Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Plastik, İşe Yarar Bir Şekilde Geri Dönüştürülebilir Bir Malzeme Değildir!

İnsanlığın Ürettiği 6.3 Milyar Ton Plastiğin Sadece %91'i Geri Dönüştürülmedi - Sadece %99'u Birden Fazla Kez Geri Dönüştürülemedi!

Plastik, İşe Yarar Bir Şekilde Geri Dönüştürülebilir Bir Malzeme Değildir! The New York Times
30 dakika
27,320
Evrim Ağacı Akademi: İklim Değişimi Yazı Dizisi

Bu yazı, İklim Değişimi yazı dizisinin 3. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Karbondioksit ve Metan Gibi Sera Gazları, Küresel Isınmaya Tam Olarak Nasıl Sebep Oluyor?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Plastik adı verilen insan yapımı polimerlerin çok sayıda günümüzde birçok faydası ve çok sayıda kullanım alanı vardır.[1] Bunların detaylarını buradan okuyabilirsiniz. Bu yazımızda, plastiğin faydaları veya genel olarak zararlarından değil, plastiklerle ilgili çok spesifik ama son derece yaygın bir yalandan söz edeceğiz: Plastiklerin diğer ürünler kadar veya sınırsız geri dönüştürülebilir bir malzeme olduğu yalanından... Bunun neden bariz bir yalan olduğunu anlamak için, çok basit birkaç istatistik verebiliriz:

  1. 1950-2015 yılları arası insanlık, yaklaşık 8.3 milyar ton (veya 8.3 trilyon kilogram) plastik üretmiştir; bunların 6.3 milyar tonu (%76) plastik atığa dönüşmüştür; bu plastik atıkların sadece %9'u geri dönüştürülebilmiştir; sadece %1'i birden fazla kez geri dönüştürülebilmiştir.[2]
  2. Sadece 2015 yılında Dünya'da üretilen bütün plastiklerin %80.5'i geri dönüştürülmemiştir. Bunun yerine %25.5'i yakılarak atmosfere verilmiş, %55'i ise arazi doldurmada kullanılmıştır - ki bunların her ikisi de iklim değişimini hızlandıran faktörlerdir.[2], [3]
  3. OECD'ye göre Türkiye'de de atıkların sadece %9-10 kadarı, TÜİK'e göreyse %10-12 kadarı geri kazanım tesislerine gönderilmektedir.[4], [5] Ancak Çukurova Üniversitesi ve Mikroplastik Araştırma Grubu'ndan Doç. Dr. Sedat Gündoğdu'nun aktardığına göre, örneğin 2015 yılında Türkiye'de plastiklerin sadece %1'i geri dönüştürülmüştür.[6]
  4. Türkiye, kendi plastiğiyle baş edemiyor olmasına rağmen dış ülkelerden plastik ithal ederek, Çevre Mühendisleri Odası'nın tabiriyle "ABD'nin çöplüğü olma yolunda ilerlemektedir".[4]

Eğer geri dönüştürülen plastiğin, üretilen toplam plastiğe oranını görmek isterseniz, aşağıdaki grafiği inceleyebilirsiniz:

Tüm Reklamları Kapat

Grafik, soldan sağa okunmaktadır. En soldaki koyu mavi, 8.3 milyar tonluk plastik üretimini göstermektedir. Bunların 2.5 milyar tonu halen kullanımdadır (aşağı ayrılan dal); 5.8 milyar tonu ise 1 kez kullanılmıştır. 1 kez kullanılan bu plastiğin 4.6 milyar tonu sürekli depolama veya arazi doldurma amacıyla bertaraf edilmektedir. 0.7 milyar tonu yakılarak atmosfere verilmektedir. 0.5 milyar tonu geri dönüştürülmektedir. Geri dönüştürülen kısmın sadece 0.1 milyar tonu halen dolaşımdadır. Geri kalan 0.4 milyar tonun 0.1'i dönüştürüldükten sonra yakılmaktaıdr. 0.3 milyar tonu ise geri dönüştürüldükten sonra arazi doldurma amaçlı doğaya atılmaktadır.
Grafik, soldan sağa okunmaktadır. En soldaki koyu mavi, 8.3 milyar tonluk plastik üretimini göstermektedir. Bunların 2.5 milyar tonu halen kullanımdadır (aşağı ayrılan dal); 5.8 milyar tonu ise 1 kez kullanılmıştır. 1 kez kullanılan bu plastiğin 4.6 milyar tonu sürekli depolama veya arazi doldurma amacıyla bertaraf edilmektedir. 0.7 milyar tonu yakılarak atmosfere verilmektedir. 0.5 milyar tonu geri dönüştürülmektedir. Geri dönüştürülen kısmın sadece 0.1 milyar tonu halen dolaşımdadır. Geri kalan 0.4 milyar tonun 0.1'i dönüştürüldükten sonra yakılmaktaıdr. 0.3 milyar tonu ise geri dönüştürüldükten sonra arazi doldurma amaçlı doğaya atılmaktadır.
Our World in Data

Eğer plastiklerle ilgili bu gerçek sizi şaşırttıysa, sizin durumunuzda olan birçok insanın inandığı plastik geri dönüşüm yalanını daha iyi anlayabilmek için, plastiğin tarihine bir bakış atmamız gerekmektedir.

Plastiklerin Kısa Tarihi

Başlamadan önce, plastiklerle ilgili bilmeniz gereken en önemli detay şudur: Yapay plastikler, bir petrol yan ürünü olarak üretilmektedir. Yani çevrecilikle ilgili ne kadar bela varsa hepsinin ortak şüphelisi, plastik konusunda da karşımıza çıkmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Plastiklerin Doğuşu

İlk sentetik polimer, yani plastik, 1869 yılında John Wesley Hyatt tarafından bir yarışma için icat edildi.[7] Bu yarışmada fil dişinin alternatifini üretene 10.000 dolar ödül verilecekti.[8] Hyatt bu icadı ile büyük popülerlik kazandı, plastik üretimi ve tüketimi hızla artmaya başladı. 1907 yılında, Leo Baekeland tarafından tamamen sentetik bir plastik olan bakalit üretildi. "Tamamen sentetik" terimi, malzemenin sıfırdan insanlar tarafından inşa edildiği, hepsinin laboratuvar şartlarında sentezlendiği anlamına gelmektedir.[9] Baekeland'ın bu icadından sonra plastik endüstrisi müthiş bir hızla gelişmeye başladı.

2. Dünya Savaşı'nda Yükselen Plastik Endüstrisi

Plastikler aşırı ucuz oldukları için, aşırı kolay bir şekilde üretilebildikleri için ve çok kolay bir biçimde şekilden şekle sokulabildikleri için; kısa sürede mutfak eşyalarının, yiyecek ambalajlarının, otomobil gibi sanayi dallarının, tekstil ürünlerinin ve çok sayıda diğer ürünün ana yapıtaşı haline gelmiştir.

