Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Doğa Bilgi Üretebilir mi? Evrimsel Bilginin Epistemolojik Muhasebesi

9 dakika
0
Doğa Bilgi Üretebilir mi? Evrimsel Bilginin Epistemolojik Muhasebesi
  • Blog Yazısı
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

1. Giriş: Doğa “bilgi” üretebilir mi?

Evrimsel biyoloji literatüründe sıkça karşılaşılan bir söylem vardır: Genler “bilgi taşır”, organizmalar çevreleri hakkında “bilgi içerir”, doğal seçilim ise nesiller boyunca “uyumlu bilgi birikimi” yaratır. Bu söylem, ilk bakışta masum bir metafor gibi görünse de, epistemolojik açıdan son derece yüklü bir iddia taşır. Eğer gerçekten doğal seçilim bilgi üretiyorsa, o halde insan zihninden, bilinçten ve niyetten bağımsız işleyen fiziksel süreçlerin “epistemik statüsü” olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bu, bilgi kavramının geleneksel anlayışını kökten dönüştürecek kadar radikal bir fikirdir.

Bu yazının temel derdi, tam da şu soruyu ciddiye almaktır: Evrimsel bilgi denilen şey, gerçekten “bilgi” olarak adlandırılmayı hak ediyor mu, yoksa yalnızca işe yararlılık, uyum ve hayatta kalma başarısının metaforik bir şekilde yeniden paketlenmiş hali midir? Diğer bir deyişle, doğal seçilimin ürünlerini “bilgi” diye nitelendirdiğimizde, epistemolojik olarak sağlam bir kavram mı kullanıyoruz, yoksa gezegenin üzerinde olup biten kör bir elenme sürecine insani kategorilerimizi mi yansıtıyoruz?

Bu sorunun etrafında dönen tartışma, yalnızca biyoloji felsefesinin değil, epistemolojinin de merkezine uzanır. Zira bilgi kavramını zihinsel özneye, bilinçli inanca ve gerekçelendirme süreçlerine sıkı sıkıya bağlayan klasik anlayışla; genetik dizilerde, sinir sistemlerinde veya davranış kalıplarında cisimleşmiş olduğu düşünülen “evrimsel bilgi” fikri arasında derin bir gerilim vardır. Bu yazı, önce bilgi kavramının hangi anlamlarda kullanıldığını açacak, ardından evrimsel biyolojik süreçlere uygulandığında bu kavramın nasıl dönüştüğünü tartışacak ve en sonunda, doğal seçilimin epistemolojik kapasitesinin sınırlarına dair provokatif bir değerlendirme sunacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

2. Bilgi kavramının anlamları: Temsil, işlev ve uyum

Evrimsel bilgi tartışmasına girebilmek için önce “bilgi”nin ne anlama geldiğini netleştirmek gerekir. Epistemolojide bilgi genellikle “gerekçelendirilmiş doğru inanç” çerçevesinde ele alınmıştır. Bu çerçevede bilgi, zihinsel bir öznenin dünyaya ilişkin inançlarının doğruluk ve gerekçelendirme ölçütlerini karşılaması durumunda ortaya çıkar. Böyle bakıldığında bilgi, öznesiz, niyetsiz ve bilinçsiz süreçlere doğrudan atfedilebilecek bir şey gibi görünmez.

Buna karşılık, modern bilgi kuramı sadece özne merkezli bir anlayışla sınırlı değildir. Özellikle doğal ve yapay sistemlere uygulanan “bilgi teorisi” yaklaşımlarında, bilgi daha çok temsil, kodlama, taşıma ve işleme kapasitesi üzerinden tanımlanır. Bu bağlamda, bir gen dizisinin çevresel bir özelliği temsil ettiği, bir sinir ağının dış dünyaya dair istatistiksel düzenlilikleri “öğrendiği” veya bir bağışıklık sisteminin patojenlerle ilgili “bilgi depoladığı” söylenebilir. Ancak burada “bilgi”, klasik epistemolojideki normatif, gerekçelendirme yüklü bilgi kavramından çok daha farklı, daha işlevsel ve çoğu zaman özne-dışı bir biçime bürünür.

