Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Furkan Aktepe
Furkan Aktepe
34K UP
Yazar 30 Temmuz 2020 20 dk.

Bu yazımızda; köpük baloncuklarının geometrisini gözlemlemekten mikroorganizmaların yapısını anlamaya kadar evrendeki birçok fenomene ve Antik Yunandan beri ünlü astronomlardan fizikçiler ve biyologlara kadar birçok bilim insanının çalışmalarına ışık tutan Eşçevre Problemi (İng: "Isoperimetric Problem") üzerinde duracağız. Bu probleme cevap vermek isteyen matematikçilerin çalışmalarını ve problemin fizik alanındaki bazı uygulamalarını inceleyip, Eşçevre Eşitsizliğinin (İng: "Isoperimetric Inequality") iki boyutlu reel uzay için ispatını vereceğiz.

Tolstoy’un "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım?" isimli eserini okumuşsunuzdur. Uçsuz bucaksız bir arazinin sahibi ile, alacağı toprak konusunda anlaşan baş karakterimiz Pahom, belirlenen günün sabahında elindeki küreği ile heyecanla bu devasa arazinin ufuklarından güneşin doğmasını bekler. Anlaşma şöyledir: Gün doğumu ile yola çıkan Pahom, arazide ilerledikçe belirli aralıklarla toprağa çukur kazarak işaretler bırakacak ve gün batmadan önce, başladığı yere geri dönebilirse, kazdığı çukurlar sabanla birleştirilecek ve çizdiği sınır ile kapatabildiği kadar toprak parçası kendisine ait olacak. Ama gün batmadan önce başladığı noktaya geri dönemezse, hem toprak sahibi olma şansını kaybedecek hem de bütün parasını...

65
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Ayhan Kayabaş Semih Kayabas
İnceleyen10 3 gün önce
Bu filmi izledim, sonra öylece oturdum. Bir şey demedim.
Annem geldi “ne oldu?” dedi. “Biraz oyun oynadım” dedim. Ama oynayan ben değildim. Film beni oynadı.

“Oyun Alanı” dedikleri şey var ya…
Orası sadece neşeli çocuk çığlıklarının yankılandığı bir yer değil; içimizde unuttuğumuz versiyonlarımızın mezarlığı.
Film, bu eğlence arenasını renkli bir PTSD alanına çevirmiş.

Bir noktada karakter dönüp baktı.
O bakış... hani hayatında her şeyi pause'a aldığın anlar vardır ya, onun görsel karşılığıydı.

Sahneler geçerken kendi gençliğimi aradım.

Puanım : 10 /10
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2014 13 dk.

Bir önceki yazımızda mutasyonların sandığımızdan çok daha hızlı ve fazla miktarda popülasyonlara dahil olduğundan bahsetmiştik. Hatırlayacak olursanız, türümüzde bile en kötü ihtimalle her nesilde ortalama 2 yeni mutasyonun popülasyona dahil olduğunu açıklamıştık. Peki bu mutasyonların evrime etkisi nedir? Bu yazımızda buna göz atacağız. Evrim ve genel olarak bilim karşıtları mutasyonlardan söz ederken "Mutasyonların hepsi zararlıdır." gibi bir argüman kullanmaktadır. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu bir önceki yazımızda göstermiştik. Evrimsel biyologlar ise, bir doğa yasası olan evrimi ve bu yasanın mekanizmalarından biri olan mutasyonları anlatırken "Evrim mutasyonlarla olmaz. Mutasyonlar sadece çeşitlilik yaratabilir. Kendi başlarına evrime neden olamaz." derler. Biz de, Evrim Ağacı olarak bunu sıklıkla söyleriz. Peki bu ne demektir? Neden mutasyonlar evrime neden olamaz? Mutasyonların evrimdeki yeri nedir?