Bu hızlı dönüşümde, 2. Dünya Savaşı sırasında değerlerinin anlaşılması ve yaygın olarak üretime geçilmesinin de büyük etkisi olmuştur. Daha önceden metaller veya ametaller gibi malzemelerden üretilen birçok ürün, plastikler sayesinde çok daha ucuza ve çok daha hızlı bir şekilde üretilebilmeye başlanmıştır. Ayrıca 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan hükümeti, savaş gerekçesiyle ve vatanperverlik amacıyla tüm plastik firmalarını birlikte çalışmaya zorlamıştır ve bu alanda bir nevi tekel yaratmıştır. Bu hatanın maliyeti, birazdan daha net göreceğiniz üzere, günümüzde hâlen ödenmektedir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Savaş boyunca daha da zenginleşen petrol firmaları, savaş sonrasında halka pek de aşina olmadıkları plastikleri pazarlayabilmek adına büyük paralar harcadılar.[10], [11] Örneğin günümüzde Plastik Endüstrisi Birliği olarak bilinen, o zamanki adıyla Plastik Endüstrisi Cemiyeti, aklınıza gelebilecek bütün petrol firmalarını, kimya firmalarını, yan sanayiyi ve üreticiden tüketiciye kadar olan tedarik zincirindeki bütün firmaları temsil ediyordu (ve halen etmektedir).[12] Bu birlik, her yıl günümüz parasıyla milyonlarca dolar harcayarak, plastik tüketimini öven ve insanları buna alıştıran reklamlar yaptılar.[13]

Hatta bir dönem plastiklere giderek aşina hâle gelen halk, bu ucuz ürünü oldukça dayanıklı bulduğu için tekrar tekrar kullanmaya başlamışlardı. Birlik, bunun önüne geçmek ve satışlarını artırmak için çok kullanımlık plastiklerin bile tek kullanımlık olduğunu, bunun bir avantaj olduğunu, tüketildikten sonra çok ucuza yenisinin alınmasının gerektiğini söylediler. Birazdan göreceğimiz gibi bunun bazı durumlarda doğruluk payı vardır; ancak o dönemde bu, sadece plastik tüketimini pekiştiren bir pazarlama numarasından ibaretti. Örneğin bebek biberonlarının tek sefer kullanılıp atılması gerektiğini söylediler - ki bu, en azından günümüzdeki plastik biberonlar için geçerli değildir.

Plastik firmaları tarafından yayınlanan "Bir kez kullandıktan sonra yenisini alın!" içerikli reklam örnekleri.
Plastik firmaları tarafından yayınlanan "Bir kez kullandıktan sonra yenisini alın!" içerikli reklam örnekleri.
Climate Town

Plastik Endüstrisine Karşı Yükselen Halk Tepkisi

Burada sorabilirsiniz: "Bu firmalar plastiğin çevreye zararını bilmiyorlar mıydı?" Elbette biliyorlardı; ancak umursamadılar.[2] Neden umursasınlar ki? İçinde yaşadığımız sistem, "çevreyi mutlu etme"yi değil, "firma ve hissedarları için kârı maksimize etme"yi performans kriteri olarak belirlemektedir.[14], [15] Çevreyi umursamak için yeterli teşvik yoktur; var olduğunda da firmalar bu tür akımları sadece halkla ilişkiler değerinden ötürü umursanmaktadır.[16] Dolayısıyla o dönemde plastik endüstrisi, plastiğin çevreye etkilerini umursamadı - ve hala da umurasmıyorlar.[17], [18], [19], [20], [21]

Ancak 1960 ve 70'lerin çevreci akımları, plastiğin çevreyi ne düzeyde tehdit ettiğini görmeye başlamıştı ve hızla organize olarak büyük protestolar düzenlediler. Plastik ve petrol şirketlerini hedef alan bu aktivistler, kısa sürede toplumda plastiklere karşı belli bir farkındalık oluşturmayı da başardılar. Örneğin 1970 yılındaki Dünya Günü Protestosu'na 20 milyon kişi katıldı; yani o zamanki tahminlere göre her 10 Amerikalıdan 1'i bu protestolarda yer aldı![22]

Geri Dönüştürülebilir Plastik Yalanının Doğuşu

Plastik firmaları, bu gidişattan rahatsız olup, kendilerine çekidüzen vermek yerine, yeni bir yalanı pazarlamaya başladılar. Söyledikleri yalan, plastiklerin geri dönüştürülebilir olduğu ve eğer halk plastik geri dönüşümüne önem verirse plastik kirliliğinin son bulacağı yalanıydı... Yalan söylemeyi seçtiler, çünkü yalan içerikli reklamlar yapmak sadece birkaç milyon dolara mâl oluyordu; ancak plastik teknolojisini çevre dostu yapmak muhtemelen milyarlarca, belki uzun vadede trilyonlarca dolara mâl olacaktı.

Tüm Reklamları Kapat

İleri sürdükleri yalan, büyük oranda işe de yaradı: İnsanlar, kitleler halinde plastik toplayıp onları geri dönüştürme kutularına atmaya başladılar. Birçok ülkede ve şehirde plastik geri dönüşüm yasaları geçirildi.

Plastik Endüstrisi bu süreci oldukça sinsi hamlelerle yönetiyordu: Örneğin 1988 yılında Amerika'daki 40 eyalette geçirdikleri bir yasa ile, üretilen bütün plastiklere, ortasında bir sayı olan bir "geri dönüşüm sembolü" basmayı zorunlu hale getirdiler. Ama bu, tamamen yanıltma amaçlı bir hamleydi!

Gerçek geri dönüşüm sembolü
Gerçek geri dönüşüm sembolü
Wikimedia

Gary Anderson tarafından 1970'lerde telif hakkı olmaksızın üretilen, dolayısıyla dilediğiniz gibi kullanabileceğiniz meşhur geri dönüşüm sembolünün yukarıda görebileceğiniz 3 okunu aldılar, tasarımını birazcık değiştirdiler ve ortasına bir sayı bastılar:[23], [24]

Böylece plastiklerin hepsi geri dönüştürülebilirmiş gibi bir algı yarattılar, çünkü hepsinde aynı üç ok sembolü vardı. Birçok insan, kısa sürede bu yalana kanıp, bu sayının plastiğin kaç kez kullanılabileceğini veya ne kadar kolay geri dönüştürülebildiğini sembolize ettiğini sanmaya başladı.[25], [26] Halbuki gerçekte olanın, bununla alakası bile yoktur!

Tüm Reklamları Kapat

Plastikler üzerindeki geri dönüşüm sembolünün ortasındaki sayı, plastiğin üretildiği malzemeyi gösteren bir sayıdır. Buna, Reçine Belirleme Kodu denmektedir. Örneğin 1 sayısı, polietilen tereftalat olarak bilinen bir polimere karşılık gelmektedir. Siz onu kısaca PET olarak biliyor olabilirsiniz - ki "PET şişe" lafı da işte buradan gelmektedir. Her bir sayının ne anlama geldiği ile ilgili olarak buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.

Ama bunların hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, siz o işareti gördüğünüzde, o plastiğin "geri dönüştürülebilir" olduğuna ve o plastikleri mavi çöp kutularına attığınızda "çevreci" olduğunuza inanmanızdır. Bunu biz söylemiyoruz! Plastik Endüstrisi Cemiyeti Başkan Yardımcısı Larry Thomas söylüyor:[25]

Eğer halk, geri dönüşümün işe yaradığını düşünürse, o zaman çevre üzerine pek kafa yormayacaklardır.

Plastik, Sandığınız Kadar Geri Dönüştürülebilir Değildir!

