Neandertaller Konuşabiliyordu! Peki Dilleri Ne Kadar Gelişmişti?
Neandertaller (Homo neanderthalensis) hem araştırmacıları hem de kamuoyunu uzun zamandır ilgilendiren bir insan türü. Homo cinsinin (insanların ve akrabalarının dahil olduğu geniş biyolojik sınıflandırma) doğası hakkındaki tartışmaların merkezinde yer almaya da devam ediyorlar. Neandertaller bunun yanında türümüz Homo sapiens'in diğer insan türlerinden ne yönden farklı olduğunu anlamak için de hayati önem taşıyorlar.
Yaklaşık 600.000 yıl önce Neandertallerle ortak bir atamız vardı. Avrasya'ya birçok kez dağılmadan önce, biz Afrika'dayken onlar Avrupa'da gelişti. Biz Dünya'yı doldurup gelişmeye devam ederken Neandertaller'in nesli ise yaklaşık 40.000 yıl önce tükendi. İki türün böyle bambaşka yönlere evrimleşmesinin dil ve düşünce farklılıklarından kaynaklanıyor olma ihtimali ise uzun süredir tartışılan bir konu.
Mevcut kanıtlar, türümüzün ve Neandertaller'in beyinlerinde birbiriyle alakasız iki şeyi karşılaştırma becerisine olanak tanıyan önemli farklılıklara işaret ediyor. Neandertaller'de bulunmayan bu özellik, modern insanların (H. sapiens) metaforlar yoluyla soyut ve karmaşık fikirler üretmesine olanak sağlıyor. Yani bugün bunları yapabilmemiz için türümüzün beyin mimarisinin Neandertaller'den farklılaşması gerekiyordu.
Bazı uzmanlar iskeletler ve arkeolojik kanıtların da derin farklılıklara işaret ettiğini belirtiyorlar. Diğerleri bu durumu kanıtlayan hiçbir bulgunun olmadığına inanıyor. Bazıları ise orta yolu tutuyor.
Kemikler ve tarihi sanat eserleri gibi maddi kalıntılardan bu tür soyut çıkarımlar çıkarmaya çalışırken anlaşmazlıklar olması elbette şaşırtıcı değil. Kanıtlar parça parça ve belirsiz olduğundan, bize dilin nasıl, ne zaman ve neden evrimleştiğine dair ancak karmaşık bir bilmece sunabiliyorlar. Neyse ki, arkeoloji ve diğer disiplinlerdeki son keşifler bu dil bilmecesine birkaç yeni parça daha ekleyerek Neandertal zihninin geçerli bir resminin ortaya çıkmasını sağladı.
Yeni anatomik kanıtlar, Neandertaller'in bizimkinden önemli ölçüde farklı olmayan ses yolları ve işitsel yollara sahip olduklarını gösteriyor. Bu da anatomik açıdan bakıldığında, konuşma yoluyla iletişim kurma konusunda en az bizim kadar yetenekli olduklarını gösteriyor. Nihayetinde kendi türümüzde Neandertal genlerinin keşfi, türler arası etkili iletişim ve sosyal ilişkilerin mümkün olması anlamına geliyor ve ayrıca türler arası melezleşme olduğuna ve ırkların karıştığına işaret ediyor.
Neandertaller'in tahta mızraklarının keşfi ve ayrı bileşenlerden alet yapmak için reçine kullanmış olmaları da onların teknik becerilerine ilişkin görüşleri güçlendiriyor. Kuş pençelerinden yapılan kolyeler ve tüylerin vücut süsü olarak kullanılmasının yanı sıra taş ve kemik üzerine geometrik işlemelerin de sembolizm örnekleri olduğu iddia ediliyor.
Mağara Sanatçıları
En çarpıcı iddialardan biri, Neandertaller'in İspanya'da mağara duvarlarına kırmızı pigmentle resim yaparak sanat yaptıklarıdır. Ancak, bu mağara sanatı iddialarının bazıları halen sorunlarından arınmış değil. Neandertal mağara sanatıyla ilgili kanıtlar, çözülmemiş metodolojik sorunlardan dolayı tartışmalı ve doğru olma ihtimalleri düşük.
