Karl Popper ve Evrim Karşıtlığı: Evrim Bilimsel Olmayan Bir Totoloji midir?
Giriş
Eğer Evrim Kuramı'na, dolayısıyla evrimsel biyolojinin bir bilim dalı olmasına karşı duran biriyle konuşacak olursanız, muhtemelen laf dönüp dolaşıp önce dine, sonra eğer ki kişi din ile bilimin taban tabana zıt olduğunu düşünüyorsa felsefeye ve sonunda, yine bu kişinin bilgisi dahilindeyse, Karl Popper'a gelecektir.
Karl Popper'ın felsefi bakış açısı dahilinde söylediği sözler, evrim karşıtlığı için bol miktarda ve oldukça güzel malzemeler oluşturur. Popper'ın felsefi düzlemdeki bazı söylemleri, bilim camiasından evrim karşıtlığı konusunda hiçbir destek bulamayan bazı kesimler için oldukça kullanışlı içeriklere dönüşmüştür. Ancak Popper'ın evrim karşıtlığına malzeme edilmesi konusunda "ufak" bir sorun var: Az sonra tüm detaylarıyla göstereceğimiz üzere, Karl Popper evrimi reddetmiyordu! Daha doğrusu, erken yaşlarındaki evrim karşıtlığının sebebinin cehaleti ve konu hakkındaki bilgisizliği (ve yaptığı aceleci genellemeler) olduğunu kabul ediyordu. Fikirleri, yaşı ilerledikçe değişmişti.
Daha eski tarihli kitaplarında evrime dair bilgisi oldukça kısıtlı olduğundan, analizleri de kısıtlı ve bol miktarda hatalıydı. Böyle diyoruz; çünkü derin felsefi bilgilerinden yola çıkarak vardığı bazı sonuçlar, bilimsel araştırmalarla açıkça çelişiyordu. Ancak ilerleyen dönemde yazdığı kitaplarda, bu hatalarından teker teker döndü ve evrimi sadece kabul etmekle kalmadığı, aynı zamanda çok daha yakından çalışıp, konuyu başarıyla kavradığı görülmektedir. Ne yazık ki buna rağmen internet üzerinde Karl Popper'ın evrimi geçersiz kılıyormuş gibi gözüken eski sözlerine sıklıkla rastlamak mümkündür. Çünkü bu sözleri yayanların amacı bilimsel gerçeklere ulaşmak değil, bilim karşıtı propagandalarına malzeme çıkartmaktır.
Bu yazıda sürekli Popper'ın hatalarından ve konu dahilindeki bilgisizliklerinden bahsederek onu eleştirmeyeceğiz. Zira Popper bir bilim insanı değil, bir filozoftur (ve bilimsel düşünüşe çok şeyler katmış bir filozoftur). Elbette profesyonel mesleği gereği, bilimden gelen verileri yorumlama ve mümkünse yalın bir dürüstlükle ve doğru olarak yorumlama görevine sahiptir. Bilim felsefesi için Popper'ın birçok görüşü çok kıymetlidir; ancak bu kadar çok yönlü bir filozofun, her alanda, her akademik gelişmeyi ve bu gelişmelerin evrimsel biyolojinin temellerine yönelik önemi konusunda yeterli ve geçerli düzeyde bilgi sahibi olması beklenemez. Kimi zaman alandaki uzmanlar bile, sahalarındaki bütün akademik araştırmaları vakitlice ve tüm detaylarıyla takip etmekte zorlanabilmektedir.
İşte bu nedenle, bilimi ve bilimsel gelişmelerin insanlık için anlamını mümkünse doğrudan doğruya bilim insanlarından ya da onlarla çok yakından çalışan filozoflardan ve eğitimcilerden öğrenmek daha sağlıklı olacaktır. Bu yapıldığında, bilim camiasında evrimin gerçekliğine yönelik hiçbir bilimsel şüphe olmadığı görülebilir. Ancak bir filozof olarak Popper'ın evrim hakkındaki eski ama hatalı görüşlerini düzeltmek, evrimsel biyolojiyi yeni yeni anlamaya çalışan insanlara evrimi öğretmek için faydalı bir pratik olacaktır. Çünkü birçokları Popper'ın geçtiği felsefi yoldan geçerek, evrim/bilim karşıtlığının kapanına yakalanmış ve doğru yol gösterilmediği için o kapandan kurtulamamış olabilir. Bu yazı, Popper'ın görüşleri veya onunla paralel olan bazı diğer görüşlerin neden hatalı olduğunu gösterecek ve modern bilimin güncel verileriyle donanmak isteyen kişilere yol gösterici olacaktır.
