Mitik Hristiyanlık Teorisine Evanjelistler Tarafından Uygulanan İtibarsızlaştırma ve Yıldırma Politikası
Mitik Hristiyanlık veya Mesih Efsanesi Teorisi (kısaca Mitisizm), Hristiyanlık ve İslam gibi dinlerin merkezi figürü olan Nasıralı İsa adlı şahsın kısmen veya tamamen uydurma bir şahıs idüğünü, aslında hiç var olmadığını veya var olduysa da günümüzde bilindiği kişiliğiyle hiç alakalı olmadığını öne süren bir görüştür.
Bu yazıdaki amacımız, günümüzde bu teoriye yönelik bir itibarsızlaştırma ve yıldırma politikasının uygulandığını göstermek. “İsa bir mittir” teorisi tarihbilimi açısından güçlü argümanlara dayansa da, bu teoriyi “sözde-bilimin” tarih disiplinindeki muadili gibi lanse etmekteler. İsanın tarihsel gerçeklik payının varlığını düşünen birisi olarak, bu yazıda Mesih efsanesi teorisine yıldırma politikasının uygulandığını öne süreceğiz. Kale almaya değmez, ciddiye alınmayan, akademik veya ciddi temeli olmayan bir konu imiş gibi lanse edildiğini öne süreceğiz ve bunu kanıtlayacağız. Hem İsa’nın gerçekliğini savunan tarihçilerden hem de mitisizmi savunan tarihçilerden alıntılarla göstereceğiz bu durumu.
“Mitik Hristiyanlık” teorisi Sınırbilim teorisi midir?
Öncelikle bu Yıldırma Politikasının varlığını temellendireyim. Örneğin, İsa’nın tarihselliğini savunan Maurice Casey, Jesus: Evidence and Argument or Mythicist Myths adlı kitabının Sonuç kısmının daha ilk paragrafında şöyle der:
Bu [Mitisisizm], eskiden radikal (fundamentalist) Hristiyan olaninsanların hayal ürünüdür. Onlar, eskiden de kritik bilginliğe inanmadılar, şimdi de inanmıyorlar.
Burada görüldüğü gibi, Mitik Hristiyanlık teorisinin uzmanlığa itibar etmeyen insanlar tarafından geliştirildiğini öne sürmekte Casey. Casey sadece bir örnek, böyle örnekler çok. Bu yıldırma politikası o kadar başarılı ki, birçok ateist de bu yıldırma politikasına kurban olmuş durumda. Örneğin, historyforatheists.com sitesinden Tim O’Neill bu teoriyi “sınırbilim (fringe theory)” olarak yaftalar ve O’Neill-ın yazılarına dayanarak, Evrimağacı’nın felsefe editörü, Öncül Analitik Felsefe dergisinin kurucusu ve yazarı Berat Mutluhan Seferoğlu (2017) Evrimağacındaki yazısınde şöyle der bu konuda:
Bu konuyla ilgili bir büyük sıkıntı, tarihi akademik bir pratik olarak gören ve görmeyen şahısların tarihi tartışmalarla ilgili fikir bildirisinde bulunması ve bunun internet aracılığıyla müthiş bir hızla yayılması. Özellikle internette gördüğümüz, günümüzdeki ateistlerin “kaale aldığı” tarihçilerin çoğunun aslında kendi kendilerini eğitmiş, kendi kitaplarını kendileri yayınlamış “amatör tarihçiler” olduğunu görmemiz lazım.
Bu Yıldırma Politikası mensuplarına bakıldığı zaman görmekteyiz ki, Mitik Hristiyanlık teorisini gereken bilgisi ve birikimi olmayanların yaydığı bir alanmış gibi lanse ediyorlar. Adeta, tarih disiplinindeki “evrim-inkarcılar”ı olarak görmenizi istiyorlar. Oysa bu itibarsızlaştırma ve yıldırma politikasının ne kadar aldatıcı idüğünü hep birlikte görelim.
