KEDİ mi, KÖPEK mi?
Gözlemlerim, kendi hislerim ve yaşadıklarımdan uzuncacık notlar.
Kediler, İnternette Neden Bu Kadar Popüler? (Evrim Ağacı yazı ve videosuna yorumum):
Pek çok kedi köpek sabini gözlemiş; hem kedi, hem de köpeklerle hayatımın belli dönemlerini paylaşmış birisi olarak, "Kedi mi Köpek mi?" sorusuna cevap ve bakış açım:
Önce köpek severlerden başlayayım; KÖPEKSEVERLER genelde pek çok hayvanı sevmekle birlikte (daha çok ve en çok) kendi köpeğini bir başka sever. Başka köpekleri sevse de, kendi köpeğinin yeri apaydır. Bunun farkına örnek verirsem, kendi evladına duyduğu sevgi ile yeğen sevgisi arasındaki fark gibi düşünebilirsiniz. Bu ve daha birçok sebeplerle, köpek severlerin bir kısmında hayvan SEÇERLİK öne çıkabilir (Köpek severler biraz kızacak ama gözlemim böyle, kızmayınnn). Bunda, köpeğin bilgisayar gibi olması çok etkilidir. Nasıl bir benzetme bu derseniz açayım, bilgisayarınızı aldınız; programlar yüklediniz ve yaklaşık üç ay içinde tüm gelişimini tamamlamış sayılır değil mi? Bundan sonra değişim azdır ve o bilgisayar her yönü ile size uygundur, genelde ana yoldan çıkmaz; başkası da klavyesinden, faresine, program yerlerine zor uyum sağlar. Kuçularda öyledir, onu sahiplendiğiniz gün başlar programlama. (Patronun kim olduğuna ilk gün karar verilirse çok iyi olur). İlk zamanlar taraflar birbirini karşılıklı tartar, karşılıklı sınırlar yoklanır, zorlanır. Neşeli eğlenceli dönemlerin arasında sinirler zaman zaman gerilir, sesler yükselebilir; çişler kaçırmalar, kızdığını belirtme amaçlı uygun olmayan yerlere çiş yapıp; terlik, ayakkabı, koltuk, kablo kemirilebilir. Kızılan, istenmeyen veya istenen-sevilen, konular ortaya konur. Bazı ailelerde kuçu patron olur, bazen sahibi. Kısa sürede karşılıklı uyum gerçekleşir. Kuçu, sahibini o kadar çok gözlemler ki; üç ay içinde sahibinin her şeyini öğrenir ve sahibine aşırı bağlanır, bu bağlanma yüzde yüz seviyesine çıkar. Kuçunun sahibi ise (duygusal durumuna göre, ailesinin ve iş hayatının sorumluluklarına göre), %50'den fazla miktarda hayatını kuçusuna bağlar; bazılarında (benim gibilerde olduğu gibi) bağlılıktan çok, bağımlılığa dönüşür; bu yaşam ortaklığı ve önceliklerden oluşan uyum ve sevgi seviyesi %95'e kadar çıkar. Misafirler, tatil programları, mekan temizliği, koku, ses ve yiyecek davranışları hakkında, eskiye nazaran sert değişiklikler olur.
