Kilitli Bir Bodrum Katında Başlayan Bir Hikaye
Çaresizlik Bazen Bir Kurtuluştur

- Blog Yazısı
Yaklaşık son iki senedir müzik türünde en çok rap dinlemeye başladığım bir dönemdeyim. Evet chill, slow, jazz her türlü şarkı hala dinliyorum ancak içinde bir hayat hikayesi varsa içine denize dalar gibi dalıp oradaki sözlerin kendimde bir anlam bulmasını sağlıyorum. Elvis Presley, Freddie Mercury ve dahası pek çok hikayenin bir arada insanı buluşturan sanat dalının mucize bir buluş olduğuna inanıyorum. Bu yüzden bazen şarkıyı veya müziği kim keşfetti diye araştırdığımda herhangi bir sonuca rastlamamanın nedenini şuna bağlıyorum: Bazı şeyler kainatın, yaradılışın bir ürünü olarak sadece var olarak meydana çıktı. Bizler, doğduğumuz-yaratıldığımız-insanlık tarihinin ilk anlarından itibaren nefes alırken bir ritmin içinde var olduğumuz için bu buluşun buluştan çok kainatın ötesinde bir mucize olduğuna inanıyorum.
Ruha müziğin iyi geleceğini herkes söyler. Kocaman bir klişedir. Ancak klişe bir hastalığa dokunduğunda veya bir hayata el attığında nasıl da umut verici bir aydınlanış olabiliyor değil mi? Kitabın ismini hatırlamıyorum ancak RAM stajı yaparken elimde bir kitap ile gezerdim. Herkesin engelli olduğunu düşündüğü bir çocuğun hayatı. Çocuğun ise düşünceleri ile dolu bir kitabın sayfalarında çocuk "ben bana konulan tanılardan ötesiyim" diye düşünürken karşısına ona tanı koymayı reddeden bir doktorla karşılaşıp müzikle tanıştığı hikayeyi anlatırdı... Her neyse aslında o kitap da gerçek bir hayat hikayesindendi özetle. Şimdi söyleyeceğim hikaye de müziğin ortaya çıkardığı bir hikayeden: NATE.
NF, iki seneyi aşkın süre boyunca bana ilham veren şuana kadar en iyi rapçilerden biri. Hikayesi bodrum katında üvey babası tarafından uğradığı şiddetle ve tacizlerle başlıyor. Hikaye daha sonra annesinin onu yetimhaneye verip sıfırdan bir hayat sürmesi ile devam ediyor. Çöpcülük yapıyor, garsonluk yapıyor ve her türlü işe koştururken bir yandan ise bir şeyler karalıyor. Bu biraz rap vari ancak tonu başlarda farklı oluyor. Küçük konserler verip, bazıları tarafından dalga konusu olurken 30 yaşına yaklaşırken aldığı bir kararla başından geçenleri, hayat hikayesini ve terapi notlarını anlatmaya başlıyor. Dünya sanki bu hikayelerde bir ortaklık bulur gibi NF'nin şarkılarını keşfetmeye başlıyor ve küçük Nate o bodrum katında yaşadığı eziyet ve esaretten bir nevi kurtulmuş oluyor. Çaresizliği, bir çocuğun haykırışı ve yetişkinliğinde onun elinden tutan bir kurtarıcı oluyor. Ben, NF'nin -kışın her şey kendimce zorken keşfederken bir anda tüm şarkılarında sözlerde kaybolurken- hayranı oluyorum böylece. Çünkü bir insanın varlıklı oluşu her zaman beni hikayesi ile etkiliyor.
Pek çok kişiyi bazı zor kararlardan döndüren 4 dakikalık bir şarkınız olduğunu düşünsenize? Üstelik bir aile babası oluyor ve hayatınızı da bu dokunaşlara yakışır şekilde süslemeye başlıyorsunuz. Çoğu insan, ona bu yorumları yapıyor. Kaldı ki o da zamanında böyle geri dönüşü olmayan girişimlerde bulunuyorken şimdi kendini kurtaran o korkunç hikayesinden kurtuluşuyla ve hayalinden hiç vazgeçmeyişiyle dünyanın bir ucunda başka insanların elinden tutuyor. Böyle bir şey mucize değil mi?
