Kendime Dair Bir Şeyler Karalıyorum
Bu Yazdıklarım Sadece Bana.

- Blog Yazısı
Birkaç sene öncesine dair fotoğraflara baktığımda şunu hatırlıyorum; kendime hiç gerçekleşmeyecek hayallerin fikirlerini sessiz sessiz söylerken bugün hayalini kurduğum küçük bir mutluluğun içinde ben zaten şuan var oluyorum. Birkaç saniye öncesini tahmin edemeyebilirken söylediklerimizin birkaç sene sonra içinde olmak müthiş bir büyü, öyle değil mi? O yüzden bazen üzüntünün sevincin bir aynası olduğunu düşünüyorum. Çünkü bir yerde bir şeyler kötü gözüküyorken arka planda bir yer hazırlanıyor ve müthiş bir birleşim, kader veya tesadüf tayin ediliyor. Sana bir zaman konuluyor ve o zamanda o arka planda müjdelenen şey sana sunuluyor. Hayatın büyük bir tesadüfler imajında olması bana çok ferahlatıcı geliyor. Beni tanıyanlar çok iyi bilir. Karamsarlığa çok fazla düşer, çok endişe ederim ancak hep gülümserim, hep bir şekilde bir şeylere iyi bakarken sonuçlanır çoğu şey benim için. Kızgınlığım birkaç dakika sürer. Uzatma lüksünü tanımam en fazla uzattığım konu yarım gün içinde sonuçlanır. Üzülürsem bir müzik dakikası kadardır bazı şeyler. Bir şeyler korkuttuysa birkaç saat veya yarım gün ve bazen çözülmediyse ara ara ancak her türlü adım atmanın içinde olduğumu görürüm. Bir şeylerin bir şekilde olduğunu hep öğreniyorum böylelikle ama bazen bunu unutabiliyorum. Kontrol etmeye çalışırken her şeyi, kendimi yoruyorum. Kendimi yordukça daha da güçten ve kendimden düşüyorum. Ve uzaklaştıkça hem gücümden hem kendimden hem de inancımdan bir şeyler duraksıyor ve o duran şey zaman olmuyor. Durduğunda çoğu şey, kaybettiğim en büyük şey zaman oluyor. Ayağa her türlü kalkılıyor. Buna kimse benle şahit olmazken ben tek başıma bazı gecelerden sağ çıkarken hatırlıyorum. Kimseye dahi ağlayamayacağım zamanlarda gece vakti sessiz sessiz damlattığım gözyaşlarımı silen tek gücün elim olduğunu biliyorum örneğin. İnsan göründüğünden çok bildiği şeylerden ibarettir. Kimse bakmayı bilmediği için görünene göre bir yargı verirken ben de bazen o insanlardan oluyorum ve inanın o insanlardan nefret ediyorum. "Kolay bir hayatı var, kötü bir şeyler yaşamış, şöyle olmuş veya böyle olmuş" gibi lafta gezen o görünen imajın altında neler yaşandı sorusunu sormadan geçtiğimde bunu yapma nedenimi bunun bana yapılması olduğunu görüyorum. Çünkü biliyorum ki bazı kolaylıklar zannedildiği gibi kolay olmuyor. Kaldı ki bazı zorluklara mecbur bırakılmak da bir seçim olmuyor.
Uzun süredir en çok kendimden uzak, kendi benliğimden ve değerlerimden uzak olmamın nedenini böylece anlıyorum. Öyle bir toplulukta sağ kalmanın tek yanı bu; onlardan biri gibi olmak. Çünkü anladığım şu sığ, düz ve anlamsız olduğunda herkes seni sever, eğlenceli bulur veya bir şekilde değerli görünürsün ancak bir anlam yaratırsan, anlam katarsan, ter döker ve bir fidan dikersen o toplulukta listeden silinen ilk isim olmaya aday olursun. Bir şeyler değer görmeyince değer vermeye başlar. Değerini ispat etmenin yolunu değersizlik içinde daha da değersiz hissettiği yeri seçerek başlar. Çünkü toplumda değer kavramı ezilmişlikle bir olduğunda bir nezaketin, anlamın ve dahası güzel dokunuşların anlamsızlığı ortaya çıkar. Toplum eğer değer verilmeye değil aşağılanmaya alışmışsa, değer gördüğü yerin aşağılık bir mekan olduğunu düşünmesi 99% olasılıktır. Bu yüzden şuan ki dünya çoğu şeyin sığ, anlamsız, değersiz olduğu yer ve yaşamak için onlardan biri olmak veya onlardan biriymiş gibi olmak en rahat seçenektir. Peki "gibi olmak" nedir? Hem onlardan olmamak hem de onlara uyum sağlamaktır. Uzak durmak için bazen rol yapmak bazen izole olmak bazen de kendini sadece o anlamda ifade edebildiğin kişilere açmaktır. İnsanın en büyük zenginliği de o anlamda insan bulduğunda kendini tamamen açabilmesidir. Bu nedenle bugünlerde içimi sıkıp, dileklerde bulunduğum çoğu şeyin gelecekte bana sunulacağına inancım çok ancak şuan sığlık ve anlamsızlık içinde kendimi kaybetmemek için gibi kısmında kalmak benim kurtuluşum. Biliyorum çoğumuzun kurtuluşu bu. Çünkü elimde bir fidanla dolaşıp, bir anlam yaratmak için koşarken elimdeki fidanı da içimde ki anlamı da öldürmelerindense onları saklayıp sakınıp bir süre içimde sadece görebilecek insanlarla büyütmek en akıllıca seçim.
Ne dediğimi boşverin sadece kendime bir not. Öylesine yazdım ve bu not değersizlik içinde değersizliği yaşayınca değer verebilecek kadar kendinden itilmiş, ezilmiş ve değersizliğe kendini maruz bırakmış herkesin ötesinde hayata anlam katan, hayal kuran, bir şeylere karşı hala bir umut taşıyan herkese.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/07/2025 11:19:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21034
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.