Konuşma, İşaret, Aletler: Eski Diller Neye Benziyordu? İlk Diller Konuşmaya mı Dayalıydı?
İşaret dilleri, tıpkı konuşma dilleri gibi toplumlar arası çeşitliliğe ve konuşma dilleri kadar iletişimsel yeterliğe sahip dillerdir.[1], [2] Ne var ki, dünyadaki 7000'i aşan dilin yalnızca 300 kadarı işaret dilidir. Dahası, 8 milyarı bulan dünya nüfusunun yalnızca 70 milyon kadarı öncelikli olarak işaret dili kullanmaktadır.[3], [4] Bu farkın sebebinin işaret dillerinin yoğunlukla işitme engelliler tarafından kullanılması olduğu düşünülebilir.
Yani dillerin büyük çoğunluğu konuşmaya dayalıdır. Bu çerçevede en eski dil oluşumlarının da konuşmaya dayalı mı evrimleşmiş olması gerekir?
Homo sapiens'in İletişim Yetisi ve Kuzenlerimiz
Bizim türümüz diğer türlere kıyasla çok sofistike bir sesli iletişim yetisine sahiptir. Bu yetimizi hem bilişsel mekanizmamızın donanımlılığına, hem de konuşma organımızın kullanışlılığına borçluyuz. Bilişsel altyapımız ve konuşma aygıtımız sayesinde çok sayıda sesi üretebiliyor ve algılayabiliyor, aynı zamanda da üretme ve algılama becerilerini hayatımızın en erken safhalarında hızla edinebiliyoruz. Primat akrabalarımız bu konularda bizim kadar maharetli değil.
Yeryüzündeki dillerin kullandığı birim seslerin sayısı 800'ü aşıyor ve bir dilin birim ses envanterinin kapsamı 100 sesi geçebiliyor. Türkçe'de ise yalnızca 28 birim ses bulunuyor! Bununla beraber yakın primat kuzenlerimiz, yıllarca eğitilseler bile birkaç sesten fazlasını telaffuz edemiyorlar.
Örneğin, Keith ve Cathy Hayes 1950'lerin başında evlerinde Viki adını verdikleri bir şempanze yetiştirdiler ve Viki'yi ellerinden geldiğince sıradan bir insan çocuğu gibi sosyalleştirmeye çalıştılar. Ancak Viki, tüm bu çabalara rağmen yalnızca dört sözcüğü telaffuz etmeyi başarabildi; anne, baba, yukarı ve bardak (İng: "mama", "papa", "up" ve "cup").[5]
Şempanzelerin konuşmakta başarısız olmaları şaşırtıcı değil, çünkü bizim maharetli beynimiz bir yana dursun, şempanzelerin konuşma organıyla bizim konuşma organımız arasında önemli yapısal farklar var. Bu farklardan en önemlisi, insan gırtlağının (larinks) şempanze gırtlağına kıyasla çok daha aşağıda yer alması. Gırtlağımızın bu konumu, ağzımızda dilimizin rahatça hareket edip farklı akustik karakterde sesler üretebileceği geniş bir boşluk bırakıyor.[6] Tabiri yerindeyse, şempanzelerin dilleri dönmüyor ki konuşabilsinler!
Sözlü İletişim Yetimizi Neye Borçluyuz?
Bununla beraber gırtlağımızın bu konumu türümüzün evrimsel geçmişinde ciddi bir bedeli de beraberinde getirmiştir. Primat akrabalarımızın aksine bizler, aynı anda nefes alıp yutkunamıyoruz. Hatta bu yüzden boğulabiliyoruz! Soluk borusuna yenen ya da içilen bir maddenin kaçmasıyla ölmenin sık yaşanan bir kaza olduğunu göz önünde bulundurursak, gırtlağımızın bu tehlikeli konumunun ölüm riskine değer derecede güçlü bir evrimsel avantajının olması gerektiği sonucuna varırız. Görünen o ki, doğal seçilim tabanında boğulma riski yaratmasına rağmen sözlü iletişim seçilmiştir.[7]
Konuşma aygıtımızın bu denli donanımlı ve evrimsel olarak avantajlı olduğu göz önüne alındığında konuşma, ilk bakışta türümüz için hep karakteristik bir etkinlik olmuş gibi görünebilir. Ancak türlerarası karşılaştırmalı analizler, türümüzün dille geçmişinin sadece konuşmadan ibaret olmayabileceğini, hatta konuşmanın türümüzün evrimsel geçmişinde nispeten yeni olabileceğini gösteriyor.[6][8][9][10]
Bu fikri destekleyen birçok gözlem de yapılmıştır. Öncelikle, primat akrabalarımızın doğal habitatlarında kendi aralarında iletişim kurarken kullandıkları işaretler, çıkardıkları seslere kıyasla çok daha esnek bir ifade gücüne sahiptir. Bu, onların işaretleriyle bizim dilimizin dikkate değer bir ortak paydasıdır, çünkü bizim ifadelerimiz de farklı durumlarda farklı anlamlara gelebilmektedir. Örneğin, vervet maymunlarının bir leopar, kartal ya da yılanın yaklaştığını haber eden, farklı anlamları bulunmayan üç farklı uyarı çağrısı bulunmaktadır. Buna karşın bonoboların el uzatma işaretleri bir kavga esnasında yardım talebi, barışçıl bir ortamda ise yiyecek ricası anlamına gelir. Üstelik seslerin aksine işaretler, insan dillerinin kültüre has özelliklerini anımsatır bir şekilde şempanze gruplarına özgü de olabilmektedir.[11], [12]
Daha da önemlisi, yakın primat kuzenlerimiz konuşma yoluyla iletişim kurmayı öğrenmekte işaret yoluyla iletişim kurmayı öğrenmekten çok daha az becerikliler. İlginçtir ki, insan harici primatların konuşmadaki bu yetersizliklerinin aksine filler, foklar, katil balinalar ve birçok ötücü kuş, sesli iletişim kurma becerisini edinebilmektedir.[13] Ses üretiminin türler arasındaki bu dağılımı, bu özelliğin analog bir özellik olduğunu gösteriyor. Bir başka deyişle konuşma becerisi, bu beceriye sahip bunca türe ortak bir atadan miras kalmamıştır. Daha ziyade, bu ortak yeti benzer seçilimsel süreçlerin bir sonucudur. Yani işaret, primat türlerinin iletişimsel davranışları bir evrimsel süreç içinde şematize edildiği zaman konuşmaya kıyasla daha makul bir dil öncülü olarak karışımıza çıkmaktadır.[8], [12] Bu çerçevede, eğer dil işaretle başladıysa, türümüzün evrimsel geçmişinde işaretten konuşmaya geçiş neden ve ne zaman gerçekleşmiş olabilir?
