Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 9 saat önce 9 dk.

Pygmalion, Roma şairi Ovidius’un Metamorphōsēs (Dönüşümler) adlı eserinin onuncu kitabında yer alan mitolojik bir karakterdir. Sanatla ideal güzelliği birleştiren bu anlatı yalnızca Antik Çağ edebiyatında değil modern psikoloji kuramlarında da etkisini sürdürmüştür.

Pygmalion etkisi, bireylerin kendilerine yönelik beklentilere uygun biçimde davranışlarını şekillendirdiğini ifade eden psikolojik bir fenomendir. Başka bir deyişle, bir kişi hakkında beslenen olumlu (ya da olumsuz) beklentiler, o kişinin performansını ve öz-yeterlik algısını doğrudan etkileyebilir. Bu yazımızda Pygmalion mitinin anlatı düzeyindeki detaylarına değinilecek ve ardından bu mitin çağdaş psikolojide nasıl kavramsallaştırıldığı incelenecektir.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilge Kaya
Bilge Kaya
22K UP
Üye 5 gün önce 1 Cevap
Küçükken sıcak yemeğimi soğutmak için üzerine üflediğimde bana yapmamamı ve karbondioksit üflediğim için bunun kötü olduğunu söylerlerdi. Eğer besinin üzerine üflemenin gerçekten bir zararı varsa bilimsel bir açıklaması var mı?
306 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilge Kaya
Bilge Kaya
22K UP
Gelişime açık bir öğrenci 6 gün önce Sen de Cevap Ver

Yedisinden yetmişine derken bu sözde çocuklukta sahiplendiğimiz tavır ve davranışların ne kadar etkili ve önemli olduğuna dikkat çekilmiş diye düşündüm. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik mezunu kardeşime de danıştım; çocuk yaşta olaylara ebeveynlerimizin verdiği tepkiler, büyüdüğümüz sosyal çevre ve hatta bu çevrelerden edindiğimiz deneyimler büyük oranda görüşlerimizi ve kişiliğimizi oluşturuyor. Dolayısıyla çoğu huyumuzu yetiştiğimiz ortamdan alıyoruz ve o ortamı terk edip farklı görüşleri değerlendirmediğimiz sürece huylarımızın da değişebileceğini veya körelebileceğini sanmıyorum. En basitinden hayal edin: Diyelim bir çift ebeveyn, çocuklarını yaptığı her hata için cezalandırdı. Bu nedenle çocuklarına, yapılan bir hatanın geri dönüşünün olamayacağını ve mükemmelliyetçiliği empoze ettiler. Bu çocuk yedisinden yetmişine sürekli stres ve yetersizlik hissiyle boğuşabilir. Hatta öğrendiği gibi yaparak kendi çocuklarını aynı şekilde her defasında cezalandırabilir. Bir ihtimal de bu çocuk büyüdüğünde, ebeveynlerinden öğrendiği davranışların yanlış olduğunu bulunduğu farklı sosyal çevrelerden öğrenebilir ve doğru olanı kendine zamanla empoze edebilir. Böylece kendi çocuklarına daha ılımlı yaklaşabilir. Bu sadece bir sosyal çevre de olmak zorunda değil bir insan küçük bir kitap okuyarak da birçok değerini sorgulayabilir.

Kısacası bu söz bana daha çok insanın farklı ufukları deneyimlemediği veya buna istekli olmadığı sürece ne huylarının ne de ekonomik, siyasi, felsefi, hukuki ve diğer birçok alanda düşüncelerinin değişmeyeceği anlamını veriyor. Her şey insanın kendinde bitiyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Orçun Deniz Can
İnceleyen10 5 gün önce
Dizi, insanların ve hayvanların yan yana yaşadığı alternatif bir dünyada geçiyor ve çoğunlukla Hollywoo'da geçiyor (isim D tabelasından çalındıktan sonra değişiyor). BoJack Horseman dizisi ismini aldığı ana karakterimiz olan BoJack Horseman'ın, yetim kalmış üç insan çocuğu yetiştirmeye çalışan genç bir bekar atı merkez alan, 1990'larda yayınlanmış bir sitcom olan Horsin 'Around'un eski yıldızı'nın başarılı oyunculuk günlerini geride bırakmasının ardından girdiği varoluşsal krizle başlar. Ayrıca BoJack içki ve uyuşturucuya olan bağlılığı ve bunun doğurduğu umursamazlıkla hayatına devam eder. Aynı zamanda BoJack'in evindeki kanepesinde bir süredir onunla beraber kalan Todd'la tanışırız, kendisi pek başarılı değildir aynı zamanda hep birilerine yük olmuştur ve BoJackta tam bu sebepten dolayı Todd'a karşı sürekli ileri geri laf eder ama içten içede onsuz yapamaz. Elbette birde hem menajeri hemde sevgilisi aynı zamanda bir kedi olan Prenses Carolyn var, ki oda BoJack'e ne kadar aşık olsada bir yandan da asla BoJack ile bir geleceği olamayacağı gerçeğinin farkındadır, ki öyle ya da böyle bu karakterlerin BoJack'in bu dizide anlatılan hikayesinde çok ama çok büyük rolleri vardır. Hikaye bir gün BoJack'in kendi oto-biyografi kitabını yazma serüveniyle başlıyor. BoJack'in hayatında çok büyük role sahip olacak hayalet yazarı Diane Nguyen ilede bu oto-biyografi vesilesiyle tanışıyor. Zaten tanışıklığı olan aynı zamanda Diane'inde erkek arkadaşı olan Mr.Peanutbutter da var tabi sevimli sempatik bir köpek. Genel hatlarıyla dizi bu karakterler etrafında dönüyor, dolanıyor.

