Merhem Elimde: Acıların En Güzel Sonu
Ağla, ağla doğdum.. Yandım ama Dünya'ya turp gibi döndüm
Melike Şahin... Güzel şarkı olmuş ama gelelim benim hep değindiğim konuya "acı"ya. Hadi biraz "bu ne zaman bitecek?" sitemimize dönelim ve acıya güzel bir şekilde bakalım. Kayıplarımız hala kayıp, yaslarımız hala yas, acımız eğer çok değerli bir kayba aitse diri kalsın. Bırakalım, oraya dokunmayalım. Kayıplar sadece bir insanın bu dünyadan göçmesi değildir öncelikle... Bir insanı kaybederiz, acısı yastır. Yas belki en uzun 6 ay sürer. Kronik olması durumu da yoktur çünkü kimsenin görmediği çeşitli yaslarla berabersinizdir: sizden aldıkları gibi. Umudunuzu, hayallerinizi, beklentilerinizi, neşenizi de sırayla kaybettiğiniz için bazen bünyeniz sıra sıra hepsine bir yas tutar. Bir ilişkide kendinizi kaybetmeniz de bir yastır. Bir beklentinin kocaman hayal kırıklığı yaşatması da. Kalbinizde sızı oluşturan her şeyin bir yas ihtimali vardır. Bazen korkularınızın ölümü bile yas sebebidir. Yüksek lisans sırasında ilk sene yas üzerinde çalışırken bir hocamız "Acı olmasa, hayat olmaz; kaygı olmasa, insan olmaz." demişti. Daha sonra da benim ilgim acıya, yas tutma çalışmalarına kaymıştı. Araştırdıkça, insanlarla konuştukça tokat yer gibi olduğumu itiraf edebilirim.
Çocukluk, gençlik nice dönem nice yaşlar arasında yaşadığınız ufak bir kayıp dahi sizi yasa sürükleyebilir olduğunu bilince kendinize dönüp bazen neden tükendiğinizi anlayabiliyorsunuz. Anlam dolu bir dünya içinde her şeyin anlamlı olmasını beklemek ve bu beklentinin karşılığını alamamak ilk kaybımızdır örneğin. Bu süreci herkes farklı yaşlarda yaşayıp, bu yüzleşmeyle ilk büyüme evresine adım atıyor. Örneğin ben her şeyi anlamlı hale getirmek için yorgunluktan ölerek yaşarken bir kitap da okuduğum söz bana bir yüzleşme yaşatmıştı. Hatta o kadar basit bir cümleydi ki bunu hayatım boyunca üniversite üçlere kadar nasıl kavrayamamıştım diye şaşırmıştım. Söz şuydu; her şey olması gerektiği gibidir.
Pandemi döneminde, Şubat döneminde yaşanan depremde bende çeşitli kayıplarla yüzleştim ama yüzleştiğim en büyük kayıp kendimi kaybettiğim kayıptı ve kendimi bulmak için galiba uzun bir süre geriye çekildim. Yogaya başladım, meditasyon yaptım, kendimi sevmeyi öğrettim, kendimle mutlu olmayı öğrettim... Bazen hayat budur. Kendinizle kalabilme gücüdür. Çocukluğunuzda ihtiyaç duyduğunuz yetişkin olabilmek için kendinizi yetiştirmek ve kendinize yetişmektir. Sevdiklerinizle küçük anlar paylaşmaktır mesela. Çok anlam ifade etmiyor gibi duran hatırlamalardır. Kendinize ufak bir sarılmadır. Sevdiklerinize durduk yere sevdiğinizi söylemektir. Tüm kayıpların vardığı tek nokta zamandır. Zaman geçer gider, bazı şeylere geç olmadan yetişmek gerekir bazı şeylere de çok erken gitmemek gerekir çünkü o da bir sonu getirir. Her şey zamanında olmalı, her şey kendiliğinden olmalı, her şey anlamsız bir şekilde de olabilir... Bazen nedeni olmayan durumlar da olabilir ki nedeni olmayan her durum koşulsuzdur. Koşulsuzluk da saflık, gerçekliktir.
Hayat sizi tükettiği zaman dönüp kendinize bakmayın artık. Durup kendinize bakın. Bazen geçmişe dönmek değil durup görmek belki çözümdür çünkü. İlerlemek için korkarak adım atmak, kalbin duracak gibi olsa da o ileri noktada olanı görmektir. Acının en güzel sonu budur. Geride bırakabilecek kadar sağlam bir garda sahip olup, yeniden başlamaktır. Kendime kullandığım en güzel metafor şuydu ve çaresiz hissettiğim her an kendime şu sözleri söylerdim: Bırak her şey toz duman olsun; böylece toparlamak daha kolay olacak. Şimdi ise çok geçmişe, çocukluğa, her şeye dönünce şunu diyorum madem bu geçmişe kızgınsın ya da bazen seni ilerleme konusunda engelliyor o halde kendi içinde kökleneceğin bir geçmiş yarat. En olmak istenilen durumları var et, misal de ve devam et. Misal diyince bir zarar gelmez... Zincirlerinden kop, gerekirse defalarca düş -ki düşmek bazen o kadar keyiflidir ki kalkınca her şey daha berrak, daha sade ve daha güzeldir.-, o okyanusun içinde boğulup yeniden doğ. Hem ne güzel bir dönüm noktan daha olur ve hayat senin için yeniden başlar güneş yarın bu sefer senin için doğar.
Kendime ve ihtiyacı olan herkese,
Ayşegül.
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 12:24:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17806
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.