Popper'ın Evrimle İlgili Hatalı Görüşleri
Popper'ın, evrime yönelik insanların sandığından çok detaylı ve karmaşık olan felsefi tutumunu, 1981 yılında ünlü evrim karşıtı Duane Gish, Science Digest dergisindeki makalesinde şöyle özetler:
Evren'in başlangıcını gören hiçbir şahit yok, canlılığın başlangıcını veya ilk canlının ortaya çıkışını gören kimse de yok. Bunlar; eşsiz ve tekrar edilemez, laboratuvarda yaratılamaz olaylardır. Dolayısıyla ne yaratılış ne de Evrim Kuramı bilimsel teoriler değildir ve ikisi de inanca dayalıdır. Bilimsel filozof Bay Karl Popper'ın dediği gibi, evrim test edilebilir bir teori değildir ve metafiziksel bir araştırma programıdır.
Evrim Ağacı olarak bugüne kadar biriktirdiğimiz ve yayınladığımız popüler bilim arşivi ve bugüne kadar yayınlanmış yüz binlerce, hatta milyonlarca evrimsel biyoloji makalesi, Gish'in bu konudaki savsak argümanını tek başına çürütmeye yetecektir. Eğer evrimsel biyoloji modern bilim dahilindeki akademik bir çalışma sahası değilse, dünya çapındaki yüz binlerce ve milyonlarca evrimsel biyolog neyin araştırmasını yapmakta, nasıl olup da insanlığın en saygın akademik çalışmalarını bünyesinde toplayan Nature ve Science gibi jurnallerde akademik yayınlar yapabilmekte; ve nasıl olur da evrimsel biyoloji çalışmalarına tekrar tekrar Nobel Ödülü verilebilmektedir (öyle ki 1955-2005 arası verilen 50 Nobel ödülünden 47'si evrimsel olan veya evrimi doğrudan ilgilendiren araştırmalara verilmiştir)?
Evrim, dini inançların olduğunun aksine, metafiziksel ve inanca dayalı bir araştırma sahası değildir! Felsefi veya bireysel bir görüş değildir; şahsî bir inanç hiç değildir. Evrim, bir doğa yasasıdır. Bilim insanları, bu doğa yasasını Evrim Kuramı (Teorisi) denen bir bilimsel teoriyi kullanarak çalışırlar. Bu teorinin öngörüleri bugüne kadar moleküler, anatomik, fizyolojik, jeolojik, genetik, vb. onlarca farklı akademik gözlem aracılığıyla ve gerek laboratuvar ortamında, gerek doğada yapılan incelemelerle doğrulanmıştır. Aktif olarak yüz binlerce bilim insanının üzerinde çalıştığı, araştırmalarında kullandığı, mühendisliğe ve mimarlığa kadar sayısız alana nüfuz etmeyi başarmış bir bilimi, "metafiziksel bir araştırma programı" olarak tanımlamak, bırakın saygın filozoflardan biri olmayı, Dünya'nın en ünlü bilim insanı, en ünlü filozofu, en saygın düşünürü bile olsanız, ancak ve ancak eksik bilgiden, yani konu hakkındaki cehaletten kaynaklanabilir. Çünkü bu kişilerin dedikleri doğruysa, akademik araştırmalar neden bu iddiaları desteklememektedir?
İşte özünde bu soruyla yüzleşen Popper, görüşlerini zamanla değiştirmiştir. Konu hakkındaki bilgisinin artıp, algısını derinleştirmesi sayesinde bilimsel gerçekleri kabullenmiştir. Şimdi, bu değişiminin detaylarına, kronolojik olarak gireceğiz.
Popper Evrimi Reddediyor muydu?