Yıldırma Politikasına dair Uzmanlar ve Bilginlerden Tespitler
Bu yıldırma politikasına itiraf olarak, kendisi İsa’nın tarihsel gerçekliğini savunan, Yeni Ahit uzmanı ve Antik Yunanca uzmanı tarihçi Bart Ehrman demeçlerini gösterebiliriz (vurgular bana ait Ehrman 2012):
Kendini ispatlamış uzmanlar yok sayıcı tutum almaya devam ediyor ve mitisistler, beklendiği gibi, itirazlarında daha yüksek sesli olmaya devam ediyor.
…
İsa’nın tarihselliği konusunu ele alması beklenecek kitaplar da bu konuyu öylesine yok sayıyor. Bu duruma bir örnek, Britan Yeni Ahit uzmanı I. Howard Marshall’ın I Believe in the Historical Jesus adlı kitabıdır. Kitabın ismi okuyucuya gerçekte tarihi İsanın var olup olmadığı konusuna değinileceği ümidini verse de kitap Marshall’ın İsa hakkındaki sadece teolojik açıdan muhafazakar görüşlerini sunar. Marshall sadece bir mitisistten bahseder, Wells’tan, tek bir paragrafta onu yok sayarak: türlü oral aktarımlara dayanan İncil kaynaklarının bolluğunun İsanın gerçekte var olduğunu gösterdiği için bu alandaki uzmanlardan kimse onu ikna edici bulmuyor diyerek.
Aynı pasajın devamında Ehrman şöyle devam eder:
Daha sonra tamamen vurgulayacağım gibi, [George A.]Wells’ın- ve [Robert]Price’ın, ve diğer birkaç mitisistin, iddiaları yok sayılmakta ise de ciddiye almaya oldukça değer idüğünü düşünmekteyim.
Bart Ehrman’da gördüğümüz gibi, Mitik Hristiyanlık iddiaları gayet de değerli iddialardır fakat uzmanlar onları yok saymaktalar! İddialarınin kusursuz veya kale alınmayacak kadar değersiz olması gibi bir durum söz konusu değil! Ehrman, kitabına, bu alanda saçma iddialarda bulunan birçok ismin olduğunu söyleyerek devam eder fakat öyleleri her alanda vardır! Aynı kitabında Ehrman, Archibald Robertson’dan alıntı yapar bu konuda. İsanın tarihselliğini savunan Archibald Robertson şöyle der:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Mitisist… profesyönel teologlardan adil oyun görmemekte. Onlar [Teologlar/İlahiyatçılar], onu[mitisisti] komplo sessizlik ile karşılalarlar veya o mümkün değilse onu akademik statü eksikliği ile fikrininin değersiz olduğu bir amatör gibi karşılarlar. Öyle muamele mistisisti daha kavgacı hale getiriyor.
Bununla da kalmaz, Ehrman, İsa’nın hayatı üzerine 4 ciltlik kitap yazan John Meier’ın da Wells’ın çalışmalarını tek bir cümleyle yok saydığını aktarır.
Bu konuda örnek gösterilebilecek bir diğer itiraf, eskiden Evanjelistlik (misyonerlik) yapan ama sonra Ateist Aktivist olan Dan Barker’dır! Tanrısız: Evanjelik Vaiz Nasıl Amerikanın Önde Gelen Ateistlerinden Biri Oldu adlı kitabının 15’inci bölümünde Dan Barker bu konuya dolaylı yoldan değinir. Barker, üniversite ilahiyat eğitiminde Yeni Ahit’in 27 kitabından biri olan Pavlus’un Romalılara Mektubu üzerinde 1 dönem ders aldıklarını aktarır ama tarihsel kaynaklara, antik yazılara derinden değinmediklerini aktarır! Düşünün, üniversite eğitimi, Hristiyan ilahiyatı eğitimi fakat İsanın tarihsel gerçekliği üzerine olan ihtilaflara değinmiyorlar! Niye? Bu alanı itibarsızlaştırırlarsa, böyle bir şey yokmuş gibi davranırlarsa, otomatiken oraya ilgi de azalacaktır! Eğer bu alanı yok saymazlarsa, daha çok kişi bu alandan haberdar olacak - bunun en güvenli yolu da bunu yok saymaktır, itibarsızlaştırmaktır!
