Gıda Terörü Ne Yediğimizi Biliyor Muyuz?
Son Yıllarda Sofralarımıza Koyulan Gıdalar Sanıldığı Kadar Sağlıklı Değil Mi?

- Blog Yazısı
Gıda Terörü
Son yüz yılda gezegenimizde sanayileşmenin artmasıyla birlikte her sektörde olduğu gibi gıda sektöründe de büyük bir değişim var. Tabi bu değişikliğin başında dünyanın nüfusunun 8 milyarı aşmış durumda olmasının büyük etkisi var peki bu nüfusu doğurmak için yola çıktığımızda sağlıktan ve kaliteden ödün vermek zorunda mıyız? İnsanları doyurabilmek için sağlık ve kalite göz ardı edilebilir mi? Bu yazıda, ne yediğimizi ve buna ne kadar ödediğimizi etkileyen faktörleri anlamak için gıda maddelerinin kalitelerine ve sağlığına yakından bakacağız.
Yüksek fiyatlı gıdaların daha iyi kalite anlamına geldiği yönündeki yaygın algıyı inceleyerek başlamak istiyorum. Bir dizi karşılaştırma ve analiz bu efsaneyi çürütüyor ve gıda kalitesinin gerçek göstergelerini ortaya çıkarıyor. Her daim besin üçgeni geçerliliği korumuyor, besin üçgeni ne diye soracak olursanız. Lezzet, fiyat ve sağlık arasında oluşan bir üçgen.
Örneğin bir ürün sağlıklı ve ucuz ise muhtemelen tadı çok kötüdür, eğer bir ürün sağlıklı ve lezzetli ise muhtemelen pahalıdır. Eğer hem ucuz hemde lezzetli ise muhtemelen de sağlıksızdır.
Tabi bu üçgeni iyi anlamak lazım çünkü her türlü besinde geçerliliği yok, birazda insanların nasıl yemek yiyeceğini anlaması gerekiyor. Evet doğru duydunuz nasıl yemek yiyeceğimizi anlamamız gerekiyor. Zira ülkemiz Türkiye Avrupa’nın en obez ülkesi durumunda, şu an faal yetişkin nüfusun %68’i obez. Evet yanlış okumadınız, yaşayan her 10 yetişkinden 7’si obez. Bu inanılmaz derece korkunç bir şey, sebebi ise belli Türkler beslenmeyi bilmiyor, yalnızca karın doyurmayı beslenme olarak kabul ediyor.
Halbuki beslenme dediğimiz şey açlık hissimizi bastırmaktan ziyade yaşamımız gerekli olan makro ve mikro besinleri, ihtiyacımız olan vitamin ve minerallerle birlikte vücudumuza almaktır.
Sağlıksız beslenmek çok tehlikeli her şeyden önce bu kadar obez insan 30 yıl sonra ne olacak diye düşünmek gerekiyor. Türkler ekmek yiyerek intihar ediyor, intihar! Yalnızca oda değil koca bir nesil kalp-damar rahatsızlıklarından tutun, kan rahatsızlıklarına, sindirim rahatsızlıklarıyla boğuşacak. Durumu dahada vahim yapan şey ise genç nesil; gençlerde doğru beslenmiyor dolayısıyla beyin gelişimi sekteye uğruyor. Beyin gelişiminde ve sağlıklı vücutlar inşa etmek konusunda giderek geride kalıyoruz. Bu popülasyonun önümüzdeki yarım asırlık süreç sonrasında çok ciddi sorunlarla karşılacağı anlamına gelmekte. Gerçekten bu kadar endişlenmeli miyiz? Şu an ilerlemekte olduğumuz bu yol geri döndürülemez mi? Aslında yapılabilecek birkaç ufak değişiklik bu bilaçonyu kısa sürede tersine döndürebilir.