Nasıl Konuşmaya Başladık?
Bir yaklaşıma göre konuşma, vücudu başta eller olmak üzere ağız ve yüz dışındaki bölümlerinin iletişim meşguliyetinden kurtarmak için meydana gelmiş olabilir. Konuşmanın mümkün kıldığı bu çoklu görevliliğin büyük bir avantajı geceleri, avlanırken veya konuşmanın diğer katılımcıların görüş alanında değilken iletişim kurabilmektir.[14]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bir diğer avantajı da konuşmanın el işaretlerine kıyasla çok daha az enerji gerektirmesidir.[15] Konuşma esnasında aynı anda ellerle ne iş görüldüğünün tarif edilebilmesi de muhtemelen el işi gerektiren uygulamaların da daha kolay aktarılmasını sağlamıştır.[9] Fosil kalıntılara göre bu geçişi mümkün kılacak donanım, günümüzden elli bin yıl öncesinde kadar yakın bir zamanda bile şu anki halini almış olabilir.[10]
Görünen o ki konuşmanın icadı, türümüzün Neanderthal gibi diğer homininlerin aksine bugünlere kadar ulaşabilmesinde en az dilin icadı kadar kritik bir rol oynamış olabilir.[9]
Sonuç
Toparlamak gerekirse, insanların büyük çoğunluğu öncelikli olarak konuşma yoluyla iletişim kursa da primat kuzenlerimizin dille ortaklık gösteren iletişimsel davranışları konuşmaya değil işarete dayalı. Bu ayrışım tesadüfi değil, çünkü alet kullanımı onların kültürlerinin bir yapı taşı olmadığından vücutlarının ses aygıtı haricindeki uzuvları iletişim kurabilmeleri için yeterli. Bir başka deyişle, konuşmaya ve konuşmayı mümkün kılacak donanımlı bir organa bizim gibi ihtiyaç duymuyorlar. Bizim içinse konuşma, gelişen alet kullanımımızın gerektirdirdiği bir inovasyondu.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 26
- 17
- 10
- 8
- 7
- 6
- 5
- 5
- 4
- 4
- 4
- 1
- ^ C. Lucas. (2001). The Sociolinguistics Of Sign Languages. Yayınevi: Cambridge University Press.
- ^ C. Neidle, et al. (2000). The Syntax Of American Sign Language. Yayınevi: The MIT Press.
- ^ Ethnologue. How Many Languages Are There In The World?. (3 Mayıs 2016). Alındığı Tarih: 5 Aralık 2022. Alındığı Yer: Ethnologue | Arşiv Bağlantısı
- ^ U. Nations. International Day Of Sign Languages | United Nations. Alındığı Tarih: 5 Aralık 2022. Alındığı Yer: United Nations | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Hayes. (1951). The Ape In Our House. Yayınevi: Harper.
- ^ W. T. Fitch. (2000). The Evolution Of Speech: A Comparative Review. Trends in Cognitive Sciences, sf: 258-267. doi: 10.1016/S1364-6613(00)01494-7. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. H. Lieberman, et al. (1969). Vocal Tract Limitations On The Vowel Repertoires Of Rhesus Monkey And Other Nonhuman Primates. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 1185-1187. doi: 10.1126/science.164.3884.1185. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. C. Corballis. (1999). The Gestural Origins Of Language: Human Language May Have Evolved From Manual Gestures, Which Survive Today As A ‘Behavioral Fossil’ Coupled To Speech.. American Scientist, sf: 138-145. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. C. Corballis. (2009). The Evolution Of Language. Wiley, sf: 19-43. doi: 10.1111/j.1749-6632.2009.04423.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. P. Lieberman. (2007). The Evolution Of Human Speech. Current Anthropology, sf: 39-66. doi: 10.1086/509092. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. M. Seyfarth, et al. (1980). Monkey Responses To Three Different Alarm Calls: Evidence Of Predator Classification And Semantic Communication. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 801-803. doi: 10.1126/science.7433999. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. Tallerman. (2011). The Oxford Handbook Of Language Evolution. Yayınevi: Oxford University Press. sf: 82-90.
- ^ E. D. Jarvis. (2006). Selection For And Against Vocal Learning In Birds And Mammals. Ornithological Science, sf: 5-14. doi: 10.2326/osj.5.5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Konner. (2003). The Tangled Wing: Biological Constraints On The Human Spirit. Yayınevi: Macmillan.
- ^ B. A. Russell, et al. (1998). Effects Of Varied Vocal Intensity On Ventilation And Energy Expenditure In Women And Men. Journal of Speech, Language, and Hearing Research, sf: 239-248. doi: 10.1044/jslhr.4102.239. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 12:02:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13513
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.