Mutasyonların evrimle ilişkisini görmek için öncelikle evrimin "ölçü birimi" olarak düşünebileceğimiz uyum başarısı (fitness) kavramını anlamamız gerekiyor. Bunun matematiğine sonradan, özellikle seçilimin matematiksel analizini yaparken gireceğiz. Ancak şu etapta bilmeniz gereken, bir türün bir popülasyonu içerisinde yaşayan bir bireyin hayatta kalma ve üreme başarısının 0 ile 1 arasındaki (ya da yüzdelik dilimdeki) ifadesine uyum başarısı adını veririz. Uyum başarısı, hayatta kalabilme oranı ile üreme miktarına bağlı olarak hesaplanmaktadır. Bunların detaylarına daha sonradan gireceğiz. En temel düzeyde uyum başarısının, tüm popülasyon için hesaplanabileceğini bilmenizde fayda vardır. Bu tür uyum başarısına ortalama uyum başarısı adını veririz. Bir türün ortalama uyum başarısı ve bunun değişim miktarı, yönü ve hızı; o türün ne yöne doğru evrimleştiğini, yok olup olmayacağını, nesiller sonra gen frekanslarının neye evrimleşeceğini belirlemektedir. Dolayısıyla evrimin en temel kavramlarından birisi uyum başarısıdır.

87
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eylül Er
Eylül Er
61K UP
Çeviren 30 Temmuz 2020 27 dk.

1930-40’larda sigara içmek hem erkeklerde hem de kadınlarda bir norm haline geldi ve birçok hekim de o dönem sigara içiyordu. Aynı zamanda, halk arasında sigaranın sağlığa zararlarıyla ilgili endişeler de artışa geçmişti. Tütün şirketleri, stratejik bir hareketle doğrudan hekimlere atıfta bulunan reklamlar tasarladılar. Hekimleri içeren reklam kampanyaları, 1950'lerin başlarına doğru gelişirken, tütün şirketlerinin yetkilileri, tüketicilerini kendi markalarının güvenli olduğuna dair inandırmak için "hekim imajı"nı kullandılar.

Bu reklamlar ayrıca, sigara aleyhinde çoktan sistematik sağlık kanıtlar birikmiş olmasına rağmen, tekil doktorların klinik yargılarının sigara içmenin zararlarının belirleyicisi olmaya devam etmesini öneriyordu. Bununla birlikte, 1954'e geldiğimizde, endüstri stratejistleri, sigaraları etkileyen sağlık kanıtıyla ilgili artan kamuoyu endişesi karşısında reklamlardaki doktor imgelerini artık güvenilir bulmamaya başlamıştı.

115
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen 6 gün önce
İçimdeki Şeytan, atmosferiyle hemen içine çeken, psikolojik gerilimi dozunda veren bir yapım. Karakterin içsel çatışmaları ve bastırılmış duyguları izleyiciye geçiyor, özellikle bazı sahneler gerçekten rahatsız edici bir gerçeklikle yansıtılmış. Ancak zaman zaman hikâye dağınık ilerliyor ve derinliği hissettiren o atmosfer, birkaç bölümde yüzeyde kalıyor. Yine de finalde bıraktığı o sorgulama hâli, diziyi izlemeye değer kılıyor. Hem karanlıkla yüzleşmek isteyenler hem de sadece bir gerilim arayanlar için farklı bir deneyim sunuyor. Kendi iç dengesi, atmosfer başarısı ve oyunculuk performansı açısından İçimdeki Şeytan ortalamanın üstünde bir yapım. Ancak anlatımda zaman zaman kopukluklar ve tempo sorunları olduğu için genel denge biraz sarsılıyor.