Bu, dev firmaların iklim ve çevre kriziyle ilgili sıklıkla söylediği bir yalandır: "Sorumlu sizsiniz. Suçlu sizsiniz. Bunu siz çözebilirsiniz." Halbuki o geri dönüşüm çöpleri büyük oranda bir illüzyondur.[27], [28] Geri dönüşüm kutularına attığınız plastiklerin en fazla %8-9 kadarı geri dönüştürülebilmektedir; çünkü plastiklerin neredeyse hiçbiri geri dönüştürülebilir değildir.[2], [29], [30]

Dahası, "geri dönüşüm" lafı da oldukça muğlak bir terimdir: Örneğin 2013 yılında üretilen 78 milyon tonluk plastik atığa ne olduğunu araştıran bir çalışmada, atıkların %40'ının arazi doldurmak için kullanıldığı, %32'sinin plastik toplama sistemlerinden, mesela çöplerden düşerek doğaya geri karıştığı, %14'ünün yakılarak atmosfere verildiği, %4'ününse geri dönüşüm işlemi sırasındaki sorunlardan ötürü geri dönüştürülemediği görüldü. Bunların toplamı %90'dır. Geriye kalan %10'luk kısmın %8'i, daha düşük kaliteli plastik olarak geri dönüştürüldü. Buna "aşağı döngü" (İng: "downcycle") denmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
SÜREGELEN DEVRİM

Kadın hakları hareketinin ortaya çıkışından bu yana, dünyanın birçok yerinde, cephede muazzam mesafeler kat edildiği bir gerçek. Gelgelelim, halen çocuk yaşta evlendirilen, seks köleliğine zorlanan, sürüklenen, zorla çalıştırılan, tecavüzün savaş silahı olarak kullanıldığı çatışma bölgelerinde sıkışıp kalan, okula gitmesi, hatta özel yaşamlarında kişisel tercihleri engellenen kadınlar ve kız çocukları bulunuyor.

Süregelen Devrim, tüm dünyadaki kadın ve kızların temel haklarını elde etmesi için birçok alanda sürdürülen küresel mücadelenin öyküsünden çarpıcı fotoğraflar çekiyor. Bu çok yüzlü öykünün coğrafyası, tecavüze uğrayan kadınların hak arama mücadelelerinin eril bürokrasinin umursamazlığına tosladığı ABD’den, Arap Devriminin büyük umutlar uyandırdığı, ancak bu siyasi devrimlerin kadın ve çocuk yaştaki kızların temel haklarını elde etmesi için yetersiz kaldığı, hatta bu hakları daha da kırpma ihtimali doğurduğu açıkça ortaya çıkan Ortadoğu’ya dek uzanıyor.

Küresel kadın hakları hareketinin ve uluslararası insan hakları söyleminin modern kökenlerini ve son otuz kırk yıldır dünya genelinde kadın ve çocuk yaştaki kızların hayat koşullarında yaşanan ilerleme ve gerilemeleri mercek altına aldığımız bu kitapta, kadınların mülk hakları, savaş suçu olarak tecavüz, silahlı çatışmanın kadın ve çocuk yaşlarındaki kızlar üzerindeki etkileri, göçmen kadınlara yönelik şiddet, ev işçilerinin hakları gibi acil çözüm bekleyen kadın hakları sorunları masaya yatırılıyor.

Kadınların mücadelesi, süregelen devrimle başarının basamaklarını tırmanıyor.

Devamını Göster
₺200.00
SÜREGELEN DEVRİM
  • Dış Sitelerde Paylaş

2013 yılındaki 78 milyon ton plastik atığın sadece %2'si efektif olarak geri dönüştürülebilmiştir. %4'ü geri dönüşüm sürecinde kaybedilmiş, %8'i öncekinden daha düşük kaliteli bir üretimde kullanılmış, %14'ü yakılmış, %32'si toplama sistemlerinin dışına sızarak doğaya geri dönmüş, %40'ı arazi doldurmada kullanılmıştır.
2013 yılındaki 78 milyon ton plastik atığın sadece %2'si efektif olarak geri dönüştürülebilmiştir. %4'ü geri dönüşüm sürecinde kaybedilmiş, %8'i öncekinden daha düşük kaliteli bir üretimde kullanılmış, %14'ü yakılmış, %32'si toplama sistemlerinin dışına sızarak doğaya geri dönmüş, %40'ı arazi doldurmada kullanılmıştır.
Oceana

Halbuki ideal bir geri dönüşüm hayalinde, geri dönüştürülen malzemenin kalitesini yitirmemesi, tekrar tekrar dönüştürülebilmesi arzulanır. Maalesef bu, plastikler için mümkün değildir. Öncekiyle eşit sayılabilecek kalitede geri dönüşüm, sadece %2'lik kısma uygulanabildi. Dolayısıyla eğer "geri dönüşümü" sadece eşdeğer veya daha üstün kalitede bir ürüne dönüşme olarak tanımlarsak, toplanan tüm plastiklerin sadece %2'si gerçek anlamda geri dönüştürülmektedir.[31] Dahası, üretilen plastiklerin %50 kadarı zaten en başından tek kullanımlık olarak veya geri dönüştürülmesi mümkün olmayan malzemelerden üretilmektedir.[32]

İşte bu şekilde değerlendirecek olursanız, o %9'luk geri dönüşümün de büyük oranda bir abartı olduğunu görebilirsiniz. Çünkü bir şey her geri dönüşümde biraz daha kötüleşiyorsa, nihayetinde katı atık olarak doğaya karışacak demektir. Bu da efektif olarak geri dönüştürülemez bir ürün üretmek demektir. Zaten sorun budur: Evet, belki "downcycle" yoluyla o plastiğin 10 yılda değil de 30 yılda doğaya karışmasını sağlarsın, süreci birazcık ötelersin. Ama nihayetinde biz bu plastiği üretiyorsak, er ya da geç o plastik doğayı kirletecek demektir. "Geri dönüşüm" fikrinin sattığı hayalse, bu ürünlerin pratik olarak sonsuza dek başka ürünlerde kullanılabileceği fikridir.

Üstelik işler bu kadarla da kalmıyor. Sıfırdan üretilen plastiğe, "bakire plastik" denmektedir. Günümüzdeki teknoloji çerçevesinde bakire plastik üretmek, geri dönüştürülmüş plastik üretmekten her zaman daha kârlıdır.[33], [34] Dolayısıyla özel teşvikler haricinde bir firmanın geri dönüşüme yönelmesi için hiçbir neden yoktur.[35] Üstelik daha çok petrol çıkarılıp, petrol ürünlerine yönelik teknolojiler geliştikçe, bakire plastik üretmek giderek daha da ucuz hale gelmektedir.[36], [37]

%9 Oranını İyi Anlamak...

Bu %9 oranı, hem zamansal hem konumsal hem de materyal açısından bir "ortalama"dır. Örneğin yıldan yıla geri dönüşüm oranlarına baktığımızda, kademeli bir artış görmekteyiz: Örneğin 2015 yılında bu oran %19.5 düzeyindeydi, ama 2000 yılında %9 idi, 1990'da %2 idi.[38] İşte geri dönüşümün bir PR hamlesi olarak başladığı ilk günden, 2015'e kadar olan geri dönüşüm miktarının ortalamasını aldığınızda, tüm plastiklerin %9 kadarının reel olarak geri dönüştürülebildiği gerçeğiyle yüzleşiyoruz - ve bunların sadece %1'i iki veya daha fazla kez geri dönüştürülebiliyor.

Benzer bir durum, coğrafyaya bağlı olarak da karşımıza çıkmaktadır. %9 oranı bir ortalama olduğu için, %1-2 düzeyinde geri dönüşüm yapan ülkeler de vardır, %30-40 düzeyinde geri dönüşüm yapan ülkeler de mevcuttur. Aşağıdaki tablodan da görebileceğiniz gibi Türkiye, 2010 yılında Dünya'nın en çok plastik atık üreten 12 ülkesinden biri olmasına rağmen, sadece %5'lik bir geri dönüşüm oranına sahipti.