Avrupa'da modern insanların 40.000 yıl öncesindeki varlığına ilişkin hızla biriken kanıtlar, Neandertaller'in bu geometrik tasarımları yaptığı, ya da en azından sembolizm kullanan modern insanların etkisinden önce bunu yaptıkları fikrine meydan okuyor. Dahası, ne kadar iyi yapılmış olursa olsun tahta bir mızrak, sivri uçlu bir sopadan fazlası değildir ve Neandertal varlığının tamamı boyunca teknolojik ilerleme kaydedildiğine dair bir kanıt da yoktur.
Arkeolojik kanıtlar tartışılmaya devam etse de sinirbilim ve genetikten elde edilen bulgular, H. neanderthalensis ile H. sapiens arasındaki dilsel ve bilişsel farklılıklara dair ikna edici bir kanıt sunuyor.
Bir çalışmada, dijital ortamda 3 boyutlu bir Neandertal beyni şeklinde bir kalıp yapıldı. Bu kalıba deforme edilmiş bir H. sapiens beyni yerleştirildi. Neandertal beyni şeklinde olan kalıptaki H. sapiens beyni, bu iki beyin yapısında önemli farklılıklara işaret ediyor: Neandertaller'in nispeten büyük bir oksipital lobu vardı. Ayrıca görsel işlemeye daha fazla beyin maddesi ayırıyor ve dil gibi diğer görevlere daha az yer veriyorlardı.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Ayrıca nispeten küçük ve farklı şekilli bir beyincikleri vardı. Belirtmek gerekir ki, nöronlarla dolu olan bu alt beyin yapısı dil işleme, konuşma ve akıcılık gibi birçok göreve katkıda bulunur. Modern insan beyninin benzersiz küresel şekli, ilk Homo sapiens'in 300.000 yıl önce ortaya çıkmasından sonra gelişmiştir.
Bu gelişimle ilişkili genetik mutasyonların bazıları, nöronal gelişimle ve nöronların beyindeki bağlantılarıyla ilişkilidir. H. sapiens'e özgü olduğu bilinen tüm mutasyonlara ilişkin kapsamlı bir çalışmanın yazarları şu sonuca varıyor:
Modern insanın evriminde biliş veya öğrenmeyi etkileyen karmaşık bir ağda bazı değişiklikler meydana gelmiş gibi gözüküyor.
Yansıma Sözcükler
Yukarıda bahsedilen kanıtlar elde birikirken bizim dil anlayışımız da değişti. Bu konuda üç gelişme özellikle önemlidir. Bunlardan ilki, 2016 yılında beyin taraması yoluyla kelimeleri, daha doğrusu kelimelerle ilişkilendirdiğimiz kavramları beyin yarımkürelerinde sakladığımızın ve beyindeki benzer kavramları da beyinde kümeler halinde veya semantik (anlamsal) gruplarda sakladığımızın keşfidir. Bu oldukça önemli bir keşif, çünkü bu fikir kümelerinin birbiriyle bağlantılı olup olmaması H. sapiens ve Neandertaller'de muhtemelen farklılık gösteriyordu.
İkincisi, yansıma seslerin (temsil ettikleri şey hakkında duyusal bir izlenim sağlayan sesler) 6 milyon yıl önceki ortak atamızın maymun benzeri sesleri ile Homo'nun söylediği ilk kelimeler arasında evrimsel bir köprü oluşturduğunun kabul edilmesidir. Elbette bu ortak atanın hangi tür olduğundan kesin olarak emin değiliz.
Açıklığa kavuşturmak gerekirse yansıma kelimeler; kelimenin temsil ettiği kavramın ses, boyut, hareket ve dokusunun çeşitli yönlerini yakalayarak günümüz dillerinde de yaygın olarak kullanılmaya devam edilen kelimelerdir. Bu, atıfta bulundukları şeyle bir ilişkisi olmadan ilişkilendirilen kelimelerle çelişen bir durumdur.
