Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Rezonans Kanunu Reddiyesi

Sahte Bilimcilerin Öve Öve Bitiremediği Bu Kitap Bilimsel Olarak Geçerli mi?

9 dakika
596
Rezonans Kanunu Reddiyesi Leonardo AI
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

Giriş

Bu reddiyeyi kaleme almamın sebebi, son zamanlarda gerek sosyal medyada gerekse gündelik hayatımızda sık karşılaştığımız çakra açma, kuantum dünyasına dalış, düşünceyle dünyayı değiştirme gibi konulara bir noktada "dur" denilmesi gerektiğini düşünmemdir. Ben ve sevgili okuyucularımın bilimin izinden ayrılmamasını temenni ederim. Elbette bir insan düşüncelerini değiştirerek yaşama olan bakış açısını ve yaşamını değiştirebilir, ancak bu bir oda içerisinde sadece isteyerek zengin olabileceğimiz anlamına gelmez. Plasebo etkisi olarak bilinen ve hastaların psikolojik olarak bazı semptomların üstesinden gelmesi gerçektir, ama bir insanın sadece "psikolojik olarak ben iyiyim" diyerek, tanısı %100 doğru olan son evre kanseri bir ayda vücudundan arındırması hiçbir bilimsel açıklamayla uyuşamaz ve gerçekliği tartışmaya kapalı şekilde yalandır. Bizler, bilimin ışığında psikoloji, sosyoloji gibi alanlarda kültürümüzü ve bilgimizi artırarak hayata daha hazır bireyler haline gelip önce kendi düşünce dünyamızı, sonra da çevremizdekileri etkileyerek büyük etkileşimler oluşturabiliriz. Ama tekrar söylüyorum, yatağımızda uzanıp sadece istediğimiz için dünyayı değiştiremeyiz. Dünyayı değiştirebiliriz; çünkü önce kendi düşüncelerimizi, sonrasında eylemlerimizi, sonra sosyal çevremizi etkileyerek genişleyen ve giderek daha büyük topluluklarda etki uyandıran hareketlerimizle dünyayı değiştirecek kabiliyete sahip olabiliriz. Tüm bunlar insanın düşünmesi ve düşündüğü doğrultuda elinden geldiğince çabalamasının ve çalışmasının bir meyvesidir…

Bölüm 1: Benzer olan benzerini çeker

Kitabı elime alır almaz yazarı hakkında araştırmaya başladım. Acaba kitabı yazan kişi gerçekten bir bilim insanı mı, yoksa sahte bilimci mi? Başlı başına uzun süre en çok satanlar listesinde yer bulan "Rezonans Kanunu" başta olmak üzere çeşitli eserler yazan Pierre Franckh, kelimenin tam anlamıyla bir "sahte bilimci." Yazımızın devamında, kitapta büyük bilimsel çalışmalarmış gibi sunulan birçok detayı inceleyip bize delil olarak sunulan bu çalışmaların ne kadar doğru, ne kadar yanlış olduklarını sizlere sunacağım. Pierre Franckh, hem ülkemizde hem de yurtdışında bilim insanları tarafından kabul görmeyen bir sahte bilimcidir.

Hemen kitabının ilk sayfalarında kalp organımız için şunu söyler: “Modern bilim ve tıp, kalbin sadece vücudun dolaşım sistemine kan pompalayan bir organ olduğuna inandırmaya çalışır.” Bilim ve tıbbın yapmış olduğu bu açıklamada bir kusur yoktur.[2] Kalp kan pompalar; bunun haricinde hormonal ve homeostazimizi korumak için birçok unsurda görev alır.[1] Bu cümleleri sarf ettikten sonra paragrafa şu cümlelerle devam eder: “Kalbin duyguların merkezi olduğu düşüncesi bizim için daha baskın çıkmaktadır. Bunu destekleyen sözlerden bazıları şöyledir: ‘Kalbi bu acıya dayanamadığından öldü’ ya da ‘Bunu soracak yürek yok onda...’” Pierre Franckh, kitabında bilim ve tıbbın kalp için belirlediği tanımı beğenmeyerek bazı atasözleri ve deyimlerden yola çıkarak kalbin duyguların merkezi olduğunu iddia etmektedir. Elbette ki bu iddia asılsız ve içi boştur.

