Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

TÜRK SİNEMA SANATININ ELEŞTİRİSİ

Film Sektörünün Genel Eleştirisi, Film Sektörü Düşüşte Mi, Neden Hollywood Kalitesinde Film Üretilemiyor?

9 dakika
134
TÜRK SİNEMA SANATININ ELEŞTİRİSİ View from the bridge, Constantinople, Turkey
  • Blog Yazısı
Yaklaşık 1890-1900 yılları arasında çizilmiş İstanbul resmi
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Türk sineması, zengin kültürel mirasıyla beslenen, tarihî derinliği olan bir geleneğe sahip olmakla birlikte, zaman içinde farklı etkilerle şekillenmiş iyisiyle kötüsüyle bir araya gelmiş bir yığın. Son zamanlarda boş vaktimi fazlasıyla film izlemeye adadığım için son çıkan filmleri de incelemek için bolca fırsatım oldu. Yalan yok, bazı filmler beni gerçekten bir film kalitesini geliştiğini hissettirdiği için heyecanlansam da, bitirdiğim film sayısı arttıkça fikrimden vazgeçtim. Bu yazımda da olabildiğince Türk sinemasının ve dünya çapında sinema sektörünün mevcut durumunu olabildiğince analiz edeceğim. Kısa cevabı vererek de bir başlangıç yapalım: Türk sinema sektörünün kalitesi hem yükselip aynı anda batıyor.

Tabi direk bodoslama bir şekilde Türk sinemasını eleştirmeden önce bir filme neyin sanatsal bir etki verdiğini anlamamız gerek. Bir filmi güzel yapan şey nedir? Kişiden kişiye göre değişir diyen bir kişi görünce hemen kendimi camdan aşağı atıyorum. Tabi ki sanatsal yorumlamalar ve estetik öznel kavramlardır buna bir şey demiyorum ama hani genele vurmamız gerekiyor. Güzellik denilen şeye sadece sübjektif olmakla açıkladığımızda “kalite” diye bir şeyden bahsedemiyoruz bu yüzden olabildiğince objektif yazmaya çalışacağım. Filmi güzel yapan iki şey vardır: hikâye anlatma yeteneği ve konunun ne kadar akıllıca tasarlandığı.

Konunun ne kadar akıllıca tasarlandığı noktasında kısa kesmek gerekirse gerçekçilikle olan alakası, içerisindeki bireylerin karakterlerine uygun davranmaları ya da senaryoya bağlı olmaları gibi konular ön plandadır. Mesela (komedi filmleri dışında) son derece egoist ve şımarık bir karakter olsun. Bu karakter filmin sonunda bu özelliklerine uygun olmayan şeyler yapıyorsa bu filmin senaryosu kötü tasarlanmış demektir. Aynı şekilde karakterler de dışarıdan çok kafa yormadan izleyen izleyiciler için bile basit bir şekilde senaryodaki çelişkileri görebiliyorsa bu film olmamış demektir. Hikâye anlatma yeteneğinin içerisine ise oyunculuk, sahne tasarımı, diyaloglar ve filmin havası diyebilirim. Filmin havası dediğim olay ise hani karakterlerin iç sesi ya da filmin içinde olmayan dış ses buna dâhil edilebilir. Mesela Wes Anderson mükemmel bir hikâye anlatıcısıdır. Konunun akılcılığından ziyade hikâye anlatma yeteneğinden bu kadar çok ödül almıştır.

Tüm Reklamları Kapat

Türk Sinemasının Genel Problemleri Nedir?

İlk ve en önemli sebep çok özür dileyerek yazıyorum ki seyircilerin kalitesizliğidir. Türk filmi zaten gençlerden ziyade yaşlı-orta yaşlı insanlar daha fazla izlediğini sayısal verilerden görebiliyoruz, gençler daha çok yabancı filmlere yöneliyor. Türk filmi izleyicilerinin de en büyük beklentisi “komedi”! Bakın çok basit bir örnekle açıklayayım, şu ana kadar en çok sevilen 20 Türk filminden 6’sı dram 2’si aksiyon 14 tane de komedi filmi var. Dürüst olun şu ana kadar gerçekten başarılı bilim kurgu Türk filmi gördünüz mü? AROG, GORA, Japon işi, Dünya’yı Kurtaran Adamın Oğlu dışında sanırım tutan bilim kurgu filmi yok ki bunların da en öne çıkan özelliği komedi olması, kurgu yönü pasif kalıyor. Bu kadar çok komediye talep edilen bir sektörde gerçekten diğer türlerde yeterince kaliteli olmaması şaşırtıcı değil gerçekten.