Dolayısıyla evrimsel bilgi dediğimizde, en az iki anlam katmanı üst üste biner: Birincisi, organizmaların yapılarında ve davranışlarında cisimleşmiş, dünyaya uyarlanmış bir “işlevsel düzenlilik” anlamında bilgi; ikincisi ise, bu düzenliliğin temsil, doğruluk ve hata yapabilme kapasitesi açısından gerçekten “epistemik” bir statüye sahip olup olmadığı sorusu. Bu yazı, özellikle ikinci katmana odaklanmaktadır: Doğal seçilimin ürettiği uyumsal yapılara “bilgi” dediğimizde, onları sadece metaforik olarak mı konuşuyoruz, yoksa gerçekten epistemik bir nitelik mi yüklüyoruz?[1]

3. Evrimsel süreçler ve “bilgi üretimi” metaforu

Doğal seçilim, en kaba haliyle, farklı varyantların farklı çoğalma başarıları sonucu nüfus bileşimlerinin zaman içinde değişmesidir. Bu süreçte herhangi bir bilinçli tercih, amaç veya planlama bulunmaz. Buna rağmen, ortaya çıkan sonuçlar sık sık “sanki” amacı varmış izlenimi uyandırır: Göz, görmek için “tasarlanmış” gibidir; kuş kanadı uçuş için mükemmel bir yapı sergiler; enzimler kimyasal reaksiyonları hızlandırmak için inanılmaz derecede spesifik şekiller alır. Biyoloji tarihinin önemli bir kısmı, bu “mış gibi” görünen amaçlılığı teleolojik açıklamalardan arındırmanın hikâyesidir.

Tüm Reklamları Kapat

Yine de evrimsel biyologlar ve filozoflar, bu süreçleri açıklarken zaman zaman bilişsel çağrışımlı metaforlara geri dönerler: Doğa “problem çözer”, seçilim “aritmetik bir optimizasyon” yapar, organizmalar “çevreyi kodlar”. Bu metaforlar, karmaşık süreçleri sezgisel olarak kavramamıza yardım eder; fakat aynı zamanda, doğal süreçlere insan zihninin kategorilerini taşıma riskini barındırır. Bir özelliğin çevreyle uyumlu olması, o özelliğin gerçekten çevre hakkında “bilgi” içermesini gerektirir mi? Yoksa yalnızca istatistiksel olarak işe yarayan bir kalıp üretildiği için, geriye dönük bir yorumla buna “bilgi” mi diyoruz?

Bu noktada evrimsel epistemoloji devreye girer. Bazı düşünürler, organizmaların duyu sistemleri, sinir ağları ve öğrenme kapasitelerinin, çevresel yapı hakkında giderek daha isabetli temsiller üreten mekanizmalar olarak evrimleştiğini savunur. Bu görüşe göre, doğal seçilim, uyum başarısı yüksek temsil mekanizmalarını ayıklayarak, uzun zaman ölçeklerinde “bilgi birikimi”ne yol açar. Dolayısıyla evrimsel süreçler, bilgi üreten süreçler olarak yorumlanabilir. Bu iddianın cazibesi açıktır; ama epistemolojik bedeli henüz tam hesaplanmış değildir.[2]

4. Evrimsel epistemolojinin iddiası: Seçilim, temsil ve doğruluk

Evrimsel epistemoloji adı altında toplanan yaklaşımlar, kabaca şu hattı izler: Organizmalar çevreleriyle etkileşime girerken, hayatta kalma ve üreme başarıları, çevreye dair sahip oldukları “doğru” veya “yanlış” temsillerle yakından bağlantılıdır. Gerçeklikle yeterince uyuşmayan algı sistemleri, hareket stratejileri ve davranış kalıpları, seçilim baskısı altında elenir. Bunun sonucunda, nesiller boyunca ayakta kalabilen bilişsel düzenekler, yani duyusal ve sinirsel sistemler, fiilen daha “doğru” temsiller üretir hâle gelir. Buradan da şu sonuca varılır: Doğal seçilim, dış dünyanın yapısına ilişkin doğru temsilleri destekleyen bilişsel mimarileri seçerek, bilgiyi artan bir biçimde bedene ve beyne yazmaktadır.

