, yani %100 veya %0'a dönüşmüş şeylerin sonradan değişebileceğini söylememektedir. Yani "Büyükbaba Paradoksu" çerçevesinde yorumlayacak olursak Retro Nedensellik Yorumları, büyükbabanızı öldürebileceğinizi iddia etmemektedir; çünkü eğer siz varsanız, büyükbabanızın siz doğmadan önce ölme ihtimali %0 demektir.[57] Bu düşünce hattını devam ettirecek olursak, şöyle bir çıkarım yapmak mümkün olabilir: Bu yorum, eğer siz gelecekte bir büyükbaba olacaksanız, çocuk yapmadan önce veya sonra, zamanda belli bir noktada ölme ihtimalinizin, gelecekten etkilendiğini söylemektedir.
Elbette "büyükbaba" gibi iri bir nesneyi değil de, tekil parçacıkları ve onların davranışlarını düşünmemiz gerekmektedir. Bu yoruma göre parçacıkların nasıl davranacağı, yani herhangi bir anda olasılık fonksiyonunun çökmesi, sadece o anda veya geçmişte olanlardan etkilenmez; gelecekte olacak şeylerden de etkilenir - çünkü parçacıkların geçmişe dönük dalgaları da vardır.
Ayrıca "geçmişe bilgi aktarımı", fiziksel olarak en azından kuantum ölçekte aslında o kadar da "çılgın" değildir. Çünkü bir parçacığın, örneğin bir elektronun pozitif zaman yönünde, yani ileriye doğru hareketinin fiziği veya matematiği ile, onun zıttı olan, anti-elektron olarak da tabir edebileceğimiz pozitron isimli antiparçacığın negatif zaman yönünde, yani geçmişe doğru hareketinin fiziği ve matematiği, birebir aynı şeye karşılık gelmektedir.[58], [59] Dahası, makro dünyada "neden" ve "sonuç" olarak adlandırdığımız olguların kuantum dünyada anlamlı bir karşılığı olmadığını savunanlar da mevcuttur, dolayısıyla retro nedenselliğin gerçek anlamıyla neden-sonuç ilişkisini tersine çevirdiği genel geçer olarak kabul görmemektedir.[60]
Dolayısıyla bu yorum, en azından kuantum matematiği açısından o kadar da absürt bir durum gibi gözükmemektedir; ama yine de zamanın ve etkileşimlerin tek yönlülüğüne yönelik algımıza meydan okuduğu aşikardır.
Süper Determinizm Yorumu
Geçmişe dönük etkileşimden hoşlanmayan fizikçiler, Süper Determinizm Yorumu olarak bilinen bir yorumu ileri sürmektedir: Buna göre parçacıklar geçmişe bilgi göndermez; ancak her parçacık, Büyük Patlama anında birbirleriyle dolanık oldukları için, her birinin çok spesifik şartlar altında bile nasıl davranacağından diğer bütün parçacıklar da haberdardır.[61] Yani her parçacığın yapısında, diğer tüm parçacıkların hangi şartlarda nasıl davranacağı bilgisi de mevcuttur.[62]
Dolayısıyla bu yoruma göre, dolanık parçacıkların belli bir ölçümde ne sonuç vereceği, süper-deterministik bir şekilde belirlenir ve diğer parçacıklar da bundan haberdardır. O ölçüm gerçekleştiğinde, tüm parçacıklar da buna göre davranırlar. Biz dışarıdan baktığımızda, "Çok ilginç, bu parçacık bunu nasıl biliyor?" diye şaşırırız.[63] Halbuki o parçacık, teknik olarak hiçbir şeyi "bilmez"; bizim karmaşık deneylerimizde nasıl davranacağı zaten en baştan bellidir. Bu yorum çerçevesinde parçacıkların birbirleriyle ışık hızından hızlı iletişim kurmaları gerekmez, zaten ne yapmaları gerektiğini Büyük Patlama'dan beri belirlidir.[64]
Pilot Dalga Teorisi (Broglie-Bohm Yorumu)
Buraya kadar determinizm, nedensellik ve lokaliteden birini veya birkaçını kurtarmaya çalışan bazı yorumlar gördük. Ya realizm? Yani Evren'deki nesnelerin klasik ve tekil özellikleri olması zorunluluğunu ne yapacağız? Çift Yarık Deneyi'nde, yarıklara tek tek gönderilen elektronlar nasıl hem o yarıktan hem bu yarıktan geçip de kendi kendileriyle girişim yapıyor gibi davranabilirler? Ya da bir elektron nasıl hem dalga hem parçacık olabilir? Bunları, aşina olduğumuz "klasik" çerçevede izah edip, realizmi kurtarabilir miyiz?
İşte burada karşımıza Pilot Dalga Teorisi, Broglie-Bohm Yorumu ya da Bohmcu Mekanik (veya Bohm Mekaniği) olarak bilinen bir yorum çıkmaktadır. Bu yoruma göre belki de kuantum sistemler aslında hem dalga hem parçacık değildir, bildiğimiz bilye gibi parçacıklardır. Ama dalga gibi özellikler sergilemelerinin nedeni, Evren'i dolduran ve henüz tespit edemediğimiz kuantum dalgalardır.[65], [66]
Bunu bir analojiyle anlamak mümkün olabilir: Suya bir olta mantarı veya şamandıra atacak olursanız, oldukça karmaşık bir hareket sergileyecektir; iner, çıkar, sağa kayar, sola kayar, döner... Eğer su dalgalarını görmüyor olsaydık, bu mantarın hem dalga, hem parçacık gibi davrandığını söylerdik. İşte Pilot Dalga Teorisi de, görmediğimiz kuantum dalgalanmalardan ötürü parçacıkların bu kadar absürt davrandığını ileri sürmektedir. Böylece tüm parçacıkların aslında klasik nesneler olduğu sonucuna vararak, realizmi kurtarmış olmaktadır.
