Cennetin Krallığı

- Blog Yazısı
Uzun bir süredir böyle bir yazı yazmadığımı biliyorum ve bu yazı bir filmin ilhamı ile yazılmaya başladı çünkü o filmi az ya da çok hatırlasam da "Cennetin Krallığı"ndaki ihtişam dolu bir gerçeğin sinemaya bu denli profesyonelce taşınması beni gerçekten her ona ait sahneyi izlediğimde heyecanlandırıyor. Kim bilir belki bir ara yine izler ve yine farklı şeyler görürüm ancak bir güç hakkında bahsetmek gerekirse herkese bu filmi izlemesini öneririm. Selahaddin ve Baldwin iki güçlü orduyla karşı karşıya kaldığı sahnenin genel izlenimi "saygınlık"tan öte "iki büyük liderin" kendine olan inancı ve karşısındakinin savaşını görmezden gelmemesi olabilir? Film boyunca sözde sanat filmlerinde bahsi geçen çekişmeden çok asıl liderliğin, gücün simgesi olan ehlileştirilmiş bir arzuyu izliyoruz. Başarılar, hastalıklar ve hayata dair yenemediğimiz tek gerçek olan "ölüm" ile yüzleşmeler ve seferlerin arasında sağ çıkmaya çalışan ordular... Her karakterin bir sembolü temsil etmesi, sinemada dinleri birbirine kışkırtmadan iki yönlü bakabilecek güzel bir eser yaratılması ve en önemlisi bir lider vasfı nedir, sunması bana oldukça ilham veriyor.
Baldwin'in en meşhur sahnesi ilk kazanışıyla kendisini sonsuza kadar yaşayacağını hissedip genç yaşta onu öldürecek hastalığa yakalandığını dile getirdiği sahnede "sonu ölüm olan bir savaşın" içinde olan Kral Baldwin hakkında şunu sorduruyor "Neden devam etmek istiyor?" ve bu devamlılıkta düşmanlıktan çok liderlik vasfını öne çıkarıyor?
Bana göre büyük bir hayat dersi veren filmlerden biri Cennetin Krallığı. Geçiciliği ancak yine de inandığı yolda pes etmeyen iki liderin güçlerini zaaflarına değil gerçek bir savaşa çevirmelerini resmeder. Polyannalık yapıp "savaşlar olmasa keşke" demek istesek de gerçek hayat tam bir savaşların meydana getirdiği sonuçların silsilesi olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurursak tarihi bir yana koyup bu filmi gerçekliliğinden ayrı olarak sembolize ettiğinizde yaşama dair asla pes etmemenin gerekliliğini ve sonucunda her iki tarafında hala ağızlarda dolanan bir hikayeye ve yol göstericiliğe sahip olduğunu gösteriyor. Topraklar kazanılır, kaybedilir ancak insan? İnsan kaybedildiğinde geri alınması en mümkün olmayan varlıktır. Kayıp bir yasa bedel olduğunda ardında mirası da hikayelerdir. Hikayesi ve yaşamı olmayan, yaşamı için mücadele nedir bilmeyen, ne kadar çok yorulsa da karşısındaki güçlüğe karşı cömertçe ben buradayım demeyen insanın yası ne kadar sürer? Ve bir insan, bu dünyaya bir şeyler almaktan çok vermek için gelmişse bu vasfı bu iki lider büyük örneklerle dünyaya sunarken bu güçlükte bizler insani yaradılışımızı veya bu mecrada evrimimizi diyelim gerçekleştirmeden Maslow'un hiyerarşisindeki "kendini gerçekleştirme" eylemine adım atmamak büyük buhran ve yıkım değil mi? Bir insanı yok etmeden, yani onun varlığını kaybetmeden onu nasıl kaybedersin sorusuna bir cevap: İnandığı şeyler uğruna ilerlemesini engellemek, bir şeyler katmadan ismine anlam yüklemeden ilerlemesine göz yummak ve gücüne karşılık kötüyü beslemekle zarar verici eylemlerden başka hiçbir eyleme yönelmemesini sağlamakla bunu gerçekleştirebiliriz, diyebilir miyiz? Deriz çünkü insana güç, bir varoluş için verilmişse iyiliği beslemeyen veya bir inancı besleyip birilerine hayata dair inanç vermeyen güç sadece kötülüktür ve zararlarla dolu bir aksiyon hiçbir zaman kazanç sağlamaz.
Çoğu güç potansiyellerinden çok farklı bir güç potansiyelini bu filmde iki karakterden izleyebilirsiniz. Aralarındaki tek farkı dili, dini ve ırkı olan bu iki liderin hayata sunduğu en büyük derslerden biri de bu güç kavramının bir bedende nasıl ahenk bulduğu ve bir dünyayı nasıl değiştirdiğidir. Bende çoğu insan gibi Haçlı Lideri olan Baldwin'in uzun bir süre yaşama imkanı olsaydı dünyaya daha çok şey katacağının inancındayım ancak bazı kaynaklar beni yanıltıyor mu yoksa ben mi öyle düşünüyorum bilmem ancak sanki kadersel bir döngü bu dünyaya daha çok şey katması için Baldwin'in düşmanı ve belki de en büyük rehberi olan Selahaddin Eyyubi'nin kaderine dokunuşlar yaptığını da görüyorum.
Bir filmden ya da gerçek hayat hikayesi olan bu karşılaşmadan çıkan en büyük dersin hayatın bu denli cömert, çok yönlü ve eylemsel olduğu gerçeği de cabası. Bunu okuyan herkese belki de filmi izlemek için bir aracı olur ve hayata dair aradıkları gücü kendilerinde bulmalarını ve karşılaştıkları herhangi bir basit veya güç bir güçlükte pes etmeyip inandığı yolda inatçı kalmalarını sağlarım umarım sonuçta Baldwin'de küçük bir ömrü olduğunu bilerek bunu seçti ve Eyyubi'de Baldwin'in hastalığını bilerek onun bu yolda gösterdiği çabasına saygı duyarak karşılık verdi.
İzleyenlere iyi seyirler dilerim...
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 15/08/2025 23:00:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21219
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.