Bu hat özellikle duyusal sistemler ve algı kuramı bağlamında çekici görünür. Örneğin, bir hayvanın avcıları doğru bir şekilde algılayamaması ölümle sonuçlanır; renkleri, hareketi, sesleri veya kokuları yeterli isabetle ayırt edemeyen bir organizma, çevrenin “yapısı hakkında bilgi” eksikliği yüzünden seçilim dezavantajına uğrar. Bu durumda, seçilimin “doğru”ya doğru bir basınç uyguladığı düşünülebilir. Bir başka örnek, bağışıklık sistemidir: Patolojik etkenleri tanıma kapasitesi, ortamda hangi antijenlerin bulunduğuna dair bir tür “istatistiksel bilgi” içeriyormuş gibi yorumlanabilir. Yine, sinir sisteminin sinaptik plastisitesi, çevresel geri bildirimler doğrultusunda ağın ağırlıklarını güncelleyerek “öğrenme” davranışı sergiler. Bütün bu örnekler, bilginin yalnızca zihinsel inançlarla sınırlı olmadığı, biyolojik yapılara da içkin olabileceği fikrini güçlendirir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Fakat burada kritik nokta şudur: Bu “bilgi”yi, epistemik normatiflik içeren güçlü bir anlamda mı, yoksa çevre ile uyum sağlayan işlevsel düzenlilik anlamında mı kullanıyoruz? Doğal seçilim, doğru-yanlış ayrımı yapan bir hakem değildir; sadece daha fazla üreyen ile daha az üreyeni ayıran bir filtredir. Bu filtrenin sonucunda ortaya çıkan düzenliliğe “bilgi” demek, acaba temsil ve doğruluk gibi kavramları fazla gevşetmek anlamına mı gelir?[3]

5. Evrimsel bilgi sadece metafor mu?

Evrimsel bilgi kavramına yöneltilen en önemli eleştirilerden biri, bu kavramın fazlasıyla metaforik olduğu ve epistemik kategorilerin biyolojik süreçlere yansıtılmasıyla ortaya çıktığı iddiasıdır. Bu eleştiriye göre, bir gen dizisinin çevreye uyumlu bir fenotip üretmesi, o dizinin çevre “hakkında” bilgi taşıdığı anlamına gelmez; sadece belirli koşullarda belirli sonuçlar doğuran kimyasal bir yapı olduğunu gösterir. Organizmanın hayatta kalması, o yapının doğru temsiller içerdiğine değil, yalnızca yeterince işe yaradığını kanıtlar.

Bir başka eleştiri, doğal seçilim sürecinin epistemik normatiflikten tamamen yoksun olduğu noktasında yoğunlaşır. Bilgi, geleneksel olarak doğruluk, gerekçelendirme, hata yapabilme ve düzeltilebilme gibi özellikler taşır. Doğal seçilim ise doğrulukla ilgilenmez; sadece üreme başarısıyla ilgilenir. Bir inanç veya temsil, hayatta kalma açısından avantajlı olabilir ama yine de yanlış olabilir. Örneğin, aşırı iyimserlik eğilimi, motivasyonu artırıp üreme başarısını yükselttiği ölçüde seçilim tarafından desteklenebilir; oysa dünya hakkında doğru temsiller üretme açısından ciddi sapmalara yol açabilir. Bu durumda seçilimin, doğruluğa değil, işe yararlılığa göre “seçtiği” söylenmelidir. O hâlde evrimsel bilgi dediğimiz şey, doğruluk temelli bir epistemik statü değil, adaptif başarıya dayalı pragmatik bir uygunluk statüsüdür.

Bu eleştiriler, doğal seçilime atfedilen epistemolojik kapasitenin ciddi şekilde sınırlandırılması gerektiğini ima eder. Seçilim, bilgi üretmez; sadece belirli türdeki düzenlilikleri korur ve diğerlerini eler. Biz, gözlenen bu düzenliliği insan merkezli bir bakışla “bilgi” diye adlandırırız. Böyle bakıldığında, evrimsel bilgi kavramı, bilimsel açıklama için sezgisel olarak kullanışlı olsa bile, epistemolojinin sert kriterleriyle karşılaştırıldığında zayıflamaya mahkûm görünür.[3]

6. Doğal seçilimin epistemolojik kapasitesi: Asgari ve azami yorumlar

Bu noktaya kadar ortaya çıkan tabloyu iki uç yorum üzerinden toplamak mümkündür. Birinci uçta, doğal seçilimin güçlü bir epistemik kapasiteye sahip olduğu görüşü bulunur. Buna göre, seçilim süreçleri, çevrenin yapısına ilişkin giderek daha isabetli temsiller üreten sistemleri desteklediği için, uzun vadede bilgi birikimini mümkün kılar. Bu anlayış, bilgi kavramını genetik, sinirsel ve davranışsal düzeylere genişletir; organizmaları, sadece hayatta kalma makineleri değil, aynı zamanda çevreleri hakkında bilgi işleyen sistemler olarak görür.

