Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Hacer Aslan
Hacer Aslan
132K UP
Yazar 17 Kasım 2023 7 dk.

Karbon nanotüpler hibritleşmiş karbon atomlarının altıgen düzenlenmesinden oluşan karbon allotroplarıdır.[1][2] Silindirik tüplerle birleştirilirler ve tek bir grafen tabakası veya Van der Waals kovalent olmayan kuvvetler aracılığıyla bağlanan birden fazla grafen tabakasıyla oluşturulabilirler.[3] Tek duvarlı karbon nanotüpler, 1-2 nm çapında yuvarlanmış bir grafen tabakasından oluşurken çok duvarlı karbon nanotüpler çapı 100 nm'ye kadar olan ikiden fazla yuvarlanmış grafen tabakasından oluşmaktadır.[4]

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 17 Eylül 2011 10 dk.

Günümüzde halen evrimin bilim insanları tarafından "şüpheyle yaklaşılan" ve "kabul edilmemiş", sadece bir "teori" olan, dolayısıyla "ispatlanamamış" bir "düşünce" olduğuna dair söylentiler halk arasında dolaşıyor, dolaştırılıyor. Bu işteki ilk tuhaf taraf, biyoloji ve ilgili dallarda çalışmalar yapan tüm bilim insanlarının %95'inden fazlası (kimi kaynağa göre %99 civarı) evrimi kabul etmektedir (buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan, buradan ve benzerlerinden bilgi alabilirsiniz). Diğer gülünç taraf, bir doğa yasasını, bir bilim insanının bilimsel bir temelde reddedebileceğini iddia etmekten kaynaklanıyor. Tabii şu anda bilimin içinde olmayan toplumlarda evrimin neden yasa olduğu bilinmediği, Evrim Teorisi'nin ne olduğunun anlaşılmadığı ve "evrim" ile "Evrim Teorisi"nin birbirinden farklı şeyler olduğu algılanamadığı için, bu tür sanrılar da kısmen anlayışla karşılanabilmektedir. Ancak sözü edilen bu konularda bir miktar bilgi edinen kişiler, evrimin bilimsel düzlemde reddedilebilir bir kavram olmadığını kolayca göreceklerdir. Yani birilerinin evrimi reddetmesi, kütleçekimini reddetmesi kadar absürttür. İkisi de benzer şekillerde gözlenmiş, test edilmiş, algılanmıştır. İki konuyla ilgili de teoriler bulunmaktadır; ancak bir doğa yasası ile, o yasaya yönelik bilimsel teori birbirine karıştırılmamalıdır. Evrimin doğada gerçekleştiği tartışılabilir bir konu değildir. Tıpkı bıraktığımız topların yere düşüp düşmediği gibi... Ancak bu yasaların neden ve nasıl işlediği elbette tartışılabilir; zaten gözlem ile bilim arasındaki fark da buradadır diyebiliriz. Herkes gözlem yapar; ancak sadece "neden" ve "nasıl" diye sorabilenler bilim üretebilirler. Teoriler de, bu sorulara aranan cevaplardan doğarlar. Tüm bunları öğrenmek için, 3 yazıdan oluşan Bilimsel Yöntem yazı dizimiz okunabilir.

Bu makalemizde ise halk arasında evrimle ilgili yanlış anlaşılmalardan ziyade, bilim düşmanlarının kendilerini haklı çıkarmak için bilimsel cemiyeti de sahtekar bir şekilde yanlarına çekme çabalarına değinmek istiyoruz. Halk üzerinde, sanki evrim bilim camiasında kabul edilmiyormuş, büyük bir ret varmış, bilim insanları evrimi umursamıyormuş gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu elbette saçmalıktır. Ancak kimi zaman, bu tür iddiaların saçmalıklarını görmek için, çarpıcı verilerden söz etmek faydalı olmaktadır. Biz de burada, tüm Dünya'daki bilim insanlarını çatısı altında toplayan bir bildiriyi ve bu bildiriye imza atan kurumları inceleyeceğiz.

111
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Libre Texts
Libre Texts
128K UP
Yazar 2 Nisan 2023 12 dk.