Bu yorum, lokalite problemini çözememektedir; ancak buna bir açıklama getirebilmektedir: Görelilik Teorisi'ne göre Evren içindeki her şey ışık hızıyla sınırlı olmak zorundadır; buna, bilgi gibi bize soyut gelen bir kavramın aktarımı bile dahildir. Ama Evren'in kendisinin genişlemesi üzerinde bir hız sınırı yoktur veya bir sınır varsa bile bu, ışık hızı değildir. Dolayısıyla Evren, ışık hızından çok daha hızlı genişleyebilir ve hatta Enflasyon Dönemi'nde bu şekilde genişlediği düşünülmektedir. İşte "pilot dalga" adı verilen, üzerlerindeki kuantum parçacıkların davranışını yönlendiren dalgalar da Evren'in kendisi gibi ışık hızı sınırından muaf olabilirler. Dolayısıyla ışık hızından hızlı veri aktarımı yapmaları mümkün olabilir. Bu da dalga fonksiyonunun çökmesi veya dolanıklık gibi olayların neden ışık hızından hızlı gerçekleşebildiğini izah edebilir. Yani Pilot Dalga Teorisi; realizmi, determinizmi ve nedenselliği kurtarırken, lokaliteyi büyük oranda çöpe atmış olmaktadır.[67], [68], [69]
Qbism Yorumu (Kuantum Bayesçilik)
Her ne kadar bu noktaya kadar "objektif olasılıklardan" bahsetmiş olsak da herkes bunların objektif olduğu konusunda hemfikir değildir. Bunların başında, Kuantum Bayesçiler gelmektedir. Bu yoruma kısaca Qbism de denmektedir; ancak sanat akımı olan kübizmle alakası yoktur, bu sadece bir isim benzerliğidir.
Bayesçiliğin (veya Bayes Teoremi'nin) bütün detaylarına burada girmek mümkün değildir. Ancak konumuz dahilinde Bayesçilik, bir şeyin gerçekleşme olasılığının objektif değil, subjektif olduğunu söyleyen istatistiki bir yaklaşımdır. Bunu kuantuma uyarlayan QBism yorumuna göre, aslında bir elektronun bulunduğu yer Evren tarafından kusursuz bir şekilde bilinmektedir, ama biz bu gerçeği bilemediğimiz için, ona bir olasılık dağılımı atarız (tıpkı klasik fizikte olduğu gibi).[70] Her gözlemci, her sisteme farklı bir olasılık dağılımı atayabilir. Bir ölçüm yaptığımızda, tıpkı Bayes Matematiğinde olduğu gibi, ölçüm sonrasında, ölçüm öncesinde olasılıklara yönelik inancımızı güncelleriz.[71], [72] Bu yaklaşıma göre kuantum dalga fonksiyonu gerçek bir fonksiyon değildir ve sadece bir sonuca yönelik subjektif inancımızı yansıtır. Bu nedenle QBism, realizmi çöpe atmaktadır (her ne kadar yorumu geliştirenler bu iddiaya itiraz etseler de).[73], [74], [75], [76]
Bağıntısal (İlişkisel) Yorum
QBism'e az çok benzer olan bir diğer yorum, Bağıntısal veya İlişkisel Yorum olarak bilinmektedir. Bu yorum, bir yerde kuantum fiziği ile göreliliğin temel mantığını bir araya getirmektedir:[77] Bu yoruma göre sadece gözlemciler değil, bütün kuantum parçacıklar birbiriyle gözlemsel bir ilişki içindedir.[78] Bu gözlemler veya etkileşimler, görelidir.[79] Yani bir perspektiften bakıldığında bir olasılık dalgası çökmüş olabilir; ancak başka bir gözlemciye göre o dalga henüz çökmemiş olabilir.[80]
Bu yorum sayesinde, kuantum dolanıklık gibi sorunları çözmek mümkündür. Çünkü dolanık iki parçacıktan her ikisinin de spinini aynı anda ölçtüğümüzü iddia etsek de aslında asla aynı anda ölçemeyiz - bu imkansızdır. Dolayısıyla spinini ilk ölçtüğümüz parçacığın gözünden biz, ikinci parçacık ile bir süperpozisyon halindeyiz. Ama ikinci parçacığı da ölçtüğümüz anda, ilk ölçümü yaptığımız anda etkileştiğimiz parçacığın sonucuna bağlı olarak ikinci parçacığı tespit etmiş oluruz. Dolayısıyla parçacıklar aslında sadece birbiriyle dolanık değildirler, bizimle de veya ölçüm sonucunu etkileyecek diğer tüm parçacıklarla da dolanık haldedirler.
Everett Yorumu (Paralel/Çoklu Evrenler)
Günümüzde en popüler hale gelen yorumlardan biri, Çoklu (veya Paralel) Evren Yorumu olarak da bilinen Everett Yorumu'dur. Bu yoruma göre Evren'in kendisi ve içindeki her şey, bir dalga fonksiyonundan ibarettir.[81] Ölçüm veya gözlem yapıldığında, önceden birbiriyle dolanık olan kuantum sistemler, birbirlerinden ayrışırlar.[82] Dolayısıyla her parçacığın her etkileşimini içeren devasa (belki de sonsuz sayıda evren içeren) bir çoklu evren vardır.[83] Olabilecek her olasılık, bu evrenlerden en az biri içinde bulunmaktadır; ancak siz, o olasılıklardan birinin gerçekleşip diğerinin gerçekleşmediği bir paralel evrende bulunuyor olabilirsiniz.