Örneğin, bir köpeğe farklı dillerde "dog", "chien" veya "hund" denilebilir; köpek anlamına gelen bu kelimelerin hiçbiri hayvan hakkında duyusal bir izlenim vermez ve bu hayvanla gelişigüzel olarak ilişkilendirilmişlerdir, yani köpeğe neden "köpek" dediğimizin bir açıklaması yoktur. Bunun aksine çocuklara köpekleri tanıtmak için kullanılan "hav-hav" kelimesi bir yansıma sözcüktür. Yansıma kelimeler, yapılan bir işin sesini (örneğin çarpma sesi için "küt" denmesini) ya da yapılan bir işin görünüşünü (örneğin yılanın zigzag çizerek sürünmesi için "kıvrılmak" denmesini) de anlatabilir.
Üçüncü gelişme ise nesiller arasındaki dil aktarımına ilişkin bilgisayar simülasyon modellerinin sözdiziminin (kelimelerin anlam üretmek için nasıl sıralandığına ilişkin tutarlı kuralların) kendiliğinden ortaya çıkabileceğini göstermesidir. Sözdiziminin genetik kodlamayla kendiliğinden ortaya çıktığı görüşünden spontane olarak ortaya çıktığı görüşüne doğru olan bu kayma, hem H.sapiens'in hem de Neandertal dilinin bu kuralları içerdiğini düşündürmektedir.
Temel Fark
Bu yapboz parçalarını birkaç farklı yolla birleştirmek mümkün olsa da çok taraflı kanıtlarla yapılan uzun mücadele tek bir çözüm yolu buldu. Her şey yaklaşık 1.6 milyon yıl önce antik bir insan türü olan Homo erectus'un söylediği yansıma sözlerle başlıyor.
Bu tür kelimeler nesilden nesle aktarıldıkça, rastlantısal kelimeler ve sözdizimi kuralları da ortaya çıktı ve bu da ilk Neandertaller'e ve H. sapiens'e birbirine eşdeğer dilsel ve bilişsel beceriler sağladı.
Ancak her iki tür de gelişmeye devam ettikçe bunlar birbirinden ayrıldı. H. sapiens'in beyni, izole edilmiş semantik kelime kümelerini birbirine bağlayan sinir ağları ile küresel formunu geliştirdi. Bunlar Neandertal beyninde izole halde kaldı. Yani, H. sapiens ve Neandertaller ikonik kelimeler ve sözdizimi konusunda eşdeğer kapasiteye sahipken fikirleri beyindeki anlamsal kümelerde saklama konusunda farklılık gösteriyordu.
Beyindeki kavram gruplarını depolamaktan sorumlu olan farklı fikir kümelerini birbirine bağlayarak türümüz, metafor kullanarak düşünme ve iletişim kurma kapasitesini de kazanmış oldu. Bu, modern insanların birbirinden oldukça farklı kavram ve fikirler arasında bir çizgi çekebilmesine olanak sağladı.
İşte bu, karmaşık ve soyut kavramları ortaya çıkarmamızı sağlayan bilişsel araçlarımızın muhtemelen en önemlisiydi. H. sapiens ve Neandertaller arasında yansıma kelimeler ve söz dizimleri ortakken metaforlar türümüzün dilini, düşüncesini ve kültürünü dönüştürerek Neandertaller'le aramızda derin bir ayrım yarattı. Biz dünyayı doldururken ve gelişmeye devam ederken, onların nesli tükendi.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Live Science | Arşiv Bağlantısı
- R. Botha. Neanderthal Language Demystifying The Linguistic Powers Of Our Extinct Cousins. ISBN: 9781108491327. Yayınevi: Cambridge University Press.