Eşeyli üreme, iki ayrı organizmadan gelen iki hücrenin birleşmesi olan döllenme ile gerçekleşir. Bu iki hücrenin her biri bir set kromozom içeriyorsa, ortaya çıkan hücre iki set kromozom içerir. Bir hücredeki kromozom setlerinin sayısına "ploidi seviyesi" denir. Haploid hücreler bir set kromozom içerir. İki set kromozom içeren hücrelerse diploid olarak adlandırılır. Üreme döngüsü devam edecekse diploid hücre; döllenme tekrar gerçekleşmeden önce kromozom setlerinin sayısını bir şekilde azaltmalıdır, aksi takdirde her nesilde kromozom setlerinin sayısı sürekli bir ikiye katlanacaktır. Dolayısıyla eşeyli üreme, döllenmenin yanı sıra kromozom setlerinin sayısını yarıya indiren Mayoz bölünme olarak bilinen bir çekirdek bölünmesini içerir.

Çoğu hayvan ve bitki diploiddir, yani iki set kromozom içerir. Her somatik hücrede (çok hücreli bir organizmanın üremeyen hücreleri) çekirdek, homolog kromozomlar olarak adlandırılan her bir kromozomun iki kopyasını barındırır. Somatik hücreler bazen "vücut hücreleri" olarak da adlandırılır. Homolog kromozomlar, aynı yerlerinde aynı özelliklerin genleri bulunan eşleşmiş çiftlerdir. Diploid organizmalar her ebeveynden her homolog kromozomun bir kopyasını miras alır; bunların birleşmesiyle tam bir kromozom seti ortaya çıkar. Hayvanlarda, her bir homolog kromozomun tek bir kopyasını içeren haploid hücreler yalnızca gametlerde bulunur. Gametler, diploid bir hücre üretmek için başka bir haploid gametle birleşir.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Oğuz Özbudak
Çeviren 2 Nisan 2023 6 dk.

Dayalı döşeli bir mutfak: bir fırın, ağzına kadar dolu bir buzdolabı, masanın üzerinde bir merdane ve bir kase, bir lavabo ve Ivory marka sabun. Üzerinde yelkenli bir gemi bulunan bir duvar takvimi 1944 yılı Nisanını gösteriyor. Ama başka bir şey daha var: Her şey minyatür, el yapımı ve yerde bir oyuncak bebek yatıyor. Görünüşe göre ölmüş, nedeniyse bilinmiyor.

Bu diyorama, Frances Glessner Lee'nin gerçek cezai soruşturma vakalarına dayanan Nutshell Studies of Unexplained Death adlı 1/12 ölçekli diyorama serisinden bir tanesi. Adli olay yeri incelemenin en sıradışı ve etkileyici figürlerinden biri tarafından yapılmış bu diyoramalar, dedektifleri delil toplama, titiz belgeleme ve üstün gözlemleme alanlarında eğitmek için kullanıldılar ve bugün bile kullanılıyorlar.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ahmed Saçan
İnceleyen10 1 gün önce
Bu kitap sadece askeri stratejilerin anlatıldığı bir metin değil; aynı zamanda insanlığın savaş ve barış arasındaki evrensel çatışmasını, tarih boyunca devam eden zaferler ve yenilgiler arasındaki o ince çizgiyi ustalıkla işleyen bir eser. Tarihsel anlatımın ötesine geçerek, derinlikle kuşatılmış karakterlerin hikayelerini takip etmek, okuyucuya sadece geçmişi değil, aynı zamanda insan ruhunun karanlık derinliklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Özetle, birbirini tamamlayan unsurlar sayesinde, okuyucu bu karmaşık dinamiğin içine çekiliyor ve kendini tarihin akışında kaybolmuş gibi hissediyor. Özellikle Emir Timur'un torunları arasındaki çekişmenin getirdiği duygusal yük bambaşka bir seviyeye ulaşmış. Tavsiye ederim.
10.0/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Çin Seferi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Köken: Avrupa Doğa Tarihinin İlk 100 Milyon Yılı (Tim Flannery)

Yaklaşık 100 milyon yıl önce, üç büyük kıtanın –Asya, Kuzey Amerika ve Afrika– hareketleri sonucu büyük, tropik bir takımada meydana geldi. Bu takımada, daha sonra Avrupa’yı oluşturacaktı. O dönemden beri Avrupa durmak bilmeyen değişimlere sahne oldu ve farklı kökenlerden sayısız türe ev sahipliği yaptı.