Hepsinden öte benim gibi sık sık hayatın anlamını sorgulayan ve genelde bir anlamı olmadığını ve eninde sonunda ölüm varsa uğraşmanın gereği olmadığını savunan birisine ilaç gibi gelmiş bir dizidir. Ne zaman BoJack'e baksam hep kendimden bir parçamı görürüm, hayattan ve kendinden vazgeçmiş, kendini salmış ve bu düzenden kurtulmayı denesede bir türlü kurtulamamış bir kişidir BoJack Horseman ve bu bana hep kendimi ve olası sonumu hatırlatıyor. Ayrıca bölümlerin başındaki İntro müziğiyle, bölümlerin sonundaki Outro müzikleri dizinin temasını ve tonunu adeta yaşatıyor, o boşluk hissini bölüm sonunda bir anda gelen siyah ekran ve o başlayan mistik outro müziğiyle izleyicilere hissettirebilen nadir eserlerdendir, arada açar dinlerim, hatta Mr.Peanutbutter'ın telefon müziğini kendim kullanmaya başladım diziyi bitirdiğim gün, bu güzel deneyimi asla unutmayayüm diye şahsen ben o derecede seven birisiyim ve sizinde sevebiliceğinize inanıyor ve izlemenizi sonuna kadar öneriyorum.

10/10
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Yönetmen: Amy Winfrey
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 2 gün önce 10:08
Mewing, zayıf çene yapısına sahip ve ağızdan nefes almaya meyilli kişilerin, dillerini üst damağa yapışık bir pozisyona getirmeleri ve üst damağın dilleriyle...
2
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen10 19 saat önce
Bir önceki film bana biraz yorucu ve buruk gelince açıkçası herhalde durağanlık çizgisine geldi diye düşünüp beklentimi azaltmıştım. Bir de Ilsa'nın yerine Grace karakterini oturtamamış olmamın da etkisi var. Bu sefer temposu çok daha güzeldi ve yormadı. Biraz daha olsa izlettirirdi. Normalde nostaljik hatırlatma için kullanılan eski sahneleri direkt kesit olarak sunmayı hiç samimi bulmazdım ama aşırı olmamış ve göz ardı edebildim. Hikayenin bazı kısımlarına hiç gerçekçi değil ve sulandırılmış derdim ama çok göze batmıyor ve dramatizasyonda gerekli duruyor. Ve her şeyden önemlisi bu seri ve özellikle bu film için çok güzel bir şeye hizmet ediyor derim. Tam bir maskülenite şiiri olmuş. Derslerde okutulmalı.

Modernitede özellikle erkeklerin bu kadar kirlilik arasında rol model eksikliği yaşıyor olmasını da göz önünde tutarsak muazzam bir film olmuş. Ethan Hunt ve ekibi, tüm karakteristik özellikleri ve en önemlisi "seçimleriyle" bize doğru ve yararlı olmayı öğretiyor. Bir erkek davasına ve insanlığa sadık olmalı. Bir erkek içsel ve fiziksel tüm gücünü, tüm iradesini sevdikleri için kullanmalı ve fedakar olmalı. Bir erkek saygılı ama her şeyden önce tehlikeli olmalı. Bir erkek sevginin, dostluğun ve medeniyet inşa etmenin ne olduğunu bilir çünkü tam olarak kendi doğasını temsil eder. Bir erkek donanımlı, şartları sonuna kadar zorlayan ve aranılan adam olmalı. Aksi iddialar yaygınlaşan erkek düşmanlığı ve köleleştirmesi diskurudur. Ayrıca çok da entelektüel bir gerilim filmi olmuş. Füzelerin arasında yüzme sahnesini başka şekilde tarif edemem. Mission Impossible benim favori casus ve aksiyon serimdir. Utandırmadı.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deha Kaykı
Deha Kaykı
198K UP
Aktaran 9 saat önce 3 dk.