Bir insanın bu hikayeye dönüp bakarken umut bulması bencilce mi bilemem ama hayatta çıkış kapıları her zaman pes etmemekten, inanmaktan geçtiğini bu hikayeler sayesinde bilmiş oluyorum. Bir insanı ayakta tutanın da onun ayaklarını kesen hikayesinin oluşu olduğunu biliyorum. Kötü şeylerin her zaman kötülüklerle bizi bulmayacağını, başımıza gelen en zorlu olayların içinden hırsla, inatla, bir yaşama hakkı tanıyarak kendine ve hikayenden çekinmeyerek ilerleyerek olduğunu biliyorum. Bu yüzden onu dinlemek bana büyük umutlar veriyor ve her zaman inandığım bir şeyi tekrar bana hatırlatıyor: Bir insanın en büyük zenginliği hikayesinden ve azminden geçiyor, maddiyatından değil.
Yaşanmamış bir hayatın içinde, ne yaparsanız yapın büyük başarılara imza dahi atacak olsanız da eğer o alın teri, yere düşme, bir süre o yerde çırpınarak kalma, sonra kabullenerek o yerde biraz uzanma ve tırnaklarını kazıyarak dibi görünmeyen kuyudan yukarı çıkma olmadıkça adına hayat diyemediğiniz hiçbir şeyi başarı olarak taçlandıramayacaksınız. Yaşamak illa zorlukla mı gelecek peki? Hayır, belki de kendini aşmakla. Kendini görmekle. Kendine izin vermekle. Her şey ve herkes sana karşıyken bile kendine inanmakla. Ve başkalarının değil kendi zorluklarınla kendini kıyaslamakla ve kendine inat kendinin daha iyi hale getirecek konuma gelmekle gelecek. İçinde hiçbir kötü bir hissiyat barındırmadan ilerlemekle gelecek. Kendi bahçenle o kadar uğraşacak zaman yaratıp başkalarının bahçelerinde hangi çiçekler açtığını, nasıl kelebekler konduğunu sorgulamadan kendi hayalindeki bahçeyi kurmakla gelecek. Ve insanların sunduğu kaba ve kötü-baskıcı hayatsız kanılardan öte sana hayat dolu hissettiren gerçeklerle, yorgunluklarla, ardından gelecek olan mutluluklarla gelecek. O yüzden sevgili okur ve ben bu aşağıda yazdıklarım bize:
Müzik ya da herhangi bir alan veya hayatın herhangi bir anı sana bunları hissettirebilecek kadar hikaye ile doluyken ve o hikayelerden biri de senken neden hala yaşamayasın ki? Neden ısrarla çaresizliğin senin nefesini kesmesine izin veriyorsun kim bilir belki de senin çıkış anahtarın aldığın hasarlarındır. Bunu okuyan her kimse ona ve bana küçük bir tavsiye, belki de güzel bir hikayen var ve içinde barındırdığın milyonlarca umut dolu zerren var. O yüzden yaşa. İçinden geldiği gibi. Olduğun gibi. Bir müzik sana güç veriyorsa ondan güç al, okuduğun bir cümle seni bir umuda bağlamışsa o umuda tutun. Bir ses, bir küçük söz, bir telefon veya bir düşüş sana imkansız sandığın bir hayali kurdurmuşsa ona takıntılı ol ve peşini bırakma. Kim bilir ileride şuan senin yerinde olacaklara nefes olacak bir ilerleyişin olacak. Sonuçta neden acıyı, kolaylığı, zorluluğu yaşıyoruz ki? Yaşama karşı daha büyük bir şevkle bağlanmayacaksak bunların hiçbir anlamı yok. Bir şeyler seni yoruyorsa, anlamı varsa bu denli onun sonucuna inanmayı asla bırakma çünkü evrenin oluşları bir araya getirip güzel bir hikaye yaratma gibi bir alışkanlığı var.
Sevgilerimle.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/07/2025 05:39:57 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21091
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.