Döngüsel Düşünme Mantık Hatası ve Hüsnükuruntu Safsatası (Petitio Principii)
Dairesel Akıl Yürütme (Circular Reasoning) ya da Latince olarak Petitio Principii olarak da bilinen bu safsata, bilimsel tartışmaların en sık karşılaşılan mantık hatalarından birisidir. Ne yazık ki, özellikle de şahsi inançları ile bilimi karıştırıp sonrasında da biriyle ötekisini ispatlamaya çalışan insanlarda çok sık görülür. Genel olarak şöyle formülize edilir:
- Varılan bir sonucun öncülleri ispatsız varsayımlara dayanmaktadır.
- Dolayısıyla varılan sonuç olan C İddiası doğrudur.
Dediğimiz gibi bu iddiayı geçersiz kılan, iddianın temellerini oluşturan varsayımların ispatlanmamış olması ve sonucun, bu ispatlanmamış sınırlar üzerine kurulmasıdır. Şu şekilde daha da basitleştirilebilir:
- X doğrudur.
- X'in doğru olduğunun kanıtı, X'in doğru olmasıdır.
Gördüğünüz gibi burada dairesel (veya döngüsel) bir akıl yürütme vardır. X ispatlanmamıştır ama X'in doğruluğu, yine kendisinin ispatlanmamış olmasına rağmen doğru olduğu iddiası ile ispatlanmaya çalışılmaktadır. Bu zincir, mantık hatasını doğurur. Din hakkındaki tartışmaların birçoğunda bu mantık hatasını görmek mümkündür:
- Kostas: “Tanrı var olmalıdır.”
- Yorgi: “Olabilir. Ama Tanrı’nın var olduğunu nereden biliyorsun?”
- Kostas: “Çünkü İncil öyle söylüyor.”
- Yorgi: “Hmm, anladım. Peki İncil'e neden inanmamız gerekiyor, ya yanlışsa?”
- Kostas: “Çünkü İncil, Tanrı’nın eseridir ve Tanrı’nın var olduğunu söylemektedir.”
Görebileceğiniz gibi bu tartışmayı sonsuza kadar bu döngü içerisinde sürdürmek mümkündür. Gerçekten de, döngüsel mantık hatası fark edilmediğinde, sonu gelmez tartışmalar yaşanabilir. Çünkü münazara, söz konusu döngüyü kıramamaktadır.
Burada anlaşılması gereken, bir argümanın geçerliliğinin ispatını yapılmaksızın, o argümanı temel alan yeni argümanlar inşa edemeyecek oluşumuzdur. Yani her bir öncülün geçerliliği, bir sonuca varmadan önce bilimsel yöntemlerle ispatlanmalıdır. Eğer ki argümanınızın öncülü “Tanrı” olarak tanımlanan bir yaratıcı gücü gerektiriyorsa; şeytanlar, melekler, cennet, cehennem, kutsal kitaplar, ahlaki sorumluluklar ve daha nice dinî argümana geçmeden önce, temel varsayımınızın geçerliliğini ispatlamak durumundasınız. Eğer bunu yapmadan daha kapsamlı anlatımlara ve argümanlara geçecek olursanız, o temel üzerine inşa edilen bütün argümanlar zayıf olacaktır.
Eğer döngüsel argüman mantık hatasını görmezden gelecek olursak, aynı mantıkla “Spiderman” (“Örümcek Adam”) isimli bir süper kahramanın var olduğunu da ispatlayabiliriz:
- Cenk: “Spiderman’i Hollywood filmi falan gibi gösteriyorlar; ama aslında gerçektir.”
- Banu: “Nereden çıktı? Nereden biliyorsun?”
- Cenk: “Marvel’ın kitapları Spiderman’in var olduğunu gösteriyor.”
- Banu: “İyi de, Marvel’ın gerçek bir karakterden bahsettiğini nereden biliyorsun?”
- Cenk: “Çünkü o çizgi dizileri aslında Spiderman yazıyor, kendi hikayelerini anlatıyor. Ve bu anlatımlarda Spiderman’in var olduğunu görebiliyoruz.”
Bu tip döngüsel mantık hatası, birçok komplo teorisinin de kalbinde yatar. Bu nedenle bu kitap için çok önemlidir. Bir diğer örneğe bakalım:
- Richard: “Gizli dokümanların da gösterdiği gibi, 11 Eylül saldırıları kesinlikle ABD’nin işi! Kendi kendimizi vurduk.”
- Melody: “Neden böyle düşünüyorsun ki?”
- Richard: “Çünkü Info Wars spikeri Alex Jones böyle söylüyor.”
- Melody: “Ona neden güveniyorsun ki?”
- Richard: “Çünkü onun gizli dokümanlara erişimi var. Ve o dokümanlar, 11 Eylül saldırılarının ABD’nin işi olduğunu söylüyor.”