Bunu tersten yorumlayacak olursak: Her bir ölçüm, sanki yeni bir paralel evrenin oluşması gibidir. Gözlemle birlikte dolanıklık bozulur, dekoherans denen bir olay yaşanır ve o alt sistemi temsil eden dalga fonksiyonunda gerçekleşebilecek bütün evrenler, sanki o anda birbirinden ayrışmış, 2 yeni evren oluşmuş gibi olur. Bu evrenlerin birbiriyle etkileşmesi söz konusu değildir; her biri kendi yolunda giden evrenler gibidir.
Her ne kadar Paralel Evren yorumunun bilimsel olarak test edilmesi imkansız (veya ona yakın) olsa da, bu yorum, birçok sorunu bir arada çözmeyi başarmaktadır:[84] Örneğin bu yoruma göre "dalga fonksiyonu çökmesi" diye bir şey yoktur; biz ölçüm yaptığımızda, elde ettiğimiz bir sonuç vardır ve o sonuç, bizim paralel evrenlerden hangisinde bulunduğumuzu anlamamızı sağlar. Diğer olasılığın gerçeğe dönüştüğünü ölçtüğümüz bir evren daha vardır, o evrende de "bizim bir kopyamız" vardır ama onunla etkileşmemiz imkansızdır. Yani bu yoruma göre, dalga fonksiyonunun tanımladığı olasılıkların hepsi aynı anda gerçektir, sadece bunlar, farklı paralel evrenlerde olan bitene karşılık gelmektedir.
Bu bakımdan bu yorum, "Kuantum olasılıklar çerçevesinde tanımlı olan her şey gerçektir." demektedir. Ancak bu, "Hayal edilebilecek her şey gerçektir." anlamına gelmemektedir; çünkü hayal edebileceğimiz bazı şeyler, belli fizik yasalarını ihlâl ederek dalga fonksiyonunun bir parçası olmayabilir - dolayısıyla onları barındıran bir evren de yoktur.[85], [86]
Bu yorum aynı zamanda diğer yorumlarda bulunan ve anlık bilgi aktarımı nedeniyle lokalitenin ihlâl edilmesi problemini ortadan kaldırmaktadır.[87] Daha önceden bu konuyla ilgili kapsamlı bir yazı hazırladığımız için, burada tüm detaylarına tekrar girmeyeceğiz.
Bu başlık altında dikkatinizi çekmek istediğimiz şey, kuantum yorumlarının dalga fonksiyonunun gerçekliğine yönelik bakış açılarıdır: Örneğin Paralel Evrenler yorumunda dalga fonksiyonu, sıradan bir matematiksel olasılık ifadesinden ibaret değildir. Dalga fonksiyonu denilen şey, gerçekliğin ta kendisidir, yani kendi başına fiziksel bir nesnedir. "Evren" dediğimiz şey, içindeki her şey ve her etkileşim, zaten bir olasılık dalgasının farklı alt kümelerine karşılık gelmektedir.[81]
Bu, sadece Paralel Evren Yorumu'nda olan bir kavram değildir.[88], [89] Örneğin elektronu tanımlarken bir "olasılık bulutu" olarak bahsedilmesi de bundandır: Kuantumun en yaygın yorumlarında elektronun olasılık dağılımı, yazı-turadaki %50 gibi değildir; çünkü orada %50, bilgisizliğin bir ölçüsüdür. Kuantum mekaniğinde ise o olasılık dalgası gerçek bir nesnedir ve o nesne, temsil ettiği şeyin, mesela bir elektronun bütün durumlarını bünyesinde taşımaktadır. Ölçüm yapılana kadar elektron, o olasılık dağılımının ta kendisidir. Ölçüm yapıldıktan sonraysa tek bir parçacığa çökmektedir.
Genel olarak Ontik Yorumlar, dalga fonksiyonunu gerçek bir nesne olarak kabul eden yorumlardır. Epistemolojik Yorumlar ise, bu fonksiyonun sadece bir bilgi ihtiva ettiğini ve gerçek bir nesne olmadığını söyleyenlerdir.
Bilinçli Çökme Yorumu (von Neumann-Wigner Yorumu)
Tüm olasılıklar arasında en tartışmalı olanıysa Bilinçli Çökme Yorumu'dur. Bu yorum, nesnelerin kendilerinin de bilinci olabileceğini, bilincin sonradan beliren bir şey değil de Evren'in temel yapıtaşlarından biri olduğunu söyleyen Panpsişizm gibi felsefi pozisyonlarla yakından ilişkilidir.[90] Bu yorum, ölçüm probleminin gerçekten de bilinçle ilgili olduğunu iddia etmektedir.[91], [92]
Bunun çok köklü metafiziksel çıkarımları olduğu açıktır: Bilinç nedir? Hangi canlılar bilinçlidir? Nesnelerin de bilinci var mı? Canlılığın olmadığı dönemde kuantum dalgalar çökmüyor muydu? Çöküyorsa, hangi bilinç çökertiyordu? Bilincin bu kadar temel bir rolde olmasının nedeni ne?