ArXiv'de ön baskı olarak yayımlanan yeni bir çalışma, karanlık maddenin evrenin ilk yıldızlarında yalnızca kütle çekimsel değil, kimyasal evrimsel süreçlerde de etkili olabileceğini öne sürüyor. Lina Yıldız ve Deha Kaykı tarafından, GTIIT’te (Guangdong Technion – İsrail Teknoloji Enstitüsü) görev yapan fizikçi Prof. Dr. Marcelo F. Ciappina danışmanlığında yürütülen bu çalışma; yıldız içi termodinamik yapılar ve nükleer tepkimelerin karanlık madde kaynaklı enerji enjeksiyonu ve istatistiksel dağılım değişimleri ile nasıl dönüştürülebileceğini kapsamlı bir model üzerinden ele alıyor. Bu yaklaşım, karbon ve nitrojen gibi biyojenik elementlerin üretiminde artışa, oksijen sentezinde ise azalmaya yol açan bir nükleosentez senaryosunu simüle ederek özellikle karbon açısından zengin ve metal bakımından yoksul (CEMP) yıldızların gözlemsel spektrumlarıyla yüksek uyum gösteriyor.

Araştırma, klasik yıldız evrimi modellerinin açıklamakta yetersiz kaldığı CEMP-no yıldızlarının anomalik C/O oranlarını karanlık madde etkisi ile açıklamayı hedef almaktadır. Bu bağlamda, karanlık maddenin yalnızca kütleçekimsel etkilerle değil, aynı zamanda termodinamik yapılar üzerindeki etkileriyle de erken yıldızlarda nükleer tepkime dengelerini değiştirebileceği varsayımı öne çıkarılmıştır. Özellikle zayıf etkileşimli kütleli parçacıkların yıldız çekirdeklerinde termalleşerek çift yok oluş süreçleri aracılığıyla ısı enjekte edebileceği fikri, çalışmanın hesaplamalı temelini oluşturmaktadır.

3
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Ocak 2014 6 dk.

Aşağıda göreceğiniz, evrimin nasıl işlediğini öğretmek amacıyla hazırladığımız bir metindir. Lütfen üşenmeden, baştan sona kadar okuyunuz. Ayrıca lütfen bu yazıyı okurken sitemizi Gece Modu'nda kullanmadığınızdan, yani sadece bu yazıya mahsus olmak üzere içeriği Gündüz Modu'nda okuduğunuzdan emin olunuz. Yan veya alt menülerimizi kullanarak gece/gündüz modunu değiştirebilirsiniz.

Eğer başta kıpkırmızı renkte bir metne sahipsek ve metnin rengini her harfte azıcık değiştirmeye karar verirsek, bu renk değişimi çok çok az fark edilebilir olabilir; ama bu, yine de ölçülebilir bir değişimdir! Örneğin, metindeki harflerin HEX kodlarına veya RGB değerlerine bakarak, istediğiniz iki harf arasındaki farkın ne kadar olduğunu tam olarak ölçebilirsiniz. Yazı renginin bu noktaya kadar halen kırmızı olduğunu düşünebiliriz; ancak ortada bir renk değişimi olduğu bellidir. Eğer yazmayı yeterli uzunlukta sürdürürsek, bu yazıya dışarıdan bakan biri tam olarak hangi harfte rengin kırmızı olmayı bırakıp, kahverengi olduğunu tespit edebilir miydi? Metin devam ettikçe, harf rengi de "mikroevrimleşmeye" devam ediyor; ancak göreceğiniz üzere, kırmızıyla tamamen alakasız bir renge ulaşacağız!

212
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilgehan Karaca
Yazar 4 Aralık 2018 4 dk.

Hani ara sıra "Bilim adamları bunu açıklayamadı!", "Bilim dünyası şokta!" minvalinde haberler çıkıyor, çoğunun altı boş çıkıyor, spekülasyona dayalı bilim basınımızın çok kötü çevirilerinden ibaret oluyor ya, işte böyle olmayan bir durumdan bahsetmek istiyorum size. Bu konuda hakikaten "Bilim dünyası suskun!" idi yakın zamanlara kadar.