Tüm Reklamları Kapat

Birkaç sayfa sonra beynimizin kendi kendine çalışamayacağını, çalışmak için kalpten sürekli sinyaller alması gerektiğini söylüyor. Anatomik ve fizyolojik açıdan olayı hemen ele alalım: Gerçekten kalp mi beynimize çalışması gerektiğini söylüyor? İnsanın oluşum sürecinde ilk oluşan organımız kalptir. Kalp, çalışmak için başka bir uyarıcıya ihtiyaç duymadan kendiliğinden elektriksel uyarı üretebilir.[3] Bu işlev için evrimleşmiş özel hücrelerimiz vardır. Yani kalp, çalışmaya başlamak için herhangi bir uyarıcıya ihtiyaç duymadan kapalı bir devre gibi kendi kendine çalışır. Beynimiz ise kalpten sonra oluşur. Beynin çalışabilmesi için dolaşım sisteminde yeterince oksijen ve besin bulunması gereklidir. Esasen beynimizin bir kalbe ihtiyacı yoktur, ancak beynin beslenmesi gerekmektedir. Beynimiz bu açıdan kalbimize bağlıdır diyebiliriz. Ama unutmayın, burada bağlı olunan şey kalp değil; kalpten gelen herhangi bir uyarı değil, yalnızca kalbin pompa işlevi sayesinde beyne ulaşan besin ve oksijendir.[4] Kalpten beynimize doğru elektriksel bir uyarım yoktur. Kalp her ne kadar kapalı devre olarak çalışmaya başlasa da ilerleyen dönemlerde elektriksel uyarımı da beyin kontrolünü artırmaktadır. Beyin, sempatik ve parasempatik sinir sistemi yoluyla kalbe doğrudan müdahalede bulunarak kalbin hızını ve gücünü düzenler. Beyin ölümü vakalarında dolaşımın devam etmesinin sebebi, başta dediğim gibi, kalbin kendi kendine elektriksel uyarı üretebilmesiyle alakalıdır. Yazar burada doğruya biraz yaklaşmış olsa da iddia ettiği gibi kalbin beynimize sinyaller göndermesi gibi bir durum söz konusu değildir.

Bölüm 2: Sahte veriler

Pierre Franckh, birkaç sayfa sonra HeartMath Enstitüsü’nün adını kullanarak bazı testlerin yapıldığını ileri sürer. Bu verilere gelmeden önce HeartMath Enstitüsü’nü araştırarak bu kurumun ne kadar güvenilir olduğunu anlamamız gerekmektedir. Yabancı basında yer alan HeartMath Enstitüsü, biyolojik geri bildirim teknikleri ve duysal öz düzenleme ile ilgili yöntemler geliştirmiştir. Enstitü tarafından bu yöntemlerin stres yönetimi ve duygusal stabilite için kullanılacağı ileri sürülse de bazı eleştirmenler bu yöntemlerin yeterince bilimsel olmadığını ve genel olarak toplumda geçerli olmadığını dile getirmiştir. HeartMath’in bazı yayınları akademik dergilerde karşımıza çıksa da bağımsız kuruluşlar tarafından sıklıkla sorgulanan ve güvenilirliği konusunda belirsizlikler yaşanan bir kurum haline gelmiştir.[5] Sonuç olarak, bazı enstitülerde yaşanan güvenilirlik ve kesinlik sorunlarını HeartMath Enstitüsü de yaşamaktadır; bu nedenle, bu çalışmalara güvenilir demek mümkün değildir. Tartışmaların odağında bulunan HeartMath Enstitüsü’nün çalışmalarına dayanarak bu kitapta verilen veriler ise tam bir muamma.[6] Zira kitabın kendisinde bu çalışmalarla ilgili bir kaynak belirtilmediği gibi, HeartMath Enstitüsü’nün arşivi incelendiğinde böyle bir çalışmanın olduğu ama Pierre Franckh’in iddiasından çok uzak olduğu görülmektedir.

