Osmanlı'da Modern Orduya Geçiş

- Blog Yazısı
XIX. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan milliyetçilik akımının yayılması, Avrupa'da da çok uluslu imparatorlukların birliğini tehdit etmeye başladı. Bu durum karşısında imparatorluklar başta askeriye olmak üzere pek çok alanda kendilerini yenilemişlerdir.
1789 İhtilali'nden sonra birçok cephede Avrupalı devletlerle savaşan Fransa, askere ihtiyaç duyulması üzerine 1793'te ilan edilen bir anayasa bildirisi ile Fransa'da askerliği zorunlu hale getirdi.[1] Askere duyulan ihtiyaç daha da arttıkça Fransa, 1793'te bir seferberlik kararnamesi çıkarmıştır. Buna göre Fransa'da 18 ile 25 yaş arasındaki sağlıklı olan herkes askere zorunlu olarak gidecektir. Ardından, 1794'te çıkarılan yeni bir kanunla belirli bir bedel ödenerek, zorunlu askerlikten muaf olma hakkı da tanınmıştır.
23 Ağustos 1793 Tarihli Seferberlik Kararnamesi
Şu andan itibaren, düşmanlarımızın tümü cumhuriyet topraklarından çıkartılana kadar Fransızların hepsi orduda hizmet etmek üzere sürekli göreve alınmıştır. Genç erkekler muharebeye gidecekler; evli erkekler silah yapacaklar ve harp malzemesi taşıyacaklar; kadınlar çadır ve giyecek yapacaklar ve hastanelerde hizmet edecekler; çocuklar eski ketenlerden pansuman bezi yapacaklar; yaşlı erkekler meydanlarda cumhuriyetin lehinde ve krallara karşı nefret dolu konuşmalar yaparak askerlerin cesaretlerini arttıracaklardır.[2]
Osmanlı Devleti gibi çok uluslu devletler, toplumda çıkacak bağımsızlık isyanlarına karşı (Osmanlı'da Sırplar vs.) ve siyasi birliğini sağlamak için zorunlu askerlik sisteminden yararlanmak istemiştir.
Lale Devri'nden sonra (Pasarofça Antlaşmasıyla), Osmanlı artık elde kalan topraklarını korumaya çalışmıştır. Ayrıca, Batı'yı da bu dönemde takip edilmeye başlanmıştır. Osmanlı Devleti'nde Batı tarzında orduyu ilk öneren, III. Selim olmuştur.

Sultan III. Selim zamanında Batı tarzında Nizam-ı Cedit Ordusu kurulmuştur. Bu sadece askeri alanda değil, devletin bütün alanlarında ciddi bir düzenlemedir. Avrupalı devletler karşısında alınan yenilgiler ve bazı diğer sebeplerden dolayı III. Selim, ilk önce askeri alanda bir reforma gitmiştir.
İlk olarak Yeniçeri Ocağı düzenlenmeye, modernleştirilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu yeniliklere karşı çıkılma ihtimaline karşı - ki sonra öyle olmuştur- yeniçerilerin maaşları arttırılmış ve zamanında ödenmiştir.

Bunun dışında 1792'de, Batı tarzında eğitilen Nizam-ı Cedit ordusu kurulmuştur. Bu ordunun masraflarını karşılamak içinse, İran-ı Cedit denilen yeni bir hazine oluşturuldu. Nizam-ı Cedit ordusuna katılmanın temel şartlarından biri de Müslüman olmaktı.[3]
Daha sonra Kabakçı Mustafa İsyanı ile III. Selim tahttan indirilmiştir.
II. Mahmud Dönemi
II. Mahmud, III. Selim'in amcasının oğludur ve Osmanlı'nın en reformcu padişahlarından biridir. II. Mahmud Dönemi'nde, Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazamlığı sırasında, Nizam-ı Cedit örnek alınarak Sekban-ı Cedit isimli birlik oluşturuldu. Lakin kısa süre sonra çıkan isyan sonucunda Alemdar Mustafa Paşa öldürülmüş ve Sekban-ı Cedit birlikleri dağıtılmıştır.
II. Mahmud, ocağın sözü geçen şahsiyetlerine para ve rütbeler vaat etti. Başlangıçta, yeniçeriler yine ses çıkarmadılar. Ancak kısa süre sonra yine başladılar.[4]

Yeniçeriler, 15 Haziran 1826 Perşembe gecesi isyan ettiler. İsyan sırasında II. Mahmud, Beşiktaş Sarayı'ndan, Topkapı Sarayı'na geldi. Sarayda yapılan toplantıda, yeniçerilere taviz verilmemesi konusunda karara varıldı.[5]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Devamını Erhan Afyoncu şöyle anlatıyor:
Karardan sonra Sancak-ı Şerif, Sultanahmet Camii'ne getirilip minbere yerleştirildi ve İstanbul'un dört bir tarafına gönderilen tellallar, padişahı seven herkesin Sultanahmet Meydanı'nda, Sancak-ı Şerif'in altında toplanmasını duyurdular. Saray cephanesinden çıkarılan silahlar, ahaliye dağıtıldı. 5 saat süren mücadelenin ardından 10 bine yakın yeniçeri öldürüldü. Sağ olarak ele geçirilenler, kısa bir sorgunun ardından idam edildiler...[5]
II. Mahmud sadece yeniçeri ocağını kaldırmakla kalmadı. Askeri okullarda Fransızca ders, ilk resmi gazete olan Takvim-i Vekayi ve daha yazarsam sıkılacağınız pek çok yenilikte yaptı.
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Erhan Afyoncu. Yakın Tarih Dersleri. Yayınevi: Yeditepe Yayınları. sf: 40.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/05/2025 08:15:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14639
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.