- J. F. Hoffecker. (2018). The Complexity Of Neanderthal Technology. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 1959-1961. doi: 10.1073/pnas.1800461115. | Arşiv Bağlantısı
- D. Radovčić, et al. (2015). Evidence For Neandertal Jewelry: Modified White-Tailed Eagle Claws At Krapina. PLOS ONE, sf: e0119802. doi: 10.1371/journal.pone.0119802. | Arşiv Bağlantısı
- M. Peresani, et al. (2011). Late Neandertals And The Intentional Removal Of Feathers As Evidenced From Bird Bone Taphonomy At Fumane Cave 44 Ky B.p., Italy. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 3888-3893. doi: 10.1073/pnas.1016212108. | Arşiv Bağlantısı
- D. L. Hoffmann, et al. (2018). U-Th Dating Of Carbonate Crusts Reveals Neandertal Origin Of Iberian Cave Art. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 912-915. doi: 10.1126/science.aap7778. | Arşiv Bağlantısı
- R. White, et al. (2019). Still No Archaeological Evidence That Neanderthals Created Iberian Cave Art. Elsevier BV, sf: 102640. doi: 10.1016/j.jhevol.2019.102640. | Arşiv Bağlantısı
- L. Slimak, et al. (2022). Modern Human Incursion Into Neanderthal Territories 54,000 Years Ago At Mandrin, France. American Association for the Advancement of Science (AAAS). doi: 10.1126/sciadv.abj9496. | Arşiv Bağlantısı
- C. Stringer, et al. (2022). Mapping Interactions Of H. Neanderthalensis And Homo Sapiens From The Fossil And Genetic Records. PaleoAnthropology. doi: 10.48738/2022.iss2.130. | Arşiv Bağlantısı
- T. Kochiyama, et al. (2018). Reconstructing The Neanderthal Brain Using Computational Anatomy. Scientific Reports, sf: 1-9. doi: 10.1038/s41598-018-24331-0. | Arşiv Bağlantısı
- B. E. Murdoch. (2009). The Cerebellum And Language: Historical Perspective And Review. Elsevier BV, sf: 858-868. doi: 10.1016/j.cortex.2009.07.018. | Arşiv Bağlantısı
- P. Gunz, et al. (2018). Neandertal Introgression Sheds Light On Modern Human Endocranial Globularity. Elsevier BV, sf: 120-127.e5. doi: 10.1016/j.cub.2018.10.065. | Arşiv Bağlantısı
- M. Kuhlwilm, et al. (2019). A Catalog Of Single Nucleotide Changes Distinguishing Modern Humans From Archaic Hominins. Scientific Reports, sf: 1-14. doi: 10.1038/s41598-019-44877-x. | Arşiv Bağlantısı
- C. Cuskley, et al. Synesthesia, Cross-Modality, And Language Evolution. (11 Şubat 2014). Alındığı Tarih: 4 Haziran 2024. Alındığı Yer: Oxford University Press (OUP) doi: 10.1093/oxfordhb/9780199603329.013.0043. | Arşiv Bağlantısı
- P. Perniss, et al. (2014). The Bridge Of Iconicity: From A World Of Experience To The Experience Of Language. The Royal Society, sf: 20130300. doi: 10.1098/rstb.2013.0300. | Arşiv Bağlantısı
- D. E. Blasi, et al. (2016). Sound–Meaning Association Biases Evidenced Across Thousands Of Languages. Proceedings of the National Academy of Sciences, sf: 10818-10823. doi: 10.1073/pnas.1605782113. | Arşiv Bağlantısı
- H. Brighton. (2002). Compositional Syntax From Cultural Transmission. Artificial Life, sf: 25-54. doi: 10.1162/106454602753694756. | Arşiv Bağlantısı
- G. Lakoff, et al. Metaphors We Live By. ISBN: 9780226468013. Yayınevi: The University of Chicago Press.
- A. G. Huth, et al. (2016). Natural Speech Reveals The Semantic Maps That Tile Human Cerebral Cortex. Nature, sf: 453-458. doi: 10.1038/nature17637. | Arşiv Bağlantısı
- M. Conde-Valverde, et al. (2021). Neanderthals And Homo Sapiens Had Similar Auditory And Speech Capacities. Nature Ecology & Evolution, sf: 609-615. doi: 10.1038/s41559-021-01391-6. | Arşiv Bağlantısı
- F. A. Villanea, et al. (2019). Multiple Episodes Of Interbreeding Between Neanderthal And Modern Humans. Nature Ecology & Evolution, sf: 39-44. doi: 10.1038/s41559-018-0735-8. | Arşiv Bağlantısı
- D. Leder, et al. (2021). A 51,000-Year-Old Engraved Bone Reveals Neanderthals’ Capacity For Symbolic Behaviour. Nature Ecology & Evolution, sf: 1273-1282. doi: 10.1038/s41559-021-01487-z. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:12:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17780
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Live Science. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.