Milyonlarca yıl boyunca çok sayıda bitki ve hayvan türü Avrupa’ya göç etti ve burada kıtanın kendisiyle eşzamanlı olarak evrimleşti. İlk mercan resifleri Avrupa’da oluştu; yünlü gergedanlar, mamutlar ve Yeryüzü’nün gelmiş geçmiş en iri filleri Avrupa’da yaşadı; insan türünün geçirdiği önemli gelişmelerin çoğu Avrupa’da meydana geldi.

Tim Flannery, çığır açan bu eserinde Avrupa’nın kökenine gidiyor ve kıtanın, Yeryüzü’nün geri kalanı için neden büyük önem taşıdığını araştırıyor. Doğa bilimlerinde kaydedilen ilerlemeler ışığında, Avrupa’nın hem geçmişte hem de günümüzde nasıl küresel değişimin başını çektiğini açıklarken; yaklaşık kırk bin yıl önce Avrupa’ya geldiğinden beri insanlığın da kıtanın hem faunasında hem de florasında nasıl büyük bir etkiye sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Doğa tarihiyle kültür tarihini harmanlayan Köken’de nereden geldiğimizin ve kim olduğumuzun hikâyesini keyifle okuyacaksınız.

Bilgiler ve Uyarılar:

  1. Bu ürün sipariş alındıktan 1-3 gün içinde postalanacaktır.
  2. Lütfen sipariş vermeden önce iade ve ürün değişikliği ile ilgili bilgilendirmemizi okuyunuz.
  3. Bu kampanya, Panama Yayıncılık tarafından Evrim Ağacı okurlarına sunulan fırsatlardan birisidir.
Devamını Göster
₺300.00
Köken: Avrupa Doğa Tarihinin İlk 100 Milyon Yılı (Tim Flannery)
Sena Küçükkıvanç
Bilgisayar Mühendisi 17 saat önce Sen de Cevap Ver

Instagram akışından tut, YouTube'un o en olmadık duraklatma anı reklamlarına –hani tam da "şimdi ne olacak?" dediğin yerde patlayan cinsten– hatta o pek bir ‘elit’ geçinen paralı yayın platformlarına kadar her yerde suratına şaplak gibi inen bu reklam tufanı var ya, işte o, gözünü para hırsı bürümüş dehaların icat ettiği, sürekli ‘evrilen’ (evrim kelimesine hakaret resmen) gelir kapısı yaratma stratejileriyle, beynimizi fritözde kızartacak cinsten reklam teknolojilerinin (ad-tech enablement) pek bir ‘ahenkli’ dansının sonucu.

Eh, bu zamazingolar artık her eve, her cebe girdikten sonra (abone doygunluğu denen o tatlı sona ulaştıktan sonra yani) ve her yeni ‘kurbandan’ tırtıkladıkları marjinal gelir üç kuruşa düşünce, ne yapsınlar? Mecburen, mevcut ‘sağmal inek’ başına düşen ortalama geliri (ARPU) şişirmek için ya bedava ama reklama boğulmuş Reklam Destekli Beyin Yıkama Modellerine (AVOD) ya da ‘hem para ver hem reklam izle, ne kadar tatlı değil mi?’ dedirten hibrit sistemlere dört nala sarılıyorlar.