Ne Yersen O'sun
Beslenme, özellikle fetal gelişim, bebeklik ve çocukluk gibi kritik dönemlerde zeka gelişiminde çok önemli bir rol oynar. Özellikle omega-3 yağ asitleri, demir, çinko, iyot ve B, C, D ve E vitaminleri gibi temel besinler açısından yeterli beslenme, optimal beyin gelişimi için hayati öneme sahiptir. Bu besinler, tümü bilişsel gelişim için kritik olan nöronal büyüme, miyelinasyon (sinirlerin etrafındaki koruyucu kılıfın oluşumu) ve nörotransmiter fonksiyonunda önemli roller oynar.

Besin açısından zengin dengeli bir beslenme, optimal bilişsel işlevi destekler. Örneğin balık yağlarında bulunan omega-3 yağ asitleri beyin sağlığı ve bilişsel işlevler için çok önemlidir. Bu besinlerdeki eksiklikler hafıza, dikkat ve problem çözme becerileri de dahil olmak üzere bilişsel yeteneklere zarar verebilir. Beslenme aynı zamanda bilişsel işlevlerle yakından bağlantılı olan ruh sağlığını da etkiler.
Örneğin, antioksidanlar ve B vitaminleri açısından zengin bir beslenme, beyindeki duygudurum bozuklukları ve bilişsel gerileme ile bağlantılı olan oksidatif stresi ve iltihabı azaltmaya yardımcı olabilir.
Ayrıca beslenme genel fiziksel sağlığıda yakından etkiler ve bu da bilişsel işlevleri etkileyebilir. Örneğin obezite ve buna bağlı diyabet ve yüksek tansiyon gibi durumlar beyin sağlığını ve bilişsel işlevleri olumsuz yönde etkileyerek insanların sağlıklı ömrünü ve yaşam konforunu ciddi oranda düşürebilir. Araştırmalar, yaşamlarının ilk birkaç yılında yeterli beslenme alan çocukların, daha sonraki yaşamlarında daha iyi bilişsel sonuçlara sahip olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak beslenme, optimal beyin fonksiyonunu ve gelişimini destekleyerek zeka gelişiminde, ruh sağlımız ve fiziksel sağlığımız için tartışmasız çok önemli bir rol oynar. Temel besinler açısından zengin dengeli bir beslenme, bilişsel sağlık ve genel refah için gereklidir.
Şeker Masum Değildir!
Türkiye’deki popüşasyonun genel beslenmesi incelendiğinde insanların çok yoğun şekilde karbonhidrat aldığını görüyoruz. Üstelik alınan karbonhidratın çoğu işlenmiş şekerden geliyor. İnsan yerleşik hayata geçene kadar doğada çok uzun yıllar toplayıcılık ve avcılık ile gelişmişti. Toplayıcılık ve avcılık yapan insanlar düşünüldüğünde onların karbonhidrat kaynağı yalnızca bulabildikleri meyvelerdi, onun harici doğada bir şeker kaynağı bulmak epeyce zor. Yoğun yağ ve et içeren diyetlerle yaşayan atalarımız bu diyetleri sayesinde doğada hayatta kalabilecek güçlü bedenlere sahiptiler. Buna inanmak çok zor olmamalı atalarımız Türkler, savaştan savaşa giderken atların eyerlerinin altına serdikleri etleri yerlerdir. Makedonyalı savaşçılar Büyük İskender zamanında gün aşırı yalnızca et yiyerek beslenirlerdi. Buradaki keramet ette değil! Protein ve yağlarda, bu konuyla alakalı yapılan çok kapsamlı araştırmalar var günlük yaşantımızda kolaylıkla gözlemleyebileceğimiz özellikle de vücut geliştirme sporcularının sık sık izlediği ketojenik diyetler var. Bu diyetler ve tarım öncesi insan yaşamı düşünüldüğünde insan gerçekten de şeker olmadan yaşayabilir, hatta bu konuyla alakalı ciddi araştırmalar ve yapılan deneyler mevcut. Şekersiz bir yaşam mümkün, çünkü tekrar söylüyorum yerleşik hayata başlayana kadar atalarımız yüz binlerce yıl doğada beslenmelerinde ağırlıkla doğal yağlar ve proteinlere yer vermişti. Tarımın başlamasıyla son 12-13 bin yıldır vücutlarımız hiç olmadığı kadar şekere maruz kaldı. Ve bugün şeker adı altında insan ve şeker ilişkisini inceleyen patolojik araştırmalara baktığımızda insan bedeninin halen daha bu kadar yoğun şeker içeren diyetlere alışkın olmadığını söyleyebiliriz.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Karbonhidratların Zararlarına Gelecek Olursak
- Rafine Karbonhidratlar: Beyaz ekmek, hamur işleri ve şekerli içecekler gibi rafine karbonhidrat oranı yüksek gıdalar kan şekeri seviyelerinde hızlı ani yükselişlere neden olur. Bu da zamanla insülin direncine yol açarak Tip 2 diyabet ve diğer metabolik bozuklukların riskini ciddi miktarda artırabilir.
