Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Ağustos 2021 19 dk.

Her ne kadar Akdeniz Ormanları gibi yangına-bağlı ekosistemler milyonlarca yıldır doğal nedenlerle, düzenli olarak yanıyor olsa da (ve bu, o ormanlar için sağlıklı bir durum olsa da), günümüzdeki yangınların ezici çoğunluğunun nedeni, doğrudan doğruya insanlar veya insan-kaynaklı dolaylı nedenlerdir.

Daha önceden izah ettiğimiz üzere, bir yangının başlayıp başlamayacağını belirleyen 3 faktör vardır ve bunlara ateş üçgeni adı verilir:[1]

90
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Türü
Alper Kaan Selçukoğlu
Türü Ekleyen 6 gün önce
Titanoboa, soyu tükenmiş dev yılanları kapsayan ve günümüzde bilinen en büyük yılan türünü barındıran bir yılan cinsidir. Titanoboa cinsi, modern boalarla aynı familyada (Boidae) yer alır ve onlarla benzer anatomik özellikler taşır; ancak boyut açısından onları çok büyük ölçüde aşar. Cinsin bilinen tek türü olan Titanoboa cerrejonensis, yaklaşık 13 ila 14 metre uzunluğa ve 1 ton ağırlığa ulaşabilen devasa bir yapıya sahiptir.
2
Meltem Çetin Sever
Yazar 17 Ocak 2019 7 dk.

Richard Feynman (11 Mayıs 1918–15 Şubat 1988) deyince herkesin aklına 20. yüzyılın en iyi fizikçilerinden biri gelir. Nobel ödüllü Feynman’ın bilime olan katkıları çok fazla ve son derece değerlidir.

Feynman çok iyi bir fizikçi olduğu kadar çok iyi bir eğitmendir de. Feynman’ın prensiplerinden biri şudur: Eğer bir konuyu bir öğrencinin anlayabileceği kadar basit bir dille anlatamıyorsanız, o konuya tam olarak hakim değilsiniz demektir. Feynman ezberci yöntemlere karşıydı, basit ve berrak bir düşünme yöntemiyle öğretmeye çalışırdı. Dilinin ve derslerinin eğlenceli olması onu çok sevilen bir öğretmen yapmıştır. Feynman’ın öğrenme ve öğretme yöntemleri hala çok popülerdir. Richard Feynman’ın ilginç yönlerinden biri de müzik ve resim sanatıyla pratik olarak ilgilenmiş olmasıdır.

142
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Görkem Öge
Toprak Mühendisi 2 gün önce Sen de Cevap Ver

Sizi aydınlatabiliriz. Ama sizi, öncelikli olarak aydınlatmamız gereken konu, bilimin nasıl bir disiplin olduğunu hatırlatmak.

Nette, sosyal medyada, bin bir çeşit ortamda paralel evrenler üzerine haberler, makaleler, bin çeşit şey söyleniyor. Eminim görmüşsünüzdür. Şimdi ben size "Paralel evrenler yok" desem, söylediğim size ikna edici gelecek mi? Muhtemelen hayır. Çünkü benim bu söylediğim, sizin gördüğünüz 100 ayrı "var diyormuş gibi görünen" bilginin 1'i kadar.

Öncelikle bu konuda okuduklarınızın hepsinin, aslında "hipotez" olduğunu fark etmeniz gerekli. Aslında hipotez bile sayılmaz da hadi öyle diyelim. Bu ne demek? Bu şu demek: Bugüne kadar, paralel evrenlerin varlığı üzerine tek bir bilimsel kanıt, gösterge, deney yoktur. Bu durumda hiç kimse, "paralel evrenler vardır" diyemez. Ve bilimde, bir şeyin varlığını iddia eden, onu kanıtlamakla yükümlüdür. Ve ortada bu yönde bir çalışma dahi olmadığı için mevcut durumda ve bugün "Paralel evrenler var mı yok mu bilmiyoruz" demek zorundayız. Zaten hiç kimse, paralel evrenler vardır demiyor. Diyemez de. Ve gerçekten bilime ilgimiz varsa, bir bilimsever olmak istiyor isek, temel bilimsel gereklilikleri, bilimsel yöntemi öğrenmek ve kabullenmek zorundayız.

Tüm Reklamları Kapat

Ben, "Paralel evrenler yoktur" dersem, varmış gibi konuşan milyonlarca insandan daha haklıyımdır. Çünkü bir hipotez üzerine bir gözlem, kanıt, çalışma, deney sonucu yok ise, ona, en azından bugün ve bu şartlar altında "Bilmiyoruz" demek zorundayız. Eğer benim "Yoktur" söylemimin yanlış olduğunu iddia eden biri varsa, bir kanıtla, deneyle, gözlemle gelmek zorunda.