Öncelikle, şu konuyu tekrardan vurgulamakta fayda var: Popper'ın evrimi ömrü boyunca reddettiğini düşünmek doğru değildir. Popper, 1978 öncesi yazdığı yazılarında evrimi anlamadığı için reddetmiş, sonradan yaptığı incelemeler ışığındaysa görüşlerini değiştirmiş bir filozoftur (ki bu son derece takdire şayan bir harekettir - keşke daha fazla kişi bu erdemi gösterebilse!).
Dolayısıyla Popper'ın sözlerini tarihsellikleri ve kronolojik önemleri çerçevesinde değerlendirmekte fayda vardır. Doğrudan kendisinden alınmış birkaç cümleyle bu fikir değişimini gösterelim. 1957 tarihli The Poverty of Historicism kitabının 106. sayfasında şöyle yazar (bu yazıdaki alıntılardaki kalın vurguların tamamı bize aittir):
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Gerçekten de, tarihçiliğin yakın zamandaki popülerliği, evrimciliğin popülerliğinin bir parçası olarak görülebilir. Yani tarihçilik, Dünya'daki hayvanlar ve bitkiler gibi sayısız türün tarihini açıklayan muhteşem bir bilimsel hipotez ile, bir dini görüşün bir parçası haline gelmiş metafiziksel bir teori arasındaki çatışmadan etkilenmiştir. Bizim "evrimsel hipotez" dediğimiz, bol miktarda biyolojik ve paleontolojik gözlemi açıklamaya yaramaktadır. Bu gözlemler arasında, örneğin, çeşitli türler ve cinsler arasında neden benzerlikler bulunduğu sorusu bulunur. Evrim, bunu ilişkili formların ortak kökeni ile açıklar. (...) Ben, modern Darwinizm'i bu konuyla ilgili gerçekleri en yüksek başarıyla açıklayan açıklama olarak görüyorum.
Her ne kadar "Darwinizm" olarak adlandırdığı, Doğal Seçilim yoluyla olan Evrim Teorisi'ni canlılığı en başarıyla açıklayan teori olduğunu kabul etse de, bu sözüyle ilgili hatalı olan kısmı, evrimi bir hipoteze indirgemesidir. Hipotezler, test edilmeyi bekleyen, henüz teste tabi tutulmamış, etrafımızdaki gözlem ve süreçlere yönelik tahmini açıklamalarımızdır. Evrim bir hipotez değildir: Evrim bir doğa yasasıdır; bu yasayı açıklayan bilimsel bilgiler bütününe Evrim Teorisi denir.
Devam edelim. 1963 tarihli Conjectures and Refutations isimli kitabının 340. sayfasında şöyle der:
Evrim yasası diye bir şey yoktur. Yalnızca, bitki ve hayvanların değiştiğine, veya daha isabetli olarak, bu canlıların değişmiş ve değişmekte olduğuna yönelik tarihsel bir gerçek vardır.
Yine Popper, evrimin "tarihsel bir gerçek" olduğunu doğru bir şekilde tespit etse de, bu sözündeki hatası, "evrim yasası diye bir şey olmadığı" iddiasıdır. Doğada yaşanan, insan müdahalesiyle olmayan, doğal süreçlerle gelişen ve bizler tarafından hem doğada, hem laboratuvar ortamında gözlenebilen bir süreç, nasıl olur da "doğa yasası" olmaz? Doğa yasası değilse, nedir? Beşeri olmayan tarihsel gerçekler, doğa yasalarından kaynaklanmıyorsa veya bunları doğa yasaası olarak tanımlayamıyorsak, neyi doğa yasası olarak tanımlayabiliriz? Burada ciddi bir kafa karışıklığı olduğu açıktır.
Gözlemsel bir gerçek olarak evrim, bir doğa yasasıdır; değişebilir kalıtsal birimlere (örneğin genlere) sahip varlıkların popülasyonlarının nesiller içinde değişmek zorunda olduğunu söyleyen doğa yasası, evrimdir. Bu değişimin nasıl ve neden olduğunu açıklamak ise, Evrim Teorisi'nin görevidir. Konuyla ilgili şu videomuzu izlemenizi tavsiye ederiz:
Popper, 1976 tarihli Unended Quest: An Intellectual Autobiography isimli otobiyografisinin 167. sayfasında şöyle yazmaktadır:
Evrim teorisi benim hep aşırı fazla ilgimi çekmiştir. Evrimi bir gerçek olarak kabul etmeye fazlasıyla hazırım.