2010 yılında en çok plastik atık üreten 12 ülkenin (ve Avrupa Birliği'nin) geri dönüşüm oranlarına göre sıralaması.
2010 yılında en çok plastik atık üreten 12 ülkenin (ve Avrupa Birliği'nin) geri dönüşüm oranlarına göre sıralaması.
Wikipedia

Elbette her plastik tam olarak %9 oranında dönüştürülüyor diye bir kaide de yoktur; yani malzeme bazında da bir ortalama alınmaktadır. Örneğin en çok dönüştürülebilen PET ve HDPE'nin %28-29 kadarı geri dönüştürülmektedir. Ama örneğin deodorant ve şampuan kutularında yaygın kullanılan polipropilenin %1-2 kadarı geri dönüştürülmektedir. PVC'nin sadece %3'ü geri dönüştürülmektedir. Bunların ortalaması da işte o %9'a karşılık gelmektedir.

2015 yılında üretilen plastik atığın sadece %14'ü HDPE, sadece %11'i PET'ti (grafikte mavi renkli). Mavi, sıklıkla geri dönüştürülebilen plastikleri gösteriyor. Sarı olanlar, kısıtlı olarak geri dönüştürülebilen plastikler. Bunlar, toplamın %39'unu oluşturuyor. Kırmızı olanlar ise hiçbir şekilde geri dönüştürülemeyenler ve plastiklerin %35'ini oluşturuyor. En yoğun üretilen plastik olan LDPE pratik olarak hiç dönüştürülmüyor.
2015 yılında üretilen plastik atığın sadece %14'ü HDPE, sadece %11'i PET'ti (grafikte mavi renkli). Mavi, sıklıkla geri dönüştürülebilen plastikleri gösteriyor. Sarı olanlar, kısıtlı olarak geri dönüştürülebilen plastikler. Bunlar, toplamın %39'unu oluşturuyor. Kırmızı olanlar ise hiçbir şekilde geri dönüştürülemeyenler ve plastiklerin %35'ini oluşturuyor. En yoğun üretilen plastik olan LDPE pratik olarak hiç dönüştürülmüyor.

Plastikler arası bu geri dönüştürülebilirlik farkı da halkı manipüle etmekte kullanılan yaygın bir araçtır: Sürekli PET şişelerin geri dönüştürülebilirliğine vurgu yaparak, sanki bütün plastikler geri dönüştürülüyormuş gibi bir algı yaratılmaktadır. Halbuki bugüne kadar üretilen bütün plastiklerin %91'i asla geri dönüştürülmedi, %99'u ise 1'den fazla kez geri dönüştürülemedi, unutmayın!

"Plastik Geri Dönüştürülmüyorsa Neden Plastik Getirene Para Ödeniyor?"

Plastiğin sanıldığı kadar geri dönüştürülmediğini öğrenen kişiler (veya bir nedenle plastiği savunmayı görev edinenler) şu soruyu sorabiliyorlar:

Madem plastik geri dönüştürülmüyor, neden geri dönüşüm için toplanan plastiklere para ödeniyor? Neden geri dönüşüm fabrikası olanlar her yıl yüz binlerce ton plastik işliyorlar?

Aslında bu sorunun cevabı çok basittir (ve bir yüklü soru safsatasıdır): Çünkü bu yazıda hiçbir noktada "Plastik hiçbir şekilde geri dönüştürülemez, plastiğin geri dönüştürülebilirliği %0'dır." demiyoruz. Burada ortaya konan gerçek, üretilen plastiklerin sadece %9'unun en azından 1 kez geri dönüştürülmüş olmasıdır. İşte geri dönüşüm fabrikalarında çalışanların gördüğü de, toplam plastik atık üretiminin bu ufacık geri dönüştürülen kısmıdır.

Bunu ilk etapta anlamlandıramıyor olmamızın nedeni, 6.3 milyar ton plastik atık kavramını tahayyül edemiyor oluşumuzdur. Bunu kolay bir şekilde anlatmak oldukça güçtür; ancak bu yazının yazıldığı gün itibariyle Türkiye'de trafiğe kayıtlı 25 milyon araç mevcuttur.[39] 1 arabanın kütlesini ortalama 3 ton alsak, insanlığın ürettiği plastik miktarı, Türkiye'deki bütün arabaların toplamının 84 katı kadardır![40] Tüm dünyada bile 1.4 milyar araç olduğu hesaplanmaktadır.[41] Yani ürettiğimiz plastik miktarı, şu anda Dünya trafiğinde bulunan arabaların hepsinin toplamının 1.5 katına denk gelmektedir. Benzer şekilde, sadece 2015 yılı içinde üretilen plastiklerin kütlesi, yeryüzündeki bütün insanların toplam kütlesinden daha fazlaydı.[2], [42] Bu size belki bir his verebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Dolayısıyla bunun %9'unu dönüştürmek demek, birilerinin epey yoğun bir şekilde çalışması demektir. Ama tekil bir kişinin, tekil bir fabrikanın, hatta tekil bir ülkenin yaptıklarının hiçbir önemi yoktur. Önemli olan, toplam istatistiklerdir ve toplama baktığımızda, plastik geri dönüşümünün pratikte neredeyse hiçbir karşılığı olmadığını görüyoruz.

Plastik Çeşitleri ve Geri Dönüştürülebilirlikleri

İdeal bir dünyada, yani teorik olarak plastikler %100 geri dönüştürülebilir miydi? Bunu anlayabilmek için, plastiklerin doğasını biraz daha yakından tanımamız gerekiyor.

Günümüzde plastikleri 2 büyük gruba ayırmaktayız: Termoset plastikler ve termoplastikler. En popüler termoplastikler PET, HDPE ve polipropilendir. Termoset plastikler arasında ise epoksi, kauçuk, poliüretan gibi plastikler bulunur. Termoset plastikler, teoride geri dönüştürülebilir olsalar da, pratik olarak henüz geri dönüştürülemeyen malzemelerdir; ancak buna rağmen, Dünya'nın yıllık plastik üretiminin %20-25'ini tek başlarına oluştururlar.[43], [44] Termoset plastiklerin henüz pratikte geri dönüştürülemez olması bir yana, bu alanda gelecekte etkili olabileceği yöntemler bile daha yeni yeni geliştirilmektedir; bu yöntemler halen tamamen deneyseldir ve dikkate değer hiçbir ekonomik kullanım alanları bulunmamaktadır.[43], [45], [46]

Geri kalan %75'lik kısmı oluşturan termoplastikler, var olan çok sayıda plastik türünün önemli bir bölümünü içerirler. Bunlar, teoride çok daha geri dönüştürülebilir olan plastiklerdir; ancak buna rağmen geri dönüştürülebilirlikleri son derece sınırlıdır: Örneğin var olan onlarca termoplastik çeşidinden genellikle sadece PET ve HDPE, yani 1 ve 2 numaralı plastikler etkili bir şekilde (%20-30 gibi oranlarda) geri dönüştürülebilmektedir; ancak onlar da en fazla 1-2 defa dönüştürülebilirler.[47], [48] O noktadan sonra artık dirençlerini ve bütünlüklerini yitirirler.[31], [49]

Tüm Reklamları Kapat

Diğer plastiklerin bir kısmı da (örneğin polipropilen) teoride geri dönüştürülebilir olsa da maliyet ve teknoloji eksiği nedeniyle neredeyse hiçbir zaman geri dönüştürülmezler ve çoğu zaman araba parçaları veya parklardaki banklara dönüştürülerek çürümeleri beklenir.[50] Yani plastik, metal veya cam gibi değildir: Alüminyum veya çelik gibi metalleri ve camı teoride sonsuz kez dönüştürebilirsiniz, çünkü eritip eritip yeniden kullanabilirsiniz.[48] Ama plastikleri en fazla 1, şanslıysanız 2 kez dönüştürebilirsiniz.