Hristiyan ilahiyatçısı ve Yeni Ahit uzmanı Robert Van Voorst (2000, 6-16), Yeni Ahit bilginlerinin mitisist argümanları genellikle garip bulduğunu ve onlara dipnotluk kadar yer ayırdığını veya tamamen yok saydığını söyler.
Bu Yıldırma politikasından bahseden biri olarak, en iyi örneğin Raphael Lataster olacağını düşünüyorum. Raphael Lataster, İsa’nın ahistoricity-si (tarihsizliği) üzerine olan tezi ile tanınır ve kendisi dinler üzerine doktora yapmış birisidir. Kendisi, İsanın tarihselliği üzerine agnostik tutum alır. Jesus Did Not Exist: A debate among atheists adlı kitabında Lataster Ehrman’ın, Casey’nin, Richard Carrier’ın ve kendisinin karşıt görüşleri sunar ve değerlendirir. Kitabının sonuç bölümünde şöyle der:
Biz onlar [Ehrman ve Casey] gibi tutumda bulunsaydık, bizi görmezden gelirlerdi (zaten şu anda yapıldığından da beter) ve haklı olarak [görmezden gelirlerdi].
Özellikle İsanın tarihselliğini savunan teist tarihçiler bu konuda yok sayıcı bir tutum alırlar, buna istisna olarak Casey’i gösterebiliriz. Onun dışında, İsanın tarihselliğini savunan Ehrman gibiler mitisistlere yönelik itibarsızlaştırıcı ve yıldırıcı politika gütmez, aksine onlara hakkını verir. Casey yabancı ve uzman bir örnek, Berat Mutluhan Seferoğlu ise bu politikaya kurban olmuş yerli ve milli bir örnek. Casey de Seferoğlu da bu alanın taraftarlarını amatörlükle, uzmanlığa itibar etmemekle itham etmekteydi. Evrimağacında Berat Seferoğlu “ateist akımlar için arzulanır olsa da”, veya “ateistlerin dikkate aldığı kişiler” gibi ifadelerle bu alanı ateistik ideoloji ile öne çıkarılmış gibi bir algı yaratmakta. Mitik Hristiyanlık akımı tamamen uzman tarihçiler ve filozoflar tarafından tarihi saptamalar ile yapılmış bir vargıdır, Berat Seferoğlu’nun size lanse etmeye çalıştığının aksine. Geçmişteki ve günümüzdeki başlıca taraftarlarına bakış atalım:
- İsanın mitliği üzerine olan çalışmaların ilki olarak görülen eser, Constantin François de Volney’nin çalışmalarıdır. Kendisi antik diller uzmanı olan Volney, Mısır ve Filistin civarlarında 2 sene yaşayarak Arapça öğrenmiştir ve bölgenin tarihi üzerine çalışmalar yapmıştır. Mısırbilimi (Egyptology) dalının açılmasına katkılar sunmuştur. Volney, İsa diye tarihte bir şahıs yaşamış olabileceğine açık kapı bıraksa da Yeni Ahitteki ve bilinen İsanın mitolojik figürlerle benzerliğinden ötürü İsa gerçekte yaşamış olsa bile abartılmış, uydurulmuş bir şahsiyet idüğünü öne sürer. Dinler tarihi ve tarih felsefesi üzerine çalışmaları olan birisidir Volney, amatör birisi değil.