Bu ve bunun gibi çok sayıda problem ve bunlara verilen cevaplar, oldukça mistik ve ilgi çekici yorumu doğurmaktadır.[93], [94] Yaygın olarak sanılanın aksine, bunların hepsi "doğa üstü" veya "ruhani" diyebileceğimiz açıklamalar değildir. Örneğin Simülasyon Teorisi'ne göre, bilinçli olarak bakılmayan yerlerin simüle edilmesi işlem maliyetine sahip olacağı için, simüle edilen bu Evren'de bilincin önemli bir rolü olabilir (sadece bilinçli algılanan kısımlar "simüle ediliyor" olabilir).
Bilinçli Çökme Teorisi, test edilebilir olması bakımından önemlidir; ancak bugüne kadar bu yorumların hiçbiri kesin olarak ispatlanmamıştır ve birçoğu büyük oranda test edilemez yapıdadır - ve bu nedenle bilimsellikleri şaibeli olabilmektedir (bu da Zayıf Kopenhag Yorumu'nu doğurmaktadır). Dolayısıyla, eğer buraya kadar anlattığımız tüm bunlar kafanızı karıştırdıysa, bunun çok normal olduğunu bilmeniz önemlidir. Richard Feynman'ın meşhur bir şekilde söylediği gibi:
Rahatlıkla söyleyebilirim ki hiç kimse kuantum mekaniğini anlamamaktadır.
Kuantum mekaniği hakkında halen bilmediğimiz çok şey bulunmaktadır. Deneysel olarak ispatladığımız şeyleri çok farklı şekilde açıklamak mümkündür; çünkü bu farklı yorumları test edip elememizi sağlayacak, ek deneyleri yapacak teknoloji ve bilgiden halen yoksunuz.
Kuantum Mantık Yorumu
Kuantum yorumlarından bir diğeri olan Kuantum Mantık Yorumu'na göre, belki de makro dünyada aşina olduğumuz mantık kuralları, kuantum dünyadaki kuralların özel bir alt kümesi olarak değerlendirilmelidir.[95] Bir diğer deyişle biz, kendi dünyamızdan aşina olduğumuz mantık kurallarını kuantuma oturmaya çalışmak yerine, belki de kuantum mantığı daha genel bir mantık olarak kabul etmeli ve gündelik yaşantıda deneyimlediğimiz nedensellik falan gibi mantıksal kuralların, bu kuantum mantığın özel durumlarda karşımıza çıkan bir versiyonu olarak görmeliyiz.[96], [97], [98], [99]
Bunu yapmak oldukça zordur; ancak bilimin verinin gösterdiği yöne gitmek zorunda olduğu unutulmamalıdır. Eğer kendi ön inançlarımızı, sonuçları değiştirecek şekilde kullanırsak, bilim yapmıyor oluruz; hüsnükuruntuya ve döngüsel mantık safsatasına gömülmüş oluruz. Eğer veriler, Evren'e yönelik mantığımızın yanlış veya eksik olduğunu söylüyorsa, belki mantığımızı Evren'e oturtmak yerine, mantığımızı değiştirmenin vakti gelmiştir.
Burada, 3 Gezegenin Hikayesi de düşünülebilir. Kuantum fiziğinin yorumlarıyla ilgili sorunları, yıllar önce gezegen yörüngeleriyle ilgili karşılaştığımız yol ayrımına benzetebiliriz:
- Uranüs'ün yörünge anomalisinde olduğu gibi teorimize güvenip onun öngördüğü yönde daha çok mu veri toplayacağız,
- Merkür'ün yörünge anomalisinde olduğu gibi teorimizin zayıf olduğunu kabul edip terk etmek zorunda mı kalacağız,
- Neptün'ün yörünge anomalisinde olduğu gibi sorunun teori veya gözlemden değil de elimizdeki verilerin problemlerinden mi olduğunu sorgulayacağız?
Bilim insanlarının her gün bu temel sorularla yüzleşmektedir.
Sonuç ve Önemli Hatırlatmalar
Özetle, görebileceğiniz gibi, burada yer verdiğimiz her bir yorum, bu yazımızda anlattığımız 4 temel nitelikten bir kısmını eleyerek veya farklı yorumlayarak, diğerlerini kurtarmaya ve gözlemlerimizle teorilerimizi örtüştürmeye çalışmaktadır: Determinizm, nedensellik, yerellik, realizm ve bu yazıda değindiğimiz bazı diğer niteliklerin hepsini kuantuma kazandırabilen tek bir yorum, kuantumun altın kasesi olabilir; ancak şimdilik herkesi ikna eden bir yorum yok gibi gözükmektedir.
Kullanışlı yorumlar yok mu? Var. Herkesin gönül rahatlığıyla kabul edebildiği bir yorum var mı? Henüz değil.
Burada yer verdiğimiz yorumların çok daha derin ve nüanslı olduğunu unutmayınız. Her biri derin matematiksel altyapıya sahiptir ve her biri hakkında kapsamlı tartışmalar sürdürülmektedir. Biz burada sadece yüzeysel bir tanıtım yapmakla yetindik (ve bu nedenle yanlış anlaşılmalar ve gereğinden fazla basitleştirmeler yapmış olmamız muhtemeldir).