Dahası, teoride bile bu kadar az miktarda geri dönüştürülebilir olan plastikler, pratikte daha da az geri dönüştürülmektedir. Çünkü firmaların geri dönüşüm yapması için, sizin rastgele attığınız çöpleri düzgün şekilde ayırmaya, onları geri dönüştürmeye ve yeniden üretmeye para harcamayı seçmesi gerekmektedir. Ne var ki birçoğu bunu asla tercih etmez, sadece öyle yapıyormuş gibi bir illüzyon yaratırlar. Ayrıca geri dönüştürülmek üzere toplanan plastiklerin %1'inden azı düzgün bir şekilde ayrıştırılmaktadır.[51]

Plastik Endüstrisi İç Mesajlaşması'ndan bir kesit.
Plastik Endüstrisi İç Mesajlaşması'ndan bir kesit.
Plastic Wars

Plastik Endüstrisi tarafından yayınlanan dokümanlarda, geri dönüştürülmek üzere toplanan plastiklerin anlamlı hiçbir kullanım alanı olmadığı, geri dönüşüm yerine sıfırdan üretmenin muhtemelen sonsuza kadar daha kârlı kalacağını yazmaktadır. Spesifik olarak aşağıdaki alıntı, sorunun boyutlarını göstermeye yetecektir [vurgu bize ait]:[52]

(...) Plastikleri belediye çöplerinden dönüştürmek çok büyük bir problemdir; çünkü birbirine karışmış, kontamine olmuş plastikler için işe yarar hiçbir pazar bulunmamaktadır. (...) Ne var ki kusursuz bir şekilde birbirinden ayrılmış plastiklerin edinilmesi de tüketici nezdinde hiçbir zaman yaygın bir uygulama haline gelmeyebilir ve bunların ekonomik düzlemde kullanışlı hâle getirilmesinin herhangi bir noktada mümkün olacağı konusunda ciddi şüphelerimiz vardır.

Ama siz, plastiklerin geri dönüştürülebilir olduğuna inanın, yeter.

Tüm Reklamları Kapat

Türkiye'nin Plastik Sorunu

Tüm bunlardan bütün insanlık etkilenmektedir; ancak Türkiye, özellikle etkilenmektedir. Ülkemizde plastik sorunu, giderek büyüyen bir problemdir ve bütün odağın geri dönüşüme verilmesi bu gidişatı hızlandırmaktadır.

Belediye Atık İstatistikleri, 2018
Belediye Atık İstatistikleri, 2018
TÜİK

Her şeyden önce Türkiye'de yıllık üretilen atık miktarı kesin olarak tespit edilmemekte ve raporlanmamaktadır. Bunun yerine, belediyeler tarafından toplanan atık miktarı bildirilmektedir. Örneğin 2018 yılında belediyeler toplamda 32.21 milyon ton (32.21 milyar kilogram) atık toplamışlardır ve bunların sadece %12.3'ü geri dönüşüme kazandırılmıştır.[5] Geri kalanının büyük bir kısmı arazi doldurma veya yakma yoluyla yok edilmiş, bir kısmı çöplüklere ve dereler atılmıştır.[4] Çevre Mühendisleri Odası'nın 2019 Dünya Günü Raporu'na göre, Türkiye'deki atıkların:[4]

  • %61,2’si düzenli depolama tesislerine,
  • %25,8’i belediye çöplüklerine,
  • %9,8’i geri kazanım tesislerine gönderilmekte olup,
  • %0,2’si açıkta yakılarak, gömülerek ve dereye-araziye dökülerek bertaraf edilmektedir.

OECD'nin 2019 yılında yayınladığı Çevre Performansı Denetimi verilerine göre Türkiye'de geri dönüşüm (ve kompost) oranı sadece %10 civarındadır ve geri kalan atıklar arazi doldurmakta kullanılmaktadır.[53]

OECD verilerine göre Türkiye'de geri dönüşüm oranı sadece %10 civarındadır ve geri kalan atıklar arazi doldurmakta kullanılmaktadır.
OECD verilerine göre Türkiye'de geri dönüşüm oranı sadece %10 civarındadır ve geri kalan atıklar arazi doldurmakta kullanılmaktadır.
OECD

Yine OECD tarafından yayınlanan 2020 verilerine göre Türkiye, geri dönüşüm konusunda diğer ülkelerden dikkate değer miktarda geridedir.[54] Aşağıdaki grafikte açık yeşil (üst taraftaki), geri dönüşüm miktarını, kırmızı ise arazi doldurma miktarını göstermektedir. Türkiye, sağdan ikinci sıradadır:

Tüm Reklamları Kapat

Grafikte yeşil, geri dönüşüm miktarını, kırmızı ise arazi doldurma miktarını göstermektedir. Türkiye en sağdan 2. sıradadır.
Grafikte yeşil, geri dönüşüm miktarını, kırmızı ise arazi doldurma miktarını göstermektedir. Türkiye en sağdan 2. sıradadır.
OECD

Buna karşılık Türkiye, bir yandan kendi plastik üretimini artırmaya devam ederken, diğer yandan ilginç bir şekilde yurt dışından plastik atık ithal etmektedir.[55] Hatta Türkiye, 2019 yılında Dünya'da en çok plastik atık ithal eden ülke konumundadır. Türkiye'den sonra Vietnam, Malezya, Laos ve Hindistan gelmektedir. Plastiğini diğer ülkelere gönderen ülkelerin başındaysa Japonya, Almanya, ABD, Fransa ve İtalya gelmektedir.

Statista

Statista, bu problemi şöyle anlatmaktadır [vurgular bize ait]:

Yabancı plastik atıkların geri dönüşümü kazançlı olsa da, düzenleme ve gözetim eksikliği, alıcı ülkelerde sayısız soruna neden oluyor. Çin geri çekildikten sonra, Vietnam ve Malezya, Asya'nın en büyük plastik atık ithalatçılarından bazıları olurken, Türkiye de Avrupa'dan net plastik atık ithalatçısı olarak sahneye çıktı. Asya'ya gelen plastiklerin çoğu Hong Kong üzerinden yönlendiriliyor. Uzmanlar, sanayileşmiş ülkelerden ihraç edilen plastik atık akışlarının, düzenlemelerin (henüz) uygulanmadığı ülkelere kaymaya devam etmesini bekliyor.

Petrol Firmalarının İklim Vurdumduymazlığı

Üstelik bu firmalar, bu tür bir vurdumduymazlığı ilk defa yapmıyorlar. Örneğin bir petrol devi olan Exxonü 1982 yılında (ve sonradan Shell de 1998 yılında), petrolü yer altından çıkarıp da yakarak karbondioksit ve metan olarak atmosfere vermeye devam edersek, Endüstri Devrimi'nden bu yana gezegenin ortalama sıcaklığını 2020 yılı itibariyle 1 derece, 2080 itibariyle 3 derece civarında artıracağımızı ve bunun yıkıcı sonuçları olabileceğini, halkın kendilerine sırt çevirebileceğini ve firmalarının zarar verebileceğini, bu nedenle alternatif enerji stratejilerine geçmenin önemini öngören raporlar yayınladılar (aşağıda kendilerine ait bir sıcaklık artışı tahmini grafiğini görebilirsiniz).[56], [57] Konu hakkındaki yazımızı buradan okuyabilirsiniz.