- Charles Fracçois Dupis gibi isimler Volney’den sonra Mitik Hristiyanlık teorisini geliştirdiyseler de, bu alandaki sıçramayı yapan kişi bir ilahiyatçıydı: Bruno Bauer. İlahiyatçı Bruno Bauer, İsanın bir icat idüğünü öne sürer ve Hristiyanlığın Musevilik ve Roma mitolojisi karması idüğünü öne sürer. Bunlar sonucunda Bauer üniversiteden atıldı ve profesörlük ünvanından men edildi.
- John Mackinnon Robertson ve Arthur Drews gibi uzmanlar 20’inci yüzyılda Mitik Hristiyanlık akımını devam ettirdiler. Günümüzdeki başlıca savunurlarını da şöyle özetleyelim:
- Earl Doherty: Kendisini amatör olarak tanımlayan Doherty, antik bilimler uzmanıdır. Bart Ehrman (2012) o hakkında “çok okumuş ve iyi seviyede bilge” der bu konularda.
- Robert Price: Teolojide doktorası olan Price, aynı zamanda Yeni Ahit öğrenimi konusunda da doktora sahibi olan eski bir evanjelisttir. Eski Ahit dönemindeki Yunanca dili bilmekten tutun, teoloji ve tarih bilimleri de tamamen üst seviyededir, itimat edebileceğiniz her tarihçi gibi.
- Thomas Thompson: Hristiyan Kutsal Kitabı üzerine olan çalışmalar (Biblical Studies) mezunu. Eski Ahit olarak bilinen Musevi kutsal kitabı üzerine uzman ve İbrani dilinde uzman, doktorası var. İbrahim, Musa ve Davut gibi şahısların uydurma idüğünü öne süren Thompson, İsa üzerine de aynı iddialarda bulunur. Amatör tarihçi falan değil, tamamen yetkindir bu konulara.
- Richard Carrier: Tarihçi kendisi ve doktorası da Antik Bilimler üzerine.
- Tom Harpur: Gazetecilik ile daha çok bilinse de, Yeni Ahit çalışmaları üzerine ve İlahiyat üzerine üniversitede ders vermiş eski bir profesördür kendisi. Yunanca ve Latince dillerinin uzmanı, Antik Yunancayı da Latinceyi de bilir.
- George Albert Wells: Aslen Alman Dili profesörü olan Wells,Bart Ehrman’ın aktardığına göre, İsa’nın tarihselliği alanındaki dillere hakim birisidir. Bart Ehrman gereken birikime sahip birisi olarak nitelendirir.
- Dorothy Murdock: Antik bilimler üzerine eğitim alan Murdock, Yunan Uygarlığı üzerine master yapmış birisidir ve Yunancaya hakim olmakla kalmaz, aynı zamanda uzmandır da! Yunanistanda üniversitelerde hocalık yapmıştır.
İsanın mitliğini öne süren başka da birçok tarih uzmanı vardır. Karşıtlarının size lanse etttiğinin aksine, amatör tarihçilerin veya ideolojik amaçlıların güttüğü bir ekol değildir - görüldüğü gibi, Hristiyan ilahiyatçıları bile İsanın kısmen veya tamamen uydurma idüğü sonucuna varabilmekte! Not etmeye değer bir husus, Casey bu isimlerin bazılarını itibarsızlaştırırken “Aramice bilmiyorlar” gibi gerekçeler gösteriyor fakat bu eleştiriyi iki açıdan haksız bulmaktayım: 1incisi, Josh Mcdowell veya William Lane Craig gibi İsanın sadece tarihte gerçekten yaşadığını değil, aynı zamanda ölümden dirildiğinin tarihsel delili varlığını öne süren Hristiyanlar da Aramice bilmiyor, niyedir Casey gibiler onları "Aramice bilmiyor" diye yok saymamakta! 2'incisi, Yeni Ahit yazılarının aslı diye tuttuğumuz evrakların neredeyse hepsi de Yunanca! Matta incili diye tutageldiğimiz elyazma örneğin, Yunanca olup en fazla İbraniceden tercüme ediliği tahmin edilmekte fakat İbranicesine dair bir bulgumuz yok. Evet, o yazılar Aramiceden tercüme edildiğini ben de düşünüyorum fakat öyle dediğimiz takdirde İsanın gerçekliğini savunan veya hristiyan ilahiyatı uzmanı vesaire kişilerin de neredeyse hiçbirisi Aramice bilmez, ama onları niyeyse yetersiz görmemiz gerektiği söylenmemekte! Anlayacağınız, 2 taraf da aynı metin üzerinden çalışmakta ama Casey gibiler İsanın tarihselliği aleyhine sonuç öne sürenleri "Aramice bilmiyor" diye yok sayarken, İsanın tarihselliği lehine sonuç önerenleri yok saymamakta! Eğer İsa gerçektir diyecekseniz tarih uzmanı, Aramice uzmanı olmanız şartı aranmamakta fakat İsa uydurmadır diyecekseniz bir dizine vasıf aranmakta!