Yeni Dünya kıtalarından gelen birçok endemik tür var biliyorsunuz. Kakaodan lamalara, pumalardan domatese kadar birçok canlının birkaç yüzyıla kadar yaşam alanı Amerika kıtalarıydı. Bunlardan biri de bizim tatlı patates olarak tanıdığımız Ipomoea batatas, Orta Amerika'nın yerli mahsülü. Radyokarbon verilerine göre en az 5000 yıldır kıtanın çiftçilerince üretilen bir tarım ürünü. Tüm Güney Amerika'da bilinip yemeklerde kullanılıyor, Peru'da "ceviche" denen bir deniz ürünü salatası çeşidinde, Arjantin'de tatlılarda, Şili'de haşlama usülü doğrudan bir öğünde afiyetle yeniyor. Hafifçe umami tat içerdiği ve bir bitkisel ürüne göre rekor düzeyde verimli bir enerji kaynağı olduğu için (hektar başına 70 bin kilokalorilik enerji üretimi) çok da seviliyor. Ayrıca suyu sıkılıyor ve coğrafî keşiflere dek Avrupalıların bir çeşit deniz sülüğünden nice zorluklarla ürettiği mor tekstil boyası bu sudan kolayca elde edilebiliyor.

47
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Akdeniz
Seslendiren 7 Ocak 2020 10:03
Uyarı: Eğer intihar etmeyi düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz! Ücretsiz olarak yardım alabileceğiniz kaynaklara başvurun. Eğer acil tıbbi yardıma ihtiyacınız...
27
Söz
Zəhra Əzizova
Alıntıyı Ekleyen 17 saat önce
Kendimizi tanıdığımızı sanırız; aslında çoğu zaman başkalarının aynasındaki yansımamızla yaşarız.
Kaynak: Irvin D. Yalom – Existential Psychotherapy (1980) Yalom bu eserinde, bireyin kimlik ve benlik algısının çoğunlukla çevresindekilerin yansımalarıyla şekillendiğini ve gerçek “öz”e ulaşmanın zorluğunu anlatır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Zihnimde kitaplarda bulabileceğim hiçbir şeyi taşımıyorum. Üniversite eğitimi birçok gerçeği öğrenmek değil, kişilere düşünmeyi öğretmek içindir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
42
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tayfun Türkmen
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce ÇevrimiçiÜcretsiz29 Mayıs
Tamamlayıcı Tıpta Yeni Ufuklar: İnovatif Yaklaşımlar Konferansı
29 Mayıs 2025 21:00 tarihinden 29 Mayıs 2025 22:00 tarihine kadar.

Modern tıp uygulamalarına entegre edilen tamamlayıcı yaklaşımlar, sağlıkta inovasyonun en dinamik alanlarından biri hâline geldi.

🔹 MİNTEK Derneği olarak; tıpta dönüşümün kapılarını aralayan bir canlı yayına imza atıyoruz.
🎙️ Moderatör: Prof. Dr. Ali AYYILDIZ
🎙️ Konuşmacı: Dr. Murat YILDIZ

🗓️ Tarih: 29 Mayıs 2025, Perşembe
🕘 Saat: 21:00 (TSİ)
📍 Canlı Yayın Adresi: www.mintekder.com/tv
Soru-Cevap Etkileşimi Canlı

➡️ Bilimsel zeminde, yenilikçi tedavi perspektiflerine ışık tutacak bu konferansı kaçırmayın!
📧 Sorularınız için: [email protected]

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2014 11 dk.

Önceki yazılarımızda Hardy-Weinberg Dengesi'ni tanımladık ve sonrasında bu dengenin kurallarını bozarak, matematiksel analizlerimizi ideal popülasyonlardan gerçek popülasyonlara doğru genişletmeye başladık. Bir önceki yazımızda, mutasyonların tek başına evrimin ana mekanizması olamayacağını, çünkü bunu başarabilmek için çok seyrek meydana geldiklerini ve yarattıkları değişimin oldukça sınırlı olduğunu gördük. Şimdi, Hardy-Weinberg Dengesi'nin bir diğer kuralını bozarak, ortaya çıkan durumu matematiksel olarak analiz edeceğiz. Öncelikle, bu dengenin kurallarını tekrardan hatırlayalım:

Kırmızıya boyadığımız kısımdan da görebileceğiniz gibi, artık Doğal Seçilim'i popülasyonlarımıza dahil ederek Hardy-Weinberg Dengesi'nin bundan nasıl etkilendiğine bakmaya başlayabiliriz. Fakat öncelikle bunu neden yaptığımızı anlayarak başlayalım.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Taha Kurt
Taha Kurt
125K UP
İnceleyen10 7 Kasım 2021
Edison ve Tesla'yı seviyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.
9.9/10
(9 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Current War
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Beril Dursunkaya
Çeviren 14 Kasım 2013 2 dk.

