İnsanın Anatomik Evrimi Hızlanarak Devam Ediyor: 20 Yaş Dişleri Yok Oluyor, Kolumuzda Yeni Damarlar Oluşuyor, Yüzler Kısalıyor, Kemik Bağlantıları Değişiyor!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Birçok insan, türümüzün artık yaban hayat içerisinde olmamasından ve artık gerçek anlamda hayatta kalma mücadelesi vermiyor olmamızdan ötürü, evrimimizin durduğuna inanır. Bunun doğru olmadığını biliyoruz: Türümüz, son 2000 yılda da birçok evrimsel değişim geçirdi ve değişmeye devam ediyor. Journal of Anatomy dergisinde yayınlanan "Yakın Geçmişte İnsan Kolundaki Medyan Damarın Görülme Sıklığının Artışı: Mikroevrimsel Bir Değişim" başlıklı bir makalede Avustralyalı araştırmacılar, insan türünde kısmen kısa bir süre içinde hızlı evrimsel değişimler yaşandığını gösterdiler.[1] Makaleye göre, bu evrim son 250 yılda daha da hızlandı ve artık anatomik olarak net bir şekilde gözlenebilir değişimlere sahibiz.
Bunun bir örneğini, "ortanca damar" veya "medyan damar" olarak bilinen bir damarın evriminde görüyoruz. Medyan damar, normalde embriyolojik gelişimin erken evrelerinde oluşur, kol boyunca gelişir; ancak 8. haftadan sonra insanların ezici çoğunluğunda yok olur.[2] Yapılan araştırmalar, 1880'lerde yaşayan insanların sadece %10 kadarında bu damar, doğumdan sonra da vücutta bulunmaya devam ettiğini gösteriyordu.[3] Bu kişilerde bu damar, radyal damar ile ulnar damar arasında bulunuyor ve bileğe daha fazla kan taşınmasını sağlıyor.
Ancak Adelaide Üniversitesi ve Flinders Üniversitesi'nden araştırmacıların, 20. yüzyılda yaşamış, 51-101 yaş aralığında bulunan 80 insan kadavrası üzerinde yaptığı araştırmaya göre, 1900'lerin sonunda bu damarın insan toplumlarında görülme oranı, %38.1 dolaylarına çıktı. Yani eskiden "nadir bir varyasyon" olarak görülen bir durum, insanın evrimi içerisinde %50'nin üzerine doğru hızla evrimleşiyor. Bu %50'lik bariyer aşılacak olursa, artık "nadir bir varyasyon" olarak değil, "standart özellik" olarak görülmesi gerekecek. Araştırmacıların söylediğine göre, bu artış trendi devam edecek olursa, 2100 yılına kadar insanların büyük çoğunluğunda bu damar var olacak.[4]
Evrim, bir türün popülasyonu içerisindeki gen ve özelliklerin dağılımının (görülme sıklığının, frekansının) nesiller içinde değişimi olarak tanımlanır. Yani ortanca damar gibi bir özelliğin popülasyonda görülme sıklığının değişmesi, evrimin yaşandığının net bir ispatıdır. Araştırmacılar, bu evrimsel değişimin kökeninde, medyan damarın gelişimini etkileyen genlerde meydana gelen mutasyonlar ve gelişim sırasında yaşanan sorunlar olduğunu düşünüyorlar.
Bu damara sahip insanların daha hızlı parmakları ve daha güçlü kolları olabilir; ancak her evrimsel değişim gibi, bu evrimsel değişim de bazı dezavantajlarla da birlikte geliyor: Örneğin bu damara sahip kişilerde karpal tünel sendromu görülme ihtimali artıyor. Evrimsel süreçte önemli olan, yeni özelliklerin avantaj sağlayan taraflarının dezavantajlardan daha çok olması veya dezavantajların türün yaşamını veya üremesini tehdit edecek boyutta olmaması. Bu şartlar sağlandığı sürece, belli başlı dezavantajlı özellikler de popülasyon içinde daha sık görülebiliyor.