Ayrıca buraya sığdıramadığımız bir tarihsel gelişim ve kuantum yorum çeşitliliği olduğunu da hatırlatmak isteriz. Burada yer vermediğimiz ama bugüne kadar yaygın olarak tartışmaya açılmış yorumların bir kısmını listelemek gerekirse:
- Max Born'un Birlik Yorumu[100]
- Satosi Watanabe'nin Zaman Simetrik Teorisi[101]
- Robert Griffiths'in Tutarlı Tarih Yorumu[102], [103]
- Dieter Zeh'in Çoklu Zihin Yorumu[104], [105]
Ayrıca çok ama çok daha az kabul gören bazı diğer yorumlar da mevcuttur:
- Aguirre ve Tegmark'ın Kozmolojik Yorumu[106]
- Kendini Yerleştiren Belirsizlik Yorumu[107]
- Karl Popper'in Eğilim Odaklı Yorumu[108]
- Stokastik Yorum[109], [110], [111]
- Aksak Hareket (Zitterbewegung) Yorumu[112]
- Sutherland Yorumu[113]
- Van Fraassen'in Modal Yorumu[114]
- Montevideo Yorumu[115], [116]
- Pondicherry Yorumu[117], [118]
Üstelik bu yorumları, deterministik olup olmadıklarına, eşsiz bir geçmiş ortaya koyup koymadıklarına, dalga fonksiyonunun çöktüğünü kabul edip etmediklerine, gözlemci rolüne değer verip vermediklerine göre, lokaliteye, realizme, nedenselliğe bakış açılarına göre kategorize edebiliriz. Aşağıda bir kategorizasyon görebilirsiniz:
Bu yorumların bilimsel geçerliliğine, kuantum fiziği camiasında yarattıkları karmaşık tartışmalara ve hatta bunlara gerek olup olmadığına yönelik fikirlere bakmak mümkündür. Elbette bunların hepsine burada girmemiz imkansızdır. Umuyoruz buraya sığdırabildiklerimiz, kuantum fiziğine daha çok ilgi duymanızı sağlayacaktır ve bir yandan bazı soru işaretlerini giderirken, diğer yandan çok daha fazla ama çok daha önemli soruların doğmasını sağlayabilecektir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 20
- 13
- 13
- 12
- 10
- 7
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ R. Healey. (1991). The Philosophy Of Quantum Mechanics: An Interactive Interpretation. ISBN: 9780521408745. Yayınevi: Cambridge University Press.
- ^ N. D. Mermin. (2008). What's Wrong With This Pillow?. Physics Today, sf: 9. doi: 10.1063/1.2810963. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. D. Mermin. (2007). Could Feynman Have Said This?. Physics Today, sf: 10. doi: 10.1063/1.1768652. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Svozil. (2018). "Shut Up And Calculate". Springer, Cham, sf: 47-49. doi: 10.1007/978-3-319-70815-7_10. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Hensen, et al. (2015). Loophole-Free Bell Inequality Violation Using Electron Spins Separated By 1.3 Kilometres. Nature, sf: 682-686. doi: 10.1038/nature15759. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Holmes. (2017). Local Realism Is Dead, Long Live Local Realism?. Physics World, sf: 21. doi: 10.1088/2058-7058/30/6/41. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Berkovitz. Action At A Distance In Quantum Mechanics. (26 Ocak 2007). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Kim, et al. (2000). Delayed “Choice” Quantum Eraser. Physical Review Letters, sf: 1. doi: 10.1103/PhysRevLett.84.1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ X. Ma, et al. (2013). Quantum Erasure With Causally Disconnected Choice. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 1221-1226. doi: 10.1073/pnas.1213201110. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Peruzzo, et al. (2012). A Quantum Delayed-Choice Experiment. Science, sf: 634-637. doi: 10.1126/science.1226719. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. P. Stapp. (2001). Quantum Theory And The Role Of Mind In Nature. Foundations of Physics, sf: 1465-1499. doi: 10.1023/A:1012682413597. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Paty. (1999). Are Quantum Systems Physical Objects With Physical Properties?. European Journal of Physics, sf: 373-388. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Faye. Copenhagen Interpretation Of Quantum Mechanics. (3 Mayıs 2002). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Bahreini, et al. Is Determinism Completely Rejected In The Standard Quantum Mechanics?. (1 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: PhilSci Archive | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Ananthaswamy. What Does Quantum Theory Actually Tell Us About Reality?. (3 Eylül 2018). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Scientific American Blog Network | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Landauer. (2008). Information Is Physical. Physics Today, sf: 23. doi: 10.1063/1.881299. | Arşiv Bağlantısı
- ^ BBC Teach. A Brief History Of Stephen Hawking. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: BBC Teach | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. H. Zurek. Decoherence And The Transition From Quantum To Classical -- Revisited. (10 Haziran 2003). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: arXiv.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Buks, et al. (1998). Dephasing In Electron Interference By A ‘Which-Path’ Detector. Nature, sf: 871-874. doi: 10.1038/36057. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Lindgren, et al. (2020). The Heisenberg Uncertainty Principle As An Endogenous Equilibrium Property Of Stochastic Optimal Control Systems In Quantum Mechanics. Symmetry, sf: 1533. doi: 10.3390/sym12091533. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Roshan, et al. How Does The Electron Understand That It Being Observed In The Double Slit Experiment? - Physics Stack Exchange. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Physics Stack Exchange | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Frabboni, et al. (2010). Ion And Electron Beam Nanofabrication Of The Which-Way Double-Slit Experiment In A Transmission Electron Microscope. Applied Physics Letters, sf: 263101. doi: 10.1063/1.3529947. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. A. M. Dirac. (1982). The Principles Of Quantum Mechanics. ISBN: 9780198520115. Yayınevi: Clarendon Press.