Gördüğüm en büyük ikinci sebep ise senaryoların özgün olmaması. Yani önceden yapılmış bir filmi farklı dinamiklerle az buçuk değişik şekilde tekrar yayınlanması kaliteyi düşürüyor. Bunu en çok korku türü içinde görüyorum. Hiçbir filmi kötülemek haddime değil ama en az 15 Türk korku filmi izlemişimdir daha hiç farklı bir konuyla karşılaşmadım. Zengin bir aile lanetlenir, büyü ya da cinler yoluyla zengin olmuşlar meğerse, bunu bozmak için ıssız bir köye giderler, köyde de olan olur ya aile kurtulur ya da hepsi ölür film biter. Siccin ya da Dabbe serisi için de geçerli hepsinde olay aynı, diyaloglar farklı sadece. Filmleri tek başlarına değerlendirdiğimizde gerçekten güzeller ama sürekli aynı malzemeyi ısıtıp ısıtıp önümüze koyunca sıkıyor bir müddet sonra. Ben adım gibi eminim korku senaristleri cin ve büyü konularının dışına çıksalar çok daha kaliteli filmler ortaya çıkacak ama yok olmuyor.

Gördüğüm en büyük üçüncü sorun ise hikâye anlatma yönündeki yetersizlik derdim. Hikâye anlatma yeteneğinin düşük olmasındaki en büyük sebeplerden biri diyalogların yeterince doğal olmaması geliyor kesinlikle. Bakın bir filmi “film” yapan en önemli şey filmin içerisine seyirciyi dâhil edebilmesidir. Orada toplumumuzdan, kültürümüzden bir şeyler görünce asıl bize çekici geliyor. Gerçekten bazen konuşmaları ChatGPT’ye mi yazdırıyorlar anlamıyorum, ne kadar robotik ne kadar samimiyetten uzak diyaloglar ortaya çıkıyor ki aklım almıyor. Aynı şekilde hayal gücü eksikliği de bir bu kadar yetersizlik görüyorum. Ben daha orta sınıfı anlatan bir film izlemedim, ya aşırı zengin her yerden para fışkırıyor ya da 1 ekmek yemeyi lüks görecek kadar aşırı fakir fukara oluyor karakterler. Ya hiç mi orta sınıf yok ülkede? Ya da bu kadar mı hor görülüyor orta sınıfın hikâyeleri? Bu hayal gücü eksikliği bence komedi filmlerinde de çok göze çarpıyor. Bakın bir olayı komik yapan absürtlük ikiye ayrılır: ya çok akıllıca bir tespit yaparsın ve bundan dolayı akıllıca güldürürsün, mesela Cem Yılmaz’ı bu konuda çok tebrik ederim bu konuda çok başarılı, ya da ana karakterin “mallık” yapmasına gülersin. Komedi filmlerinde bile en fazla “mallıklara” gülmemiz için yazılıyor. Bu komedi filmlerinin bile hayal gücünden yoksun olduğunun kanıtıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Diğer küçük kusurlara değinmek gerekirse teknik yetersizlikler diyebiliriz. Anlatmama gerek yoktur herhâlde Amerika ile kıyaslandığında ciddi bir bütçe farkı var. Dahası animasyon ve 3D modelleme gibi işlerde Amerikalılar daha gelişmiş oldukları için ne kadar para verilirse verilsin onlar kadar kaliteli bir yapım ortaya çıkamayacak. Bunun gibi teknik yetersizlikler maalesef bizim asla bir Hollywood olamayacağımızın kanıtı. Zaten bizim Hollywood olmamız için çabalayan da yok, sanat haberlerini biraz okursanız bizde sanat üretmekten ziyade kâr elde etmek amaç olduğu için yerinde sayan bir sektör var. Ben hep şunu savundum: sanat konusunda çok başarılı olduğumuza can-ı gönülden inanıyorum. Biz her şeyde olduğu gibi potansiyelimizi yanlış kullanıyoruz. Türk film sektöründe bazı filmler var ki gerçekten Hollywood seviyesinde(şaka yapmıyorum). Kötü imajdan dolayı Türk sinemasına kötü bir önyargı oluştuğunun farkındayım. Yine de Türk sinemasının olumlu şekilde yükselişe geçtiği kısımlarda var. Ona geçmeden önce dünyada film sektörü ne durumda bir de bunu konuşmak isterim.

Dünya Sinemasının Genel Problemleri Nedir?