1982 yılında Exxon tarafından yayınlanan bir iç brifing dokümanında, petrol faaliyetine bağlı olarak artan atmosferik karbondioksit seviyelerinin hava sıcaklığını gelecekte nasıl değiştireceğini gösteren tahmin.
1982 yılında Exxon tarafından yayınlanan bir iç brifing dokümanında, petrol faaliyetine bağlı olarak artan atmosferik karbondioksit seviyelerinin hava sıcaklığını gelecekte nasıl değiştireceğini gösteren tahmin.
The Guardian

2021 yılında yayınlanan IPCC raporuna göre, 2021 yılı itibariyle ortalama sıcaklık gerçekten de 1.1 derece artmış haldedir ve 2080'e kadar da gerçekten de 2.5-3 derece civarında artması çok olası gözükmektedir. Yani bir paranın iki yüzü olan iki ayrı yapı, birebir aynı sonuca varmışlardır. Bu, iklim krizinin ciddiyetini vurgulayan kritik bir göstergedir.

Tüm Reklamları Kapat

Ama bu firmalar, tıpkı plastik kirliliğini umursamamış oldukları gibi, petrol üretimine de tam gaz, hatta hızlanarak devam ettiler. Petrol ve doğalgazdan uzaklaşmamızı sağlayacak teknolojilerin önünü kestiler. Her şey, kârlarını maksimize etmek içindi. Plastiklerin, ömürlerinin her noktasında küresel ısınmaya hız kattığından söz etmiyoruz bile![58]

Bu firmalar, bu yıkıma halen devam etmektedirler: Örneğin Amerika'da daha ortada fol yok yumurta yokken geçirdikleri yasalarla, plastiklerin gelecekte yasaklanmasını yasakladılar.[59], [60], [61] Evet, yanlış duymadınız: Bir yasaklama yasağı geçirdiler! Dolayısıyla bu dev firmaların ara ara görebileceğiniz "çevre dostu" veya "yeşil pazarlama" çabalarına aldanmayınız.

ABD haritasında yeşille gösterilen eyaletlerde plastikler yasaklanırken, turuncuyla gösterilen eyaletlerde plastiklerin yasaklanmasını yasaklayan yasalar bulunmaktadır.
ABD haritasında yeşille gösterilen eyaletlerde plastikler yasaklanırken, turuncuyla gösterilen eyaletlerde plastiklerin yasaklanmasını yasaklayan yasalar bulunmaktadır.
National Geographic

Tavsiyeler: Plastik Kriziyle Nasıl Baş Etmeli?

Bunları alt etmenin tek yolu, bu dev firmaların kendi kârları için çevirdikleri politik ve pazarlama oyunlarından haberdar olmak ve buna göre hazırlık yapmaktır, organize olmaktır.

Bireysel Sorumluluklar

Geri Dönüşüme Saplanmayın!

Örneğin plastiklerin %8-9 civarında geri dönüştürülmesi, elbette %0'dan iyidir, dolayısıyla plastiklerinizi ayırmaya çalışmanızda tek başına bir sıkıntı yoktur.

Tüm Reklamları Kapat

Sadece bilin ki plastik geri dönüşüm furyası da tuhaf bir hâl almaktadır. Örneğin mavi renkli tek akışlı plastik toplama kutuları (İng: "single stream") bilirsiniz. Bu kutular içine geri dönüştürülebilir olduğu iddia edilen plastikler dahil her türlü çöpü atmanıza izin verilmektedir. Bu kutular popülerleştikçe, o kutulara atılan ama aslında geri dönüştürülemez olan plastikleri sonradan ayırması da giderek daha masraflı hale gelmektedir.[35]

Yani geri dönüşüm, plastiği o kutuya atmakla bitmemektedir. O plastiklerin türüne göre ayrıştırılması gerekmektedir. Dahası, plastik sektörünün kendi attıkları yalan nedeniyle insanlar üzerinde şu tür numaralar olan her türlü plastik geri dönüştürülebilir sanıyorlar. Ancak bu yazıda da anlattığımız gibi bu doğru değildir.

Üstelik siz hep doğru plastikleri o kutulara atsanız bile bir dolu sorun ve tuhaf tuhaf kural mevcuttur: Örneğin kağıt, karton veya polistren kaplara, yani yemeklerin en sık içinde bulunduğu kaplara eğer yemek izi bulaştıysa, o ürün geri dönüştürülemez.[47], [62]

Bir diğer örnek, plastik torbalardır. Bazıları geri dönüştürülebilir olsa da, açık havada inşa edilen geri dönüşüm hatlarında bu plastikler kolayca uçar veya makinaları tıkar.[63] Kağıt bardak diye satılan ürünler, kağıt bile değildir! Bunların üstü plastikle kaplıdır.[63] Böyle birbirine karışmış ürünler, geri dönüştürülemiyor. Fast food dükkanlarından aldığınız sosların paketleri? Bunlar genelde ya tamamen plastik, ya da alümünyum-plastik karışımındna üretilir. Her iki durumda da geri dönüştürülemez.[63] Müsvette kağıtlar? Bunlar en azından birkaç kez geri dönüştürülebilir; ancak eğer plastik ve camla bir arada atacak olursanız, neredeyse hiçbir zaman ayrıştırılamaz (çünkü kimse bununla uğraşmaz ve makinalarla ayırmak da çok zordur); dolayısıyla geri dönüştürülmez. Bunları kağıt dönüşüm kutularına atmanız gerekmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Böyle birçok kural olduğunu bilin ve buna göre davranın. Fazlasıyla kısaltılmış ek bir liste verecek olursak:[64]

  • Plastik ambalaj kağıtları geri dönüştürülebilir değildir.
  • 7.5 santimetreden küçük plastikler neredeyse hiçbir zaman geri dönüştürülemez.
  • Cipslerdeki gibi esnek paketler geri dönüştürülemez.
  • Deodorant gibi ürünler geri dönüştürülemez.
  • Üzerinde marka kâğıdı bulunan su şişeleri geri dönüştürülemez.
  • Sandviç gibi yiyecekleri barındıran aç/kapa plastiklerin büyük bir kısmı geri dönüştürülemez.
  • Yoğurt ve yağ kapları kimi zaman geri dönüştürülemez.
  • Polistren mantarlar geri dönüştürülemez.
  • Plastik poşetler ve plastik sargılar geri dönüştürülemez.

Geri dönüştürülemeyen plastikler, sandığınız gibi geri dönüştürülmemekte, genellikle yakılarak atmosfere verilmekte veya okyanuslara boşaltılmaktadır (veya fakir ülkelere satılmaktadır). Bunların hepsi, çevresel birer felakettir!

İşte bu nedenle "çevreci" olmak için asla sadece geri dönüşüme saplanıp kalmayın. Daha ziyade, kullandığınız ürünlerin yeniden kullanılabilirliğine ve plastik tüketiminizi azaltmaya daha çok odaklanın.

3R'yi Değil, 8R Kuralını Hatırlayın!