- Aşırı Kilo Alımı: Özellikle diyetlerde yoğun bir yere sahip olduğunda karbonhidratlar kilo alımının baş sorumlusu haline gelir. Vücudumuz ihtiyaç fazlası karbonhidratları yağa dönüştürür bu da aşırı kilo, obezite ve bunlara bağlı gelişen bir çok hastalığı tetikler.
- Artan Kalp Hastalığı Riski: Rafine karbonhidratlar açısından yoğun diyetler, artan kalp hastalığı riskiyle ilişkilendirilmiştir. Yüksek düzeyde şeker ve rafine tahıllar iltihap toplamaya, yüksek kolesterol düzeylerine ve yüksek kan basıncına yol açar; bunların tümü kalp hastalıkları için risk faktörleridir.
- Sindirim Sorunları: Bazı insanlar, buğday veya süt ürünlerinde bulunan karbonhidratlar gibi belirli karbonhidrat türlerini tüketirken sindirim sorunları yaşayabilir. Karbonhidrat intoleransı olarak bilinen hastalık, kişilerde sindirimi zorluklarına, şişkinlik, gaz ve ishal gibi rahatsızlıklara neden olur.
- Ruh Sağlığına Etkisi: Araştırmalar, rafine karbonhidratlar açısından zengin beslenmenin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini öne sürüyor. Bu gıdalar kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara neden olabilir ve bu da ruh hali değişimlerine, yorgunluğa ve aşırı sinirli ruh hallerinin tetikleyicisi olabilir.
Karbonhidratlar dengeli beslenmenin önemli bir parçası olsa da, ölçülü tüketmek ve tüketimde akıllıca seçim yapmak önemlidir. Sürekli aynı tip karbonhidratları tüketmek yerine diyetlerimize tam tahıllar, meyveler, sebzeler ve baklagiller gibi karbonhidrat kaynakları eklememiz gerekmekte.
Mutfaktaki Ölüm
Tabii ki beslenmemizde yaşanan sorunların tamamını karbonhidratlara yüklemek büyük bir hata olur, diyetlerimizde protein ve yağlar konusunda da bilinçlenmemiz gerekmekte.