İkinci uçta ise, seçilimin epistemik kapasitesini reddeden, onu sadece kör bir istatistiksel filtre olarak gören yaklaşım yer alır. Bu bakış açısından doğal seçilim, hiçbir anlamda “bilgi üretmez”; sadece “hayatta kalabileni ayıklayan” mekanik bir süreçtir. Bu süreç sonunda ortaya çıkan uyumlu yapıların bilgiyle ilişkisi, yalnızca bizim onlara yakıştırdığımız metaforik anlamlarla sınırlıdır. Genler, sinir ağları veya davranış kalıpları çevre hakkında gerçek anlamda temsil içermez; yalnızca belirli girdilere belirli çıktılar üreten fiziksel sistemlerdir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu makalenin provokatif iddiası, her iki uç yorumun da sadeleştirici olduğudur. Bir yandan, bilgi kavramını güçlü epistemik anlamından tamamen koparmadan doğal seçilime atfetmeye çalışmak, kavramı gerer; diğer yandan, biyolojik sistemlerdeki uyumlu ve çevreyle hassas ilişki içindeki yapılara hiçbir epistemik statü tanımamak da sezgisel olarak yetersizdir. Dolayısıyla daha nüanslı bir orta yol belirlenmelidir: Doğal seçilim, “bilgi”yi tam anlamıyla üretmez; ancak bilgi üretimini mümkün kılan ve destekleyen bilişsel mimarilerin ortaya çıkması için zorunlu bir arka-plan mekanizması sağlar. Bu bakışa göre evrimsel bilgi, kendi başına tamamlanmış bir bilgi formu değil, insan ve hayvan bilişinde gerçek bilgi süreçlerini taşıyacak altyapının biyolojik koşullanmasıdır.[2]

7. Sonuç: Evrimsel bilgi ne kadar “bilgi”dir?

Sonuç olarak, “evrimsel bilgi” dediğimizde aslında iki şeyi birden kastediyoruz: Birincisi, organizmaların yapısında ve davranışında cisimleşen uyumsal düzenlilik; ikincisi, bu düzenliliğin çevre hakkında temsil, doğruluk ve hata yapabilme kapasitesi açısından değerlendirilmesi. Doğal seçilim, uyumsal düzenlilik yaratma konusunda son derece etkilidir; fakat bu süreç başlı başına epistemik bir özne, bilinçli bir inanç veya kavramsal gerekçelendirme içermez. Bu yüzden, evrimsel bilgi, klasik epistemolojik anlamda “bilgi” değildir; daha ziyade, bilgiye yatkın yapılar üreten bir süreçtir.

Yine de bu, evrimsel bilgi söylemini tümüyle metaforik veya anlamsız ilan etmeyi gerektirmez. Tam tersine, bu kavramı dikkatle kullanmak kaydıyla, doğal seçilimin, bilişsel sistemlerin doğruluk-yakın temsil üretme kapasitesine yaptığı katkıyı anlamak mümkündür. Doğal seçilim, dünya hakkında bilgi edinebilen zihinlerin ortaya çıkması için zorunlu biyolojik zeminleri hazırlar; fakat bu zeminlerin üzerine inşa edilen zihinsel süreçler olmaksızın, ortada gerçek anlamda bilgi yoktur.

Tüm Reklamları Kapat

Kısaca ifade etmek gerekirse: Evrimsel bilgi, bilgi kavramının tam doz halinden çok, seyreltilmiş, altyapısal bir biçimidir. Doğal seçilimin epistemolojik kapasitesi, bilgi üretmekten çok, bilgi üretebilen sistemlerin seçilmesini ve sürekliliğini sağlamaktır. Bu dolayımlı ve sınırlı kapasiteyi abartıp “doğa bilgiye sahiptir” demek, metaforun sınırlarını zorlamaktır; ama onu tamamen inkâr edip evrimin bilişsel yönünü görmezden gelmek de aynı derecede indirgemeci olacaktır. Provokatif soru hâlâ ortadadır: Evrimsel bilgi ne kadar bilgidir? Bu makale, cevabın ne “hiç” ne de “tam” olduğunu, fakat bu aralıktaki gri bölgenin, hem biyoloji felsefesi hem de epistemoloji için verimli bir tartışma alanı sunduğunu göstermeye çalışmıştır.

Okundu Olarak İşaretle
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ Okan Nurettin Okur. (2023). John Dupré'nin Biyoloji Felsefesi Bağlamında Süreç Ontolojisi. dergipark.org.tr. doi: 10.51404/metazihin.1320818. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ a b Ernst Mayr. Biyoloji Budur. ISBN: 978-6050203608. Yayınevi: Say Yayınları.
  • ^ a b R. C. Lewontin. İdeoloji Olarak Biyoloji. ISBN: 978-6055029425. Yayınevi: Kolektif Kitap.
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/11/2025 16:10:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21841

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close