Bu ‘muhteşem’ tabloyu daha da şenlendiren şey ne mi? Tabii ki, ruhunu şeytana satmış programatik reklamcılık ekosistemlerinin ve senin en zayıf anını kollayıp (benim de işim gereği veri topladığım oluyor ancak en azından ben bunu dile getirebiliyorum 😂), tam da o an ihtiyacın olmayan şeyi sana ‘kişiye özel’ diye yutturan dinamik reklam yerleştirme (DAI) teknolojilerinin ortalığı kasıp kavurması. Bu sayede, sen ve senin gibi milyonlarca masum kullanıcı, adeta laboratuvar faresi gibi mikronluk seviyede fişlenip (hyper-granular audience segmentation), o anki ruh halinden tut da dün gece ne yediğine kadar analiz edilerek reklamverenlerin önüne meze ediliyor. Böylece reklam doluluk oranları ve onların cebine giren bin gösterim başına gelirler (CPM/RPM) de arşa değiyor tabii, senin sabrın ise yerin dibine.

Tüm Reklamları Kapat

Özetle, o ‘akıllı’ dedikleri algoritmalar, senin bir oturuşta ne kadar reklam yükünü (ad load) kaldırabileceğini ve beynine kaç reklamın (impression frequency) kazınabileceğini hesaplamak için 7/24 mesai yapıyor. Senin her tıklamanı, her beğenini, hatta imleci nerede gezdirdiğini bile emen o davranışsal verilerini (behavioral data) ve pek bir ‘zeki’ makine öğrenimi modellerini (machine learning models) kullanarak –evet, tam da o nefes almak için videoyu durdurduğun o kısacık anlar da dahil olmak üzere– sana en ‘uygun’, yani en çok parayı getirecek reklamı yapıştırmak için resmen ant içmiş durumdalar.

Neden mi bütün bu curcuna? Çünkü bu pek ‘adil’ dijital ekonomide, platformlar o ağız sulandıran milyar dolarlık dijital reklam pastasından aslan payını kapmak ve ‘aman efendim ne kadar da pahalı’ dedikleri içerik tedarik ve operasyonel masraflarını (ki bu masrafların bir kısmı da sana daha çok reklam göstermek için yapılan yatırım aslında) bir şekilde senin cebinden çıkarmak için birbirlerini yiyorlar. Haliyle, senin o değerli vaktinin her bir atomu, onlar için yeni bir sağmal inek fırsatı (monetization opportunity) demek oluyor. Sen keyfine bakarken, birileri de senin üzerinden servetine servet katıyor, ne şahane bir düzen, değil mi?

11
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Halime Samsa
Halime Samsa
34K UP
Yazar 18 Ekim 2020 15 dk.

Dünyaya gözlerimizi iki temel dürtünün ışığında açarız, tüm insanlık olarak içimizde yaşamın ve ölümün varlığını taşırız. Freud’a göre, yaşam dürtüsü; libidodan kuvvet alarak üretmeye, insanlarla duygusal bağ kurmaya, çoğalmaya ve canlılığı sürdürmeye çalışırken madalyonun diğer yüzünde bulunan ölüm dürtüsü ise saldırganlıktan kuvvet alarak parçalamaya, kurulan bağları koparmaya ve kendini yok ederek inorganik bir hale dönmeye çalışır.[1] Yani, aşkın tanrısı Eros ile ölümün tanrısı Thanatos sırt sırta eşlik ederler insana hayat boyunca. Hangisinin öne geçeceği ise, biraz genetik yatkınlıklarımıza ve mizacımıza biraz da benliğimizin oluştuğu erken dönem ilişkilerimize bağlıdır.

Doğumla birlikte, güvenli alanından dünyaya gözlerini açan bir bebek için yaşam ve ölüm arasındaki bu mücadele oldukça yoğun bir kaygı yaratır. Doğumla birlikte anne ile kurduğu güvenli birlik halini kaybederek ilk kaybını yaşayan bebeği, dünyaya uyumlanma gibi zorlu bir yolculuk da beklemektedir. Klein'a göre, bebek bu zorlu yolculukta açlık, libidinal arzular ve bu mücadelenin yarattığı yoğun kaygı ile onu besleyen bir memeye yönelir.[2] Bebek, önce memenin, sonra da annenin kendisindeki yıkıcı ölüm dürtüsünü yatıştırmasını arzulayarak, yaşam dürtüsüne yatırım yapar. Anne ve bebek arasında kurulan bu ilişkide hangi dürtünün baskın olacağı, tabii ki doğum deneyiminin travmatik geçip geçmemesine, annenin bebeğe bakmak isteyip istememesine, bebeğin mizacına ve sütü zevkle kabul etme yeteneğine de bağlıdır.