Köpek severlerin bir başka ortak noktası ise, kedi severlere göre, daha fazla ilgiye ihtiyaç vardır-var olabilir. Bazımızda; kaynağı ne olursa olsun, yeter ki ilgi olsun modundaki bir olgudan bahsediyorum. O yüzden, ilgi severlerin kedi yerine köpek sahiplenme olasılıkları daha yüksektir. Sahip oldukları köpek, bu ilgi ihtiyacını sınırsız şekilde karşılar, üstelik bu sevilme işi, köpeğin ırk ve cins ve cinsiyetine göre değişim göstermez. Kediler de, bu ilgi işlerine geldiği zamandır; kediler insanları seçer (onları şirinlikle, zeka ile kandırıp), evlerine yerleşirler. Benim gözlemime göre kediler, biz insanlara daha çok benzerler; her birinin karakteri farklıdır; ters yönleri çoktur. Kediler de, köpekler de tutarlıdır, öğrendiklerini kolay kolay ihlal etmezler. Kediler biraz daha dirençlidir, öğrenmeye. Buna öğrenmemezlik denmez aslında, kediler işine geleni öğrenirler. Kuçuların dilini bilirseniz, öğretemeyeceğiniz konu azdır. Karakter farkı kuçularda daha sınırlıdır. Bu sevgi karşılıklı ve eşit seviyededir. Köpekler hasta olunca, sahipleri de perişan olur. Genelde çok obur olduğunu bildiğimiz köpek dostlarımızı, aç bıraksanız dahi; poposuna şöyle bir vursanız da sevgi seviyeleri hiç azalmaz, küslükleri saniyeler içinde geçer, yeter ki siz yanlarına olun. Size karşı sınırsız sevgi ve ilgi hep yüklenmişlerdir. Sizi göremedikleri zaman çok obur oldukları halde bir lokma yemeyenleri çoktur, göz yaşı gözlemlenebilir; bazısı sabah işe gitmenize bile alışamaz, değil ki günleri bulan uzun tatiller. Çoğunlukla inlerler; stresi yenemeyenler kemirme, sağa sola ihtiyaç giderme ve havlama ile gerilimlerini gösterirler, oldukça sık görülen bir durumdur. Kuçuların bana en çekici gelen özellikleri ise, zamanla sahibine benzemeleridir. Duygusal dünyamızdaki Köpek severler zamanla insanlara karşı sevgileri azabilir, bu özellikle kedi severlerde zaman zaman terse döner; insanlara daha çok yaklaşır, sevgi paylaşımında daha yapıcılık kattığı görülür.
Kedi severler ise, sahip olmadıkları kedileri de çok sevebilirler, ayrıca içlerinde daha çok SEVGİ başta olmak üzere olumlu duygular biraz daha fazladır, sakindirler, karşısındakilerden ilgi beklentileri daha dengelidir.
Duygu ve ihtiyaçlarınızı gözlemleyin; ilgi, sevgi ve şefkate ihtiyacınız varsa köpek sahiplenin ancak bir tavsiyem olacak. Özellikle lise, üniversite öğrencisi iseniz, o yaştaki hızlı değişimler sebebiyle bu dostunuz anne-babanıza kalacaktır veya bekarsanız uzun yıllar bekar kalabilirsiniz, siz köpek sahiplenmeyin. Çok kafa dengi bir arkadaş, eş, dost bulma ihtimaliniz azalacaktır, zira hiç bir insan köpek kadar sizi sevemez (sevemeyebilir). Ancak küçük çocuğunuz varsa ya da yaş almışsanız, çocuklarınız evden uçmuş ise, torunlarınız size uzak yaşıyorsa ya da elli yaş üstünde olup, yalnız yaşıyorsanız bir kuçuyu dost edinebilirsiniz; bu sayede sabah akşam dışarı çıkıp açık havanın faydalarından yararlanabilirsiniz. Duysal durumunuz daha çok şefkat vermek üzere hazırsa, bir kedinin sizi sahiplenmesine izin verin, kirayı siz ödeyin ve kedinizin evine taşının-yaşayın. Bunların dışındaysanız, arkadaşlarınızın kedi ve köpeklerini sevin, mama, aşı, tüy probleminiz olmayacaktır. Hayvanlara sınırlı sevginiz varsa sokak ve parklarda yaşayan dostlar ile, haftada bir iki temas yeterli olabilir, onlara da size de iyi gelebilir.
Bunları yazmaya tetikleyen makale (İnternette Kediler Neden Bu Kadar Popüler?) Evrim Ağacından...
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 12:35:48 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13129
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.