Görülebileceği üzere Popper, evrime karşı kişisel bir saldırı içinde değildi; sadece konuyu anlamlandırmaya çalışıyordu. Bu gayet normal; zira Evrim Teorisi, modern bilimin en önde gelen teorilerinden birisi olarak pek tabii anlaşılması kolay olmayan bir araştırma sahasıdır.
1978 tarihli Natural Selection and the Emergence of Mind isimli kitabının 344. sayfasında ise şunu yazar:
Modern Darwinizm'in Mendelci temelleri ile; tüm karasal yaşantının birkaç ilkin tek hücreli organizmadan, hatta belki de sadece bir iki adet tekil organizmadan evrimleştiğini söyleyen evrim teorisi, son derece iyi bir şekilde test edilmiştir.
Bu son iki alıntı, Popper'ın zaman içinde evrime yönelik görüşlerinin değiştiğini ve bunun nedeninin evrimsel biyolojiyle ilgili bilgisinin arttığının en net göstergesi olarak görülebilir. Daha eski tarihli kitaplarında bariz bilgi eksikleri sezilirken, bu son cümleler, konuyu kavramaya başladığını göstermektedir.
Gerçekten de, felsefe tarihi açısından incelendiğinde, 1978 yılındaki bu kitabı, Popper'ın evrimle ilgili görüşlerinin tamamen değiştiği nokta olarak görülür. Ne yazık ki Popper'ın bu gerçeği kavramak konusunda çok geç kalmış olması, evrim karşıtlarının eline bol miktarda koz geçmesine neden olmuştur. Buna ve Popper'ın entelektüel camiadan dilediği özre az sonra geleceğiz.
Ama burada şunu vurgulamak istiyoruz: Tam olarak anlamadığımız konular hakkında büyük yorumlarda bulunmak ve geri dönüşü çok zor olan yargılarımızı açıkça ilan etmek, ifade özgürlüğünün kullanılmasının güzelliğinden ziyade, toplumsal zarara neden olan bir felakete dönüşebilir. Örneğin Popper'ın geçici bir süre devam etmiş de olsa tüm bilim ve felsefe camiasınca etkileri hissedilmiş olan, bilim dışı evrim karşıtlığı, 1982 yılında ABD'de süregelen okullarda biyoloji derslerinde evrim ve yaratılışın eşit miktarda okutulması gerektiğini iddia eden bilim düşmanlarınca delil olarak kullanılmaya çalışılmıştır. Yüksek profilli ve saygın bir filozof olan Popper'ın görüşlerini doğru ifade etmesi çok önemliydi. Evrim karşıtı yaratılışçılar, mahkemede yaptıkları savunmada, Popper'ın hatalı görüşlerine işaret ederek "evrimin biliminin de yaratılış bilimi gibi mantıksal olarak yanlışlanamayacağını" ileri sürmüşlerdir. Halbuki evrim ve yaratılış ikilisinden sadece ve sadece ilki bilimsel bir gerçektir. Neyse ki bu gerçeği gören mahkemeler, yakın geçmişte yaşanan evrim karşıtı davaların her birinde evrimi bilimsel bir gerçek olarak değerlendirmiş ve yargı kararını bu gerçek çerçevesinde şekillendirme erdemini göstermişlerdir.
Popper'ı Savunan Yaratılışçılar
Bu noktada açılabilecek bir yan parantez, evrim karşıtı yaratılışçıların Popper savunusundaki gülünçlüktür. Popper'ın yaratılışçıların bir alt başlığı oldukları teizm hakkında söyledikleri, kimi ateistlerin bile söylemekten geri durduğu düzeydedir. Öyle ki, 1978 tarihli kitabının 342-343. sayfalarında, neredeyse Richard Dawkins ile aynı noktaya ulaşmayı başarmıştır:
Darwin'in bize gösterdiği, doğal seçilimin prensip olarak Yaratıcı'nın faaliyetleri ve O'nun amacı ve tasarımını simüle edebileceği gerçeğidir. Dahası, belli bir amaç veya hedefe yönelik rasyonel insan davranışlarını da simüle edebilir.
