Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Buse Çakmak
Buse Çakmak
132K UP
Yazar 4 gün önce 9 dk.

Kalp, sadece bir pompa olmadığı gibi, sandığımız kadar da yalnız değildir! Kalp ve beyin kendi aralarında sürekli ve sessiz bir iletişim halindedir. Bu iletişim bazen kalbin atışını hızlandıran bir heyecan, bazense yavaşlatan bir huzurda kendini gösterir. İşte bu sessiz ve bizim bihaber olduğumuz diyalogların mimarı vagus siniridir.[1]

Onuncu kraniyal sinir olan vagus, vücudun en uzun siniri olup Latince "gezgin" anlamına gelir ve bu adı vücut boyunca yalnızca kalbi değil birçok organı etkileyen geniş yayılımdan alır.[1] Aynı zamanda vagus, iç organlarımızdan gelen sinyalleri taşıyan en önemli iletim yollarından biridir. Bu sayede kalp atışlarımızı, solunum ritimlerimizi, mide ve bağırsaktaki gerilmeleri algılar ve bir "bedensel farkındalık" inşa eder. "İntersepsiyon" olarak adlandırılan bu mekanizma öznel anlamda kişide bedende var olma deneyimini mümkün kılarak öznel olarak "yaşıyorum" hissini sağlar.[2]

22
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 17 Aralık 2021
Çin’in merkezinin kuzeyindeki bu kurak Tengger Çölü manzarasında, yıldızlı gökyüzü ile Dünya gezegeni görülüyor. Bu panoramik geniş alan görseli, 14 Aralık’ta Ay battıktan kısa bir süre sonra ve şafak doğmadan önce kaydedildi. Halen karanlık olan gökyüzünde çekilen kuzeyin kış altıgeni, parlak Samanyolu’nu çevreliyor. Her yıl gerçekleşen Geminid meteor yağmurunun maksimum görüldüğü geceye yakın bir zamanda kaydedilen bu görselde, şaşırtıcı biçimde parlak olan bir ateş topu da yakalandı. Batı ufkunun üzerinde ve parlak yıldız Capella’nın hemen altındaki hançer benzeri iz, Gemini meteor yağmurunun saçılma noktasını işaret ediyor. Elbette Gemini yani İkizler takımyıldızını tespit etmek kolaydır. Bu takımyıldızın ikiz parlak yıldızları, mavimsi Castor ve sarımsı Pollux, görselin yukarısında bulunuyor.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 16 Temmuz 2024 31 dk.

2024 yılı itibarıyla dünyamız, büyük teknolojik ve bilimsel gelişmelerin gerçekleştiği bir evrededir. Yapay zeka, robotik, uzay çalışmaları, kişiselleştirilmiş gen tedavileri, türdiriltimi (İng: De-extinction) ve diğer bir çok alan adeta bilimkurgu filmlerini aratmayacak şekilde ilerlemektedir. Özellikle yapay zeka ve robotik teknolojileri, uzay araştırmaları ve biyoteknoloji gibi disiplinler, geleceğin en parlak alanları olarak öne çıkmaktadır.

Modern genetik biliminin ilerlemesiyle birlikte hayatımıza giren biyoteknoloji, günlük yaşamımıza pek çok kolaylık sağlamaktadır ve ilerisi için de epeyce potansiyel taşımaktadır. Örneğin, kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları sayesinde, her bireyin genetik yapısına özel tedaviler geliştirilmekte ve böylece daha etkin ve hızlı iyileşme süreçleri mümkün hâle gelmektedir. Öte yandan tarım sektöründe, genetiği değiştirilmiş canlılar daha verimli ve hastalıklara karşı dirençli ürünler sunarken, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik konularında da biyoteknoloji sayesinde önemli adımlar atılmaktadır.

28
5
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ardil Yıldırım
2 saat önce
Çay, çok cahil bir sıvıdır...











ARDIL YILDIRIM.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dılbaz Yenisoy
Yazar 31 Aralık 2023 5 dk.

Etçil bitkiler genellikle besin değeri düşük olan topraklarda yaşarlar. Ancak etçil diyet, bitkiler için oldukça maliyetlidir. Böcek veya diğer omurgasız canlıları avlayabilmek için özel adaptasyonlara ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle evrimsel süreçte zorunluluk olmadığı sürece bitkilerde bu tür bir besin diyetinin evrimleşmesi neredeyse imkansızdır. Hatta bu sebeple, bitkiler zorunlu olmadığı sürece fotosentez yoluyla beslenmeye çalışırlar.