Bu bağlamda, sizin sorduğunuz "Çoklu Evrenler teorisi, ne kadar doğru olabilir?" sorusu da bilimsel nitelikli bir soru değil. Birincisi çoklu evrenler bir teori değil. Ortada bir gözlem, deney yok. Bilimsel yönteme göre gözlemsiz ve deneysiz teori olmaz. Teori kelimesinin halk arasındaki anlamı ile bilimdeki anlamı farklıdır. Ben size, bizden milyonlarca ışıkyılı uzaktaki bir gezegende yaşayan, kırk metre boyundaki karıncaların oluşum süreçlerini teorileştirebilirim. Ama söylediğim herşey bir teori gibi görünse de aslında fantezidir. Neden? Çünkü elimde bir gözlem, deney, veri yok. Tanrının varlığı teorisi diye bir teori var mı? Yok. Tanrının varlığı, bilimsel olarak bir hipotez. Çünkü gözlem ve deney yok bunun üzerine. Bu nedenle de ulu yaratıcı kavramı bir inanç. Bilimsel bir konu değil. Bilimde bir şey ya gerçektir ya değildir. Evrim ya vardır, ya yoktur. Ne kadar vardır, ne kadar yoktur diye bir soru olamaz. "Evrim teorisi ne kadar doğrudur" diye bir soru olaiblir ama bu soru da "Evrim var mıdır yok mudur?" sorusu ile ilgili değildir. Evrim vardır, bu kesin. Teorisi ne kadar doğru? Bu ayrı bir soru. Paralel evrenler ya vardır ya yoktur. "Teorisi ne kadar dorudur?" diye sormak, onun varlığından emin olmadığımız için belirsizdir. Bu nedenle de bu soruyu sormak pek bilimsel ya da akla uygun olmuyor. Zaten bu soruyla, paralel evrenler teorisi, %71 doğru olsa, bu "Paralel evrenler vardır" anlamına mı gelir? Hayır. %99 doğru olsa bile yetmez.

Bu konu, bilimsel olarak incelenecekse, önce gözlem lazım. Gözlem yapacağız, sonra onu hipoteze dökeceğiz, sonra deney ve verilerle test edeceğiz. Bunu da yapamadığımıza göre, paralel evrenler "teorisi" bir fantezidir. Bunu da konuşabiliriz, bir mahsuru yok elbette. Hatta hayli keyifli bir konu. Ama bilimsel olarak "biz fantezi" olduğunun farkında olarak konuşmalıyız. Ama işte sayısız ortam, paralel evrenler kesin varmış da nasıl oluştular, özellikleri ne, neredeler falan diye konuşuyor. Aslında söylenenlerin hepsi ama hepsi birer fantezi.

Bilimde önce bir gerçek gözlemlenir. Sonra o gözlem bir hipotezle açıklanır. Sonra o hipotez deneylerle test edilir. Eğer yanlışlanmıyorsa zenginleşir ve bir teoriye dönüşür. Sonrasında da başka deneylerle ve gözlemlerle denenmeye ve "çürütülmeye çalışılmaya" devam eder. Paralel evrenler üzerine hiç ama hiç bir gözlem söz konusu olmadığı için bunun varlığını konuşmak bile, bilimsel olarak tamamen fantezidir. Bu nedenle de söylenenlerin ne kadarının doğru olduğu da pek de anlam barındırmaz.

Tüm Reklamları Kapat

Bir bilimsever ve bilime güvenen bir insan olarak, bilimsel metotla incelenmeyen ve modern bilim esaslarına uygun olarak bilgiye dökülmeyen hiç bir şeye bilimsel bakmam ve söylenenlere güvenmem. Bu konulara felsefe, sanat, ahlak, mantık gibi diğer disiplinler ile yaklaşırım. Olması gerekenin bu olduğunu düşünüyorum. Size de önerim, karşınıza gelen bilgilere, olgulara, söylemlere, iddia edilenlerin doğası paralelinde yaklaşmanızdır. Aksi halde yanılgıya düşeriz. Hayli kalabalık kitlelerin düştüğü gibi.

Umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Çalışmalarınızda başarılar ve keyifli okumalar dilerim.

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Özmeral
Ege Özmeral
179K UP
Yazar 2 Ekim 2020 10 dk.

Kütle, fiziğin en temel kavramlarından biridir. Newton fiziğinde kütleyi eylemsizlikten ve kütleçekim kuvvetinden sorumlu olarak ele alırız. Özel Görelilik ile gördük ki kütle ve enerji birbiriyle sandığımızdan çok daha bağlantılıdır ve birbirlerine dönüşebilirler. Genel Görelilik'e geldiğimizde ise kütleyi tanımlamak çok daha zor hale geldi. Parçacık fiziğinde, parçacıkların kütlesini Higgs alanı ile açıklarız. Kısacası kütle, fiziğin olmazsa olmazıdır ve pek çok farklı şekilde karşımıza çıkabilir.