172. sayfada ise şöyle demiştir:
[Darwin'in] adaptasyon teorisi, ikna edici olan ilk non-teistik açıklamaydı. Teizm, bir başarısızlık abidesinden bile beter duruma düştü; çünkü nihai açıklamaya ulaşmayı başardığı izlenimini yaratmıştı.
Çok önemli olmasa da, 1983 yılında John C. Eccles ile yazdığı The Self and its Brain: An Argument for Interactionism makalesinde şöyle yazmaktalar:
Bizlerden biri (Eccles) Tanrı'ya ve doğa ötesi olan şeylere inanıyor; diğeri ise (Popper) bir agnostik olarak tanımlanabilir.
Dolayısıyla yaratılışçıların evrim karşıtlığı tamamen geçersiz olsa da anlaşılabilirdir; fakat Popper'ı bu hatalı argümanlarına alet etmeleri, ateizm karşıtı açıklamalarında evrimi rehin tutarken bir yandan da teist olmayan Popper'a işaret etmeleri, tutarlı bir yaklaşım değildir.
Karl Popper, Metafizik ve Totoloji: Evrim, Metafizik ve Döngüsel midir?
Kimi zaman, evrimin "Döngüsel Mantık Safsatası" denen, kimi zaman da "Totolojik Açıklama" gibi isimlerle anılan bir safsataya sahip olduğu iddia edilir. Bu argümanın felsefi kökenlerini Popper'a kadar takip etmek mümkündür. Popper, evrimi anlamadığı dönemlerde, Evrim Kuramı'nın her şeye cevap olmasından ötürü, aslında hiçbir şeye cevap olmadığını, dolayısıyla da bilimsel olmadığını düşünüyordu. 1972 tarihli Objective Knowledge: An Evolutionary Approach isimli kitabında, evrimin kalbinde yer alan "en uyumlunun hayatta kalması" ilkesinin "neredeyse tamamen totolojik ve dolayısıyla test edilemez" olduğunu iddia ediyordu. Dahası, evrimin veya doğal seçilimin bilimsel değil de, "metafiziksel" olduğunu iddia ediyordu. Ne var ki bu iddialarının bir kısmı hatalı, bir kısmı yanlış anlaşılmış, büyük bir kısmı ise Popper'ın ta kendisi tarafından sonradan düzeltilmiştir.
Bu iddialarına bir bakalım.
"Metafiziksel" Evrim?
İlk olarak, 1976 tarihli Unended Quest: An Intellectual Autobiography kitabının 168. sayfasında şöyle diyor:
Darwinizm'in test edilebilir olmayan bir bilimsel teori olduğu sonucuna vardım. Darwinizm, daha ziyade metafiziksel bir araştırma programıdır. Test edilebilir bilimsel teoriler için olası bir çerçevedir.
Filozofların yazıları çok daha dikkatli analiz edilmelidir; çünkü filozoflar, bilim insanları da dahil olmak üzere insanlığın geri kalanına nazaran terimlere ve terminolojik farklılıklara çok daha büyük önem verirler. Gerçekten de, bu alıntıda dikkat edilmesi gereken nokta, Popper'ın evrimden değil, Doğal Seçilim'den bahsettiğidir. Yani Popper'ın bilimsel olmadığını düşündüğü şey, canlıların evrimleştiği gerçeği değil, Doğal Seçilim'in bu süreci açıklamak için ileri sürdüğü açıklamanın bilimsel olmadığı yönündedir. Elbette ki bu da tamamen hatalıdır; ancak açıklamasını az sonra yapacağımız için, bu noktadaki Popper'ın evrimden değil de, Doğal Seçilim'den bahsettiğini nasıl anladığımıza yer verelim. Kitabın konuya giriş yaptığı 151. sayfasında şöyle diyor:
(...) çünkü doğal seçilim teorisinin test edilebilir bir bilimsel teori değil de, metafiziksel bir araştırma programı olduğunu iddia edeceğim.