Etoburluğun maliyetli olması sebebiyle etçil bitkiler, etçil olmayan bitkilere kıyasla daha az fotosentetik kapasiteye, daha düşük fotosentetik azot kullanımına, daha zayıf rekabet gücüne ve daha küçük köklere sahiptirler. Besin değeri yüksek olan toprakların veya suların olduğu bölgelerde etçil bitkiler dezavantajlı konumda olacağı için burada etçil bitki sayısı az olacaktır. Fakat ışık ve besin bakımından fakir olan bölgelerde et ağırlıklı besin diyeti avantajlı olacak, evrimsel süreçte seçilecek ve bu bölgede etçil bitki sayısı artacaktır.

24
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 3 Eylül 2018 5 dk.

İnsanları diğer primatlardan ayıran en önemli özelliklerden birisi beyin büyüklüğüdür. Beynimiz, yaklaşık 2-3 milyon yıl kadar önce, Afrika'da yaşamış olan Australopithecus isimli atalarımızın soy hattı boyunca oldukça hızlı bir evrimsel süreçten geçmiştir. Bu dönemde insan beyni yaklaşık 3 kat büyüyerek günümüzdeki boyutlarına erişmiştir. Bilim insanları bunun yaşandığını kafatası fosilleri sayesinde biliyorlar; ancak bunun tam olarak nasıl gerçekleştiğini henüz çözememişlerdi.

Belçika'da bulunan Flanders Biyoteknoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Pierre Vanderhaeghen tarafından yürütülen bir araştırma, bu gizemi kısmen çözmeyi başardı. GENDEVOCORTEX isimli projenin bir parçası olan Dr. Vanderhaeghen, insan beynini irileştiren genlerin hangileri olduğunu tespit etmenin peşindeydi.

118
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Ertürk
Emre Ertürk
29K UP
Çeviren 21 Nisan 2018 17 dk.

Yukarıdaki videoda, Dr. Michael Nachman'ın kaya cep farelerinin evrimi üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarını öğrenecek ve evrimi net bir şekilde, gerçek bir örnek üzerinden göreceğiz.

İnsanların olduğu her yerde fareler de vardır. Neredeyse hiçbir hayvan bizim tarafımızdan oluşturulan yaşam alanlarına bu kadar iyi uyum sağlamamıştır. Bu nedenle, Almanya’nın Plön şehrindeki Max-Planck Evrimsel Biyoloji Enstitüsü’nden Diethard Tautz için evrimin çalışma şekline model sistem olarak bu küçük kemirgeni kullanmak daha akla yakın geldi.

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Buğra Ünal
Seslendiren 2 Eylül 41:18
Nvidia durdurulamıyor! - İnternetten bedava işlemci indirme devri - Google kendini affettirebilecek mi - ⁠Apple'dan etkinlikler ve yatırımlar
19
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 20 Ekim 2014 11 dk.

Sanılanın aksine, birçok memeli aslında adet görmez. Adet görme, üst düzey primatlara ve bir grup yarasaya ait bir özelliktir. Köpeklerde vajinal kanamalar görülür; ancak bu, bildiğimiz anlamıyla adet değildir. Fil fareleri de, önceden adet gördüğü düşünülen; ancak sonradan bu kanamaların rastgele meydana gelen düşükler olduğu anlaşılan hayvanlardandır. Dolayısıyla adet görme davranışı, memeliler arasında oldukça nadiren görülen bir durumdur.

Dahası da var: Modern dönemde yaşayan insan dişileri, adet gören diğer herhangi bir hayvandan çok daha fazla kanama geçirirler. Bu kanamalar bol miktarda besinin vücuttan atılmasına neden olur, günlük yaşamı son derece olumsuz etkileyebilir ve eğer ki vahşi hayattaysanız, avcıların dikkatini çekmenize neden olur. Bu sebeplerle, adet görme davranışının evrimsel nedenleri çok iyi anlaşılmalıdır. Ancak bunu anlayabilmeniz için, öncelikle hayatınız boyunca size söylenen en büyük yalanlardan birine göz atmamız gerekiyor: anne-fetüs bağına...

158
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Bilime Dair Her Şey konusunda geliştirebilirsin.