Türk sinemasını bırakırsak ve genel dünyayı düşünürsek çok kötü bir haberim var: bütün dünyada film piyasası düşüşte. Sadece türkiyede olan bir şey değil bu yani. Korona döneminde baya düşmüştü film piyasası hiç adam akıllı bir yapım görmez olmuştuk, korona sonrası 2022 ve 2023 yılı gerçekten kaliteli filmler gelse de artık film sektörü yerini başkasına kaptırdı: DİZİ SEKTÖRÜ! Olayı şöyle anlatayım, günümüzde televizyondan ziyade internet sitelerinde dizi-film izler olduk. Bunu sayısal verilerle de doğrulayabiliriz. Artık diziye-filme ulaşmak için birkaç tıklama yapmak yeterli. Bu kolaylıklardan dolayı internet siteleri dizileri daha çok tercih eder oldu.

Dizilerin filmlerden daha fazla tercih edilmesindeki sebepler: IMBD puanlarının daha yüksek olması ve daha az maliyetli olması geliyor. Maliyet olarak şöyle bir istatistik vereyim The Walking Dead dizisi bölüm başına ortalama 2,5 milyon $ harcıyor ve sonucunda 45dk’lık bir ürün ortaya çıkıyor. Tipik bir zombi filmi olarak mesela Dawn of the Dead filmi 26 milyon $ bütçe ile çekildi ve sonunda 100 dakikalık bir ürün ortaya çıktı. Hani matematik dehası olmaya gerek yok. Dizi ile çekim yapınca nerden baksan bu örnekte 4 kat daha fazla ürün ortaya çıkartabiliyoruz.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

IMBD puanlarının daha yüksek olmasındaki sebep ise biraz tartışmalı bir durum olsa da en geçerli sayılabilecek 2 ihtimal var: yüksek süreler ve belirsizliğin çekiciliği. Yüksek süreler yani sezonluk 12 bölümden 480dk bir olayın içine girmek demek. Bu kadar uzun süreler geçirmek karakterlerle daha iyi duygusal bağlar kurmamızı sağlıyor gibi görünüyor. Filmlerde bu durum ne kadar kısıtlı olsa da diziler bu durumu çok iyi kullanıyor. Ayrıca film severlerin “istediğim konuda az sayıda film var” sorununu da uzun sürelere yayılan diziler çok iyi bir şekilde çözüyor, çünkü konunun meraklısı uzun süre dizileri takip edebiliyor. Ayrıca bir araştırmada gördüğüm üzere haftalık yayınlanan dizilerde seyircilerin 7 gün boyunca merakla beklemesi, üzerine yorumlar yapması ya da diziyi bölüm bittikten sonra araştırması diziden aldıkları memnuniyetleri arttırıyor gibi görünüyor.

Bunun gibi bariz sebepler görünce otomatik olarak internet siteleri dizilere yatırım yapmaya ve film sektörünü daha boş bırakmaya başladılar. Daha Netflix dokunuşu çok da başarılı değil. Netflix Films'in başkanı Scott Stuber bile geçenlerde Netflix orijinal filmlerinin yeterince başarılı olamadığını kabul etti. Sebebi basit Netflix tamamen “hızlı üret ve hızlı tükettir” üzerinden film çıkarıyor. Yani aylık abonelik üzerinden hizmet verdiği için sürekli bir yeni film getirme telaşı içerisinde. Bunun çözümü olarak özensiz “çerezlik filmler” üretmek olarak belirlemiş. Netflix filmleri zaten biraz ruhsuz oluyor. Yani filmin içindeki duyguları doğru aktaramıyor ve konuşmalar da fazla kasıntı gibi geliyor bana her zaman. Dizilerinden ziyade filmleri çok da başarılı olmadığı sonucuna oluşuyoruz ki Netflix bu sektörün bir numaralı ismi.

Bunun gibi birçok sebep bir araya gelince film sektörü düşüşe geçmiş durumda, bakın batıyor demiyorum yanlış anlaşılmasın ama dizi sektörüne karşı düşüşte. En azından dizi sektörü kadar hızlı yükselemiyor.

Türk Sinemasındaki Pozitif Gelişmeler Var Mı?