Bu damarın evrimi, insan anatomisinin evrimindeki bir diğer değişim olan fabella kemiğini hatırlatıyor. Dizlerde bulunan bu kemiğin günümüzde insanlarda bulunma sıklığı, bundan 1 asır öncesine göre 3 kat kadar daha fazladır.[5] Fabella kemiği de bir yandan tendonlardaki sürtünmeyi azaltıp, kas kuvvetlerini dağıtarak daha güçlü dizlere sahip olmamıza yararken, diğer yandan diz ağrısı ve artirit ile ilişkilendirilmektedir. Ancak bu yapı ile diz rahatsızlıkları arasındaki nedensellik kesin değildir.[6]
20 Yaş Dişleri Yok Oluyor!
Daha önceden detaylıca izah ettiğimiz gibi, 20 yaş dişlerimiz atalarımızdan kalma evrimsel bir artıktır; bir körelmiş organ örneğidir. Aslen selüloz ile beslenen atalarımızdan kalma 20 yaş dişlerimiz, meyvecil bir diyetten et-ağırlıklı hepçil bir diyete geçişimizle birlikte ve giderek irileşen beyin büyüklüğümüz dolayısıyla körelmiştir. Sadece 20 yaş dişlerimiz değil, apandis organımız da aynı şekilde, diyet değişimine bağlı olarak evrimsel süreçte körelmiş organlardan birisidir.
Ancak insanın 20 yaş dişleri, körelme sürecinin sonuna ulaşmamıştır; yani tamamen işlevsizleşmemiş veya tamamen yok olmamıştır. Bir organın körelmiş organ olarak nitelendirilmesi için, işlevini %100 yitirmesi veya tamamen işlevsiz olması gerekmez; belli başlı işlevleri olsa bile, ana görevini yerine getirmeyen organlar körelmiş organ olarak nitelendirilir (işlevini tamamen yitirmiş organlar ise "işlevsiz organlar" olarak nitelendirilir). Bazı organlar, henüz tamamen yok olmadıkları için körelme sürecinin içerisindedir; insan kuyruğu gibi bazı diğerleri ise, tamamen körelerek yok olmuşlardır. Körelmiş organlarla ilgili çok daha fazla bilgiyi buradaki makalemizden veya Evrim Kuramı ve Mekanizmaları başlıklı kitabımızdan edinebilirsiniz.
20 yaş dişlerimiz de, henüz tam olarak körelmemişlerdir ve bu nedenle körelme süreci içerisinde olan, evrimsel değişimi bizzat gözleyebileceğimiz organlardır. Flinders Üniversitesi'nden Dr. Teghan Lucas şöyle diyor:
20 yaş dişlerimizi yitirme nedenimiz, ateşi kontrol edip, besinleri giderek daha fazla işleyebilmemizdir. Artık insanlar hiç 20 yaş dişleri olmadan doğuyorlar.
Atalarımız selülozu tüketmeyi bıraktığından beri, çene kemiklerimiz giderek küçülmüştür. Bu küçülme, aynı zamanda irileşen beynimizden ötürü kafamızda oluşan dengesizliği de dengeleyici bir rol oynamıştır. Ancak bunun yan etkisi olarak, çenemizde bulunan üçüncü molar dişlere ("20 yaş dişlerine") artık yer kalmamıştır. Buna bağlı olarak, bu dişler sıklıkla sorunlu bir şekilde çıkarlar ve hatta atalarımız için ölümcül etkiye sahip olmuş bile olabilirler! Bu nedenle evrimsel süreçte 20 yaş dişleri giderek körelmiştir ve günümüzde halen bazı insanlarda ya hiç oluşmamaktadır ya da hiç çıkmamaktadır.
İnsan, Anatomik Olarak Evrimleşmeye Devam Ediyor!