Filozofların kullandıkları kelimelerle neler kastettiklerinin ve bu anlamların bizim sandığımızla paralel olup olmadığının çok iyi anlaşılması gerektiğini söylemiştik. Mesela, "metafiziksel bir araştırma programı" kalıbı, bilim insanlarına veya bilimseverlere ilk etapta rahatsız edici bir aşağılama gibi gelse de, Popper gibi bir filozof için bu kullanımda hiçbir sakınca yoktur; tam tersine, metafiziksel araştırma programları, Popper için modern bilimin vazgeçilmez bir parçasıdır ve tahminlerde bulunmamızı sağlayarak yeni araştırmalar üretmemizi sağlar. 1976 tarihli otobiyografisinin 171-172. sayfalarında bunu şöyle açıklıyor:
Tüm bunlara rağmen, [doğal seçilim] teori[si] paha biçilemez bir değere sahiptir. Bu teori olmaksızın, Darwin'in zamanından beri bilgi birikimimizin nasıl büyüyebileceğinin bir yolunu göremiyorum. Örneğin penisilin gibi ilaçlara adapte olan bakterilerle ilgili deneyleri açıklarken, doğal seçilim teorisinin müthiş derecede katkı sağladığı oldukça açıktır. Her ne kadar metafiziksel olsa da, sağlam ve pratik araştırmalar üzerine güçlü bir ışık tutmaktadır. Penisilin basılmış ortamlar gibi yeni ortamlara adaptasyonu mantıklı bir şekilde anlamamızı sağlamaktadır. Adaptasyon mekanizmalarının varlığını göstermektedir ve bu mekanizmanın iş başındayken detaylarını çalışabilmemizi sağlamaktadır. Dahası, bu teori, bugüne kadar bunu yapmayı başaran tek teoridir.
"Totolojik (Döngüsel)" Evrim?
Popper, 1978 tarihli Natural Selection and the Emergence of Mind isimli eserinin 339-355'inci sayfaları arasında şu paragraflara yer veriyor:
Darwin'in evrim teorisine en büyük katkısı olan doğal seçilim teorisini test etmek güçtür. Bazı testler vardır; hatta bazıları deneyseldir de. Hatta bazı durumlarda, örneğin meşhur "endüstriyel melanizm" örneğinde, doğal seçilimin gözlerimiz önünde yaşandığını görebiliriz. Ve yaşanmıştır da! Buna rağmen, doğal seçilim teorisinin güçlü bir şekilde test edildiği durumlara nadiren rastlarız. Bu tip teorilerin fizik ya da kimyadaki eşlerine yönelik zorlu testler çok daha sık görülür.
Doğal seçilim teorisinin test edilebilmesindeki zorluklar, anti-Darwinistleri ve hatta bazı büyük Darwinistleri, bu teorinin totolojik olduğunu düşünmeye itmiştir. "Tüm masalar masadır." gibi totolojiler, elbette ki, test edilebilir değildir. Dahası, herhangi bir açıklayıcı güçleri de bulunmaz. Dolayısıyla bazı büyük çağdaş Darwinistlerin "en çok döl veren bireyler en çok döl verir" gibi bir totolojiye dayanan bir açıklama yapması şaşırtıcıdır. C. H. Waddington, bir yerlerde (ki kendisi bu görüşü başka yerlerde de savunmuştur) şöyle der: "Doğal seçilim, anlaşılıyor ki, bir totolojidir." Ancak kendisi de, aynı kaynakta, bu teorinin "aşırı yüksek bir açıklama gücü bulunduğunu" yazmaktadır. (Bu alıntı aşağıda devam edecek)
Bir diğer deyişle Popper, evrimin şu şekilde bir döngüye sahip olduğuna inanıyordu:
- - Bir canlının X özelliği var. Neden?
- + Çünkü bu X özelliği o canlı için avantaj sağlıyor.
- - Peki X özelliği neden bu canlı için avantaj sağlıyor?
- + Çünkü X özelliği bu canlıda evrimleşebilmiş.
Daha net bir örnek üzerinden gidelim:
- - Bir canlının daha fazla üreyebiliyor. Neden?
- + Çünkü daha fazla üreme özelliği avantajlıdır.
- - Peki daha fazla üremek canlıya neden avantaj sağlıyor?
- + Çünkü canlı daha fazla üreyebilecek şekilde evrimleşmiş.
Bu, Popper'ın evrimin totolojik olduğunu düşündüğü zamanlarda, teorinin temellerini anlamadığını çok net bir şekilde göstermektedir. Günümüzdeki evrim karşıtları da, Popper'ın söylediklerini tekrar ederek, "Her özellik avantaj sağladığı için var diyorsunuz. Bu bir açıklama değil." gibi argümanlar ileri sürmektedirler.