Meşhur 3 R olayını duymuşsunuzdur: Reduce, Reuse, Recycle... Yani "azalt, yeniden kullan, geri dönüştür". Plastik firmalarının yukarıda anlattığımız 3 ok yalanı nedeniyle insanlar, bu üçünü birbiriyle eşit derecede öneme sahip 3 uygulama zannetmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Halbuki bu 3R, bir hiyerarşi olarak geliştirilmiştir: Önce plastik kullanımını azaltacağız, sonra var olan plastiklerimizi tekrar tekrar kullanacağız, en son çare olarak plastiklerimizi geri dönüştüreceğiz. Buna, "atık hiyerarşisi" denmektedir:

Atık Hiyeraşisi içerisinde geri dönüşüm, bariz bir şekilde diğer iki yöntemin altında yer almaktadır.
Atık Hiyeraşisi içerisinde geri dönüşüm, bariz bir şekilde diğer iki yöntemin altında yer almaktadır.
OECD

Aslında bu bilgi, yukarıda da görebileceğiniz gibi OECD ve diğer kurumların raporlarında çok açık bir şekilde bir hiyerarşi olarak verilmektedir; ancak yanıltıcı reklamlar ve geri dönüşüme verilen abartılı önem nedeniyle bunun bir hiyerarşi olduğu bize unutturulmuştur.

Halbuki çevre kirliliğiyle mücadelede geri dönüşümden çok daha fazlası vardır; hatta 3R de yeterli değildir. Gerçekte bu hiyerarşi 8R olarak karşımıza çıkmaktadır:[65]

  1. Rethink: Yeniden düşün ve bakış açını değiştir. Hem bu hiyerarşiyi yeniden düşün, hem yüzleştiğimiz çevre krizini yeniden düşün, hem içine doğduğumuz sistemi yeniden düşün. Bir şeylerin değişmesi gerekiyor, hem de çok köklü bir şekilde. İklim krizi gibi küresel sorunları tek başınıza çözemezsiniz. Her şeyden önce bunu anlamanız gerekiyor - ki bu da bizi 2. maddemize götürüyor.
  2. Rally: Aktivizme katıl. Değişim ihtiyacının farkında olanlarla dayanışma yap, değişim çabasının parçası ol. Tek başına hiçbir şeyi değiştiremeyebilirsin, ancak bir şeyleri değiştiren kitlelerin, en nihayetinde tekil bireylerin bir araya gelmesiyle oluştuğunu asla unutma... Çevre kirliliği ve bundan asimetrik olarak etkilenme, sosyoekonomik eşitsizliğin uzantılarından sadece biri... Fakir ülkeler ve en fakir %99'luk dilim, çevre kirliliğinin ve iklim krizinin zararlarından en çok etkilenen yerler. Ama onların, sistem üzerinde zenginler kadar etkisi yok. Bunların tek üstünlüğü, sayısal üstünlük. Bu nedenle yüzeysel farklılıkları bir kenara bırakıp, birbirimize parmak göstermekten vazgeçmemiz gerekiyor. Biz, çoğunluğuz; ancak azınlığın maddi ve politik gücü altında eziliyoruz. Paramız ve forsumuz buna yetmez; ancak sayımız, bir şeyleri değiştirmek için yeterli olabilir. Bunu fark etmemiz ve aktivizme katılmamız gerekiyor.
  3. Refuse: Plastik kullananları reddet. Plastik kullanımını yücelten veya buna ağırlık veren kişi, kurum ve firmaları reddedeceğiz. Şimdilik var olan sistem içinde, sistemin oyununu oynayarak, en azından PR değeri yaratmak suretiyle firmaları doğru şeyleri yapıyormuş gibi yapmaya zorlayacağız. Ta ki sistem, göstermelik olarak değil, gerçekten çevreyi umursayacak biçimde değişene dek... 
  4. Reduce: Kullanımı azalt. Yazı boyunca bahsettiğimiz üzere, plastik kullanımımızı azaltacağız.
  5. Repair: Bozulanı tamir et. Bir şey bozuldu diye, hemen yenisini alma. Önce tamir etmeye veya ettirmeye çalış. Böylece 6. maddeyi de daha kolay yerine getirebilirsin.
  6. Reuse: Var olanı yeniden kullan. Önemli olan, ne kullanıyorsan kullan, tekrar tekrar kullan. Plastik veya kağıt poşetler kolay yırtıldığı için tekrar tekrar kullanamayabilirsin. O yüzden bez poşeti öneriyoruz. O da masum değil; ama bir şeyleri kullanmak zorundayız. Bu poşetlere özen göster, "poşet işte" deyip geçme. Parçalama. Onlarca, yüzlerce kez tekrar kullanmaya çalış. Anca artık kesinlikle kullanamayacağın noktada yenisini al.
  7. Remove: Dolaşımdakileri topla. Bunu, atık toplama olarak düşünebilirsin. Denizlerde biriken plastikleri toplamak gibi çabalar bunun bir yansıması. Bunlar artık üretildi, yani çok geç... Ama yine de dolaşımdan çıkarıp, doğaya verdikleri zararı en aza indirebiliriz. Hayvanların ağzından burnundan plastik çıkmasına engel olabiliriz. Belki bebeklerimizin kakasında yetişkinlerden 10 kat fazla mikroplastik çıkması durumunu biraz olsun tersine çevirebiliriz (hem de bebeklerden çıkan plastik, en çok geri dönüştürülen plastik olan PET). Daha önce de ana rahmindeki plasentada ve rahimde gelişen bebeğin vücudunda mikroplastiklere rastlanmıştı. Resmen biyoplastik bir sayborg olma yolunda ilerliyoruz. Çevre kirliliğinin ulaştığı boyutların haddi hesabı yok.
  8. Recycle: Geri dönüştür. Geri dönüşüm bir canavar değil. Geri dönüşüm bir hata veya bir zaaf değil. Geri dönüşüm, dolaşıma girmiş plastiği 1 kez daha olsun kullanabilmek adına kıymetli bir çaba. Ama diğer hiçbir şeyi yapmayıp, geri dönüşüme abanmak da çevrecilik değil, çevre koruma değil. Anlatmaya çalıştığımız bu.

8R, bize yapmamız gerekenleri hatırlatıyor. Onu unutmayın. Anlayın ve anlatın.

Tüm Reklamları Kapat

Tek Kullanımlık Plastiklerden Uzaklaşın!

Özellikle plastik poşet, pipet, tek kullanımlık çatallar ve bıçaklar, plastik su şişesi, tek kullanımlık kahve bardağı gibi tek kullanımlık bazı plastik ürünlerden vazgeçin. Bu tek kullanımlık ürünlerin hepsine alternatif çözümler vardır. Örneğin cam, çelik veya seramik kullanın.

Tek kullanımlık kapaklı kahve bardakları özellikle büyüyen bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bütün dünyada 1 gün içinde yaklaşık olarak 1,6 milyar kez bu bardaklarla kahve içildiği tahmin ediliyor. Bu bardakların üretimi sırasında çok fazla enerji harcanıyor ve kullanılan yakıtlar yüzünden ortaya çıkan sera gazları küresel ısınmaya katkıda bulunuyor. Aynı zamanda bu bardaklar dönüştürülemediği için çöplüklere, oralardan da doğaya ve denizlere karışıyor.

Porselen ve cam bardakların üretimi sırasında kullanılan enerji çok fazladır ve bu bardakları yıkamak için kullanılan deterjanlar doğaya zarar verir ancak en az 200-300 defa kullanılmalarıyla birlikte tek kullanımlık bardaklara göre zararları göreceli olarak azalmaya başlar. Yani eşyalarımızı mümkün olduğu sürece uzun kullanmamız gerekiyor ki ekosisteme verdiğimiz zarar minimuma inebilsin.