Hormonlarımız tükettiğimiz yağlarla yakından ilgilenir, yalnızca diyetlerimizdeki yağların içeriğini değiştirerek 6-8 haftada hormonlarımız da ciddi değişikler görebiliriz. Tabii ki bu değişimin olumlu olmasını istiyorsak bir sonraki market alışverişimizde daha bilinçli olmamız gerekmekte. Özellikle tüketmemiz gereken yağlar saf zeytinyağı, tereyağı, içyağı bunlar onlara alternatif olarak sunulan margarin, işlenmiş ayçiçek yağları, mısır, kanola özlü yağlara kıyasla daha sağlıklı. Avrupa'da sık sık gündeme gelen "palm" yağları maalesef ülkemizde ciddi bir gündem oluşturmuyor. Üstelik sağlık için zararlı olduğu kesinleşmiş olmasına rağmen palm yağları ülkemizde market raflarında yerini korumakta. Alacağınız herhangi bir paketli hazır gıda veya atıştırmalık ürünün içersindekiler kısmını okursak palm yağlarının her türlü üründe bulunabileceğini görebiliriz. Bu durumda sorumluluk tüketici olan bizlere düşmekte alacağımız gıdaların içeriğini kontrol edip, palm yağı, trans yağ, margarin yağ gibi içerikli besinlerden uzak durabiliriz. Margarinlerin Türkiye'ye gelişi Z jenerasyonu pek hatırlamıyor olabilir ama daha eski kuşaklar margarinler ülkeye getirilişini çok net hatırlıyordur.
Ulusal kanallarda kova kova reklamlara çıkan, tüketicilere çeşitli armağanlar vaad eden firmalar, margarinleri uzun yıllar boyunca tereyağın çok daha sağlıklı bir alternatifi olarak pazarladı. Ancak işin aslı gerçekten de böyle miydi?

Margarinin Karanlık Yüzü: Gizli Tehlikelerini Ortaya Çıkarmak
Margarin uzun zamandır tereyağına göre daha sağlıklı bir alternatif olarak lanse ediliyor ancak gerçekten göründüğü kadar zararsız mı? Şüpheli içeriklerinden kronik hastalıklarla olan ilişkisine kadar, margarinin neden diyetiniz için en iyi seçim olmayabileceğini sizler için araştırdım. Margarine ve potansiyel zararlarına ışık tutmak adına sizlere kısa bir liste hazırladım. Margarin bir zamanlar tereyağına kalp açısından sağlıklı bir alternatif olarak pazarlanırken, son araştırmalar sağlık üzerindeki etkisinin o kadar da olumlu olmadığını öne sürüyor.
- Vücut için Trans Yağlar: Birçok margarin ürünü, sıvı yağları katılaştırmak için kullanılan hidrojenasyon işlemi sırasında oluşan trans yağları içerir. Trans yağların kötü kolesterol (LDL) düzeylerini yükselttiği ve iyi kolesterol (HDL) düzeylerini düşürerek kalp hastalıkları, felç ve diyabet riskini artırdığı bilinmektedir.
- İnflamatuar Özellikler: İnflamatuar bakımından yapılan bazı çalışmalar, margarinde bulunan yüksek düzeydeki omega-6 yağ asitlerinin vücuttaki inflamasyonu artırabileceğini öne sürmektedir. Kronik inflamasyon, kalp hastalığı, kanser ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarıyla direkt olarak bağlantılıdır.
- Emülgatörler: Margarinler genellikle emülgatörler, koruyucular ve renklendiriciler gibi sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilecek çeşitli yapay bileşenler içerir. Bu katkı maddeleri bazı bireylerde sindirim sorunları, alerjiler ve diğer sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilmiştir.
Margarin genellikle tereyağının besin profiline uyacak şekilde vitamin ve minerallerle zenginleştirilir. Ancak eklenen bu besinler, tereyağında ve diğer tüm gıdalarda doğal olarak bulunanlar kadar biyoyararlanımlı veya faydalı olmayabilir.
Doğanın Nimeti
Doğal zeytinnyağı özellikle sızma zeytinyağları, sağlığa sayısız faydasıyla ünlüdür ancak günümüzde erişilmesi oldukça maaliyetlidir. Ancak bu maaliyet sağlıklı ömrümüz ve vücudumuzda ortaya çıkacak bir çok sorunun giderilmesi için ufak bir bedel olabilir.