Evrimsel biyolojinin ne olduğunu, bu sözde döngüsel mantık üzerinden izah edelim. Evrimsel biyoloji, birçok mekanizma sonucu popülasyon içerisinde oluşan çeşitliliğin, yine birçok mekanizmanın etkisi altında belli yönlerde (bu yönler doğanın parametrelerine göre rastgele değişir) seçilmesi sonucunda, nesiller içerisinde meydana gelen dağılımsal değişimi inceleyen bilim dalıdır. Dolayısıyla yukarıdaki döngü iddiası doğru değildir. Eğer ki sadece avantajlı olan bireylerin var olduğu varsayımı üzerinden yorum yapılırsa, elbette döngüsel bir durum çıkar; çünkü sanki popülasyon içinde yalnızca avantajlı bireyler varmış ve bunun nedeni de evrimmiş gibi bir mantıksal döngü oluşmuş olur. Ancak gerçekte bir popülasyon içinde sadece avantajlılar yoktur! Doğada çeşitlilik vardır, ölüm vardır. Bu ölüm, yaşlanma sonucu geldiği gibi, doğa içerisindeki mücadeleden de gelmektedir. Yani canlıların özelliklerini belirleyenler, yalnızca canlıların veya popülasyonların içsel karakteristikleri değil, çevrenin onlar üzerinde dikte ettiği şartlardır da! Yani bir canlı türünde hangi özelliklerin evrimleşeceğini belirleyen şey, dış çevre şartlarıdır! Bu durum, döngüselliği kırmaktadır. Yukarıdaki soru-cevap dizgisini gerçeği yansıtacak şekilde düzeltecek olursak:
Bir canlının X özelliği var. Neden?
Çünkü belli bir zamanda, belli bir popülasyon içerisinde edinilmiş X özelliğini (daha fazla ya da tamamen) taşıyan canlılar, bu özelliği (hiç) taşımayanlara göre, o dönemde var olan çevresel koşullar altında avantaj sağlamışlar ve daha kolay hayatta kalıp, daha kolay üremişler. Bu sebeple kendilerine X özelliğini, dolayısıyla da avantajı veren genleri yavrularına daha sık aktarabilmişlerdir. Böylece bir sonraki nesilde, o avantajlı X özelliğine sahip bireylerin sayısı artmıştır. Bu şekilde, nesiller içerisinde o popülasyonda, eskiden çok daha seyrek olan X özelliği baskın hale ve hatta "norm" haline gelmiştir. İşte bu yüzden o canlıda X özelliği var.
Peki X özelliği neden bu canlı için avantaj sağlıyor?
Çünkü her canlı farklı ortamlarda bulunur ve her ortam farklı özelliklerin avantajlı ya da dezavantajlı olabileceği niteliktedir. Genler, sürekli olarak farklı kombinasyonlarda karışarak, az ya da çok farklı yavruların doğmasını sağlar. Bu sebeple, belli bir zamanda, belli bir kombinasyonun şans eseri bir canlıda var olması, X özelliğini o canlıya kazandırıyor ve bu X, yaşanan dönem içerisinde o canlıya avantaj sağlıyor. Aynı özellik, başka bir zamanda, başka bir canlıda olsaydı dezavantaj da sağlayabilirdi, bu unutulmamalı.
Hatalarını Kabul Etme Erdemine Sahip Karl Popper
İşte sorulara doğru cevaplar verilecek olursa, Evrimsel biyolojinin ne olduğunun anlaşılmaması için hiçbir sebep olmadığı kolayca görülebilecektir.
Gerçekten de, Popper'ın görüşleri 1978 yılında tamamen değişmiştir! Popper, 1978 yılında yayınladığı kitabında hatalı olduğunu kabul etmiştir. İlk olarak, yukarıdaki totoloji açıklamasının devamını verelim; çünkü bilim karşıtları alıntıyı bizim de kestiğimiz noktada bırakarak Popper'ın iddialarını olduğundan farklı bir kalıba sokmaya çalışmaktadırlar.