Plastik vs. Kağıt Poşetler

Plastik poşet en çok kullandığımız, dolayısıyla ekosisteme en çok zarar veren plastik ürünlerin başında gelir. Elinizde var olan poşetleri kullanmaya çalışın, yeni poşet almayın. Örneğin ABD’de plastik poşet üretmek için her yıl 12 milyon varil petrol kullanılıyor ve tabii bu petrolü plastiğe dönüştürme sırasında enerji gerekiyor ve benzin gibi yakıtlar kullanılıyor. Yakılan bu maddeler zehirli gazlar çıkararak küresel ısınmaya katkıda bulunur.

Tüm Reklamları Kapat

Plastik yerine kağıt sunulduğunda aldanmayın, ikisi de polimerdir, her ikisi de çok az geri dönüştürülebilmektedir. Kağıdı teoride 6-7 kez dönüştürmek mümkündür; ancak her seferinde kalite kaybı yaşanmaktadır ve çoğu zaman kağıt da geri dönüştürülmeden, plastikten bile fazla katı atığa dönüşmektedir.

"Tekrar kullanılabilir" adı altında pazarlanan plastik poşetler ve kağıt poşetler de genellikle üretim sırasında çevreye ciddi zararlar vermektedirler. Bu nedenle köklü bir bakış açısı değişimi gerekmektedir: Yüzlerce kez kullanabileceğiniz bez çantalar edinin ve alışverişe giderken yanınızda götürün.

Belli Plastiklerden Uzak Durun!

Özellikle PVC (yani 3 numara) ve polistren (yani 6 numara) plastiklerden uzak durmaya çalışın. 7 numara plastiklerin üzerinde PLA da yazmıyorsa veya bir yaprak sembolü yoksa, içinde muhtemelen BPA olduğunu bilin ve ondan da uzak durmaya çalışın.

Çözümlerden biri de mikroboncuk denilen, çapları 1 mm'den daha küçük olan plastik parçacıkları içeren ürünleri almamaktır. Mikroboncuklar genellikle kozmetik ürünleri olarak, diş macunu olarak ve biyomedikal araştırmalarda kullanılıyor ve ana maddesi genellikle polietilendir. ABD, Kanada, Fransa, Yeni Zelanda, İsveç, Tayvan ve Birleşik Krallık ülkelerinde mikroboncuk üretimi farklı boyutlarda yasaklanmış durumdadır.

Tüm Reklamları Kapat

Diş macunlarında, cildimizi temizlemede kullandığımız vücut ve yüz ürünlerinde çok küçük ama çıplak gözle görülebilen mikroboncuklar ekosistem için büyük bir tehlike yaratıyor. Kullandığımız ürünlerdeki mikroboncuklar kanalizasyon yoluyla nehirlere ve denizlere karışıyor ve yiyecek zincirinin zararlı bir parçası haline geliyor.
Diş macunlarında, cildimizi temizlemede kullandığımız vücut ve yüz ürünlerinde çok küçük ama çıplak gözle görülebilen mikroboncuklar ekosistem için büyük bir tehlike yaratıyor. Kullandığımız ürünlerdeki mikroboncuklar kanalizasyon yoluyla nehirlere ve denizlere karışıyor ve yiyecek zincirinin zararlı bir parçası haline geliyor.
Blue Growth

Tüketimi Azaltın, Doğayı Kirletmeyin!

Eğer ekonomik durum müsaade ediyorsa, çok sayıda alışverişte az az ürün almaktansa, biriktirip tek seferde daha çok ürün almaya çalışın; böylece poşet tüketiminizi azaltın. İlla plastik kullanacaksanız, PET ve HDPE, yani 1 ve 2 numaralı plastikleri seçin. 2 numaralı olanları tekrar tekrar kullanmaya çalışın, tek seferden sonra atmayın. Mümkünse, tamamen uzaklaşın.

Ve son olarak çöplerimizi doğaya ve denize atmamak da çözümler arasındadır. Deniz kenarında bıraktığınız her çöp denize karışmaktadır. Plastik ürünlerin doğada bozunma süresinin yüzyıllarca sürdüğünü düşünürsek attığımız her plastik parçası ekosisteme verdiğimiz bir zarar olacaktır.

Bireysel ve Toplumsal Sorumluluklar

Ama bunlarla da yetinmeyin. Çevre krizini tek başınıza yaptıklarınızla asla çözemeyeceğinizi, bunun bir dikkat dağıtma oyunundan ibaret olduğunu unutmayın. Sorunu yaratan dev firmalar ve onlara kanan devletler, dolayısıyla sorunu çözecek olanlar da onlar. Bize düşen, onlara doğru baskıları uygulamak. Doğru kişileri yönetime getirmek.

Örneğin çevre aktivistlerini "zavallı hippiler" gibi görmeyi bırakın; sizin yerinize, sizin geleceğinizi garanti altına almaya çalışan savaşçılar olduğunu fark edin. Onlara maddi ve manevi destek olun. Politik süreçlere katılın, dev firmaların süslü masallarla yerel ve ulusal politikacıların gözünü karartmasına izin vermeyin.

Tüm Reklamları Kapat

Bilimi dev firmaların reklamlarından değil, bilim anlatıcılarından ve bilim insanlarından öğrenin. Gözümüzün yaşına bakmadan gezegeni kâr için satabilecek kadar açgözlü ve yıkıcı bir canavardan söz ediyoruz. Bu yüzden olan biteni çok iyi anlamanız çok önemlidir.

Plastikler, hayatımızı gerçekten çok kolaylaştırdı. Onlar olmasaydı nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk hayal etmek bile zor. Ama insanlar olarak, etik sorumluluklara da sahibiz. Hem etrafımızı değiştirebilecek kadar zeki olalım, hem bunun doğurduğu sorumluluktan kaçalım diye bir dünya yok. Plastikler kolay ve kullanışlı olabilirler. Ama "kolay ve kullanışlı" olmak, kullanmaya değer olmayı garanti etmemektedir. 

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: İklim Değişimi Yazı Dizisi

Bu yazı, İklim Değişimi yazı dizisinin 3. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Karbondioksit ve Metan Gibi Sera Gazları, Küresel Isınmaya Tam Olarak Nasıl Sebep Oluyor?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
109
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 14
  • Tebrikler! 14
  • Korkutucu! 8
  • Üzücü! 5
  • Grrr... *@$# 3
  • Bilim Budur! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • Umut Verici! 1
  • İğrenç! 1
  • Güldürdü 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/04/2024 01:08:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11017

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Özellikler
Primatlar
Alzheimer
Yapay Seçilim
Epidemik
Canlı
Fotoğraf
Komplo
Kanser
Evrimsel Antropoloji
Bağışıklık
Karar
Karbon
Doğa Yasası
Madde
Covıd-19
Normal Doğum
Hastalık
Sosyal Medya
İklim
Yeni Koronavirüs
Yıldızlar
Karanlık Madde
Regülasyon
Zaman
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Plastik, İşe Yarar Bir Şekilde Geri Dönüştürülebilir Bir Malzeme Değildir!. (29 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 17 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11017
Bakırcı, Ç. M. (2021, September 29). Plastik, İşe Yarar Bir Şekilde Geri Dönüştürülebilir Bir Malzeme Değildir!. Evrim Ağacı. Retrieved April 17, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11017
Ç. M. Bakırcı. “Plastik, İşe Yarar Bir Şekilde Geri Dönüştürülebilir Bir Malzeme Değildir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 29 Sep. 2021, https://evrimagaci.org/s/11017.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Plastik, İşe Yarar Bir Şekilde Geri Dönüştürülebilir Bir Malzeme Değildir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, September 29, 2021. https://evrimagaci.org/s/11017.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close