Bir sonraki yazımızda Mesih Efsanesi Teorisinin argümanlarını tanıtacağız fakat şimdilik İsa’nın tarihselliğini savunan Bart Ehrman’da gördüğümüz gibi, Mitik Hristiyanlık iddiaları güçlü argümanlardır.
SONUÇ:
Özellikle internet teistlerinin “İsa mittir iddiaları oldukça zayıf” gibi mitlerinin aksine, İsa’nın tarihselliğini savunan Bart Ehrman, Van Voorst ve Archibald Robertson gibi tarih uzmanlarının da itiraf ettiği gibi, Mitik Hristiyanlık iddiaları kusurlu değildir, mitik Hristiyanlığı yayanlar da vasıfsız, niteliksiz kişiler değildir. Mitik Hristiyanlık argümanlarından birisi olan “İncillerin tarihsel geçerliliğinin olmadığı” o argüman hakkında Ehrman'ın demecine yer vermeyi uygun görmekteyiz. Ehrman bu argüman hakkında şöyle der:
Bazı bilginler bu argümanların bazılarına katılmayabilir, muhafazakar evanjelikler bunların hiçbirine katılmaz ama ben şahsen onların tamamen haklı idüğünü düşünüyorum. Ve bu hususların Yeni Ahit öğrenimine, erken dönem Hristiyan Kilisesi tarihi ve tarihsel İsa’nın hayatını öğrenimine oldukça ciddi problem doğurmakta. Ama onların genelde tarihte İsa diye birisi var olup olmadığı sorusuna alakasız idüğünü de düşünüyorum
Görüldüğü gibi, Mitik Hristiyanlık iddialarının zayıf veya kusurlu olduğu iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır, bir itibarsızlaştırma ve yıldırma politikasının eseridir.
Sıradaki yazımızda bu argümanlara daha detaylı değineceğiz.
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ D. Barker. (2008). Godless: How An Evangelical Became One Of America’s Leading Atheists. Yayınevi: Ulysses Press.
- ^ R. Carrier. (2014). On The Historicity Of Jesus: Why We Might Have Reason For Doubt.. Yayınevi: Sheffield Phoenix Press..
- ^ M. Casey. (2014). Jesus:evidence And Argument Or Mythicist Myths. Yayınevi: London: Bloomsburry.
- ^ B. Ehrman. (2012). Did Jesus Exist? The Historical Argument For Jesus Of Nazareth.. Yayınevi: HarperOne.
- ^ R. Lataster. (2015). Jesus Did Not Exist: A Debate Among Atheists..
- ^ R. M. Price. (2011). The Christ-Myth Theory And Its Problems. Yayınevi: American Atheist Press.
- ^ A. Robertson. (1946). Jesus: Myth Or History.. Yayınevi: Watts&Co.
- ^ R. V. Voorst. (2000). Jesus Outside The New Testament. Yayınevi: Wm. B. Eerdmans Publishing Co..
- ^ G. A. Wells. (1999). The Jesus Myth. Yayınevi: Carus Publishing Company.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 12/12/2024 13:46:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13628
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.