- ^ S. Radcliffe. Do Quantum Phenomena Require Conscious Observers? - Sand. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Do Quantum Phenomena Require Conscious Observers? - SAND | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Yu, et al. Quantum Mechanics Needs No Consciousness (And The Other Way Around). (13 Eylül 2010). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: arXiv.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Mandel. (1999). Quantum Effects In One-Photon And Two-Photon Interference. Reviews of Modern Physics, sf: S274. doi: 10.1103/RevModPhys.71.S274. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Zeilinger. (1999). A Foundational Principle For Quantum Mechanics. Foundations of Physics, sf: 631-643. doi: 10.1023/A:1018820410908. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Brukner, et al. (2002). Young's Experiment And The Finiteness Of Information. Philosophical Transactions of the Royal Society of London. Series A: Mathematical, Physical and Engineering Sciences, sf: 1061-1069. doi: 10.1098/rsta.2001.0981. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. S. Bell. (2004). Speakable And Unspeakable In Quantum Mechanics. ISBN: 9780521523387. Yayınevi: Cambridge University Press.
- ^ R. P. Feynman, et al. (2015). The Feynman Lectures On Physics, Vol. Iii: The New Millennium Edition: Quantum Mechanics. ISBN: 9780465040834. Yayınevi: Basic Books.
- ^ A. Bassi, et al. (2003). Dynamical Reduction Models. Physics Reports, sf: 257-426. doi: 10.1016/S0370-1573(03)00103-0. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Bassi, et al. (2013). Models Of Wave-Function Collapse, Underlying Theories, And Experimental Tests. Reviews of Modern Physics, sf: 471. doi: 10.1103/RevModPhys.85.471. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. C. Ghirardi, et al. (1986). Unified Dynamics For Microscopic And Macroscopic Systems. Physical Review D, sf: 470. doi: 10.1103/PhysRevD.34.470. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Pearle. (1989). Combining Stochastic Dynamical State-Vector Reduction With Spontaneous Localization. Physical Review A, sf: 2277. doi: 10.1103/PhysRevA.39.2277. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. C. Ghirardi, et al. (1990). Markov Processes In Hilbert Space And Continuous Spontaneous Localization Of Systems Of Identical Particles. Physical Review A, sf: 78. doi: 10.1103/PhysRevA.42.78. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Diósi. (1987). A Universal Master Equation For The Gravitational Violation Of Quantum Mechanics. Physics Letters A, sf: 377-381. doi: 10.1016/0375-9601(87)90681-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b L. Diósi. (1989). Models For Universal Reduction Of Macroscopic Quantum Fluctuations. Physical Review A, sf: 1165. doi: 10.1103/PhysRevA.40.1165. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Tumulka. (2006). On Spontaneous Wave Function Collapse And Quantum Field Theory. Proceedings of the Royal Society A: Mathematical, Physical and Engineering Sciences, sf: 1897-1908. doi: 10.1098/rspa.2005.1636. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Bassi. (2005). Collapse Models: Analysis Of The Free Particle Dynamics. Journal of Physics A: Mathematical and General, sf: 3173. doi: 10.1088/0305-4470/38/14/008. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Ansmann, et al. (2009). Violation Of Bell's Inequality In Josephson Phase Qubits. Nature, sf: 504-506. doi: 10.1038/nature08363. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. C. Lee, et al. (2011). Entangling Macroscopic Diamonds At Room Temperature. Science, sf: 1253-1256. doi: 10.1126/science.1211914. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. V. Klimov, et al. (2021). Quantum Entanglement At Ambient Conditions In A Macroscopic Solid-State Spin Ensemble. Science Advances, sf: e1501015. doi: 10.1126/sciadv.1501015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. F. Ockeloen-Korppi, et al. (2018). Stabilized Entanglement Of Massive Mechanical Oscillators. Nature, sf: 478-482. doi: 10.1038/s41586-018-0038-x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Brumfiel. (2010). Scientists Supersize Quantum Mechanics. Springer Science and Business Media LLC. doi: 10.1038/news.2010.130. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. S. Engel, et al. (2007). Evidence For Wavelike Energy Transfer Through Quantum Coherence In Photosynthetic Systems. Nature, sf: 782-786. doi: 10.1038/nature05678. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Penrose. (1999). The Emperor's New Mind. ISBN: 9780192861986. Yayınevi: Oxford Paperbacks.
- ^ R. Penrose. (1996). On Gravity's Role In Quantum State Reduction. General Relativity and Gravitation, sf: 581-600. doi: 10.1007/BF02105068. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Folger. If An Electron Can Be In Two Places At Once, Why Can't You?. (5 Haziran 2005). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Discover Magazine | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Rave. (2008). Interpreting Quantum Interference Using A Berry’s Phase-Like Quantity. Foundations of Physics, sf: 1073-1081. doi: 10.1007/s10701-008-9252-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ W. R. Wharton. Backward Causation And The Epr Paradox. (21 Ekim 1998). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: arXiv.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Watanabe. (1955). Symmetry Of Physical Laws. Part Iii. Prediction And Retrodiction. Reviews of Modern Physics, sf: 179. doi: 10.1103/RevModPhys.27.179. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Narasimhan, et al. (2017). Wave Particle Duality, The Observer And Retrocausality. AIP Conference Proceedings, sf: 040004. doi: 10.1063/1.4982780. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Friederich, et al. Retrocausality In Quantum Mechanics. (3 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Cramer. (1986). The Transactional Interpretation Of Quantum Mechanics. Reviews of Modern Physics, sf: 647. doi: 10.1103/RevModPhys.58.647. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Cramer. (2009). Transactional Interpretation Of Quantum Mechanics. Springer, Berlin, Heidelberg, sf: 795-798. doi: 10.1007/978-3-540-70626-7_223. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. G. Cramer. (1988). An Overview Of The Transactional Interpretation Of Quantum Mechanics. International Journal of Theoretical Physics, sf: 227-236. doi: 10.1007/BF00670751. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Faye. Backward Causation. (27 Ağustos 2001). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. P. Feynman. (1949). The Theory Of Positrons. Physical Review, sf: 749. doi: 10.1103/PhysRev.76.749. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. P. Feynman. The Development Of The Space-Time View Of Quantum Electrodynamics. (11 Aralık 1965). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: NobelPrize.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Villata. (2012). Reply To “Comment To A Paper Of M. Villata On Antigravity”. Astrophysics and Space Science, sf: 15-17. doi: 10.1007/s10509-011-0940-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Larsson. (2014). Loopholes In Bell Inequality Tests Of Local Realism. Journal of Physics A: Mathematical and Theoretical, sf: 424003. doi: 10.1088/1751-8113/47/42/424003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Wolchover, et al. The Universe Is As Spooky As Einstein Thought. (10 Şubat 2017). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: The Atlantic | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Musser, et al. Does Some Deeper Level Of Physics Underlie Quantum Mechanics? An Interview With Nobelist Gerard ’T Hooft - Spooky Action At A Distance. (7 Ekim 2013). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Spooky Action at a Distance | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. C. W. Davies, et al. (1993). The Ghost In The Atom: A Discussion Of The Mysteries Of Quantum Physics. ISBN: 9780521457286. Yayınevi: Cambridge University Press.