Bu kadar kötü şey yazdık birazda güzel haberler vereyim, ben 20 yaşlarına kadar Türk filmlerinden hiç hoşlanmayan izlemeyen biri olarak söylüyorum ki gerçekten bir gelişme var. Hani hem yükseliyor hem alçalıyor ikisini aynı anda yaşıyor. Şöyle ki gerek dizi sektörü gerek film hiç olmadığı kadar fazla yurtdışında ödül alıyor. Oyuncular ya da yönetmenler da aynı şekilde geçmişe oranla daha fazla ödül almaya başladılar. Tabi ki ödül sayısının fazla olmasının da etkisi var ama fark etmez. Başta dediğim gibi yeni çıkan birkaç film izleyince ben bile bir şeylerin düzeldiğini düşünerek heyecanlandım. Netflix’in de bunda büyük bir payı var elbette. TV kanallarında yayınlanan dizi ve filmler daha orta yaşlı kesime hitap ederken internet sitelerindeki film ve diziler daha gençlere hitap ediyor. Haliyle gençlere hitap eden film sektörü daha modern olmak zorundadır. Türk sanatının gelişmesi gereken daha çok şey var. Tam anlamıyla kaliteli diyebileceğim bir konumda değil, gelişmekte olan bir konumda.

Ya da gelişmemekte inat eden bir konumda, ikisinden biri...

Tüm Reklamları Kapat

Tabi ki bu blog yazımı mükemmel ötesi birkaç Türk filmi önermeden bitirmeyeceğim:

-Sibel (2018)

-O… Çocukları (2008)

Tüm Reklamları Kapat

-Aşk ve Devrim (2011)

-Sen Ben Lenin (2021)

-Pandora’nın Kutusu (2008)

-Haile: Bir Aile Kâbusu (2023)

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Çocuklar İçin Destanlar Set

Dünya üzerinde her toplum zaman içinde kendi tarihini, inançlarını ve değerlerini ele alan sözlü ve yazılı anlatılar yaratmıştır. Bu büyük anlatılar iyi-kötü, doğru-yanlış, cesaret-korku, sevgi-nefret, yaşam-ölüm gibi zıtlıklara dair izler barındırır ve gücünü, kalıcığını bu zıtlıklar arasındaki çekişmelerden alır. Binlerce yıldır okunan, modern edebiyatı derinden etkilemiş destanlar bunların en önemli örnekleridir. Bu dizimizde, çocuk ve gençler için uyarlanmış, çizimlerle zenginleştirilmiş destanları okurlarıyla buluşturuyoruz.

Aeneis

Aeneis’te Troya Savaşı’nı sağ salim atlatan Aeneas’ın yurdundan ayrılıp İtalya topraklarına yaptığı yolculuk ve oraya vardıktan sonra Latinlerle girdiği savaş anlatılır. Aeneas Harpyler, Kikloplar ve deniz canavarları gibi efsanevi yaratıklarla karşılaşır, ölüler ülkesine iner ama en büyük mücadeleyi insanlara karşı verecektir. Yunan şair Homeros’un İlyada ve Odysseia’sından bazı mitolojik öğelerin de yer aldığı bu eser aynı zamanda Roma İmparatorluğu’nun temellerinin atılışının destanıdır.

İlyada

İlyada’da Yunanistan’dan gelen Akhalarla bugünkü Çanakkale yakınlarında yaşayan Troyalılar arasındaki Troya Savaşı’nın son iki ayı anlatılır. Bir tercih yüzünden başlayan ve on yıl süren bu savaşa tanrılar da sık sık müdahale eder. Kahramanlık, cesaret, yaşamın değeri, savaşın yıkıcılığı üzerine güçlü izler barındıran bu büyük eser yaklaşık üç bin yıl öncesine ait olmasına rağmen hâlâ tüm dünyada okunmaktadır.

Odysseia

Odysseia, Troya Savaşı’nın kahramanlarından Odysseus’un on yıl süren eve dönüş hikâyesidir. Odysseus, Troya düştükten sonra memleketi İthaka’ya doğru yola çıkar ama bu yolculuk başlı başına bir serüvene dönüşür. Bir deniz tanrıçası tarafından yıllarca alıkonur, efsanevi yaratıklarla mücadele eder ve nihayet evine varır. Ama bu sefer de onun yokluğunu fırsat bilip krallığını ele geçirmek isteyenlerle başa çıkmak zorunda kalır. Zekâsıyla meşhur Odysseus’un hikâyesi yaklaşık üç bin yıldır pek çok esere ilham kaynağı olmuştur.

Devamını Göster
₺500.00
Çocuklar İçin Destanlar Set

-Ev Kira Semt Bizim (2018)

-Barda (2007)

-Zenne (2012)

-Çekmeceler (2015) (Favori filmimdir, şiddetle tavsiye edilir)

Okundu Olarak İşaretle
8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 2
  • Muhteşem! 1
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Umut Verici! 1
  • Grrr... *@$# 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 06/07/2025 08:45:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16394

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close