Bu yüzden 10 üzerinden 6 puan veririm.
Etkileyici ama her izleyiciye hitap edecek kadar tutarlı değil.
8.9/10
(7 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : It Lives Inside
Yönetmen: Bishal Dutta
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Çeviren 3 Ocak
Tutulmalar çiftler halinde gerçekleşme eğilimindedir. Yılda iki kez, yaklaşık 34 gün süren tutulma döneminde Güneş, Ay ve Dünya hemen hemen aynı hizaya gelir. Bu durumda Ay'ın dolunay ve yeni ay evreleri, 14 gün arayla bir Ay tutulması ve bir Güneş tutulması oluşturur. Ancak bir tutulma döneminde hem yeni ay hem de dolunay evrelerindeki hizalanma, nadiren bir tam Ay ve Güneş tutulma çifti (veya bir tam, bir halkalı tutulma çifti) oluşturacak kadar yakın gerçekleşir. Parçalı tutulmalar, genellikle her tutulma döneminin bir parçasını oluşturur. 2024'ün son tutulma döneminde, 18 Eylül'de gerçekleşen parçalı Ay tutulması ve iki haftalık bir aranın ardından 2 Ekim'de gerçekleşen halkalı Güneş tutulmasından oluşan bir tutulma çifti gözlemlendi. Bu zaman atlamalı birleşik görüntülerden sol tarafta olanı Birleşik Krallık'taki Somerset'ten, diğeri ise Paskalya Adası'ndan kaydedildi. 2025 yılında ise biri mart ayında diğeri eylül ayında olmak üzere iki tutulma dönemi yaşanacak. İlk tutulma döneminde, 14 Mart'ta bir tam Ay tutulması ve 29 Mart'ta bir parçalı Güneş tutulması gerçekleşecek. İkinci tutulma döneminde ise 8 Eylül'de bir tam Ay tutulması, ardından 21 Eylül'de bir parçalı Güneş tutulması meydana gelecek.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Leman Zeynep Bakkal
Ekleyen 20 Kasım 2022 2 dk.

Metilmalonik asidemi, B12 vitaminine bağımlı olan bir enzim olan Metilmalonil-CoA Mutaz enziminin eksikliğinin yol açtığı otozomal resesif geçişli bir metabolik hastalıktır. Metilmalonil-CoA'nın Süksinil-CoA'ya dönüşümünü sağlayan bu enzimin yokluğunda Metilmalonil-CoA birikimi, kan ve idrarda belirgin düzeyde artmış metilmalonil asit atılımı ile sonuçlanmaktadır.

Sağlıklı bireylerde de fizyolojik tepkimelerin ara metabolitleri olarak ortaya çıkan organik asitler, organik asidemisi olan bireylerde amino asit, karbonhidrat veya yağların yıkımında rol alan enzim ya da proteinlerin eksikliği sonucunda biyolojik sıvılarda birikir, asit-baz dengesini ve hücre içi biyokimyasal yolakları etkiler. Anormal olarak birikmiş organik asitler, idrar ile atılırlar.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Emel Bayram
Emel Bayram
80K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Kuyruğu uzun ve sivri, tüyleri ise göz alıcı derecede siyah ve beyazdır. Başı, sırtı ve göğsü mat siyah; omuzları ve alt tarafı beyazdır. Kanatları parlak çelik mavisidir; ancak kanatlarını açtığında uçlarının oldukça beyaz olduğu görülür. Kıçı ve kuyruk sokumu siyah, kuyruğu parlak yeşil ve mordur. Güçlü, hızlı ve düzgün kanat çırpışları ile uçuşu süratlidir. Sesi kuvvetlidir ve "çak çak çak çak" diye çıkar.Ömrünün 30 ilâ 38 yıl olduğu düşünülür. Zeki bir kuş türüdür.
4
Kemal Cihat Toprakçı
Yazar 26 Haziran 2011 10 dk.

Bildiğimiz üzere ışık hızı, evrendeki en yüksek hızdır ve modern fizik dahilinde bu hız sınırı hiçbir cisim tarafından, asla aşılamaz. Ancak Teorik olarak mümkün olmasa da, hayal gücümüzü sınırlandırmayalım ve bir otomobilin içinde 300.000 km/sn'lik bir hızla seyrettiğimizi düşünelim. Bu hız ile giderken aracımızın farlarını açarsak ne olur? Normalde duran bir arabanın farlarından çıkan ışık, ışık hızında araçtan uzaklaşır. Ancak araç ışık hızında hareket ediyorsa, bu defa ışık nasıl gözükecektir? Yine ışık hızında mı araçtan uzaklaşacaktır? Bu durumda arabamızın farlarından çıkan ışık, ışık hızını aşmış mı olur? Bu soru bize başta bir paradoks gibi gözükse de, Özel Görelilik Teorisi'nin temel ilkelerini anladığımız ve öğrendiğimiz zaman, sorunun basit bir cevabı olduğunu görürüz. Gelin hep birlikte inceleyelim.