Eğer ki döngüsel mantık hatası ilk fırsatta tespit edilip durdurulmazsa, zincirleme bir şekilde birçok diğer safsatanın da önünü açabilmekte ve tartışmaları anlamsız yere uzatabilmektedir. Eğer tartıştığınız kişinin döngüsel mantık hatasına düştüğünü düşünüyorsanız, durun ve döngünün bir parçasına ait ispatlarını isteyin. Mesela 11 Eylül saldırılarının ABD’nin kendi kendine yaptığı bir saldırı olduğuna dair kanıtları isteyin. Bu kanıtları tartışın. Ya da Alex Jones’un, bir başkasının erişemeyeceği gizli bilgilere erişimi olduğuna dair argümanın ispatının yapılmasını isteyin. Her zaman kanıtları isteyin. 11 Eylül saldırıları, ABD tarafından koordine edilmiş olsa da, olmasa da, bunu ispatlamanın yolu döngüsel argüman safsatası olamaz.
Bir diğer örnek, ne yazık ki halk arasındaki en sık görülen argümanlardan birisidir:
- "Eğer bunu yapmak yasa dışı olmasaydı, yasa tarafından yasaklanmazlardı."
Burada yapılan; bir hareketin, davranışın, veya durumun yasa dışı olması, onun yasa tarafından yasaklanmasıyla desteklenmeye çalışılmasıdır. Ne yazık ki evrensel ahlak ve yasa kuralları bulunmamaktadır. İnsanlar, yaşadıkları çağın ve kültürlerinin gereksinimleri çerçevesinde yasaları ve ahlak kurallarını şekillendirmektedirler. Dolayısıyla bir davranışın yasak olması, o davranışın “mutlak olarak yasadışı olduğu”, dolayısıyla “kabul edilemez” olduğu anlamına gelmemektedir. Örneğin ABD’nin Texas eyaletinin anayasasının 1. maddesinin 4. fıkrasında, yönetim kademesine gelecek kişilerin, “kudretli bir yaratıcının var olduğunu kabul ettikleri müddetçe” hiçbir dini testten geçirilmek zorunda bırakılamayacağı yazmaktadır. Bu kendisiyle çelişkili yasanın var olması (kendisiyle çelişmiyor olsaydı bile) “kudretli bir yaratıcının var olduğunu” kanıtlamakta kullanılamaz. Zira bu yasaların varlığını bilimsel ispat olarak kabul edecek olsaydık, evimizde 6’dan fazla dildo, vibratör veya mastürbasyon aleti bulundurmamız evrensel olarak yasak olmalıydı. Çünkü Texas Ceza Yasaları’nın 43. bölümünün, B alt bölümünün, 23. fıkrasının, f bendinde 6’dan fazla dildo, vibratör, vb. “müstehcen malzeme” bulunduran kişilerin, bu ürünlerin toptan satışını yapma amacında olduğu varsayılmış ve yasaklanmıştır. Güzelim Texas... Son bir örnek:
- Batur: “Öz geçmişiniz harika gözüküyor ama bir referansa daha ihtiyacımız var.”
- Berke: “Hasan benim için iyi bir referans olabilir.”
- Batur: “Güzel. Peki Hasan'ın güvenilir olduğundan emin olabilir miyiz?”
- Berke: “Kesinlikle! Çünkü ben onun için referans olabilirim!”
Görüldüğü gibi, zaten Berke’nin güvenilirliğinin kanıtlanması için bir referans aranmaktadır. Ancak Berke, kendisinin vereceği referansın güvenilirliğini ispatlamak için, kendi güvenilirliğini ileri sürmektedir. Bu, döngüsel argüman safsatasını doğurmaktadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Döngüsel argüman safsatasının bir versiyonu “Hüsnükuruntu Safsatası”dır (İng: ""Wishful Thinking"), yani “Ben bir şeylerin o şekilde olmasını istiyorum; dolayısıyla o şeyler, o şekildedir.” şeklinde özetlenebilecek safsatadır. Yani bizim isteklerimizin, gerçeklerin doğasını etkilediği düşüncesidir. Döngüsel mantık hatasının bulunma nedeni, olay ve olguların neden o şekilde oldukları sorusunun yanıtı olarak bizim isteklerimizin o şekilde olduğunun ileri sürülmesidir. Bizim isteklerimizin o şekilde olması ise, gerçeklerin doğası ile uyuştuğu için, döngüsel bir safsata oluşmaktadır. Ancak hüsnükuruntu içinde aynı zamanda daha önceden gördüğümüz Duygulara Başvurma Safsatası ile Kırmızı Sazan Safsatası da bulunmaktadır.
Unutmayın ki sırf bir şeylerin size güzel ya da doğru görünüyor olması, o şeylerin gerçekten de öyle oldukları anlamına gelmemektedir. Buna aynı zamanda “Akıl Projeksiyonu” da denilebilir. Yani dünyayı nasıl algılıyorsak, dünyanın gerçekten de öyle olduğunu sanma durumudur.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 29
- 9
- 8
- 6
- 4
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:41:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/225
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.