Bu yazımızda, Newton fiziği içerisinde kütleden, zayıf eşdeğerlilik ilkesinden ve Genel Görelilik'in temelini oluşturan Einstein'ın eşdeğerlilik ilkesinin kütle açısından önemli sonuçlarından bahsedeceğiz.

73
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Şule Ölez
Çeviren 9 Ocak 2014 5 dk.

Bilim insanları farelere yapay anılar yerleştirildiğini açıkladılar. Konu üzerinde çalışan bir ekip, farelerin tehlikesiz bir ortamı farklı bir çevrede edinilen daha önceki nahoş bir deneyimle hatalı bir şekilde ilişkilendirmesini sağladı. Araştırmacılar bir sinir hücresi ağını ışığa tepki vermek üzere koşullandırdılar, böylece farenin nahoş ortamı hatırlamasını sağladılar. Science dergisindeki habere göre, araştırmacılar, çalışmanın insanlarda yapay (yaşanmamış) anıların nasıl oluştuğuna bir gün ışık tutabileceğini söylediler.

Genetik yapısı değiştirilmiş farelerin beyinlerine ışık sinyalleri gönderebilmek için optik fiberler yerleştirildi. Optogenetik olarak bilinen bu teknik, her bir sinir hücresinin ışığa cevap vermesini sağlıyor.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Ece Müker
Ece Müker
499K UP
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce İstanbul₺450,00 - ₺650,009 Mayıs
Takımyıldızları Tiyatro Oyunu
09 Mayıs 2025 20:30 tarihinden 30 Mayıs 2025 20:30 tarihine kadar.

Takımyıldızları Tiyatro Oyunu
 

9-16-23-30 Mayıs Cuma 20:30
 

Yaş Sınırı: 18+

Minoa ve KAOS işbirliğiyle sahnelenen Takımyıldızları, Özge Erdem ve Kemal Kayaoğlu’nun heyecan verici performansıyla sezon boyunca Beyoğlu'nun en değerli mekânlarından Tarihi Meşrutiyet Binası'nda yer alan Minoa Pera'da!

"Hadi bir şeyler içmeye gidelim! Burada ne yapıyoruz ki zaten. Bir kadeh. Eğer bir daha görüşmek istemezsen, görüşmeyiz."

Tek ilişki. Sonsuz olasılık.

İngiliz yazar Nick Payne'in yaratıcı kaleminden çıkan Takımyıldızları, bir partide tanışan iki insan arasındaki romantik ilişkinin paralel evrenlerdeki farklı yaşamlarını anlatıyor. Oyun, çiftin hayatta yaptığı veya yapmadığı her seçimi, aldığı veya almadığı her kararı aynı anda gösteriyor.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Çeviren 1 Ağustos 2018 16 dk.

Bilim insanları uzun süredir filozofları uğraştıran bir gizemi açığa çıkarmaya başlıyor.

Bilinç, deneyimlediğiniz her şeydir. Kafanızdan atamadığınız o şarkıdır, çikolotalı musun tatlılığıdır, dişteki zonklayan ağrıdır, çocuğunuza duyduğunuz coşkun sevgidir ve tüm duyguların zaman içinde sona ereceğine dair o meşum bilgidir.

143
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Nisan 2015 3 dk.

Yatay gen transferi, bir tür içinde gerçekleşen ve atalardan yavrulara doğru gerçekleşen ‘dikey’ (anne-babadan yeni nesile doğru olan) gen aktarımından farklı bir DNA aktarım mekanizmasıdır. DNA’nın, aynı veya farklı türler arasında atasal olmayan biçimde, bir bireyden bir diğerine ya da bir türden bir diğerine geçişine ‘yatay gen aktarımı’ adı verilmektedir. Evrim mekanizmalarından biri kabul edilen Yatay Gen Aktarımı sayesinde, örneğin bir bakterinin DNA'sı, yakınındaki bir bitki hücresine geçerek bitkinin DNA'sı içine yerleşebilir. Bitki kendi DNA’sını kopyalayıp yeni nesillere aktarırken, bakteriden yatay olarak aktarılmış gen bölgesini de kopyalayarak, yeni nesil bitkilere aktarabilir. Eğer bakteriden bitkiye aktarılmış bir gen, bitki için “faydalı” ise, Doğal Seçilim tarafından ayıklanmadan korunabilir. Bu araştırmada da, bu mekanizmanın ilginç örneklerinden birisi görülüyor. 