Görelilik Kuramı:

160
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Beyza Yalçın
Beyza Yalçın
123K UP
İnceleyen10 30 Kasım 2022
Irkçılığın ne kadar anlamsız ama bir o kadar da yıkıcı ve haksız olduğunu çok güzel şekilde işleyen bir film. Her ayrıntısı ile çok keyifli.
9.8/10
(18 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
17
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

Ece Müker
Ece Müker
499K UP
13 saat önce
Bilim insanları, Güney Amerika’nın tropik bölgelerinde yaşayan hoatzin (Opisthocomus hoazin) adlı sıra dışı kuşun evrimsel soy ağacında benzersiz bir yer tuttuğunu belirledi.

🔬 Yeni genetik analizlere göre hoatzin, diğer kuş türlerinden yaklaşık 64 milyon yıl önce ayrılmış olabilir. Yani dinozorların yok oluşuyla aynı zamanlara denk geliyor.

🧬 Hoatzin’in DNA’sı, diğer kuşlarla beklenen düzeyde benzerlik göstermiyor. Araştırmacılar bu durumu, “evrimsel bir yetim” olarak tanımlıyor.

👶 Bu kuşun yavruları, tıpkı tarih öncesi kuşlarda olduğu gibi pençeli kanatlara sahip olarak doğuyor, böylece dallar arasında tırmanabiliyorlar.

🌿 Ayrıca hoatzin, tıpkı geviş getiren memeliler gibi, bitkileri fermante eden özel bir mideye sahip – bu da kuşlar arasında oldukça ender bir özellik.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı İzmir Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 4 gün önce İzmir₺200,0011 Mayıs
Nöropedagoji ve Nöroplastisite
11 Mayıs 2025 17:00 tarihinden 11 Mayıs 2025 18:00 tarihine kadar.

🧠 Nöropedagoji ve Nöroplastisite
📅 11 Mayıs 2025 Pazar
🕔 17.00 - 18.00
📍 Laika Coffee & Culture, Karşıyaka

Beyin nasıl öğrenir, nasıl değişir?
Eğitim ile nörobilim kesiştiğinde karşımıza çıkan en heyecan verici alanlardan biri: Nöropedagoji.
Bu etkinlikte, beynin yapısal ve işlevsel olarak nasıl değişebileceğini; öğrenmenin sinir sistemi üzerindeki etkilerini ve bu bilgilerin eğitimde nasıl kullanılabileceğini konuşacağız.

🎙️ Konuşmacı: Lokman Topbaş, M.A.
(Ege Üniversitesi Eğitim Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencisi, Felsefe Lisans Öğrencisi)

📌 Etkinlik ücretlidir. Bir bilet 200 TL'dir. 30 kişilik kontenjan vardır.

Devamını Göster
6
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meltem Çetin Sever
Yazar 6 Eylül 2021 10 dk.

Henry Gwyn Jeffreys Moseley veya kısaca Henry Moseley, genç yaşta savaşırken öldüğü için çalışmaları yarım kalan, üstün yetenekli bir fizikçidir. 1913 yılında, kendi kurduğu bir düzeneği kullanarak, elementlerin özelliklerini belirleyen ana unsurun proton sayısı olduğunu göstermiştir. Bu keşfi, "atom numarası" denen temel özelliğin, o zamana kadar düşünüldüğü gibi bir elementin sadece periyodik cetveldeki yerinden çok daha fazlası olduğunu göstermiş ve adeta periyodik cetvele ilk defa anlam kazandırmıştır.[1] Bu sayede Moseley, hem fizik hem de kimya alanında dönüşüm yaratmıştır.