Pierre Franckh, kitabında kalbin manyetik alanının beynin manyetik alanından tam 5000 kat daha güçlü olduğunu söylüyor. Üstelik kaynak olarak iddia ettiği kurumun kendi yayınlarında kalbin manyetik alanının beynin manyetik alanından 100 kat daha güçlü olduğu ifade ediliyor.[7] Tabii ki aradaki iddia edilen 4900 kat daha güçlü manyetik alanın nerede olduğu cevapsız bırakılan sorulardan biri. Bu kısa araştırma sonucunda Pierre Franckh’in yeniden asılsız iddialarda bulunan sahte bilimci olduğunu sağlamlaştırmış oluyoruz.

Bölüm 3: Sahte dönüm noktası

Pierre Franckh, kitabında Rus bilim insanları tarafından yapılan çalışmaları dönüm noktası olarak tanımlıyor. Söz konusu çalışma, "DNA Hayalet Etkisi" olarak bilinir. Bu deneyde cam tüp içerisinden geçirilen ışık fotonlarının hareketleri incelenmiş, ardından cam tüp içerisine DNA yerleştirildiğinde fotonların hareketlerinde bir değişiklik meydana gelmiştir. DNA tekrar cam tüpten uzaklaştırılsa da ışık fotonlarının hareketleri, tüpte DNA varken aldıkları düzeni korumaya devam etmiştir.[8] Bu deneyden yola çıkarak DNA’nın ışık fotonlarının hareketleri üzerinde bir etkisi olduğu öne sürülmüş ve DNA ortadan kaldırıldığında bile etkisinin adeta bir hayalet gibi sürdüğü gözlemlenmiştir. Ancak 1984’te gerçekleştirilen bu deneyin bilimsel geçerliliği ve tekrarlanabilirliği hakkında ciddi bir kanıt bulunmamaktadır. Bu nedenle "DNA Hayalet Etkisi" olarak bilinen bu deney, sahte bilim kategorisinde yerini almaktadır.[9]

Tüm Reklamları Kapat

Bölüm 4: Bozacının şahidi şıracı

Sayfalar ilerledikçe yeni isimler ve deneyler görmekteyiz; bu kişilerin ve çalışmalarının birçoğu tartışmalı kaynaklardır. Konuyu daha fazla uzatmadan bu kişilerden bazılarını hızlı şekilde analiz etmek istiyorum. Kendisine kaynak olarak gösterdiği Gregg Braden’ın İlahi Matriks kitabını araştırdığımda, bu kitabın tıpkı Rezonans Kanunu kitabında olduğu gibi bilimsel verilerle desteklenmeyen, genelde tartışmalı enstitülerin rapor ve makaleleri baz alınarak yazıldığını görmekteyiz. Kitap tür olarak kesinlikle bilim kategorisinde yer almamaktadır.[10]

Kitapta başka bir enstitünün kurucusu olan Dr. Jeffrey Thompson’un ismi geçmektedir. Bu isim, ses terapisi ve nöroakustik araştırmalar yürütmektedir; hatta kurduğu enstitü bu alan üzerindedir. Dr. Jeffrey Thompson’un çalışmaları belki de bu kitapta en çok eleştirilen çalışmalardır; bilim camiasında direkt olarak “şarlatan” olarak anılan Dr. Jeffrey, çalışmalarını bilimsel bir temele oturtmamaktadır.