Yaşam Ağacı Türü
Furkan Coşar
Furkan Coşar
26K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Uzun Kuyruklu Meşe Kuşu, Aegithalos cinsine ait, küçük ve zarif ötücü bir kuştur. Adını uzun ve ince kuyruğundan alır. Avrupa ve Asya'nın geniş ormanlık bölgelerinde yaygın olarak bulunur.
2
Eda Alparslan
Çeviren 25 Ekim 2019 7 dk.

2003 yılında American Journal of Medicine dergisine yazan araştırmacılar, tıp haberleriyle ilgili düşüncelerinizi değiştirmesi gereken bir şey keşfettiler. 1979 ila 1983 yılları arasında en popüler dergilerde yayınlanan ve "yeni bir tedavi"nin veya "yeni bir tıbbi teknolojinin" çok umut vaat ettiği söylenen 101 makaleyi ele aldılar. Bu 101 tedaviden sadece 5 tanesi yayımlanmasından sonraki 10 yıl içinde piyasaya sürülebildi. Sadece 1 tanesi, 2003 yılında o makale yayınlandığında hala kullanımdaydı.

Sadece bir!

58
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 4 gün önce 4 dk.

Umman’ın Dhofar bölgesindeki mağaraların taş yüzeylerinde ve kurumuş nehir yataklarının yüzeylerinde yılan gibi kıvrılarak kayanın üzerine işlenmiş neredeyse 2400 yıl öncesine ait yazılar bulunuyordu. "Zufar yazısı" olarak da bilinen bu yazının ne olduğu ise uzun yıllar boyunca bilim insanları için çözülemeyen bir bilmeceydi. Ancak uluslararası bir akademik dergide yayımlanmak üzere olan yeni bir çalışmanın yazarı, Zufar yazısının ana alt türünü deşifre ettiğini ve alfabenin Güney Arabistan'da ortaya çıkmadığına dair kanıtlar bulduğunu öne sürüyor.

Ohio State Üniversitesi'nden dilbilimci ve çalışmanın yazarı Ahmed el-Cellad, Zufar yazısının uzun süren gizeminin on yıllar boyunca akıllara pek çok olası açıklama getirdiğini belirtiyor. Bunlar arasında "bunların Kur'an'da adı geçen kayıp bir Arap kabilesi olan Âd kavminin yazıtları olduğu gibi pek olası olmayan fikirlerin de bulunduğunu söylüyor. Çalışmada yer almayan Pekin Üniversitesi'nden dilbilimci Giuliano Castagna, el-Cellad'ın yeni makalesinin bu konu üzerine yapılmış ilk güvenilir çalışma olduğunu ve "Arabistan tarihinin yepyeni bir sayfasını yazma potansiyeli taşıdığını" vurguluyor

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
522K UP
5 gün önce
Norveç açıklarındaki Kuzey Denizi'nin dibinde keşfedilen dev kum yığınları, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Jeologlar, bu yapıların alışılmışın dışında bir jeolojik süreçle oluştuğunu ve şimdiye kadar bu ölçekte hiç gözlemlenmediğini belirtiyor. Yapılan yeni çalışmaya göre, yoğun kum katmanları milyonlarca yıl önce daha az yoğun olan ve fosil mikroorganizmalardan oluşan "çamurumsu tortuların" (ooze) altına sızarak bu daha hafif yapıyı yukarı doğru itti. Bu da, normalde üstte olması gereken genç katmanın altta, yaşlı tortunun ise üstte bulunmasına neden oldu.

Araştırmacılar bu benzersiz oluşumlara “sinkit” (batan kum) ve yukarı çıkan çamur kütlelerine “floatit” (yüzen katman) adını verdi. Bu keşif, jeolojik katmanların nasıl hareket ettiğine dair bilgilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Çalışmanın başyazarı Mads Huuse’a göre, bu yapıların oluşmasında depremler veya yer altı basınç değişimleri etkili olmuş olabilir. Araştırmanın bir diğer amacı ise bölgenin karbon yakalama ve depolama için ne kadar güvenli olduğunu değerlendirmekti. Elde edilen veriler, yer altı rezervuarlarının güvenliği, sızdırmazlığı ve sıvı hareketleriyle ilgili anlayışımızı büyük ölçüde etkileyebilir.

Bu beklenmedik keşif, Dünya’nın derinliklerinde hâlâ çözülememiş birçok jeolojik gizem olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.









ChatGPT’ye sor


4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Anonim
Anonim Üye 20 Mayıs 2024 1 Cevap
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Her arabanın içinde bir bomba var!
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close