167
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selçuk Kandemir
Seslendiren 27 Ekim 11:49
Dünya'nın yüzeyindeki bütün karaların okullarda yaygın olarak kullanılan, Avrupa-merkezli, 2 boyutlu bir haritasını alıp, onları ufak karelere bölüp,...
22
Eda Alparslan
Aktaran 4 gün önce 2 dk.

Autonomous University of Barcelona'dan araştırmacıların Chemosphere dergisinde yayınladığı çalışma, polimerlerden üretilen poşet çayların demlenirken milyarlarca nanoplastik ve mikroplastik saldığını detaylarıyla açıklıyor. Çalışma bu salınımın insan bağırsak hücrelerinde emilebildiğini ve bunun sonucunda kan akışına karışarak tüm vücuda yayıldığını gösteren ilk çalışma niteliğinde.

Günümüzde plastik atıkların sebep olduğu kirlilik, gelecek nesillerin sağlık ve refahını her geçen gün daha çok etkileyen ciddi çevresel sorunlara yol açmakta. Gıda paketlemesi, nano ve mikroplastiklerin sebep olduğu kirliliğin ve bu parçacıkların insanlar tarafından solunmasının ve sindirilmesinin temel kaynaklarından birisi.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Kübra Mihri Yeginer
Gözlemi Yapan 2 gün önce Türkiye, Niğde
Hazer yılanı zehirli olmasa da vahşi olarak kabul edilir; hızlı ve uyarı vermeden ısırır. Tarım zararlısı olarak bilinen kemirgenleri ve diğer türleri de tükettikleri için doğal haşere kontrolünde önemli rol oynarlar.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
NGC 6888: Hilal Bulutsusu

Hilal Bulutsusu olarak da bilinen NGC 6888 parlak ve yüksek kütleli merkezi yıldızından rüzgarlarla saçılan yaklaşık 25 ışık yılı genişliğe sahiptir. Üçlü astro-görüntücülerden oluşan bir ekip (Joe, Glenn, Russell) kozmik balonun bu keskin portresini yarattı. Üçlünün teleskobik işbirliği, hidrojen ve oksijen atomlarının ışığını izole eden 30 saatten fazla dar bant görüntü verisi topladı. Oksijen atomları, ayrıntılı kıvrımları ve filamentleri kaplıyor gibi görünen mavi-yeşil tonu üretmektedir. NGC 6888’in bulutsunun içerisinde görülebilen merkezi yıldızı, Worf-Rayet yıldızı (WR 136) olarak sınıflandırılmıştır. Yıldız, dış kabuğunu her 10.000 yılda bir Güneş’in kütlesine eşdeğer miktarda saçan kuvvetli bır yıldız rüzgarıyla atmaktadır. Bulutsunun karmaşık yapıları, muhtemelen bu kuvvetli rüzgarın daha erken bir aşamada atılan malzeme ile etkileşiminin sonucudur. Yakıtını müthiş bir hızda yakan ve ömrünün sonuna doğru ilerleyen bu yıldız, sonunda muhteşem bir süpernova olarak patlamalıdır. Bulutsu bakımından zengin takımyıldız Kuğu’da bulunan NGC 6888, yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaktadır.

17 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Joe Navara, Glenn Clouder, Russell Discombe
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
Ayb Balyimez
Ayb Balyimez
75K UP
İnceleyen10 1 ay önce
Türkiye'de varolan, sınırlı sayıdaki iyi ve işeyarar videolar yükleyen kanallardan birisi.
Youtube Kanalı
9.7/10
(440 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Nərmin Davudova
Üye 28 Temmuz 2022 1 Cevap
1,852 görüntülenme
Google'in logosundaki renklerin bir manası var mıdır? Varsa nedir?
Google'in logosundaki renklerin bir manası var mıdır? Varsa nedir?
8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close