Gök Biliminin Kısa Tarihi (Thales'ten Newton'a Kadar)

- Blog Yazısı
Doğrusu, beni bu kürede yaşayan hiçbir canlı olmadığına inandıran, aklı başında hiçbir varlığın burada yaşayamayacak olduğunu düşünmemdir."Demek öyle!" Dedi Mikromegas. "Belki de orada yaşayanlar aklı başında canlılar değildir."
Voltaire, Mikromegas: Felsefi Bir Tarih
Bu yazımın konusu, başlıktan da anlaşılacağı üzere, Thales’ten Newton’a kadar gök biliminin kısa bir tarihini anlatmaktır. Öncelikle bilmenizi isterim ki, bu bir makale olmadığından dolayı, çok fazla detaya girmeden aktaracağım. Ayrıca tüm bilim insanlarını da söylemem olanaksız duruyor...
Geçmişteki yazılarımda bilimin Antik Yunan’da ortaya çıktığını yazmıştım. Bahsettiğim Antik Yunan, memleketimizin batısında bulunan İzmir-Aydın dolaylarındadır. Burada bir adam, ilk kez tanrıların dediklerini de sorgulamak gerektiğini fark etmişti. Bu sonuca, işi gereği, Mısır’a yaptığı seyahatlerden sonra vardığı anlaşılıyor. Orada bir piramidin boyunu, kendi gölgesi boyuna eşit olduğu zaman, ölçtü ve geometriye yenilikler getirdi. Daha sonra depremlerin neden olduğunu açıklamaya girişti ve “Tarkullu Kuramı”nı geliştirdi. Buna göre Dünya bir disk şeklinde okyanusta duruyor ve bu okyanusun dalgaları Dünya’yı sallıyordu. Tüm bunları ortaya atan kişi: Thales idi.
Thales’in arkadaşı ve öğrencisi onun bu kuramına katılmadığını belirtti. Zira, Dünya taştan ve taş suda batar. Dolayısıyla bu cevabın sorunu çözmeyeceğini belirtti. Bu kişi: Anaximandros idi. Evrim fikrini ortaya atan, dünya haritası yapan ve Dünya’nın boşlukta asılı durduğunu ilk kez söyleyen Anaximandros...
Kendisinin ne düşündüğünü sorunca Thales, “Dünya boşlukta duruyor.” dedi. İşte böyle başlamış oldu bilimin öyküsü...

Ardından geçen süre sonucunda, Aristoteles isimli bir adam çıktı. Bu adam çeşitli gözlemler yapıyor, canlıları sınıflandırıyordu. Politika, Astronomi, fizik ve daha nice alanda yazıyordu. O, Ay tutulmalarını fark ettiğinden olacak, Dünya’nın yuvarlak olduğunu söyledi ve Dünya’nın, o dönemde bilinen yalnızca beş gezegenin (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, ve Satürn) merkezinde hareketsiz bir şekilde döndüğünü iddia etti. Dünya’nın yuvarlak olduğu hakkında başka savlarda vardı o dönemde. Örneğin, bunlardan birisi: Bir gemi ufuktan çıktıkça bize gittikçe daha belirgin gözükmeye başladığı gerçeğiydi...

Ardından MS 2. Yüzyılda bir başka Yunanlı, Ptolemaios, Yukarıda anlattığım Dünya merkezli evren düşüncesini bir modele çevirdi. Bu model, Dünya’yı merkeze aldığı için, kendilerini çok büyük gören, Hristiyan Kilisesi tarafından da benimsenecekti.

Daha sonra Antik Yunan’da gök bilimi hakkında pek bir ilerleme olmadı. Ancak 8. Yüzyılda Yunanca eserleri çevirmeye başlayan İslam alimleri meşaleyi almış bulundular.
Bugün pek çok bilimin kurulmasında ve ilerlemesinde çok büyük katkıları olmuştur bu insanların. Örneğin Ömer Hayyam, gök biliminin en önde gelen kişilerindendir. Veyahut Biruni. Newton’dan 700 sene evvel yer çekiminin varlığını fark etmiş ve Dünya’nın döndüğünü iddia etmişti. Ayrıca Ay tutulmalarını ve Ay’ın evrelerini gösteren bir çizim de yapmıştır. İlginçtir, Litvanya’da bulunduğum kısa süre içerisinde gitmiş olduğumuz bir okulun kütüphanesinde coğrafya bölümünü karıştırırken karşıma çıkmıştı bahsettiğim bu harita.

İşte bu haritanın Batı’ya ulaşması için 12. yüzyıla kadar vakit geçmesi gerekti. Bu süreden önce Batı’da pek alim yetiştiği söylenemez. Çünkü her daim vahiy, akıldan üstün tutulmuştu. Daha sonraysa onlar aydınlanma yaşarken, İslam dünyası büyük bir çöküş yaşamaya başlar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Batı’da, Polonyalı bir papaz olan Kopernik, 1514 yılında yeni bir model oluşturur. Ancak kilisenin baskısından korktuğundan olacak, bu modeli isimsiz yayımlamayı tercih eder. Modele göre merkezde olan Dünya değil, Güneş’tir. Dünya, Güneş’in etrafında dairesel bir yörünge izleyerek döner. Tahmin edilebileceği gibi bu kiliseyi epey bir kızdırır. Ancak Kopernik’in anlaşılması için bir yüzyıla yakın bir zaman geçmesi gerekti.
Ayrıca yine bu dönemde yaşamış olan Giordano Bruno adında bir adam, Dünya’dan başka gezegenlerin de bulunduğunu söylediği için Roma Katolik Kilisesi'nin Engizisyon mahkemesi tarafından yargılanıp sapkın ilan edilecek ve Roma'da konuşamaması için yüzüne demir maske geçirilerek diri diri yakılarak idam edilecekti.
Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım.
Giordano Bruno
Ardından 1609’da Galileo Gelilei adlı bir adam çıkar ve teleskopla gökyüzünü incelemeye başlar. Jüpiter’in etrafında birkaç tane dönen gezegen görünce fark eder ki her şey Dünya’nın etrafında dönmüyor.
Yine bir başka adam, Kepler, gezegenlerin dairesel değil; elips şeklinde döndüğünü söyleyerek Kopernik’in kuramını geliştirir.
Ardından 1687’de Isaac Newton adında bir adam, yayımladığı philisophiae naturalis principia methematica adlı eserinde, hareketsiz cisimlerin bir kuvvet etkilemedikçe hareketsizliğini koruyacağını belirten yasayı açıklar ve kuvvetin etkisinin cisimleri nasıl harekete geçirdiğini ya da cismin hareketini nasıl değiştirdiğini anlatır. Gezegenlerin de Güneş’in etrafında dönmesini kütle çekimi ile açıklar ve buna “Gravity” adını verir...
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/04/2025 12:50:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16835
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.