Ouennsland’daki ünlü Riversleigh World Heritage Alanında, dev etçil ornitorenklerden bir metre uzunluğunda (şimdiye kadar bulunanlar içinde en büyüğü), nesli tükenmiş bir ornitorenk bulundu. Yaşayan türlerin aksine, onunla birlikte çevresindeki göllerde yaşayan çok çeşitli hayvanları öldürme ve yeme işlevi gören dişleri vardı. 

Obdurodon tharalkooschild adı verilen yeni tür, henüz tarihlendirilmemiş ancak 5-15 milyon yaşında olduğu tahmin edilen bir katmanda bulunan bir dişten saptandı. Bu keşif, Columbia Universitesinde PhD adayı ve UNSW eski şeref öğrencisi Rebecca Pian ve UNSW Biyolojik Dünya ve Çevre Bilimleri Okulundan Prof. Mike Archer ve Doç. Suzanne Hand tarafından yapıldı ve araştırma Journal of Vertebrate Palaeontology dergisinde yayınlandı. Baş yazar Bayan Pian şöyle diyor:

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur 25 Kasım 2020 Sen de Cevap Ver

XX dişi, XY erkektir.

Cinsiyet kromozomları cinsiyet dışındaki bilgiler de taşır. Bu ayrıntıya girmeden önce kromozomların ne olduğunu özetleyelim: Kromozomlar hücrelerimizin genetik materyalidir. Kromozomlarda bilgi taşıyan yapılar olan çok sayıda gen bulunur.

Cinsiyet kromozomları, cinsiyetin yanı sıra başka bilgiler içeren genler de taşırlar. X kromozomunun yaklaşık 800-900 geni varken, Y kromozomunun 60-75 geni vardır. X kromozomu fetüsün hayatta kalması için zorunlu olan genler ihtiva eder. Bu yüzden fetüsün hayatta kalması için en az bir X kromozomu taşıması şarttır. Yani YY kromozomlu bir bebek, süper bir erkek değil, yaşama şansına sahip olmayan bir bebek demektir.

Tüm Reklamları Kapat

İnsanlarda toplam 20 bin gen vardır. X kromozomu bireyin hayatta kalması için gereken DNA’nın yaklaşık %5’ine sahipken, Y kromozomu %2’sine sahiptir. Buradan da anlaşılacağı gibi X kromozomu taşımayan bir bebeğin hayatta kalması mümkün değildir.

X kromozomu, bir protein olan distrofin oluşumundan sorumlu olan (DMD olarak bilinen) bir gene sahiptir. İskelet ve kalp kaslarının oluşumu için distrofin gereklidir. Kasları güçlendiren ve hasardan koruyan DMD beyin hücrelerinin sinirlerinde de az miktarda bulunur.

Diğer bir önemli gen ise CYBB genidir. Bu, sitokrom b-245 olarak bilinen bir proteinin oluşumunu sağlar. Bu protein, bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan NADPH oksidaz adı verilen enzimin oluşumu için gereklidir. Bunlar Y kromozomunda eksik olan birkaç genden ikisidir.

Ancak bir zamanlar Y kromozomunun bu genlerden yoksun olmadığını biliyoruz. 300 milyon yıllık evrim sürecinde Y kromozomu, genlerinin %95’ini kaybetmiştir. (Bunun nedenini başka bir makalede ele alacağız.) Açıkça görüldüğü gibi bu genleri taşımayan bir bebeğin hayatta kalması mümkün değildir. Bu nedenle her insanda en az bir X kromozomu olması zorunludur.

601 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Olağanüstü Kanıtlar. Erkeklerin Neden X Kromozomuna Ihtiyacı Vardır?. (25 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 25 Kasım 2020. Alındığı Yer: olaganustukanıtlar.com | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Kaan Güler
Kaan Güler
101K UP
Üye
Sonuna kadar katılıyorum evrim ağacı bulunmaz bir nimet gibi
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close