Kitapta yer alan belki de en iyi bilim geçmişine sahip olan Fred Alan Wolf, kuantum mekaniği çalışmalarıyla tanınmış, UCLA’dan teorik fizik alanında doktora sahibi olan ve 1982 yılında Taking The Quantum Leap isimli kitabıyla Amerikan Kitap Ödülü’nü kazanmış bir bilim adamıdır.[11] Ancak, böylesi bir insan olmasına karşın, sonraki yıllarda yayınladığı çalışmalarında insan bilincinin kuantum fiziğiyle bağlantılı olduğu iddiaları onu bilimselliğin dışına itmiştir. Sonuç olarak, Fred Alan Wolf geçmişiyle takdire değer bir bilim insanı olsa da, sonraki yıllarda bilim dünyası tarafından kabul görmeyen ve çalışmaları desteklenmeyen birine dönüşmüştür. Pierre Franckh’ın kitabında Fred Alan Wolf’ü göstererek bahsettiği çalışma, tam olarak Fred Alan Wolf’ün bilim camiası tarafından kabul görmeyen çalışmalarından ibarettir.[12]

Bölüm 5: Yoga ile savaşlara son!

Belki de kitapta kaynak olarak gösterilen en büyük çalışmalardan biri Transandantal Meditasyon ile alakalıdır. Amerika merkezli “Maharishi Etkisi” isimli bir teorinin merkezinde bulunan transandantal meditasyon ile çarpıcı açıklamalar kitapta yer bulmaktadır. İddialara göre belirli sayıda kişinin bir araya gelerek meditasyon yapması, o bölgede ki suç olaylarını azaltmakta etkilidir. Hatta öyle ki, savaş gibi büyük çaplı trajik olaylarda bile transandantal meditasyon denenir. 1988 yılında Lübnan-İsrail sorunlarında çözüm olarak, sorunlu bölgelerde gerçekleştirilen çalışmalar Journal of Conflict Resolution adlı bilimsel dergide yayınlanmıştır. Journal of Conflict Resolution, hakemli ve saygın bir dergi olarak değerlendirilmektedir; ancak söz konusu Lübnan-İsrail savaşları hakkında yayınlanan çalışmaları tam olarak bilimsel olarak ele almak için bu yeterli değildir. Çünkü Maharishi Etkisi adı altında farklı zamanlarda ve bölgelerde gerçekleştirilen araştırmaların tam anlamıyla bir veri analizi ve bağlantısı bulunamamaktadır. Bu da başlıca bilimin evrenselliği ve tekrar edilebilir olması ilkesine aykırı bir durumdur. Kısacası, Lübnan-İsrail olayları sırasında elde edilen verileri, günümüzde gerçekleşen başka bir karışıklık için kaynak olarak kullanamayız. Hele ki durum iki ülke arasında savaş olunca, buna etki eden siyasi müdahaleler, askeri alandaki harekâtlar ve coğrafi şartlar göz önüne alındığında, bir meditasyon çalışmasının tüm bunların arasından sıyrılarak kurtarıcı, savaş bitirici olarak anılması, gerçeklikten uzak bir varsayım olarak kalacaktır.[13], [14]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Sonuç

Yazımın sonuna gelmiş bulunmaktayım. Aslında kitabın içerisinden verilebilecek başka sahte bilim çalışmaları ve sahte bilim savunucuları vardı; ancak yazıyı daha fazla uzatmak istemedim. Kitapta elle tutulur ve ciddiye alınarak okunacak tek bir bölüm mevcuttur. Bu bölümde, Parma Üniversitesi’nde görev yapan Profesör Giacomo Rizzolatti’nin öncülüğünde çalışan bir grup nörolog uzmanının, beynin motor süreçlerine dair anılar depoladığını ve deneyim sahibi olmasak bile bu süreçleri tekrarlayabileceklerini bulduğuna dair araştırma yer almaktadır.[15], [16], [17]

Okundu Olarak İşaretle
17
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 3
  • Tebrikler! 3
  • Bilim Budur! 3
  • İnanılmaz 3
  • Umut Verici! 2
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/04/2025 13:23:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18749

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close