1914'te Oxford Üniversitesi'nde fizik bölümü başkanlığı yapması önerilen Moseley, aynı yıl 1. Dünya Savaşı başladığında İngiliz Ordusu'na gönüllü olarak katılmıştır. 1915'te, sadece 27 yaşındayken Gelibolu'da ölmüştür. Savaş dolayısıyla 1916 yılında verilecek olan Nobel Ödülleri iptal edilmiştir; ancak eğer Henry Moseley hayatta olsaydı ve eğer savaş şartları ödülleri iptal etmeseydi, bu ödüllerden birini alma ihtimalinin çok yüksek olduğu düşünülmektedir.

55
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Kasım Aydın
Blog Yazarı 1 dk.

Tahakküm altına almak, idare etmek, kontrol etmek, sahip olmak…

Kavramlar semboller gibidirler. Çıplak gözle görülmelerine karşın algılanmaları için bakan kişinin dağarcığında önceden birikmiş bir şeylerin olması gerekir. Eğer dağarcık küçük bir tepecikten ibaret ise kavramlar tınısız, ruhsuz ve alelade bir söylentiden fazlası değillerdir.

7
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tan Yıldız
Tan Yıldız
57K UP
Yazar 9 Haziran 2021 22 dk.

1905 yılında Alfred Binet'in ilk IQ testini tasarlamasından beri geçen süre zarfında, bilişsel psikolojinin uzmanları arasından tutun popüler kültürün birçok ögesinde IQ günlük hayatımızda bile sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram haline gelmiştir. Bir yandan zeka araştırmaları alanındaki bilirkişiler arasında IQ'nun kalıtsallığı ve sosyoekonomik statü gibi sosyal faktörlerin etkileri tartışılırken; konuya vakıf olmayan halk IQ üzerine zıt perspektifler sunan Gattaca ve Harrison Bergeron gibi eserler yoluyla konuya aşina hale geldiler. 2021'de 27 yaşına basan Çan Eğrisi kitabının yarattığı tartışmalar fırtınası günümüzde de aynı şiddetle devam etmektedir. 1996 yılında Amerikan Psikoloji Derneği'nin (APA) oluşturduğu çalışma kolu, Çan Eğrisi kitabının yayınlanmasıyla başlayan tartışmaları ele alan bir rapor yayınlamış, IQ ölçüm yöntemleri, bu skoru etkileyen çeşitli parametreler ve zaman içerisinde IQ'nun değişimi ile ilgili kapsamlı bir inceleme yapmışlardır.[1] Bu yazının amacı, bu konudaki tartışmalardan ziyade, IQ'nun çaba sarf ederek geliştirilip geliştirilemeyeceği ve ne tür yöntemlerle bunun yapılabileceğini aktarmaktır.

Çoğumuz, günlük yaşamamızda reklamlar veya çeşitli sosyal medya paylaşımları vasıtasıyla "IQ'nuzu Test Edin!" ya da "Şu Bulmacayı Çözerek IQ'nuzu Artırın!" gibi başlık bombardımanlarına tutuluyoruz. Birçoğumuz, bu tür başlıkların kulaktan dolma bilgilerin bilimsel mahiyete büründürme çabası olduğunu bilecektir; ama yine de insan sormadan edemiyor: IQ ya da daha doğrusu genel olarak "zeka", artırılabilir bir özellik mi? Örneğin basketbol oynayarak boyumuzu artıramayacağımızı veya halter kaldırarak boyumuzu kısaltamayacağımızı biliyoruz. Peki bir bulmaca çözmek, çocuklarımıza erken yaşta klasik müzik (örneğin Mozart) dinletmek, "beyin egzersizleri" yapmak, IQ testlerine çalışmak gibi uğraşlar, gerçekten zekayı ve bunu ölçen IQ değerlerini değiştirebilir mi?

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close