Araştırmacılar, bunun haricinde insan evriminde son 2-3 yüzyılda hızlı değişimler yaşanmış birçok özellik olduğunu vurguluyor. Şöyle yazıyorlar:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Tıpkı ön kollarda ortanca damarların görülme sıklığının artması gibi, son 2-3 yılda görülme sıklığı artan; spina bifida occulta, tarsal koalisyon ve fabella kemiği gibi birçok anatomik özellik vardır.[7], [8], [9], [10], [11] Elimizdeki kanıtlar, doğal seçilimin bu anatomik özellikler üzerindeki baskısının mirkoevrimsel süreçlere neden olmuş olabileceğini, bu nedenle de görülme sıklıklarının artmasına neden olduğunu göstermektedir.[12]
Tüm bu değişimler, insanın halen evrimleşmekte olduğunun net göstergeleridir. Bu evrim, kimi zaman doğal seçilim gibi, çevre şartlarının yönlendirmesiyle olabilir. Örneğin insanın son 2000 yıldır geçirdiği evrimsel değişimleri buradaki makalemizden öğrenebilirsiniz. Ancak doğal seçilim etkisiyle olmasa bile, sadece genetik sürüklenme gibi mekanizmaların etkisiyle de insan (ve diğer tüm türler) evrimleşmeyi sürdürmektedir. Dr. Lucas şöyle diyor:
Birçokları insanların evriminin durduğunu düşünüyor. Ama bizim çalışmamız, halen evrimleştiğimizi gösteriyor. Hatta son 250 yıldaki herhangi bir zamandan çok daha hızlı evrimleşiyoruz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 70
- 42
- 36
- 27
- 23
- 13
- 7
- 5
- 4
- 0
- 0
- 0
- ^ T. Lucas, et al. (2020). Recently Increased Prevalence Of The Human Median Artery Of The Forearm: A Microevolutionary Change. Journal of Anatomy, sf: 623-631. doi: 10.1111/joa.13224. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Standring. (2015). Gray's Anatomy: The Anatomical Basis Of Clinical Practice. ISBN: 9780702052309. Yayınevi: Elsevier.
- ^ M. McRae. More Humans Are Growing An Extra Artery In Our Arms, Showing We're Still Evolving. (9 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2020. Alındığı Yer: ScienceAlert | Arşiv Bağlantısı
- ^ Flinders University. Forearm Artery Reveals Human Evolution Continues – News. (8 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2020. Alındığı Yer: Flinders University | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. A. Berthaume, et al. (2019). Fabella Prevalence Rate Increases Over 150 Years, And Rates Of Other Sesamoid Bones Remain Constant: A Systematic Review. Journal of Anatomy, sf: 67-79. doi: 10.1111/joa.12994. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Agathangelidis, et al. (2016). Symptomatic Enlarged Fabella. Case Reports, sf: bcr2016218085. doi: 10.1136/bcr-2016-218085. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. J. Henneberg, et al. Variation In The Closure Of The Sacral Canal In The Skeletal Sample From Pompeii, Italy, 79 Ad. (1 Ocak 1999). Alındığı Tarih: 10 Ekim 2020. Alındığı Yer: ResearchGate | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. B. Solomon, et al. (2009). Secular Trend In The Opening Of The Sacral Canal: An Australian Study. Spine, sf: 244-248. doi: 10.1097/BRS.0b013e3181908ca2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. C. Lee, et al. (2011). Confirmation Of Microevolutionary Increase In Spina Bifida Occulta Among Swiss Birth Cohorts. European Spine Journal, sf: 776-780. doi: 10.1007/s00586-010-1519-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. B. Solomon, et al. (2003). A Dissection And Computer Tomograph Study Of Tarsal Coalitions In 100 Cadaver Feet. Journal of Orthopaedic Research, sf: 352-358. doi: 10.1016/S0736-0266(02)00131-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. A. Berthaume, et al. (2019). Fabella Prevalence Rate Increases Over 150 Years, And Rates Of Other Sesamoid Bones Remain Constant: A Systematic Review. Journal of Anatomy, sf: 67-79. doi: 10.1111/joa.12994. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. J. Rühli, et al. (2013). New Perspectives On Evolutionary Medicine: The Relevance Of Microevolution For Human Health And Disease. BMC Medicine, sf: 1-7. doi: 10.1186/1741-7015-11-115. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:46:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9436
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.