Bilim insanları, antibakteriyel bir gen ailesinin, yaşam ağacının tüm dalları arasında yatay gen aktarımı/transferi yoluyla "dolaştığını" gösterdiler. Çalışma, yeni antibiyotik ilaçların keşfi için, yaşam ağacının gözardı edilmiş mikropları olan arkelerden yararlanılabileceğini öneriyor. 

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Emel Bayram
Emel Bayram
80K UP
Gözlemi Yapan 5 gün önce Türkiye
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ege Özmeral
Ege Özmeral
179K UP
Yazar 10 Ocak 2021 14 dk.

Newton fiziğinde kütleyi nasıl ele aldığımızdan daha önce bahsetmiştik. Newton fiziği, her ne kadar günlük hayatımızda işimize yarasa da ışık hızına yaklaştıkça yanlış tahminlerde bulunmaktadır. Bu tarz durumlarda, Newton fiziğinin çok daha genel bir hali olan özel görelilik teorisini kullanmamız gerekir.

Özel görelilik teorisi, 1905 yılında Einstein tarafından ortaya atıldığında uzay ve zaman anlayışımız üzerinde devrimsel bir değişim yarattı. Uzay ve zaman dediğimiz kavramların, sezgilerimizin bize söylediğinin aksine, değişmeyen mutlak şeyler olarak değil; ama farklı hızlardaki gözlemciler tarafından farklı ölçülen kavramlar olduğu ortaya çıktı. Dahası görelilik, sadece uzay ve zaman hakkındaki sezgilerimizin değil, ama aynı zamanda kütle hakkındaki sezgilerimizin de yanlış olduğunu bize gösterdi.

103
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Galaksi Savaşları: M81 ve M82

Sol üst köşede mavi kollarla çevrilip kırmızı bulutsularla bezenmiş M81 sarmal galaksisi yer alıyor. Sağ alt köşede ise ortasından geçen parlak bir çizgiyle belirginleşmiş ve kırmızımsı parlayan gazlarla çevrili bir düzensiz galaksi olan M82 bulunuyor. Bu nefes kesici manzara, iki dev galaksinin yaklaşık bir milyar yıldır süregelen kütleçekimi savaşını gözler önüne seriyor. Her yüz milyon yılda bir gerçekleşen yakın geçişler esnasında her bir galaksinin kütleçekimi, diğerini dramatik biçimde etkiliyor. Bu yakın geçişlerden sonuncusu sırasında M81'in etrafında büyük ihtimalle M82'nin kütleçekiminin sebep olduğu düşünülen yoğunluk dalgaları meydana geldi ve bu dalgalar da M81'in sarmal kollarının bugünkü zengin yapısının temellerini atmış oldu. Öte yandan, M81'in M82’de bıraktığı şiddetli yıldız oluşum bölgelerinin ve çarpışan gaz bulutlarının enerjik ortamı da galakside X ışınları parlamalarına yol açmış durumda. Bu büyük savaş, Dünya'dan bakıldığında yuvamız Samanyolu Galaksisi'nde yer alan ve hakkında henüz çok az şey bilinen, yayılmış gaz ve toz bulutlarından oluşmuş bir Bütünleşmiş Değişen Bulutsu'nun (İng: “Integrated Flux Nebula”) soluk parıltısı içerisinden görülmekte. Gelecek birkaç milyar yıl içerisinde ise bu iki galaksiden geriye yalnızca bir galaksi kalacak.

7 Mayıs 2025 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Collaborative Astrophotography Team (CAT)
Çeviren: M. Azad Ülmez
Çeviri Editörü: Tolunay Dündar

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
71K UP
İnceleyen 4 gün önce
Aşkı çok güzel bir dille yazan , tasvirler ile dolu olan , okurken aynı zamanda sevmek üzerine düşündüren güzel bir eser .
9.5/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cem Ergünay
Çeviren 2 gün önce 6 dk.

Büyük gıda şirketleri ve yatırımcılar, Ozempic ve diğer benzer kilo verme ilaçlarının milyonlarca insana ulaşmasını, Amerika'nın diyet endüstrisini altüst etmesini ve tüketicilerin nasıl besleneceği konusunda yeni sorular ortaya çıkarmasını sessizlikle izliyorlar.

Campbell Soup'tan Conagra Brands'e gıda üreticilerinin yöneticileri, ekiplerin tüketici davranışlarını değerlendirmeye ve bu davranışlara nasıl karşılık vereceklerine dair beyin fırtınası yapmaya başlamasıyla birlikte yatırımcılardan ilaçların potansiyel etkisi hakkında sorular almaya başladıklarını söyledi.

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Ayşenur Ela
Ayşenur Ela
20K UP
2 gün önce
6/10
9.1/10
(7 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close