(yukarıdaki alıntı devam ediyor)
Tüm Reklamları KapatMadem ki totolojinin açıklama gücü yoktur dedik; bu durumda burada bir hata olmalı! Buna rağmen, Ronald Fisher, J. B. S. Haldane, George Gaylord Simpson ve diğer Darwinistler'in çalışmalarında da buna benzer yazılara rastlamak mümkündür.
Bu problemden burada bahsediyorum, çünkü ben de suçlulardan biriyim. Bazı uzmanların söylediği şeylerden etkilenerek, ben de bu teoriyi [doğal seçilim teorisini] "neredeyse totolojik" olarak tanımladım. Hatta, her ne kadar bilimsel olarak büyük öneme sahip olduğunu söylesem de, doğal seçilim teorisinin nasıl test edilemez olduğunu (ve bir totoloji olduğunu) açıklamaya çalıştım. Doğal seçilim doktrini ile ilgili çözümüm, onun çok başarılı bir metafiziksel araştırma programı olduğu yönündeydi. Birçok sahada detaylı problemleri doğuruyordu ve bu sorunların çözümünün neye benzeyebileceğini söylüyordu.
Halen doğal seçilim teorisinin bu tip bir araştırma programı olduğuna inanıyorum. Ancak teorinin test edilebilirliğine dair görüşlerimi değiştirdim. Benzer şekilde, doğal seçilim teorisinin mantıksal durumuna yönelik fikirlerim de değişti. Sözümü geri alabilme imkanım olduğu için mutluyum. Bu konudaki sözlerimi geri almam, umuyorum ki doğal seçilimin durumuna yönelik anlayışa birazcık da olsa katkı sağlayacaktır.
1981'de New Scientist dergisine yazdığı mektupta ise şunları söylüyor:
Bazı insanların, benim paleontoloji gibi bazı tarihsel bilimlerin veya Dünya'da yaşamın evrimsel tarihi gibi tarihsel konuların bilimsel karakterini reddettiğimi düşündüğünü görüyorum. Bu bir hatadır. Burada net olarak belirtmek isterim ki, bunlar ve diğer tarihsel bilimler bana göre bilimsel bir karaktere sahiptir ve hipotezleri de birçok durumda test edilebilirdir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 34
- 12
- 8
- 6
- 5
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- M. Isaak. Claim Ca211.1. (2 Kasım 2005). Alındığı Tarih: 29 Mart 2019. Alındığı Yer: Talk Origins | Arşiv Bağlantısı
- J. McCarter. Evolution Is A Winner — For Breakthroughs And Prizes. (1 Mayıs 2005). Alındığı Tarih: 29 Mart 2019. Alındığı Yer: NCSE | Arşiv Bağlantısı
- I. Asimov, et al. (Science Digest, 1981). The Genesis War: A Debate. Not: Sf: 82.
- C. Darwin. (1936). The Origin Of Species And The Descent Of Man. Yayınevi: The Modern Library.
- B. Halstead. (New Scientist, 1980). Popper: Good Philosophy, Bad Science?. Not: Sf: 215-217.
- E. Mayr. (1970). Populations, Species, And Evolution. ISBN: 9780674690134. Yayınevi: Harvard University Press.
- E. Mayr. (1963). Animal Species And Evolution. ISBN: 9780674865327. Yayınevi: Harvard University Press.
- E. Mayr. (New Scientist, 1981). Letter. Not: 87:611.
- K. Popper. (1978). Natural Selection And The Emergence Of Mind. Dialectica, sf: 339-355. | Arşiv Bağlantısı
- K. Popper. (2002). Unended Quest: An Intellectual Autobiography. ISBN: 9780415285896. Yayınevi: Routledge.
- K. Popper. (1972). Objective Knowledge: An Evolutionary Approach. ISBN: 9780198750246. Yayınevi: Oxford University Press, USA.
- K. Popper. (1963). Science: Problems, Aims, Responsibilities. Federal Proceedings, sf: 961-972. | Arşiv Bağlantısı
- K. Popper. (2002). Conjectures And Refutations: The Growth Of Scientific Knowledge. ISBN: 9780415285940. Yayınevi: Routledge.
- K. Popper. (2002). The Poverty Of Historicism. ISBN: 9780415278461. Yayınevi: Routledge.
- G. L. Stebbins. (1977). Processes Of Organic Evolution. ISBN: 9780137234523. Yayınevi: Prentice Hall.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 13:38:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/324
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.