Zeytinyağları kalp hastalığı riskini azaltan tekli doymamış yağlardır, özellikle oleik asit açısından zengindir. Kötü kolesterol seviyelerini (LDL) düşürürve kalp sağlığı için faydalı olan iyi kolesterol seviyelerini (HDL) yükseltmeye yardımcı olur. Sızma zeyintağı vücut hücrelerinin serbest radikallerin neden olduğu hasalardan korunmasına yardımcı olur. Başlı başına bu hücre korumaya yardımcı olması zeytinyağını kanser ve nörodejeneratif bozukluklara karşı iyi bir koruyucu yapmaktadır.

Zeytinyağı ibuprofene benzer anti-inflamatuar özelliğe sahip doğal bir bileşik olan oleocanthal içerir, düzenli tüketimde vücutta çeşitli hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilecek inflamasyonların azalılmasına yardımcı olur. Üstelik kalori açısından yüksek kalorili bir besin olmasına rağmen içerdiği yüksek tekli doymamış yağ sayesinde tokluk hissini artırıp genel iştahı azaltabilir, bu da kilo kontrolü konusunda zeytinyağını iyi bir besin haline getirmekte. Bazı araştırmalar tüm bu koruyucu ve destekleyici özelliklerinin yanında; zeytinyağlarının beyin sağlığı üzerinde de koruyucu etkileri olduğunu göstermektedir.
Yalnızca diyetlerimizde değil, kozmetik sektöründe de zeytinyağı oldukça talep gören bir üründür. Nemlendirici ve antioksidan özellikleri nedeniyle cilt bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan zeytinyağı, cilt ve saç sağlığı içinde vazgeçilmez bir nimettir.
Gelecek bizlere emanet, bu emanete sahip çıkmak istiyorsak öncelikle kendi bedenimizin sağlığına sahip çıkmalıyız.
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Gül KAHRAMAN, et al. (2023). Potential Anti-Cancer Effects Of Extra Virgin Olive Oil And Its Phenolic Extracts On Hepatocellular Carcinoma Cells. International Journal of Nature and Life Sciences, sf: 112-122. doi: 10.47947/ijnls.1397191. | Arşiv Bağlantısı
- Hayrullah KARABULUT, Mehmet Şükrü GÜLAY, et al. (2016). Serbest Radikaller. dergipark. | Arşiv Bağlantısı
- Nalan Hakime NOĞAY. (2012). Beslenmenin Beyin Gelişimi Üzerindeki Etkisi. dergipark. | Arşiv Bağlantısı
- Helen Doron KINDERGARTEN. Beslenme Beynin Gelişimini Ve Öğrenmeyi Nasıl Etkiler? - Helen Doron Kindergarten. (4 Ekim 2016). Alındığı Tarih: 7 Nisan 2024. Alındığı Yer: Helen Doron Kindergarten | Arşiv Bağlantısı
- BBC News Türkçe. Gıda Ürünlerinde Kullanılan Palmiye Yağı Neden Risk Oluşturuyor? - Bbc News Türkçe. (12 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 7 Nisan 2024. Alındığı Yer: BBC News Türkçe | Arşiv Bağlantısı
- Ferah ARMUTÇU, Mehmet NAMUSLU, Ramazan YÜKSEL, Mehmet KAYA, et al. (2013). Zeytinyağı Ve Sağlık. dergipark.org.tr. | Arşiv Bağlantısı
- S. Turk. Neden Naturel Sızma Zeytinyağı Tüketmeliyiz?. (22 Mart 2024). Alındığı Tarih: 7 Nisan 2024. Alındığı Yer: Panayir Gourmet | Arşiv Bağlantısı
- Ayşe ERKUT. (1990). Margarin, Tereyağı Ve Zeytinyağının Hamur İşlerinde Kaliteye Etkisi. Gıda. | Arşiv Bağlantısı
- Selim ARIKAN, Nazal BARDAK PERÇİNCİ, et al. (2021). Karbonhidratların Kronik Hastalıklarla İlişkisi Ve Tıbbi Beslenme Tedavisindeki Rolü. dergipark.org.tr. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/04/2025 13:56:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17309
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.