- ^ D. Bohm. (1971). Causality And Chance In Modern Physics. ISBN: 9780812210026. Yayınevi: University of Pennsylvania Press.
- ^ D. Bohm, et al. (1995). The Undivided Universe: An Ontological Interpretation Of Quantum Theory. ISBN: 9780415121859. Yayınevi: Routledge.
- ^ D. Bohm. (1952). A Suggested Interpretation Of The Quantum Theory In Terms Of "Hidden" Variables. I. Physical Review, sf: 166. doi: 10.1103/PhysRev.85.166. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. R. Brown, et al. (1995). Bohm Particles And Their Detection In The Light Of Neutron Interferometry. Foundations of Physics, sf: 329-347. doi: 10.1007/BF02055211. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Anandan. (1999). The Quantum Measurement Problem And The Possible Role Of The Gravitational Field. Foundations of Physics, sf: 333-348. doi: 10.1023/A:1018810714118. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. C. V. Baeyer, et al. (2021). Qbism. ISBN: 9780674504646. Yayınevi: Harvard.
- ^ C. G. Timpson. (2008). Quantum Bayesianism: A Study. Studies in History and Philosophy of Science Part B: Studies in History and Philosophy of Modern Physics, sf: 579-609. doi: 10.1016/j.shpsb.2008.03.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. D. Mermin. (2012). Commentary: Quantum Mechanics: Fixing The Shifty Split. Physics Today, sf: 8. doi: 10.1063/PT.3.1618. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Bub. (2016). Bananaworld: Quantum Mechanics For Primates. ISBN: 9780198718536. Yayınevi: Oxford University Press, USA.
- ^ J. Ladyman, et al. (2009). Every Thing Must Go. ISBN: 9780199573097. Yayınevi: Oxford University Press on Demand.
- ^ I. T. Durham, et al. (2016). Information And Interaction. ISBN: 9783319437606. Yayınevi: Springer.
- ^ A. Cabello. (2017). Interpretations Of Quantum Theory: A Map Of Madness. Cambridge University Press, sf: 138-144. doi: 10.1017/9781316494233.009. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Rovelli, et al. (2021). Helgoland: Making Sense Of The Quantum Revolution. Yayınevi: Penguin Audio.
- ^ W. H. Zurek. (1990). Complexity, Entropy And The Physics Of Information. ISBN: 9780201515060. Yayınevi: Westview Press.
- ^ C. Rovelli. (1996). Relational Quantum Mechanics. International Journal of Theoretical Physics, sf: 1637-1678. doi: 10.1007/BF02302261. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Laudisa, et al. Relational Quantum Mechanics. (4 Şubat 2002). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b B. S. DeWitt. (1973). The Many Worlds Interpretation Of Quantum Mechanics. ISBN: 9780691081311. Yayınevi: Princeton University Press.
- ^ M. Tegmark. (1999). The Interpretation Of Quantum Mechanics: Many Worlds Or Many Words?. Progress of Physics. doi: 10.1002/(SICI)1521-3978(199811)46:6/83.0.CO;2-Q. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Osnaghi, et al. (2009). The Origin Of The Everettian Heresy. Studies in History and Philosophy of Science Part B: Studies in History and Philosophy of Modern Physics, sf: 97-123. doi: 10.1016/j.shpsb.2008.10.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Deutsch. (1985). Quantum Theory As A Universal Physical Theory. International Journal of Theoretical Physics, sf: 1-41. doi: 10.1007/BF00670071. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. S. DeWitt. (2008). Quantum Mechanics And Reality. Physics Today, sf: 30. doi: 10.1063/1.3022331. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Mueller. Parallel Worlds Probably Exist. Here’s Why. (6 Mart 2020). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. A. Rubin. (2001). Locality In The Everett Interpretation Of Heisenberg-Picture Quantum Mechanics. Foundations of Physics Letters, sf: 301-322. doi: 10.1023/A:1012357515678. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. B. Hartle, et al. (1983). Wave Function Of The Universe. Physical Review D, sf: 2960. doi: 10.1103/PhysRevD.28.2960. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Dürr, et al. (1992). Quantum Equilibrium And The Origin Of Absolute Uncertainty. Journal of Statistical Physics, sf: 843-907. doi: 10.1007/BF01049004. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Kastrup, et al. Coming To Grips With The Implications Of Quantum Mechanics. (29 Mayıs 2018). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Scientific American Blog Network | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. J. McQueen. Does Consciousness Cause Quantum Collapse? | Issue 121 | Philosophy Now. (1 Ocak 2017). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Philosophy Now | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Knight. Quantum Mechanics May Need Consciousness. (26 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: arXiv.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ Z. Schreiber. The Nine Lives Of Schroedinger's Cat. (16 Ocak 1995). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: arXiv.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. D. Barros, et al. (2017). Can We Falsify The Consciousness-Causes-Collapse Hypothesis In Quantum Mechanics?. Foundations of Physics, sf: 1294-1308. doi: 10.1007/s10701-017-0110-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Birkhoff, et al. (2006). The Logic Of Quantum Mechanics. JSTOR, sf: 823. doi: 10.2307/1968621. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. L. D. Chiara, et al. Quantum Logic. (5 Ocak 2001). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: arXiv.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. L. D. Chiara, et al. (1994). Partial And Unsharp Quantum Logics. Foundations of Physics, sf: 1161-1177. doi: 10.1007/BF02057862. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Georgescu, et al. (1970). On The Characterization Of Centered Lukasiewicz Algebras. Journal of Algebra, sf: 486-495. doi: 10.1016/0021-8693(70)90002-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Georgescu. (2006). N-Valued Logics And Łukasiewicz–Moisil Algebras. Axiomathes, sf: 123-136. doi: 10.1007/s10516-005-4145-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. E. Ballentine. (1970). The Statistical Interpretation Of Quantum Mechanics. Reviews of Modern Physics, sf: 358. doi: 10.1103/RevModPhys.42.358. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. S. Cohen, et al. (1997). Potentiality, Entanglement And Passion-At-A-Distance: Quantum Mechanical Studies For Abner Shimony, Volume Two. ISBN: 9780792344537. Yayınevi: Springer.
- ^ R. B. Griffiths. (1984). Consistent Histories And The Interpretation Of Quantum Mechanics. Journal of Statistical Physics, sf: 219-272. doi: 10.1007/BF01015734. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. B. Griffiths. The Consistent Histories Approach To Quantum Mechanics. (7 Ağustos 2014). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. D. Zeh. (1970). On The Interpretation Of Measurement In Quantum Theory. Foundations of Physics, sf: 69-76. doi: 10.1007/BF00708656. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Albert, et al. (1988). Interpreting The Many Worlds Interpretation. Synthese, sf: 195-213. doi: 10.1007/BF00869434. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Aguirre, et al. (2011). Born In An Infinite Universe: A Cosmological Interpretation Of Quantum Mechanics. Physical Review D, sf: 105002. doi: 10.1103/PhysRevD.84.105002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Kent. (2015). Does It Make Sense To Speak Of Self-Locating Uncertainty In The Universal Wave Function? Remarks On Sebens And Carroll. Foundations of Physics, sf: 211-217. doi: 10.1007/s10701-014-9862-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. D. Santo. (2018). Genesis Of Karl Popper's Epr-Like Experiment And Its Resonance Amongst The Physics Community In The 1980S. Studies in History and Philosophy of Science Part B: Studies in History and Philosophy of Modern Physics, sf: 56-70. doi: 10.1016/j.shpsb.2017.06.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Nelson. (1967). Dynamical Theories Of Brownian Motion. ISBN: 9780691079509. Yayınevi: Princeton University Press.
- ^ E. Nelson. (1985). Quantum Fluctuations. ISBN: 9780691083780. Yayınevi: Princeton University Press.
- ^ link.springer.com. Stochastic Processes In Classical And Quantum Systems | Springerlink. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: link.springer.com doi: 10.1007/3-540-17166-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Hestenes. (1990). The Zitterbewegung Interpretation Of Quantum Mechanics. Foundations of Physics, sf: 1213-1232. doi: 10.1007/BF01889466. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. I. Sutherland. (2008). Causally Symmetric Bohm Model. Studies in History and Philosophy of Science Part B: Studies in History and Philosophy of Modern Physics, sf: 782-805. doi: 10.1016/j.shpsb.2008.04.004. | Arşiv Bağlantısı
- ^ O. Lombardi, et al. Modal Interpretations Of Quantum Mechanics. (12 Kasım 2002). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: Stanford Encyclopedia of Philosophy | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Gambini, et al. (2009). The Montevideo Interpretation Of Quantum Mechanics: Frequently Asked Questions. Journal of Physics: Conference Series, sf: 012003. doi: 10.1088/1742-6596/174/1/012003. | Arşiv Bağlantısı
- ^ The Montevideo Interpretation of Quantum Mechanics. The Montevideo Interpretation Of Quantum Mechanics. Alındığı Tarih: 10 Ekim 2021. Alındığı Yer: The Montevideo Interpretation of Quantum Mechanics | Arşiv Bağlantısı
- ^ U. Mohrhoff. (2005). The Pondicherry Interpretation Of Quantum Mechanics: An Overview. Pramana, sf: 171-185. doi: 10.1007/BF02704872. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Shafiee, et al. (2006). A Critique Of Mohrhoff's Interpretation Of Quantum Mechanics. Studies in History and Philosophy of Science Part B: Studies in History and Philosophy of Modern Physics, sf: 316-329. doi: 10.1016/j.shpsb.2005.10.003. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/10/2024 09:21:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11059
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.